Ev'âlkür” ASRIN ÜMDESİ *MİLLİVET,YİR 8 Ağusos 1920 Dün azan Gerece Idi Bu EK (RET VE İBRET! Bir vakıtlar Dünyayı aralarında paylaşmak isteyen Pransa ve İngil- harbe - takaddüm e- den devirlerle harp esnasındaki dost kuklarını, 25 sene süren ittifaklarını hatırlayanlar için bu iki devletin (La Haye) konferaasında — düştük- leri vaziyet cidden hayret ve ibretle Börülecek şeydir. Almanyadan ala- 'cakları paranın taksimi mevzuu babı golunca öyle birbirlerine düştüler ki bir amcle eskisi olan İngiliz Ma- liye nazırı (Snowdena,) Fransız Ma- Jiye nazırına hakaret etti ve onun bu kabalığına inzımam cden az uy- Ballığı iki devletin arasının açılma- Sına sebep olacak mahiyet gösterdi. Zaferli n an sene sonra bu iki Mmüttefiki lerine düşecekleri zannedilir mi: "Abibba şivei — eyler âdüy ? BABASINA ÇEKMİŞ! Bir evde idik. Mabcup bir erkek İle hele hele bir hanım kızın bulun- Guğu mecliste onların çocuklarını seviyorduk. On on iki aylık kadar bir yavru olan bebek kimi görse uta- “Niyor ve her utanışta başını kuca- ğında bulunduğu adamam koynuna sokuyordu.. Bu hali görünce — Küçük, nakadar utangaç. Pek — mahçup şey! — dedim. Pot kırmak fırsatı kaçıran bir ahbap, hemen : hararet yağmada mephut pek az Ü — — Rveti Babasmna çekmiş! cevabı- KST e | — ga da! dedi ve her kesi ı Bi verdi, ve bununla anasının utan- Mmaz olduğunu ima etmiş zannederek güya kırdığı potu düzeltti: — Yani anasına da çekmiş, baba- ik Diçin hayli sıktı BT BAHA SAKİ! Geçen sene bü. adamın n gazetelerde resmini görmüş yalın ayaktı, kendine — otomo- lmadan evel aceba oğluna bir zaval- i E, San'atâleminde Yeni San'at kalın ve büyük adımlarla or. Bu. bir yörüyüş değil, bir ç ştur. Uçsuz, bucaksız seneler-i — genberi devrinin ruzgârma tabi bir — fırıldak gibi mihverinde döne döne — baçı dönen san'at, bugün azgın bir — hızla nihayeti görülmez mesafeleri adımlryor. Koşuyor. Namldan çıkan) bir turyun sür'etile. .. İnkılâbir tadını alan insan, yıldız- h gecelerde dirseğini penceresine dayayan, kollarını aşıkının boynuna dolayan uzun saçlı şair efendinin e- — debiyatımı dinlememek icin kulakları n tıkamış, ipekli yastığına —yasla- men. karanfil kokusuna meftun, yek pezeli Küçük hanımı boyayan koca- O man kıravatlı ressamın — tablosunu — görmemek için gözlerini yummuştur| “'Şmıınk'birıtıv baba terbiyesile bü- “yümüş ve her nasılsa san'at yapmak tenezzülünde bulunmuş, küçük bey- ler güzeli hâlâ yorgan kıvrımları a- O *Tasında araya dursunlar. İnkılâbın /Tadımı alan, heyecanmın özengilerini — zaptedemiyen genç. bir şövalye gi- — bi âtını mahmuzlryor, uçsuz, bucak- sız mesaleleri atlıyor. Bu bir atlayış, — bir koşuş. bir fırlayıştır. — Negüzel... / raşan şey de coşkunluktur. Hizsediyorum ki eski şından fesini çıkarmamış bir kaba- — dlayı gibi kaşlarını çattı. Adam sen 'ne beis var? Kervanın kulakla- tıkalıdır. RAMAZAN Sarıkzade Çömez efendinin oğlu Yobaz Ahmet, medresede hıfzını bitirdikten sonra, hamin- ne ve annesinin duaları veçhile ilâhilerle güvey girdi. Sarıkzade pek memnundu Hem oğlunun mürüvetini görü- yor, hem de bir taşla iki kuş