14 Nisan 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

14 Nisan 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1920 İssız bir köyün, 1asız bir buca ğtada, küçük, zari€ bir köşktü.| Parisin gürültüsünden, dedi- kodüsundan bılan Marsel, ihti- yar dadısiyle beraber, satm al- dığı bu issiz köşke yen Bir ay sonva, dadısı Feli n bahçeye gir- zı oluyorsunuz? her tarafında ha- hakikati - ihmal len ve adeta y rken — rüyg gören bir zümre vardır, fakat B b0 zümre da — ufalmış | Ğ k artık yok | Bi Gelgelelim | Üi zihniyet İr yapma« ediyorum:. Bizde y zeman bir T Arar ârı alika para! Ba Kulahk anı han odası mı? arkadaşımızda bir Bir diş he- muttali olduğu haber veriyor : trısından müştekt olan astalığı bir türlü 'miş, nihayet bir Birini mi gördün? ya, — Kımdı bu? — İhtiyar, iyi yüzlü bir ka- din. — Bir daha görürsen ismini sor bakalım. Komşulardan biri olacak. Ben tanımıyorum, Iki gün sonra, Marsel gezme den gelirken, uzaktan köşküne baktı ve çatı aralığının pencere- sinde bir baş gördü; kendiken- ıiğunu görmüş ve te- sağ kulaktan 16 a fcı kürusu ikt pire, söl 'ka- aklan G tahta kurusu iki pire çıkarmış, Nastl kulağı beğen- diniz mi ? Muallimler kongrası Cama günü iclima etmesi düzem gelen muallimler kon- asına yalnız 30 kişi gelmiş. | dine: Halbu ki geçen sene kişi | — Dadımın bahsettiği kom-| varmış. imsak - nedendir ? şu olacak, dedi, ama çok oluyor.| Galiba muailimler de kongra- dardan bir iş çıkmadığını an- lamış olacaklar ! b FELEK “KULAK MİSAFİRİ Deve yapmak , Ressamımızın - bugün bir hüş- üzerinde idi. Tembelliği de- ik için hoşluğu tabirini kal- hm, Sözün kısası resim yap- ak istemiyorda. — Firçayı - zorla ine aldı; istemiye istemiye bir ier kuralumağa başladı. Yapı- ücak mevzu şa idiz Bir deve, gvet bir deve ve üzerinde bir adam. Fakat aksi gibi ressamımız öm- de hiç deve görmemişti. Bir defa çizip bozduğu — halde taptığı şey devgye benzeemişti. Kan ter içinde uğraştığı sırada gnına yaklaştım: — Şu deveyi hâlâ yapamadın! Vüzüme hazin hazin bakarak: Evin içine nasıl girer. Ve; köşke girer girmez, he- men çatı arasına çıktı. Kimse- ler yoktu. — Ruya mı gördüm acaba? Bu aralık Felisi koşarak gel- di: — Okadını gene gördüm, ı.te bakmız, yemiş geziyor. Hemen aşağı indiler, kadın kendilerine doğru geliyardu, fa E—ıf birdenbire ortadan kaybol. Gi lalem z "i ani korkudan sonra dedi ki: — Sen istersen Parise git, de — Azizim, dedi, ben deve yap- müsınt. bilmem, Ve sonra .daha hazin ilâve etti: — Bilseydim, burada kalmaz- Aulak mi: | dim. Mm et, in cd.bl trh'llıl'l 28 Köy hekimi Bürhan Cahtt (İsparta) lr (Mollazade|bir güzelliği vardı. hmet) in bu kızı ele geçir| — (Suat Naci) o gün iki nu için dünyayı ateşe ver|mara gazlambasının sarı 1- tekte kı vardı. zaman biri babasının şar- (İstanbul) un eğlence v& 'kında yeşil çamormanı için » âlemlerinden