il î H ı M um.—.ı Fikir, Mizah, Hikâye, Milliyet - ASTIN VMDESİ “MİLLİYET,TİR. 2 MART 1929 BUGÜNKÜ HAVA Dün ea fazla hararet (D), en az sıfır dereceydi. Bo gün bavanın hafif karlı ve poyraz alması mubtemeldir FİKRA KENDİMİZE KIZALIM! Dünkü Milliyet Istanbulda çıkan bir Rumca gazetenin aleyhimizdeki — neşriyalımı hayret ve hiddetle karşılıyor- “u, Bu Rumca gazete Ana- colu harbine dair bir tefri- kasında diyormuş ki İzmirin istirdadı tarihin en elim günü ve Öörşeriyetin hali bedavete gücuw demektir., İzmirin Yunanhlar tarafın- dan işgali günü, Istanbulda çıkan her hangi bir Rum gazetesi de Türk Mütletini bundan daha şiddetli bir Hsan- la tahkir edemezdi. Aferin, bu Rumca gazete muharriri- ne! Yüreğindeki 2ehri dük- mek için tanı yaktini buldu; Istanbulün bayası hiç bir zaman böyle harcketlere bu- Tünden daha müsalt olma- Niştı, Sakınız, Türk matbuatı ve kadar uslu, ne kadar ağır başlıdır; o kadar ağır başlı ki 'kide bir boynu bükülüyor ve kafa tası düşecekmiş gibi sağa sola sallanıyor; onda tıpkı alyon vutmuş bir adam hali var. Bakınız, muhtelif milli müesseseler, aralarında Türk Ocakları de qhu olduğu halda Galatanın karşısında nasıl, cl pençe divan durü- yor! Sırıtarak nasil, bütün © acı ve tatlı su Frenklerine sokuluyor; onları her fırsatta nasll kendi barimine çağırı yor; verdiği müsamerelerin baloların nasıl baş sedirine geçiriyor. Hepsi de öyle na- zik, öyle nazk ki bir “Pünl, deseniz toz gibi dağılıp gidi- verecek! Şu çarlisten pantolonlu hayta delikanlılara bakın! Hangisi, dünyanın en ulvi, €en ateşin dastanından henüz çıkmış bir. mesil evlatları gibidir? Beyoğlunu — baştanbaşa dolaşınız; mütareke zama- nındak! Beyoğlundan hemen hiç farkı yoktur. Rumca KAZetE muharriri — mneden söylemesin? Tam zamanı değll mi? Onlar bizi bizden İyl tamyorlar; biliyorlar ki Türkün ruhunda — her şey gelip geçleldir; kinin, elemin; şetaret ve gururun hükmü bir mvvllıllhli ye gürü- yorlar, —asâbımız — günden güne Nasıl geyşiyor, nasıl her tarafımızdan etlerimiz sarkmağa başlıyor. Rumca Zazetenin muhar- ler değildir; hepsi de mükem- kendimize şaşalım, kendimize Harını riri; söyleyebilir- neder kız- malı? nedev şaşmalı?- Onun siyasi terbiyesi yerindedir; onun ruhuna ve aklına, men- sup olduğu milli müessese- ler, dalma lâzım gelen mu- harrik kuvyeti, harareti, ve direktifi veriyor. Onlar kendi hallerine ve kendi başlarına haybahasıl bırakılmış avare- mel organlze cem'iyetlerine şuurla — ve imanbefradıdırlar, Niçin söylediklerini, ne za- man söyleyeceklerini ve ne dediklerini bilirler. Onlara neden öfkeleni- yoruz? neden şaşıyoruz? Biz öikelenelim ve bu gibi hadl- selerden — ibret — olmasımı- bilelim! Bunlar, eskiden ih- tiyarların dediği gibi hep Kıyamet — alâmetleridir. Bize bir. mevsimin bitip diğer bir. meyvsimin başlamakta solduğunu bildiren şeylerdir; ona göre tedbirlerimizi ala- hm; Yoksa... Yakup Kadri Haftanın yazısıf geçende