vuruyordu. Oğlunu remezan üs- tü evlendirdiği için, düğün ha- zırlığıyle beraber, remezan ha- zırlığını da görmüş oluyordu . ... Yobaz Ahmedin karısı, mü- erzzinin üzüm gözlü, civelek kr zıydı: Henüz evlenecek çağda değildi. Fakat, gözlerinde okudukları velfecri, herkesi bu kızla meşgul ettirmeğe başladı. konukomşu, kızın her vesile ile başı açık, çorapsız, göğüs bağır| meydanda, kapı önüne fırladı- ğ görünce, anasını sıkıştır- mağa başladılar . — Hanım, sen bu kızı bir an evvel baş göz etmenin yoluna bak )... *.. Anası Hürmüzü baş göz et- menin yoluna bakarken, Sarık- zadenin oğlu kıza pek alıcı gö- züyle bakmağa başladı. Hürmüz artık her akşam, Yobaz Ahmedin yolunu bekli- yor. Ahmet de, ikâ dirhem bir çekirdek olup, mü- da ne var ? Ahmet karısını karşısma o- turttu, içini çekti: — Hürmüz, dedi, on bir ayın bir sultanı, mağferet ayıdır. Ön bir ay zevk sürülür, on ikinci ay nefis her şeyden mahrum e© dilir. Bu mahrumiyet yalnız aç durmak değildir. Nefsini her türlü zevkten mahrum edecek- sin ki, tuttuğun orucun kıymeti olsun. Babam, remezanda siga- rasını birakır. Ben de çok şükür müslümanım. Oruclu ağzımla mukabele okuduktan sonra, ge- ©e şeytana uyamam. Ötuz gün ayrı odada yatacağız ... Bu haber, Hürmüzü berbat etti, fakat ses çıkarmadı. Esa- sen Ahmet israr edecekti . — Evdekilere karşı pek ayıp olur ... Artık babam sigarasını terkettikten sonra... ... İki gece ayrı yattılar. Üçüncü gece, sahurdan sonra Ahmet odasıma çekilirken, Hür- mürz yanma yaklaştı: gözlerinin içine kadar kızararak: — Ahmet! Dedi. — Ne var ? — Bu gece ne gördüm bili- yor musun? Kocasmna sokuldu, başını medin omuzuna dayar Ah- ezzinin kapısı önünden geçi- yordu . ... Bir gece, Ay ışığımnda, Hür- müzle Ahmedin bir .îlır ko-; nuştukları görüldü. Üç güni sonra, bir rezalete meydan ve- tilmemek için, nikâhları kıyıldı.| Müezzin efendinin: — Yahu remezan üstü böyle şey olur mu? Bunun bayram ertesisi yok mudur? Diye itira- ı dinlenmedi . Sarıkza- denin arzdsu karşısında, müez- zinin fazla söze hakkı yoktu . Remezana on-beş in kala Hürmüzle Ahmedin düğünleri| bazı yapıldı . ... Yeni gelinle yeni damat, on beş gün mesut bir ömür sürdü- ler, 'Yobaz Ahmet, yeniden hıfza girmiş gibi, odasınden çıkmı- yordu. Evin içinde, kıvrak kıv-| | sinde vesis edilecek telefon şebekesi rak kahkahalar çınlıyordu . Konukomşuyla — kaynanalar — Baban usulca, kimseye göstermeden, geceleri sigara içiyor ! SELAMI İZZET Yeni neşriyat Uyanış kalemlerin — çıkardığı <Re- simli uyanış> m Üçüncü mushası dün çıktı. Bu nushada yeni ve genç mu- rre ea Di Doktor Hahz Camal bey Üç hafta evel Anadolumuzan kasaba ve köylerinde bulu- nan hastalarını tedavi için azi- met eden Doktor. muallim Hafız Cemal bey avdet ederek Divan yolundaki kabinesinde hastalarını kabule başlamıştır. Uşşak kazasının karahallı nahiye- için muktezi -Eriksiyon markalı baş başa verip yeni evlilere dua| bir adet 20 numaralı Santıral 8 ediyorlardi : — Allah başlarını bir yastık- ta kocaltem! ... ÖOn beş gün sonra, remezan gelip çattı . O gün ilk defa sokağa çıkan Ahmet, eve biraz suratlı ve mahzuün