8 KURUN 36 NISAN 1636© Kadircan KAFLI Teftrika: 26 “Türklere teslim olanların ölümden kurtulduklarını gö- ren Cinevizler silâhlarını atıp ellerini kaldırıyorlardı! © sında bir yıldırım gibi şıyordu. © maya başlamışlar : yar e ve ümitlerile benii bırak > ola ve © BM a j e m ali mi sarardı. ornaro safları öm ve aske- ri ileri imali için çi ordu. Lâkin. 3 gkçe nşr Bir tarı Umur Beyin kut > ip kal ei çıkan ibi ei um n biraz önce kasabaya doğru uzak - a sonra geri çala gönüllü köy- Tüler düşmanı sıkıştırmı: Kargaşalıktan 2 Turku, up ze - leri Brentino Zaharya; uy: — Geri çekilm: Hiç olmazsa kendinizi kurtarın! Mah - volacaığız! Diye çırpınıyord U rl Cinevizler liman kalesine doğru kaç- Şi Ehat Bey al e yaya gö nüllüler de balta ye gö nünce Zaharyanın bd ün üm Artık Brentinoya hak verdi o — bl “aki atını sürdü. ral Kornaro ondan geri kalır mer” Beyin gür sesi ikide bir Ve p e li üstünde alen n diyene vurman! es glanleren, m Karde klarını n Cini lâh- larmı atıyorlar, lerini klora açanlar kovalanıyord Zaharya ile Korı znaro, Bi ve da- r güçlükle ken- ii pısından içe- ruşlardı ki dr mele alk 1 ri rü ei askıya al ni katşı müs Te liman ka- nda # oynatıyorlar; Cineviz - dök küntülerini ri ii. Zaharyayı hayatınm en Ev e güni imdi onu bitkin bir hal id n bir tasaiçinde bulu; Kendi kendine: — içimizde bir alçak var! a sonra gene aile soru - yor; — siktik m kimdir, Yukarı İzmir kalesinin en yüksek kü- lesinde, Umur Beyin doğan güneş ka dar parlak bir ie ve çi dayali | nan yeşil ate bakıyor; hırsından yel ese duramıyordu. Eğer erken e da ei > - ş yordu. panmamiış ve asm: ü kaldı ydı şimdi İrrkler Timan kile - sine X ye miş olacaklardı. in yuvasını andıran Kadife- kaleyi, de emek pir asr bir daha Sk üzere ordu. Şimdi onun iza r kaygısı kal - mıstı: el kalesini de üre re kap- tırmamak... »* —B3— a ÖLÜM CEZAS n Umur Bey geceli gün yapılan hücümlardan kmıyordu. ai kalenin: eni Rados iskele Venedikliler ve Pa- pa vaktile onu ye şimdi en iyi dost gibi koruyorlardı. İM Bey vi dö: a, ama üç ma mak için ha - mi başi indi “alir ağlarlar ka- kalas ne ge - ylar, kalın ve ri ip- ab il > m © lar ni üze - eydi. Bunların her biri iki üç insan ka- fası büyüklüğünde a eli a ö- teye kadar atabileceklerdi. Bu taşlar ka- le DE çarptıkça orada gedikler e bu ikler deer ve hü - ımla sisme müm) lacaktı. “ia Bey bl Me > yının Pa- enin karşı rme) rak li çile Bu hem hay e 'de-korkusu Umi r Bey bu sırada Kg şu bili verdiz oyu gör, kalenin ne tarafı- nın zayıf “öldaigi öğren! Muhasara devam, etmekle şk bir > r kuruluyordü. Bey b i şe beraber Umur müştü: Bira EE ge ik ardımlarını , diğeri de alani kale hakkında in almak tı. Gerçekten bunların ikisi de oluyor - e ve alış ear n-bir kısım Kendi rahatımdan aşka şey düşülmeyeni Umur Beyim o da her hafta Hamza ile yi al Beyle birlikte “kaleye a bin yr kadar yu sonra, hele t daha :5 bine çıkınca ee b Mn ei ali ös ek ag tiz İkalenin.en zayıf tarakını s0.