g ne gelse be- #enirsin | — Yattığım — odada soba yok ? Havalar çok soğu- yunca bir gaz sobası aldım. Geçende dir. gece — yatağıma &girip biraz okumak için sobayı yaktım ve okumağa başladım. Tam uyumak için sobayı sön- düreceğim zeman bir de baktını ki odayı siyah bir sis basmış. Meğer sobanın fitilini açarkea elim gayri ihtiyari olarak tıpikı makinaya — köat koyar — sibi Fitilin yuvarlağını çok çevirmiş, tabit is yapmış ve odayı siyaha boyamış . Ya diyelim ? Büyük annem diyor ki ( Bu sene yaz gelmiyecek- miş! Eskt kitaplarda yazılt imiş! | Eğer böyle bir şey olursa felâket olur ! Elveda deniz banyoları, elveda Filorya! Elveda Adamehtapları! Elveda dekolteler 1 Fu mektubumu sma ne zeman yazıyorum - biliyor mu san ? Hant, şu meşhur. Mat- buat - bolosa yok mu ? İşte kete de davetiye getmiş, Müdür bBeyin büro arkadaşlarından bir genç var , devetiyeyi ona - çacuklur * - MEKTUPTUR! OKUMAYIN! 1 Mart 1929 * Sevgili kardeşim Ferhunde! Haftalar var ki sana mek- tup yazamadım. -Bundan do- dayı bana müğber - olaçağını tahmin ederim . Bu sükünumu sakın ihmale yahat seni ünut- tuğuma hamlelme! Bu gü lerde o kadar meşgulüm ki sorma kardeşim! On gün ka- dar oluyor * Bedit teşebbüsler , isminde bir şirkete — daktilo oldunui; sabahtan akşama kadar imakinada — çalışmaktan — nefes alamıyorum. Havalar da mey- danda ! İnsanda iştah kaliyor mu? İnce çorap giyemezsin , biraz yakanı açsan grip kâfiri yapışır, ondan sonra da çamur, zifoz , çepel, Bu şarait dehi- linde sana mektap yazmadığı- | ma müleessir. değil bilakis memnun - olmalısın ! — İnsanlar üzerinde çalışma şaraitinin ve muhitin tesirini inkâr edemezsin ya! Ben günde otuz dark mektup , bir sürü fatura , bir okadar lamim yazmaktan o hale geldim ki bütün harekâ- tıma yazı makinasi hökim oluyor. Meselâ o kadar sevdi- ğim piyanomu çalıyorum, çünki çalgının başına oturdum mü gözümün önüne hemen harfler geliyor ve eğer dalgınlığıma tesadüf ederse makinadaki harf- lerin görümün önünden hiç ayrılmayan muhayyel yerlerine varmaya - başlayorum, tabil bu seslerin mızıka ile hiç müna- sebeti olmuyor. Lâf ederken bile söylediğim kelimeleri par- maklarımla boşluğa yazıyorum, elektrik düğmeli sokok kapı- mbwı bir. şiir 4 Ya, SÖNEN IŞIK Gözleri uykuşurluktan — yanı | yordu. O gece hiç uyumamışlar, Misle beraber son defa - olarak hayattan, ıı.ıdmeo, daktan bahs- etmişlerdi. — Neyran vadet, bana yazar caksın değil mi? İhtiyar Meybeli- nin kalbi senin sırlarını da öğre- necek kadar geniştir.. Neyran gülmüştü. Onun nasıl bir syn olabilirdi ? Kimi görüyordu ki -.? Babası yene hep eskisi gibi onu kimse ile görüştürmiyordu. Zavallı Neyran bü koca konakta güzel bir hatıranın teseilisine bile malik olmadan ihtiyarlıyıp gide- cekti.. — Yazan —MEBRURE HRUŞİT Neyran clbette Mise yazacaktı, fakat mektoplarında ne gibi yenk bir şey bulunabilirdi * İşte konağın malüm üç siması: Baba, bacı, Gülzer.. — Neyran neden