gülliyot 6 Ağusts 1099 BUGÜNKÜ HAVA wen çök hararet 9 ve enaz Bu gün hava poyraz & açık olması muhtemeldir. Haitanın yazısı 20 derece idi. Hava alalım! Istanbul'da nice aile vardır ki öm- ründe oturduğu mahalleden dışarı çıkmamıştır. Bir adama — Sen bu mahalleden yirmi sene dışarı çıkmıyacaksın! deseler, ikinci #y kaçmıya teşebbüs eder de kendi) halinde bıraktınız mu sittin sene ol- duğu yezden kıpırdamaz. Yunanista- B'n en cenup sahilinde kayalar üze- rinde bir manastırda sepelerden beril tek başıma oturan bir papas vardır. Bu adamın olduğu yeri senelerdeni beri terketmemekteki (ısrarını hay- retle karşılardım, halbuki onun gibi deniz kenarında da değil Istanbul'un. €n hücra mahallelerinde sokağının hududunu tecevüz etmemiş kaç kişi istersiniz size göstereyim? bu a- ilelerden biriyle birlikte şöyle bir ge- zinti yapacağız: — Hadi yahu geç kalacağız vapu- ral — A al Neden? Saat kaç? — Alafranga saat yok ki, Bakka- la sormak. Bü Mmuhavere Çulurbostan taraf, larında bir evde sabahleyin saat ye” diye doğru oluyor sile iki çocuk bir baba bir de anadan) mürekkep olarak sokağa çıkarlar. Kadın bir iki cumbaya vararak konu komşuyu haberdar eder — Hü Zarifânım! Biz Çamlıca'ya gidiyoruz, ev boş! Evci Allah sonra Bize emanet! Göz kulık olun! İşte bazı tramvay istasyonlarında! salkım saçak rasgeldiğimiz yolcular bunlardır. Tramvaya , bindiler, çocuklardan biri kız, biri oğlan. Kızın ağzında bir sakız thuttasıl çatlatıyor. Oğlanda da nefesle şişen rden bir tane, hafif hafif öttürüyor. Efendi telâşla giydiği melon german kurdelası- nı sağa getirmiş, zararı yok, erenle- rin sağı solu olmaz. Hanım da acele çıkarken ilikliyemediği rugan olmak iddiasındaki ıskarpinlerini ilikliyor. e oturuyor. Biletçi çocuklara da bilet istedi, yaş münakaşası: — Hanım bu çocuğun neresi beş yaşında, en aşağı sekiz yaşında varl — Al ala! Sen deli misin ayol, karman Şıkan çocuğun yaşını sen iyi bilirsin ben mi? “Bi içi ısrar etmedi, aile de çocuk- Jarı dizlerinin yanına aldılar, Köprü- ye kadar üş defa ii ayağn bastı bir defa efendinin çaj kasma çarptı. Hanım iki defa pence- reden tükürdü ve arkasındaki yolcu- lar: ıslattı. Hava sıcak. Ailenin dört ferdi de ayak kapların sıkılığından müştekidir. Köprüyü geçtiler, Çocuk lardan dolayı hafif bir münakaşa da orada oldu: Efendi: — Amma çakır peni ler bel eki Sgk kuruş alın! dedi. geçtiler, sora sora ve çocuklari çeke çeke Üslrüdar va- puruna “vardılar. Harım biletçi ile Pazarlık etmek istedi: — Her zaman gidiyorum. Ne &x- an arttı? dediyse de aldıran olma- dı. Vapurda mevki farkı olarak beşer kutuş verdiler, Bu on kuruş ailenin, bütün neşesini kaçırdı. Köprü üs- de, çocuklara aldıkları tuzlu A- merikan fıstığı içinin kahve rengi kabuğu rüzgirla yolcuların yüzüne gözüne gitti, söylendiler, berikiler aldırmadı. Hanım rugan olmak id- dissmdaki ı4karpinlerinden sol aya- dayanamadı. çıkardı, bu reket yanındaki yolcuların biraz a- Sılmalarmı ve kendisinin ferâhlanma. Yediyi! on