İyonkarahi luşunun yıl dönümü evvel ilk topların patladığı tepelerden hareket.. 4 Yedi sene 28 (Milliyet) — 27 A. Alyon Karahisarın yöğinci yıl " Bu günü tesit için bura- G çe Parlak tezahürat yapıldı. ha r_:nıedide bütün şehir hallı ç çünün şehre girdiği Akçeşme bplir, Oplandı. Saat on şekirde İlk < __Ml-dıiı tepelerden bir ta- Ö pa Beçti. Ve tıpkı 7 aeti YaPtıkları şanlı / muharebe) , tekrarlıyarak üç mangası, gaa ve nihayet kıamr külli Mesbar İletledi ve Ça binlerce halkın “Yaşal,, sadaları ve kopan “Yaşa arasında şehre dahil Vi g Eiren kıt'ayı Belediye namı- ıı._ııfu'“ karşılayarak mızıka ön- li Bilülde doğruca Belediyeye Bü elediye önündeki parkta ae- ahat ettirildi. Ve buzlu ay- Üram edildi, Kıt'a zabitanma qî TARSUSTA İKTISADİ HAYAT N kasabanın buğday ve arpası kadar üzümleri de S, 28 (Milliyet) — Üç gün! iyan. fakür ovanın bül "mı:—::l:. pımuknşh İlti, ülüyor. Ta| itinadi ehi emmiyet ve mevkii- için burada üç banka #öylüyeceğim: Zira JAR: 'l'ı“'ı üşt ve Bi açılan İş bankası şube- içinde diğer bankalar artırmış olması herkes kredisini ederek bu bankadan is çen buğday ve : Silçiye iyi bir istikbal abada — ticaretin '/ .,_.1 İktisadi faaileytlere ':.".İ';_'"în& Çukur ovada Olmasındadır. ue v Edenberi ,::""ı elektrik 23 - 24 a yi vir YO muntaza-i Ferde yöküektedir. Makam deni | kta olan ve yakut * "ADA PAMUK ü pam SESEN seneye nispetle bu T'flıi..,“'h" Mahsulü bereketlidir. drtk ç4 tOplanmakta olan pam İ AYA başıada %ırıhalırilı şehre iğtır. üiyştliyer iyi Dönük mahsuluna ait İ Sene çizer, SAtIŞ piyasası bu- ZMIR ©- Sifçinin yüzü gülecek- di BAĞLARINDA & HASTALIK İi lı::ğ Varıncaya kadar ve) Bi Süttcesindi a teşmil edilen tet d a Kemalpaşa ile Par- RaEbetin dğfkgrdıı—ıhıı-iı. yüz- ürümekte olduğu, Nafj i aa Ve ) | B f 4 Vücuğ Si) gi * edilmek Yatın PZ Ze iş te mıkdarı (2 Yakkar *dilecekti; ,gf ğ gA ; ieünakasa nn f"""—ı-..' e Ai lâzım evrakını afia vekâleti a y Yık ha vekâletin :"_'i #artnamesine mer şfae ve tahdit kı- dan havzai| Sü işlerine ait buna müsteni- he 27 teşri- ı Z Za £ S li SAA AM AA Ka AA G a ba günü saat14 ,_;:. Ula edilmek Sülmüşçr ” ile mütnaka- Alip : b';k v ';ı_ğ *vel KĞ tetli hp.:lıi c ı;h'i'ı’ı.Yevmi mezkü. l âmeliyati rü- K &ten neliyati gö ek ve gartna ame v | billiye geldiklerini haber alan jandar- .. Vüyük S içleri kâletinden : ŞÇetinde Nilüfer, deliçay ve tevabiinin def'i mazar- taklığının kurutularak Bursa ovasının islâhi zı- ünü Şeetirilecek ameliyatın (19 teşrinievel 1929 Cu- Saat 14 te Ankarada nafia vekâletinde ihalei kat- Üzre kapalı zarf usulile münakasaya konulmu- bedeli muhammeni (üç milyon lira - olduğundan ir, Velename ve şartnamci umumi ve fenniyi ve silsilei şartnamesini ve mevcut projelerini gör- Suretile münakasaya dahil olabilmek i; geldiğini öğrenmek isteyenler Ankarada Müdürlüğüne) ve Bursada su işleri müdürlüğüne miidtiılniüm müracaat etmelidir. müsteşarlığına makbuz mukabilinde balâda mezkür (19 teşrinievvel929 adat on dörde kadar kabul edileceği S işleri İstikşaf İlânı sarın kurtu- hir namına birer buket ve sant hedye edildi. Merasimin devam ettiği müddetçe tarihi kaleden toplar atıldı. Ve bu ge cenin şecefine şehir baştan başa ten- vir edildi. Vaktile tesisatı ikmal edlip te bir türlü cereyan verilemiyen e- lektrik lâmbaları parlak ziyalarile şeh| ri nura garkeyledi. Şimdi halk pür ni kutluluyor. Yarmki — merasim sa- bahtan