i | | hu sildi Mezah, nikâye dMilliyet ASRIN ÜMDESİ *MİLLİYET. TIR 15 Temmuz - 1999 BUGÜNKÜ HAVA Dün çok baratet 99 en z 12 idi. olacak Bugüü hava eçik ve rüvgür poyraz olarak esecektir ı FIKRA stihsal vazifesi Eskiden bir memlekette va- tandaşların vazifeleri sayılırken bir sürü manevi ve ahlâki esas- lar, en başta zikredilirdi: Vata- ma muhabbet, sancağa hürmet, askerliğe rağbet, büyüklere ria- n bugünkü te- lâkkisine göre, modern ve sevi- yeleri yüksek mcm!ckcdtrdc bu 1 vazifeleri . Çünki Onlar, medeniliğin tabil bir ica bidir. Bugün mu Iesı » en başta geli bir milletin her ferdi kendini is- tihsal vazifesi ile bağlı görmek- tedir. Bilhassa umumi #sonra daha ziyade çetin bir şe- kil alan hayat mücadelesinde muvaffak olmanın tek sırrı bu- dür. Öyle bir zamanda yaşıyo- hayatı ruz ki, bir memleketin küdreti, mevcut nufusunun mık darı ile değil, istihsal kabiliyeti ile ölçülüyor. Diyorlar ki, nüfusu wgıh'mı mın, cansız ve vergisiz insan sü- Külerini arttırmanın faydası hiç ten ibarettir. Bir memlekette sa dece kalabalığın çoğalması de-| ,, ğil, bir aileyi geçindirebilecek iktidarda insanların çoğalması mühimdir. Aksi takdirde nüfus arttıkça, memleketin sefaleti de artar, nesil tereddiye uğrar. Bu tehlikeyi farkeden bazı memleketlerde bu yüzden tevel lüdatın tahdidi bile günün acil meseleleri arasına girimş bulu- nuyor. Acaba bütün Türk vatandaş- ları, bu vazilelerini, istihsal meçburiyetlerini anlamış bulu- nuyorlar mı? Buna müspet ce- vap vermek doğrudan doğruya kendimizi aldatmaktır. Yazık ki münevverlerimiz arasında bi- le hâlâ kendilerini böyle bir va- | YüP! zile ile mukayyet saymıyanlar vart gazeteleri mütemadiyen istihsal vazifesi- nelqvıledıyalıx Tarihinin J._oıducuçnfu esasların ELEK NE ÇIKMAZ ŞEY! Büyük Postahane civarı ufak — bir garşi şekli arzeder, Bu çarşınım kar- 4ö'taralı esaslı esnaf tarafından İş- gâl olunur, Postahane tarafı ise ge- gici satıtıların durak yeridir. İşte ııı KEĞSİ satıcılar arasında en — ziye Kliyetin edebi telrikası. 39 an hissediyorlardı. — Mağrur met, geriliğinin sikleti al- ida eziliyordu. Sevil henüz çocuk sayılırdı, nlıyordu, fakat adı- mi bileniyordu. Esasen daüssıla ilösinde de başlamıştı. Belli et- mek iStemedikçe içlerindeki a- züp katmerleniyordu. Krraç ba- tektük söğütleri, kııı—- li bataklıklar, özlerin ağaç İları birer tatlı rüya şeklinde iyordu. SBir tarafta Istanbulun gami- ai iti. “Bir taralta Çıpkın_ Cicim, bey gibi canılan insan- Tilic tafalta tabiatin cazibesi; Ve bir tarafı uzak — kalan | Şefkalt George Sand dan Şartırda bir deli vardı. Her| — Bağçeye baktınız mı? gün gelir, musiki hocamıza bir| — Henüz bakmadım. şey çalmasını rica ederdi. Hoe-| Bunu söyledikten sonra, ha- camız Deşartr hatırını kırmaz-| tırına yeni bir şey gelmiş akıllı dı. bir adam tavru ile dışarı çıkar, Bu delinin ismi Demai idi.