22 11, KANUN 1936 rayı hazırlıyor, üst katta, karısı ökçelerini döşemeye vurarak oda- smda dolaşıyordu. * . Parvis bu gürültülerle bera - ber, dışarıda . gidecek, bir daha gelmiyecekii. Niçin mi? İşte bunu anlatmak biraz güç. Yaşı elliyi bulmuştu. - Kuvvetli, sıhhatli bir adamdı. Fa- kat evinden hiç de memnun de - gildi. Bir çok yıllardanberi karı- a da pek ihtimal rısınm ber gün bir Bülkük istemişse de mu - bir geçinmemektir sürüp gidiyor- du. Bu akşam yemekte de ayni hal! © Eğer gitmekten vaz geçse, yarm da böyle olacağı yüzde yüz. Öyle . İse gitmeli. Karar bu karar. Ka - “ rısma dedi ki: — Mühim bir iş için çağırıl - , dım. Yarın Ruana gideceğim. Ne zaman 1 sl de belli değil. ji karısı bu sözdeki gizli ib anlamadı, hayırlı bir se » © yahattetnenni etti Parvis etrafı - na son bir göz gezdir. vi Bavulu - nu aldı. Evden çıkarak doğruca istasyona gitti. Aldığı ÇR Paris zere idi. De - di telgrafmı üm m acildi goki iyi etmişsi i halde e çilem ie daşım Süji'ye gidiyordum. Geldi- gin çok iyi oldu. Seninle güzel bir gün geçireceğim. Fakat perşem - , beden evvel Parise ne diye gel - din? Parvis ara sma Paris'e gelir, yelesi Diğ bu kadmla buluşur , giriyordu. zevki tamamlamak - için sor © — Kl yemek yeyeceğiz de- gil mi? — Ne k ki hizmetçiye yol — verdini. Eber. Me daha ön- —ceden bilmiş olsaydım. Şimdi ha- zırlamak da geç olur. Treni ka - çırırsn. — Treni düşünme bu gece Pa - riste kalacağım. Hahahat kimde? nüyordu. Kendisinin ömründe sev günü, dan anarak iie onun için pek mes'ut geçti. Otelde rahat edi - yor, dilediği gibi geziyor, karşı -| zar) sında karısının çatık yüzünü gör- yordu. Fakat, bu birlikte bulun - maların bu genç, boşanmış kadın- la aralarında olan bağları daha ziyade sıklaştmacağından ” pek emin değildi. Bir gün telefonda konuştuklarını işittiği zaman bu zayıf emniyeti büsbü - tün söndü. Kadın telefonda şun - ları söylüyordu: ayım? Kabahat ben - in mi? Herif hâlâ burada; Ne za- an gideceği de belli değil, Val - Taki çıldıracağım. Parvis bide işitince cunı si- kıldı. Bu saadetin pek geçici bir şey olduğunu anlamıştı. Şimdi e- vini düşünmeye başladı. Acaba o- nun için ne düşünüyorlardı? Ka - rısı bu yalnızlığa alışabildi mi? Bütün bunları merak ediyordu. Parise gelirken bir daha dönmi » kğ halde bir kaç haftalık ayrılığın karısı üzerinde oldukça büyük bir tesir yapacağından emindi, yine kimseye bir şey söylemeden trene bindi. Küçük bavulu elinde oldu- Şu halde evinin yolunu tuttu, Ka- pı önüne geldi. Meydanda kim - seler yoktu. Bahçeyi geçti. Üç ba- e ise ii ork. kon: iszo'in kilise için bes - n) telediği eler Koro Erganun ve ork. 23,15 — tuşma, 23,25 — Aralık. 23,35 — 5 Zamarsal'in cazi. ERLİN 6.7 m. — 19 akşam konseri. (Frankfürtten) 20,45 konuşm. 21,25 ekri konser. 23 ii D JE RADYO PROGRAMI — ISTANBUL 1600 m. if muziki (plak). 19 — beder ei — muhtelif plaklar, 20 — iz Saa gal a pi erlek. 18,30 — Esperanto dersleri. 20 — konuşma. 20,20 Edm. Eyslerin e- seri, 2 tenor, Ge am bestekâr. 