. 'İ HÜNLER | MEREREEEERE EEE Bölem - 32 EE Hermanarich bütün ordusunu topladı Hünlerin gelişi bu bağla vali ve alil ve olduğunu şu suretle izah e #lardı. Mi Goth krallarından Fili mer Sitler (Sıythes) memleketin koğmuş yerleşmesinden de korkunç bir ta üklar vücude gelmiş ti ki, işte Hünler bunlardan ibaret idi. O halde bu Hünlerin şimdi ge lerek Gothslardan annelerinin es di intikamını almalarını tabii bul mak lâzımgelirdi. Hünleri uzaktan görenler onla rın kiyafetleri hakkımda türlü Fi vayetler icad ediyorlardı. Bazıla” rr bunları ağaç kütüğüne benze * tiyorlardı. Yalnız bu kütüğün baş tarafında iki delik vardı. Bu da gözleri idi. Hermanarich bütün ordusu; topladı. Kendine tabi olan kabile leri de'çağırdı. Ve umumi kuman danlığı bizzat kendisi aldı. ihti na rağmen at üzerinde dim dik duruyordu. Ve yeis içinde olan e cesaret o vermeğe çalışıy: ili ve bu ne ie gitti. Hünler daha de Gothların ye İl Hain e kendisi de kaçanlar ara ağa mecbur oldu. Ye ni ai Alek ilk defa olarak haya tında mağlüp olmuştu. Sel 1 MAĞ Tübiyetin acısma dayanamıyarak kendi kılıcı ile kendi göksünü de lerek intihar etmişti kuvvetleri topladılar. Hermana * richin oğlu Vitemir Hünlere Şi yeni bir harp açtı. F mağlüp oldu ve bu mağlübiyet te yine kralın hayatma mal oldu. Şimdi artık Amales kral aile sinden hayatta olarak yalnız bir küçük çoc! lıyordu. Bunun & tr Widerik idi. Kralın vezirlerinden Sapha T# ve Alatehöe isminde iki nü * ulu adam vardı. Bunlar kral & » Bunlar bu suretle x — kilmekk kendilerini Borysthe: sularmınmuhafaza edeceğini zan nediyorl&dr. Bu nehrin suları ga yet süratlıaktığı ve geniş olduğu için Hünlein buradan geçemiye" ceklerini orlardı. Halbu Mta daha araba amışlardı ki, Hün lerin ilk kaileleri sahilde pey * da olmuşlardı. Biraz sonra bunla” rın suya atıldıkları, yüzerek neh | ? ri geçtikleri görülmüştü. Diğer sa| hile gelir gelmez sudan silkinerek ellerine derhal oklarmı almışlar e yeniden Hücumlara geçmişler di. Anlaşılıyordu ki, Gothlar dün yanm öbür ucuna kadar gitseler Hünlerin kendilerinin aşi bırakmıyacaklardı. den kurtuluş yoktu. O alla vk bütün gururları bir tarafa bıraka rak sulh istemekten başka çare kalmıyordu. Kra Vi naipleri meyusane buna kar vermişlerdi. Hünlerin karar * sr m gitmişlerdi. Bu em rgâh bi lerce arabanmn den müteşekkil vi se idi İ bütün çadırlar ve sü rüler bu dairenin ortasında bulu * nuyordu. Nihayet bunları Hün impara * torunun adamları aldı, reisleri * nin yanma götürdü. Hünlerin Tan jusu Balamir bunları dinledi, Sulh tekliflerini kabul etti. Saphral ile Alath& çadırdan. gıktıkları zaman rin ordularına iltihak ediyordu. Diğer Alenler ve Mongollar gibi gnlar da talihlerini Hünlerin ida pm a | zınızı nn Tükürüğü ağzı ıza düşi Arkadaşın biri alaya. — Geçen akşam ti; tim. Eve dönüp yattım ve çok — na rüyalar gördüm. — a selimi bir kere daha gitmişim. Yüz yerine ağız Herze vekillerden biri meşhur Molla Cami yi müracaat ederek bir i, bunun tabiri- ni rica etmiş: © — Rüyamda Hızır Ge eğ lâmı gördüm. Ben ağzu O içerisine tükürdü. li İmei manası nedir?,, Demiş, Molla Cami şu cevabı vermiş: , siz yanılıyorsunuz. ER Aleyhisselâm senin yüzük - tükürmek istemiş. Nasılsa 8iz ağ Kadın aklı Bir köylü ölürken karısına va" siyet ediyordu: KURUN 171. KÂNUN 1395 4 “Ulus,, un dil yazıları v.