avdet etti . Hürmüz, endişe ile sordu: — Nen var Ahmet? Bu sura- 'tın ne dir ? Ahmet, pencereden minareyi minarede yanan kandilleri gös- terdi. Sonra, uzaktan sesi gelen adet duvar Teletonu ve 40 kilo- metre tel ve 3 adet mübeddile pazarlık süretile satın almacağın- dan satmağa talip olanların na- hiye müdüriyetine müracsatları ilân olunur. TİYATRO SİNEMALAR ; vererAreAr| AAA İnkilâp tiyatrasu ve Ankara öpereti Şehzade başında Millet tiyatrosunda 14 Ağustos Pazar davula kulak lııhırı..u z ELİF NACİ < Milüyel, in edebi tefrikası ; 4 AŞK GÜNESİ — Yapma Hasan gel... Etem İzzet ee srsu — Mutlaka çıldırdı. .. günü akşamı CArşın malalan | Kafkas oöpereti 4 perde €n üst kattan bir oda kapısımın açıldığı duyuldü! İftira yalvaran ve kaybeden kadmın daima son silâhıdır. O da bu ânda birdenbire bir çığlık PAZAR 18 AGUSTUS. Türk sanayii M — eemamamanz — Tinci sakifadan mabat dair verilmiş bir karar yoktur. Ma- mafi medalyaların bir hatıra olarak siyanen tevzi edilmesi ihtimali de vardır. Yerli mallarınm, seyyar bir sergi| halmde, Karadeniz sahillerinde ve Anadoluda teşhiri şimdilik maatte- essül imkânı maddi haricinde olduğu Nu senayi birliği kâtibi umumisi Naz- mi Nuri bey dün kendisile görüşen bir muhazririmize söylemiştir. Naz- mi Nuri Bey, bu seyyar bir sergi ter- dolunun muhtelif yerle- telgraf geldiğini de ilâve etmiştir. Aldığımız malümata göre yerli mallarının sörümünü daha ziyade te-| min için gelecek sene bir yerii malı haftasi tertibi düşünülmektedir. Sergi Ağustosun (25) inci günü kapanacaktır. Sergiyi altı gün zarfında ziyaret, edenlerin miktarı (65,500) € baliğ ol- muştur. Ziyaretciler arasında gurup halinde muallimleri nezaretinde mek- tep talebeleri vardır. | Halkın mütemadi akın halinde ter- giye koşmaları cidden calibi dıkkat tir. Yerli malların mevcudiyeti bak- kında bir fikir edinmek artık —yerli malları kullanmak balkımız için sar- sılmaz bir iman halını almiştir. Anadolunun uzak yerlerinden teb grafla sergi ve sergiye mevru mallar hakkında izabat istenilmekte ve ser- gi hey'eti lârımgelen cevapları ita et mektedir. Bu gün sergi dahil ve hari- cinde yerli mak: hakkında plâğa alt mış könferans hot parlorlar le ziyaretcilere arz edilecekti İktisat vekili Şakir bey İstanbul sanayi müdürü Kâzım bey vasıtasile yerli mallarını halka tanıtmak sure- | tile memlekette ameli bir varlık gös| teren #anayi birliğini tebrik etmiştir. LEH SEFİRİNİN ZİYARETİ Dün sergiyi Lehistan sefiri M. Ol- zovski cenaplarile sefaret müşa' ve diğer erkânt ziyaret etmişlerdir. M. Olzovski yerli mallar sergisinde teşhir edilen eşyayı 1 ayrı tetkik | ederek bunların mükemmeliyetini son | derece takdir etmiş, muvafiakiyetler| temenni etmiştir. —— n n İstanbul Dördüncü İcra memurlu- gundan: Madam Elenikalfapulunun Aristi- di ve zevcesi Oranyadaki alacağının temini istifası için Bakırköyünde Ce- vizlikte Hamam sokağında iki bap) hane maa dükkân ile Sakrz ağacında Bostan sokağında bir bap hane otuz gün müddetle ihalci evveliye müza- yedesine vazolunmuştur. Hamam s0- kağındaki 43 cedit numaralı haneye bir basamak