pm Tavla müsabakamızda hararetli karşılaşmalar Ağır duyan bir oyuncu ile bir dilsiz oyuncu karşıkarşıya gelince... Veznecilerdeki o müsabakalarımız da karşılaşanlar Ankete cevap! Necip Fazıl ne diyor? Ankaraaan telefonla verilmiş bır mülâkat 'UN'un geçlerle yaptığı edebi- la Necip Fazıl Kı; san'atkârı ile şanına lâyık mülâ - t yapı tediğimi içi arada bulunan te sim müracaat ettim. Şunları konuştuk ilerden en çok kimi beğenir- — Vallahi monşer, eğer benden pin beklemez ve gerçekten ka- imi olduğu gibi ekme ister- mii ilerden Ebcet hesabile ta- rih söyleyenleri çok beğenirim ve me- selâ bunlardan Füzuli'ye bayılır: 5 — KURUN - 3I MART 1936 (o ( Kırkından Sonra | I emeşir Pakiar j|) Azanı | — En kolayı şu: am mü taleamızı-geri aldık; hammallığa razıyız; bira getirin!) deriz. Şişe si iki çeyreğin, kasası liranm için dedir... Duur, lâfım bitmedi. Slalminmi mutadı birayı tuzlu ba- dem ilem nuş mealinde w le duymadan boca ederim ikimi - zin biralarma.. Ebe madam kapıda göründü söylemekte onun kadar mükemmelini ben görmedim. İşte onun (Kel Memiş) isimli bil ee ölümü için söylediği bi tarih si Kel Meni, gelmemişe döndü cihanda 8 Bü; a Re ü a da yanında oturan bir genç z z cüsü pi İki gece ecilerde Ali İl ni E ampağii arını açıp kapıyarak adhayf!| nin elinde tepsi, tepside 'amer, Yuva rine İğ Bu mü-| işaret ediyo: ii ği bu suretle oyna - Görüyorsunuzya, Füzuli bir tek | vermut, benediktin, şartröz şişele sabakada so bulundum. Bıyordu. nra eetrafta- | mısrada ne hüner, ne san'at, ne incelik| ri ve küçü ik kadehler, salona gir- iie yazıyorum: i gürültüler aşma kulağı ağır | göstermiş... (Kel Memiş) ile gelmemi-| diler. Gazetemin tertip ettiği az içli işiten zat hiç işitemi EN Ona da| si tirip bundan böyle şe- baka şimdiye kı ak ip aci en Bu iki oyun- | dövr ortağa çikarmak her Artin Öner iie e Sidal ğun cunun bazan verilen işaretleri bayii. hatta son zamanların — Direktirisim, deminki fil büyük bir alâka ile karşılanıyor... Şim | gördükleri, bazan da söyli Ya- rimizden nükül etmişiz, hammal diye kadar yapılan kalı lış Diyadin görülüyor, . seyirciler sn Hkezetin bile kârı imei Za -| lığa razı olmuşuz. Bu madam hali er yenilenler, mmtakaları | tarafın yanlışlar “düzeltiliyordu. cı buasonların yerine lütfen er - kadar miyecek olan bir da vardı. Kend Fatihde müsaba - galip ME vin Vemecilerdeki “ici erk tbaamıza gelip kaydolunanlar ri kuponları hakeme veriyorlar- nin müdürü Salih Kol « Duran kıraathaneyi dolduranların in- tizammı temin ediyor, her müsabıkm İsteğini yerine getiriyordu. ACAKLAR İYOR i beş geçiyordu. pie ni Muhlis erik müsabı! Gi di ve bir şi - ENE yemi sacaklar tesbit edildi. Yazılanlardan . Bu iş Kğ kan ter içinde bir genç içeri — Ben dedi. Adapazarına LİME Biraz evvel geldim. Müsabakaya gire- Müsabaka henüz başlamadığındı bu gencin ei yerine pi ve Se- yrek ladı, Yir- kizi Kur" Sadüf oldu, Kulağı Senin atılan zarı işaretle ildir maaaf Söylediler. İŞARETLİ BİR O Bunun üzerine e oyun başladı. Zar, thanenin yerinde atı- iyor, boru ile söyleniyordu. Oyuncu (arı ise düdükle Bay Şahap idare edi. Yordu. Kul