— 6 — KURUN 10 EYLÜL 1935 Memnon İli “Volter'den,, (Baş tarafı dünkü sayımızda) —Behey tek gözlü Mahuuk, dedi sen iptida bana gelip mütacaat e decek yerde doğrudan doğruyz krala gittin? nasıl bir cesaretle — ketmaap efendimizin İuzurun: girdin? Ey Tek gözlü, scnra ei bir cesaretle namuslu bir müflis'a leyhinde bu türlü şikayetler de bulunabildin? bu adamki benim himayem altındadır. Bu &dam be nim metresimin hizmetçisi olac kadın ile akrabadir. Sen bu ğa bu davalardan & kal alan öbür gö a sabahicyin he türlü a el çekmeğe ka- rar vermişti; kadınlara düşmeye- cekti, sofrada fazla yeyip içmeye. öpmeyecekti. Halbuki daha akşar:.| olmadan aldanmıştı, soyulmuş, so ş, ka bir ii ir edilmiş nikayet raya yine EMA yeke il alay etmişler: Bir gün içinde başına gelen bü- tün bu belaları göz önüne ez ce kalbi izlirapdan burkuluyor gördüğü alacaklıları gelen memurlar evinin eşyasını top'ayı, ürüyorlardı. Bunu görünce ei bir bay-| hin ei Bizim içir sofrada nenni örmek ei m iğnd Çeviren: 4. U. — Sen kims dedi. Öbürü cevap verdi: — et kaybolan gözömü bul, .ıhhatım: yerine getir, malları geri ver, ber: akıllı uslu bir insan haline koy, i. Ondan sonra bütün bu şeyleri nasıl olupta bir gün içind: kaybetmiş olduğunu anlattı. Melek dedi ki: — Zavallı insanlar; bu türlü maceralar yalnız sizin dünyanıza mahsustur. Bizim yaşadığımız a- lemde bunlara benzer bir şey yok- tu Kr, İstırap içinde kıvranan Mem- non sordu: — Sizin yaşadığınız bu aler neresidir? — Bizim âlem çok usaklarde- dır. Güreşten tam beş yüz milyox 2 Koray Kaflı Eğer ona kavuşmazsa, bütün hayatını böyle m geçirecek, bir manastıra gidip saçlarını kestirecekti.! gi Bölem: Istelya onu, o da İstelyayı avutmak için elden e YE Son gün lerde ai enyoya rastgelmesi, şu Körnelya al kızcağızın gene ii ei ei onun canını bir z daha sıkmamış değildi. Fakat 7 - baştan karmak Leonar ile a m har - 1 o kadar ri nun Kornelya kusu hele İstelya nse bu yüz: ee vi e elle sarılıyor, akl gelmiyecek derece. de geşitli cilveler yapıyordu. gö e ve iki askerin önünde, arabanın yanından gidiyordu. | Hele şu vaya beyim geçsinler ulacal Amiral Armenyo kendi yerine, ami- ral gemisi kaptanı genç Baron Dona - sonra Manfridonyaya gelmesi için emir vermişti, Zaten kırık sanılan kolunun bir çı - kık olduğu anlaşılmış, ha fif olan ya: müştü, çetesi Ol yolunu ur * e z Rum ari grip alıp gö- ecekti. Onlar bir a ka - nn bindirilerek Kefalanye gönde” rilirken Armenyo da askerleriyle bir- likte Leonardoyu sanki korkutacak, kendi arabasına alacaktı. Rum güzelinin aşkıyla başı dönmüş olan bu toy prens, güzel oKornelya mil mesafededir. Burası (Sirius ! un yanındaki küçük bir yıldızdır. — Ah, ne güzel bir memleket' orada zavallı adamları #idatan a şifte kadınlar yok; arkadaşlarının paralarını oyunla ellerinden alan onra gözlerini çıkaran sami: mi dostlar yok; doland'icılar ve iyleli müflisler yok; zs:imlerder haklarını almak için mibacaat e- denler ile eğlenen vezirler yok; bunların hiç biri orada yok, öyle- mi? , Hayır; hayır; bunlardan hiç : a bizim memleketimizde vi ka âlemleri gözetlemekle ve işte ben şimdi seni teselli etmek içiu buraya geldim.) — Heyhat; geç kaldınız; niçiu dün gece gelip o yaptığım çılgını lıkların önüne geçmediniz?) — Dün gece senin büyük karde in (Assan) ın yanında idim. Bu kardeşin senden daha ziyade açık Iı bir haldedir. Bu kardeşin büyük ve aziz Hindistan padişahının sa- yn mi Padişah o- ik bir suçunu buldu, iki salla oydurdu. Ellerine, ayak Tai