—. ein) a 14 — KURUN 27 MAYIS 1937 Kutbe gidenler Rodolphe adasına döğru yola çıkıyorlar Moskova 26 (A.A.) — Fena havalardan dolayı kutup. seferine iştirak etmiş olan birtakım mii day Rodolphe lenen kalmı mecbur olmuşlardır, 20 mayıs saat 13 te kutupta ER bl fırtına” sr hüküm sürmekte idi. kilo - metre mesafeden ai söel kabil değildi. Saat 19 da havayı kesif bulutlar li ve hafif surette kar ya IŞIK, Rüyet dairesi 3 ilâ 4 kilometre idi. Rodolphe adasında saat 19 da kar fırtınası hüküm sürmekte idi. Adada bul gin olan iyi tin reis muavini Şevelev, gazete cilere beyanatta bulunarak şöyle demiştir: “Kutba kadar bütün mesafeyi bulutlar altında katetmeğe meç - bur mız ihtimali var. Pilot - ların yıldızlara bakarak istikamet tayin etmeleri ve Rodolphe adâ - t radyo fenerinin vereceği işa «| retlere göre yollarına devam ey * lemeleri muhtemeldir. Hava şart - larına göre açık bir havada kut ga çalışacağız, yahut bulutlar altında kutup mıntaka - sına inerek bize rehberlik etmek te olan Voplanov'un tayyaresini crayacağız. Kutba vardığımız za“ man, hava şartları pek fazla va - eme olursa, yere inmemi - üsait bir teliş vasıtasile Sehmidt ile teme sa geleceğiz. Herhalde Papanine a iltihak edeceğiz, istas - yonu tesis etmeğe çalışacağız ve Rodolphe adasına döneceğiz.,, Ge ——————————— AEŞULKESİNDE —— Günlük — RAD Programı Bahçıvanı vuran .| Bahçivanın davası, karar afhasına vardı | Bahçıvan Perikliyi, aralarındaki bir tarla ibtilâfından dolayı tasarir yarak çifte kurşunile bir gece yarısı öldürmekten suçlu bahçıvan Amavud an anın ağırcezada, ün karar safhasma vardı. Heyet, li haziran ayında Jefhinı ede- cektir. duruşması karar safhasma geliş, ikinci defadır. Daha evvel, kararın müzake- resi srrasmda, davacı vekilinin isteği” le, tahkikat yeniden e Dünkü celsede, evvelce dinlenil, ee Pi tekrar PE uzadıya izahat Saat 12,30 Plâkla türk musikisi | 1250 Havadis, 13,05 Muhtelif plâk neşriyatı. 14,00 Son. rafından Türk a ve halk şarkıları (Sant Mn 21,15 o Saat Ajans ir rik haberleri ve ertesi pi m ki kagir sololar, opera ve operet parçaları, 23,00 Yem Veremle mücadale a pie ve gir yapıldı Bu a- rada, iki taraf avukatları arasında, hararetli da geçti. Bir aralık da Periklinin anası Sofi, suçu Periklinin kardesi" şahid İspiroya yük letmek istemesinden dolayı, suçlu a- vukatma Arnavutça şiddetle çıkıştı... Davacı varisler vekili. şahid ola- rak dinlenilenlerden Ali Rızanım ko- rucusu Seyidin, evvelce poliste verdi- Bi ifadeyi inkâr etmesi üzerine, bu ifade zaptını imzalıyan polislerin şa- hid olarak çağırı i kat, müddeinmumi katın genişletilmesile, evvelce | mes- buk beraet isteği karşısındaki vaziye- Heyet de, vekilin isteğini müttefikan tti, 3 pu İddia; şahsi iddia ve müdüfaa za ten evvelce etraflı olarak yapılmıştı. Bu cihet, kısaca helirtildi.. Ve şindi dava, heyetçe karar müzakeresi saf" mdadır. Şeyh Galip gecesi Şehremini Halkevinden: imtimizde doğup yetişen ve 18 inci asırda Türk edebiyatının müm taz bir mümessili olan (Şeyh Galib) adma Evimiz salonunda 1.6.937 salı gecesi saat 20,30 da bir metasim y: Dİ tarih edebiyat komitemizin di die (Türk büyükleri” gecele- rinin (3) üncüsünü teşkil eden bu ge- ceye üstad Neyzen Tevfik de ayrıcı iştirak etmek suretile kıymetlendiril- miş