| şa am By ma 5 — KURUN 31 1. TEŞRİN 1935 — Kk Amerikada Neler Gördüm? BiR ERER BEEEEERE EE EEE Hİ Bölem. 9 g EMilyonlarla oynıyanlar. Burada devlet başkanı herkesi huzu- runa kabul eder. Muhaliflerin mümessillerile konuşur Ha, 0, o, Zim Kuzen, rordun'es ki dr. İşler yoluna girmiye başladık- e sonra, sessiz sedasız atıverdi. Fakat çok iyi bir adamdır. En son söz söyleyen âyana muvafık rey Verir, çek bir ayandır. demokrat da bu vahşi i ii Pehlivan eğ ey mük hiş bir ta «Ay ezki eski lere ait bir kanun Tâyiası teklif “tmesin, Ya, bu, merkez sıralarına ya han, derin uykuya dalmış kel? — Filorida âyanı El Mun yalnız bir hali var. Uykuya karşı zafı pek çoktur. Ne yapsm, maz, çünkü celsenin ilkinden s0 Muna ka kadar uyur. Yağ Görüyorsunuz ya, burada ne tu- numaralar var! Ne yazık ki tik g âyandan Sumneri göremiyo- » Bu adamın âyandaki hizmet- i elaşın, İrmeles Bin mehurdür. “iletip n bir söylev | Stiyordu. Gittikçe ateşlendi eni- “üyor ve kulağından Yakala, adığı bir çocuğu kendisile be Taber sürüklüyordu. Zavallı ço - lağınm acısmdan duramı Yor, ama şikâyet etmeğe, bağır - Maya cesaret edemiyordu. Niha - iyan reisi müdahale ederek ağu ğu kurtardı. Muhterem âyan Cak © zaman ne yaptığınm far- . Ha, bakınız iştebir MADER ŞAHI AYAN Bu — gelen cidden pek hoş - tu ty Kk pşir ayanı Te esir Şimdiye kadar hiç aga ya karıştığı, yahut Hişt 2. bir şey yaptığı görülme tülü ir karısı gazetede gürül ne ken yazmamış olsa cak. Bu ka ayn e yanim iğ irçok rö; hi M5 ile, sl ile, Ha Zap, Paratoru ile mülâkatlar ya- vaa Şahı aya n,, adımı verdik.,, İşte Seldi ki 1 Luiz; çıkardı. ve dişlerini karıştırmı: koyuldu. lis de böylece sürüp gidiyordu. Artık Rozvelt ile iki bakanını alin Mamuh bu mülikatı elde ed ar edi- lecek bir elele değil - dir. Bunu ben buradaki Fransız in ile | Nevyork Herald Tribün azetesinin sevimli muharririne iel ıyım. Maksadım, siyasi bir mülâkat yapmak değildi. Biliyor- dum ki mesul adamlardır. Gazete- cilere söylüyecek alâka uyandırı cı sözleri yoktur. Bununla berabr. ne olursa olsun bakanlarla ve dev başkanı ile doğrudan doğruya temasta bulunmak istedim. Bir adamı tanımak ve onun hakkında hüküm vermek için gözle görme- nin yaptığı tesiri hiçbir şey yapa - maz. Bir göz ucile bakış, bir gü - lümseme, bir set ngi basma kalıp air anlatamıyacağı şeyleri ifade eder. İşte burada “bini Ti tekniği, dikkati üzerime çek - konferansla hi ölimiceiekemii nı imesdin i inceye gi mek fırsatmı verecektir. Bu zaval- zden geçir - lı adamlara da nekadar acırım. Haftada iki defa, itiraz etmeden gazetecilerin deri kabule ve onların suallerine tahammüle kat lanıyorlar. Eaaoi teşkilât kanun - larmdu böyle bir madde yoksa da ürf ve adetlerinde var. Amerika- dan dolayı çok övünürler. Bunu Denim Şi a ince - liği,, diye tel derler. Bir Va- şington iş ra diyor ki: “Bizde olduğu gibi, Avrupada bir devlet reisi röportörünün böy- i kabul edip serbest serbest ko - UŞMAZ.,, ük