t _'"ı- WE iâizah, Hikaye. MMilliyet ASRIN ÜMDESİ “MİLLİYET.TİR BUGÜNKÜ HAVA Dün en hararet 99 en az 21 derece iil. Bugün bava tçık olacak, rüzgür poyraz esçcektir. FELEK ZEHİ GAFLET! Bit kaç gün evel bizim rüfekamız- dan birisi birinci sayfasına bir 1e- &inı koyuyur ve altına - büyük harf- derle yazıyor: «Yunan emlâki ile dolu olan Be- Yoğlu caddelerinden biri> Şüphesiz tam bir safvetle yazılan Bu setırlarda maalesef — bakikat pek Aazdır, çünki Beyoğlundaki Yunan emlüki dedikleri gibi Beyoğlunu dol (durmaktan çok uzaktır. Yananlılar Türkiyedeki Yunan mülklerinin, Yu Banistandaki Türk emvalinden faz- da olduğunu iddia ederlerken böyle kontrolsuz mübalağa yapmanin pek faydası olmadığı kanaatindeyim. YANIYORUZ! Geçenlerde garip bir tesadüf eseri eletak Muharremin onuncu günü Kesilen terkos suyundan şikâyet e- iden «İkdam refikimiz. — Kerbelâda mıyız? Süslini soru- yordu. Pek haklı görünen bu sözün artık manası yok. Çünkü o zaman- /dan bu güne kadar Kerbelâ suya gerkoldu. Şimdi bu süali; — İstanbulda mıyız? şekline sok- malıyız. Filhal yine bir kaç gündür Bizim matbaada teyemmüm başladı. Sıcaklar başlar başlamaz suların şu kesilişi ne kadar hazindir. Lâkin bi- liyorum: Sorarsam: — Ne yapalım sıcakları kesemiyo- ruz, bari suları keselim! Diyecekler, Ben de: — Madem ki suları akıtamıyoruz bari sesimizi keselim! Demeliyim Ama, huy etmişiz de yazıyoruz! DELİLER ARTIYORMUŞ! Ümtat akitevvel Mazhar Osman B. dostumuz Avrupada bir seyahet yap tıktan sonra Istanbula döndü. Önu seyahata çıkarken görenler bir zevk seyakatı yapacak — zannetmişlerdi: Lâkin bu zaanlarında hatâ etikleri- &i doktorun avdetinde anladılar. Meğer Ürstat sinir ve akı! hasta- dıkları hakkında — tetebbu' için seya- Bata çıkmış. Bu seyaharta doktor te- ettiği her kesi, şoför, garson, Biletçi, hamal, tiyatra memuru, otel| Mmünstahdemi elhasıl her rast geldi- ini muayene ve onlara bildiği gibi hekim süalleri sormaya başlar o ka- dar ki artık bu tertip adamlar dok- soru görünce bucak bucak kaçmaya Başlarlar, mamafi doktor da tetkika- dını yapar, İşin garibi Mazhar Ös- /a nB. diyor ki: — Tetkikatım neticesinde gördüm ki delilik artıyor. İâhi Üstat bunun için bu kadar seyahata ne üzum vardı FELEK maz çok Garp edebiyatı Andre Gide'in yeni bir eseri Andı€t Gidein ber yeni kitabı bir hadise teşkil eder; daha doğrusu et- Mmeye başladı. Hiç bir mektebe men-i jmyan Gide, buhdan otuz sene evel bu günkü en “modern” formülleri or- faya atmış bir muharrirdir. Çok ya-| Hastanelerden birine hasta bakıcı ola-| gamış, çok görmüş, çok gezimniş, oldu-i n'îıf*" orada ölür, #unu da cserlerinin her birinde göre- biliriz. Son zamanlarda günden güne| Hüzün vardır, bir hüzün ki kimseye| Di l Tağmen vi 'eden Eveline, nehayet Robert'in ha- bir mesleğe . bağlan-| bahseden Robert, cepheye gitmemek nini temsil etmektedir. (1) Muhakkaktir ki Gide in hüsusiyet ve kıymetini, fikri — itiyatlarımızı ba- zen inciten eserinin muhtelif yerle- rinde keşfedebilmek için bir nevi isti dât lâzımdır hatta diyebilirim ki gi- dyen doğmuş olmalıdır. Nasıl ki in- sanlar arasında