ei eş # | mem 6— KURUN BL TEŞRİN 1985 Hilâyel Kadın heykeline Fransızça- dan âşık Sen Greguar ve Limuzin so - kaklarınm her iki tarafını doldu ran dükkânlardan yalnız bir tane si uzun zamandanberi şeklini, bi * çi değiştirmemiştir. Bütün öteki dükkânların önleri a- çılmış, camakânlar yapılmış, EN batıcı, yahut hafif renklerle yanmış olduğu halde bu mizi dükkân böyle gü; heves İçerisi abajurlu bir kaç ampulle aydınlatılmıştır. Bu - rası ötedenberi , antikacılık eden işlere Bu, az pembeye boyanmış yanak * larının kendisine verdiği garip bir yaşayış ifadesi taşıyan bir kadın büstüdür. Gözleri yarı açık, du - dakları üzerinde müstehzi bir te bessüm bulunuyor. Uzun boynunun cirafı müsavi tanelerden yapılmış bir inci ger * danlıkla sarılmıştır. Hafif bir ku - vaför nazik kulaklarını açıkta bı * rakıyor. Bu büst yıllardanberi (oorada, ken yerinde bulunuyor, biryan * dan sokaktan geçenlere, biryan * dan da antikacı kadma gülüp du: ruyordu. Artık akşam olmuş, bu eski ükkü « sarmaya başla eskidenberi du. m yerin önüne, yarıya kadar ka siği paravan çekilmişti. r, bu suretle gelenleri conüisini göstermezdi. am, İsi hiç kimseyi bek * e birdenbire İ içeriye ie en i. ve kapıyı pi eği Keti, hareketsiz duru r, bir şey söylemiyordu. Etra * Ya, dikkatle baktı. Yarı karan * lıktan vaziyetten emin olmuş gi - bi bayan Safir'e doğru iki adım at tr. Kadın biraz Böp biraz da i söylemesi" ni bekliyordu. Halbuki o susmak - ta devam edince sormak mecburi yetinde kaldı: rek, tereddütlü bir sesle cevap ver — Evet, bu camakânda b nan küçük heykeli satın almak is - tiyorui mi? — Evet, kendim için alacağım. — Fakat bu pek pahalıdır. — Altı bin frangım var. Çavuş kadını temin etmek için cebinden eski bir portföy çıkar - dı. Bunun içine dikkatle konmuş paralar vardı. Bayan Safir başmı sallıyarak dedi ki: — Doğru, amma bu heykel on iki bin franktır. Zavallı çavuş bir “ah,, ederek önüne baktı, Sonra kasketini kal * ğ — ? öğle ise pese rahat- sız ettim, Ben... ben.. lum ki.. dedi ve kapıya ini iki adım attı. Bayan Safir, çavuşun o 3 sandım. O gün ı beni yeni bir dü * şünce al Yarın, öbürgün tekaüt olur ve bin Be iyii ne ya - di” kai De verdim. Vazife hamile pe saatlerde başka işler yapıyordum. Bir daktilo ma: kinesi aldım. Ötekinin berikinin yazılarını yazdım. Akşam bazı bü roları temizlemeye gidiyordum. Bu suretle altı bin frank biriktir - lım? Kısmet değilmiş, Ben de sev gilisine kavuşamıyan insanlar gibi talihime küseri ayan Safir Bu slime mü teessir ie Dedi ki rmi beş yıl önce ben bu ri çıkt Fakat o kadar seviyordum ki bin türlü vesile çıkararak sat * madım. Mademki siz benden çok seviyormuşsunuz o halde almız. Size üç bin franga veriyorum. Bayan Safir bu heykel âşığın - dan para da alm ktr. Fakat bu suretle onun izzeti nefsine do - kunmuş olacağını düşündü. bu halinden hayrette kalmış ve doğrusunu söyliyelim, biraz da & cımıştı. Yerinden kalktı, yanına yaklaşarak kolundan tuttu. — Biraz durunuz, böyle gitme * yiniz. Bu heykeli n niçin almak iste diğinizi