böyle düşlnü- yorsun? Ümit et, bekle, kim bilir, sen de ncler göreceksin... Mis böyle demişti. Acaba bu bir kuru teselti mi idif Ne olur- sa olsun, Neyranın clinden sanki ne gelebilirdi? Bekliyecekti. O da tıplı çok, çok eveller Misin anlattığı ilk ecnebi masa- hındaki o, yüz sene uyku- süna yatan ve uyanmak — için etrafı yabani - gül sarmaşıkları Bana beraber gitmeyi teklij etti. Benim - pek daloda giyecek esbabım yok ama ne ise kırdık sardık! Serde tazelikte var! - senin söylediğin - ne giy- sem yaraşıyor. - Uzüdlmıyalım , beloya, yöni şu Koragözün mecidiyest gibi birlcik otelimiz olan | e apalasa giltik.. Kapıda davetiyemizt 3 ik, girdi O esnada bir hadise cereyen ediyordu. Bıçkınca bir. deli- kanlı içeri girmek istiyor, bi- rakmıyorlar * — Düvetiyenizi görelim ! — Biz Matbuat cem'iyeltn- deniz kardeşin ! — Ne dalüm ? — Nosil ne malüm yaku? Her y yarım kâdt para veriyoruz ! - Hangi güzetedensiniz ? — “Resimli İkindi, mecmua- sından . Hüviyet varakanız var mı ? - Amma da uzatlırız be ! Diye koptnın - önünde du: pek yüzü tutmuyan il güsliyince içeri girdi Berikiler arkasından gidemediler. Ben bu biraz tosunca delikanlunun orkasından gittim. Mes'ele içeride devam ettâ. Matbuot cem'iyetinla erkânınt buldular, çocuğu göster- diler. Künse tanımiyor, lâkin cesa- ret edip kemdisinden bir şey sora- miyor. Nihayet kısa boylu, sine - malarda “ Basisbacak, rolünu ya- pan kamige benzeyen biri geldi, çocuğu gürünce : Vayf Ulan Hüseyn! sen burda ne arlyorsun ? — Vallak, Tevfikciğim. - geldik işte! — Demek ow beş papell bayildın? — Divanamisin yahu? Bende o hacr gözü ver mı? Bizim bilader Cem'iyette aza. Balo bileti gelirse baha vereceğini vudetti. Lükin iş fos çıklı, kimseye bilet vermediler, benim de canim — çok — çekti, | Ne yapalım derken, bizimkinin aklına bir şey geldi: Tuttu beni dört gün eval Matbuat Cem'iyetine aza yazdırdı. Oradu aza yazarken y ile örtülü ble kulede sevimli Şeh- Lıör!ivıi bekliyen altın. saçlı, ahu bakışlı, güzeller güzcli küçük sultan gibl “kimi, ve “neyi, beklediğint — bümeden, cekti.. (Birinci kısmın sunu) İklnci kısım İ — Gecg anneciğini, babam beni bu sabah ta istemedi mif — Heyır, tahatsızım dedi. — Pekiş, anneciğim, nesi vac? — Bille miyim, a kızım! İşte birkaç haftader, bumu — tutturdu. Galiba gine geceleri “oraya, gidiyor. Geçen gün, sabaha karşı | çıktımdı, anahtarı aa Kapının üstünde, gördüm... zavallının bir halini görsen fena olursun. Benzi kül gibi., hele gözleri.. yüzüme baktığı zaman içime korku ge- Hyor.. adamcağıza “e öluyür bilmem Ki soğuklara -ne | h | istenildiği — zaman -o kadar İnce eleyip sık dokumuyor- lar! Eli kuruş düküliye verdik, Biz de cem'iyet azası olduk, bütün azalar baloyo davetli değti miya, ben de geldim! kapıda kafa tultu- dar, Delâ çıkmasın diye — ittim girdim ! Arabayı ! gçik göz vay! ne yapti: Bu ükşam balo şerefine ga- roja çektim! Ben bu suııııı artık muhavereyi