aynhp'de bir mabedin sevimli tari adolu) nun bu yeşil ve kı dünyasma benziyen, biri köşesine gelen (Suat|şimalde (Sarı bağ) tepele- aci) ilk hamlede bu avuç|rinde yuva kurmuş bir şı.lıi kınalı, bilekleri kalın|ni hatırlatan bu iki köy gü- " # karışık bir istihza his|da düşünüyor. İki gün son- halde Çamormanında|jra gelecek (Leylâ) nın bu hu garip bir sukutu hayale|hayallerin zevkını kaçıraca- şratan (Emine) ve (Sarı|ğını tahmin ediyor ve gözü ağ) da bir vakanın kahra-İnü kırpmadan, kâbuslar, olarak tanıdığı (Zeh-/evhamlar, ümitler içinde sa | onun bu müstehzi kalbi|bahı buluyordu. nütevazi bir sarmaşık gi- mılnıl ve herhan- ı p ihata edivermişler-|gi cıdılî bir iş adamı gibi istiyordu. Hoşu (Emine) nin yavaş ya-|na giden bu iki güzel mah- hulül eden olgun ve|lükun ikisinden de ona fa- mevcudii erine ide olmasına imkân yoktu. Ziyaretçi yerden göğe kadarlşığı altında yalnız kaldığı . MİLLİYET PAZAR 14 ISTANBUL BORSASI İSTİKRAZLAR İsulkramı dahili Düyuünü muvahhide İkramiyeli demir yolu SENETLER K 209 » 75,00 00 “ T. Tütün A & K Değirmea $ $ Değirmen $ A. Çimento $ L a $ YAZAN: JERMEN Bi di, ben burda kalacağıı Bu horttlaklı evde Vwrkmı yacak ttar n? — —ı.ı biçare hortlaktan ne MON reıı Felisi de kaldı. Bit her gün, ihtiyar kadın he hıyılıxuıı görüyorlar ve hemen | tH1. Paşı imas çükesi z kaçıyorlardı. Köyde kimse ÇEKLER öşkün tekin olup olmadığına| Loodra 986, — 0000 |dair bir şey bilmiyordu. Noryork 49 oüas | .. . Bane İt 030 Bir akşam, Marsel köşkün| Gezeym b li |deliğini, deşiğini karıştırırken| Roma * < s0nn hrryıh'ııınn-.ış gazete buldu.| Böira Pa Amsterdam 1 ı Beükset 3 göz gezdirmiye b.,. aa “ ladı ve birdenbire şaşaladı. Gö-| Prag 18 züne şöyle bir haber ilişti: Pertia ' ESRARLI KÖŞK Viyana N 3 o0tö Mösyö Lang isminde biri, —— sırf ailrasına. Şahip olmak: Kin(TiCARET Ve ZAHIRE kaz kardeşini ölü gösterip kü- gl bir iöskün / çatr arasnda BORSASI |25 sene hapsetmiştir. Köşk ta- Nisan — 1929 |barri edilip, merkum tevkif edil Nüba oî,“, SN miştir. Buğday RE KI Ve gazeteler maznımun mu-| yamışik 0-0 | coso — 00ğo hakemesi, mahkümiyeti hakkın | Kızılca 6000 | NG0 v0na da mufassal malümat veriyorlar| Sümer Kaf Rogsn a 1880 0790 dı., öre Dönme Yumuşak Mahlar Marsel bütün bunları okuduk| set — tan sonra, uzun müddet düşün- | Romanya -o | İ ceye daldı. Esrar perdesini kal- | Pigarietan | dırmıştı. 25 sene, bir çatı arasın | — Zahire ölz da yalnız yaşıyan kadının rubu | Çi y Ylrsır 1500 Yulaf 1000 Keten tobumu ST S Fasulye B a gee cin ram Börülce 5400 400 Bakla K 0000 Hubabat LN Susam Küşyemi 3500 35,00 Un 2500 — 2500 Eketra Eketri | Eksura 126000 — 128500 Birinci yumuşak , 122500 — 122500 Birlaci sert 186000 — 126000 İkiset 1685,00 — 1045,00 Üçüncü Cb0NNO — OBBADA Razmol 000400 000000 KePek pupal Birğa e İstanbul Hayvan Borsası 11,4,1929 Diri — satışlar Cinsi — |Adet , S toa Kıvırcık YÜK çet r Dağlıç Mt B Karaman s60 42 5e Karayaka £ Na Kuzu ej 5 ee | Keçi SA Taşıyordu. | Sıpr v » n Ertesi günü Marsel / ihtiyar| İrir ei ü görünce, her İ ee OA zamanki gibi uzaklaşmadı, el wet yaptı, ve tatlı Çocuk haftası Nöklöden 23 Nisanda başlar SELAMİ İZZET le fikir arkadaşlığı edgme_ diği için ona mülâyim, mü- sait bir vaziyet almıştı. Sön ra (Zehra) yalnız kaza da- hilinde değil, civar vilâyet- |Ierdeki gençleri bile kanlı katil yapan,muhafazası için !silâhlar, yanaşmalar, uşak- lar tutulan bu vahşi güzel İona ne kadar alâkadar olsa yine varacağı kendi emsali bir eşraf oğlu olacaktı. Bu kızı alabilirmiydi? ve rip kzvurın bu mahlukun aşkında kim bilir ne kudur- tucu bir lezzet vardı. ınç adam lambanın sa- rı aydınlığında (Sarı bağ) güzelinin hayaliyle boğu- şurken yavaş yavaş muhi- tinden, kendi âleminden çıktı. İlk insanların, çıplak insanların yaşadıkları, kab lettarih mahlükların hü- kümsürdükleri ham toprak lr, bakir ormanlar, kaya- aceba almak istese vetirler|lıklar, her taşı altından bir miydi? çünki buralarda zen(efsanevt mahlükun nefes- gin eşraf gelip geçici me-|leri gelen,her yamacında e aŞ a kızlarına karşı merha izellerinin hayalleri arasın-jmurlara kızlarını vermek- İsatiri bir hayvanın boynuz- ten çekiniyorlardı. Tahri-|larr ve pençeleri görünen rat kâtibi gibi, orman me-|sarp, çetin bir arz köşesine muru gibi çokları tahsil gör|girdi. Burada erkekler çıp- müş yerlerinden intihap e-|laktı, kadınlar çıplaktı.. Ve dilen memurlar da bu im-|ellerinde taştan yontulmuş tiyazları vardı. İsilâhlar,omuzlarında avlan- (Suat Naci) bir an (Zet, lmış hayvanların - postları ra) ile evlendiğin tahayyül lvardı.. Adeleler vuruşup edince vücudu tırnaklarına çarpışmaktan şişmiş, sert- (Sarı bağ) (leşmiş, taş kesilmişti Hepsi guzeli şimdiye kadar etleri-|bir canavar gibivahşi, gad- kadar titredi. tattığı kızların ve kadınla- metsiz ve aşksızdılar. Dış 'Brm duyurmıdıklın vılışi ycknrşıneşefkıt. ne mu- |kurtulmak ıcın hu' aeyl:r kıhmahlâkun qıı 1929 Her yer teknej| P Göceli — gündüzlüü içen bir köylü akşamcı olduğunu ana- sından & , başıiın ağrıyor an İçiyorum. | | Atadan bir kaç gün geçer, | | Radın tekne başında ua elerki | birdenbire şiddetli bir baş a | rısına tutulur ve nan içüiği ıım h Amas oğül bana / olüçs şaşırır; — Ana ben sana şakalan z a et bankasını kurmak | diyividim. O Hüç baş ağrısını 9 T geçirmez. Ben sağa başka ilâç | U ya an bir müte- sağlık vireyin dersede kudm | bassıs geldi.Bu zat, yakında esaslarını ha- Devlet banka- bu bankamı zırlayacaktı ısrar eder: e ivl.. ağrıya €i anari- | yon, der. Ktısı t DF Hü HödelLbir - gebebir gağar | bi Hetibadiyalımtızı kurtara, Küğmül gaü Adamölre bayni | SK BÜY ble mücanese . ar | ğ 8 şimdiden m ve böylece sekiz on kadeh yu- | varlayınca hafiften bir türkü tut- turarak