dü 24. © Mabeşisiamin içyüzü © | Banmamnmmmmmammmnz j Kadın, örkek bir ne ladar olursa o'sun İmami j yerine tereyağı, yahut sade yağ sürerer, sürdükten sonra toprakla siviyorlar. nun için başları bazan perük” e benzer. başlarına yağ Şimendifer yapılmadan önce Cibutiden hududa kadar on alt: yerde ei bime mecburiyetind :| idi Bundan başka Eban denilen bir deveci ile gezmek lâzımdı. Yolcu evlenmek üzere olan bir Somaliye Teala ve hele o yol - cu beyaz olursa büyük m elik karşısında bulunurdu. zı Somaliler elenekiimeki için ilk önce bir beyaz a öldürüp e- tinden bir parçasını evleneceği kızın ana babasına veya velisine göndermek mecburiyetindedirler. Ancak bundan sonra kız istiyebi. lirler. Somaliler, her vahşi insanda bu- lunan gururu taşırlar. Onun için şehirlilerin rahatlarını gülümse : müskirat kullanmazlar, gayet cesur, açlık <p usuzluğa cok dayanır insan - dı kagir amire z lari” Kadar ği rek ile bir TE bir de bellerindeki hançerden ibarettir. büyül yerden cey lân, tavşan avlarma kaplan, fil gibi vahşi hayvân avma gider ve avlanırlar. Muzrakları daima bel - lerinde taşır, ona dayanarak Vi rında koca blmieli tesbihler ta tere yağı yahut sade yağ sürer - ler. Erkekler, başlarına yağ sür - dükten sonra toprakla sıvarlar. O nun için bazı başlar toprak rengi, bazıları kireç rengini alarak bir nevi “prük,, enzerler. Bir Somali ahbaplarından biri ni evine sağırıp başına yağ sürer- iy 2 ri ik - m etmiş, ik biri Miğere bir yi al yap: sa, onu kulübesine götürüp li yağlar ve ziyafeti öder Dünden hazırlanmış rini - muzdan eşyalarım götü; deve ve katırlar ren kira ote-| limizin önüne gelmeğe başladılar.| Devecilerimiz Somali idiler. Ha - beşliler malak bizim gibi sol p - aftan de Üzengiler, çi parmak sığabile - cek kadar vardır. Yolda silâhlı askerler önümüz - de yürüyorlardı. Giderken birçok rına koca yük kı biri bulunuyordu. Bu adam, bir erkekler, dr. Biz gittiğimiz vakit Si şey ha bize hemen kahveler pişirdi. Nar şurubu ve ayran ikram etti. Biz de e eri ek lerimizi çıkarıp ye ş ka- dmları yük taşıyan Slaldilik fi- şek parası vermekle kalmıyorlar, Kahve vesair hububatı saatler - aşi ğ İki sevdalı Habeşin çadırında yolda vurduğum! külbastı yaptırıp yidik. Buradan epi daha dağı yeğ dıktan sonra tepeye çıktık. Bir ne görelim: Gözi e le «e ce düz bir taşın üzerine ikinci bir di e ay vi uz güverçinleride | kilmiş tarlalar ve bir sürü kulübeler i tırmanıyormuşuz Köylere yaklaştıkça kadın erkek : İrstiıkl Serdi 'ocuklı zu yavruları ile koşuşuyorlardı. . Tarlalar, tahtadan yapılmış çapa: larla kazılıyordu. Erkekler bel - den yukarı çıplak, kâdın ve kızlar dekolte ile iş görüyorlardı. Bu köylülerin hepsi Galla cin - sine mensup imiş. Burada sürü sü- rü yabani güverçinlerden hayli avlandıktan sonra Harara giden yolla Adisababaya giden Yal yn vaki geldi! tinde çalışıyormuş. Kadınları gös terdim. Bana şunları söyledi: — Evet, dedi, Habeş kadmları çok zavallıdır. rkları para yı ya kocaları, yahut babaları a - ai kaç saat içinde hava olup gider. Kasabayı geçtikten sonra bizi ). 