|bağçeye gider, dört tarafı araş- Gençti. Kılığı kıyafeti perişan-|tırır, çemenleri yoklar, sonra APKIN KIZ | dı, fakat temizdi. matruş gezdiği, mainin uzun siyah sakalı, göze korkunç görünüyordu. Müunis ve nazik bir adamdı. Cinneti, derni bir yeis ve mü- temadi sukültu. tebessüm ettiğini — görmedik. | Nevmidinin ve sonsuz bir yesin | sükünu vardı. Daima yalnız gezerdi. Bağçe-| ye, yabancı kimseyi birakma-| kler, onun arkasından larlar, yaklaşıp kok- -|larlar ve ziyansız bir adam ol- |duğunu sezerek, çekilip gider- |lerdi. O yavaş yavaş yürüyor ve i- çimizden birine rasgelince bir iki kelime söyler, konuşur, ken- disiyle meşğul olursak, uzun uzun konuşur, yanımızdan ay- rılmazdı. En fazla hoşlandığı büyük annemdi. Onun odasına fütur- suzca girer, bir iskemle çekip oturur, keyfini sorar, ve onun yaptığıyle hiç meşğul olmadan, anlatır dururdu. Yalnız, musiki dersi esnasın- da ağız açmaz, bir köşeye sığr-i durup beklerdi. Cı'ıııııı sıkıldığı zaman so- — Bır şey mi istiyorsunuz mösyö Demai? — Yeni bir şey istemiyo- rum. Hep şefkat arıyorum. — Daha hâlâ bulamadmız| mı? — Hayır, Halbuki aramadı- ğum yer kalmadı, her tarafta aradım. —e A a aa Aar ae ıııandıkhlmıı celbeden “İcke sabu-| mu'sat , alel'ekser çenesi kuv vetli olan ve sabahtan akşama kadar| manalı, -manasız söz söylemek zarü- retinde bulunan bu adamların hay- ı'ınryıııı. Adedi pek k n VG olduğunda yennı kaygusu her kesin lekele-i BğE aa kdE Ciaaalf' iytiyat| yaptıkları bu işten edecekle-i ri kâr da beş kuruşa bir sabun sa-| 'tabilmektir. Dün yine bunlardan bi-| sildi, 'sikdi. Tet ea gibi ben 8 seymediyori dura. Lâkin anut leke , adam- Yazan: AKA GÜNDÜZ köy ve çiflik. Beyaz köpüklü dalgalar ko- yun sürüleri miydi? Geçen yük Herkesin | gene eve girer, odaları dolaşır, yalnız zabitle-| köşelere bakar ve kimseye bir rin bıyıklı olduğu devirde, De-| şey söylemezdi. Bir kere bile|için: —Nc arıyorsunuz? sualine verdiği cevap hep ayniydi: — efkat arıyorum! Uşaklar, başlarından savmak — Burada bulamazsınız, bir Bazen, kendinin çocuk yerine kerel de şehire bakımn, derlerdi. | konduğunu anlardı. İçini çeker, boynunu büker, giderdi: Bazen de inanır ve şehire doğ| ğru koşardı. Aşk yüzünden çıldırmış ol-| duğunu işittim; belki de cinne-| tinin esbabı bu değildi. Fakat her ne olursa olsun, şefkat ara- yan bu deliyi hatırladığım za- man, kalbimin — yumuşadığını hissederim. Biz çocuklar, onu çok sever- dik. Çünkü yanımızda sessiz oturur, oyunumuza karışmaz, sadece seyrederdi. Talisizliğine, cinnetine derin bir hörmetimiz vardı. Sordukla- Tımıza cevap vermezdi ve ko- vulmadığını, uzaklaştırılmak is- temediğini görerek memnun o- lurdu. Belki de, iyi bir tedavi altına almasaydı iyileşebilirdi. Fakat bakanı yoktu galiba. ., Nihayet, günün birinde inti- har etti. İntihar etti diyorum, çünkü cesedini bir havuzdan çıkardı- lar. Kim bilir, belki de biçare ara- yıp bulamadığı, bulamadığı için çıldırdığı şefkatı, havuzda arar- ken düşüp boğulmuştu. Nakleden —.. SELÂMİ İZZET gll aiaktlan Gazi çiftliği 10 uncu haftanın 4 üncülüğünü Galatasaray lisesinden 735 Nihat bey kazanmıştı. Nihat Beyin yazısmı şudur Bu haftanın en — mühim havadisi| hiç şüphesiz — Gazi çifliğinde hazat başlaması ve Gazinin de bizzat çalış- masıdır. Çünkü: 1: Bir hükümet reisinin böyle tar- lada çalışması ııııdıyt kadar bizde kinler ;jı:'nkn—nhvy-;c nyk ıııı.c.—.ıqı.ıuıwıuıı.yıw Önünde açık düran BOURJOIS “Yenilen he angisi ? Yanlış ıııalıım.