Bir pudra kutusunun çıkardığı hakikat Nakleden; Hikmet nir. ERİDUN Sa- İH haya- tından memnun bir adamdı. Niçin ol- masin Feridun Salihin gayet iyi bir rdı. Ban- kada biriktirdiği p n harcama casına karşı b al. bir Sati bulunduğunu i- * “Şşiten mıştı. dun ) kırk yaşını bulmuş- tu. la ne yalan söyliyelim, biraz çapkınlık da yapıyordu. Karısındai başka, dışarda iki, üç kadın daha ta- nıyordu. Fakat Feridunun bu ufak kaça maklarından Pakizenin haberi yak tu. iZra Feridu k Bp ca rolünü oynayordu. Evi bir şeyi eksik etmi naYYr kağ Kü- velev ima yoluyla rel Pakizeye kat kat ikin öU mıştır. ve arada bir, övünerek şöyle der- Kadın- Biz, — Bizim ailenin erkekleri, larına iy iyi bakmışlardır. “böyle ley ln BiR fark varsa, Feridun Sa- lih, Kadınlarına iyi PN ie ie n ferdi çü dışarda... hoş li mi bir eksiğini, gediğini bırak Pa iznin sonik; itaaili olması; dışarı âlemle alâkasız bulunması; bittabi Fe: MN Salihin daha çok i- $in Dah niyetle kınlığını yapıyordu. Diğer taraftan, kendisinin aslâ yanlış ve hak; i harekette bulunm ğına dai air karısında uyandırdığı histen de is- fade ediy ri : ndan kısa bir zaman evvel bir medi. ai ve o, kendi Ma meşgul- yy Poğrusunu isterseniz, ar Sas İh o dakikada, ip ya e ) “ne gidiyorsi akl di ii ii ETMESİ ya evin erkeği m Salih, Ni mağ Li sete v SE müddet sonra Pakize, utangaç e e kocasının adımı çağırdı; 1 esini Sal lih h, "Kaşlarını çattı. ö) hayaller içerisinde yüzerken, birdenbire ke oka vaki olan bir hitaba, ters bir cevap vermeğe ha- Nİ ayara Fakat Pa- kizenin e baktığı zaman, her ne men e ip eler sözler dudaklarında kayboldu. Paki- ze, halinden de belli olduğuna göre, bir ee ye indeydi. ed Ne var? . rey ii titriyordu. değdi, Hakikati niçin ben- den edileni Artık beni sevme- diğini ve arada bir başka kadının bulunduğunu niçin Feridun Salih, itiraz edecekmiş ibi bir takım tavırlar takındı; işa- ama, Pakize: “Boşuna ie Abin tsizee ha — Yazık ki, dedi. e böyle- dir. Ah, ben ne budala imişim. Sen- n bir an bile şüphe Sia hatırı» ma emr Eğer dün akşam giydi- ğin ei) ceplerine bakıp da bunu bulmamış olsaydım, belki inan mazdım, takat Pakize bu sırada, FFeridun li; dedi. gi ama çok mü- 1 e Beni bu si Pakizenin gözleri dolmuştu. Tslak r sesle: —Hayır Salih, dedi. Bunu benden a N BİR BİNİP BİN ŞÜKREDELİM BÜSLER, büyük deil a geldikleri zam: iy çağırmak için ne e kadar A al orlar... Ve ami e kadar fazla em Bttürüyorlar gene rem ki; vizlerin neden kabaklı yük emi düşünüyormuş. Deri fi üş Hint yerlilerinin esrarı Ateş üzerinde yürüyen ve yılan. ig insanlar intlilerin ga ham Ki a merk geyler yazılmıştır. Si ji nlar AST sn çıkan rin, Avrupaya rek eli mapifeterin aratan başka bir ibi, mü- gisiies e ni hakikati bildiriyor bu, il bir hikâyedir. Böni e yürüyen insan- lar ei iie gördüğünü şöy- le anlatıyor: “Hindistanda gizli bir mezhebin sa- insanlara min edici Di e sd dum. On- lar benim sualleri “Fazla ei “hlkkimda iyi ok mıyacağını, çünkü Kali'ye tapanların intikamı müthiş olduğu, cevabını ve- riyorlardı. Bu tavsiyeler üzerine bu acaip mah- riyal a” olan alâkam gevşemeğe ba: Fat vee ran kum; um O Kel bir — Kalkütadaki evime geldi ban dt di rtip ettikleri, benim de ava iştirak olbilereğimi söyledi, 2? Ni ve zehirli yılanlarla dolu kaplanlarm lerde etli ğı canım pek istemiyor- i'nin bir.tek ü- gi - miz yerlerde e mek,, bayramının gakmlşığm söylemesi merakımı tahrik e