4 — KURUN a her ne gelmişse yap- idir. Olan du. Eski di kötü İmlEnini unutmalıyı: tahta oturan Sasan- lar, nn Hüsrev e bana Örnek olacaktır. eni bir baden altın tahta çıkarmakla hd diğiniz bağlılığın sürekli olmasını dilerim. Siz bu tahtın ayaklarısı. niz! Uyanık, cesur ve iyi olunuz. Böy- — Başımız: Uklarımızın netices i isi 5 1 lame raşit, 1938 ma Canın ancak evinindörtdüvarı cesme me arasında kaldıkça senindir Gâve düşünmüş, taşınmış, nihayet atlas keseye koyduğu beşbin dinarı Gökboğaya vermeği kararlaştırmıştı le oldukça Ahoramazda bizi bırak- mıyacak, Ehrimen yanımıza sokula- miyacaktı Rüstem hen çekerek haykırdı: — Altın tahtın şerefi ve genç hü kümdarımız Kayaardl Vi yaşayacak ve öleceğiz. a, bu yeminimizi ki gün bizi de bıraksın! Herkes yerlere kapandı ve birer birer tabtın aslan pençelerini andı- van ayaklafını öptüler, tem salondan çık e bir at- lı, kasırga in avluya girdi ve dur- du. Bu, Kübad üstem sekis merak için. deydi. Çünkü Hürmüzan yaman bir man olabilirdi. dicerdi ele geçirdikten sonra meraki azalmıştı. Fakat durup du- düşm Zeydice: Tarihten bir yaprak: Kleopatranın inci © şerbeti Medeniyetin plâtonik aşkı öldürdü- söyl kt alar. Fakat tedavisi güç bir hastalık olduğu da muhakkak. Eski filozoflar; “Aşk işsizlere mus inci asırda pek az bulun. Bundan lğ bir netice de çıkarmak “Apk bir hastalıktır. İşsizlik bu has- için her si li muşlardır. Misal olarak Antuvan ile Kicopatrayı ele alırsak görürüz ki, bu iki âşık bir. altın ve gümüş ne iye ederdi. Kleopatra Ni ii sevgilisine şöyle dedi: — Antuvan, yarın ikimiz için yirmi zan: ve aşk Niyazi Ahm bin kese masarifle yapılacak ziya. fet vereceğim, — Yalnız ikimiz için mi?,. — Evet. tuv: imkân bulamıyordu. ayretini besler yi sevgilisinin , hayretinden sbütün memnun oldu. Zaten istediği çi De idi. nun için paranın ne kıymeti vardı. Ziyafet pek sade idi, Fakat yirmi bin kesenin sarfedileceği muhakkaktı. Bu tavihin en şehvetperest ka: tas içine koyduğu sirkeye on bin kese- lik incisini fırlattı ve derhal eriterek e ölçüsüz bir ihtirasla yanan gen; ie karşısında bir yu. ei ya aşki bir yaprak eğ im Kis Kleopatranın mesine meydan vı azameti meğe a ikinci inciyi e ermedi, ü iki âşıkın e iie ile bir cinnet halini aldı. Hi iğ ei E çk ikmış ai avallı z Mile sine be nm ekiş kendi hali opatranın teşviki ii . mi Misin. se ünahı ne idi? Kn e da düşünmemişti. Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski — Kendi öz babasına bakın ne di. yor a ii o, en e baş- kaları ezler leyin efendi- ler, em ezme mi meyhanede muvakkaten aç vi muhterem bir Aİ be ieğdii tarak yer- lere . Kalabalık ve Ni - ailenin reisi bulur bu zavallı a ulan mun, benim işlerimle uğraşmaktan bak ka suçu yoktu. Dimitri hiddetten tir tir titreyerek; Yalan!.. diye bağırdı. Dışı ger. t çeviren: Hakkı Süha Lezyiu Ek aş şayet ben, Zr Hinizde bir silâh ni hapse attırmak oni bir sebebi de kıskançlıktı, nn de bu kadının etrafmda (dönüyersunuz. e her şeyden haberim var. O, Sir ıyanlarınıza gülüyor. Bana rd vi m anlattı İşte erem Stareç, oğlunun "uy- gunsuz İl şikâyet eden bu babanm hakiki surâtı ve ruhu işte budur. Beni ei fakat burada çi öğreı Kircdr zaman, i. inde bir a i hazırlan. dağın zaten sezmiştim. aa buraya yu halde, a gi De lm geni fazla si meze Gözleri mim ee Kalk» eze Kes dığı Tüş al ona baba- Sından miras kalmış demekti. k soluğa merdivenleri çıkan Kubada ip — Ne habı ai Miskin e okudu; ateşe at- Sonra? — Üstüme yürüdü ve bağırdı; a l yak ektir. Herkes Ka ei ve and ar ol eti ei kadar kö- b ik . Bit de tü değin bunları sömeiinü li ded Bu sözler Rüstemin İm Kl valilere Giik gibi ür icerdin t 1 1B4 v2 ktığ bağ beklediğini ve De dı, Ke d hemen oğgün Artabanın yanına gitti, Zeydicerdin şu sözlerini ancak evinin dört duvarı ti ii gibi durgun ve parlaktı. Uzun bir ei devrinin başla- dığı sanılıyor Halbuki b ii rgunluk, yakla bir kasırgayı, bir z6)zeleyi hal dere ve. riyordu. İran ülkesi temiz bir de- niz il Sö A yaldız ab kurtlu altında amürlu, ii Li okeğa bunun