Aynaroz Papasları nasıl yaşarlar ? : paslar lisan itibarile hepsi ir . cabiliyorlar. Ecnebi lisanı olarak yal nz lm çe kullanılıyor. Papasla çeyi mükemmel biliyor, Bir Fransız, bir İngiliz, bir Alman , Türkçe veya Rumca bilmezse sed da papaslar ile asla anlaşam Adada papasların zıraat ile meş; olduklarını r sö; ylemsişti kim, Burada ikil ediyor. banal k. izümleri ei izm üzüm. yemezler. Bunlardan şarap yapar lan Türek şarap hi rik bol. dur ve güzeldir. Ayn 'noroz yarım ar en yüksek “ yeri cenupta (1935) metre yüksekli - a bir tepedir. kv vr ula kadar gö; irmiş, A da manastırlar toplu değildir. Aralarında ol ink seğinle . » öbürüne git k hayvanı kala eği araba dan ziyade m Tudur. anastıra katırla götürürler. ToZ yarım adasmın hariçle vii isliiakğ beti odun iliracma münhasırdır. ihracatma > e ağ pane buraya hariçten * par. Sr > ii Aynoroz Beyi larının Teli (İstanbulda e) il rem emlâki ar raj lâ kendilerine varidat vu Halbuki e Yünanis- tanda bul ve arazilerine Yunan FANI ti etmiş, O. nun için pap: Di Türk idaresinin öm e karşı medyün görün! ime sü ipaslarmm çoğu ihtiya dır. Fakat ihtiyarlar öldükee leri ni genç papaslar gittikçe azal. maktadır. Evvelce Aynoroza genç rm giderlermiş. Şimdi Yunan hükümeti buna “mi ade etmiyor. wi Öyle yaşla ki Aynoroz 'pa- arı yavaş yavaş nesli münkariz le ekle sırasma geçiyor. AYNOROZ HAKKINDA TARİ- HI VE COĞRAFİ MALUMAT Rumeli kıyısından Ege denizine Uç diş. u hal sabaha kadar ep Atlaranieteleei daralıyor, mah - -arınları çi içinde muz yel saz kalıyor. ka gelenler de iyice yorul - dukları ve ya TI Sabah güneş ayı pir üç yol ağzına geldiler. 0 yollar risi gelişlerini gördükleri an bu kerlerden bir kaçı kalelerin üstünde ; - gezin takla Mİ erin dı. o Oradan üifrezenin onların RAE kes - > ei de akla çok yakındı. Çünkü Ar. nyo ile askerleri de ormanlıktan ii çıkmea h pr me bir çatal gibi uzanan iğ yatımadanm do ii iv te oL GN Bu yarım. bi yükeslir ve Be eni riya tepe o Le biter, 6530 kadem boyunda olanıbu tepeyi, güneş ba. tarken, doğu tara'mdaki dn ovasından, ve batı tarafındaki Olimpus' burada Açtığı kanalın ei kelam bile e rülür. Aynoroz yarım, ta çağlara mahsus geli ve mi ener eden, Bizans san' ek e ae vesikaları taşıyan papazların meskeni ol - mak dolayısile ehemmiyeti haizdir. Kırk mil uzun ve dört ile yedi mil #rasmda geniş olan yarımadayı manastır. lar kaplamıştır, En eski zamanlarda Trak. yalılar ve rumlarm burada beş şehri bulun- duğu anlaşılıyorsa da (o bu şehirlerin izleri pek azdır. yi Kostantin (337 — 247) dev. raya yerleştikleri O söyleniyorsa da e ilk vesikalara kü - zuncu asırda tesadüf olunmaktadır. İmpi rator Kostantin Monomah, neşre! tiği bir kanun ile Aynoroza kadınların ve pazlari da paranin emrinden çıkarak im cumuriyet ta. rafmda idare edilir oldu. 1204 de e İstanbulu işgal etmeleri Üzerine Ayn: ETTİN Me İİ UL, — 18,30 ierlemi jim“ : dans orkestrası. 20,20 haberler, x Bed- riye Tüzün, türkçe sözlü aş Mile caz ve tango orkestraları. Taksim Stadyomundan nakil, dördüncü Balkan güreş müsabakaları, iris — 1710: meyi 18,25: ko ramof 9,15: kortuş- ri, 23,15: eğlenceli konser, 23,45: karışık gram, 24,15; eğlenceli konserin de- vamı, BUDAPEŞTE: — 18,35; senfonik or 1,05: piyango. 20,05 ans. 21,10: konser. 2440: . 22,55: oÇingene orkestrası. : konferans. 24,05: cazband takı- mı, 1,10: haberler. BÜKREŞ: — 18,05: radyo orkestra- sı, 19,20: kon: 20,05: nferans, ai na Fransız musikisi, 0,25 ire 21,20 konser. 21,50: şan konseri. 22,10: koro 22,50: dillerde gece konseri. 23,20: Sl haberler. 