başlıyacak akşama kadar de- vam edecek yarın akşam Maarif sine Ması bahçesinde Musiki yurdu tara- fından bir konser verileceği gibi Be- lediye ve Kolordu tarafından da mu- azzam bir fener âlayr yapılacaktır. MERSİN HAPİSANESİNDE Mersin — hapisanesindeki cinayet mahkümlarından — Kasım, Ferraç ve Hacı Ahmet arasında çok kanlı bir kavga olmuş, üçü de birbirini ağır su rette yaralamışlardır. meşhurdur rada yattığı için makam ismini alan camide Hazreti Danyal elektrik ziya- #r içinde keyameti bekliyor. Sa: dana- pal da öyle. .. TARSUS ÜZÜMLERİ Tarsusun buğday ve arpası kadar üzümleri de meşhurdur. Garp ve gar bi şimali cihetini kaplayan bağlarıı çok güzel mahsulü var. Bugün Bağ- farbaşı denilen yere gittim.. Burası| da toprak renkli Tarsusu önüne alı- yor. Serin ve yaylaya benzeyen bir . Burada ve bu civardaki bağ- nisbetle çok faz la ve keyfiyeten iyi üzümler var. TARSUSTA ASAYİŞ MÜKEMMEL Tarsus kazasında — asayiş ve inzi- bat her tarafta olduğu gibi çok iyi ve| mükemdmeldir. Şekavete sülük etmiş olan Tarsusun — Kebilli kariyesi aha-| lisinden Arap Tahir oğlu Veli Havra niye köyünden Ali ve Ahmedin He- l ma idaresi birinci mülâzım Setkr B. in, kumandakında bir müfreze — sevketti ve bu müfreze, jandarma ile şimdiye kadar müteaddit müsademeler yap:p kaçan bu azılı şakileri silâhları üzer- lerinde olduğu halde yakalamış ve bi lerine kelepçeleri vurup getirmiş- Halk, Cumhuriyet idaresinin gös-| terdiği bu sür'at ve — muvaffakıyeti: katil şakileri çarşıdan geçiren janddar- maları alkışlayarak takdir etmi ğ M. | Parsa ile Kasaba bağlarında da X,10 nisbetinde Ballık hattalığı bulunduğu anlaşılmıştır. Bağların hastalığına çare; üzümle- rin bir an evel serilmesidir. Amele bu lunmaması yüzünden üzümler zama- nında sergiye konulmamakta ve bun dan dolayı da hastalık baş göstermek tedir. | Seydiköy ve Değirmendere nahiye- leri havalisinde bulunan Çal ve Da- vas taraflarından gelmiş amelelerin bu mıntakaya sevkleri ile çalıştırıima- ları muvafık görülmüş ve amele sev-) ki için alâkadarlara tebliğat yapılmış-| ti istiksal Tn 25 bin) liradır. Ameliyat beş se almak isteyenlerin de Nafia ve- den: 've Ankarada sı rli 3 — Taliplerin hektar başı- neşe sokaklarda dolaşıyor. Ve birbiri| na Sürette islahi Ezcümle bina tamamile bir balıl hali haline getirilerek ortasında bir merat salonu vücuda getirilmesi, sa- lonun bir tarafında taze balık satan, bir tarafında da tuzlayıcı mağazaları bulundurulması, Haliçin pis sularinin içeri girmesine mani olmak için bina- frn önüne bir rıhtım yapılması esaa- |ları raporda müdafaa - edilmektedir. |Sıhhiye müdürü raporu Emanet ma- /kamına verecek ve makamca da tas- |vip olunursa Vekâlete gönderilecek- tir. yaların caddelerden geçmesi Tüsefer memurlarının geceleri kulla- nacakları işaretli ziyaların renklerini tespit etmiştir. kapalı olduğunu ve durmak lâzımçel diğini gösterir. Yeşil renk yolun açık olduğuna delildir. Ancak yeşil rengi görenler doğruca cepheye ve sağa gi deceklerdir. ilân olunur| mraanna ailee MİLLİYET YD AA sayerı MİL Emanette Balıkane Emanet sıhhiye mü- düriyetinin raporu | Şehremanetinden balrkanenin nak-| hi hakkında mutalaa sorulmuştu. E- manet shhiye müdiriyeti bu hususta bir rapor Bapo 'nazaran balıkanenin şimdiki yerinden y dır. Bu e b:u; v:ğ,:â"",rf_'_ği(, 'esaslı | 'dan terfi eden erkân ve ümerayı as- | başka memleketlerdeki zirai