ağır in zat sağ elini Sağ gibi tut atıl Dilsiz kulağma boru tarak Mz sonra oynuyordu. zat| İs liyordu. “Mira. Diğer oyuncular karşılıklı nükte - ler, cinaalar Ayer pulları tavla - lar üzerine vurarak oynu yorlardı, İlk oyun bitince rakiplerini denler oldu. dü tebeşirli etleri tavlaların by m yazıldı. İkinci oyun başladı. Her zar atıl- dıkça söylenmeler, yalvarmalar işiti- liyordu. Beyaz ceketli garson Tel ça buk hararet basan oyunculara su, kah- ve, gazoz yetiştiriyor, Sizatelarnı ya Bazı oyuncular ok ni rıda çok asabi oynuyor: Yaşlıca bir müsabık yanı sokak ilme bi- rak iki mars ezel da Bay Niyazi Erim. kira delinen karşısma, dü- i iki a rine giderek im den çi şiri m karşrlaşı Mi dâ çok eni yordu. İki ai aş olan Bay Baki ku- Jakları ve il aran arkadaşmm aklarnm u - şiddetle kulaklarile yüzüne parm: cunu ii sonra Hi m ai u su - retle arkadaşmı llkiine yordu. İyi bir zar gelince de bl alda kiri söylüyerl yun m ettikçe çekenler olü- yordu. ida bari ki oyuncu ile ağır işiten ve e dilsiz Bay Hüse: kö akla oyun- in Hakkı, cu ile rakibi Yaa Kulağı ağır ii u bir ara- ğ istedise de ten meşhur sözdür: “Eğe ti eserse mısraı berces- te kâfidir: — Yenilerden kimleri beğeniyor - e sm ce - alcderden yalnız: wv: im gödçilerine Tenirref irrefik Ah- met Nuri'nin trajedilerine bayılırım. Ötekiler! ekün Yer amma Ziya Gökalp'm, paşa- eri. — Şey Pardön,-Ziya edon, Ziya paşa diyecek) * — Ziya paşa m andır. — Öyle ise onlardan Akâgündüz'ü 'ahri daima benim , ötekilere nisbetle Halitte öyle erişilmez bir de- rinlik, öyle wuhi problemler ve sonra öyle tahayyül ve birazda sirri mucize valörileri vardır ki hani yok , insan onu künt kendisini ulvi bir "televizyon ile verai bir başka âlemin a ilâh mahlükların - dan birisile konuşuyor zanneder. cümle ile hüli ee yla Halit pe oyevski yahut Andre ger rn dır. — a Rae için ne düşünüyor- Bugünküler... Başta ben, yani bu fakir olmak üzere biz bugünküle- rin edebiyatta ne eğe şu şii- rimden anlıyabilirsi Neri, Fazıl'ın en dok beğendiği şii- yadur. Bikem enginde sandal, Kalbim göklerde mandal. Ufuklarda bulutlar Yığın, yığın eN Kalbim Sa > Ruhum sırlı bir ayna. Gel de monşer karşı: eği Ben çalayım, sen oyna. pere yapan: Osman Cemal kek a emret; bira getirt! Kadınlar, tepsile gerisin geri çıkarken patron madam bir daha göründü. (Ne vağ?) diye soru - yordu. Artin ayni sözü onada tekrarladı. Ebe: — Virzind... Nu som midi, İs- teyoğsunuz dejöne? Komande e - deyim Braseri Viyenuazda Derken Artin birdaha atıldı: — Nayn!.. No!.. Ohi ma şeri! Dejönemizi alıp burâya ge Altık bir saniyelik pasyansımız kalmadı. İnayet buyurup otorize et; puletler, dendonlar, fezanlar ka; a buraya teşrif eylesinler: madam, bir kaha ata rak üheniin çenesini okşadı: Sen ne m bir tip, mayn inge - niyor!.. Ve salondan çıkıp kapıyı çek- — r keri!.. “ Yosmalara, birer birer arzı en- Arkasında kolsuz ve yakası de kolte bir mavi fistan vardı. Tat - sız tuzsuz toylardan demesinler diye ğe ki gülüyordu. Evvel rai rami sonra da ei (Bonzur! diyerek elini ii silik” - nın ucunu değdirip çekildi. Piya nonun. yanmda, kuytuya düsmüs