$ ! M gğ Vakar hemşeri! Kıskançlık bir Yılandır, beline dolandırma, Zehirlidir karışmam seni sokar hemşeri! Karına kemlik yorup bihude gönül kırma, Namuslu bir kadını tek söz yıkar hemşeri! YYWT tin h Evda rahatın kaçar dinlersin dıvarları, | Acep dersin nereye uğradı bizim karı, | Kıskanç olma inan ki yine sana zararı, Kötü yola sapanı insan çakar hemşeri ! alkar am diye şaşırdım. Beş yüzün içerisinden sekiz kız ayrıldılar. O- muzlarında taşıdıkları som sırma mücevherli | tahtı yere koydular. Derken efendim bu kalabalığın içinde. O- radaki kızların hepsin- dengüzel baş'a biri salı- ina kırıta meydana çıktı. kız dedi ki: — İçimizde bir ya- bancı var, hemen onu bulun! Ben, olduğum yerde titremeğe başladım . Yavaş yavaş yaslandı- ğim Aağacın tepesine çıktım. Kendi kendime: — beni burada bula- mazlar! turan kızın yanına gö- türdüler. Fakat kızın güzelliğinden gözlerim kamaşıyor, yüzüne ba- kamıyordum. Fakat git gide açıl- dım. Tatlı tatlı konuş- | maya bit 4ık, Biraz | ) başlıya. sonra kırk , çut el k lerinde billue: surahi- | Terle içkiler, gümüş | sahalarla yersekler | Her gece bu halim devam ediyordu. Or talık ağrıncıya kad 1 oturup Sohbet ediy » duk. Sonra cariy ler den birine götürüp be ni yatırmasını emredi yordu. ğ Halbuki ben-kendi şihe âşıktım. Bunu © | sıkça söylemiştim. Fa kat: — Sabret.. Sabret! ... .. Olur da yalan çıkar kanma söyleyenlere, «Baştan çıkmış seninki, vah yazık! » diyenlere Yıkarsın ocağım yanarım ki boş yere, El oğlu Yumurtaya kulpu sokar hemşeri! Hatunun kötü ise ne geçer kollamaktan, Favda yok böylesine feraceden yaşmaktan. Bir kere yoldan çıkmış, uslanır mı dayaktan, Kaşla göz arasında boynuz takar hemşeri! | Bütün kızlar bel kırıp | temenna edip selâmla- dılar, sonra koltuğuna | girip tahta çıkrdılar. İ O genç kız tahta çıkar çıkmaz elini çırptı. Bü- tün hazır bulunanlar sustular, — söyleyeceği | sözü dinlemeğe hazı- Diyordum. Fakatkız-| getirdiler. Başkaca lardan bir tanesi ağa- |kırk cariye de bize şam- cın altına geldi. Sanki | dan tutuyorlardı. elile koyus gibi yukarı baktı: yurduk. Epice de içmi- — Eysevgili misafir, | şiz. Sonra cariyeler dedi, sana orası yakış-| çektlip gittiler. Genç maz, korkma,ın aşa- | kızla baş başa kaldık. ğiya buyurun! Uzun uzadıya konuş- Beni hemen tahtta o- | tuk. Güzelce karnımızı do-| diyordu. Yalvarıyor ya <arıyordum. Hiç bi |fayda vermiyordu. | Aklımda o kızda başka kimse yoktu.N tabtım, ne hükümdar lığım, nede memleki tim! Artık ser-eme, d | vaneye dönmüştüm. i bitmedi .... .. landılar. ADK EEADMEDCED D n MMM KMNT * aAaAMARAĞÂAAAAAAALĞALAAAAAAAAA YY YY YY YYT YYT Y * .... . ..... . anAbAMAĞALALA. YYT ...... AZÂZÂÂAALA Bu sene yaz gelmiyecek mi? »es ühavalar birtürlülrsın Suguk bıraz güneş açar hava ıst Nevruz, dündü, Fakat hava gene ayazdı. mur yağıyor. Milliyetin tefrikası 39 — Sönen ışık Yazan —MEBRURE HURŞİT — Bana çalışıyor musun diye|zaman tanıtmıyacağım, saade- s#oruyorsun. .. sıcaklar hı.ıı::.;lııış— en ufak bir iztirap göl- üstüme öyle tembellik çöktü ki / gesi getirmiyeceğim!. .” yemin- Şem'i efendinin derslerini bile keri ile verdiği defteri okumağa tatil ettik.... artık Hasanla da | hazırlanmıstı... meşgul olamıyorum. .. anlıyor- | Bu, baştan epice sahifeleri sun ya, Misciğim hayatımım en |yırtılmiş, siyab kaplı kalmca heycanlı intizar devresini yaşı- |bir defterdi. Neyran onu yastı yorum! ğının üzerine koydu, Yüzü ko- Gece annem odama - girdi, 'yun yattı, dirseklerine dayanıp pliğini — geçirtti. — Sa-|akları havada, bu en sevdiği ga- Kestikp) | mektup