mermer — merdivenden çift kanatlı kapıdan içeri - girildikte zemini mermer döşeli bir sahanlık üzerinde bir oda zemini malta döşeli bir mutbak mutbaktan bahçeye çıkılır bahçede diğer hane ile bir müşterek koyu vardır. İkinci kata ahşap bir merdivenle çıkılır. Bir sota üzerinde dürt oda bir kiler, bir hela caddeye nazır Odanın birinde şahnişi olup zemini çinkudur. Hududu ber mucr- br kayıttır. Burada mahiye 12 Jira ile Sıktı bey sakindir. Mezkür hane- de alektirik tertibatı mevcuttur. 45 Numaralı dükkâna gelince haneye kalp olunmuştur. Zemizi taş döşeli ortadan bir camakânla bölün- müş, arkası mutbak yanında bir hela ve bir oda olup keza ortadan ikiye tefrik edilmiştir. Derinunda mabiye 20 Hira kirala Mazlum bey — sakin- dir. 43 ve 45 Numaralı hane maa dük- kânın elyevm hanenin mesahei sathi-| yesi 122 argen terbiinde Olup 19 arşın Aaralık her ikisinin kıymeti muhamme nesi 2200 Liradir. 39 numaralı hanc-, gelince üç ayak mermer merdi- venden ve çiftkanatlı kapudan merdi girildikte bir aralık kssmen mermer)| lasmen ahşap olup iki oda vardır bu nlardan birinde bir yük mevcuttur. bir mutbak müşterek bir kuyu ve| bir hela üç ayak merdivenle inilir bir budurum olup iki gözdür ahşapı merdivenden, yukarı — çıkıldıkta bir, sofa üzerinde iki oda caddeye mazır| bir şahniş ve bir. hela ve merdiven başında bir dolap vardır mesahei sat- hiyesi 86 arşın üzerinc mebni olup, Üç arşını * aralıktır bu banede keza alektirik tertibatr mevcut olup kıy- meti muhammenesi 1500 liradir her iki hane maa dükkân clyevm nimi kâkirdir. Sakız da Bostan — sokağında| mütcessir! Geceki hâle bir türlü ,Ma'na veremiyor, anne bellenen 'bir kadının oğluna: | — BSeni seviyorum! 'demesini hiç bir şeye yoramı- 'yordu! Hiç kimseye görünme- den, hiç ses çıkarmadan oda ka- pısından ayrılıp, merdivenleri i-| neceği zamanda birdenbire aşa- ğadan yukarı ayak sesleri duyul- İgalı olduğu cihetle karaya çıkılmadı. eri ziyaret | sahifadan mabat — — | Daha sonra $ Mart muharebei bah | riyesini izah ve Türk askerinin bu- radaki behadirliğini çok “heyecanlı | bir şekilde izah ederken dinleyenler| kendi: k hmçıkırıklar için| de ANAFARTA MUHAREBESİ Bundan sonra batip kara muhare- batınım tahliline geçmiş ve — şunları | söylemiştir — Arıburnu ve An: rebatına başlarken vaziyeti | coğraliye, düşman harakâtının şekli, | bilhassa halâskâr Kemal.', Hiz. nin kahremanlık sahası | olması dolayısile mümtaz bir kıyme-, ti tarihiye, stafa Kemal asıl İstiklâl harbinin bidayetinde teh | ikeyi görüp milletinin başına geçti | isc burada da büyük bir tehlikeyi der- hal sezerek emir beklemeden harakı etmiş, Çanakkaleyi, İstanbulu tarmış, Rusyanın İnhidam ve Hni temin etmiş, müttefikin fakiyetinin anahtarını alı kısımlarda, laskârımıza ait tafsilât ear kes fevkalâde coşmuş ve alkışlar ct- rafı çınlatınıştır. ŞEHİTLERE HİTAP Bundan sonra Cevdet Kerim bey heyecanla ilâve etti: — Aziz Türk çocukları. huzurunuzda döktüğümüz yaşlar gu- rur ve ifteharın ruhumuza doldurdu- ğu coşgun hislerin fırtınalarıdır, © vinc eseridir. Bu millet bunun için öl- mez ve ölmeyecektir. Bu