geçel MiLLI KURNAZLIK Fransız hikâyesi - — Beni dinlersen kızan, işili zorlukla halletmemeliyiz.. Bu iş güzellikle daha çabuk yoluna girer... Her şeyden evel dip- lomat olmak lâzımdır. Ben yal nız asker değil, ayni zamanda ruhiyatçıyım oda. Karşımızda #etedilmesi lâzım gelen bir kale var: Karım! Karımı muhasara etmek lâzım... Ona kurnazca yaklaşmalı, yavaş yavaş gönlü- ne nüfuz etmeli, Ben otuz sene- lik karımı pek iyi tanırım. Onun karşısında, öfke, şiddet, kafa tutmak para etmez. Avdet ettiğim zaman karşısı- na geçip desem ki: “Beni, oğlumuzu sefahetin pençesinden kurtarmak için Pa- ris'e gönderdin. Onu yakalayıp buraya getirecektim. Sen de ço- cuğu, parası var diye, o çirkin, köylü kızma nişan edecektin. Zahmet etme yâvrum! Oğlu- muz Jak, kalem arkadaşların- dan genç bir kızla yaşıyor. On sekiz aylık bir de çocukları var. İsmi' de Piyero!.. Bonjur Pi- yero!., Hani büyük babaya gü lücük?.. Evlenmek ve bahti- yar olmak için senin muvafaka- turu bekliyorlar.,, Alimallah beynine yıldırım i- ner. Karım (gırtlağıma sarilır; gözümü çıkarır. oğlunun deli baş bir Parisli kızla evlenemi- yeceğine doksanbin yemin eder. biletlerini bulamadılar, uzun szadı a- radılar, meğer efendi şapkasını kur- delesine takmışmış; Hansmefendiyi bir temiz haşladı. İskele civarından ekmek, karpuz, peynir, hıyar aldılar, elendi karpuzdan maadasını çıkım ola- rak bir eline, iki tane tekirdağ karpu- zunu da — darbımesele rağmen — diğer eline aldı. Tramvaya koştular. kalabalık olmaz! yuvarlandı ve arabanın patladı. Efendi pişkinliğe vurdu: — Hay mubarek, kan kırmızı! diye bir taraftan karpuzun diğer taraftan ağzının suyu akarak kucağına aldı. Kıtıklıya vardılar. Hanım hemen Büylikçamlıca sırtına saldı, elli adım kadar gittikten sonra mkarpinlerini iri ve ye ten yengi çoraplarla yürü. P-İmeğe başla: GK oariam iyi değil yat dedi. Kanter içinde tepeye vardılar, Kah- veci sürat ederek bir hasır verdi. O- turdular, Saat ona doğru idi gikmiz- tın: çözdüler, bir saatte yemeklerini! yediler. Çocukların 'tabii hacetleri oldu, hemen bir ağaç dibini kirlettiler Hanım ve efendi yemekten sonra sırtlarını İstanbulun en güzel man- zarasına çevirip uyudular, uyandılar, diğeri'de eteğini dikenli tele taktı Hanımın ayağındaki çoraplar taban- sız kalmıştı. Akşam saat altıda kalk- tılar, herbirinde surat bir karış. ç0- cuklar birinci fasıl dayak yediler. Ha- sıra 150 k; ga, tramvayda evvelâ bir ermeni ka fıtı, sonra biletçi ile kavga; vapurda açılır kapanır iskemleyi vermek istç- miyen | biletçi ile kavga, köprüde tramvayda kavga ede cde saat sekiz. de eve vardılar, yorgunluktan bitap bir halde yemek yemeden yattılar, Hanım çoraplarını ertesi gün ayağın- dan çıkardı, çocuğun biri gece yata Eıhı ıslattı ve sabah dayak yedi. Sını mucip oldu. Üsküdara v İşte bizim aile böyle bir hava aldı. FELEK “ 7 el,, in edebi tefrihası : 3 © AŞKG ÜNEŞİ Etem İzzet AA Başlarken Rüzgâr bütün bütün azıyor. .! €v vennden kalkıp uçacakmış gibi