Şhakespearyen, Goc- İtbeyen, Renanyen, Nedimyen, Füzu- İyen doğanlar vardır (hatta size ar: mızda Pierre-Decourceliyenler, Eu göne-Süyenler, Bernstcinyenler saya- bilirim, fakat bu başka bir bahistir.) Prjugâ siz fikir adamları en prej- g€ siz püblikleri kazanmakta güçlük, gekerler. Fakat prüjag ler de za- manla değişir. Onun için dir ki Gide) de, Stendhal gibi, vaktın kendisi için| çalışmasını beklemiştir. Andr€ Gid'i behemebal tarif etmek| görmüş değil, kocasında kusurların|ları ve bir hayli de parası vardı. lazım gelirse esasen tarifi güç olan, bu adama belki endividüalist demek Münasip olur. Fakat öyle bir endivi- düalirm ki eserlerinde maddi izi yok-. tur. Gide'in cn bariz vasfı, her şeyi kendi gözüyle görmek, kendi dima- ğiyla mühakeme etmektir. Zaten müstesna şahsiyetini teşkil eden me- ziyyetler de bunlardır. Gide'i tanı- mak için, keşfetmek için en şiddetli. hasımlarının bile kapıştığı Corydon'u değil, tenkit eserlerini, Oscar Wilde hakkında yazdığı sahifeleri, Kongo şeyaheti ni okumalıdır. Onun yüksek| #eçiyesi, zarif asaleti bu everlerde gö- rülür. Gide'in eski asırlara ait bir çalğı dinliyormuş hissini veren - küçük ro- manları da vardır. ki hakiki birer saheserdir: İsabelle, la Porte Etroite, v. 8. den bahsetmek - istiyorum. Bu silsileye, bundan iki üç hafta evel, Kadınlar mektebi isimli bir roman daha inzimam etti (2). Gide, bu v fak toplu ve nefis eserde bir hisaf macerayı hikâye ediyor. bir kadının başından geçmiş, ve ha- tıra defteri şeklinde yazılmıştır. Def- terin başında, henüz genç kız olan bu kadının nişanlısına ne derede ve daha doğrusu ne gibi sebeplerden do- layı perestiş ettiğini görüyoruz. Ni- ganlısı.cn müşkülpesentleri bile ahlata (cak meziyetlerle mücehhezdir.Bunla- zın hep zahiri olduğunu keşfettiniz: | biç sarsılmayan vakariyle,balel getme l ciddiyetile, her kese karşı kub-| ndığı iltifatkâr azametile, çalışmak ve daima yüksek işler peşinde koş- mak hususunda gösterdiği havcele, ideal bir zevç, ideal bir erkek manza- Tası arzeden bu adam, hakikatte Tuhsiz, yüreksiz, tatsız, seçiyesir bir kukladır. Nişanlılık devresinde genç, kızı teşhir eden bu meziyetler, evlen- dikten hemen sonta — kocasından iğrenecek kadar nefret etmesinde amil olacaktır. — Filhakika, Bveline (genç kızın ismidir) Robert'in zev- cesi olduktan sonra, mütemadiyen işden ve yeni yeni teşebbüslerden bahseden bu adamın çalışkan değil, ne yapmak tayin edememiş bir tenbel olduğunu, dürüştlüğü her mhunae tutarken en küçük ya- 'a bile tenezzül ettiğini, cesaret- ten dem vurduğu halde korkak ve e- golst bir zavalir olarak meydana vakariyle her kesin ikur bir ev efendisi bile olmadığını Börür. O kadar ki — nefret de aşk gibi kördür — vaktile en bariz ku- Surlarını birer meziyet olarak takdir kiki bir kaç meziyetini bile diğer ku- Surlarıla kariştıracak kadar kocasın. dan mütenetfir olur. Bu hal, yirmi sene, ve gittikçe vehamet peyda et- mek süretile, devam eder. — Eveline, 'bir gün kocatmı, evini terketmeye rar verir. Fakat Robert o aralık hastalanır; onun, kendini halâ sevdi-. ğini görür, ve gitmeye cesaret ede- mez. Bir müddet sonra harp zühur eder, Hamiyetten, vatandan belağetle çaresini de bulur. O zaman, Eveline artık tahammül edemez: cephedeki küçük eserde nehayetsiz — bir| Artan şöhretinin bu kadar gecikmesi, Yabancı değildir. Her birimiz hayatı- €debi şöhretlerin nasıl dfııdu.u.