a e ma 6 — KURUN 711. TEŞRİN 195 Çe Hikâyel Kediler, Kediler... Fakati) Bay Atap şehirden, şehirliler * e çekilmiş bir kır İmei olmak , Artak in gürültü pa” ii onu pek sıkıyordu. Bir kö şede kendi kafasını ni buji an uzal ili mak istiyordu. Köyde bir ev satın aldı, Bir köylü e yaşamağa baş- ladı. Yüze n eski dostlarına varlığından hiebir $ iz vermiyordu. Yıllar geçiyor, yavaş yavaş üze- rine ihtiyarlık Sy siğil kendi kendine eriyip yi Fakat canı da sıkılmamış değildi, Şimdi kendisini eğlendirecek bi Be ? ğe değmezdi. Öyleyse hangi hay- vana yüz verece Birçok ince ince düşünmeler, karıştırmalardan sonra, bu iş için kedileri üstün gördü. Bu hayvan. ları sevoceğini, gönlünde henüz duygu ve in denilen şeyin sön- mediğini görüyordu. İki küçü kedi bulmak ini hizmetçisine yükledi. İki küçük kedi bulundu. Bulundu amma şöyle böyle şeyler. İyi ra be dn vi & almış gibi bi n al Gn ran in — endi. “Ne yumuşak tüyleri vardı! Ok. şadıkça “Ah yavrum!,, diyor, se- vincinden yüreği. ağzına ge Vi sanıyordu. Me ileriye vardır- — Küçük. bi cuk gibi li iş m am —— ini Mini mini ke- de onun bu kadar ileriye giden en. sıkılıyor, yanımdan shea rl ra kendini sevdirmek için neler yapmadı. Dört ayakla yürüyor, onlar gibi yerlerde yu - varTanıyor, onlar gibi pençe uza- tıyordu. Fakat ne de — kediler büyüdükçe, çocukluk çağları geç tikçe, daha uslu, dek ha ağırbaşlı ölüyorlar Bu ise, ' Atap'm işine gelmiyordu. Bunun için daha iki yavru elde etti. Bu, böyle giderek ev gp kedilerin sayısı arttıkça tir, On. mak otuz... ll Ata, sevincine gelir yoktu. sz en bahtli adamı e) Kedilerin. oynadıkla - rını gördükçe içinden zavallı in- sanlara acıyordu. Onların arasın- da da böyle zıplıyanlar, danse - denler, bin türlü kıvraklıklar ya- panlar yok değil, amma bu küçük kedilerinki gibi güzellik ve tatlı- Irk gösterebiliyorlar mı? Ne ge - zer! Tiyatrolarm, sinemaların o kadar para harcıyarak yaptıkları iş bunlarınkinin yanında birşey mi sanki? Geç, canım geç! Bu bir aylık hayvanlar kadar olsun bir ndi Tini bile unutmuş, türlü türlü ses- lerle çıkardığı yeni bir “Miyav,, dili öğrenmişti. Bahçede, ev için. de gezerken arkasından, bir yakasına iliştirilmiş, bir sicim sü- nimel bunun ucunda da bü- ir kâğıt parçası bulunu- Yakii Kedilerin koşarak bu yer: lerde yuvarlanan kâğıt parçasiy- le oynaması onu çok eğlendiriyor- : 6 ii gı İz Onun varsa da yoksa dünyanın € n iyi hayvani kediler. di. “Tanrı kedice bilir m diye düşündü. Niçin bilmesin? Fransız İarm, İngilizlerin, ialilerii! Ho- yav,, dilini anlamaz olur mu? -Bir sıra geldi ki Atap'ın miyav diliyle dualar etmek için içine bir istek Herkes, Atap ve Onun dü- me onul uygularni ışıma! oru Yol En snra Hizmetçi bu kedi ka: labalığından bıktı usandı. Evin ire es okması canma i. Bir gün dört tanesini ek- Gülin Bu suçu için kendisine yol verilmişse de yerine gelen bir başkası altr kediyi zehirledi. Bir i kisini bo- KEN yeni zl Same arıyor - u. Bir sma bir kadın çıt <mmlera bir yahut iki ya- da bir çocuk vardı. Dört çocuk da eteklerine yapışmış duruyordu. Atap bir iki dakika şaşırmış kal- mıştı. Sonra kadınla anlaşmıya başladı. Kadın çok birşey istemi: yordu: Yalnız beş çocuğu ile ge- Aradığım Kadın?” Aşk, Macera ve Hayat Romanı Mg: Yazan : Madircan Kafiı Onu kendimden uzaklaştırdım: » Ben şimdiye kadar hep seni ya - dım, Bundan sonra A Tayt lekesi gibi duruyor, pencereye a kıyordu. Zübeydeyi kolundan tuta; cerenin önüne ge