sarsalanıp duruyordu. Ha- san azgın bir poyraz dalgasının! pencereye çarpıp deli gibi cam! ları şangırdattığı bir sırada: — Havâ da ne fena! dedi, sözü değiştirmek istedi. Kadın susunca tekrarladı: — Anne hava çok fena değil mi? Belki bu sabah karlar! casında © bir az daha o; verdi. “az daha ona sokuldu: 3 Tablo — Ya hep ben de onu düşün- düm! Tam kış günü harbe gire- ceksiniz.... — Muharebede yaz kış ne o- lacak ki? — Ah öyle deme hiç yazla| “ kış bir olur mu? Bakalım kaşlar | £€ uş istiyen kahvecile kav-| | kolay,... alay e ERE DİR | | İ İlacak, Kızı iğfal etmiş, çocuklardan birisi düştü, dizini yırttı, | Bunun için telâş etmeyelim, işi usuletle, kumazlıkla hallede- Tim, Bütün gece buna bir çare dü, Te, kat'i bir tavurla: — Ben bu yaz Jaktan ayrıla- mam! dedi. Jak ilâve citi: — Annemin beni nişanlamak istediği Hortans mı nedir? O kızm ismini işitmek istemem. Jak'ın babası Mösyö Artür; — Siz çocuksunuz! dedi. Ne yapacağınızı size söyleyim... . Gençler bütün kulak kesildi- ler, — Jak, annesinin © çağırdığı yere gidecek. Orada benim, an- nesinin ve Hortansın arasında yaşayacak. Hortansa kur yapa- cak. Elen atıldı: — İyi amma Mösyö Artür. . — Ya bana baba de, yahut ta sesini çıkarma evlâdım. Jak'ın Hortansa kur yapmasma karar verdim. O kıza tahammül ede- miyeceğim halde, ben de güler z göstereceğim, Nihayet Hortans karımın $i- nirine dokunacak, onu köyüne i- ade edecek. — Peki ama, ya Jak sahiden) kıza âşık olursa? — İmkânı yok, çünkü siz o- rada olacaksmız. — Nasıl? — Sahilde iki odalı küçük bir köşk kiralayacağım. Siz orada İoturacaksınız. Beyaz elbisenizle sahilde gezeceksiniz. o Piyero kumlarda oynayacak. Karımın hoşuna gidecek, ona yaklaşacak sevecek, okşıyacak... Ondan — Şu Paris'li kızı davet et- sek, beraber çay içsek... Sen ne dersin Jak?.. — Bana göre hava hoş anne, Mösyö Artür larını çattı: — Nerden geldiği, ne iş gör- düğü belli olmayan bu Paris'li kadınla fazla meşgul oluyorsun Felisi. Lüzum yok buna. .. Sen ne dersin Hortans? — Size hakveririm. Felisi kızdı; — Bu kadın şayani hörmet bir Parisli... Başmdan geçeni bana anlattı... Ne güzel bir de çocuğu var. — Kimbilir kimdendir? — Ahlâksız bir adamdan ©- sonra zengin bir kızla evlenmek üzre kaçıp gitmiş.. .Şu Piyero'nun güzelliğine bakmız!... Ne se- vimii çocuk! . .. — Ne o?,. Hortansı yerine mü gönderdin? — Kendisi gitti. Amma gitti-| gine iyi etti... Ne kasvet veri- ci kızdı!,. Üştelik birde Paris- li kadını kıskanıyordu. Jak surat etti: — Ben şimdi kaldım? Felisi kocasile oğluna baktı nişanlısız mı omuz silkti, sonra seslendi: e ene am YET ÇUMARTESİ v | — Eleni Piyero! . Buraya ge- ilin. | Apa oğul geldiler. Felisi de- di ki — Elen kocanı öpi.. Piyero İbüyük babanın boynuna sarıl. Sonra ilâve etti: — Bu kurnazlığı hanginiz dü- i? Mutlak sen düşünmüş- ü ir Artür. Zavallılar| hayli üzüldünüz. . . Beceriksiz- ler, çocuğu saklamalıydmız. ... Piyero'yu görür görmez, bakı- şından küçük Jak'ı görüyorum sandım... Büyük anne