oynamağa, bir taraftarı da unları alıp alıp yerlöre serp- | meğe başlar. Oğlu bu hali gö- rünce bağırır: Ana, | tekneye elesene.. | Hatun, neş'eden — dünyayı | görmez bir balde cevap verir: —AY oğul het yez kuet Şeker ve plâtin Ayrupada evliliğin muhtelifçağlarına gel- , miş olanlar, gümüş ve Valtın gibi isimler taka- rak evliliklerinin yıl dünümünü kutlulamak, | adettir. Fakat Ameri- kalılar izdivaçlarını tes' it için bu kadar uzun zaman — beklemiyerek hemen üç beş senede bir defa, şenlik yap- maktadırlar. Mesela, evlendikten bir sene sonra şeker hdvr.ımı. Cümhuriyet halk fırkası fakir ve mubhtaç çocuklara yardım işine başlıyor. Cemi- yetl belediye, fakirlere mua- venet için lâzım ğelen parayı bütçesine koydu. Istanbul gibi fıkarası çok olan bir yerde yapılacak bu yardım pek yeılılndlt. üç sene sonra kâat bay- KAdlll gmünıer ramını, beş sene sonra | Ç ageti eçti ""'""'l"m" odun bayramını, on Moskova, ıŞ'..!î" Berlin, Metz, Brüksel, -Sirasburg ve S sene sonra demir, yir- mi sene sonra tunç ve nihayet yirmi beş sene sonra platin bayramını tes'it ednorkır Garibi neresi, merasime da- | vetli olanlar karı ko- caya izdivaçlarını tes' it ettikleri bayramın ismine uygun düşen hediyeler - getirmeğe mecburdur. Mesela de- şehirleridir. Moskovada vasati Iıeıııplı senenin 71 günü karlı geçer, “Viyanada 33, Berlinde 32, Metzde 30, Brükselde 21, Strasburgda 16, Pariste 13 gün kar yağar. Fakat bu seneki karakış bu hesapları altüst etti. Bu sene İstanbulda bile karlı geçen günlerin adedi (30) u geçti. ve saire getiriyorlar . İşin en masraflı tarafı İzdivaçlarının 25 inci yıl dönümünü tebrike giden eşe dosta düşü- or demektır mirden yapılmış ufak tefek şeyler. kâat b'w— çelenne alarak tıpkı hır as- zcrınd: (İqtanhııl) un gü- lanın gevrek bir geyiği par|zel kadınlarının kokusunu isalaması gibi boğuşa boğu-/halâ muhafaza eden mek- şa kökreye kökreye kendi-|tubu, (Leylâ) nın mektu- lerine çekiyor, hırsla, şeh-|bunu eline aldı.Bu ne güzel vetle, merhametsizlikle zullve neihtiraslı koküuyordu. . imeder, işkenceejler gibi ne-|Fakat (Avrupa) kimyası- fislerini körletiyorlardı. Velnin sırf erkekleri tahrik et- dişiler bu demir kesilen adelmek için icat ettiği bu son lelerin sarışından bu mer-/ moda koku, bu nefis mu- ihametsiz pençelerin kapı-|harrik ve muhteris koku şından, köpüklene köpükle'Zehra) nım sürükleyip gö- ine üzerlerine saldıran er- türdüğü o hayal alemınde—; keklerin behimi aşkından|ki vahşsi anber kokuları ya- namütenahi bir zevk alryor'nında baygın ve biçare bir lardı. (Suat Naci) bu âle-|yasemin kadar yayaş ve a- mde vücudunun kıllandığı- |fif kaldı. nı, sinirlerinin katılaştığını| Hele gözlerinin önüne ge hissediyor ve o da bu insan|len (Leylâ) nın bukleli ba- lar gibi yalnız şehvet hır-|şı, çapkın bakışları, kıvrak sıyle gözüne ilişen gerginve|vücudu ve ipek çoraplı na- kuvvetli vücutlu, olgun gö-İrin bacaklarıZehra)ın o yu- güslü ve bir ananas yapra-|varlak gergin ve uzun vücu ğına benzeyen yeşil gözlü|du, bir donuk alev rengin- kadrna saldırıyordu. Bu ka|ldeki sehevi teni yanında ye- dın, bu mahlük Zehra) dr.