anlamalıyım. vuş durdu. Kadın onu bir san alyanm yanma götürerek — Oturunuz. Dedi, Çavuş anlatıyordu: liyecekletimi belki bu - dalalık ii Fakat hiç te öyle değil. Ben yirmi senedir bu radan geçiyorum. Camakânda bu el kadını göre göre, ayıplama lümsüyor, beni teşvik “ediyor, en sıkıntılı zamanlarımı, Ga, bakabaka iyi yordu. Artık benim için izel bir şey olmuştu. Bir sah ama * kândan çıkarıldığını gö ördüm, bilseniz ne kadar iitecesiz ol - dum. Öğleden be yine yerine rünce dünya * nın bütün LEE kavuştuğumu 5 Aradığım Kadın? | Görüş: “Marksist,,lerimiz! (Marksist bibliyoteki) “adlı bir yazıcının “Dünyanın e Habeşistan kadınları düden Ha - Habeşliler aralarındaki bir ta- kım ME kaldır skinleri herhangisi hâkim o - lur ve davacile onun karşısına ge çerek davalarını anlatırlar. On d ka bir kimseyi dinlemeğe lüzım hissedilmez. Habeşlilere göre kadın ancak sözün doğrusunu söyler ve onun i- çin bir kadının sözile bir adam idama bile mahküm edilir. Yalan söyliyen kadınm cezası çok ağırdır. Bir kadının yalan söy lediği anlaşıldı mı hâkim derhal cellâdı çağırtır, cellât koşarak ge lir, koskocaman makasmı çıkarır, biler ve yalan söyleyen kadının saçlarmı dibinden keser. Kadm saçları kesilirken titiz, cellâdı ısı- rır, cellât ta küfür ederek kadının armı.kesmekte devam eder, kadın'didindiği ici Teni ken biraz da derisi yüzülür ve ne- sözlü kadınları! Bir habeş kadını yalan söylerse saçlar dibinden kesilir yüzüne bakılmaz! nılır. ve herkesin düşmanlığı en doğru ticede kadının başı cascavlâk le getirildikten sonra bırakılır. Saçları böyle dipten kesilmi i üt-| kadınla evlenmek, yabut evin iğ çine almak yasaktir. Onunla €f lenmek, onu karşılayıp ve ka” etmek için saçlarının yeniden W ması lâzımdır. Böyle bir hüküm giyen ancak bir manastıra kapanafi saçlarının uzamasını bekler. Fakat “yalancı,, hükmü gi kadın, saçları uzadıktan sonra © uzun bir karşılaşır. Bu yüzden Habeş kadınları söz söylemeden önce iki defa dü şünür ve daima doğruyu söy” Bu yönden Habeş kadınlar!" dünyanın en doğru sözlü kadın” Jış olmaz tir. zu m EA teşrif) A ai olun ir. di Terceme yanlışlıklarmın isbatı ile dolu. Diyorlar ki, tenkid edilen bu genç bu fikirler uğrunda ço Ep görmüş, yani tuttuğu oi “Muhammed,, i memnun etme - miştir. Demek bu kadar çekilen > kendisinin anlaşılmadığını gi va “İsa,; yı da sevindirmeyecek p Kısa Haberler Jj Lam ma öprünün kapanıp açılma sa- ati etmem Köprü 5,30 ile 6,30 arasında açık ei AM * Kuru çeşme kömür dej na henüz yer bulunamadığı iin İni en m İskenderun yardımı birliği Atai sene ayni yerde | müsaade edilmiştir. yışla, titrek ve kore iz baktı. Aldırmadım ve devam ettim: — Seninle şu Vel nk deri ys ralım.. Olm; Şİ Aşk, Macera ve Hayat Romanı B Yazan : Kadircan Kaftı N böle yapmadım. ü hislerime yenilmemenin bil- e gemi bulunuyordum. Buna ermek, haycanlıktan kurtulmak de - mektir. Evliliğin bir iş ortaklığından ne farkı var? Uyuşulursa ne iyi, uyuşul mazsa ayrılmak bir borçtur. Hiç kim sula üzerinde zorla hak sa - hibi ol ea ii AZ. Bu ise, olsa olsa bir düşünüş ve gö rüş Sair. - Mitler, cemiyetlere, insanlara, iklim; erbiye biçimine m ssaenp PİS ve kanunlar içindir. Onlar m gün yen) mes'ut değil de bahtsız e decek olurlarsa niçin çiğneyip geçme meli? > .». Günlerce içimde garip bir korku i- le yaşadım — Süheyl adındaki bu adam, Zübey- deyi almazsa! en dille İşte o zaman görültü kopmalıydı. ar vermiştim. Bölem' 45 medim, ine, ak dila derinden ve Si sevişsinler1.. 