Bire a ona da gösterdim — İşte çocuğun Beld Her şeyi bi bağ fakat kendime yenilmedim. köşkün güzel ka - evlenmeye razı oldum. Bunu d: so/ ku- kusi yine Bir şirket e Bölem' 45 meğe çalıştım. Hoşa gitmiyen bir ar erimi İri ya ar bile beraber yü. mek bizi sevilmiyen bir siz bütün va a sürüklenmek ne - den? İşte sevdiğin adam... Sk Mi yor, seni bekliyor.. Ona git. mıyorum, Kıskanç bir adam di ta - bancadân, bıçaktan, ölümden bahset- yn yar ve el toli, Zübe; vaş başını kal - dırmıştı. rr yaşı kurumuştu. Gö; Kn içine bakıyordu, — çit İN doğru mu? Diye sordu. — Doğru!.. Dosdoğru... Candan eği k. İşte iki başka öğr ri var, Neden bu ii ti bozup ta yenisini am armalı? li yeniden elerime sarıldı. Diz çöktü irki kapandı. “Ellerimi göz yaşlarile ıslatıyordu.! lip 1 ved tokluğuna çalışacak, Bi uğu ile, ei a K arı Karın: ledi. — Ne, daha bir tane mi? hemen i. An- edilerin kalmış bir kemiği yakalıyarak yalamağa, kemirme - ğe başlı Mi Kadın payladı. Sonra gözünde yağlar olduğu halde A - tap'a dedi ki: — Ah, yalvarırım size, çocuğul bu suçunu bağışlaymız. Ne yaptı. ğını bilmiyor. Çocukluk! Hele aç w ocuklardan bir ötekisi mas altma eğilmiş, gene kedilerin ar- tığı olan bir et parçasını ağzına götürmü al Atap, şaşkın. bimlara ba- kıyor, diğ ü ora? enim ke dilerim, o kadar tokken, ekl. rmm ağzma bir lokma ekmek ko- yamıyacak kadınlar da var de. mek!,, Bunu düşünmekte haklıy - dr. Di kadar şehirliler vardır ki boğazlarma kadar vd oldukları halde aç ai kalkan komşuları nın durumunu bilmezler, bilmek ttk riökleğ; Atap bir ân için geçirdiği şaş- kmnlıktan uyanarak çocukları ö - nüne Vi lie kalmış dâr'et, süt, krema varsa ön- lerine koydu. Onların da, kad kadınm a pire doyurduktan sonra kadı na dedi ki: —Hepiniz ii mia ğe - niz. Yalnız bir şartrı — Nedir, söyleyin? — Hiç olmazsa, iki senede bir, bir çocuk yapacaksın. — Peki ölsün! Ripsi burada mi imar ak? vet hepsi, siz çocuk a Ca bir tane daha bulunuğunu söy-| ı Ormanları» korumazsak... ENEZ AE BARET ATM YA EKN Yİ Anadolunun ikliminin değişmesi beklenebilir! Ziraat Vekâleti, ormancılık iş - leri için Almanyadan iki mütehas” sıs getirecektir. Mütehassıslardan, vekâlette müşavir sıfatiyle istifa de edileceği gibi, bunlar manda, Ankara Ziraat Enstitüle “ rine bağlı olan Orman Fakülte- sinde profesörlük — MN Bu sene, yeni orman kanunu yihası da İkame öm a i orman mütehassısla” Gel rından, kanunun tatbikinde büyük | istifadeler temin edileceğine şüp” he yoktur. Yeni orman kanunu lâyihasımın d mütehassısı Profesör Bernhard tarafında ha - zırlanmıştı. Mütehassısın ileriye sürdüğü fikre göre, Türkiye manlarmda bu bakımsızlık daha ziyade devam edecek olursa, A - nadoluda iklim şartları değişecek, Anadoluda kuraklık mta” kası gittikçe büyüyecektir. Profe sör, bu hükümleri verirken, Sakar ya kiyunda yaptığı tecrübelere is” tinat ederek, a suyunun di” ğer senelere (o nisbetle azaldığını söylemekte, bunun sebebini, yağ” mursuzluğa atfetmektedir. Profesör Bernhard'dan başka, Profesör Pitar da, Anadolu ismin deki kitabında aynı iddiaları ile riye sürmüştü. Bernhard, kitabın da diyor “Anadoluda orman Sara selma yağmurlar dir. a, aldi ibi biyel nehirlerin Suları da €s' kisine nazaran azalmakta hükme varmak içi er ere istinat ederek neticeler çı" a kabi! 72) Ankarada ih- “a bir adam, otuz sene evv. Çubuk suyunun li fazla aktığı nı, hattâ haziran ayında su kena- rmda yüzdüğünü söylemektedir. Halbuki şimdi haziran