koopera) hazırlamaktadır. izımgelmektedir. Emanette tediye Şebremaneti ücretli lanacaktır EMANETTE BAREM Şehremaneti -kendi memurları: barem kanununu Eylül bidayetin: itibaren tatbik etmek niyetinde Fakat bu husustaki hazırirklar henüz ikmal edilmediği için memurları dâ- ha bir müddet baremden istifade <- demiyeceklerdir. Yaprları hesaba göre | barcen münasebetile bütçesine senede 90 bin lira zammet- mek lâzımgeliyor. GECELERİ SEYRÜSEFER Şehremaneti vesaiti nakliye ile için Kırmızı renk yol Yeşil rengi görenlerden sola gi 'cek olanlar işaret memuruna malü- mat verecekler, geçme — müsaadesini alırlarsa sola döneceklerdir. Askeri mektepler Askeri mekteplerden bir krmr mi senc tedrisatına başlamışlardır. Di ğer kısmı da yakında bar D Terfi edenler | Terfi edenler 30kişi kadardır Bundan bir müddet evel terfi |tihanına giren komiserlerle polis me-| murlarının tertileri evelki gün tel olunmuştur. Terfi edenler 30 kişi ka- dardır. Bu meyanda Eminönü mer- kezi komiser muavinlerinden Nazımı B. ikinci komiserliğe, ikinci komiser- lerden Yaşar B. xer komiserliğ miser muavinlerinden Ata ve B. ler ikinci komiserliğe, santral po- lis memurlarından Osman Nuri, mü- teferrika polis memurlarından Kadri, Ömer, ve Hilmi efendiler de komiser muavinliğine terfi etmişlerdir. Bir musevri çocuğu boğuldu Hasköyde oturan (15) yaşında |Kemal isminde bir |dün sabah arkadaşlarile beraber deni-| Tevfik, ze girmiş ve yüzerek sahilden biraz açıldıktan sonra şakalaşmağa — başla- mışlardır. Bu sırada Kemal fazla su yutmuş ve taketi kesilerek dibe doğru gitme- ğe başlamıştır. Her me kadar vaki . İan istimdat üzetine kurtarılması i- çin çalışılmış isede kurtarılamamış ve e| Poğulmuştur. Benzinle intihara teşebbüs Samatyada oturan Arşalos ismin- de genç bir ermeni kızı ni istediği bir Rum delikanlı lısı ailı BİR KAYIK DEVRİLDİ M Ahmet isminde birinin idaresinde- işleri müdürlüğüne| Ki kayık kavun ve karpuz yüklü ola. Adanada su işleri müdür! ÖLANS C aa öaneben geçmekte iken fenalığından kayık sallanmış ve kavunlarla karpuzlar bir tarafa yı- faldığı için muvazenesi na teklif edecekleri fiatın Kırk | devrilmiştir. bin hektara darbından hasıl ola| HER GÜNKÜ KAZALARDAN cak bedeli muhammenin yüzde yedi buçuğu mıkdarında temi-|olan 2—104 numaralı ötomobil Ha- yatı isminde bir çocuğa çarparak teh- natı muvakkate mektubile şart: Evelki gün Samatyadan geçmel namesinde gösterilen evrakı, ve *li sürette yaralamıştır. saik ve teklif mektuplarını yev-i mi mezkürde - saat 14 den evel| Ankarada Nafia Vekâleti Müs: teşarlığına makbuz mukabilin- İKİ ARKADAŞ ARASINDA Zekeriya ve Recep isminde Kara- gümrükte oturan iki arkadarş evcl |zün kayga etmişlerdir. Neticede Ze- |keriya Recebi ağır surette arnmdan evdi eylemeleri ilân olumur. | yaralamıştır; Rapora| memurların| © a ücretlerini evelki gün vermiştir. Ya- him, Hüseyin Abdı tinden itibaren de maaş tevzüne baş- kı, Feyzl Bektaş, Muhiddin Mehmet, Emanet maaş yliyacaktır. Bi Enver müsevi çocuğu işanlanmak nişan- tarafından mümana. mütcessir olarak inti- hara karar vermit ve bu — maksatla zin içmişse de vaktinde - yetişil rek kurtarılmıştır. K bozularak CUMARTESİ 31 AĞU: ea cemmne aa — a UABBİ 5 a LİYETİN ŞEHİR HABERLE OA | Askeri terfi listesi Mirliva, Miralay, kay- makam ve binbaşılığa | terfi edenler Her sene olduğu gibi 30 Ağustos | zafer bayramında üçüncü Kolordu- | keriye ile zabitandan bir kısmının