- z runcâ — mili taralı daha alçak ve eski - ir. Demiş. ayni zamanda bir şeyi merak etmişti — Niçin İğ dbinE istiyorsunuz? Bi- m de ona göre-söyleyim. Zira duvar zayıf olurda Sa 'ndekler derinleşir. Bir Mi ini gelmiyebilir. ei eri Hamza pek doğru bulmuş- “Benin üzerine a: — Umur Bey “büy mancınık ballar ini lede hani a du - k. varları dövece! / i Antonyonun gözleri parladı. « — Nerede bunlar? mi Nene lâzım orası? — Doğru. . Şey. © halde poyraz ta- rafı elverişlidir. Antonyo şüphelendirmekten kork - ra daha çok sormamıştı. i gün Diyana hamamlarına ba- kan ve Pagus ağın sma m karaf görüldü. Umur Bey hemen birkaç atlıyı koş" turdu: nlar? Gidin anlayın! Gittiler ne anlıyamadılar, Atlı- ların da bulunan Yusuf Bey: vlanan köylülerdir. a varın- caya kida: gitmiş olacaksın: Diyordu. O akşam Sinyor Zaharya telâşlı te- lâşlı Ria > büyük — soğa dola- sıyordu. Köylü kılığında iki role yerlerini, ekeni; ni anlatmağa Pe Gene © gece e mancmıkla. rde ire bü- tuşu; Bunlar Biğğnslilürin çok mi küherçele, Zift, vı ten rdı, eklen- ti fakat Zaharyanın yüz kadar askeri yirmi beş otuz ekadlir ölü ve Ew bırakarak Melez çayının ağzındaki ki e biniyorlar ve kıyıdan. belli lar Tl r yanan miancınikların İ andlimesin çalışıldı. Fakat su dök 8 iel; EB 3 b B. gr rin va iki saat içinde kül olduğun pi zaman anlaşıldı ki bir gün önce ri Biel e iki kâraltr Sin- aryanın a arıdır. Üni bu enik hemen ertesi sabah bir hücum yaptı. Fakat iki yüz ei sehid verdiği halde hiç bir netice alamadı. (Arkası vi) 'HAFTALIK HIKAYE EE e e Tekaüt olmüş bir kaptan karaya çe- kilmiş bir gemiden daha dertlidir. Ka - raya çekilen bir kaptan küflenmiş bir makinedir fakat bir farkla makineye hü- ii verefi biz olduğumuz halde karaya çel kaptan, Sinan makinenin 1z- e kendinde ar, zamanın artık donarak daha al kapayan bir kale duvarı Ağa cağını hisseder, hareke kas. katılaştığını her saniye ani Bütün bunları o sim İm bü- tün bir ömrü kaplıyaâ; hul ve içi tanımmıyan gi be gibi uzanan itiyatların yolar la kr tulmak nasıl mümkün olur? İhtiyar adam denizden karaya çekil diği zaman yani iki'yıl önce ora hekim- İer demişlerdi ki: — Deniz“sizin siğerlerinizi ç ürüttü artık karaların denizden en yi yerle- rinde a Yaylâda oturacak- çi at, korkusu, bozulan itiyatların asından azayip fısıltılarla insanı al'- yöne şeytani bir'zekâ ile şunları söy - Tüyordu: — Şimdiye kadat denizde yaşadın, fakat bir de yaylâyı gör. Bu teselliye “Mücevherlerinizi “saklayınız..,, Paris zabıtası aylardan beri a hırsız -bir kadını nihayet ye Bazen, esmer, ız kadını dım zengin evlere hizmetçi olarak girer ve ev sahibesi inin bütü tün müs tie vakit yeni bir eve girdiği za- man ilk söz olarak: — A efendim. Rica serim mü- yi lee iyi saklaymız. Bu ze manda öyle usta öyle a hır- sızlar ver Diyerek ei yeni geldiği evde mücevherler olup e ve sak- ndığı yerin izini bul Hırsız. ma ekseriya e. e Grinin üncü, dürdüncü, nil inci gömü yaparmış. Fakat çaldığı ğ sike: in yalnız mücevherlere ait olduğunu bazen salli getirerek gece gündüz rehanelerle gazete idar hi lân vermek için müsyönün bir idareh: aradığını görmüşler ve lardır. ilm ade kira X lik muhteşem bir “rletokra “m görmüş! ya : m bu beri Karisiyle birlikte burs meşhur mimar Ga rnie olduğ yi enn büsbü üpheleri” BAK iz. Kıymetli sofra ta- dırarak müddejumumide” kımları kürkl ire de > ola- k bu arada eline geçer geçmez sir Geri wa kocanın Mü ra ilup gidiyor. “Bu tertiplerle vi açık ir sene içinde çaldığ ıymeti beş müthiş bir ye- e Hırsız kadın her yeni eve girdik- e başka bir hüviyet taşıdığı gibi eşkâlin değiştirinekte büyük — ma- man da ran mümkün Endir IŞ tır. Bazan sarışın, bazan esmer olu- yerde yirmi yaşmda fa k ri çinin iyi bir terbiye görmüş ve tavir nm-çok nezaketli olmasıdır. m a kadın aynizamanda hizmet- lerine girdiği ailelerin kimine, hiz - metçi, kimine dadı, kimine Aşçı, ki- mine ilharç vesaire diye giriyor- du çok evlerde yalnız gündüz çalışp geceelri evine gitmeği bir m yapmıştı: Cünkü zavallı kadının görüp görüşecek kim. SESİZ, gl Sir a kardeşi, yahut ai- lesi v na benzer bircok ve insani Ke e varmış da geceleri is bu hırsızı ele geçiremediği. ni sivil memurları harekete iekümlesinde hesap veriy9 kvk ola Pa köniderin ösyö ve pe iki gün iki g Ki yeticesinde bie sinin ” isim! zi Marş mierim v olduğ” iy ar Granie ismini İİ tekini iki defa Frans†lunmuş ve Almanyadan imi pa olduğu er iyi ü yade Sermi vermiştir. mücevherat elerinden cıkarama ıdıklar” ğ kl ie Bugün herikisi de Beniz Hasreti A seg dr. Otuz senelik itiyadı çok iyi tanr- Şi düşünmeden her şeyi tekrar ede- ün İçinde tuhaf bir his, erin yeni şeyler a meri e bit arz ile geldi. Keni e — Pek âlâ öi karada dini larla, LR m e meşgül 0- Juru lâya çıkışın arasında, bir beki, deni zi birleşmiş şeklinde işini, sevindi, memnun ön Man yatımızın üstünde bir ten- cere Yü benzer. Ne işinde e kaynı - yan şeyden haberi vardır, ne de içinde eki başkasına, hattâ bize bir şey si r. Çok defa can Sıkıntısı, me- irikoli iye id ıztıraplar, bü tence- renin kapağını fırlatır. O zaman insan- ları Sağ ri ei işimi hüviyetlerile gi seir, — limen arm görünürler. Niha eti — Balık kavağa çıktı. Yazan : Bu söz ihtiyar Kaptanın kendini de- nizden: bin metre yüksekte : olduğunu hissettiği zaman ağzından fırlayıve: v : Bu Mide bir meraretin, beklenmi Di istenmiyen bir sonun acısı bir cüm- halinde eitim e Kendine sorsaydın Miri nu lâf olsun diye söyledim di - yeci tik öner kendini bahçeye; çiçek- lere, tavuklara verdi. in hayr “elinde bir ii â uğunu anla ui, V suyu itişi, ve suyun tahta ile ğüşüşü adeta canlıya benziyen bir yu: er e hiselhi verirdi. "Avuç Sünen. - rından ve müphem bir erene ir erer in can sıkıntısı hafifçe üzdü. in yavas, yavağ alıştı. Çiçekler büyümeğe başladığı zaman keyfine pa- yn'yoktu.. kağ SADRİ ERTEM e rmig- | #'W Bu çetin a gert: tılığının içinden ze'bir hayatm taki oni etti. Çiçekler'onunla konu! yordu. Gerçi gençlikte K4 M3 çok şeyler hatırlatacak ka: dır. Onun istediği bütün humla; Jamadılar: if 'darları P du. (De