yazdığımı söy- ”benden — de se- ilöve et.” dedi. Artık kale- kıyorum, Sıcaktan — ha- lim bitik. Yüzümü, saçlarımı 1s- latıp bahçeye çıkacağım. "Gut- bay” Misciğim! Iştiyaklı buseler yollayan gn Neyranın” Neyranın başucundaki pembe abajurlu küçük lamba, o gece saatlerce yandı. Genç kız deniz kenarından erken dönmüş ve hemen yata- ğma girerek, Ekremin biraz e- vel yaşlı gözler ve sebebini an- layamadığı ”Neyran, sana - an- sanlare kla hir ü bulamamış, iğnesi- | başını ellerinin arasına aldı, ay- rip vaziyetile, meşim kabı çevir- | di. Kenarda, yırtılan yaprakla- rın yerleri görünüyordu. Tik açtığı sahife beyazdı, ya- zr yoktu. Onu da çevirdi, başını biraz daha eğdi. Şöyle başlıyordu: 5 Nisan 19 Davostan İstanbula gelir- ken, trehde: mak bilmiyor ee Lanubta lnuna Çıki- yor. Bu gidişle, bu se- cek mi dersiniz? hikâyesini taşıyan bu küçük be- yaz kâğıt parçalarının döne, döne kayboluşlarına baktım. Geri çekildiğim zaman gö- zün aynaya .ığî' İşte bir tek |yaş, bir tek hıçkırık izi v |yalnız yüzüm sapsarı. . dudal larımda bile renk kalmamiş. |Dün akşam Ekremin isrart üze- rine arkadaki vagom- restorana | gittiğim zaman siyah elbiseleri- mi gören iki Alman kadımımın | yavaşça: —”Ne yazık tazcye,| acaba kimi ölmüş?” diye lısıl- | daşdıklarımı duydum. Zavallı saf kadınlar! Ölenin #Sldağumu anlamıyor!. Ö gece. o büyük göz. beti ile beraber kendimi gi düm. İşte ağlamiyorum - hil etrafımda geçen Şeyllere g. ulağımıın, tiklerini a 3 nanım karşısında saçları zeltirken gözlerim önümdeki hayali delip g. ben adeta bir bakar kür Bundan sonra defterime ya- zacağım şeyler öyle hazin ki, mes'ut günlerimi saklıyan şu baştaki sahifeleri okumak izti- rabına bile katlanamadan yırt- tıim, .. parçaladım. Pencereden uzattığım avucumu açınca, rüz- gâr onları aldı. erme izari bale « tçurdu. Ba- dum. .. kollarım yarılarıma dü- |şük, başım kanapeye dayalı sa e İyi latlerce kımıldamadan karşım- daki "imdat çanma” b: um, .. me düşünüyorum? Bunu İda bilmiyorum. Kafarm bom- boöş- hişsediyorum. .. kücüğüm Kucağımda idi Herifin biri bir bira- haneye girer, yanında 6 yaşında bir çocuğu da vardır. Kendi bir bira içer, çocuğa da bir lo- kum yedirir. Çıkarken yalnız biranın parasını vermeğe kalkınca”gar- son hayretle sorar: — Ya çocuğun yediği lokum! Bir lahza düşünür sonra şu cevabı verir; |Öyle hiddetlendik ki... —Sorma, fena halde hiddetliyim! — Hayrola... — Bu sabah, “bizim Mazharın fena halde hasta olduğu haberini vermişlerdi. Yüzümü yıkamağa vakit bul- madan bir koşu gittim. Birde ne göreyim... — Eee Ne gördün.? — Utanmadan soka- — Çocuğum mu dedi- niz, adam sizde. Yavru- nırsa mutlaka ya yağ- | ne aceba yaz gelmiye- | cuk benim kucağımda | ğilmi: oturuyordu. tün süratile uzaklaşırkm, hay-|kalacağım. Yegâne hayat ba- taşlar yağsa, hiç. ı atımım bir daha dönmiyecek o-|ğım o! Ona baktığım Zzaman beni uyandıramıyacak... fakat| radı. Sanatoriyomun dokterunu sarışm bir efendi geldi. Hokk lan emniyetli, bahtlı günlerinin | gözlerimde hafif bir ışık yanar|onun ”Anneciğim, yine ne di gibi oluyor. , . bunu hissediyo- rum, . parmaklarıma dncak o- nun işlerini gördüğüm zaman can geliyor. Mendilime bile w zanmak istemeyen bitap ko'la- rım, yalnız küçüğümü kucağı- ma alırken kuvvet buluyor, ,, O koridora çıkıp pencereden dışarısını seyrederken gene o ö- 4 halirne avdet ediyorum. . be- ime bir uğultu geliyor, ya- vaş yavaş bu vızıltılar geçerken mu, başımı duymuyorrum. . san- ki mahfazasını açıp kurtulan bir ruh oluyorum. . buesnadaEkre- mi düşünecek olsam, kompar- tımanım kapısr