ayında, Çubuk suyu, taşların arasında bir gi ie akmaktadır. ir air başka misaller B dili vi ii Netice itibari” mütehassısların tecrübelerin? ihtiyarların müşahedelerine BÖ” cilik ee Bernhard li yağmaması sebeplerini © sızlığa siğekmektedir g Geçen gün Ziraat Vekili *, mutayda, orman meseleleri eri hak kında izahat verirken, yeni nui da e veril ğini söylemişti | verdikleri hü iküzeleri ri ai ünkü ormanlarım: masını ve yeni kei yeti” >. rilmesini temin edecek olan K ; nun Kamutaydan bir ân önce * Ist. 6 net hukuk hi Nizamettin tarafından Yatma Dd tin pere veraset senedi Ci ig in ez icra kı mast " inde: teveffanın v€ sinden İNŞAİ ini Sari sa mahallesinde Sami paşa ca tif de tasar bulunduğ e“ netd adresi Gümeli meçhül bu rar veri olduğundan tarihi akim ren bir Del İçinde mili etmediği takdirde mülkiyet iye a kabul etmiş addoluna gi in kaim olmak üzere İl ei > y 9G Vapurculuk TÜRK ANONİM ŞİRKETİ i Galata yübesi Tel: 43685 Irabzon Yo:u SADIKZADE vapuru 9ikİ” citeşrin CUMARTESİ Ş yapm Gani a yetiştireceğim. Küçük yavruları çok severim, on lar için bayılırım. Büyüyüp bir işe yaramayınca onun da kolayını bu uruz. — Ne gi — ği ne gihi olacak? On. Ağladı, hi — Sen vi yim Ferit! Ben seni ML Şimdi anliyorum. at,. fa 'k geç... Ah, seni ne sia yalamala Şimdi de ai yar şerde Ben çok fenayı — Yeter dibi ve üzme!. Yav. m düşün... O > pie imki gibi. ali tuta 1. Yeniden elle- rimi iz kerpeten İL akaladı, sık - > Yüzüne gözüne ri yaşlara bu- — - Susumuz Ferit Bey, Allah aşkına sus! Sustu Silkindi Bern kaçtı ve yatağına kapana rak daha acı hıçkırıklarla hürgür hün gür ağlamağa başladı. Onu hiç böyle görmemiştim. Zavallıya gene acıdım. e sahi - den mes'ut ola mıydı Benimi de irisi Mi Deniz Meleyim gazinolar - dan birinde siyer sevgilisile karşı karşıy: Düşündüklerii dale söyledim. Önce şaştı, sonra sevin nikâhla ulucağığa söz verdi, Ben de ona BEYE ay söle tarihle karımın boş belâsr “bir malı ie ciro eden bir adam gibiydim. Cemal Rızanın pansiyonun macaklar, içecekle eki ları şık, burnu yüksekte büyük adam, iyi bir wv yaparız. — Y — Kediler me Artık onların hepsi gidezek yerlerini gerilik tutacaktır. A. 1, Ulukut Artık hafitiemişti Eve dön Bl side yattım, Iki günde her şey ir perşembe Tl N LAN koc: sile birlikte vapura (bindi ve Misin gitti Ancak o zaman evime döndüm. Aliye Hanım Feriha ile birlikte ka- pıdan karşıladılar. İkisi de ağlamış - lardı. Ben de hiç ağrı duymamış değil - ra Bizi ne kadar üzseler, ie şadığımız insanlardan uzak za geliyor. Fakat yürüdüğüm yol akıl ve man- tık yoludi ancak bunlarla akort edilmişse bizi bahtsız olmaktan kurtarır. Karşımda Ao duran Aliye Ha- nımla Ferihaya Yakında biz de İstanbula döne - gl ri Sani TENT rağ ve sustular, Son - ra yemeği hazırlamak için mutfağa doğru ya ler, Halbuki bu ev pie ani sıkıyor iu. Yemek yiyemiyes: Dalgın dalgın İN sözden geçirir” ken duvardaki takviı © gün dostların “Hayyam idi. Her hafta olduğu gibi genç EE günü, saat 20 de HOPAYA kada” Mersin Yolu nda top ler, pe Aly e hanımı e, Ben gidi; ici Siz yiyin VE gap” 2 Beklemeyin, LE geleceğim” e ir anahtarımla açarım» mert” ii Bili kadın yüzüme gri birşey gelmesin a her zamandan daha İİT Bahçe duvarını yaa Onların bulundukları sal0” İ — iie İçeriden 809” ded efesinde e) , ın felse! edikodü mil var arasi onlar di er e Sd de benim İçin... — Amma mezhebi geni ca boynuzu takımdır? İzm ii e ge Hida? — Acaba yok çark rkast iş e ha vi