bukağılar vurdurdu. Bir zindana attirdr. Şimdi ku zavalir orada resi ie geldi. Bir ta PE Ytna yıkıldı. e abeblerin rastlamış olduğu güzel kadın ile yine karşılaştı. Bu kadıt- Memno- nun haline kahkahalar :le gülüyor du. Akşam oldu. Memnonun yata cak yeri yoktu. Evin dıvarları dibi ne bir saman yığını üstüne yattr. Bir sıtma buhranı başlad. Vücüdü ateşler içinde yanarken bir aralık daldı. Rü'yasmda kendine garip bir melek göründü. Ziyalar içinde neler hayret içinde: yoktur. Çünkü bizde yemek ve iç- mek de yoktur. Bizde #olandırı. cr'ar, müflisler de bulunmaz. Çür kü orâda ne altin ne gümüş var- dır. Bizim gözlerimizi kimse çıka- ramaz; çünkü bizim vücudları- Khz siz insanlarınkine Henzemez. Vezirler, hakimler bize naksızlık edemez. Çünkü bizim sıldızımı. üstünde herkes birbiria: tama: men wştir. Hiç birimizin başkala: rından fazla ve ya eksil: bir yeri, bit şeyi yoktur. — Ey aziz melek, böyle kadın sız ve yemeksiz bir âlem içinde siz nasıl vakit geçirirsiniz? — Bize tevdi edilmi: olan baş- rinin | ir gözü, oyulsun birisökek samanları üstün de, biri zindanlar içinde yatsm Sonra bu aileye bakan melek hi; bir iş'görmesin. Böyle bir mele: bulunması fazla ve faydasız bi: zâhmet olmaz mı? — Sen yeise düşme. Senin tal. hin değişecektir. Gerçek sen artık tek gözlü kalacaksın bu (o kusuru bir taraf edersek yine b: htiyar o- labilirsin. Yalnız bir şa:t ile ki bir dah: tamamen akıllı uslü olmak için manasız projeler yapmaya- sın.) — Demek ki böyle bi: proje hi, bir vakit imkânsız olan o bir şey i kardeşten). . ötekinin iki gözü dir. ve Evet ne kadar icıkânsız is: e yn uslu da kadar imkânsızdır. Biz wi bile böyle deği liz Evet. bu kâinat içinde bir küre vardırki crada bü- tün bunlar vardır. Faka. her bi” ayrı bir istikamette ha:cket ede» yüz milyar ölem içinde hez sey derece derecedir. Bu âlemlerden irincisinde olan zevk 7e usluluk ikincisinde biraz daha ; zalır; sonuncusuna kadar böyie gider. O haldeki en son âlemine gelince bü tün sekenesi delilerden, çılgınlar- dan ibaretir.) rım ki bizim arz kü- e sole 72 Korkai e resi Sizin Şımdi ba ana .bahsettiği- niz kâinatın küçük lk olma- sın?! — Tamamen öyle değil. Faka" buna biraz benzer her şeyi kend. yerine koymak şartile.) halde bazı felesofların ve şairlerin bu âlemde her şeyi iyi demeleri çok yanlış bir sey ola ak?) — Bilâkis kâinatın umumi niza mına göre bu âlimler ve felesoflar çok bi eğdi ar. n bir gözüm böyle kör Sidal Yaldıkça ni aslâ ina namıyacağım. a | veci ile yan yâna oturacak, onu yak" görecek ve konuşacak, her halde ecekti, onra Armenyonun, onya ve Zanta mini yakın ie er adalara kıyılar e çol Pe sai edilen, hattâ bazal imparatorlukla kazanılan bir defi Armenyo da o devrin vi id 0, İstelya ile ekiz em dürtebilirdi. Fakat onlar, ii nin öldürülmesinde büyük” yar! bulunmuşlardı. Armenyo kendisi pılan iyiliği hiç olmu unut cak kadar insan yürekli olmaktan disini alamıyordu. Iki Türk düşmanınm Kefalolf mn er. kat bun ona ne? Diledi iter İtalyada bulunmasi Gi zel an ise bu dala'f lerden hiç pü oktu Hai korkunç. Diyavolo gil de e pri zak vardı ki, her an eteye ii iyor EKİN ordu, u Kara Hasana karşı duyduğ!? gi a e ona pre mazsa, bütün yatını yalnız ali Eğer üitdini eki olsa r Bir n dönecek, sa: Mİ ağ sg elbiselerini Z cek, kendisini İsaya verecekti. Fakat ümitleri vardı. n Belki ai kavüğaBiledi sanıyordu EM yolan ucuna ikide bir wi K ni!.. Hangi ea kaldı.? Bi işler altüst 1s olacak.. Yazıklar o Diye e rana sav yordu. yano da