olacaktır. Programa Evimizin: Galib kında çevremizde Yaptığı araştırma ların neticesinin bildirilmesi ile baş* lanacsktur, Edebiyat tarihi müelliflerimizden Sadettin Nüzhet Ergun (Galib gece- si) için hususi surette hazırladığı ori- jinal tetkikinde şairin sanat ve eser” lerini anlatıp tahlil My, ve nadide parçalarını da okuyacal Galib'in oka Mi şiirleri de halka dinletilecektir. I ik lalık biraz dâha fâzla tekemmülü için. dir. atoryom yataklı oluyor Ankara 26 (Telefonla) — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili Dr. Re- Vekâletin resi esnasında verdiği izahat veremle hakkında şöyle demiştir Ki “Mizmilekaki tte yaptığımız tetki - katla bizde veremin şehirlerde daha çok, kasabalarda daha az ve köy- lerde çok nadir olduğu neticesine armışızdır. erde kördüğümüz veremliler, şehirlerle temas eden ameleler ve kasabalarla temas eden halktır. Bilhassa yaptığımız tetki- kat neticesinde gördü SP teamülü,, dediğimiz usulle aldığımız nün hemen hemen yüzde 0 dene- cek derecede verem tezahürü gös - termemektedir. Şehirler ve kasa - balarla temas eden halktan aldığı - mız netice bundan biraz fazladır. B i bugün göz önünde bulunan veremlilerin kısmı küllisi | şehirler halkındandır. anatoryom işine gelince; Sana - toryomumuz 150 yataklıdır. Bu se- ne 50 daha ilâve olunarak 200 yatak : olacaktır. Konulan 10 bin lira faz- Tıb fakültesi ve diğer inşaat için konulan 900,000 liranın içinde in- — tahsisatr da dahildir. 'OCUKLU 32 BİN AİLE VAR Çok çocuklu ailelere yardıma ge- lince: Şimdiye kadar 6 çocuklu 32 bin anne tesbit ettik. Dört seneden Pon telebettiğimiz iz veçhile — Is anyadi, » p Bir Alman tayyar ma mahi ef Bilbao, 26 (A.A) — Ret jansı muhabirinden Imanyalı genç zilot Har m küm edilmiştir. AMERİKANIN BASKL YARD mitenin Paristeki Amerika N soloshanesinden 500 çoruğ” k merikaya gitmeleri için vi. etmiş olduğu beyan edil” ceretine müsaade ni münhasıran mesai 7© hhdeden kanunları tadat tedir. ir gn ediyor Ankara, 26 (Telefonla) reş federasyonu reisi Fetgerinin > edeceği > tahakkuk etmektedir. al i Bu ai reisliği” ge |. Bankası direktörlerinde” “| binin getirilecezi haber V tedi çok aileyi daha memnun © ii Ba leketlerin sıhhiye şka ün ve Yarın Kitaplarındandır Fiyatı 40 kuruştur vi ilmi Felsefe — yoruz. Bu annelere kanun mu: a hali vakti ml olanlara madalya, olmayanlara da para yar- dımı yapılır. Bu sene koyduğumuz olmak üzere, bendeniz 2509 d franga kadar para ayrıldığı” j göre bütçe ister. ATEŞ ÜLKESİNDE — Büyük seya hat kitabı 1049 uncu numaradanberi ATEŞ ÜLKESİNDE para ile öyle ümid ediyoruz ki bir- devam ediyor. Almancadan çeviren : — m 67 Damar Arıkoğlu. Öğleye kadar bilâ tevakkuf deve bir yel sisi çare ki tarassud ettiğim yerler eskisi gibi âmansız kum deni» i ibaret kalıyordu. k bir manzarayı görmeme mani teşkil ediyordu. Yüksek kum tepesinin geniş zir- vesinde hem biraz dinlenmek, hem «de hayvanları sulamak, Delin “ ve bizzat kendim de yemek İğüpkir için deveden aşağıya indim. Bunları yaptıktan sonra dilin bir vakit, sarı kum üzerinde sigara içe- rek ve biraz da düşünceye dalarak etrafıma donuk donuk bakiyordum. © pa z 5 : 2 kadar dinlen - Devem kendisini kum içine at- mış, müsterih darısını çiğniyor, kö- peklerim çadırımın önünde