İni doğmuş bir çocuk gibi Genç adam, kendisini â-|göründü. B ea B AAA ramında hatıra defteri Kabil değil apartımanında Haşlın bey, tal bile içmeden dişarı fırladı. Mer- kezde genç bir memur sordu - Ha izslal değil mi? — Evetu — Sizi komiser istiyor. Komiser Haşim beyi nin sebedini söyledi; Sahibi olduğunuz otomo- bil, bundan bir hafta evel, yanl Nisanm — üçüncü — günü Görtte Tarlabaşından gibi geçip gitmiş. Memurlarımızdan biri ancak otomobilinizin nümrosunu zap- tedeblimiş. Anlıyorsumuz. değil- mi ? Muüyyen cezayı verecek- giniz, Esasen... Haşim bey, kos miserin sözünü kesti : Memurunuz yanılıyor. » tamümen yanılıyor. saat Yüzgüâr | - Hiç zamnetmem. O yanı- lan her halde siz- olacaksınız. - Kabil değli , kömiser efendi , Çünkü.... - Çünkü v... Çünkü numrosunu aldığı- miz otomobille ben , dediğiniz tarihte, yani nisanın ikinci günü şında bir Kız çocuğu çiğnemiş- | tim, —1t f'kd.ımı adama... Adamın biri kibirli bir ahbabını evine davet eder. Davet tezkeresini de - üstü, başı kirli bir hizmetçi vası- | tasile gönderir kibirli adami sonra: — Sen kimsin! - Filanca zatın uşı:ıyırn— 0 zaman hiddetlenerek: — Orada adam yokmu Idi ki bana bu tezkereyi se- ninle gönderdiler. Demesi üzerine uşak soğuk kanlılı- gını bozmuyarak: — Efendim demiş, adarmı adama, beni de sana gönder diler. Nasılsa verebildi Hasisliği ile meşhur bir ada geçenlerde ölmüştü. Bunu h ber veren arkadaşı: “Uzun — bİf hastalıktan sonra dedi nihayel son nefesini verdi !, Arkadaş? dedi ki : — Nasılsa bunu — verebildi » demek... Simdi kendini büyük vaka- lar peşinde koşan kahra”* manlar gibi göriyor, omu- zunda silâh, belindeki ka- masıyle karanlık gecelerde (Sarı bağ) yollarında çalı- ları devirip dereleri aşarak | kanlı köşke tırmanıyor, Sİ* lâhlarını çekiyor, boşaltı- iyor ve boğuşa boğuşa yarâa- i larından kanlar sızarak, â* — vuçları baruttan yanarak (Zehra) yı atınınterkesin€ alryor ,ve kaçiyor, karan lar, enginlere, sırabağlar | rım arkasına, (Kafdağ) n | arkasına kaçıyor. X Gelip giden bu kâbuslar içinde (Suat Naci) biraz imuvazenlesini bulduğu Z97 man (İstanbul) da kendint (Donjuvan) adını vcrd' İ arkadaşlarını düşünüyor, © rada yaptığı sokak ve n'l’ halle çapkınlıklarının ne âP ol talca, ne miskince şeyler duğunu anlıyordu. ö lemden âleme, hayalden ha! (Suat Naci) sevdası uğ-i nin ve aşklarının lezzetini dar, kana susamış, merha-|yale götüren bu bağ kızını runa vilâyet gençlerininkan ve suyu gibi kızı da in: a -Junutmak, bu kâbuslardan|lı piçaklı oldukları bu teh- kanını ve knfasmı değ (Anadolu) nun ıııvıi' bir ku

Bu sayıdan diğer sayfalar: