iktor Rocer Hamond de- rin bır göğüs geçirerek kitab nı 1. İki saattanberi kapadı. a Asya steplerini gayet meş - kz ap birlikte haya len dol mi ii Mi te ii li böyle bir hayat ya şamalıdır! Bulunduğu Dokland şehrin- e aöküörün haya pek meşgul aman hefes yordu. Saate Tekrar yeli iile dine: — Yatma zamanı geldi, de - Senin bir şey canı sikr * ve — e Brenton?. sa kardeşim, diye cen ap wi made Balim e Alayım, dl ie ın de vazi - mi kendine göre Gla bir teşhis — Elbette İrenton. izi Mağa Tik - zer iğ oldu. Ve göze çarpar derecede bir a hikâyesini anlatmağa başladı. reden z8 mumya geldi müze - ikümeti heykellerin vi e em Hiyorsun, a gözler hi ranlıkta parlıyor lr Ga TİP şey değ Adeta ölü vie adamın ruhu ayal bi bir hal, di. Ye Vet. Artık bir tatil yapmalı » yım, a kalkıp yat inin uda inin ap en ii — Oo, merhaba em Hayrola... senin bu zamanlar buraya gelmen pek vaki dı dir? ELA içeriye giren zat: ır doktor, dedi. Bu va- görüşebilir. miyiz? — Elbette. içeri... Hem. bir ia ği içersin! Doktor, arkadaşını merakla Meytediyordu. Bu sa sey 'den korkmuşa benzi Ve Bilhassa buna hayret eti, Core ton'u senelerden! Da yordu. Ve onu aki: başında, 60 Zulkkanlı bir Asd atik mite F 27 Ur El :Z toprak araştırmalarına €ski tarihe dair > in a direr konfer. Döktor mi 8 — KURUNUn İLAVESİ mum 2 Kr e dey eyle? : yuavini il leyin Li ağı han “Ba akşam bir yerde konferans ve - — Çok ikin tamazdım. Ben yokken ii Ze ylor ile birlikte müzeye git” vs ha? t. e a b, dokt Gel Bu eğ de aya? bil bir hava Sen bizim dail | ortalık karesi sonra şüphesiz girmiş değilsin. — Hayır., — Garip şeydir. Bu dairede > m v iki harap mum- undan başka €s- Ki im yapmağa pek meraklı olduğu o kocaman taş heykellerden de bulunuyor. Bu kapının hemen ötesinde Misir e ğe LL kocaman heykellerle dolu şesi.. — Asabi buhran içine düş - müşsün,, Senin tabirince belki öy idir Fakat işin en tuhaf tara- fı, hayatımda aslâ böyle bir hal başdan Gi GE D iz de bu tesiri nk gibiydi. Onu evine gönde- re) ek dedi Gitmek istemedi. Fakat ben yarar ettim. Nihayet benim de bırakıağı e gön nl du. ın bu sözleri ne karşı gül tüyordum, Netice de Taylor evine gitti. Fakat onu müzeden dışarıya Şıkardıktan sonra tekrar çalışma dairesine - döndüğüm zama, le ; 3 5 dırdım, Kırmama) mamak için büyük bir - dikkat #arfediyordum. Mumyahın nasıl bir şey ol- duğunu bilirsiniz. Zamanla kah €a sargılarla satilidir. Bu sargr. Jar tamamile © çözülmedikçe a hakkında aslâ bir fikir etllimlğ, Ba sırada ben > sargılar mum hüviyetine dair bir şey ie Ee düş e başta, v5 argılari sökmek üzere eli « mi uzattım. Fakat elimi uzatır e geldim. Çevirdim. Bir daha gevirdim, hayır. Hiç e yordu. Her iimale karı bir de tersi Mısırlının uz buruşuk ve korkunç yüzü... Ye gi parladığı i sandığının. şir ik kal. Sanki san dikta an ceset yavaş ya - rinden © kalkıyordu. Ve iri, göründüğü kadar es- Tarengiz surette kayboldu. Ben kapının yanında taş ke silmiş, hiç kımıldamıyacak bir itecek de ii yenen in Birden beni kör edecek ku kat ortalıkta kimse yok. m dokunabileceğinden emi - sin. Ne ie in? arkadaşına sün nn baktı ve son- kimse de dışarı çıkamazdı. — Öyle ise pencere yar. Pen a yanın a le içimde biz Şeyin kalddığını gürültü. Kama end gözlerimle gör yel isteri ere uzak değildi. iki iniz boş ve sokaklar» dan yürüyerel ye geldi le, Doktor Rocer: — Mümkün mpi kadar yavaş gidelim, dedi ii ndan gözle « rine hâdiscde e İ ür a görmü » yen adeta aşıyor gibi eki ktor onun bu tecessüsür nü e 2 gibiz — Hayır, dedi. Mumyala » rın dirildiğine inanmam, Misir dairesinin atelyesi ö » nünde biraz durup dinlendiler, İçeriden bir ses bile gelmiyor. du, Evet Fakat mümkün mer teb aris Kapı açıldı. Yavaşça aralam miltı duymuyordu. Brenton dekirik düğmesini bulup ge > Şimdi doktor Rocer soru » yorduz —Her şey, halil Tehi mi? Brenton sür'atle etrafma bö kenara er dairenin her yanı lkale gözden geçire Tek dölaştı. Müze müd dediği gibi pencerenin iLE ke leri sımsıkı vi ve e demir bir k irgülü Tavanda gi vardı. Ancal kadar küçük bit