onun kadar“ Sıkıfl cağını “adi önlerindeki şu kocaman kaya; yı ve ağzıma ebeler Leonardonun ars yor — Hâlâ gelmediler. Ah.. bu rarlasalar bile, ile kardeşini kıskıvrak ba; mak için onar kişilik e o olmalıydılar. çare yi , Yazan : Marsel Prat Beyaz insanların medeniyeti renkli insanların medeniyetinden aşağıdır. BİR HABEŞ AİLESİNİN ZİYARETİ nal sesleri geliyor. İki - tır kapmın e ike Bir ge kadın ile kocası hi indiler. içecek (verdikten um — Avrupada epeyce zaman kaldı - nız mı? — Yedi sene kaldım. Ben İngiltere- de e ettim. Karım da ie ün hâdiseleri ohakkında mm 4 Bu adam suallere gelişi güzel kısa | arr Esrarengi Z A Habeşistan! > lerini kararlaştırdıktan sonra cevabı na başladı: sp 'yaz insanlardan cağımız bir şey yoktur. Bulu ale kaybederiz. Siz Avrupalıların binala - rınız yollarımız bizimkilerden mükem meldir, Fakat va lardan ka şeyde beyaz Mr medeniyeti lan 4 Bizim kendimize ine usulle - rimiz, kanunlarımız vardır ki bunlara ii mini karşı gayet şiddet- li ce Ee izdivaç günü kadın veer- ii eee, karşı sadakât ede- ceklerine dair yemin ederler. Her iki raf iz bu yemine riayet ederler, Çünkü zevç ile zevceden biri sözünde duran ik olursa öbür taraf m mak için hal e kazanır ve ev içinde aile- ye ait ne ki YE Ar rak (vatan) ve aile muhabbeti üzerine kurulmuştur, — Niçin iptida toprak muhabbetini zikrediyorsunuz? Çünkü bir kadın giderse 'yerine diğer bir kadın bulunabilir, bir çocuk ölürse yerine bir çocuk yetiştirilebi - ii > l kel id gün “. buralarda vücude getiril müesseselerden biz istifade ede - ceğiz.,, BÜTÜN HABEŞ BEYAZ IRK TEH- LİKESİ KARŞISINDA BİRLEŞ- MİŞTİR (Pierre Benoit) nin dediği gibi “Ha heş a haddi zatında basittir. Asıl m Habeşlilerin silâhı o seir değildir. Bütün mesele Habeşliler arasında birlik bee bu rl man mlardan heri um vi vi kâfidir. O, anlıyacaktır.,, 1 ettiler, / » Ben (Tiğre) yi Ge Ai bu ui mun sârayma geline vi him iğ a saniye ii ei tl mamışi ta şahsan ; fikir ep yaş için birçok is am kalmak mecburiyetini > ez vini gin vaç epi içinde, yastıklardan ellerinde gil za (Tiğre) dir. den e ia in küçük Hil u ünvan ona e para İrili m e Bu da ayrı bir tehlike teşkil er. Çünkü m (Ras) denilen bu saplı yelpaze DİĞİ halde “Pre rum. Hava sıcak, tah kanatlı 1 Tr tamamen açılmış, asetilen balarımın etrafında sinek ve sivi nek sesi veren bir daire şeklinde lanmışlar, wi N Bu vücudü gevşeten ılık ii sinde (Seyoum) Rasmda “ — ie imali şağıdı > işin? — Çünkü sizlerde Ti denilen şey yok. Eritreye gelen İtalyanlar bura - ön sade kötülük, prime ve ri tohu- u dökmekten başka bir şey yapma- idir. Buradaki kadınlar hayatlarını Kazanmak için ahlAkerelik yapıyorlar, Jerden değil, Sualim üzerine bir müd. | Düşündü. Sonra söyliyecek- nasil? ld — Peki sizin, memleketlerinizde, | di .” Si bir daha onu yerine getirmek mim kün değildir. “Onun içindir ki bizi) Habeş gençleri İtalya ile bir harp çık» tığı b mutlaka Eritreyi zaptet- mek iste tiği çok defa vakidir. (Seyoum) Rasi hakkında birbirine zid birçok rivayet- lervar.'Hatta ben kei elmezden evvel bir.İ n bana youm) Rasile İtalya say BE dost nevveri biraz gülerek şu salim var dı: — Hakikat halde biz ; İtalyanların Eritredeki imar faaliyetlerini “fena . bir gözle görmüyoruz. İhtimal ki “birl, rib bir haber verdi. Bir dostluk beyan. namesi... Alelâde bir kücük sözün ne kıymeti olabilir ki bunu söylememi bendenrica ettiler. Hatta bu ara: az'da dokunaklı bir tarzda “bukadarı da bir e, fal kat diplomatça söz sö: ruz, Ve eğer