* “MİLLİYET,TİR H-UA ASRIN TMDESİ BUĞÜNKÜ üzzgâr ava açık olncakk Buği poyraz P ELEK KOMÜNİSTLER! Bu komünistlik bir çarip muam- Mmadır. Dünyayı rahat ettireceklerin- den bahsederler, sulhu — sükündan dem vururlar fakat ilk fırsatta olduk- ları memleketin rahatını bozarlar. On -ııı senedir dinlenen bu masallara inanan kalmadığ a kaniim. Göze çar- :nuyıu akide mahsulu onlarınki değil bir! GZANaat> tır. Onunla para kazanız ve YA kazanacağını umarlar. İşte bu mubarekler Ağustosun bi- Hinde bütün Avrupada bir umumi nü- eyiş yapacaklarını haber verdiler. Bütün hükümetler de bu işi yapması ühtemel o'an komünistleri ” topladı, rahat rahat hapithanede misa- . Bir iş yapmak isteyen adam fleme meydan okumaz değil mi? Bu Mübareklerin maksatları - kendilerini mazlüm göstermektir. Görünüyor ki komünizm dünyada meodası geçmiş bir cski eteklik gibi te İöleki ediliyor ve göz önünde kalma- ası için zabıta harekete geliyor. SIVRİ SİNEK! Bu sene az olan şeyler arasında Bivri sinek te vardır. Bu mübarek Mnahluk her seneki kadar bizi muaz- Zep cttiği yok. Ben bunun sebebini havalara iyordum. Meğer işin İçinde bir mücadeke eti varmış. Vakta bu sene daha rahat uykü oyu- İyoruz, ifkin ne yalan — söyleyeyim, ben sivri sineklerin âzalmasına mü- tecesirim. Çünkü anlayanlar için ma lüm ya! — sivri sinek sazdir. Ama| diyi nehıuıu ki onlar da üzalıyör! O| da doğru! AÇIKTA BANYO! Ötedenberi söylerler ya, yine bu- günlerde söylenmeye başlandı: Açık- ta denize girmek yasakmış. İyi efen- dim ama bütün Anadolu - kıyısında Komünistlere gelince Anadolu kavağından ba tarafa ilk de-| Biz hamam: Modadadır. Bütün o kı- yıda oturarlar işi gücü bırakrp Moda ya gidemezler ya, gittiklerini farzet Sek yer bulabilirler mi? Açıkta — gir- imek yasak ise bu biçareler bir Lene- ke suya tüz koyup salamura mi dö- künkünler. Elbette açıkta denize gi- recekler. Buna mani olmak değil mem nun olmak lâzımdır. De: i hall bu sıhhi ve medeni — ihtiyacı hisse: yor. Kazalara mani olmak başka açık eniz banyosunu yasak etmek başka- dır. Eğer kaza sebebile men'edilmek kaidesi kabul edilirse — tramvaylarla etomobilleri paydos etmek İâzım gel- mmez mi? FELEK Kadın gözüyle Selçukhatun san'at metebin- deki sergi münasebetli Sökak kapısmın parmaklıklı met- başlıyarak, — iki taralında renkli çiçekler biteri bahçe boyunca| aydnbık merdivenin - basamakların: müdür hanımım odasına kadar| ıeyııııı giyinmiş genç ve temiz kaz- lar, çifter, çifter ziyaretçileri hıw İayıp yol gösteriyorlardı. Daha ill nazarda mekteplerimizde görmeğe a-. lışık olmadığım yenilikler bana istik- balimiz için sevinçle karışık bir ümit bissi veriyordu. Yabancı birisini gö-) rür görmer. kaçışan, yahut araların- da fısıldaşıp gülüşen talebe yerine, Kize yol gösteren mültefit ve müte- bessim çebreler.. Sonra köhne ve karanlık konaklar yerine, tam mek- tep Olmak şeraitini haiz, sade, aydın- lık ve sıbbi bir bina. bir mektebimizde göremediğim, per- delerinden abajuruna, hatta çiçek va- zolarının vaziyetine