21 — 1,30 gece konseri ve dans. B RI 5 m. — Meği kons. 20.15 plak. 20,55 hab. 21,15 org. ve vi- yolongel Sl (Bach, iyii Reger) e şan kons. (Harn, Arne, Sullivan, Schubert. Benli) 22,30 a 22,45 e kons. hab. ve konserin deva. BUDAPEŞTE 550.5 m. —i8 Aske. akşamı, Li ee 24, 20 dans mü- ziği, 1,05 bebe PARİS e m, — e ke - man kons. 02,30 21,38 —— 2 ko- LA 420,8 m. — 18 Auğusteum- dan senfonik konseri ii b.) 19,50 hab. 21, 3S Skala di nakil retti'nin operası #Lucla, di ki günkü sayıfalarımızda.) Şu halde (dağ) — (ağadağ) — (ağ -- ad -- ağ) yüksekliğin mu- ayyen ve kat'i bir sahada tecelli - si demek olur, Bunun (tay) şek - li de vardır. (Altay) sözünde Di “ duğu gibi. Burada (.. 4-1) unsu ru şümül ve çok yükseklik ifade e- — Ea gok yüksek dağ de 2 e Yozgat, Manavgat) isimlerinde de hep bu mana var- dır. (Gat, Kat, Kada, Kede, Ku - day, Sümerce (Gudea), farsça (Huda), Hint - Avrupa dillerin - de (Gott, Gat) hepsi bizim (a - gat) ana kökümüzden üremiş hep- si önce Türkler tarafından talâf - fuz olunmuş mabut adıdır. Etimo- lojik analiz daha kolay anlaşılır: Sümerce: Kut —uğ- ukytut—. Farsça: rsça : Huda — uğ --uh --ut-j-ağ Am vok Aradaki farklar ka i unsurda (a, u, 0) ie Dohü: Lamermoor,, im Evde bir takım < değişiklik! vardı. Meselâ hiç de — sevmediği, kaldırıp bir tarafa “attığı bir in - 2 nci unsurda vokal ile birlikte te e, h, k) farkı, giliz resmini yine yerine asmışlar- ae radyon trafı eml hdr, kusu gi liyordu. O, bunlardan o kadar tik sinirdi beşi na girdi. Yemek Sessi Gülak adil mk önünde d T sl Çarşamba | Perkembe güncü unsurda (t, d) far am e e e ia AN SE — (Huda) kr dör - in böl UR e düncü bir (. -g ruile (Ku- hamân 6,15 616 day) da (. > unsuru fazlalığı DER 1225 1225 İlk üç farkım hiç bir kıymeti eli namazı aş e yoktur. Biribirinin aynı harfler - Yatsı namazı 184 1849 dir. Dötdüncüdeki (. -- &) ile Ve > onun variyantı olan (. -- y) önem 344 343 lidir, Kelime anlamını bir süjeye vererek Tanrılık zatmı ifade ede > İçerisini seyrediyordu. Karısı sa başmda oturuyordu. Müked- dei duracak yerde memnun görü- mediği, ağzına koymadığı bir Sı - ğ uğunu yeyor, radyoyu din- liyordu. Ötede bir koltuk üstünde büzülmüş bir kedi yatıyordu. Ah bu kedi! O bunu eve sokmamak için bütün mukaddes şeyler üze - rine yemin etmişti. Demek ki şim- di onun nefret ettiği şeyler eve hâkim olmuştu. Fena halde sinir- lendi. ei kapıyı açtı. Karı sı yerinden kalktı, kedi koltuktan ami yemek masasının altı - na saklandı. ni beklemiyordum ; gele - ceğini bildirmemişti in! Karısının bu sözü ne kadar s0- guktu. O imi şeyler bekliyor - du. Adeta hir mehdi gibi karşıla" nacağını ummuştu. Hizmetçi ka - dın onu görünce: — Ay, siz misiniz? Gözlerime inanamıyorum. Öyle ise odanız - daki hoşunuza Mn şeyleri re Dem Artik yur 0) ki onun mev - cudiyeti herkese bir sıkıntı olu - yor, evin hürriyetini bozuyordü. Karısı bu yalnızlığa pek güzel a - lışmıştı. Fakat o da otelde yalnız- ken ne kadar mes'uttu. O halde yine anlamak kabil olamıyordu. Kim kimi rahatsız €-| diyor? Kabahat kimde? ve kelimeyi ein isimlen » dirir, (Kat) biçiminde ei ri (Kad—un, Kad—rul, Ki sa) Kadün sözünü ir eladün) diye kullanırlar.,, Bay Tankut (ad) bahsini biti - rirken buna dayanan köy isimleri- ni sayıyor: (Dara, Darayı, Daragun; rahir, Darakl, Darahini) bular da ana köjimenin (Dara) o nu söyliyerek anliz ağ ) (2) (3) ğ a (1) ad — ateş anlamını da tem sil eden unsurdur. (2) ar - onun herhangi bir sa- hada bir obje üzerinde belirip ka- rar kıldığını gösterir ek. 3) ağ — ek olarak bu mana - nın tayin ve deni edilmesi ve i - simlendirilme; öre (Da) die hara- sahada de (keçi tekesi) olduğu igib (ea) 20-1- Hizalarında yıldız işaretli olanlar, üze, rinde muamele görenlerdir, Rakamlar saat 12 de kapanış satış fiyatlarınır. PARALAR * 632 « (4 Viyana M— #* Nevyark o 195 — | #Madrid vi * Paris 187.