hitabe göz yasları içinde dinlen di ve iki saat kadar devam etti. Cevdet Kerim Bey çok alkışlandı. ve Hakkı Şınası paşa kendisini öpe- rek tebrik etti. İstiklâl! marşı ve va-, pur düdüğü ile şehitlikler tekrar se>| lâmlardı. Vapur Analartanın Conk bayır hı- zasına kadar gitti. Deniz bir az dal- lar muh, MEVLİT OKURKEN Vaplr boğaza doğru dönerken güzel sesli Hafız efendiler tarafından mev- lit okundu ve şehitlerin rullarma it- haf edildi. Şekerler dağıtıldı. Şehzade| başında çaycı ve mahallebici Hüseyin Eitndi de her kese meccanen çay da- Çattı. AVDET EDİLİRKEN Vapur Çanakkale ve Geliboluya tekrar uğrayarak buralardan binen hey'etler indiler. Reşit Paşa artık ay ısığı içinde Marmaraya girmiş İstan-| bula donuyordu. Gece olmasına rağmen hava gün- düzkü sıcaklığını kayi Hatta kamara alan — yolculardan bir kısmı salon ve gövertelerde yat- mışlardır. TAZİMAT TELGRAFLARI Hakkı Şinasi Paşa, Gazi Hazretle- ri ile Büyük Millet meclisi reisi Kâ- zım, Başvekil İsmet paşalar hazretle- rinc şehitlikleri ziyaret heyetinin tazi matını telgrafla arzetmiştir. DÖNÜŞ Varur onbuçuğa doğru Galata rıh- tımına yanaştı. İstiklâl marşı çalındı. Herkes bu ulvi ziyaretten kalbi heye- canla dele a çıktı. ŞEHİTLİKLERİ ZİYARET GELİBOLU, 16. A. A Çannak- kale şabitlik. varet edecek he- yeti hamil Reşitpaşa vapuru Gelibo- ludan 200 ü mütecaviz züvvar alarak A za harek-t etmiştir. —— —. cedit 18 N omaralı ” haneye gelince beş ayak mermer mezdivenle ve çilt kanatlı kapıdan içeri kiciklikte bir sofa Üzerinde bir oda <a bir. dolap sofodan bodurum katına burada hir mutbak bir oda mutbak- tan belçeye çıkılır. Bahçede bir kuyu vardir. — Öst katta bir sola Üserinde ikidoda vardır. Bu bane ahşap olup muhtacı tamirdir. Hududu sağ tara- fa Bandırmacıyan bir tarafı Dimitraki efezdiler keceşi Öönü tarik ile mzl- duttur. Mesahası 55 arçın üz mebna olup arkasındaki bahçe 17 şındır. Kiymeti — müharamene: hiradir. Mezkür mahallere . t larm kıymeti mühamenetini onu nishetinde pey akçelerini alarak 928/11830 dosya numarasiyle 19/0/ 929 taribinde zaat on dörtten on altır a kadar Istanbul dördüncü icra da-, iresi müzayede memurluğuna bızzat veyz bilvekâle muracaat — eylemeleri zz aa u Mehtap gözlü, güneş yüzlü, bahar tenli genç kız çıldırtan| bir kahkaha ile abisinin boynu- na sarıldı: — Vallahi değil! Yalan söy- lüyorsun! Hani dört gün iznin vardı?.. |kilmak (3) BAA MILLİIYETİN EĞLENCELEİ ; IL 5 ü 5 6 Dünkü bilmecemizi halledilmiş şekli YUKARDAN AŞAĞI! 1 — Teferrüç () A 3 — Buğday tozu (2) ŞFi? o Nöta (2) $ — Büyük (2) Göz rengi 7 — Nota (2) Kışın yağati tifham (2) | 9 — Su çekmeğe mahsut Sğ Bu günkü yeni bilmecemiz SOLDAN ŞAĞA: — Kuduz olmak (7) 3 — Kocasız kadın (3) * — İlâve etmek (3) Şaç hastalı & G) 6 — Musiki aleti (3) Emrine tabi! 7? — Kan (3) — 9 — Zekâvet (7) Göz Doktorlarının nazarı dikkatine! gililir (GLAUKOM) hastalığının yegâne çarel tedavisi Berlinde (M: WOELM A, fabrikasının meşhur profösöf (KARL HAMBURĞER) in müstehzeratından GLAUKOSAN ilâcıdir. Nümunelik ve tafsilât almak için İstanbulda Al, BAD0 numeroya müracast Te İstanbal 399 hnkara Orla muallim meklebi nlılnrilmlılıı Ankara orta muallim mektebi için muktezi 500 Ton Er€ 150 Ton kok kömürü Eylülün sekizinci pazar günü saat ihalesi icra kılınmak üzre kapalı zarf usulile münakasayf ulmuştur. d Taliplerin şeraiti anlamak ve tafsilât almak üzre kitabetine müracaatları. 