R il hu be Pi p 6 k bi hisehderek' im dan çıktı ve konuşmanm neticesi ni kızı Leylâya. tmağa gitti Babası gerçi biraz hiddetlenmiş, “biraz lenmişti, fakat sonun - 'da muvafakat edeceğinde şüph zn Leylânn neş'esi kaçtı. rdeşlerinin yüzü buruştu. Bi saat sonra Ba; şeye çıkarak — Yarın Ma alepeye gidiyorum! - Bay Kâzım ailesini “Yısı Ri ya $ Bu kış, ğine ye 7 “ yazlık köş KURUN rseklerini — Mühim İnak konuşmak i is tiyorum, kimmiş di Kadın bir lâh- za bekledikten sonra kapıyı a ir ve parmaklarının ucuna basa - rak yürüdü — Neye e karı anlıkta oturuyor - sun? he sigara dumanma Br eği Ayağa a kalkarak vr $ iye t.. Ve karısma hiddetle b: yorsun. Hem saçlarını bu kılığa) yaşam: sokmaktan utanmıyor musun? nmıy: eye dudakları titredi. Hâ-| y zardı. Fakat zına bakmıyar ör — Dinle beni! İri kim ge - lecek? Biliyor mus — Ha — Genç avuk cat. Hani anası ge- ereği gelmişti de kızını N na istemiş, ben de “hayır” deme - miştim. iştim. — Demek, evet, demiştin — Daha iyi bir damat bekliye. mezdim — Kızın da bu gençten hoşla - or m enlemi a ağır ağır, acı acı SÖy - — Birdenbire sesi yüksel - € ki aysız Kızım bu genci sevmeğe cü etti. Sen de farkma varmadı. Belki de mek- tplaşyonlrd. Ve sen yine far - a ağız yüzünü e ellerile isi tü ve bir koluğa atılarak hıçkır: hıçkıra ağla Erkek ld Kurşun 8; gile göğsüne düşmüş, bütün ir gını ilfihaplaşmış ii yara wi madığ 1yor, kim ii yor, fakat bu hiddet buhranlârma endi sonra böyle kızmakta mardı. Bu yaam insafsızlıktı.. Karışma bakarak: ri , — Celile, dedi, sinirlerim yine ii bu meseleyi sonra konu - Şekile gözlerini silerek oda - ayrılmak ie anladı. Ka- a ilim ne yapacaksın? Sonra o lm ha ni Sim mesele. Gitme - sen daha iyi olm. Kâzım ee bile vermedi. Fa. et bak. Hepsi dehşet içinde titriyen birer esirden farksız! ay Kâzım ertesi n den Maltepeye gitti. Burada bir kü vardr. Babasi da, büyük bübadi da, hayatlarınm e hiivük kısmını burada geçirmişler- di Köşke va sonra kendi kendine sordu: — Nasıl, yaptığını beğeniyor la! defoldukun fe için memnun... Hepsi e gin korkup titriyor, 111. KANUN 1935 -İ laşarak okşadı ve sordu: ukla *İ raber gidelim Bun - ib Dir ör ada rahat rahat yaşıya' dem Ö.R. ni —— “Köşkte yalnızdı. Fakat sinir - lerinin daha yatışmış o Ol u issetti, Burada kendi kendine ka- lir, kendini ölçüp tartar, vicdanını rahat rahat dinlerdi. Artık bu he- sabın yapılması ve bir karar ve - rip mesi lâzım geliyordu. ira geri gibi önüne serecek, b hâkim gibi ire edecekti. De - iği gibi yapi mazisini gözönüne ayatmın kırk beşinci Rl kle çok iyi, çok uslu ve rahattı. bi > f İr bir koca idi, Çocuklarma tapı - nan bir baba idi. Aklı başında, De saplı bir iş adamı idi. Da mra yaşamak zevkinin iç ruma- fa başladığını hissetti Sinirleri yüzünden ektirmediği eziyet yoktu. Geni karşı Men h yuhran yüzünden kızı Ley. Mia sevincini alt üst gi evi * ni bırakıp müstakb m damadının yüzümü eee kurlar a ilen mpi e bir lee gibi tkr etti, ri yz lık ona babasını i Kendisi de Kardan e babam sinir buhranlı arın zlanırdı. li ŞE ye ilk gelene varmıştır. Ağaheysi bir gün evi bırakı pe koni si ise bütün karedslerinden eziyet çekmişti. Belki babası da bütün ailesini se du. Fakat ailesine bir cehennem ha - Kadıköy Halkevi- Sr lee müsaadesi ha yerde Daha yürüyemiyor. Bir yaratığır doğup büyümesine cek, güneş, hava