İi k |tesini dün | neşretmiştik. Mütebal krsmın da bugün neşrediyoruz. ğ MIRfva OLANLAR Miralaylıktan mirlivalığa terli - İbrahim Ziya, Ahmet Nuri, doktor Hüseyin Hüsnü, Hayri ve Suphi Pş. | Terfi eden askeri doktorlar | Doktor kaymakamı Raşit ve Sabı beyler miralaylığa, hinbaş: Fehmi eczacı Osman İhsan beyler de kay- |makamlığa terfi etmişlerdir. MIRALAYLI;E'A TERFİ | EDENLER Piyade kaymakamlarından İbra- lah, İamâil Hak- İhsan Hasan, A |İsmail Hakkı, fa, Ali Rrza, İsm k Nizamettin Bekir, Sadettin Süleyman | Sait Mustafa, İbrahim Eehen, Ali | Ahmet, Fen kaymakamlarından De- mir sah Süleyman, Bekir Sıtkı, Cemal Apturrahman, Ağır topçu kaymakam | larından Ahmet İzzet, Süvari kayma-| kamlarından Yakup Cemil, Ali Rıra, Hasan Hüsnü, Raif, Rıza Ömer, Ha- san Tahsin, Mustafa Hakkı, — Salra |Topçu kaymakamlarından Mehmet Şerif, Mustafa, İsmail İbrahim, Ap- tüsselâm, Derviş Mehmet Haşim, A- dem Sabri Yusuf, Hüseyin Avni İbra him, Halit Mehmet Nuri, Doktor Ha- san Tahsin Mustafa, Mehmmet Cemal. | Mehmet Sait Şerif, Yusuf Kenan Şe- ik, « Hüseyin Hüsnü Şerif, Mahmut Mecdi, Mehmet Fikri, Osman Şerafettin, Hüseyin — Avni, Mehmet Muhsin, Ali Rıza — Osman, Mehmet Mecit Abit, Hayrettin Meh- met, Aptürrahim Süreyya, Aptülmut- talip Kâmil, Mehmet Fethi, Erkânı Harp kaymakamlarından Bekir Sıtkı Mehmet Fevzi, Harita kaymakamla- rından Tahir Sait, Baytar kaymakam larından Ömer Lütfi, Sadri Mustafa, | |Hüseyin Mustafa Ali, Hilmi, Ahmet, Fetit Asım, Halil Eenl, t Nu- ri-Hasan, Mustafa Sadık, &çzacı Ke- mal Mehmet Beyler Miralâylığa terfi etmişlerdir. » KAYMAKAMLIĞA 'TERFİ EDENLER Erkânı harp binbaşılarindan Ali Fuat, Mehmet Nuri, Mehmet Fahri, Mustafa Cevat, Yümni Aptülkadir, Hüseyin Nazmi, Cemal — Muzaifer, Zeki İsmail, Mehmet İzzet Şehabet. &n Nuri, Feyzi Remzi, Tevfik Mus. |tafa, Ahmet Kemal, Ahmet Ekrem, Nurettin Şefik, Asım İbrahim, Örner İskender, Asim Sait, Ahmet Neşet, İsmail Hakkı, Mehmet Adil, Hasan Tahsin, Ali Rıza, Osman Bani, Mus- |tafa Sabri, Murat Süleyman, Ömer, Enis Osman, Enis Kâzım, İbrahira Derviş, Rıza Safer, Piyade binbar rından Ali Sait, Hasan Tahsin, İzzet, Yusuf Mustafa, Ahmet Hasan, Örner Vehbi, Ahmet — Faik Müstafa, Sırrı Arif, Osman — Refet, Mehmet Reşit, Halil Nazif, İsmail Hakkı, Şevket Mehmet Ali, Mehmet Hayri Aptullah, Mehmet Tevlik, Şev- ket Azmi, 'Tevfik Ali, Mehmet Züh- tü, Ahmet Arif, Cemal Sabit, Süley- man Fethi, Vasfi Rıza, İsmail Hacr Ali Hüseyin, Hüseyin/ Cevdet, Rıza Cevat, Nuri İhsan, — İbrahim Mustafa, Ali İsrail, Hüseyin Tah; |Hasan Basri, Necmettin Haydar, Cc. mil Mehmet Akif, Mehmet Muhâin evlik, Mecdi Münir, Mustafa Bahir |Hüseyin Vasıf, Hasan Mahmut, Meh |met Âsım Şakir, Osman Yusuf, Dilâ- ver Ömer, Yusuf Nazım, Hilmi Ö- mer, Necmettin Hact Celâl, Hüseyin Necip, Aptülhalim Hasan, Ali Sait, Tahsin Ahmet Mithat, Hüseyin İbra- İbim, Demiryol binbaşılatından Meh. met Ali, Mehmet Nasmi, “Hüseyir |Hüsnü, Yusuf Kemal Mustafa, Bay- 'tar Memduh, Hüseyin Mustafa, hari. 3ılzd=ı Mel:::ı İsmail, Ahmet Noac, ti, Kadri, baytar Rı İbrahi, İli, Haydar Kâzma, Sadettin. Alk =A— mit Zühtü, İsmail, İbrahim Ali, İbra- him Şakir, Mehmet Ali, Hâmit Ali, Aptülkadir Mustafa, Hulüsi, Süley. man, Fehim — Mehmet; A; Hafır Ahmet, Lütfi İbrahim, Erkânı harp Nuri Ethem, İsmail Nüzhet, Os man Hilmi, Ağır topçu Mehmet Ham di, Ahmet Kadri, Cemal — Hidayet, Hakkı Mehmet, Ahmet — Cevat, Ali