4 Emlâk ve Eylam Bankası umun müdürlüğü Satılık antrepo — , Mevkileriyle —evsalı mahsusası aşağıda — yazılı bir parça müzayedeye konulmuştur. 1 — Müzayede ( kapahı zarf ) usuliledir. İhale 2 Eyltl 990 Banka idare meclisi huzuriyle icra edilecektir. Talip olanlar beher hizasında gösterilen mikdarda teminat İrsaesine mecbur olup bu (#7 ) varakasını teklif mektuplariyle beraber makbuz mukabilinde bizzaj V& ibale meclisine yetişmek üzere taahhüclü olarak postaya tevdi edilir. 2 — İhale bedeli peşin olarak istifa olunur. 3 — T<lip olanların Istanbul veya İzmir şubelerimize ve yahut # emlik müdiriyetine muracsatla mulassal şaraamemizi mütelen cemtif, müzayedeye İştirk halinde bir nusbasını bir rüya ahap İmza Ve mekroplarına rapt etmeleri icap eder. Umumi No sı- Nevi ve mahiyeti - Mevii ve Hudut ve — Te& we semti meş- kemiyot ve — Mi huru müştemilatı depo ve Ahşap — Galatada ka- tapuda yazılı antrepo Mafat mahalli gi kürkcüler ka- 28 hapisbane müdürlüğünden : Sivas hapishane ve tevkifhanesinin ihtiyacı olan bir K') 180000 yüz seksen. bin kilo yekduziye ekmeğin bedeli mubâf kilosu 12 kuruş 60 santimden müzayede ve münakasa — kal tevfikan Kapalı zarf usülile 4/8/929 tarihinden İtibaren yirmi müddetle münakasaya konulmuştur. Fiat haddi lâyık görüldi v rette 24/8/920 tarihine müsadif Cumartesi günü saat on ihalesi icra edilecektir. Tâlip olanların müddei umumilik mekâff | müteşekkil komisyona yüzde yedi buçuk - hisabile teminat #7 olan 2268 iki bin iki yüz altmış sekiz Hralık teminat mek! l’ yahut teslim vezne ederek makbuzlarile müracaatları ve dahâ malumat almak ve şersitl husustyeyi görmek arzu edenler C M) mada günldrde Siyas hapishane * müdiriyetine müracaatları TÜf ilân olunur. Vö c reneeram el Re ee Türkçe, Fransızca ve Almanca isanlariyle daktilografiye — vakıf bir Türk genci günde bir kaç saat | namemi zayi ettim. yenisini * çalışmak üzre bir müessesede tercü- | gımdan bükmü yoktur, İğ me ve muhabere işlerine dair vazife / emlâkin Zayl Seyrüsefer ...ıığ aldığım 2711 numaralı şoför ÖÜ arıyor. İstanbul Yeni postahane 176 | — Besiktaşa Senlik Dede numerolu kutu adresine |. F, rümu- | titde 90 nümeralu hanede *” | ziyle olunması, şoför İsmail. - a — | i boynuna sarıldıkça' alayı ile beraber muhartiyi sarıldı: Tindeki siperlerden birinde ” * — nacak! Sabahleyin ümit ve işti! hu kalbiyle yerinden kalkiiy genç Mülâzıma çay hazl mehtap gözlü kız Hasat” | hırakmam ! diye ısrar etti. Ve., onu öptü. Bunlar sevişiyorlar. Güneş yüzlü, bahar — tenli, meh- tap gözlü şen ve şul kız Hasa- dedi; cevap istedi. Uzun boylu,İna ne kadar tutkunsa genç / ya iri siyah gözlü genç kaputunun| Mülâzım da ona okadar tutkun! yakasını bir defa daha asabiyet-| Fırsat olsa biribirlerine sarmaş ç Şeiyenik dinlerinin üzerine çö**l*?