23,30: konserin devamı. PARİS: - ğe . 20.40: musiki, 2055: haber- ikan musikisi. 21,35: esi GB ÜLKEMİZDE neler Sinop, (Özel aytarımızdan) Sinobun ezeli dertlerinden birisi (Su) dur. Şimdiki su şehre kâfi olmadığın. al bunun ıslahı ve fenni bir şekle ke yisa e çalışılı ik ve gelecek ire gibi enli işler vardır. FOgri yeni ilbay ta mevkiine konulacak, ları az zamanı (Uray) ın Sinoba birinci — elektrik olmuştur. ömü 1 buraya yakım olduğundan ilor (15) kuruştan verilmekte: dir. Memleket vi bir yardım olmak üzere park yanındaki (o (500) denizcilik &port armagan (olarak lara di. meydanmdaki (2000) m: murabbaıdaki saha şehir Halkevine terkedilmiştir. .Y BİNASI İskeleden hükümet konağına çıkan solundaki o binalar içinde caddenin en çok göze i jandarma kumaân- danlık dairesiyle uray bi dır. Bu bi dışarısı kurşuni renkte yanmış, pencereleri — el a beyaz boyal gekilmiş eri gözlere pek e görünmektedir. içe risi kâmilen yağlı g ve kr; i mebi ştir. Şar- ymetli el: i beyın büyük odasmıdaki Atatürke İzi Ha ayri i tarafından m pe üzerine konulmuş yarım heykel m girenlerin gözlerini (o aydınlat. ktadır. “OzEL MUHASEBE > ezimde tanımış olduğum yağma edilmiş, paj a Me Sa NE inno- sn rün MENDİ meleri i arr 21,50 Vişiden: Senfonik kon istemişler, o da bunlara müsali $ wusikisi. ve ti, Pal ler ler Wi — a) da ŞOVA: — 17,20 halk musikisi. siz ipi ila İğ 8,25: konser, Bi şarkılar. 19,50: ve bir çok hediyeler sayda zenginleş . sağ. On dördüncü ası çok impara- | -E| , 2,5 haberler. 21,5: Lem- torlar Aynoroza çekili tlarını bura. | bergden, askerlerin zamanı. 21 da tekmilliyörlardı. on. 21,50: haberler. 22,05; sile Selâniğin (1430) da Türklere geçm. celi musiki yayını, 22,35 Karakaudan: den m arzı teslimiyet ettiğin- he eği yaparlar Ül kiyeslanne 30 Edebi yayın. 23,08: senfonik e gemi hükümet buraya bir kaymı li emiş iktifa ederek papazların . ya e üç bir sabit kuvve vede Bitirme İratyii ' Ez ey iş misaade va HAA Ayn z Ni i manastırı temsil edi murahhastan Gün doğuşu sal 54 cude gelen bir ayak lin idare Ağ İL Gün batısı i lir. “Bu heyet tararmden seçilen dört KIŞI Ye, İP SEBEN Gamız ra heyeti sayılır, le a; Mt öğe dt kei li im zer. ayni şekilde giyinir, İğ cem vemez ekeni ve mn ibaret olan) yemekle. ii le rini birlikte yerler. Manastırlarda SA grey. Pie lerin ökgerisi Fumlardir. Yalnız bazi manar e geçen günler trlarda Rün, Romen ve Tüas 8 a kalan günleri verilmiştir. > papazı olân Rossokin ma. nastırı 1875 den itibaren bir Rus papazmın idaresinde li ve burası Çarlık Rus. » dini propagan: yasmın si; ıdasma merkez teşkil ediyordu. 8 manastırlarm kü. tüpi pek Kıymetli vesikalarla dolu idi. Bunların bir çoğu “lunan istiklâl har. binde (1821 — 1820) mal.vo'du. Bund: ları baş- ka bu vesikaların mühim bir kısmı papaz. larm ihmaline kurban gitti. Fakat büyük k da Moskova ve Parise götürül . Bugün. A; emmiyeti haiz vesika kalmamış gibidir ve kütüpha - neleri dolduran eserleri daha fazla ilâhi ve Kilisat bir değeri haizdir. yancık İri spor kurumuna da (500) ardımlarda bulunmuştur. m na Yazan: Kadircan Kaflı Burası belki esiri Maryaya vaki Gi Fakat buna rağmen den örmek, bu iki me kill li in gibi geli İleride kayak bir bari vardı ve onu geçtikten sonra yeniden dağlar, ağaçlı yamaçlar başlıyordu. Kara Hasan atının başını o yana çevirdi. ye de öyle yaptı. Armenyo ile askerleri, üç yol ağ- zında durmuşlar Bir kaçı bu üç yo dan her birine sapmışlar, atlarım a - yak Ee aramışlar, fakat bula - amışlar. 