2: s4e J 1 dö şi kadar gelen aye direkleri de - er gri Mi direkler zerler o boyda bir değnek taşırlar. Zi - büyü uyarlar, bazıları boyunla - BR rTupadaki bakağistin da alma kimseler olmadıklarını söyledim - se de pek fazla ısrar edemedi Benim ta muhatabım da bu - na inanmadı. ve cevap verdi: '— Hayır, Ki e ki Sirin bakanları ecileri bul ederler, ama ve si erine ii duğu zaman, Burada devlet kabul eder, Muhaliflerin emen eyle bu sıra, . | Konuşur. Onlari li Gülrilerde görüle bp rişir. Basm konferanlar hakiki la, rü rezin | PEK Nasıl mü- kemmel değil mi arkaya do; tmış iş #ö3üne a çalışı - nra hâlâ milyonların do- 8<çip oturdu. Ce - bir fil dişi kürdan in küç, Şimdilik ısrar Ke Hele bir görelim. MORGENTAVIN YANINDA Finans bakanlığı ciddi bir bi - nadır, Hiçbir wslübe riayı ret “el ları halde nöbet bekliyorlar. (Arkası var) çi yane 1 Sağlık Öğutleri Burnu kanayan dan “e ve kırgınlık iştihasızlık da kilo düşkünlüğüne ediyormuş. ün; uzvi ola- rak ciğerlere ve a miklerde bir kusur rmedi. Daha fazla kan sızlığı ei vx dikkatimi celbetti. Kanmı kuvvetlendirecek iyi gr- da ile beslenmesini tavsiye ettim. siri yağına 4 kilo devam ettir - dim. Burun deliklerine; kan gel - diği zaman yüzde iki (Anipzrin) mahlülünden pamukla küçük tı - kaç yapmasını tenbih ettim. Ve hasta bu tedaviden istifade gör- dü. iyileşti. lerini rica ettim. Polis müdürü i - le birkaç askeri yanımıza bıraka - rak döndüler. Şosede iki saat yürüdükten son-| ra, kestirme gitmek için yokuşlu, inişli dar bir yol izi takip etmeğe başladık. Bu yolda serviye benzer| ağaçlar li Üzerlerinde ilk de- e eği çin cins kuşlar Me zi Mirai si biraz y ükti ne lâtif bir manzarai Gölün ti : fı zümrüd gibi yeşil tepelerle çevrili. Bu göl, dağlardan akan yağmur ve birikintisidir. Suyu tat dır. İki buçuk kilomet re m e xe bir kilometre 3 beşlilerin Kolkuval ee je palrlar, b: dan lâstik par Deniz yüzünden iki bin yüz dok an üç mi kliğe gelmiş - çeri beğ geliyorlar: an Otoye, kesi böle yazalykikbii söyledim. Güldü: — Bunlar yorulmak nedir bil - mezler, dedi. Ve bunu isbat et - mek için de yarım saat ilerdeki bir çadırı bizim gelmemize kadar li ii kn VE la koşturdu. A ni takip Ear emretti. be askerleri, (Okatırı (o geçiyo: yabani kaz ve ördekler yüzüyordu. sa: GREİNE irak a Ya- nımızda bulunan Şev efendi birkaç tüfek atarak e ördek çok acemi ve saf lacak. Tüfek sesinden sonra yalnız; — Vak! Vak!, Diye yine yüzme | 1! em devam ediyorlar. Bu göl , deniz yüzünden iki bin iki yüz elli metre yüksekliğinde - dir. Buradan biraz ilerleyince önü - müzden bir sürü atlılar gelmeğe başladılar. Meğer bunlar, gelece- ğimizi miş. Bizi karşıladılar. Hararda bü yük merasim böreği. haber Verdi ler. (Devam: 2 ikinciteşrin sayımızda) deği eril Belki ilk defa tüfek sesidu haber alan Hararlılar i-