Şevki, İbrahim Kâşif, Muzhar Arif, Örner Muhiddin, Mehmet Salâhattin, Ali Hasan, Haşim İbrahim, Fuat Ha: Ki, Bilâl Mehmet, Ahmet Nuri, Hu- , Bekir Feyzi, İbrahim Hacı Rıza, Sabri Ali, BİNBAŞILIĞA TERFİ z DENLER Erkâniharp Raif Fethi, Mehmet Behzat, Haydar Muhittin, Ahmet Ce mal, Sami, Mebemet Şerket, Mehmet Cemil, Emin Nihat, — İsmail Hakkı, Kâmil Hasip, Mehmet Rilat, Aptüs. selâm, Hakkr Süleyman, — Celâletin |Mehmet, Zekeriyya, Emin Mehmet, | Ahmet Şükrü Hasan, Mehmet Hulâ- Bi, Osman Kâzın, Hasan Suphi, Re- Yusuf, Hüsnü Recep, ya- ge: lun ide-| ye- im- l ko- Ferit Ali, kte STOS, denler İbrahim Lütfi, Reşat, Talât, | Mustafa, Eşref Musta-| leyman Sait, | İyasetinin gittikçe faydalı 1929 LA 5İ —) K T Rİ İktısadi H. Istihsalât Yeni bir kanun lâyı- hası hazırlanıyor Hükümet bu xene ziral istihsal ko- operatiflerile meşgul olacağı cihetle Ziraat bankası bu hususta bir kanun, iyihası hazırlamaktadır. Bunun için fler de tetkik olunmaktadır. Bir taraftan da Avrupadaki tica- et şehbenderlerimiz yaptıkları tetki- kat neticesine ait — raporları Ziraat bankasına göndermektedirler. EDİRNE VALİSİ ŞEHRİMİZDE| Edirne vâlisi Emin bey mezunen şehrimize gelmiştir. POSTA BAŞMÜDÜRÜ Bir müddetten beri mezün bulu- man İstanbul posta ve telgraf baş mü- dürü Hüsaül beyin mezuniyeti bitmiş ve tekrar vazifesine başlamıştır. Ecnebi gazeteler Ankaranın imarı Yeni Türkiye istikbal için nasıl çalışıyor? Pariste çıkan «Autorite» gazetesi mernleketimizde takip edilen imar &i neticeler verdiğinden bahsederek Ankaranım imarı demek yeni Türkiyenin dalma istikbal için masd çalıştığını gösteren | parlak bir delil olduğunu — yazmakta ve ezcümle şunları demektedir : <«Merkezi hükümetin — İstanbuldan Ankaraya nakli zamanın tekâmülüne bir alâmet teşkil — eder. Türkler bu maklin bir harabiyet alameti olmasını istemediler. Onun için çalışıyorlar, istikbali kurmak için yeni esaslara göre çalışıyorlar. Ankarada temerküz eden bu bakikatin kabili münakaşa olmayan delilini gördük. Burası artık taşrada her hangi bir şehir değil, yı niden hayat bulan bir milletin ayni zamanda resmi olan bir merkezidir. —— Ali Riza Mehmet, Mustafa Ratip, li Remzi, Mehmet Zeki, Mehmet Mul tar, Ahmet Nurettin, Şevket Ril Ali Rıza, İhsan, Ahmet Niyazi, Hay- rettin İbrahim, Ahmet Şevki, Recep Semi, Hüseyin Şevket, Ahmet Hulü- si İsmail, Hasan Tahsin Osman, Re- cep Şaban, Mehmet Arif, Remzi Sa- Hih, Baytar Mehmet Hulüsi, Ali İs- mail, Eşref Mehmet, Lütfi Hüsnü, Ahmet Hilmi, Ahmet Cemal, femail Rermzi, Ali İbrahim, Süleyman Si Sabri Salih, Ömer Ali Osman, Nazım Veli, Mehmet Emin Abdülkadir, Ha- Ki Ahmet, Mustafa Sadettin, Mehmet Adil, Şahabettin, —Ahmet Mithat, Mustafa Şevket, Hacı Mehmet, Ah- met Zait İsmail, Necati İbrahim, Yu- suf Osman, Hasan Basri, Ahmet Zi- ya, Muhabereden Mehmet İbrahim, Hüseyin Cevat, Mehmet Ali, Hüsa- mettin, Hasan Fehmi, Mustafa Âkil, Cemal Hüseyin, Bahri Mehmet Zeki, Hulüsi, Osman, Mehmet Muhtar, Os) man Necmi, eczacı Mehmet Cemalet- tin, Hüseyin Hacı İzzet, Mustafa Şev ki, Ahmet Hulüsi Yusul Ali, Hüseyin| Hayrettin, Emin Hüseyin, Mebmet Sabahattin, Mustafa, Mehmet Hüsnü, Cemil Tevfik, Mehmet Ali Mustafa, Cemil, Mehmet Suphi, Hüseyin Sa- lih, Avni Lütfi, Süleyman, Mehmet Şevket, Kadri Hasan, Mehmet Mecit, Haritadan Zekeriya İbrahim, Sabri, Mehmet Necip, Sabahattin - Hakkı, Halit Ömer, Süleyman Numan, Meh. met Muhittin, Mehmet