rlrılı'nı_'ıı d di işittikten Si Ber ye b e korıştık; (ımllv'r(' dündü! gözlüktü, kırkı hayit geçkin bir fönde şampanya kedehi ; *Felok Dbin türlü cspabı celasın toplasın gelsin !Döne Diyor ve içiyi Pikakika biçarenin dönee yoktu, dört beş saattir muitasıl dönen — bet kütlede —arlık — Yâkat kalir yarıada bülü. badi 'e bir toplu n hastttkir yazılarını — beklerim gözüli 4 İşbu mektnp aslına mulaSıktır. BELEK —e b — ——— ıAWARP VE T TAYYARECİLİK| BÜYÜK TAYYARECİL İlk insanın fevi fakar sayyare ve tayyardıden “kullanı- larda bir tayyareye gaz doldurarak y aoketre —e ları bomba v oluyar. 'Türk milleri yoksulluk #çinde Jç harbederek hak ve namm ü faa, KÇA 5 viank. erki bilik. dingillerinden, top h..,.,. yapar, memilye top nanilosu Uyduran, tüleklere mirden süogü takıştınan, tayyaresini geX tenckeleriyle palales suyu, paça Suçu ile yapttak uçuran. ve mühatehe | da edip galip geler Bir mitlerin düm hiç bir şeyden pervas yakmır. Bun- lar, muharebeyi gören bizler kadar bürün dünya da tanımış * ye Türkün yülsek meziyetlerine iman “etmiştiz. Ancak zamen ilerledikçe silâh sılâh imkân akına ıXmıA icabedi: Me y Tul kizm defatar genç baktığı Zzaman görmeden başka doğnu deldiğim farkediy Kaç defalar Gece tum, anlarnak ve ihtiyar bacının Neyi anlamık istiyorsu sorması lizerine kızararal diye cevaplar vermi Kvet,neyi anlamak istiyordu? Neyran da bunu bek bilmiyordu. M &IH SE DÖĞRÜL | ı'm P»o xra sa vr "[* ı*y' nız tayyarecilikten | Ve müharebe zamanında meydana | FAŞT çıkacak büyük teyyere “ihtiçacından | PZ babsedeceğiz. Başlangıçın — biraz — söylediğimiz Kbi, tayyarelerin kuvvet ve kudreti çok arırmıştır. Saatta 200 kilcmerreden zla bir sür'erle uçarak üç beş ton b Hir iki bin kilemer p ir taryatedeo Hekler Keşki y: Nuh beçi temir smsmızt. Onu, tanımıyan — yaktur: | tayyer | DUd ü müta- sanız, bana - beş söyletmemiş olursunuz. başlıyalır İ Ş Nuh bey servetiyle meşhu < Umumf herp haşlerken meseti | ,O D V ” Fronsa yalız 160, Almanya BO kadar| dür- Fevkalâde Gayyan karınudur. ye malik iken m: 5U00 da Vransağı Ama deyeceksiziz ki, İstanbulda ! 00 len X cephedr ; n 4 brakındurraazğa T olmuşlardı. —| Zengin çok!. Bir kese müsdac Harp hizikten sonru tayyarelerin ( Tüzle çunu sövleyim ki, şehrimiz ehmiyerini 'eren memile u.r ' de dediğimiz, veya — zannetdiği- oldu, İngiltere, b miz #DL zeogin . çok “değildir. va'fafdrürakn biç deilösik idaş |Z BO 7 5 ğ rakılmıştı ; dakar | Saniyen Nut bey gibi zengin a hir geler oldu- | yoktur. Çünkü Nuh yatnız kaza- İ mr ve hiç yemez.. Şimdi- Nuh - beyin - şührecini | Güzeleeim. “Nuh' bey hasisliği ile | sisişi ve kansiyle | kavgaları onu Mmeşhur cemiştir. Ü Nühbey Kanst Zehra h akşaım, öyle ikimli, gece gündüz. kavıça eder. Ru sefer artık: — Nedetif Deye galartn Evet par *.ı.