yatıyor- lardı. Bunların muhafazası altında bilâ endişe ölü gibi derin bir yukuya dalmışım. . Gözümü açtığım zaman gözlerime adeta itimad etmiyerek sürünerek çadırdan dışarı çıktım ve ve etra Gökte sara- hatle parlıyan bir ay vardı. Etrafım- da ve üzerimde yıldızlarla dolu ber- rak bir göl ile ei gibiydim, gök- izü böyle görünüyordu. Ayni zamanda biribirini takib eden kırmı: zı şimşeklerin çaktığı görülüyordu. Yüksek sesle ve başladım, Gecenin saat on biri Hayvan- ları çağırıyor ve AAA eğleniyor- um: — Sizi gidi ahmaklar, uyumuşum, beni niçin uyanı dınız?. Kidi bataklığında geçen uzun günlerin yorgunluğu yüzünde; dee biraz zayıf düşmüştüm. Her ne kadar hasta değilsem de kemik. lerim içinde bataklığın gizli sıtması- nm eya ape Hattâ N; Bitüm hare» ketimde bu mik bende vardı. Onu şimdiye kadar üzerimden bir türlü defedememiştim. Uzun haf- haylı dirma- gâhta yorgun kalkar Bu. ün takriben deliksiz on saat uyu: | duktan sonra adeta kendimi yeni: | den doğmuş gibi kuvvetli hissedi - | yordum. ! İnsan, yanında adam bulunmaz. * sa hayvanlarla konuşuyor. Köpek- lerim ve maymunum karşımda hır. lıyorlar, dikkatle gözümün içine ba- karak bekleşiyorlar. Ben de onlara şöyle diyorum: — Karnımızı doyurduktan son- ra gece ay ışığında tekrar dola- şacağız, gete serindir, iyi yürünür! öz ağzımdan çıktığı va: köpeğim birdenbire tüyleri kit, dimdik olarak etrafı koklayıp dolaş- mağa ve yavaşça ürümeğe başladı. Ben ise derhal yakınımızda bir par- sın bulunduğunu tahmin ederek tü- feğime sarıldım. Köpek Li üzerinde bir düzü- ye ses çıkararak gürültü yapıyordu; onun bir tehlike sırasında böyle yap- mak âdeti idi Gözlerimle etrafı aradım, bakış» larımı önümde yanan ince kum Yyı- ğınları tepelerine uzattım; gözlerini dikerek hareketsiz durdu; sonra kuyruğunu İayarak bana doğru geri döndü, elleri üzerine kal- karak havlıyordu. Ona “Ara, bul!,, dim, hemen garb Hapulei koştu, kum iyi için- ayboldu. Bu hali gören may- munum, arkadaşmı takib ME is. tedi, “onu çağırarak zorla geri çe - virmeğe mecbur oldum. n burada kalacaksın kürmi- zı maymun; hep birden beni yalnız bırakmak mı istiyorsmuz? Çehresinde öfkenin şayanı hay- ret kırışıkların tebarüz ettiğini gör. düm. Yanımda büzülmüş duruyor. du. Fakat hiddetle burnundan ne- fes alarak arkadaşının kaybolduğu istikamete bakıyordu açık ışığı sayesinde birka. dakika kum tepelerinin kenarlarını dürbünümle, dikkatle tetkik ettim, diye emir ver- istikametinde fakat si göremedim. Nihayet köpeğimin hassasiyeti & nin Gl keşfettim. Uzakta uzanıp giden bir kum tepesinin yük“ sek sırtı üzerinde siyah bir insan şek“ li görünüyordu. m parlayan mavi aydınlığı” da tabii büyüklükte gayri müteba” günlük yolculuğumda Mihlordu” en kervanımm arkasını takib ettiği anlaşıldı. Herhalde o beni sabahleyin bu lunduğum uzak mevkide göl takib etmişti. Tarafımdan kabul — dilmek için büyük ümid içinde bas ka birşey hatırına getirmiyerek geli yordu. Siyahi herşeyden evvel e gime güveniyordu." Eğer benim di mayem olmasaydi arablar onu e tan öldürmüş olacaklardı. Zira © kanunu çok sert ve şediddir. b “e hırsızı için hiç imei 78 b iL; Mihlordu asmış vi kurşuna dizmiş olaydılar, 1218 yaf” dan asla bir itaba ve tekdire kalmazlardı. Çünkü Mihlord b pılmaktan kurtardığımdan sid