-u mizda Robert gibi mahlüklar sevmi-i bilenler için bemen hemen tabü. bir SİZdir, sevgilimiz yahut dostumuzun| geydir. Zamanının - Kanact, zevk ve| Hahteliğinc, yapmacıçına, hlöflerine #cmayüllerinden yirmi otuz senç ile-| YaPılmışızdır. Ka derin muhabetten| wide olmak, anlaşılmamaya mahküm| *H amansız kine bir şimşek sür'atile glmak demektir. Gide in yirmi otuz| Keçtiğimiz de olmuştur. Fakat An-i menc evel yazılmış eserleri ancak bu| İ7€ Gide'in naklettiği macera bir ka-, günün zevk ve talakkilerine uyğun| dD ruhunda büsbütün başka bir şe- ygeliyor, b günktü adamları tatmin| Ü alır. Erkeklerin aşkında dimağın adiyor. O 'kadâr ki bazıları için bir| “Tıy Ba devrin vi /muamma, bazıları için de ıı;ıçılızıl ah- ıııı'ı“vı'âıı'ıı ıvuıv:(==ı-m——k"= dâk düşkünü bir adam sayılan, fakat| cüman olduğuna şüpbe yoktur — iki eser.| ibiş bir zaman alâka uyandırmaktan | Ki, pek yüksek edebi krymetlerinden sar- 1 Gide, nehayet ihtiyar- | EE3ar, müstemna bir lasani kaymeti hasize Jamaya başladığı bu günde bu devrin| “f2) Andre Gider zeyklerini, temayüllerini, hatta vicda-İ naşiri: Nile —e ati Ka l — APKIN KI Yazan: AKA GÜNDÜZ — Bunu ciddi düşünmek ge-|tı kız olması bir faciaydı. Buna L'Bcole dex Femmes; Française, Paris. yek. Dedi, odasında dolaştı, içi ya miyordu. Sersemdi. Arabayı ha- dırlattr, şoförün yanına bindi, Camı açtırdı: —Kır yollarını takip edecek- gin. İnce yağmur damlaları yüzü- şhe çarpıyordu. Serin, yağmurlu| la: bavada daha kuvvetle muhake-| tahammülü yoktu. Her işinde olduğu gibi buna da cezri ha-| rekete karar vermek için bir. Büyükdere caddesi, bir Hüriyet tepesine gidiş kâfi geldi. Aylardanberi ilk defa Müker| remi hatırladı. lükerrem otla açık bir kalp ve temiz bir lisan- — Gel, demişti, ben belki is- rolü ve sözü vardır; fı sinirlerile sever ve sini ederler. Eveline de, ne aşkım, ne his- sin, ne mantığın, ne aklı selimin hal- ledemiyeceği, doğrudan — doğruya nu sinirlerile halle kalkışmıştır.Bu va Sıtaya en rakik, en hassas, en iyile- rin müracaat ettiğini biliyorum... 'akat çarelerin en zaifi de budur. emen her kadın gibi, evve- güzel gözlerini ve bıyi- klarını sevmiş, ve bilahere onda sayı- sız meziyetler bulmuştur. Ancak, E- veline gibi sakin ve vefakâr bir ka- dında bile aşk ebedi değildir. Fakat buna mükabil Eveline, Robert'in ku- surlarını, artık onu Ssevmediği için, l:cıiyu)erimlıı daha mebzul - oldu- unu keşfettiği için sevmez olmuş- tur. Kadınların zevahire çabuk ka- Pıldığını, büyük kelimelere inandık- larını, hakiki meziyetlerle sahte me- ziyyetleri biri birinden tefrik edeme- diklerini işaret etmek isteyen Gide, kitabına Kadınlar mektebi ismini vermekle kadınlara bir nevi ders ver- mek istemiş değildir. Hatta bir ka- dın — erkek meselesi bile ortaya at- mamış, dahba umümi, daha şümullü, daha vasi bir mesele vaz'etmiştir: hemcinslerimizle hissi ve manevi mü- nasebet meselesi. Her hangi bir şey'i ispat etmekten çekinen muharrir var- sa o da Gide dir. O, bir nevi ders teşkil eden bir vak'ayı hikâye ile ik- tifa etmiştir. - Bundan — ibret almak, kıssadan hissecıkarmak bizlere düşü- yor. Fakat sevenlere böyle dersler ne gerek? REŞAT NURİ Heklepliler müsabakası RUS-ÇIN İHTİLÂFI 12 inci haftanın en mühim baberi hangisi?,.. dir müsabakasında ikin- ciliği “Robert Kolej” den Halim Na- hit Bey kazanmıştı. Bu yazı şudur; “Dünya şuunu İle yakmdan alâka- dar olanlar bu bafta dikkat nazarla- Tımı şarka çevirmeğe mecbür oldular. İşaret ettiği hadiselerle (Rus-Çin) ihtilâfı hiç şüphesiz günün en mü- him haberdir. İşaret ettiği hadişeler dedik, evet şüphesiz bu ihtilâf iki devlet arasında yalnız bir kuru anla- şamamazlık şeklü kalmıyor, aynr| zamanda dünyanın bu bize uzak olan| köşesinde geçmekte olan hadiseleri anlatiyor. ğ Evela bu İngiliz diplomasisinin bir| zaleri addolunabilir. Beş sene eveli Çinde Bolşevik nüfuzu önünde müş- kil bir halde bulunan İngiltere bugün vaziyeti temamiyle kendi lehine çe-| virmiştir. Burası şimdilik böyle ol makla beraber artık anlaşılıyorki genç Çin cümhüriyeti - Avropa dev- letlerinin elinde bir baziçe gibi kul- lanılamıyacaktır. Bugün komi Hırsız 1920 senesinde Sen - Jermen| treninde bir hırsızlık vakası ol- muştu. La baron H,, m vagon- da çantası çalınmıştı. Kadının bir aralık uyumasından istifade eden bir açık göz, çantayı içet- mişti. Çantada baronun elmas- Gazetelerin bu vakayı haber verdikleri günü sabahı, hırsızlı- ğa karşı para ve elmas sigorta eden Kermes şirketi veznedarı- na La baron H...m geldiğini haber verdiler . Kadım içeri girdi ve hüviyeti- ni bildirdi. Gazetede ki havadi- si gösterdi sonra sigorta poliçe sini uzattı. Memur poliçeyi mu- aeyne etti, paranın suhuletle verilebileceğini söyledi. La barön sordu: — Evet amma ne vakıt? Bü- tün paramı çaldırdım.Bugün de Nise gidiyorum. — Parayı oraya göndeririz. Müessisemizin şrarı, teahhüdatı mı derhal ifa etmektir, Fakat bu iş ne kadar çabukolsa, gene bir hafta sürer. — Çok zaman, daha çabuk olmasına imkân yok mudur? — Belki kırk sekiz saat daha zanabiliriz. emleketlerinden dı:ı.nıad_ıııiııçm)da z İngil ŞAİ Grallemar çi rdir. T Bu ihtilâfin en dikkate şayan cihe- t daha geçireceği safhalardır. Ma- Tümdur ki gerek Çin ve gerek Rusya bundan altı yedi. ay evel (Kellog) misakını imza etmişler ve taarruzi harp yapmamağa karar vermişlerdi. Hadisat bize asrımızda imzalara ne kadar börmet edildiğini gösterecek-, tir. Biz şimdilik yaltız temenni edelim ki bu ihtilâfin haricinde kalan mil- letler buna bir seyirci gibi değil fa- kat samimi bir- kardaş i hal çaresi muhtemel bir boğuşmanın önünü a sınlar. .. alsınlar da boşu Faşistletin ellerini havaya kaldırarak selâm verdikleri malümdur. Bu selâm tarzı seyyahlarm çok işine elvermektedir. Çünkü otelden çıkar- ken yukarıda görüldüğü gibi hademe evvelce bahşış almak için avuçla rını açacak yerde şimdi selüâm vermek için ellerini kaldırırlar ve misafir de para vermeden çıkar gider. beklemişlerdi. Üç samimi