bir sandalyeye ilişti. Artin, Dânâ'nm kulağma ağ kapı aaşöısındaki şapkacınır atölye çıraklarındandır. Ustasın altmış altıya bağlayıncas, tükkân dan böyle kaçamak eder: hava- hal ke sevinç ni yerinden kâlk- eş kalmıştı. ri bunlar da pe bitirebildi - ler. Galipler DE yarın “akşani tekrar karşılaşa: Oyuncuların talihleri yardımcı ol sun La ekta Ragıp önen pilin müsabakamız :| Aksarayda yapılacaktır Aksaray, mii Mimar Sinan, | KIT kütü) ga, Etye-| lıdırlar, Horhor, Sofular, Lâleli mez, Koska,Haseki, Cerrahpaşa, Da- vutpaşa, Tavşantaşı taraflı sabakamıza r. kıraathanesinde yapacaklardır. Veznecilerdeki üçüncü müsabaka * mız biter bitmez dördüncü müsaba - kamız burada başlı ıyacaktır. Onun için bakin a Vi istiyenlerden henüz ka; armı yaptırmamış olarlar bir iki gün iii ba alan Kile i VA- sibel | sında pervaze kanat alıştırır A nasının kızıdır. Canın çektiyse > bileğine elini; al, yanma o Esseyid. cevabı geveledi; — Bizim sıska vi bir göm lek harlıcası... Geç Fikrini, lâf dn diye söylü - yordu Onun zihni orada mı ki? Angeliki'sinde; ne zaman çıka velecek dive beklemede . Kapı bir daha aralandı. İçeri giren cüsseler, gittikçe me ve genişlemede... Bu seferki o; Yazan: el Muhtar Atus BİRER DEER 89 EEE | (Atalar sözün boylu, balık” eti, sarı saçlı, ve kolları kâmilen ciplaldai Misafirleri görünce surctı döns dü. Kaşları birbirine çatıştı. Du - daklarını kıpırdatmadan el sıktı. Pencerelerden birine yaklaşıp i - nik ıstoru yandan araladı... Gözü . kakta ği gene kulağına yanaştı? u da civcivin pligleşmii dir. Heanipiendiz İl arm ee gözlerin inzal Ş; tenin blandarjanlığı ve kol ların bılıklığı sirf kendinindiz, iğ Dânâ, aklı başka LE se lâf va > cevabı v hem yediyi eli geçe ii yi de dondurma kutusu gibi buz yahu!.. Odaya girince Keşiş dağı buraya gelmiş sandım. Sıcak tuğla varsa e ver; trıma sokayım: vi kesmeyim! > Dışarı Ebe a sesi geliyordu; g — Alzo, alon, antrel.. Gir sas ae 4 u sesin karşılığı da şöyle ak biri a — Mam üsaade et, ipek Kraar bel ge tutmoor! Anahtar deliğinden, salonda- ki ile eye sesleniyordu: — ak bir epengl « yi ar Gb ından, al madamın hid in “lek çıkışları iye ka- rışıyordu: — Porka Mâdöuna ” di delilik an ek boz. ma, orda biğ ekse vağ! Kapı, birden İL kadar da- yandı. Bir atlıhasaş, i içeri öyle bizj dalış daldı mar ca oynuyor da köşe kapacak. (Manasparov ye ieyieni di- yerek mühendise ken kanapeyi dol iğ kalıplı kıya- fetli sakallıyı giipeni ileri ons dan Yer döndü ve tokayı ettiz. İmişsiniz mon nel Kapı Ti seyreden çırpmıyordu: , — Me, me, me!...Nom dö de, de, del. Me söyle ekselans, söyle paşal, rtin, koltuğun üstüne çıkı kollarını yanlarına vuruyordu 4 — Helbet Horozyanım ve ho- roz gibi de işte kanat çırpooı Biz değil, sen safa gelmişsin vuğum; benim güzel rine a legornum, koşinşinim Bu yeni gelen, Hace nm eli sıkarken var ku m, > ök emişti. D. â oğunuyorken Artin'le tokalaş- ve onu da avaz avaz bağırttı: cağızım kökünden gitti. Cihan pehlivanı çip si olmuşsun be İcadiye - a lim ie iyelinin ye ve Sl l iline gelince: G yıldız lıyacak kadar isa yl e ve gözler. Kirpiklerde kuyruklu si