ıtla. çalışması lâzım gelen fatbolcularımızı yanlış yola sevketmeyelim Yedi seneden beri - bilâ fakla Misir şampiyonlağunu — elan * Nati onal Sporting Clob> Ennadiyül Ebli, takımının 2520 ve 28 Temmuz (- Tihinde Galatasaray, - Fenerbahçe ve bu iki klüp mührellile birer maç yapmak üzre şehrimize — geleceğini yazmıştık. Bir kaç gün evel bir akşam refi- kimizde ba takımın son hafta zarfın- da Yugoslavyada — 7-0 ve ya buna yakın bir netice ile hezimete uğra- dığını gördüğümüz zaman haylı hay ret ettik, Zira pek iyi biliyorduk ki alt seneden beri tatiyen — Mısırdan harice Ççıkmamış olan “Ennadiyül Ehli, bu defa doğrudan dağrüya İstanbula — gelecek ve ondan — sonmü Avrupuda bir turne temip- etmezse tekrar Misi evdet edecektir. Bingenaleşh, uyunculanındar altı senedir yaltı. a İ olup xuılllıgı .ıı»ı olan “National Spor- Eansadiyül” Ehli,, takımı Esasen Misir mülli takımina enlazla oyuncu — veren bü. tak oyuncularını — bilen ve tanı böyle bir hikâyeye güç inanırlar. Ba şekilde yanlış malümat vermek, Temmuzun son haftasında “Ennadi- yül Ehii, karşısında oynamağa ha Zırlanan — futbolcularımızı — yanlış bir yola sevkten başka bir şey yaramaz Gerek — Galatataraylıların ve gerek Fenerbahçelilerin “Ennadiyül &ıı. nin kuvveti derecesini göz önünde tutarak çalışmağa başladıkları bir sı rada, iki Misir takımının - isimlerini tefrik edememek yüzünden verilen yanlış bir. haberle, çalışmayı ihmal imeleri pek az bir ihtmal dahilinde- de olsa mümkündür. Bereket versin ki —her iki klubü- müz futbolcuları gerek — vaktile Misita - yaptıkları türnede ve gerek Amsterdamda * EnnadiyülEhli ,nin Oyuncularını yakından görmüş ve tanımışlardır. Bu münasebetle pazar günü Fenerbahçe Kurtaluş takımile; Galatasarayın hirinci - ve üçüncü ta- kımları da Pera takımile talim mü- sabakaları yapmışlardır. Dün de Ga- latasaray birinci takımı Taksim stad yomunda ekzersizlerine devam etmiş- dir. Ki Mei mitage, Mel Armitı yan Mel Poole Galip 6- Serveş Mm Ilrw SA usulü ile Bu sabaka Galip 6-1, 6 Karakaş loffredy akşam Hı iyel Tenis lurnurası aça, Sedei 6-3. 6-1 ne Reşit HL — 2 Jofiredy erim 6-2, 6-1 T. von Heci Cuming Reit 6-0, 6-4 Sirin O, 6-2 Ratianil T Hikmet, Mangeri-Pr Werite 6- üç bin kilo 3 Ferah sinema tYyatrusunda komik Cevdet bey ve Türkiye baş pehlevanlar mpsı- bakası tiyatroda fettan kız üç perde Anastas bale hey'eti ve Arslan peh- levan — tarafından monolog Elliot von Cuming 6-1; 62 Suat, Ka van, Dünkü maçta galıp ve m»ağlup ahim Zeki, Sedat, Mel Brun- Hecmstra, Mel Acem: E tra Ar- Zeki 6-1, 7-5 ünner, — Mel Ohanessian 6, 6-1, 6-2 sümin g Mel Dadtray £ an , Mel am lar ve hali nekahette,bu-. hınanlar (A Pseno- feratos) sayesinde kesbi. shhat — ve iadet kuvvet - Bsudo Manukyan |Damgamüdiriyetinden Damga matbaası için kapı 11 Ağustos: 929 Pazar günü saat i- kide Topkapı sarayı dahilinde kâin gdar şeraitlanlamak Üzre her gün ve yevmi ihalede de zamk nümuneleri akçeleriyle beraber komisyo-| caatları lâzımdır alafıranga Ticaret odasında intihabat Ticaret ve sanayi odasından: Oda meclisinde münhal olan iki azalık için 18 e İşese GEN Perşembe günü intihap icra olunacağından