Emin, Hüse- yin, Mehmet Kadri, Mustafa Sabri, Nazmi Mehmet, Mehmet Faik, Meh- met Zeki, Topçu Mustafa Ragıp Lüt- fi, Abdülkadır, Bedri, Rıza, Mehmet Recep, Süleyman Haydar, Yusuf Zi- ya Mustafa, Piyadeden Osman Nuri, Mehmet Rasih, Mustafa Mehmet, İs- mail Hakkı İbrahim, Mehmet Sabri, Hasan Sabri, Yakup Remzi Mehmet, İbrahim Ahmet, Mehmet — Mustafa, Abdurralıman Osman, Şemsettin Ali, Mehmet İzzet, Şerif Ahmet, Ahmet Nazmi Hüseyin, Mehmet Mustafa Ce mil, Necmettin İbrahim, Mehmet İb- rahim Lütfi Mustafa, Hasan Hayri, Cemal Ahmet Emin, Ahmet Hamdi, Ali Haydar Emin, Yusuf İsfendiyar, Remzi Şaban Mehmet, Muhtar İbra- him, Vahit İsmail Mustafa Fazıl, Şe- refettin Emin, Ahmet İbrahim, Şük- vü Hüseyin, Mehmet Avni, Cemil İb- rahim, Hüseyin Şükrü, Haşim İbra- him, Mehmet Nail, Abdullah Hasan Osman, Cemal Hasan, İsmail Meh-) met, Ali Sait, Ali Rıza Ali, Nurettin İsmail, Mehmet Cemil Abdullah, Ce- mal, Nazım Habil, Ahmet — Hamdi Mahmut, Mehmet İhsan Refik, Ha- lit Ahmet, Mehmet Mustafa, Celâlet tin İlyas, İbrahim Ahmet, Süleyman Riza, Ahmet Hüseyin, Osman Nuri, Mehmet Nuri, Hasan Tahsin, Meh- met Kâzım A; Abdurrahim Zülfikar, Refik Hacı Mustafa, Memduh Veli, Halit Mus- tafa, Ahmet Raif, İsmail Hakkı, Ha- san Necmi, Refik Ahmet Yusuf, Hü- seyin Vasfi, Zeki Haydar, İhsan Sa dık, Abdurcahim Mustafa, Abdulva- hit, Mehmet Cemil, Hasan — Hulüsi, Mehmet Necmettin, Ali İbrahim, E- min Hüseyin, Yahya Haşim, Nazmi İbrahim, İsmail Hakkı, Mahmut Hak kı, Alâettin Yahya, Mehmet Emin,| Mehmet Bahattin, Eşref Zühtü. Mus, tafa cep Fehmi, Bedri Emin, Hüseyin İb- rahim, Mehmet Rahmi, Sabri Kümil, Bunlardan başka 72 bahciye yüz- başısı binbaşr olmuştur. | İnetten bir köşe.. diyorlardı, aman . Mehmet Hacı Nail, | YöTdi istanbul çu leki r na gü “Bir gitte gör... neo tann güzel eğlendik..,, O güzellm adalar dururken bu adayı gittik gördük.. Allah sahibine_baş:ışlasm Sabahleyin Gülhane bahçesinden gelen gürültülü bir mızıka sesi ile u yandım. Coşkun bir seyirci alayı So gükçeşme caddesine sıralanmış, res- mi geçitten dönecek askerleri bekli- yorlar. Hemen herkesin yüzünden |neş'e akıyor: 30 Ağustos... Bu sene çok güzel bir tesadüfle tatil gününe düşen bu büyük bayramımızı ne ka- dar sabırsızlıkla bekliyorduk. 30 A- ğustos... Bizi ebediyen düşman is- tilâsından kurtaran Lozan güneşinin lk fecrini, bu gün idrak ettik. Kur- tuluş bayramı, kurtulan — millete ve onun kurtarıcısı Büyük Gazi ile za- fer arkadaşlarına mübarek olsun. Kendi kendime: — A.. dedim, bugünün şerefine güzelce eğlenmeliyim, doğrusu. .. Güzelce eğlenmek... Fakat nasıl? Sık sık tekrar ederi; - Ah, nc güzel eğlendik! deriz. Yalnız malüm ola ki bu sözü şarfet mek için mutlaka eğlenmek İlâzım gelmez. Bir hayli para sarfedip bir hayli yorulduktan sonra “Ah, ne gü zel eğlendik!” demek bir nevi teselli yerine geçer. Her halde ismini olsun duymuşu- nuzdur. Pendiğin yarım saat ötesi: gün evveline kadar benim için Antil a- daları kadar meçhuldi — Efendim, ada değil adeta cen- bir git te gör... öyle eğleneceksin, öyle eğleneceksin ki..” Hakları varmış. Öyle eğlendim, öyle eğlendim ki hiç sormayın. .. Sabahleyin erkenden bütün hazır- lığrmı bitirmiştim: — Nereye böyle? Diye soranlara: — A.. diyordum, bugün dokun- mayın keyfime, Pavli adasına gidi-| yorum... Bunu söylerken kendimi henüz keşfedilmemiş bir arazide tetkik se- yahatine çıkan bir kaptana