kapalr ğ halde küçüğümü birdenbire bü- yük bir vuzuhla dışarda, elleri olduğu lik bir bayal de- olduğu | sesi.. öyle Hhissediyor Jolmasa belki günlerce o halde, m. tren bü-|bir sey yapmağı düşünemeden |tren devrilse, gökler gü ğa çıkmamış mı? Meğer basta filan de- Öyle hiddetlen- dim ki... hiç bir şey şünüyorsun?” diyen — incecik müşdik sesini derhal, nerde ol- sam duyuyorum. Nerde olsam, diyorum. .. evet çünkü ben zaklaştığımı hissediyorum, hiç bilmmediğim yerlerde, sık ağaç- lıklı ormanların üstünden, altın renkli kumlu İmu zannedi Jfakat o incı le anlaşılmaz bir kudret var ki, İdaha "Anneciğim...” der de- hafifleyorum. , kolumu, ayajı-|mez, kafamı şiddetle bir yere|ziyaları çöktü. . ne baba, ne ay- çarptığımı zannettiren İci bir darbe ile v gözlerimi açıyorun |çünkü gözlerim zaten açı - jediyorum.. babam gelirice beni Bilmeceler $ Aheste aheste bül- bül kafeste, yem ye- mez su içmez, kendisi asta: — Koradaki böceği. $ Altı mermer, üstü mermer, içinde bir ge- lin oynar: — Dil. Ş Aktır tarlası, ka- radır. tohumu, el ile ekilir, dıl ile biçilir: — Kâğıt, mürekkep. $ Bir ağacı oymuş- lar, içine ses koymuş- lar, yanılmış yalan ipek bacım!” diye sayıklıyarak sıç- İçağırttım, ateşine baktı, enrlişe Tedilecek bir şey bulmadı, müs-| i cti. Bin ş içirdim. | Ufak bir mide bozukluğu idi, akşama doğru rahat etti. Göz- lerini ağırlaştıran uykuya day- |anamıyarak: ”Oyuncağı merak 'uyandır cmi, arıneciğimi>” rica- gıla daldı. ) Saatler geçti.. güneş battı. . kortalığa akşamın hazin gumüsü Jurcak, gelmedi! Yemeği haber vermek üzere zanetçi, a- Odundan olacaktı Bir ayağı kesik i? için odundan ayak ku lanan bir adamın ev lendikten bir sene son ra dünyaya bir oğl gelmiş. Oda heme mahkemeye koşupka rısını boşamak istemi: Sebebini sormuaları üz rine demiş ki : — Çünkü doğurduğu çocuk benim değildir Benimoladıbir yeyağ odundan olacaktı . söylemiş kulağımı bu:- muşlar: — Keman. garsonum. . busabah araba i kalem istedi, bu mektubu yaz: ve ”saat yedide bunu tepedei Sanatoriyoma götür, sakın d ha evel gitme.” tenbilsile eli verdi. Başka bir şey — bilmiyı rum, , ba bir de arabacı kapı: açtığı zaman ben de dışarı Çıl mıştım. . galiba arabada bir k: dın vardı. Uşağa geçirdiğim heyca göstermemek için gülneğe hşarak: Ğ —Ha, evet anladım.. mer: dedim. Onlar çıktılar. Ben de el:me el'an açmağa cesaret cden gim mektupla odanım ortası k |dimdik kaldim. Ikııııııı;vomm ve eğer & İsem oğlumun ark: : gibi, | yorum. , h alnız onlara veniden gö hassası geli; B 'viedi ve dışarı çıkarken. dan çekilir çekilmez bu — Haberiniz var mı, sızden kuriç hal tekrar başlamal .su—ımnra gelen türk müsyü bugün ladını gösteriyor.. o n |birdenbire gitti. dedi anlamamıştım, tam arl de- | yanımda uşaklardan birile k in |mm önünde göründü. — İşte bu mada ırza |dedi. mütehayyir göz ne de baktım, elimi uzattım. Zarfın üzerindeki yazıyı gö- ncak | rünce garip bir yürek çarpıntı- ünü | sx ile: bir| — Bumnu sana kim verdi? Ne fa zaman verdi? diyebildim. . . a-| —Ben "N..” tahvesinde Bu ne zaman başları oldu? O g i vardı. Sabah kı OÖnu ne zaman, kaç sant sa ra okuduğumu bilmiyorum. . yalnız yandaki odaya koştuğ mu, oğlumu uyandırmat kork su ile feryat ve hıçkırıkları yastıklarımın arasında boğd gumu hatırlıyorum. . Ben ölen itimadıma, sön -Jaşkıma ağlıyordum. .. evladı karısını yabancı bir wemlels '|te yalnız bırakıp — sevgi kaçacak kadar sefil ruklu ol (o hain adam için bir lahz ümde kıskançlık - tehevvi leri uyanmadı. .. bir an bi "şimdi onun nüvazişlereri, Of buselerini başka yor” diye inlemedi