İtilitilere doğr İki gün sonra Hindi: kumpanya- sınm motörlü bir hai ile aş mevkiinde bulunuyo: Bura: hilde, karanlık ve “rab bir di E Bizi bryen ei derili rehberleri - mizle hemer a (koyulduk. Üç a ip di sonra oldukça öyle) bir Hintli köyüne gelmiştik. Si- yah sarı benizli, Ml hastalıklı bir takım insanlarla ki aştık, Bunlarm yüzünde korku Şrlera sa Bizden çekiniyorlardı. Yıkıl ii © kadar süçekimi ibaret olan a r ova Üzerine ye işer kurduk ve köyün etrafmı görmeğe çıktık, Birkaç inekle, Za; 6. ğe rastladık; karş Hintliler korkudan yol arına. Si kiliyor, bizden gizlenmek ister gibi ziyet sila Arkadaşım Hintçe çok güzel konu- şuyordu. Bu insanların bizden bu de- cü Tbetti. çağırdı; bizden ne için Kaçtıklarını, neden korktuklarmı, sordu, Hintli tit- rek rl aldatıyorsun, sahip, dedi; bi an kaçmıyoruz ama, şüphemiz var, Hintlinin sesinde ağlıyacak gibi bir “Ayni Hintli, — Sahip. Geliniz, be- raber gidelim, bayram başlıyor, dedi, i di ii gökyü- erle, karşımız- pandi, bizi bir sala doğru dar bir yol . Yüksek erir. korkaklık vardı. dikenli ç yemi lumuzun önüne le UN yor. basa, basa eriyor. İşin | ğin alm ak için en i lu, Ka ayet Lapandi namındaki bu re ranlıkisir ol insan gölgele- meselenin mahiyetini aydmlattı — pi ler dedi; sizi polis a mızda bir yılan gibi büklüm viii olan zavallı m polis ol- madığımızı m nlerle temi ederek bizden kor! larmı söyl eğik Lapandi, rip b bir kabahatleri olma - yaz mevsiminin gel. ine geti bizim ananemiz hük- müne işti. Hü etten gizli biz ei yerine getirmek mecburi- yetindi lez zi polis zannetmiş, için kor! Hintliyi adamakıllı temin ban sonrâ, bayramm ya; ğI türmeği Lapandi bize vandeiki. ba ida sm bu hususta müsaadesini istiyece- bii idi, Bir gece avdan dönmüştük, tam yı tıp uyumağa hazırlandığımız laz dı Idu. O, Ke. Ertesi gün O, Keli bunlardan birini Hoca Ma bunun üzerine İs- yen le) öyb e demiş. Sen işi- ni lr a ii evizlerin, yerine; ağaçta Di kabâkları bulun- sr 1 ve bu kaza benim başıma gel- Pr yğ halim e olurdu. w; Ee a 5 # © akm Belediye ve Emni- e e esi çok iyi biliyor- r. Zira, otobüslerin bügünkü ifratı RA nda klâkson çalmalarına da müsaade edilmiş olsaydı, artık kim- lak 5 A ii gibi seri ük ine yi bilir li açtı. MİKROBU, SAHİBİNİ 'AN HASTALIK Osman Cemal, kim- astalık Girmeyiniz!” levhası asıyor; keyfine bedii Ş. n Cemalin hastalığı, olsa ol- “Orijinal mu- aten 87. n talığımı! mikrobu, ne pek imseler- den hoşlanıyor ve beraberce doğdu- ğu vücu mncak, pek gayri tabi! u ak, bi ahval nde süzün. seed a iie pa a öm in bu neviden bir garip illet alnız müf ma zarar ğ rinin gidip geldiği belli oluyordu. Bu biçareler bizim erimizin me sm duğunu e birer tarafı kiliyor; bürmetki vaziyet siarder tı aki dağın içinde büyük bir ardağ gibi göklere yük- seliyordu. Bu, tehlikeli bir ateşti. Çün- kü ire ormanı tutuşturması ih- timali ii. Beyaz ins a kendi rl melanin gören Hintliler nz > a Yali. ik ei i olmamaklığımız ii sk Yi ii bir tek insan bile bir tek söylemeğe cesaret edemiyordu. © Me ydanlığın ortasmda yanan ateşin ei ellerini üm a praz bağ- la ir papaz lu. Purohita Gi ik yi Di gel bilseler, gene de yakasını kuttara- azdı. RADYOLARI YAZ MEVSİMİNİN vi a cular arasında zaman dahi, içinde haykır çığrışma: Fakat, ar ari hazin parçalar çalmak © tarafın da hakkımı ii bazan neşeli, bazan hazin şeyler çal- mak mümkün olmadığına göre, bu eti ki bir iş yok de çelim.. ”