gözü hiç aldanır mı? Nakleden SELÂMİ İZZET eri vapurları İmir sür'al postası 4 İsmet paşa vapuru 18 ağustos pazar günü tam sar 15 te Galata ui har Benlepu İZMİTE “iy edecektir. Karadeniz poslası ANADOL VAPURU günü işve PAZAR kesi Sirkeci rihumından hâreketle doğru ( Zonguldak, İnebolu, Gerze, Samsun, Ordu,Cireson, Trabzon, Sürmene, Of ve Rize ye gidecektir Talsilâr için Sirkecide Ye Kenöi Hahinda'kâi acanı sma mütactat 1515 merkez rıh Sata ve filopati acantalığına müracaat Telefon “Beyoğlu 854 NAİM VAPURLARI İzmir postası Seri, lüks ve muntazam olan ADNAN iii. Ağustos 19 inci PAZARTESİ günü 16 da Galata nhumundan hare- ketle ( İzmire) ve Çarşamba günü İzmirden Istanbula hareket eder. Galata Gümrük karşısında Site Fransez hanında 12 numarada Ümü- mi acantalığını müracaat “Telefon Beyoğlu: 1041 ALEMDAR ZADELER VAPURLARI Seri, luks karadeniz pöstası Millet yn" Pazar" 10 akşamı at 18 de Sirkeci rihtimmdan hareketle IZonguldak, İnebolu, Evrenye, Samsun, Ünye, Ordu, Gireson; ) ye gidecektir. Istanbi Trabizon, Rize Muracdat maha'i Meymenet ban elundaki yazı Lane, Telefon İstanbul 1154 Mesajeri Maritim ve Pake Kampanyalarını vapurları ie Güzel sayahatler Her hafta reket eden vapurlar Pire ve Na- poli limehildrın dahi uğrarlar. Tafsilât almak üzere Karaköyde Lorant Rebul ve şürekâsına mü- “ Marsilya ,, ya ha: racaat olunması. Telefon Beyoğlu. 204 - 904 - 1704 Merkez Acentası; Galstn köprü aşında. Beyoğlu 4362 Şebe acentea Mahmudiye Ham afutda Istanbul 2740 Antalya postası ( ANAFARTA ) vapuru 18 Ağustos Pazar günü saat 10da Galata rıhtımından hareketle İzmir Güllük Bodrum İRados Fethiye Finike Antalyay gidecek ve dönüşte mezkür iskelelerle , birlikte Dalyan Marmaris , Sakız, Çanakkale, Öcliboluya uğrayarak gelecektir -ersin sür'al poslası Mahmnt Şevketpaşa) vapuru 20 ağustos salı. 12 de Galata nhtımindan kalkarak Çarşam. bi sabahı İzmire ve akşamı İzmirden - hareketle Antal Alaiye, Mersine gideöek ve dönüşte Taşucu, Anamor, Als iye, Antalya, Kuşadası > İzmire uğrayarak gelecektir. 19 Ağnstos Pazarcesi Trabzon birinci postam yapılmayacaktır. Kiralık kulübeler: Köprü kdıköy - Haydarpaşi iskeleleri methalinde karşılıklı EĞLENCEL - m 5 A İMILLIYETİN iŞ A EKİNLİ Dünkü bilmece halledilmiş şekli * YUKARDAN AŞAĞI i — Müsamerel raksiye E. de balık kızartılan kap Gi 2 — Çabuk ($) 2 — Suyun hareketi (5 3 — Nida (2) Kurum (2) 3 — Gıporcuların yaşali # — Yazdan çıkan (2) Su akışılyar (2) (3) Nota (2) 4 — Duman (3) Bu günkü yeni bilmecemiz BOTLDAN SAĞA 1 — Kafa (3) Yeni (3) £ 7 Nota (2) Tutulacak yer (9)| 5 x, Doğurmas yakın g Boyun akei (2) ay yeri. 7 Beyaz (2) Rabrt edatr (2) : — İstitham (2) uzak nida 8 — Akidenin cemi (5) 8 — Dilek (5) © — Sevda (3) Cet (3) 9 — Yemiş (4) İttihadıMilli Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamel& icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir 2.8 iki kulübe bir sene müddetle bilmüzayede kiraya verilecek- tir. kati ihaleleri 2ö Ağustos 929 