ASRIN Yazani Ferenç Körmendi ÇOCUKLARI vevüci önc SAF HAYAT Zaman uçuyor, meçhul ve sonsuz dakikâasarın içine bir kuş dul yi hâdiselerin, omuzlarına çöken girda «- ana ini ız hen bas ; başka türlü ya. şıyoruz, ölümü de başka türlü düşü - nü; yuyoruz, — tıpkı bir şey yapamayız ak olmakla olduğuna zorla ina - * çünkü ne sonra olacağını gö »- : ha; fatcamz inan bağlıyacağımız bir ne iyilikte, ne fenalıkta. anım yazıldığı orta okulda, İlk. da, kocamın beyaz yakalı, MADAM iyi esvap vardı. Arkasında da göz'üklü, koca kafalı, gisman bir cocuk oturuyordu! nefes &- İirken garip garip soluyordu. Paulanm sırada beraber yim çocuğun benzi sansarı idi, soğuk soğu bakıyordu, sela vi iin iğilivor, önünde otura: sman bir çocuğun arkâasmda ai sinmiyor Paula ona iki defadır mısın? Neh var diye so- eliyordu. Sınıfa her girişinde mek - tepten çıkıp baz ek, bir daha da hiç şi — - Korkma, diyordu ei görecek- n. Zaten — Zil mi çalacak? diye sordu. Ne- ye? Paula içinden güldü, Başkasından fazla bilen bir adam haliyle: “Galiba babası din, mektebin açılma törenin. den sonra çocuğu buraya bırakmış gitmiş, diye düşündü. Korkuyor!,, Fakat ll Drea'nm yüzüne kar- şı gülmedi, onunla alay etmedi. Bilâ kis, ona karşı büyü ir samimiyet gösterdi ve onu himayesi altma aldı. gını ona doğru ir rağ ağ a dürücü seyler y rar ciddiğ bir hal ai. ei gan- bir şey olmamış gibi, dilrkat'e öğ - dinlemeye başlıyordu. Gittik- çe de yanındaki arkadaşile daha faz- la dost oluyordu. Dreâ ona yele sıkıla sıkıla ba- ae fakat ni ilüyordu. Pau- lanın bü rüstem ile serbest a senli benli konuşmasına, her- kesle lâkırdı etmesine, bir şeyler ç€- kişmesine hayran hayran bakıyor ve gıpta yordu, — herkesle konuşu - en büyüklerle pmış gibi konuşuyordu; daha ilk gününden öğretmen Szalka Frigyes'e: “Sırık, diye lağap takmaktan çekinmemişti. jilk tanıştıkları sabah arala “siki bir arkadaşlık başladı isinden en ne kanı rn göre, İkisi de kendilerini rirlerie aitmiş gördüler, beraber, daha © ilk gün, ni 2 ale bakarak, garip bir hisse ye ıldı; “Bu şimdi benim arkadaşım, diye lgili rf Fakat yanıma başka biri düşseydi. Mesel çocuk, yahut şu şak veya başka bi- ri, Misi ti da arkadaş olabile cek mi idim Teri İni korudorda konu şan, bir şey oyun oynıyan bir ikisi Eyili a Bim z yi gelmiş konuşan, şen, ölü bem gem Bir: aralık ak- Papa'daki fırmda çırak Peppin a “Sırada benim yanımda Peppin gibi ba (Devami vari)“ — İsviçreli Pr£. Pittar ve pi Se ni 31-3-938 Salı günü beraberlerinde Müzeler mü- dürü Hamit Zübeyir, Prf. a Şevket Aziz ve Malatya maarif Mi ürü Lüt- fullah Erdem olduğu ii ad 14 de şehrimize lerdir. gelmiş! Yarım saat bir istirahatten sonra da, çok eski bir Türk diyarı olan A- dıyaman ve havalisindeki tetkikleri - ek re, ilçebayımız Hüseyin Gerisi İçözü de İçe itmişlerdir. kevinde Mbk bir mi abe de mışlardır. belerinde, Adr. inin, bütün dünya tinin, ezelden! 'asadığı ebedi bi olduğunu, gd prada il n medeniyet İz haz duyduğu dıyamanın peri tarihi İtibariyle şayanı dikkat bir memleket olduğunu, Adıyamı ik dev - söylemiş ve “Siz Adıyâm: yönden bahtiyar addeerim. diyere! ii eden! eye olan mim le da ehemmiyetle bahsederek sözlerini bitirmiştir. Halk, profesi rl sözlerini çok de « Adı Aİ aman da a Profesör Pittarın tetkikleri Adıyaman kalesinde sonbahar! .. da halriyat yapılacak rin bir dikkat ve alâka ile dinlemiş «- lerdir, M. ex ors m sonra, Evimizin Mü üyelerinden öğ - retmen T. Ri güzel parçalar m ve parçalar kıymetli misafir « imiz tarafından alâka ile dinlen - Het açılmış bulunan Halkevinde ördüğü faaliyet ve intizamdan, kıy- metli