müntehip sani olan ze- vatın saat ondan bire kakar odaya gelerek reylerini istimal buyur- maları. İntihap olunmak hakkını haiz olan zevat ve müessesatın listesi odada asılmış olduğundan bu liste hakkında ber hangi bir itirazı olanların 16/Temmuz /929 Sahı günü müracaat eylemeleri İüzumü ilân olunur. akşamma — kadar tahriren Devlel demir yolları ve limanları umumi idaresinden Ankara istasyonundaki binalardan birisine ilâve olunacak kısmın inşası kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. Münakasa 30 talları temmuz Salı günü ssat 15,30 de Ankarada Devlet demir yı binasında icra edilecektir. Münakasaya taplarını ve muvakkat teminatlarını ayni günde sast 15 e kadar mekt iştirak edeceklerin teklif umumf müdürlük kalemine yermeleriztipllâ mdır. Taler münakasa şarthamesini 2 lira mukabilinde Ankarada Devlet demiryolları ma- liye ve muhasehe işleri reistiğinden tedarik edebilirler. İslanbul İlmanı sahil sıhiye merkezi pastel düzgünleri kutusundan alacağı miktarı düşünerek ve güzel ölçerek ahr ve çehresinin tenini bafifce ve mazikçe boyar, sonra MON PAR- FUM den de bia kaç damla sürüdür ve işte şik - Pariziyen — bir çehre ile arzı endam — eder. Pastel düzgünleri cenderede —rouje, rouje — mandarin mevcudü Pariste Parfümöri BOUR- ONS. Şıh.lınnlır ata bınıyor la |madan ıiıvledı yıkta — Mehmet! — Çapkın! — Söyle! vapurlarında bir samanlık haya| bir tazı avma çıkmıyorsun? li vardı. da fazla süküte mana vermedi,| bir bozdu: — Bu dalgalı hoşlanıyor musun? laları kadar. — Bu dalgalar nasıl, hoş de- Zil mi? Mehmet kollarını açtı, dalga ları taklit ederek mırıldandı: — « İniyor kayık « Çıkıyor kayık inip bu dümen kırışın İki süküt bir iztirap noökta-| a — Halam ne kadar yalnız ka denizlerden | lır. — Bu, şu demektir ki,.. hi yalı istikametine çevirdi: vam ediyordu: Niçin bir yağız at üstünde| sana yazarız. Sen de bu dalga- karın berisinden bize yazarsın. Çapkın kız bu rüzgârlı hava- ıı'nd.ı yine birleşti. Sonra sudan | riyormuş gibi ağır ağır devam behane: Ser tababetinden: Motorlar ihtiyacı için aleni münakasa suretile asgari 1000 Bin azami 1500 bin beş yüz teneke benzin mübayaa edileceğinden ta- liplerin şartnamesini öğrenmek üze: her gün Galatada kara Musta- fapaşa sokağında Kdin merkezimiz levazım şubesine ve münakasaya işirak eylemek üzere 25 temmuz 999 tarihine müsadif perşenbe günü saat 14 on dörtte komı ona müracaatları ilân ulnmır — Evet, geri dönelim. Mehmet ayni dalgınlıkla de- — Kızıl ırmağın ötesinden Sonra soörülmuş ta cevap ve- apamıyoruz, Biz saksıstı değiştirilmiş çiçek- — Ben de tarlalarımı evlât-|lere benzeriz. — Başağa kalkmış ekin tar-|sız bırakmak istemiyorum. Eksik traflarını hisseden doyguların gururu a- ğır oluyor. Mukayeseler yürüt- — Evet bu, şu demektir ki...