kal- bin bu intizarı çapkına tesir et-! Mişti. — Cevap vermek isterim, fa- kat müsaade ediniz. Memnuniyetle, minnetle mü- saade ettiler. Lükin işte aylar, mevsimler geçtiği halde hiç bir. tevap alamadılar, bir telefon bi- le edilmedi, nasılsmız? diyen kr) sa bir telefon bile. .. bebeklerinc bakmışlardı. Söylü-| — Oraya mı sapayım kücük yeceği (peki)yi dört bin gözle hanım, — Evet... Artık iradesine tamamen sa- hipti. Kararını bir kamçının gü- müş sapı gibi avucunda sıkmış tutuyordu, artik hayatı kamçıla mak ve ona gideceği istikameti vermek zamanıydı. Evinin kapısı önünde Ahmet, Şükrü beye tesadüf ettiler. Ara- ba durdu. Çapkın kız Mükerre- min evini sormadan - önce bir — Mükerrem beylerin yeni |kaç kelime konuştu. taşındıkları evi biliyor musun? — Bugün biraz neşesizsiniz — Çoktandır gitmedik, bilmi|hanımefendi. yorum küçük hanım. — Dün balığa çıkmıştım, ga- |ta ücretinin bir kere daha öd. ymc edebiliyordu. Yalnızlığını| tediğin değilim, fakat eş olur- gimdi daha derinden derine se-| sak sana istediğin gibisini arat- #iyordu. Buna çare bulmalıydı,| Mmamağa çalışırım. — Dur bakayım, bana tarif|liba kendimi biraz üşütmüşüm. etmişlerdi. Bulgar çarşısına sap| Mükerrem beyler bu civarda o- madan doğru gidilecek,Milliyet turuyormuş. Acaba ne tarafta, ;başlayan melankoli devam ede-| — Ve bumu amnesinin, ablasının! gazetesi müdürü Ahmet Şükrü| —— Şöyle gidersiniz, sola sa- — mezdi, sonra büs! hedbaht, yanında söylemişti. . İlitiyar ve| beyin yeni evimin biraz ötesinde ç alurdu. Çapkınkızın mariz, pıh genç kadın, çapkın İozm göz-|imiş. Sorarız. yin esya-|da 1ıjıi Ba çi Tleta sard ge ceklerini jpmnca karşınızda yeşil boyalı i- bir müsafaha karşısında kaldı. ki katlı bir ev göreceksiniz, o-| Belki ummadıkları bir zamanda| misafirleriniz gitmişler. Güzel — Ne yapayim şimdi ben?, Umumi müdürü görebilir mi yim? — Hay hay! Umumi müdür ne çok genç ne de çok ihtiyar bir zattı. Me- murlarla haşin müşterilerle çok nazik bir zattı. Genç kadını di- nledi, poliçeyi muayene etti. — Size hüsnü niyetimizi ve suhulet gösterdiğimizi ispat i- çin, parayı iki gün zarfında ve- Tiriz. — Pekâlâ ... Müsade ediniz- de kapıcıma telefon edeyim, a- partımanmmı açsın. Hizmetçile- rim Nise gittiler. Siz parayı ora ya gönderiniz... — Affmızı rica ederim... — Ne yapayım müstacel bir şey alacaktım, almayıveri- Tim. — Sizi memnun edemedik... — Şikâyetim yok. — Durunuz bakalım. Veznedara döndü: — Kasanızda madama vere- cek paranız var mı? Veznedar düşündü: — Bir çek veririm.. Madam öyleden evel parayı alır. — Peki Müdür buna razı olmadı. — Siz zahmet etmeyin.. Bir memur gönderip aldırırız. Veznedar çeki yazmağa gitti Müdürle genç kadın yalnız kal- dılar. La baron, çantasını nasıl çaldırdığını anlattı... Bir az son- ra paralar da geldi. Kadın aldı, teşekkür edip gitti. Müdür memnundu: — İşte müşteriye büyle ko- laylık göstermek lâmndır... En| iyi reklâm budur. Akşam gazeteleri, tekrar bu hırsızlık hakkında malumat ne- şrettiler .. Müdür gazeteyi o- kurken sarardı... ; La baron çalıman cantasının muhteviyatını sayiyordu... El- maslarının sigorta