Nasıl balıkçı oldum? p Ğ b me i ji ül tamayan balı iz bilir ? r # , Me nr Mkü i a“ lâzımdı. K,. : e gel- | Bai ie teslim etti ve F Ga Sağ ii ile balık avlama r > idir... Müsaade vesikası ala- İ *öyledi. m ğ Mi suret k bu eğlence için de ite vergi vermek lâ- Çok birşey değil. Bir olabilecek “bir vesika vereceksiniz. Be iy ii Pa balık avlıyanların hepsi eN ml £ bam N ir ş siz!, Fakat vesika almadan balık ardır. Sonu biz de biliyoruzi el e onları niçin yakala İn Si N Sili surette esi İ M Fakat mü mkü ün olmuy Mur 1 ya e Bu arada Haliç balık- da rn tetkik ettim. balıkçıları bütü; dl NE Ki ünle lerini Seçiren ve kazak ge im pa- edebilen Gabi nefti sular.. Ilık rüzgâr ği hiç alâkadar et at soğuğu, kışı.. Hiç bi- Vi balı lıkçı kadar Cenlmndlırğ. m tatlı hem acı bir slek Bahar günler 0 iyi hare Es anla ütün fac ı soğuğu sını kulaklarınıza bir sitem daha igi 7 — KURUN 29 MAYIS 1937 NEVSöR? | LE 1 Kliselerde film göste- riyorlar ! alaka büyük bir duvarda pro - jeksiyonla bir film ii baş lanmıştır. Film sesli olduğu paz kıyafeti ile çrkan dini âyine başlamışlar ve tistler de filmde koro vazifesini gö- rerek âyine iştirak etmişlerdir. Film için perdeye artistler, diğer ar - Kulaklarınız, yüzünüz, du. daklarınız ve ayaklarınız donar. Gö. zünüzde bir tas sicak çorba tüter; 'akat ayrılamazsınız. mek parası... Peki bu sanatın zevk- li tarafı MN Fırtınalı geceler, yatağınızda da rahat edemezsini Sandal parçalanacak mı? diye dü- şünürsünüz; uykunuz karar, ve ya- rm iş yapabilecek miyim? diye ü: zülürsünüz. “Size in korkulu bir ta- rafını da anlatı Benim başım- çılar.. ünkü ek- aralık oltam müthiş surette ki ve çekmeğe başladım. Hayret için- de idim, yirmi kulaç kılı çekerken: — Fevkalâde büyük bir balık... Allah verse de olta kopmasa.. Diyordum. Balık tam kayığın hizasma gelir gelmez süratle çek- tim ve elimi uzattım. Etraftan ba- ğırdılar: — Bırak. Şaşırmıştım. lık da evvelce yakalanan cinslere hiç benzemiyor- du. Bir balıkçı: — İstanbul başma dar gelir. Dedi Öbürü izah etti: — larını görmüyor mu - un?. Elinebir eid mi We bile yolunu b Birkaç Li a Mage da Nureddin Artam ya. Bir anlar, çilek, bütün Tür. Mi bir veni yemişi, İstanbul. İa da Arnavudköyü ile Çengelkö. yünün hususi bir ürünü sayılırdı. Büyüklüğü, tatlılığı ve hele bir se- et çiçek haline sokan s0 güzel kokusu, bu ek hiç şüp- hesiz bir başkalık v Öteki alani farklı üstün- lüğünden olacak, bir zamanlar, ona o vaktin siyasi tarihinde biribitine karşı duran iki imparatorluğun isim- lerini de veriyor, açık renkli, daha güzel kokulu ve daha tatlı ola- nına Osmanlı, daha kırmızı, BOZ ju ufak ve daha az tatlısma Mosko İ çileği diyorduk. Moskof imparatorluğu dibi ça- ihayete erdikten sonra, mumlar, elektrikler yakılmış bir müddet son- ra tekrar söndürülerek Afrikada ça lışan re aid ikinci bir filmle irmi baş senelik balıkçı kış gün. | İsanın hayatından sahneler gösteril bei şöyle anla De miştir. El yem Papazlar, kiliselerden k halk takamaz olur. P: kli işer, | bu filmler topl baş- rüzgâr yüzünüzü durmadan kam. Tamışlardır ikinci Mei sevgi- Vaktiyl ir dkayill en yüksek san'at linen kadar yükselen ui ganiniyelerinderi Feliye Lit- neli gerdanlık çok Şia ete için bu gerdanlığı daima üzerinde ta tist, iri Pariste sefil bir hal de ölmüştür. Bra vaktiyle dedikodu . « ara mevzu teşkil eden ve Çar İkin- ci alanın bir çok hediyelerile il- em ve davetlerine mazhar o- lan bu kadın, Pariste fakirlere mah sus cenaze iri ile mezarlığa götürülmüştür! ?. arabalarından sonra vardığım netice Şu “Öğrendim dedikçe bilmedikleri. min çoğaldığını gördüm. Bir olta ile işe başlamışken daha bin bir mü- temmim ve her mevsime göre ayrı ri lâzımdı. Hepsini tedarik in muhayarlikle kazanarak balıkçılıkta harcamak icab ediyordu. 