benzeti- |yorum. Tariflerine bakılırsa bu adanın dünya yüzünde bir eşi daha yoktur. Temiz hava, lekesiz deniz, püfür pü für esen rüzgür, denize serbesçe gi- f ağaçlık. Eğlenmek için bundan daha iyi yeri nerede bulursunuz? Aman yarabbi.. Meğer hayal ile hakikat, bazen ne fena çarpışırlar- mış! Adayı gittik, gördük. Allah sahi- bine bağışlasın ama, o güzelim ada- lar durürken bu ada karikatürüne bel bağlamağı doğrusu ben anlama- | dım: Neyse, vapur ve trenle bir sa- , atlik bir seyahatten sonra Pendiğe vardık. İstasyon civarı pek Bider. Gazinonun — serin bir bahçesi vardır. Tren yorgunluğu ile hemen orada bir iskemleye ilişiverdik. Şunu haber vereyim ki yalnız deği lim. Yanımda, bir arkadaşım da var. © da benim gibi Pavli adasının met hini işide işide kulaktan âşık olmuş. Bir haftadan beri söyler dururdu. Kızmet bügün imiş. Bahçede tabii hep o cennet köşesinden,dünyada bir eşine daha tesadüf edilmiyen ada- dan bahsettik. -Arkadaş, pek erken dönmek taraftarı değildi. "Sandalla gidecek değil miyiz? Tenbih ederiz, şöyle ortalık kararınca bizi gelip a- lır.” diyordu. Gazinodan çıktık. Sahile doğru yü rüyoruz. İskele önünde biraz mola verdik. Aksi gibi görünürde sandal yok. Arkadaş dediki: — Yahu, nasıl oldu da bizim Pav- li adasına gideceğimizi haber alama dılar! Nihayet bir tanesi göründü: — Gel bakalım, kayıkçı.. Yanaştı: — Nereye gideceksiniz? — Pavli adasına... Götürüp geti.- receksin. — Hemen dönecekmisiniz? Ben atıldım: — Ne münasebet! Adanın zevkini çıkarmadan dönülür mü? Artık sen bizi dörde doğru gelir alırsın. Arkadaş itiraz etti: — Canım, dört de pek erken değil mi? Hatta geç bile.. Sonra vakıt yetişiriz Mesele yok. Karar verildi. Saat tam dörtte sandal dönüp bizi alacak. Nevale paketlerimizi çantaya yer- leştirerek sandala atladık. Çala kürek, sahili takiben gidiyo- ruz. Nihayet Pendikle Tuzla arasın da adacık siyah bir ben gibi görün- meğe başladı. Biraz daha yaklaşınc. ca bizim arkadaşta ilk sukutu hayal: — Etme yahu., Pavli adası bu mu? — Bu zahir! Elini çenesine dayayarak düşün- meye vardı: — Hayırsız adanın ne günahı var- di.., öyleyse. — Bilmem. İkimizin de ağaını bıçaklar açmı- u. Karaya çıkatken adanın cennete benzer köşelerini beyhude yere arı- yordük. Biraz ilerde küçük bir gazino.. et rafında küçük ancak bir seccade ka- dar gölge veren bir kaç ağaç... Di- ğer taraflarda ne bir ağaç, ne de ya- şayan bir mahluk. Her taraf gün sıcağında cayır ca- yir yanıyor. Şimdiden ikimize de esneme geldi. İtiraf etmek istemiyoruz ama, ba- kışlarımız ne demek istediğimizi if şa ediyor. Nevale çıkınlarını şılıklı hazin hazin birer paraç tey gevelemeğe başladık. Bütün adada bizimle beraber tamam altı kişi var, Gazinodaki adamı — saymıyorum. Mlümya o buranın yerlisi sayılır. | Gelirken -iştihamız açılır- diye bir İsürü şeyler almıştık. Halbuki bu uy |ku getirici manzara karşısında büs- İbütün iştihamız kapandı. Paketleri yene sarıp sarmalıyarak bir kenara |koyduk: — Hadi dedik, bari sahili dolaşa- im! Günoş tepemize kızgın bir bakır tas gibi yapışıyordu. 