3 Lâkin 2 a yayılan te bezlerle biri play yolu bırakarak çal ra a p üğe iki atlıyı ek “e gö - el üye Sini e da iin koğuldışü cağını gö- du. Çünkü atlar epeyce yorul - mu: Rastgele sola saptılar, henüz ip ki uzak- yamacmı ta denizi gördüler. ber lal, işti, a Belsa başlamıştı. Kara er li e ler Sirer bu sırada hi deni ında Kilekmiyi cak- lar, lamak ay larak kı- yu uzaklaşacaklardı, kadar yüzme - İklet de bire: zi ik sini biliyorlardı. Yüzerek Türk kıyı - larına gidemezlerdi amma, kurtuluş çaresini bulmak için vakit kazanmış olurlardı. Küçük vâdiyi ve onun ortasında - ki dereyi bir hızda geçtiler. Burunu kıvrıldılar, İnce Hüseyin bu sefer öne geçmiş- ti: — Bir göl.. burada bir göl var.. Diye bağır e Kara Hasan oraya baktı ve sahi- den büyücek vir ovanın ortasında, de- izden ancak bir mil kadar pal küçük pp göl gördü. Bunun dört çi meşelerle dolu idi çi de belki bataklıklı Kara Hasan: — i— denize., . bağırdı. ve atını ileri sürdi deniz arta kıyısma gelmişlerdi ki Ka atı bir- denbire sallandı, atisi ve etim üştü. Kara Hasan kendisini çabuk to- ia reji atlamı attığı sikile korkunç bir düm tetöksek nefes alıyor ve kar- işiyordu. ayaklarını uzattı. Titredi. Ağzından burnundan kan boşandı. ” Kaskatı, kaldı. İnce Hüseyin: — Reis, ln al. Çabuk ol. Onlar seni kovalarken ben sıvışırım. Deniz kenarından dosdoğru gider - sem Si Maryayı kolayca bulurum. Yarım sabaha kadar oraya varamaz ii man beraber ola” sie. Zaten yi Ji da daha çok da- cak gibi değil... Mir İnce Hüseyinin ter- kisine atladı: — Sür!, Dedi. Ancak üç dört yüz adım gitmiş- lerdi ki İnce Hüseyinin atı da dizle- rinin üstünde bir iki defa sallandık - ra olduğu yere çöktü. İkisi de bir atlayışta kendilerini yerde buldular. Kara Hasan bir küfür savurdu. Armenyo lere birlikte geliyor" du. Onları görmemişlerdi amma, m - lerini edi kierier dı. Kara Hasan sık kamışlık ve saz - Jıklara daldı. Sinop belediyesi Uray binası - Özel muhasebenin çalışmaları -. Hastanenin eksiklerini tamamlamak lâzım! yapacak? HASTAHANE eti Deil haydar ve rü tul ubetsiz. Asım da İstanbula na Esefle e aldığım rde Erz#f lu 8 sı dokto: kurmuşlardır. Şimdiki operatör, dökiee (Bahir il ter) iki buçuk yıldanberi hastaneyi ma akiyetle idare etkemtedir, Ni hat direktörü Fehmi Üner görmekt€ “Bu md kiymetli dokto r zahmet ede r. Abdurr: paşanm sta valiliği zamanında firengi hastanesi ©| larak yaptırılmıştı, Hastanenin ront keni, kapili ve su tesisatı henüz ok mamakla ine büyük bir varlık Bu esen yurdunun anesi çok zengin. dir zacisi dı e çacaleğinde ma hir, all vi ve anlayışlı bir fen adami” dır. sönmek mg Dahiliye üzmanı Fehmi Öme: : i zamanda oyna ei Mesai dı irsi hastalıklı mahiyetini inc€ iyerek nakdaım dil yardır"! Banda hi) bir — ei iki il ve bunlara mahsus mül stalarm tecridine im” unamıyor, kışm da ısındırılmi lar pek güç oluyor. R. K. Cantürk Deniz epeyce uzaktı. Oraya caya kadar atlılar ferah ferah ra Mekişekikirinrdi. İnce Hüseyin de onun ardında İ r En sık yerlere elinlân; Sakla” drlar. İzimizi bulurlarsa, verdik demektir. © vari oni yakayı el — O zaman belli olur,. Bakal“ ee İsi daha amansız. | kişi değil ki.. Bir sürü) Hepsini bakla maya kadar. — Başka bir in bulmalı... Şu yun içine e — Boğul — Nefes kii bir iki dakika $# labiliriz ya, — Kalırız amma, izimizi buldukti” sonra buraya gelirlerse bir iki kada defolup giderler mi? Mar... — O halde. Kara Hasan parmaklarile saçl9 rmı avuçluyor, diğer elile hel nm sapını sıkıyordu, Sordu: — Tabancaların dolu mu? Eve — Dört iğ dört kişiyi yere # rer. Kılıçla Kara Hasanın hesap yapacak # manı değildi, Fakat başka da ne 9 pabilirdi?.. (Sonu yarın) i