ve lâzımsa yeni musikiyi i yaratacak duyğu, bilgi ve bütün bu müessir- lerin sağlıyacağı musiki terbiyesi öylece lâzımdır. Musikinin ilk önce sesten doğ- başlıyarak sağlanmasına çalışma- nın en kestirme yol olduğu kabu! edilmek lâzımgelir. Bu itibarla, ilk büyük koral konserini dün akşam veren Kadıköy Halkevi, a dili ve halkın sesiyle hal - erinliklerine işliyerek orada Kime) duygularla yeni musikinin gelişmesini sağlıyacak olan maziki terbiyesini vermeli yolundaki kestirmeyi bulmuş de- ktir. F mel Kadıköy Halkevinin başında bulunan C, ya Arseven bir ar ada- mıdır. Onu herkes bilir. O, nere- de bir ar eseri, nerede bir ar ha- vk Ki duyar; arar, bulur, O, nerede kendi gibi vi ar eser ve hareketi yara- tabilir bir arseven varsa bilir; 4 pacağı bir sg olursa onu alır işi başına geçi: Bardan bir yl önce! Halkevini Yazan :A.C. — “Sadi Beyi EEE çıktı, Ha: nımefendi.,, — “Nasil olur? Mümkün de - gili, Kadın, bu cümleyi üç defa tek- rarladı. Otelin kapıcısı da her de- ında omuzlarını m Sadi Beyin seyahatte * derek me Kadın bir ön da- ha dedi > “Pakat her halde yanılıyor» sunuz. Aradığım zat geçen günü Ankaradan gelen Otel kapıcısı, sabrı tükense bi- le vazife el nezaketini el- den bırakmamağa mecbur olan bir adam tavrile kadma şu ceva - 1 verdi: — “Evet Hanımefendi. Ben de Anka- kat, işte bakınız yolcu defterine: ün akşam seyahate çıktığı yazı olur?,, pa tekrar ettikten ni hiddet e kapıcının anından ayrıldı. e aşkı otelin holünde etrafma bakmadı Yei > m kapıcı artık başka yolcularla meş- m dü. O Sadi eğ daha doğrusu Ah- me arıyan genç kadın a Eni halledilmişti. karşısındaki adamın derdi ii ortak amasından ve pek ziyade lâkaydi rna yatı . 'Kkendısr gi Buhâ ia yi yi alktır ve dolaştı. Si nirleri epe; —— Bir, iki, üç gün böyle ie » Dördüncü gün; ea odasında karısile karşt - adıncağız sapsarıydı. Göz İsi korku ile ion Ona ya ek 58 a — Hepiniz iyi misi ım Ley Evlabidk. için verdiğin karara muvafakat ediyor ve şiarı rm ğe ri emi la te - menni ediyoru aray candan seven baban...,, — iyi er — Öğle ise istasyona kadar be- Kolkola gi girdiler ve yürüdüler. Celile rm yalvardı: ekrar eve gel, ba- gemızda lin — iz yalnız başına kal - — Ned — Kendi “derdimi kendim çe - eceğim. Ancak ir ai sizi e- ziyetten kurtarm n, An- uu sayede diet olabilirsi - NİZ a imkân mı vardı. Niçin masmlar. Paraları vardı. Odcekliri — ve ailenin bilime e göre bir faciası vardır. Kiminin faciası za- iniz? li seni de eve gö- hepsi de senden nefret edecek. zamla olduğu halde emi henüz bulunmıyan bir koral teş etmeği düşünmüştü. Şehir ta ği viyiz. üyelerinden mürekkep talebeleri- üreceğim! z 1 pi Karısına baktı. Pek mahzundu. sid iz vw kele — Evet, dedi, ben de Leylâ için mez bir azim ve ciddiyetle çalı- , z geri dönmek istiyordum. Fakat) şarak meydana getirdikleri bir a rum. ni” ir) eserdir. Bu a a“ vee vereceğim dar muvaffak olduklarını görmek e derhal yazıhanesinin önü -| i##çihar edilecek bir iştir. ne geçti, bir kaç satır karaladı ve e pa Barşal kasırma Marşa “Aziz v. Leylâ, anlatmıştım. Ben de im . meğe başladım. Ben öö çoc rımı kendimden nefret ettirecek : asi bütün bahtiyarlığı ona borçlu idi. Kendisind kı en ayrılırken: erak etme Kâzım, dedi. n biraz başmı dinle. Sonra tek- r kavuşuruz! Ayrıldılar, biyer Celile ıztırap içinde kıvranıy: , Kâzım yalı kald ıktan sonra aj - latan hir tavırla ri daha Dir ya yaklaştı: — “Bana bakar mısınız?,, Kapıcı, yine nezaketi ir bi- rakmıyara! ram Hanımefendi.,, — “Sadi Beyin nereye gittiğini söyliyebilir misiziniz? Kapıcı omuzlarını kaldırdı: — “Yazık ki hususta size yardım edemiyeceğim. Çünkü di Bey nereye gittiğini sö leme | di. Fakat, re efendi ihtimal ki bir kaç gün sonra geri gelecek Si ilkin odasını bırakm Bunu daha dama diniz zel O halde k a dai mektup tlân önül em Si ım bu sözleri söylerken ge- niş bir nefes aldı. Kapıcı arkası" na döndü, 72 numaralı Mi ait göze baktı ve en düşünceli bir tavurla kadına iki; “Bi Evet, öyle bir şey vardı. Fakat nereye İlam ölesi ge İs miniz ne idi, lütfen bir daha söy ler misiniz ıbüson sualini büyük bir eek içinde sordu. Kadın sv verdi: Ky et Sadi Beyin refikası Sami mim a a Ka kaşıdı. civarında lan ve kibar halk tarafından ziyaret edilen as- bir oletin kapıcısına böyle bir harekette bulunmak hiç yakışmaz. Ir. t, otel müşterilerinden dan sk Br e bir mek- lile başmı kaşıyarak gösterdiği nezaketsizlikten dolavı onu biraz mazur görmek lâzımdı. z zarf içinde idi. Yukarıki Taksim) Yu Kapıcı sözüne devamla © “Sadi Bey, refikası İçi ir bırakmıştı. Ne oldü 9 tup 7 Mektubu ben size W tim, Siz 1 72 numaralı göz€ Göprer Karşısındaki boy'ü" ul Der istiyormuş gibi i geri YE alalbuki şimdi 0 gözün” de yok.,, “Yok m Boy, kayi ei Büret di ve duvar rer tetkike adaş ektup, uzunca mark Li den 172 numaralı göz içinde kâğıt ne?,, apıcı 172 numaraya dol ; zandı ve o gözden uzun © bir. zart çıkardı. Üzerini ç “Ahmet Sadi Beyin re Samime yar — Affedel. niz Hanımefendi, küçük bir ” Ş zaman gözü boy” i nada kadını büyük bir alâka tetkik ediyordu. Oğlanm yüzü deki manalı pa eni bir <İmive icin 1. G uk zardı ve başımı EvirALDİ vi mime asabiyetinden haf vb sonra dedi ki: “ M başka bir yere gitmis. O ge ve kadar odasında ben ara ğım.,, — “Nasıl emrederseniz, Hafi, mefendi. Bavu'unuzu yuka çıkarsınlar. ra âmirane bir tavırla bakarak emretti: — “Al bavulları, Hanımefel yi a ar-,, 4 ı bunu söylerken 72 —2— mime aynanın önünde if maralı odahm an ahtarmı da bo! teslim e vaş yavaş yanı adım geriledi. Bu hareketinde ” nevi oynaklık vardı. i bir kadındı. © suretle meşgul olduktan sonra a döndü ve bir 5 E 8 3 5 EE 2 çi Si ükümleri çok hosa z şekilde idi. Gözlerinden silecek ateşin Biri Me ar kadar Vİ al yi vücude gel ia ayle USUTSUZ zelliğile yi hemen bir beğ sanılır ime hayatında ilk defa! larak valnız başma bir otel oi sında Kopek pire Bu hal ke sine ço rünüyordu. Şi kü hiç beklemediği b bir, andâ, e bir vaziyet karşısında hal (Arkası var) EE yoksulluktur, kimininki Kim gelirse gelsin, kim yalva Bu aralık ei önünden geç- o günahtır, kısaca “ezik ev yn bir) rırsa val , geri dönmiyecek| mekte olan ot el boy'larından (0) (1) Otellerde hizmet eden “genf İ hıç - ya yardır. Biz ve bütün ailesini bedbaht me birisini li e manı !Bu eilinLen Ci cekti. Ve Bay Közrm, sonuna ka-| o — a bak, dedi.,, Otelimi - / de yaşıyor ve bana bmv ge geç| dar, ailesinin düşmanını, ailesin -| zin ilin Sadi Beyi ha. ZEKAT VE PJERLNİZİ HAV lik miş bulunuyor. Babamın. ye çek -İ den uzak tuttu... ürliyor musun? Dün seyehate çık-| UMUNA VERİNİZ tiğini, bize ne çektirdiğini. sa: Ö. R. Doğrul İt1—, i PL ME li Gi ed? ili MN EM ak A ge Şa