tarihinde icra kılınacağın dan taliplerin o gü sat 16 güne mü azım müd! tacaatları İLE a ai Büyükada iskelesin- de kiralık dükkân Büyükada iskelesinde 2, 3, 78,9, dükkânlar üçer sene müddetle bilmüza yede kiraya verilecektir. kati ihaleleri 26 Ağustos 929 tari- hinde lora kılınacağından te iplerin o gün saat 16 dale vazım müdürlüğüne müracaat- ları numaralı Gillene bıçaklarının saglam Sheffield larını saçlar arasından hızla kaydırdı, — delikanlınm başını ne daha çok yakınlaşıyor, du- dakları usul usul alnından kendine gekti ve alnından şap" zile iniyor, kalp Şarpmtısı| sen anne bu ne? padak öptü, ilâve etti; — Şekerim! Yarım saattenberi ne olup ne bittiğini bir türlü kestiremiyen genci bu öpüş bütün bütün şa- şırttı! Ne oluyor, bu içli muhab- bet nerden geliyordu? O taze 2- lm ki bu ağız tarafından daha bir defa bile öpülmemiş, okşan- mamıştı! Genç çocuk bu anlaşılmayan sır içinde bir az doğruldu, geri- iyice yanaştırdı. — Sen gidiiee: .. diye bir şeyler söylemiye başlar dı. Fakat sözünün sonunu geti- şaşkm şaşkın © gözlerinin içine) gözlerini Hasanm gözlerinden baktı. Ateşli kadın kovuldukça|hiç ayıramıyor, bir hint yılanı Kadın yanağını, şaşkınlığın- insana musallat olan bir sinek|gibi yatağın içinde sürünüyor, dan bir mermer büst gibi cansız|inadile bir biri üstüne gencin ö-|sıkı sıkıya yakaladığı ayak bile-| yatağının içine büzülen ve yor-| zerine atıldı, yeniden dudakları" gini öpmek için dudaklarını ceb-| in ganı kasıklarına bastırıp heti-İ nı ağzının içine almak, emmek, | rediyor! ceyi bekliyen bn girin yanağına! koparmak istedi. Fakat Hasan) Roman, masal, ti; müthiş bir nefretle kendisine u- nihayet her şey ve büt "hayat zanan dudakları reddetti: — Ne yapıyorsun anne? Ben a Bir kadın sevdiği erkek için zartamadığı, senin oğlunum! Merkezi İdaresi, Galatada Ünyon Hanındağ!| Açniesi ubummayan şehirlerde e aranmakt Telefon: Bayoğlu - GÜYÜK TAYKARE FANGOSU p YEDİNCİ TERTİP 2.NCİ KEŞİDE 11 EYLÜLDEDİR. Büyük ikramiye: 39000 liradır Ayrıca : 18,000 15,000 12,000 10,000 Liaalık ikramiy. ve 10,000 ,, Bir mül Bu keşidede cem'an “ 3,900 , numara meme 30,000 Lira kazanan 9924 numaralı bilet : Istanbul, Ankara, Trabzon, İzmir ve Turgutluda, 18000 Lira kazanan 3081! numara: bilet ; Istanbul, Edirme, İzmir, Acıpayam ve Samsunda. 15,000 Lira kazanın 33166 numaralı bilet : Istanbul, Haymana, İzmir, Ödemiş ve Samsunda, 12,000 Lira kazanan 12759 numaralı biler: İstanbul, İzmir, Çanakkale ve Samsunda. 10,000 Lira kazınan 32575 numaralı bilet ; İstanbal, Bursa, İçel, İzmir ve Ösmanelide, satılmıştır. Emniyet sandığından: / Halka her türlü kolaylık güstermeği Sandık vazife bilir. Emlâkini göstererek sandıktan para istikraz edecek müşterilerinden işlerini bizi remiyenlerin della ve komsiyoncu gibi hariçten bazı kimselere fezuli masraf ihdyar etmekte olduklı Dazarın itibare alnazak bu kere #88ğİ bu gibi müşterilere kolaylık olmak tizere mahsus ve muvazzaf meri tayin etmiştir. Vergi ve belediye