varıncaya ka- dar, zarif ve ciddi bir müdür odası Mektepte tedris edilen san'at sanki binanın her yerinde, kaymetli müdür ve muallimlcrin her birinde, talebe- nin targ Ve tavrında ayrı ayrı temmes- Bül etmişti. Burada yalnız san'at der- »i verilmiyor, san'atın her cephesi Şahıs üzerinde ve bulunular muhit içinde tatbik ediliyordu. Sergide kadmlığa ait her ne var-) Ba, hepsinden ulak ve güzel bir niki munç teşhir edilmişti. Renkli ve işs lemeli iç çamaşırları, ipekli ve keten tibiseler, şapkalar, eyarplar, Çay Bt- Gülöri ve. peşeteleri, hepsi, mubeelif renk ve gözleri okşuyordu. Külliyetir edebi tetrikası: 53 — ÇAPKIN KIZ İk İyılmağa karar verdi mi, on para Nihayet hiç| Şermende Ahu, Mazhar Lut fiye, bir kuyumcu dükkânında etsadüf etti. Mazhar Lutfi, bin beş yüz liralık bir tek taş yüzük alınca Şermende Ahunun gözle ri karardı, «Kimdi bu bey?» diye sordu. «Zengin bankerlerimizden biri» dediler. Şermende Ahuya, Mazhar| Lutfiye bir balo gecesi, bakara masasının başmda takdim etti- mnen bir adam tavru ile: — Beni dinleyin, dedi, si: huşunuza gidiyorum. Siz de be- nim huşuma gidiyorsunuz. Fa- kat muhakkak ki siz biriyle ya- şıyorsunuz. Ben de biriyle yaşı yorum. Amma bir gün o birin- den ayrılırsanız, bana telefon e- diniz, ben de benim — yaşa- dığım, o birini atlatırım, olmaz- mı? | Olmaması için sebep yoktu,O gece, kendinin nasıl bir kadın olduğunu göstermek için, üçyüz |dört yüz Hiraya banko etti. Ve on beş gün sonra, yaşadığı biri- nden ayrıldı. öteki de © birini| atlattı, beraber 'yaşamağa baş- ladılar. .. * Üç ay sonra, Mazhar Lutfi, |Şermende Ahudan bıktı. Yaln ayrılmak için usul ve çare düşü-| nüyordu. | Bunun çaresi pek basittir di- | yeceksiniz, kadının eline bir kaç jyüz ve ya bir kaç bin lira verin, Allaharsmarladığı çekersin Bu mâlum!.. Fakat Mazhar İLutfi, bir kaç bin, bir kaç yüz lira değil, bir kaç kuruş bile ver- mek istemiyordu. O, kadınla be raber yaşadığı zaman, avuç du- lusu para sarfederdi. Amma ay- hediye etmezdi. Kolalı ve kolasız ütü nümuneleri de masalar üstüne istif edilmiş, ziyaret-| çilerin dikkatini celbediyordu. İkram, edilen limonata, pasta ve bisküviler hep talebenin el büneri idi. Kadın- hık hayatımızın en — göze gözükmez zanı teferrüatı bile ihtisas haline konulması düşünülmüş, isti- dat ve mizaca göre herkese temey- Yüz fırsatı verilmişti. Yalnız iş işle mek sanat değil, güzel pasta yapmak iyi Gtü ütülemek te bir san'at oldu- ünu talebeye ve balka anlatılmak iİstenilmişti. Fakat her güzel şeyin bir acı ta- |rafı var derler. O gün gördüğüm te- kemmül ve intizama rağmen içimde ct hissettim. Çünkü, daha bap rcında olduğu için, çetin ve mü- tadeleli bir zamanım semeresini gös teren bü sergi, Kalabalık bir ziyaret- Çi kitlesinin rağbetile — karşılanacak odalar dolup boşanacak, bu ilk aarit san'at yurdumuz münevverlerimizin alâkasma şahit olacakt:. Halbuki Ie tanbulun şirin fakat hücra bir köşe- İsinde, yangın Hârabeleri arkasında gizlenen bu müesseseyi davetliler - nutmuş