— O, OL mdiki şivemizde EMİRE bir olan üçüncü bir şahsı, hem de u - zakta olan bir süje veya objeyi yersel eek Bu sö eski metinle rülen dail gel li (ol) dur. Sondaki (.) mala kullanıla aşmarak düşmüştür. Kelimenin aslı böyle olmak iktiza eder. (1) erde gö oL. (O) sözünün etimolojik şekli ni yazalım: a) (2 ve Oğ: Ana köktür. Güneşi ve an çıkan “Allah, sahip, esas, elendi” mefhumlarını ve bunların yerini tutabilen herhangi bir ob- jeyi veya süjeyi anlatır. (2) Ol: (. 4-1) ; ektir. Dahil ol- duğu mefhumdan çok uzak, ayrı, müphem, belirsiz, ide bir sa- ayini” mk veya objeyi ve bunun- lam un münasebetini gös - ita ire ol — Oğol — ol > 0): Söz söyliyenin kendisini gösteren mıntakadan çok uzak, ayrı, belir- siz bir süjeyi umumi ve müphem bir şekilde anlatmağa yarıyan bir sözdür. “Bindal sonra Ostrogothslar Hün ler nereye sevkederlerse oraya gi decekler, kimlere karşı harp için endilerine emir verirlerse onlar ile harp ns Hattâ Osto gothslar ile ayni ırktan kardeş ka bileler çet isigothalara karşı bile silâh kullanacaklardı. Balamir iktidar ri ynaşki kilerek yerini Mundzut ği vakıt Hünler ta m (Don) nehrine kadar olan geniş kıtaları geçmişlerdi ve bütün uzun mesafede şimdiye kadar hiç bir a uğramamışlardı. Bu a kadar elde ettikleri muvaf kiye Hünlere daha büyük te üsler: şmek cesaretini ve iyi air ve stanbulu fet etmek fikri bu yeni Hünler teşkil ediyordu. Geçtikleri yerlerde mağ lâp olan kabilelerin, milletlerin aktederek kendilerine iltihak et meleri kuvvetlerini ve ümitlerini artırıyordu. Hünler (Balamir) in idaresi al narie) yi mağlüp AM Vizizot lar iptida aKrpat dağlarma çekil meğe mecbur oldu. Gr Tu nanın sol sahilinde mevki tuttu - lar. Artık burada Roma orduları ile nee bulunuyorlardı. ir kısmı daha ev Be huriye < olmuşlardı. Bun lar Tunayı geçerek Romalılara iltica ettiler. Geri kalanlar Hün * ler tarafından imha ve esir edildi ler. Yalnız (Balamir) in muzaf * fer olduğu bir sırada Vizigot esir eri arasından çıkan bir e bir denbire üzerine hücum etti, balta ile altını yarmak sre Bike nim bir atım ile bir de köpeğim vardır. Ben öldükten sonra atımı la mak, dövünmek günleri geçtikten sonra kadın at ile köpeği pazara ötürdü. Ata iki yüz elli ira REY diler, fâkat kimse köpeği ayi iyordu. Kadın alıcıya e: — Ben ikisini birden satarım. İstersen at için yüz kuruş ver; fa- kat köpeği yüz liradan aşağıya satamam! Bu pazarlık alıcının işine gel- di. Kadın köpeğin parası lirayı, kocasının vasiyeti üzerine cebine indirdi. At için verilen yüz ku ağı Ağlıyanların sesi Hırsızın biri geceleyin bir eve girmiş. Birçok eş. biri gece vakti böyle sokak süpür. menin ei sorunca hırsız şaşkınlı — Bu e bugün biri öldü, o- nun için süpürüyorum,, demiş. Bunun üzerine: — Haniya evin içinden