|mek doğru olmasa gerek. Uzak laşan dostlar. kadar birbirine yakın olan ne vardır? Hayat de Herİmiy kes kendi yoluna devam etsin. —O kadır çol gecenin sabahını penceresinde karşıladım. Şu be yaz dalgalarda sallanıncaya ka- dar sana bir şey Fakat bu köpüklerin serpintile- ir, şu yelkenin taşkın beni sarhoş etti. metlerde yol alan geçit kuşları- yız. Mevsim mevsim karşılaşı-| rız. Vakıt vakit yazışırız. Ve hiç bir şey söyleşmeden her şe- yi soyleşn imizi hatırlayarak Ayrı çapkın kız! Beni, senin o gdıün re laşka etti. İp elinden han hzvayı miyen tarafın buraya - getirdi. Şimdi de sen benim o görünmi- Çapkın kızın kalbinden bir| yen tarafımı geldiği yere gön-|daima Sevilin ve senin olaca- — Niçin Istanbulda kalmak|pençenin sivri tırnakları geçti. |der. istemiyorsun? söylemedim. inhinası istika- Ben kaya kadar sarp Çapkın kız, birdenbire sanda lli şeyi Sevile, köyünde te-| bir köy çocuğuyum. Sevil be- min etmek isterim. Bu altın ka-|nim göğsümden fışkırmış bir — Haydi artık dönelim geri.|feste ruhumuzun esaretini his-| dağ fidanı. Ben yıkılırsam o ku ıDemleubuımıımıdıı Mehmet o kadar dalgındı ki| setmek istemiyoruz, Daha açık,| rur. farkmda -ol-'şu gök kadar açık söyliyeyim ai MİLLIYETIN EĞLEN CELE g My Dünkü bilmecemizin halledilmiş şekli Yukarıdan eşığı : 1 — Aydınlatmak (8) 2 — Yama (2) Boyun aksi Bu günkü yeni bilmecemiz Soldan sağa : 1 — Ani bir hiddet (8) 2 — Yama (2) Ata (3) 3 — Yuvarlak çehre (5) 3 — Btrafı suhu, kara (3) Tati 4 — Ayrılmak (4) () 4 — Aslı olmayan (5) $ — Tavur (3) 6 — Bar musikisi (3) 5 — Dik başlı (6) & — Rakı (3) 7 — Telâşçı (7) 8 — Çabuk (3) Dahi (2) | 2 — Akak gönül !uk.(â) U Al —— İttihadıMili — Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir 2 İdaresi: Galatada Ünyon Hanındadı uçpnmayan şehirlerde ıuaıııe aranmaktladır Telefon : Beyoğlu - Merke: Acntesi YEDİNCİ BÜYÜK TAYYARE PiYANGOSU 1L.Cİ KEŞİDE 11 AĞUSTOSTADIR Büyük ikramiye: 30,0m liradır hayal.. Her suretle ve şündüm | kilde. Ver elini! İki ebedi dost ki. . Şu bir buçuk ay içinde her|gibi! Sık elimi! Bir en büyük|hunda beyır bir inkişaf oladiğ odamın — bir| yemin gibi! nu söyle. me itimadın varsa, ben söylü. Çapkın h: yelkeni birdenbi- yorum, Çapkın kiz! Sen evlen! Ayrıca 18,000 15,000 12,000 10,000 Liaalık ikramiyel r 10,000 ve,, Bir mük âfat Bu keşidede cem'an “ 3,000 , numara kazanacaktır ÇLER BUGÜN Kenara - koyacağı- nız 40 para YARIN Kuracağınız snrvetin temeli olabilir Türkiye İş Bankası STASUARIR KOTÜLİMDMZ ll SSSSSSSSSSSSSSSIS.SSSSS.sseese * Gümrük Tarifesi ve Kanunu 2 lira fiatla umum kımpcılı rda s(ıtılır ASA 2 * a yercsk — Ben mi? — Evet ve söz ver. — Çok hücum ediyorsun. » —Hayatına inen perdeyi mak için. O perde yırtılsım, receksin ki her kesin şen, $i km zannettiği meyus kızın fi fırladı ve sürat düştü. — Tamam köy çocuğu! Ben ğım, Dost, ana, kardeş, hatıra, er şe- — Öyle mi zannediyorsi — Sen o zaman capkım lacaksın. Sustular. Rüzgâr boş Y ni savuruyordu. Sandal sallanryor ve onlâaf şünüyorlardı. — İki üç gün sonar. Mehmet haklıydı? — Caf — Peki. kizi kimse tanımamıştı. Şi — Teşekkür ederim bir seziş hamlesile kendini M | —Bana bir şey söyler misin?|tı, gördü ki çapkın, şen, kahil | ü PST | Şimdi söyle bana: Ne vakıt gideceksiniz. — Bırakırsan yarın. Hayır, Sevili süsliyece- gim, ondan sonra. | — Yani ne vakıt. in şey sor. ha kız denilen mahluk zehif — Sormıyacağım, yalnız şu-|lu bir altm kütudur. kaldırmca zehir fışkıran bif tu.Ve okpağı bir kö, tr, çapkınkızın —a —Çapkın kız! Benim kalbi