gibiydiler. “ÂAvrupadan bir gok paraya mükabil getetilen müte- hassısların yaptığı hizmeti hi olmaz ise tecessüs saikasile görmek lâzım gelmez miydi? San'at sahasmda ye- tişen genç kızlarımız! teşvik bir va- zife değil miydi? Hanım efendiler, Türk vatanını süsleyecek olan bu kü- çük san'atkârlar, sizlerin — takdirile büyüyecek mevki — sahibi olacaklar. Çamaşır, esvap, şapka, her şey size dâzım. Geliniz, görünüz ve alâka gös- teriniz. Talebe yetişmek için çalışma 1 ise, halktan rağbet. münevverleri- mizden de teşvik —görmeli. Çünkü her yerde ve her zamanda, marifet ler. | Mazhar Lutfi, kesesine güve-| Bir gün, sanki Şermendenin | odada olduğumr görmemiş gibi | telefomu açtı, şöyle konuştu: Berabat Son defa İngilizin çıkması beni mahvetti.. evam ederse iflâs edeceğim mu- hakkaktır. Ve bir kaç gün, sıra ile aynı tarzda telefon muhaberesi yaptı. Parası yokmuş gibi, surat etti. Hafta sonunda bir gün Şer-| mende; Bana belli etmek istemiyorsun. fakat masrafıma da yetişemi- yorsun... Üzülme, bırak beni. Güzel güzel öpüşüp ayrıldı- lar. Ah!.. ... Dünya gariptir. Altı ay sonra, Mazhar Lutfi borsada pek çok para kaybetti. Sıkıntıya düştü, sahiden iflâs edecek hale geldi Para bulmalıydı. Zengin bir tacirin gönlünü etti. Sadık bey, Mazhara onbin lira vermeğe razı oldu. Üç gün sonra, Mazhar, Sadık beyin evine gitti. Fakat parayı alamadı. ti. Mazhar Lutfi, meyus bir hal- de merdivenleri inmeğe başlar- ken, yukarıya çıkmakta - olan Şermende Ahuyu gördü. Şermende Ahu, Sadık beyin evine girdi. Hayır, Şermende Ahu inti- kam almak istememişti. Fakat Sadık beyin parasını, bol bol ke- ndisi yemek istedi dık beye: — Sakın demişti , Mazhar Lutfi beye para verme. Onunva- *t fena, altı ay evel SELÂMİ İZZET nâzarı dikkatimi celbetti. Memleket- 'te memur maaşına kapılarak hür san- atin meziyetini takdir edemiyenler goktur; genç kızları tenvir etmek dâzımdır, diyordu. Evet, kadınlarımı- zm hükümet dairelerinde ve husust yazıhanelerde memur — olmaları çok gerefli bir şeydir. Fakat alacakları 40 $0 liralık müaşın hatırı için istidat- larını ihmal etmeleri de doğru değil- dir. Malüm ya, Türk — kadınlarının fıtratında ötedenberi c işine karşı derin bir inhimâk vardır. Suzinler, hesap, kasnak işleri, öyalar. , .. Bu vadideki san'at en yüksek derecesi- ni memleketimizde bulmuştu. Gergef başında uzun ve tatlı saatlar geçiren ne çok kadınlarımız vardır. Anaları- döke- maz ve ninelerimiz, göznuru İrek şimdi dntika diye telikki edilen güzel elişleri meydana — çıkarırlardı, fakat bunlardan — istifade n olamazdı. Bizler ite fernin Gaiti ile melüfuz. Bütün| gün içinde “örtüler, es sandıkta kalmağa ipekli yargan ve boh- herkesin her gün kulla Hepsinin amar eder mağa ve )ıı)aumııı k vaffak kazlarımız? memur hayatına yetişti- rirken, diğer taraftan da san'at mek- ür Mesleğe yetiş- tirsin. Birini diğerine tercih etmek mümkün değildir. Yalnız yanlıç ye- la saparak, istidadını körletmek çok fenadır. Bunun için genç kızlarımız daktilonun sühulet ve revacına