ıır*._ Nuh h.. çok Mmülsr ile yeni ve kuvvedi meydasan gevirmeğe çakı yine bu mill meşh Hu memlekeiler Aa tayvareyi 1 utabilmek — için muazzam bir nn feğat bundar da mühim | atevlerine Yhuiyaç Vürdi OTMAZEMZ Ka bi Kavu olamıyacaklarını Ariz. Arcek bu t harcbe /ııhmnı—h l zaren karısı Zehra paranın kadrü kaymetini bilmez. Parayı, avuç dölüsü - sarfeder. Tistbüki müşrüf deği gamanında ah içi yapabilen bir fabrikava m: ” )ıır hıkd'ı'k—( böyley hir fahrikay eh n )-ıJvıı Yalnız yer, Nub katısınıtı talammül edemediğinden. ka be mühazebe — devirleri | selerberlik —Vi Ucağızı vir vir. Çerdi mecburdur. : Nihayet Zekra hanım da bu gaa. ÇAdapazarında . İzmİic. | yarvıra tabammül - edemedi, ve adat Ve " DA “günün birinde öldü. Nuj şlerecesine bakınız Karıınık acımladı. bile: On! dedi, israftan -£ Siz beydeki tiçü. Uşağını drareti Rahmetlinin. çç idrrabım, başka bir buluran dahâ — me , oda adam bülra, ııLıı neksanıdır. İnler, işçi bu Fraosa, göre e b stthin bi Ça CASN: ahtfilmlerik « ı ç | u mühim doktalara açti yazılt temas edeceğisr ğ İ Şekir Hazim sey değikli Ta P — Ocu beri Karsılıştığı ve İi konağın isteriei baliçeden pe ayftındat Kaldırmak | bekledi. gürültü izan şafı — kart şınça yavaşca aşağı indi Destedeki / anahis mak tücrakt Tüyor, etrafında tanc” bülunabilirdi .x ai & n OPERADA mdcrec aşasaydı Hesap ver. Vereyim elendim. 'Teker teker İsterlim ki efendim. Say. — 150 lirs rah.. Nuh m o Üü bey deyamı etti: S0 lira dövir. hatirdile Nuh bev kızdrdı..Uşakt etti: 25 lira irkaraya sadkkâ. Nuh bey sarardı.. Üşak | ettiz | 20 lira Tn h Nüi heyi morazdı.. T etti. da İ — Ceman ye — 310 lira. Nuh. be şerimd —ıım. | 310 Braya'mı vrurdu? | - Hamımın — Exet etendimi. Nuh -bey bir müddet Katıyıp Güşündükten sornees ilmeseydi! dedi S ada Seldat h MASÜ) KURBANLAR Mümessilleri : (ĞEVLİNHOLT, İVAN PETİ ve Hilen l müharebe zamamtda tevlit edeceği Velhas çlar şimdiden csastı alarak Gü-- | mivle kaldırıldı. 4 cek mübim ma * —>*Gelr bakalim. Sinemasında i raz Gülü |© - am gelecek çarşamlğ yaptığından alanıc gll fakat :rhk dönemezdi. : pek farkına içün- | dan parmakları tokmağl tağı cüsi İ ve Neyran, arkasından bi a _vı-ı umnem beri' babasıı hyor, tü oŞ gibi içesb gl n anne başka kimseyi görmiyen metruk | kapıyı kapedı. eei yavaş inip te: | kışmına .Jt adımı atta, Şimdi odamn — ortasıada aat Dahan — sahiden Neyra küşelere | fına hayrede bakıyorda vi isteysi- | bakmağa cesazet edemeden Du 1 bir hoktasınr. $Nf | onan he | ile yükeri çıktı. Merdiven başın- | gözleri korku ile kanşık Bi | y çırtan tere- | daki büyük camhı kapı hazin | yinçle bir çat buldu. akâl sedalar ” veren bir gicirm | Ever aldanmıyorü Baba yatıyordu. Artık Korkuya | ile açıldıi. " Neyran sağdaki İK | Çerçevedeki, kendi tüzem, yoktu. Gece annenin kiler | Kapıyı açır — Burası eşya yiğl Kakat Neyran hiç hi ' kapısınmda, aalı duran artahtar de- | pencurları — kapalı — Karaplık. bir | böyle hir restm - çıkartmamımfl Un gtesinde,aru kapıya uşacak . bir İsuda İdi. İkinci, üçüncü Kapıları a A açmağk. Tüzum görmedi. Arsdrğı