*i'?'k“mwmıa— koparmak: | Tek kollarını kaldırdı, Hasanın| lerine bir nar çiçeği gibi kızaran| — - Evde hiç kimse yok mu?| / ellerini, bacaklarını, okşadı ve| yüzüne ve bir anda istekten kav-| Hasan bana neler yapıyor... lev alev yanan yüzünü aşağı-|ruk kavruk - olan - dudaklarma| diye haykırmak, bağırmak, bü- /—dan yukarı Hasanm yüzüne çe-|baktı baktı: tün ev halkıt başıma üşüştür- - Şirdi, gözleri onun çöle doğan| — Haydi çekil be kadın şim-'mek istedi. Fakat dişlerini sık-' — karanlık bir gece güneşi gibi ka-|di deli olacağım. Bak babam yi-| tr, kendisini toparladı, sadece: da göründü! Şeflileleşen siyali &“k"ndm aşk'nc öksürüyor! — Ben sana gösteririm! Bebek gibi güzel, güneş gibi Pyre ihtiras dilendi dedi; belini saran eli itti, kapıyı| dedi, bir sırnaşık kedi gibi itilip SIcak, çiçek gibi taze ve cana Tekrar tekrar yalvardı: >|tutan parmakları sıyırdı attı!| desteksiz kaldığı yerden kalktı, yakın bir kız! y — Hasan haydi yatağına| Kadın yeni bir hamle yapmakzaif, sarsak adımlarla geldiği" ' Hasanı böyle merdiven başm- “dön. Seni seviyorum! Bunu şim-| İStedi, fakat Hasan kapıyı açın-| yere döndü! da sabah karanlığı giyinmiş, so- — 'diye kadar sana söylir ş|ca dışarı fırladı. ... kağa çıkmak üzre görünce: Hamrı betal kağare — Hasan diz üstü Kadım bir kaç saniye böylece| Sabah. Genç zabit kaputumu| — Neriye abey? . — İsrar etme Hamra bugün| dört gün izni var! Ondan sonra| $ bıraktı, dudakların! Öbür elile | kapının eşiği üzerinde yığılı kal- | koluna geçirdikten sonra yaka-'dedi, koştu, yanına geldi! Ha-|nöbetçiyim. Kışlada beklerler..|ne olacağı da hiç belli değil.| 4, Aaklarına götürdü: | d » sını sinirli sinirli düzeltti, oda' san donuk bir cevap verdi: — |dedi. Fakat nafile! Mehtap göz-| Belki Istanbul'da kalacak, bel- ST Rüzgüâr yine deli gibi, kudur-| kapısının önüne çıktı. Dehşetli| — Kışlaya... lü, güneş yüzlü, bahar tenli kız|ki de bir çukur doldurmak için 5 du. Çocuk: — Gene odur! |diye çekilmek, sinmek, kendini saklamak istedi. Ancak ayak| sesleri ondan daha tez davrandı. ve genç bir kız merdiven başın- le düzeltti: dolaş olup saatlerce böyle kala- Sahi.. kışlaya gidiyorum!| cak, dünya yıkılsa umurlarında| Hasan bu mehtap & dedi. Güneş gibi sıcak, çiçek gi-| olmıyacak. Sadece genç zabitin|bahar tene, güneş yüze ” bi taze ve cana yakın kız buna| gözleri önünden geceki hâl bir| bütün damarlarının gizİ yine inanmadı, türlü gitmiyor, o sahne gözle- ve şehvet hummasile Y Hayır sen kışlaya gitmi-|rinde canlandıkça kendisini kay| sezdi ve.. çaresizlik içi yorsün. ... bedecek kadar değişiyor! İsti- rin bir nefes alarak tekrâf çi diyerek genç mülâzımı sürükle-|yor ki bir saniye evel bu evden| — Hamra gitmeye — — di, yeniden odanın kapısına ge-| dışarıya çıksın, her şeyi unut-|rum! tirdi ve israr etti: mağa kendisini alıştırsın! Yok-| — Hamra genç zabitin İf ği — Bırakmam! Dıı:ı gün hiç, nnehm k:lı hqııiı' ıüzıen'ııdzkeıuümdı;:’ g evden çıkmıyacaksın genç gibi sadece bir rinin ışığını aradı aradi: Üya Delikanlı: behane.Hamra'nın söylediğigibi |lerini kurcalayın oynadiğ! ea