kapı- larak, san'at sahasını İhmal etmesin- iltifat ve himayeye muhtaçtır. Söz arasında mütchassıs ve reh-i perlereden Mm. Bukarın Yazan: AKA GÜNDİ ler. Hayatta muvaffakıyet ihtisas ve istidat meselesidir, EFZAYİŞ SUAT |masm — Olmaz didim.ya, banav se- nin için yapabilecegim şeyleri teklif et. Yalnız bu müstesna! Çapkın kız olta mantarmı ye- re fırlattı, en ciddi bir hiddetle bir haldeyim ıımmi Eğer yükselmekte d-! — Mazhar, dedi, paraca sı-| kıntıda — olduğunu — anlıyorum! | " — ÇABDK. GEĞEN TATİLLERİNİZDE Sadık bey vazgeçmiş-| işlemeye muka- | -Jüzre şeraiti atiye dairesinde müzadeye çıkarılmıştır. Bir taraftan hayaç mökteplerliz | Dünkü bilmecemizin halledilmiş şekli YUKARDAN AŞAĞI: — Yemeği çiğneyen (3) Alın(3) — Yemek (2) Nidat (2) | * — Serruş (5) uhattarı biri (4) Derin(4) | 6 — Saçi düzelten şey (5) 6 — Kapının geçilen yeri (4) A- | ? — Arttırmak (3) Konustuğumuz | Yyre isimde insanlar (4) İaza (3) 7 — Nida (2) Rakıt edatı (2) | 5 — Nota (2) Zaman (2) & — Orta (3) Söz (3) ] Bu günkü yen! bilmecemiz | SOLDAN SAĞA: 2 — Nota (2) nota (2) 3 — Hacı gemirlerinin - oturduğu $ey4(3) vermek (3) Geçirdiğiniz mes'ut da- kikaların sevimli ve can- | h batıratını bir |Şhane. | fotoğraf makinesile tesbit etmezseniz o güzel tatilinizden hiç bir eser kalmaz. KODAKSIZ TATİLLER ÇABOK - ONUTULUR Kodak makineleri ve filmleri - VELOX KAĞITLARI Alâminüt fotoğraflar için MİNOTEROS karlpostallarını kullanınız. Her yerde salılır. SUR> ” nammresaniz Müsiki muallüm meklebi: kabul şeraili Bu sene mektebimiz namzet sınıfına atideki şeraiti haiz — olanların otuz erkek talcbe imtibanla kabul olunacaktır. Kadrosunun dolması basebile kız talebe alınmayacaktır. 1 İlk mektep mezonu olmak — Mosikı tstidadr. bulunmak $ — Ahvali sıhhiyyesinde — teganniye bir“noksanlığı bulunmayacak 4 — Yaşı ön yediden fazla olmamak Orta mektep Müldavimleri castrumana vukafu olanlar tercib edilecekleri gibi diğer sıntflara imdhanla talebe kabul edilebilir. Ankaraya kadar gelüpte ehliyetini ispat edemeyenler hakkında mektep hiç bir suretle mesuliyet kabul edemez. Bu şeraiti haiz mlipleri übaren Ankara müsiki mual- lim mektebinde teşekkül edecek imtihan hey'etine evrakı müspitelerile bir- lan. ve enstruman İstimaline mani hiç likte bizzst mürac — Banlak ve Öylam Bankası Ümun Mütürlüğünden. —| SATILIK KASIR Mevkii Teminat Mikdatı T. 'L Esat No 28 Bebekte Nispetiye kasrı namiyle martif kaşır üç katlr ahşap bina su deposu ve | havüz ve takriben 130 dönüm arazı. 1800 Balâda muharrer ma müştemilât Nispetiye kasrı satılmak | 1— Müzayede kapalı zarf usüliyledir. İhale 19-829 tari| İhinde Ankarada İdare Meclisi huzurunda icra edilecektir; Talip| olanlar balâda gösterilen mikdarda teminat iraasine mecbur o- lup bu teminat varakasını teklif mektuplariyle beraber makpuz mukabilinde bizzat Ve yahut ihâle Meclisine yetişmek üzre taahhütlü olarak Postaya tevdi ederler. 2 — İhale bedeli berveçhi peşin istifa olunur. 