'Şurası senin burası benim derken adayı bir baş- tan bir başa dolaşmışız. Hani sahil- de güle oynaşa, çırıl çıplak yıkaman sifler görecektik, hani saatlerin na- sıl geçtiğinden haberimiz olmaya- çaktı? Hani o açıkta dolaşan sandal dar, hani a. Hah.. nihayet yaka- ladık. Hem de na: tam “cürmü meşhut” halinde. Bunlar Hasköy kaçkınları olsa gerekti. İkisi de kı- zıl saçlı, kızıl tenli ve gök gözlü. Öyle sarmaş dolaş olmuşlar ki eli- İnizde bıçak olsa da ayızayım dewe- niz, ayıramazsınız. Adeta “hallü ha- -| mur” olmuşlar. Arkadaşım, bu man- zarayı görünce: — Ha.. dedi, bak bunlar için sö- züm yok. Buranın zevkini bunlar çı- karıyorlar. Pavli adası da Pavli adası.. İşin iç yüzü şimdi anlaşıldı. | — Yürüdük. On dakika sonra yine eski yerimize dönmüştük. Biraz son ra ikimizi de uyku bastırdı. Ağaçla- rın altına uzandık. Hay keşki uzan- maz olaydık. |,,Yarım saat sonra gözümüzü açtık ki ne görelim, her tarafımız haşır haşır, hatta hatır hatır kaşınıyor. Kaşıdığımız yerler bir saniye sonra kıp kırmızt kesiliyor. — Bu da nesi? Diye düşünceye vardık. Fakat kaşıntı devam ediyor- du. Adeta işi gücü bıraktık, karşı- lıklı kaşınıyoruz. Vakıa, “kokor e- lup düşünmedense uyuz olup kaşın- mak evlâdır” derler ama, ya böyle bizim gibi hem düşünmek, hem ka- şınmak ikisi de bir araya gelirse.. Saatlar elimizde, kaşına kaşına'san dalcıyı bekliyoruz. Sözünde durur a dammış. Tam vaktinde geldi. Bu kaşıntının sebeplerini ona sor- duk: — Olur bazı dedi, ağaçlardan tır- tıl düşüyor da.. Trene güç hal ile yetiştik. Vapurda tanıdıklardan biri sorduz — Nereden bu geliş. .. — Pavli adasından.. Arkadaşım gülerek tamamladi: — Aman ne eğlendikl.. M. $. CER * RDE TUT L TT MAD Tahlisiye unumi müdürlüğünden: Bedeli keşfi (3000) ve küsür liraya baliğ olan Anadolu Kavağındaki am- barımızın tamiratı aleni surette müna kasaya konulmuştur. 16 eylül 929'pa zartesi günü saat tam on dörtte İha- İlesi icra kılımacağından talip olanla- |rın keşifname ve şeraiti fenniye liste. lerini görmek üzere tarihi mozküre kadar Galatadaki idarci merkeziyeye müracaatları. İLÂN Edime şehrinin münakasıda bu- Tunan alektirik 'sisatına müddeti muayyone zarfında teklif olunan be- deller haddi layıkında - görülmediğim: den münakasa müzayede ve ihüle hakkındaki — talimamame — ahkâmına tevlikân Mmünakasası hükümsüz « dedilerek bu defa imtiyazı verilmek suretile 20-8-929 tarihinden itibanen yeniden yirmi gün müddetle ve kas pali zarf usüliyle münakasaya çıkas rılmıştır. Talipler ” şartnameyi Edime belediye riyasetinden talep edebilirler talipler projede gösterilen 90000 do- lar üzerinde ",7,5 yüzde yedibuçuk nisbetinde te'minat akçecini ve ya banka mektubunu — ve teklifatini har pullu varakayı bir zarf derununu ko- yup üzerine elektirik işine sit oldur Bunu yazarak 9-9-929 — tarihine ka- dar Edirnebelediye — meclisine tevdi” eylemeleri ilân olunur. İhale 9 eylül 929 tarihine mü- sadif pazartesi günü saat on altıdadır. İstanbul yatı mektepleri mabayaa komisiyonu relsliğindent Gazipaşa, Dumlupmar, Hakimsi- yetimilliye yan mekteplerinin 930 Mayis sonuna kadar un, odün, zey- Gnyağ, beyaz peynir, sebze, kuru söğan, — patatis, İrmik, — ihtiyaçları kapalı zarf usulile münakasaya koa- muştür. İhale Eylulun 9 uncu pazar. tesi günü —sast öndürtterr itibaren #ırasile ortaköyde Gazipaşa kız şehir yat mektebi müdürlük dairesinde- İstanbül yat mektepleri ” mubayaz komisyonunda icra edilecektir. 7/50*, nispetindeki muvakkat teminat - ile Fındıklıda yüksek mektepler muha- sibi mesullüğüne yatırılarak alınacık makpuzlar teklif zarfları içine konu darak *0 gün sast öndörde kadar komisiyon reksliğine vermelidir. Şarte famoler >her öğleden gün sonea açtık ve kar İ komisyon Katipliğinde göcülebilin