misafirlerimiz sitayişle bahset - yımızı ve 'v başkanı ve idare heyetini tebrik VE Gerek Profesör Pittar gerekse di - ger iğ De Pirin köyündeki son tetkikli reket Di lerdir. Burada kaldıkları ei er > Die ihtimi an dolayı, likler memnun hall bildirmişlerdir. ma göre, sonbaharda, Adı- yaman linde "hafriyat yapılacak bir mize olarak dünya kültür bise ziyaretine açıla - cağı ve bu suretle bu büyük Türk di- yarınm bütün dünyaya DM heyet tarafından halka tebşir tir. ADIYAMANIN HARİTASI YAPILMAGA BAŞLANDI Şehrin haritasmı 3800 Hraya yap- Bitlis Halkevinde Martta İzmir Lima: İzmir — Mart ayı içinde İzmir Ji- man ndan muhtelif memleketlere 1664 ton üzüm, 478 ton incir, 1699 ton hur- da, 682 ton pamuk, 2262 ton palamut, muk çekirdeği ihraç edilmiştir. Verem Pavyonu Yapılıyor elen sariye hastahanesi- raya bir ver nisan salı günü yazlacaktır. a” <a Ri ği Bitlis, (Husust — Halkevi gösterit kolu tarafından Tarihi (Akin) piyesi ile (Kavga sonu) adlı el birer gün fasıla > e def; edilmiş, her ikisinde kadın ek birçok kimse ii çilesini em dol verilen temsiiler Pr peş e anime p ii durmuş, gelenlerden pek çoğu otura - yı ğından temsilleri &- yakta seyre lerdir. Halk tarafmdan beğenilen piyese ait bir de fotoğraf gönderiyo- rum. yar 7 yerinden ağır. surette Hüseyin eski bir iğbirar olarak İbrahimi kan içinde ın sonra kanlı kamat ir adam vurdum, bıçak Diyerek henüz üzerinde damlaları bulunan kamasını k miştir. m gn Hüseyin ge! söylemi; um adam senii a . Bu adamı mağı taahhüt eden şirketin m” X leri gelerek işe başlamışlardı” TÜTÜNCÜLÜK Yapılan lll a tün nevilerinin tohum! tilmış ve tta ay m köy. dolaşılarak öğüt Bu hususlara riayet edi tün yetiştirmeğe muva! Hak "o selerin tütünlerinin daha faz ii Mr görenler de, İnhisarla” « arak tohum almaki8. ay gereken geyleri lar, i Bu faydalı çalışmalarında” 4. Müdür Cevdet Erguna i Gül a ci e Bile e eee istediğiniz kadında saf arayorsunu2? e given ilk gözlerimi açtı- ğım zaman, m pek çok rağbet- teydi. Ve alacağım il ud çalması» nı İsterdim. Sonra, vi yerine piyano çalmasını istedim. Fakat piyanonun fiyatını öğrenin- ce, hepsinden vazgeçtim... ii eni Yâ imdi, mu- siki tesiri bırakacak dini de İyi konuşan ve hele fuzuli masraf ettir- meyen kadın zin e edebileceğimi düşünü; Dünka yz am” gazetesinde (VA Nü), kadınların prim a gin em tahlil etmiş. Çok eskiden: bet edildiğini. eli Ki iki mevzu hakkında siz ne siniz? gm iğ iki satırla mektup halinde yazıp gönde- rTirseniz faydalı ve iy 1 calip o- lanlarını, bu sütunlarda kısa kısa neşrederim. intin ki başındaki kulübeler yıkılmakla, ri bir zall izleri mış oldu. O kulübeler, Silen kl, vak- tile köprü parası alanların karargâ- hı idi. Muhtelif tamirler, yenileme- e ei başka maksatlar İçin kul- nıldı ama, benim gibi biraz hayali kare ir o elenir azar Tai? nun heybetini iatikmeilan ken- dilerini alamazlardı. Ne idi o günler yarabbi! Para verdindi, vermedindi.., Bilmecburiye para verilmek gure- tile geçilen köprünün öteyanı, bazan, ML bir arazi gibi görü- lık hali bu, hele cebimizde bir e-iş parası bile bulunm a geçmek zaruretinde ol- sayar durur, daha hazırlıklı bir güni derek mahzun ve meyus geri döner- dik. r, şimdi bunlardan eser madı. ER teyen, köprüyü kollarını Vi sallaya, kendi ayacıklariyle ve biliyor. Bunu ha kikaten bir Mİ saymak lâzımdır. Zira, daha geçen- lerde bir nini iğ lem: in. gilterede halen para vermek ii le geçllentam yetmiş tane köprü rmiŞ. nmayıp ta Greta Garhonn e ya olduğu dei ork e kovski'den b. çi bir diğer li mi, dahi a Onun adıda Toskanini Bu adam ie nde örne yak ÜR te fotoğrafçılarına: “Fi