3 — Talip olanların İstanbul veya İzmir Şübelerimize ve yahut Merkez Emlâk Müdürl e müracaatla mufassal şartna- Mmemizi mütalâa etmeleri ve müzayedeye iştirak halinde bir lira mukabilinde bir nushasını alıp imza ve teklif mektuplarına raptetmeleri bırakmak Cicim Alilikten çık- Çapkın kizt alırsa Cicim Ali ge- mak demektir. Söyle bana, beni| SiM dünyasına deynekçi başr' niçiri istemiyorsun? ald: (::3:.: derler mi? — Senin AEĞR.. AY — Derler ve daha fazlasını — Anlaşilir gibi söz söyle. | gerler. öğretirim. Yeni neşriyat Dans eden su eden su. namında çocük £ içar etmiştir £ kitabi ba hare ket manetinden yük Derc şöselerinin " İzmire D ecektir İlanılan Katran koyun Çeki odun kap münakasaya kotimuştur. n şartnameyi almak için gör | Levazım müdürlüğüne gelmeleri tek Hif mektuplarını da ihalc günü ©İ 22 Ağustos 929 perşembe günü SAf on beşe kadar Mmezkür müdürlüğü ' vermeleri Tafsilât için Sirkecide: Ve nei Hanında kâin — âcanta: ha Müracââl. Te anbul 15158 Ve Galatada merkez tıb- tm hanında Çelepidi ve Sata filopati acanralığına müracaat Şehremanetinden : Şişli — “* Teleton Beyoğlu 354 |'ak göseleriyle Böyük Dere caddliiğ İnin tamiri için üzumu olan 562 |ro mik'abı kum kapalr zarfla kasaya könmüştur... Taliplerin şartnameyi almak iğif ber gün Levazım - müdürlüğüne meleri teklif “mektuplarını da vaporu 4 Şisünü olan 22 Ağustos 029 perşerelf Millet ağustos — İğ Fünü saat on beşe kadadr mezkif akşarn İ Tütürüte vermeleri Pazar' ea S 'Tehlikeli bir balde olup sahibill? Sirkeci rıhtımından - hareketle b—:_h---ımîm- 'm;: :vbl*ı-uv: (Edayileex, İnebula Brrünye; pılamayan Kasımpaşada sirkeci & ati KAT c y 3082 Nu l bostan duvarının kirk Trabizon, Rize ) ye azimet ve | cekiz sast zarfında mahzuru izal€ | (Surmene, Vakfıkebir, Görele) Üİ edilmediği takdirde ebrlye kanununuf iskelelerine de Ograyarak avdet İl| 48 inci maddesi mucibince dairei edecektik hedmedileceği — tebligin nıwız Muracaât mahali: İstaubi Ş Tetemina kalm ötlmak üzre M Meymenet hanı eltindaki yazı- Telefon İstanbul 1154 ALEMDAR ZADELER VAPURLARI Seri, Tüks karadeniz pv—usı olunur. Şehremininde Ereğti mılıll(iiq topkapı caddesinde 177179 ı.uııJ ç YEr arsalardan müfrez 28,99 metro "'A—İ â““ svıd" Salhişalan paperlikde aalacekdli B 'aliplerin 6 ağustos 020 salı gÜN stat son beşe kadar levazım müdüt Merkez Acentasış Galata köprü D| Yüğüne gelmeleri gaşında — Reyoğlu — 2369 Şube İi ———0 scentcst Mahmüdiye Hanı alttde İ HEPSİNDE N İstanbul 2740 Antaiya postası (ANAFARTA ) vapuru 4 Ağustos — Pazar — günü — saat 10da Galata — rıhtımından hareketle İzmir Güllük Bodrüm İRados Fethiye Finike Antalyayal gidecek ve dönüşte mezkür iskelelerle . — birlike Dalyan Marmaris, Sakız, Çanakkale, Geliboluya uğrayarak gelecektr TAKAZON - DİRİNCİ: POSTUSI (Reşit paşa) vaporu —& Ağustos Pazartesi 12 de Galata mhtımından harek otle İnebolu, Samsun, Gireson, Trabzon, Rizej Hopaya gidecek ve dönüşte, Pazar iskelesiyle Rize, Sürmene 'Trabzon , Görele , Giresön , Ordu, Ünye, Samsun, İnebolu, Zonguldağa uğrayarak gelecek- tir. Hareket