poliçesi de çantasındaydı, o da çalınmıştı.. — Bu da ne demek ?.. Bize poliçeyi daha bu sabah göster- di. İçine şüphe girdi. Otomobi- Tine binip kadının apartımanına gitti. Kapıcıya sordu : — Madam La kontes evde mi? — Evdeya zavallı kadmca- ğız hasta ... — Bu sabah sokağa çıkmadı- mı, halledilmiş şekli r SOLDAN SAĞA: — Baş serpuşu (5) Penceri ııınıml;; übakğü t ? — Zaman (2) Fırlat (2) Çocuk doğurtan (3) 3 — Gelecek zaman (3) 4 — Az sıcak (4) Beyaz (2) 5 — Mensup, ait (4) & — Kayırmak (7) 7 — Rumuz (3) 8 — Vülde (3) Çiğne «emri ha- tır (2) 9 — Pusu (5) Şimal memleketle-, rinin tüylü hayvanı (3 BAA NUN RNN) SIGORTA Yangın - Hayat - Nakliye - Guraba Hastanesine lüzumu olan tıbbiye Ağastosun beşinci Pazartesi ihalesi icra edileceğinden talip olanların şeraiti anlamak üzere hef I Bu günkü yeni h Üğünden bilmecemiz YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Müstesna (3) Anahtarl me (5) 2 — Vakıt (2) 3 — Aletin cemi (4) Çoğul Si (2) Ç 4 — Sert (4) Mahvetmek (4) $ — Eski (4) Bayat (2) 6 — Nida (2) h 7 — Çekimek (3) İsyan eden (? 8 — Su (2) Su (2) İçki (3) 9 — Mahal (5) Büyük diş (3) Gamaml üNü ANADOLU ŞIRKETI Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Kaza » Gtomobil - mes'uliye: maliye Sigortalarım kabul eder. Adres: 4 üneti Vakıf han istanbul Telefon: Tetanbul 531— Telgraf İmtiyaz GARALMAKAAAA AAA KKAAARAA D KA . ' İspirtoda dahil olduğu halde E ğünü saat on beşte pazarlık sı y levazım idaresine ve ihane günüde idare encümenine müracaatları. Yeni neşriyat | “MUHİT,, ÇIKTI “Muhit” in onuncu sayısı çıkmış- tır. Seçme yazıları arasında bilhamsa| Yakup Kadri Beyin *“Ergene kon” ve Milli Şair Mehmet Emin Beyin son eserleri tavsiyeye şayandır. 540,000,000 m) Travellers (Seyyahin çekleri) satar Lirt, frank, İngiliz lirası veya doları frank — olarak Satılan bu çekler sayesnde nereye gilseniz paranızı ke- mali emniyi taşır ve her — Yatağından bile çıkmadı.. Görebildi .. La baron yaşlı bir kadındı, paraları alan kadın- la alâkası yoktu... Sigorta kumpanyası, sigol! li ve bu meseleyi harice aksettir- medi. Fakat bazen, umumf müdür, yalnız elmasları çalmakla ikti- fa etmeyip, sigorta parasmı da aşırmağa muvaffak olan esrar- engiz kadımı düşünürdü. Kadınla beş dakikalık bir mü- lâkat ona 25000 İrarıga mal ol- muştu. “Ya o kadınla daha sık, daha uzun konuşsam, acaba nc kadar para kaybederim diye he- sap eder ve ucuz kurtulduğuna şükredeceğine, esef ederdi. Yirmi beş bin Fırangı dolan- durıldı. diye — değil, kadını bir| daha görmiyecek diye. Nakleden Tasıdır. — Teşekkür ederim, Otomobil hareket — ettikten sonra Ahmet Şükrü bey mırıl- dandı: — İşte'yepyeni bir mevzuu, .. Fakat mezsin ki... ertesi günü ta- bancayı çekince adamım karşısı- na dikilir. Toman | tefrika ede- ... Kapı açıldı. Yeni bir hizmet- çi kız gelenin — kim olduğunu sordu. ş;:rîy: haber verdi. Mü- kerremin ablası — koştu, Fakat bu koşuş pek tabii bir koşuştu. Teklifli bir misafiri fazla neza x ketle karşılamak için bir koşuş.