hiçbir ses gelmiyor. Ağlaşma gibi bir sey duyulmıyor?,, diye sualini tekrar edince hırsız bu — Ağlıyanlı ben git - #kten sonra işitilir!,, cevabını vermiş. Not? 5 ne bugünkü (0) şeklini analiz e - dersek etimolojik formül; (2) (CE iğ gar Li alde 0) ğ: Kök Mi “Allah, esas, ii ANEL, mefhumlarmı anlatır. (2) Oğ: Ek m Ski ma- nasını tesbit ve ifade &y halde (Oğ ğe oğrudan doğruya asagi lenin gelmek lâzım gelir. Pek eski Totem devirlerinde hehüz şahısları biribirinden ayır dedemiyen ve kendi varlığiyle To- temin iki bir tutan ilkel in sanları hsı ye ak, bütün Mai bir siyle meyli çalt deil de, (ben, sen, o) “Allah, silik adin a an- lamlarma gelen tek bir “eğ” veya “oğ” ana kökiyle anlatmağa çalış- mış olmaları tabiidir. (2) Sonra- ları şahısları ayırdedebilen Türk, kendinden dışarda ve . uzakta olan fertleri, müphem © unumi bir e anlatmak ii için “o e şümul ve umumiyet pri “L” ekini katmış, böylece “ol” sö- zü kurulmuştur. yel ie ÖK Not İyonya ve Do- rid gibi vi ii: “tehiçelerinde ü çüncü şahıs zamiri, tıpkı Türkçe- de olduğu gibi, bir (o) dan ibaret tir. Bu (o) biraz uzun okunur, Bu uzun okunma, (oğ) şekliyle gös- terilebilir. Yeni rumcada bu (0ğ), (tos) ge irilerek ((â kendisi) manasına (aftos) şekli yapılmıştır. Tamamiyle bu (oğ) un ayni İl .. . : . .. 'Güneş-Dil teorisine göre Türkçede şahıs gösteren sözlerin analizi 11(. “O, ol, ok, ök, aftos, hüve,il, elle,, sözleriyle “ol | ($ mak), tabirinin etimoloji, morfoloji, fonetik ve semantik bakımından analızi rak Türkçede (ok) sözü vrdir, “ben kendim söyliyeyim, ben de söyliyeyim” diye tercüme ediyor. Demek ki (ok) sözü “öyle, böyle” gibi müphem bir “ö Mai kendilik” rir. (3) “Profesör Marr, si imei e ir e 3 a © herhangi herhangi bir şey” diye aolatna tadır. |. manası Divanü Lügt-it-Türk'te kelime Y (ök) diye kaydedilerek “öz” ile bir gösteriliyor. Profesör Maar, Gürcü dilinde üçüncü şahre zamiri olan “ığı” nın da bu “ok” la münasebetini kay» dediyor ki * “eğ, oğ, IĞ ren “Gün önceden bir tanık vermiş demek- tir. (5) Bu izahlardan sonra, Bi biz, rini doğruya şahıs SA ğına kolay * lıkla hükmedebi « “Güneş - Dir teorisinin “İlk insanlar bütün bu maddi ve “fikri varlıkları güneşe verdikle - “ri isim ile anlatırlardı. Sonraları “kendilerini ve “ben — ego” mef- “dir.” (6 Yolundaki hükmü de, “eğ, iğ..” ana köklerine “güneş” ve ondan çıkan mefhumlardan “Allah, sa - olduğunu gösterir. ÜVE da a üçün a Not: 3 — Farscada cü şahıs zamiri Ri Türkçedeki gibi (o) dur. Eg de (o) nunmı ir, Romen dillerindeki ie zamirleri ile sir (0) nun (ol) şekli de hep bi: DAMAK ei bir şekli manadan ziyade anlamları ve - v5 zi Gİ) ve — (OD sözünün bugün: “ kü —— (olmal) ile anlatılan mağraspida, da yine bu umumilik, a yet müphem biz oluş ifade eder. Yam (ol) denince tam bir ma- na bile se ala (Şöyle ol, böyle oi). bi o sözle ta - mamlanması be de Hatıra. — to un mb manasın- da ana kök olan (oğ) güneşin de- 5 lâlet ettiği mefhumlardan “hare- ket” anlamı ve (Oğ - hareketin müphem, umumi, ge- (Lütfen Sayıfayı çeviriniz),