40 kuruş verdim. Fakat hiç ol - en de biraz anlarım., mazsa bü işti Vaktile yapmıştım!. diye övünebi- palanmadığı için krumuş bir çilek fidesi gibi kuruduktan ve Osmanlılık “Buşo e den daha ön verdikten sonra çileğin ortadan kalkacak değildi; öyle sanırım ki, efendi. ce can i çeşidi çakük bu yaşamı Fakağ sofralarımızda yediği: iri, tatlı ve güzel kokulu kn ar- tık, yalnız İstanbuldan ve İstanbu- lun iki köyündeki tarlalardan gel ir iki senedir, Ereğli ms yetiştirdiği. çilekleri de aynı ağız ta: ı ile, bol bol, iyoruz: Eskiden tenbellikteri ve bilgisiz- likten doğan bir sabit fikirle kosko- ca bir memleket içinde ancak iki — tarlasında bulunduğunu san- 2 bir sie e bir başka endini gösterdi. v birçok mil bize tatlı ve memektedir. ! Milletlerarası Umumi anlaşmaya doğru Iktısadi meselelerde tam hasıl oluyor rüksel, Mayis — Fransız hari: ciye nazırı İvon Delbos evvelisi gün buraya geldi. pek Belçika riciye nazırı Spaak vediğer hü- kümet memurlaği tarafından karşı- landı. Mutad nutuklar söylendik- ten sonra burâdaki Fransız elçiliğine giden Delbos biraz ii ten son» ra Bonotforda köşkünde kendisini beklemekte olan Belçika Başvekili hulâsa ederek size bildiriyorum Deli evvel malüm olduğu üzere İngiliz hariciye nazın buraya gelmişti. Gerek Edenin, tinin İngiliz ve Fransiz siyasetine olan dostluk bağlarına sadık kaldığı. elei sunu feshettiğini ilân etmesi üzeri, nel ve Fransa ile aralarında te We yin şaiteiehhümü ortadan i sari miştir. Bu say ziyaretlerle Bel. çika maksadma eli daki Gkarilikül de tamamen orta. Bundan sonra Del. i konuşmaları en iyi olmuş ve ara- sile Avrüpa devletlerinin ekonomi sahasmdâ teşriki mesai etmeleri teş- kil etmektedir. Bu sırada mumiyetle tetkik edilen muhtelif Avrupa işlerinde de iki hükümet arasında tamamile gö- rüş birliği olduğu “teyid edilmiştir. Bu iki hükümetle birlikte İngiltere de sülhun muhafaza ve temini için Almanya ile bir anlaşmağa varıl- masını temenni etmekle beraber bu ta müşküllere tesadüf edilmek» e olduğunu da itiraf etmektedirler. em birçok müşküllerin başmda elçikayı tamamile bi c mesi gelmektedir. şekildeki arzusu İngiliz — Fransız hükümetleri tarafından yapılan 24 nisan tarihli tebliğe baştan başa zıd- tır. Bu tebliğden sonra tezahür s eden ihtilâf hakkında Alman: yanın ne şekilde hareket edeceği ii ise hâlâ anlaşılamamıştır. Binaenaleyh garb güzel kokulu sepetler yollıyabile- cektir. Nüfusunun yüzde itibarile dol- ye herşey kadar, belki de sm n fazla kendi toprağının cahili idi. ii medeniyete ve modern tek- niğe karşı gözleri kör olan eski re - jim, birkaç değnek bellemişti; bü- tün bilgisi birkaç sabit fikirden iba- retti, Cumhuriyet, beş altı asır impa: çılmamış bir yl gibi yeniden o- ime başliy: bak çilek bile bu hakikatin bin bir delil lerinden birisidir. bir anlaşma Delbos Lokarnosunun tanzimi, Milletler Ce. Bunun için burada bir hayli pro- jeler kik edildi. Fakat hiç birisi hakkında kati bir fikre varılamadı. dir. Almanyanm Fr edeceği tahmin edilmektedir. si Va iki besin paktı Dn ae kayi bir mesi için bir yol bulunması hakkın- mesele hakkında İngiltere ve:Fran- m müzakere-” lerde bir hal çaresi bulunduğu anla- şılmaktadır. elçika Başvekili ile Fransız ha- riciye nazırı arasında ekonomi Bilhassa ekonomi meselesinde her tarafın noktai nazarlarında itilâf arzusu hâsıl olmuş, Almanyanm da bu: itilâftan bike kalmak istemes diği görülmüş Diğer onla Cenevredeki mü- zakerelerin alacağı şekle göre takdir edilecektir. İngiltere ile Fransanm nayak olmak arası kati anlaşmanm talihi bu mü- zakerelerden sonra taayyün edecek gibi görünmektedir. Almanyada s0,000 #llm amelesi var İmanlar, sinema ve filmciliğe çok ehemmiyet vermektedirler. Fil mi milli propagandaya alet eden Al- mi anlar hususi bir film bankası tesis etmişlerdi Miner 50,000 amele çalış yıl 150 alelâde öle 400 kültür, 600 260 haftalık film p b 1,900,000 dir. Filmlerin senelik varidatı “ 240 milyon marktır. Senede 300 milyon insan sinemaya gider, aim Dan 29 — 937 2030 in Evi j k istedikleri milletler « ai