— | #Beriin 42, #Milâno (oo 155 — |#Varşova (O B4— 88, — | * Budapeşte * 25 — * Alina 4 » | * Bükreş 8- Cenevre (o 813.— |* Dai Sofya 2 - | #Yokohama Bi - Amsterdam 88. M6 - *Prağ 96 — 42 *s m (OB2 — ' * Banknot 28 — ÇEKLER |*Viyana o 494 Nevyork o 079ö9| * Madrid 58193 # Paris 1208 | *Berlin 19163 Milâno 9 0487) * Varşov: 9995 # Brüksel 47008) * Budapeşte 48049 * Atina BA li * Bü * 108 2620 # Cenevre gali) d 846275 Sofya Yokohama 27456 * Amsterdam LEE vi » * Prağ 81182 ESHAM İş Bankası (960) Tramvay v0) * Anadolu 2240) * Çimento 1045 Reji 2125) Ünyon De, 000 Şir. Hayriy 10000). Şark Del 000 Merkez Bank&0 50 v0) . Sigorta 00İ Şark m. ecza 0 Ponomontı o 800' Telefon İstikrazi Tahviller *1933'T.Bor.I 2505) Elektrik 0000 & ww II 200) Tramvay 31 “— 1 2120) Rıhüm 1400 İstik.Dahill 1 9900/* Anadolu 1 İstik. 9600/# Anadolu li 4190 1928 A M 1000) Anadolu 140 00 meb 4570 k k 8 yani (ank) Tanrınm da bir ismi dir. Bu Tanrı keçi İeikiedir. (Ank) feyz ve bereke"'n, suların kr (Darahan) ateş Allahı - Bu Türk kelimesini bir Pars e YEN DiL YAZILARI Güneş - Dil teorisine göre tecrübeler ği (Baş tarafları dünkü ve evvel | Tankut bunun da analizini y (4) (2) “ t Dara — e de zad-a “(Ya ana kök; lük, yükseklik, kuvvet kudreti dirir, (2) ad — yine kök; bu kul ve bur GN vüyül .| ge tesi iş — te all edendi sıfatların skar gösterir oğ — isi rmek. Böylece teline deil çe olduğu anlaşılır. Ferhengi yok (Dara) kt mesinin bir mabut, yıldırım, İ işin (Gadir, Gatik, İğdir, Al Ahatlar) sonra bunlardan İ rine par bu tipteki sayıyor: hin analizini yapıyor: ij (1) <2) (3) a Gadir — ağ - ad 4 ağ 4! kimi —igsid-iğ tf “ (1) ağ — kök; su v1 dadır. (2) ad — sie objede bul olduğunu yani su mefhumunül! MUŞ uğ ifade eder ek. | 3 s- kendinde miley objenin ifadesi, (4)ir — V.srj ek, anl süje veya objeye Sali ve ti bir sahada ei ve teayyüi nü, oluşunu gös! halde a; yani ( dir) büyük küvvetli bir suya kın bir sahada takarrürü ve reketi demektir ki her iki hösl simde öyle bir hal ve vaziyet # ii ret eder. Birincide nehir, izine göl vardır. (Agadir) Fas 5 kayi rında bir limandır. CEigadlir! ve büyük su demektir l Dil kurumü başkan Gediği analiz altına a ! Min Fiz. “İgdirde son unsur (ir) burada (iz) dir ki obje ile © a geniş bir sahadaki * gösterir. Gedizde su dahâ kuvvetli ve hareketlidir.,, d€ ten sonra (Ud, ut), (Ad, at)” simleri gösteriyor: “Mut, mutlu, Kadamut V€ i rap © yarımadasında Hadrö sb türkçede baht, talih in er. Sümercede feyz ve veren Tanrının bir vasfıdır, #5 zi de şudur » g it gk üm * (0 ügi — “kök; asıl esi dirir. (2) um zekjen yakın $ yı, taayyün sahasını, egoyu ” E e olunca yaratan mi yaratanın yani rengi demektir. hükümdarı kendine ad edinmiş - tir. Bu sebeple Bay Hasan Reşit