'ta arasında iki defa gece yarı sına doğru ar e, ye çıktım. Her defasmı nları beraber buldum. Beria im. Pe günü akşamı oraya ge * leceğimi ö r im. Âde - tim olmadığı halde bunu yapmıştım. Z de beni kapıda karşıladı. Şen di, sevimliydi. Aşk onun karakteri ü zerinde sert bir uyandırıcı o ilâç gibi izler bırakmıştı. e Şi dum. Yalnız Aliye Ha nem düşmesi, hattâ dargın gibiydi. Sanki o EE yapılmış bir kâba - hatim ie ile güzel bir yemek ye - We ie yanyana oturduk. alık siiri onun yağ doğru yürüt çe: Bir doladim. air tüm — ici ne An Ne güzel sevi si e — Neden susuyorsun? Titrediğini anladım. Elleri soğu * muştu, — Üşüyor mus Diye sordum. ie tane cevap ver — Biraz.. Ayaz var da.. Değil mi?.. — eee işer edelim; olm; NE yn nız bırakmış olmak içn ek odasına çekilmişti. irdik. li ye kapadık, Salonda yan yana oturduk, — Zübeyde L “Gözlerimde her şeyi ei ei e okumak ister gibi n de baktım m kaçır. rdum Ss — Artık iyi oldun! Şehire inmek is- tık beni ara - temez li en ar mıyor musu Birdenbire girse Klein a numa doladı. Başını göğsüm d Hışlaracaktı, fakat yle e İML e m a sel bir çelenk ve Antakya deldi gelen heyet. vi em ağrıları Ayi z daha bı m bı gönen Sy O 724 olurdu?.. Ya enli üst olurdu. Gene ona cırdrm, O, sevgilisini bırakır, bana pışırdı. “Birdenbire Ge toparladım. A alktım — Se n görüyor. um, Haydi, sean ri Üzüleceksin!.. Kalkmak istemedi fakat ben onu Me Odasına göti türdüm. — Geceler hayırlı siz 'un!,, Ben bira: sonra gelir, şezlongda uyurum, Seni kya 2 etme irdenbire doz ald elime sarıl - — Gitme!.. Sen de kal!. Der gibi ıslak ve parlak gözlerle yü züme baktı. Durmadım ve çıktım. Eminim ki Zübe; dl run değil! Yatağında sağa sola dönüyordu, iy ai ve yorganın simi duyu; “ Duymamazlıkan geldim. Sabah, mn yastığında kocaman lekeler gö özdim . Ağlamıştı. Gözleri biraz kızarık ve di. Akşama eo3ru şehire dönecektim. Yanrma a geldi - Ben a iyi oldum, Yalnızlık ;i. taratınılan Cümhuriyett: türkün Ankaradaki heykel! tan sıkılıyorum, Uurayı bırakmöf tiyorum. Beni «> götürsen iyi ol9 Dedi. LU Anladım ki bana sevgilisinde İ çok güveniyordu. Yahut beni İkra kuşkulanmış, pişman muştu, Halbuki benim için bunda" ha kötü bir haber olamazdı. — Bir kaç gün için götüreyim ai LE Gittil Ona e daha yabanci , Halbuki bana her 8 i ge sinledi iğini söylüyor, ayn vi binili kendi yatağım mda" yori Ee kişi saat ka bi sa denir takan we Bey” e y-“' çıplak bir halde he Ki ine a Ş 'erit!.. Pire mi var, nedir? 29 l bali uyuyamıyorum ben,. yaf Duymamazlıktan geldim. v bi yaptım. Lâmbayı li Bana doğ ğini de duydum. Cirpiklerii mıyacak kadar eri i