daha çok farkına va YELE tim iyo: Rüstem Tarklrden büyük bir or- du yapmak istiyordu. Bu arzusunu yerine getirmek ir her halde Gök- boğaya mesi el onun yü- üne karşı A. iz ir iki senede ola- ei ağını biliyordu. Çünkü İranda e bir e a nmasmı İs- toneyazilin 8 Vi Gikboğa © leyin uzun zaman b Rüstemden, onu alip getirmek i- Çin izin istedi. — Git de çabuk Elçine armağan ie küpeler, —— — bu i ve haklı heyecanı dokun. ştu. (o Stareçten e herkes, şiddeti: ayağa kalkmıştı. Keşişler de sert bir tavır ea ir Su- reçin. işaretini be ima, eli ve re hey de in vü sekiz solgun dudak. üst vakit hn bir gülmeyi iin kendir.d den si- elini kaldırıyor. İstese bir tek dei bee susturur, ortalığı kar karışık ederdi, Fakat o, zihninden açan e arayanı bir nok. tayı s1 v iF Aleksandroviç, vaka- rının tahammül edilmez bir şekilde in. cildiğini hissederek, söze başladı: — Buradaki rezalete meydan verdi. e. için hepimiz klor Fakat i- in bu dereceye varacağını kestireme. lr Gerçi nasıl bir mahlukla karşı- ımı biliyordum ; ama bu kada. ahmin emiştim. Vakit ge e şu m bitirmek gerek. Muh. em Stareç, sil ederim ki bu raya gelirken, biye sma karşılaşa cağımı bilmiyor: de inanmak m ye bir kadın yösünden kıskanıyor ve oni hapse attırmak için bü > gis gizli tertibat alıyor, entri-a çesir ağır ku Yola ni günden evvelki ak- şamdr. ökboğa bütün ee bi tirmiş, ertesi gü: re erkenden ki askere verdikten sonra efendisi İse arkasından gitti: — Artabanın mektubunu üstünde bulduğumuz delikanlı vardı ya, © geldi. Sizinle konuşmak istiyor. Elin- de de bir çıkın var... — Ne yaptın? — Bekliyor. — Gelsin! Gâve göründü. Üstü başı eskimiş- ti. Niçin böyle geziyordu? Mei pek cimri bir o iksa Rüstem biz bin dinarı vermedi mi Delikanlı om önünde y re kapanmak İstedi. Fakat Tü e prensi onu kolundan tutup doğrult- , İkimiz de insanız. Nasıl. Bld bakalım? Artabanın yanına dön- med n yanına dönmek, bile bile iken, smeklr Re a TE —nir api mı var? Elindeki em. pl bir sıkıntım yok. Kare m, Siz olmasaydınız a lala olduğu gibi sakladığı bes- belli; — va onlar vie a gü- Iöçgüle harcan, mı düzelt! Bir iş tut, Berke ME bak! — Fakat... — Fakat mi yok. Hakkındır di- yorum sana — Üstümt başımı düzeltmek, iş tutmak için bana yüz dinar çok bi- in e El senindir. Sek koynuna, kimseye görünmeden eyi- ne git, İyi kullan da hayrini gör! © atmışlar. Bizi aldattıklarını burada a. lenen söylemekten kendimi alamıyaca- ya avloviç kendi sesine ben. A ehir e bağırdı: tri! Dimitri! Eğer sen be- kendilerinden geçe- k sahneyi kayata çevirirler ve ger. a m hırlamağa başlarlar. ie ör tepin- indi mi iinmağa yiye 1, demelerine pomANş al anlatılmaz bir nef. sesle: ü da ne buldum?.. Baba yeri ne a pir soytarı ve çökmüş bir ün yar rı De X Fi esd nefes nefese durarak; boğanın ellerini idik sıcak in ze ıslatıyordu. a gi ökerek gözlerini tavana gre sararan. balk horamazda, dünyi damı ve onun sevdikleri Sirkeli kötülüğünden koru! OP kınca bana hatırlat ve yardımcı ol! Yüzünde ve hal a riyanın en si Gökbeğe yüzüğü almış, dikks). Altından yapılmıştı. v . Göz yerine minimini bir Yi konmuş, vücudu renk renk işle lensi vu. Gâveye baktığı zaman onun göf” rindeki Gi yalvarışa artık la madı, 8! Ku ipek gibi horoz da gi düşt ii menden ve Abel re mn hayvanlarındandı. altında İran yazısii bir ma yay “Unutma!”, SAM YELİ..« atlı İranın bir ucundan # Yü ki ucuna rüzgâr hızıyla ulaştılar. £ Ceyhunu, akına gider gibi i yüze g göç ğ ğa ile arkadaşlarını gör” , der Sak sallıyarak selâmlıyoi 0 dı. Onlar her yıl batıda ün . zengin olarak Sea adsızları sö a e yaklaşın “içlerinde a , a atlı, Yi MN olarak d şan azal arma ba yorlardı. Fakat biraz sonra e nın ardında kalıyorlardı. B' unu onları şehir dışmda karşıl ayaB Tunmadı. girer girmez halk aran İk alkışlar ve rl haykırışlar di, Atlılar kalabalığın ortasındaf artık karmıyan sildi ve heyecandan titrey: — Ayıp ve alçakirk bu! Diye haykırdı. Kambur görünecek kadar imütri köpürmüş Diye kükredi Sr Terek parmaği: li le li İhtiyar, bu kere de keşiş yl