ve Tapu idsrelerindeki bu İpotek ALLEGRO keial bu memuranmız vantasile | yapımbileceklr ve kendilerine 0 MR m e K aidat Damile bir ey. vermiyeceklerdi. Alâkadarların altmu olmak Bİ Yan Sey sn ânı keyfiyet olunur. Tile çal Diçatie. hey izo X* | Derleldemir yoları ve imanları Ümum ilare e Haydarpaşa Limanında kilin 9 adet rezervoann yedi sene y icarı kapah zarfla müzayedeye konmuştur. Müzayede ! Eylti Pazar ği / Ye Acentalar saat 1530 da Ankarada Devlet Demiryolları İdaresinde yapılacaktır. ME. Barkbard Ganlenbeln ve çörek (| vedeye iştirk edeceklerin teklif” mektuplarını ve muvakkat tem > Mehek eke aynı Çünde tat 15 e kadar Umumt Müdürlük kalemine vermetes iğ — —— aklar müzayede bie li lira mukabilinde Ankarada, 2 Istanbulda" Haydarpaşa mağazasından tedarik edebilirler, Hasan: kıran gözleriyle topuklarının di- müş. Bibi, k kadından kaçt ya-j —A.. vara EE meyi Ee daha çılgın bir israrla Fi Seni seviyorum! . ğı ayak bileklerini sıkıyofı * belli-İ dedi, kadını bütün hızıyle itti, diyen bu kadına bakıyor. Kadın İlanı yere süpürge ediyof? Diye yalvarıyordu. B8; | kadının kanında yangınm hızmdan şüphe , filim |mez. Saniyeler geçtikçe Gİ rini saran şehvet ateşini * gi sevginin türlüsünü kaydetmiş” yüzüne de vuruyor, all b e belki henüz tahayyül sahnesi-/madığı bu yüz bir i ii çekilmek istedi, fakat badi Temeden Hasan yanağını şid-|dedi, yataktan fırladı. Kadın bu)nin hudutlarma bile girmiyen|teşi gibi kızıllaşıyordu! ocuğun başmı saran kolunu gizemin çekti, bir daha, bir daki gibi sobalı oda, sıcak yatak| Jaba öptü ve: si e — Hasan senin gitmeni hiç bakman iyi yemek bulabilecek misiniz? Ya karlar içinde, aç, susuz ka-| istemiyorum. Nedense çok iztr| Dedi. Anne bunu hiç dinle-| Bu yanında bulunup ta deh- bütün hayat hiç bir zaman lırsanız haliniz ne olur? Hasan bu sözü basit bir ka- rap duyuyorum! Dedi. Sonra ona muharebe-|cevabmı verdi, tekrar Anne genç zabitin saçları a-|dının her dinlenen ve cevap is-İden, sefaletten, ölümden bön| yanağını kendisine çekti, göz|ğın kenarına dikilmiş duruyor. damı gibi dinle-İbön bahsederek derin bir şefkat e detle çekti: — Bak anne babam çok inli- yor. Galiba bir şey istiyor. Bir e e yumdu, birdenbire sefer de Hasanm topuğunu tut-| çılgmlıklara vesile tu, — Hasan gitme seni seviyo-|bir kan süzgeçliği yapmıştır. rum!... dedi! şetle seyredilecek bir sahnedir: Hasanın | Delikanlı içinden fırladığı yata- Rengi bembeyaz, tepeden tır di, gülümsedi. Fakat kadın sö-İarzeti. Ancak bütün bunları Hasanın dudaklarını dudakları- Jelli ağ bekle şi 2 m ymm i “bitirir bitirmez; - parmak- ii e çe e e e gör- O sürüne sürüne, öteki if fiemliğından ve sanki |bir yerine felç inip elden, tan kesilmekten korku! gibi kaça kaça oda olmuştur. | Bir çok aşklarda kalp sadece Fakat ne tarih, ne roman, ne — Anne!. nüne kadar geldiler. Oğul” ıdını taşıyan kadınım oğlunun|defa: g ayak topukları dibinde: —— Anne kendine , EĞİ l — Seni seviyorum! mutlaka deli oldun!. 3 İ I / ! l 4 '