| Çapkm kız bunu birdenbire anlıyamadı. Eskisi gibi öpüşe-| zannederken kibarca Selami İzzet| V bu çekleri en küçük tedi için nakit makamında kı *hkla istimal edebilirsiniz. ravellers - çekleri — hakiki sahibinden başka kimsenin kulnaamayacağı bir şekilde tertip ve ihtas edilmniştir . Ht00ALAAANAEAA B î YATRO SİNEMALAR Süreyya Opereti Kadıköy Hale üyatrosunda bu akşam sant T0 da B enakz Şevki Bey temsilleri Şehzade başı millet tiyatrosu bu akşam Komedi 4 perde Sinemada: (13) ler esran Cim- kelli Amerikan dramı Kanto » Dans- sryete geldiği için şaşırtmıştı. Annesi dizlerine bir örtü ört)| Müş, koltukta oturuyordu. Ay- ni tabil karşılayışla karşıladı, yalnız eskisi gibi iki yanağını Öptü. Çapkın kız biraz sendelemek- le beraber kararını tadil etmedi. Mükerremin annesi sormayın- ca kendi söylemeğe mecbur ol- dü: — Bu kadar zamandır ziya- retinize gelemedim, affediniz, burada değildim, geldikten son ra da bir fırsat bulamadım. İhtiyar kadın h: sümle mazur gördüğünü 5ö di. Mükerremin ablası yanmna o turmuş, büsbütün baska şeyler söylüyor — Ankara nasıl? Çok ilerle- miş diyorlar. Anadoludan gelen Bavali melrke/ müdiriyelinde Emvali metrukeden kiralık Büyükada karakol sokağında No. hu ev 100 lira, Hacı mustafa hallesinde ve caddesinde 95, NO dükkân 180 Hra, Sarıdemir sinde karakolhane sokağında 11 7 tü mağaza 180, Karabaş mahalleti? de balat caddesinde 159 No. lu GÜ nnımaı,ımımxeydi caddesinde 25-8 No. lu ev 550 Büyük adada nizam caddesinde iu ahır 120 lira, Büyük adada mda 20 No, lu ev 200 Hra, Bü! 'adada Cekomi sokağında 57 No €v 120 lira, Büyük adada karaköl #” kağında 11-17 No, lu ev S0 lira, yoğlunda Hüseyin ağa m Arnavut sokağında 39 No, lu ev Hira, Kamerhatun maballesinde zikci sokağında 67 No, lu ev 240 a Boyacıköyünde Koru cadı 3 No. lu arsa 60 lira Bostancıd » Edad caddesinde 496 No. hu aükki 48 lira icarı senevileri ııuuıdı:ğ vukuunda tahliye edilmek şartile 7-929 tarihine müsadif Çarşestl, müza; Ti mukarrerdir taliplerin emvali Tüke icar komisyonuna müracsat © «i 'Ticaret Dairesinden : Mehkemece ilfnı - iflasına Katf l Haydar eföndiye ait hahıların ” | müzayede furuhtu karargir olduğu, sene müddetle ve hükümetçe günü pazarlık suretile lemeleri, Taerüan ae verilmiş olan hal töccarı Abdül dan 1-9-920 tarihine müsadif şenbe günü saat 10'30 dan İti talip olanların Kapalı çarşıda Sabi lar çarşısında S0 numerolu 1 da hazır bulunmaları ilân olur İstanbul icra dalresinden: Bir deynin temini için maht Sevrula markalı ve Karral beled sine mensup 7 No lu — muhtaci mir bir adet tenezzühOtomobili $E seneşi ağustosun birinci pen günü saat önda İstanbulda Nuf | maniye caddesinde 80 No, lu da bilmüzayede satılacaktır. taliplefl? mezat mahsllinde hazır bulunm İlân olunur. kızın methini işide işide bit Ğ duk. Ağabisi de epeyce $ S8| yapmış. # | Çapkın kız hiç birisine Wf bir cevap vermeden maksad” girdi: — Mükerrem nerde? — Yukarda idi baktı Hizmetçi kız Mükerrem haber vermeğe gitti. Çapktf ÜĞ — Ona verilecek bir cevi”” vardı. 7 dedi. Mükerremin annesi bakarak mırıldandı: s — Fakat ne kadar gecik“â « Çocuk ne kadar iztıraP | ti bilseniz, .. Iztırap ikinci fakat ne kadar Cümlesindeki' çok manalı - idi ablası da söyledi: »