günü yük kabul olunmaz. İrmir — Mersin -Sür'al — poslası (Mahmut Şevket Paşa) va- İpuru 6 ağustos sah 12 de Galatal Tıhımından kalkarak Çarşam- ba sabahı İzmire ve akşamı İzmirden harekerle Antalya , AÂlaiye, Mersine - gidecek ve dönüşte Taşucu, Anamor, Âla iye, Antalya, uğrayacak gelecektir. * SyĞğu DEAL KONSERVALARIDIR. T Mercan sultanisinden 1354 d aldığım — tastiknameyi — zayi yenisini alacağım — Mustafa oğlu Hamdi Tnkilâp tiyatrosu temsilleri b akşam Pendik iskele - gazinosul” da Mürebbiye komedi -8 perdt Aytıca müzik . » Kiralık Fırın Beyoğlunda Feriköyünde Ayaztft deresi caddesinde — bir ağızda İadet ekmek / Çıkaran 108 nümereli farın üzerindeki Üç odasiyle pirliktt Ahıntck Ali beye müracsatları. A AA estim. Yenisini alacağımdan — 7a) bBükmü yoktur. ;Süleymaniye Moli Hüsrev mahallesinde Hacı Samih Hüseyin Haşım 309 idası, İzmire Doktorlarınıza sorunuz: BİOLACTYL | K DT YAT LA Mide ve barsaklardaki tahatif mür ve tesemmümü temizlef İSHALLERİ ve SANCILAR Tenezzüh ve eğlentilerinizde Her halde Kiralık depo , Boğaziçinde İstinye koyunda ğğ Metto murabbar kadar #stıhli v bırı havi büyük —bir - depo olduğundan arza edenlerin (:ıl':, Ağopyan Hanında Bomontl şirk' müracastları. Çikolatasını da alınız Tezzetl nefis niş farzetmeyeceği” —İlk fırsatta konuşuru” — Öyleyse bu akşam paz uçuralım, — Nasıl? — Hayret beye telefott lim. Bizi beklesin. — Ben ağlamasını bilmem ki — Ben öğrendim. Sanâ da Okadar sustular, öyle daldı- lar ki geçen bir şilebin keskin düdüğü ötmeseydi, akıntı ile uzaklaşdıklarının — farkında ol- mayacaklardı. Konuşmadan güreklere geç- tiler, yalıya döndüler. Hasan| sandalı çekti. Çapkın kız rıh- — Şu insanlar ne fena. tımda Cicim Alinin koluna girdi — Hayır! İnsanlar iyidir, fa-| — Mademki ağlamasını bil- kat hnı olınlııyıuu Hayatın| mlyuıım, bari gülelim. » Muhitin geraitidir, “Amma munakaşamızı ha. — Olmaz mı? kat'i mi? — Evet, katien olmaz. — İşte sen de, sen bile reddet tin Cicim Ali! — Ben başka, —Sen de insan değil muın? cadmAudıçıpııınınııı —Bqı(ıııınlımıcnıyııyın ilk defa çetin hadi seninle|amma, damatların en iyisi de- gilim, — Adamı güldürme! Niçin ol- — O halde “yalıdan yuvaya| geç. Ğ — Beni herkes kaçıyor, istemiyor. — İmkânı yök bunun! — İspat ederim Cicim Ali! — Et göreyim. — Cicim Ali! evlenelim. # — Olur şevmi bu? cicim Aliye haykırdı: — Bunun hesabım bana vere- ceksin. — Verilecek hiç bir hesabım. — Dünyanm en güzel kızı olan Çapkın kızle, dünyanın en girkin adamı olan Cicim Ali ev- lenirse bütün felâket Çapkın kı- zın başına gelir. — Daha açık söyle. davranıyordu. n kaz, namuslu kız- — Vardır, vardır! Beni sen|dır. Çapkın kız Cıcun Aliye va- de niçin lımınmı? rırsa, Çapkın kız gizli hareket- —4 lıdu siper buldu derler, Ciçim'gseraitidir. — Desinler. — Cicim Ali Çapkın kızı her şeyden siyanet eder. Buna mu- kabil Çapkın kızdan da Cicim Alinin muhafaza edilmesini ister. » — Sadece ücümüzün? reddediyor, Cicim Ali hayretle yözüne baktı. Çapkım potu hemen anladı ve hil