27 Ağustos 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

27 Ağustos 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SM; “karar < am Yazan: H. H. Ewers Türkçeye çeviren: H. Varoğlu dan bir çok seneler evvel bir gün a LR re her birimizin m ölümle hayattan ğ ir bi muş, yer ye uk. — Ben i hesabıma mide kan * serinden ei kuvvetle zanne - diyorum, dedim. Gerçi hoş bir aki bet İrili amma, ne bileyim ki bizim ailede Bir a tek kalan il nin yarâsile yaşamağa çalışan 4 kadan Eristiyan da: ben, günün birinde, bir kaç sile ilke bün pençesinde müca - dele ede ede can vereceğime eminim, larm her biri kendi bunlar kadar şai imak - zak tahminlerde bulundular. Hepsi e İzem acınacak d bayağı, 'essam Con — Ben Du elile sieezie “dedi. eği erek: ml mi ei dedi, e durdu, sonra a Zir ağ " ürer Hive er m'at ile ceğim. — e ir ölüm- er zaman değ ie gülüştük, alay ettik ve ke- hanetinde aldi kendisine uzun uzun anlatmaya çalıştık. Aradan bir sene mr Bir gün, 'Trovere tesadüf etti Lond ne zaman döneceğimi sordu. İki gün evvel geldiğimi söy - ledim. O akşam klübe gelip gelmiye- ceğini sordum. Akşam geç vakte ka - ahkemede an olduğunu söyledi. mi filân gibi bir Sant onu çalarken yemeğimizi bi- tirmi: kahvelerimizi içiyorduk, iz : metçi viski getirdi. Tro — Klüpte, eski arka e pek az b görebileceksin dedi. Viçin? akşam ileri sürülen ke- hanetler hızla hakikat oldu on - dan Ölümlerimiz hakkında tahmin ler ya o ii akşamını hatırlıyorsun — Elbet! e e de ben Lon- 'dradan şia de döndüm. — Evet. ln hepsinden evvel mi durdu. n tam al - Davusta ö eser! Sözünü Kolay yerine Hekienie mdaki iken — Öyle oldu. Kraliçe. alaym bak) Si cephesinde KURUM'un Romanı 78 ir ri tuttur -| da hai şam ni beraber yemeğe| ma yerdi alnma bir kurşun isabet ederek öl - dü. Halbuki onun Londradan hari - ce gideceği ği tarihte kimsenin aklın- n geçm —o öğsünden vurularak öle- eğini söylemişti. Hoş, ha alnıma, ha Me ikisi bir imi çıkar ya! atırmda mıdır? kisiyi, beşi türlü a gitti. Vimbleton üçüncü ola- rak siri Tabii sllreden her gün beş kat — Bod — Daha yaşıyor. ib görürsün, senin, benim gibi sihhatte, ne ie daha y yaşar onu bilmem. Mak; Mi i iki ay evvel nüzülden rik. di gitti. Noel ri gibi tombul tom- De zavallıcık! Bu kadar çabuk ö- kimsenin aklma gelmezdi. Da- x da otuz beş yaşında idi. — Kala kala ressam kalıyor. O ne lemde? — Levelin mi? Asıl sözünde duran, hem de tam manasile duran odur a zizim kadın ve sam'at elile in — Ölüyor mu? Anlamadım, bu demek ei pişme ei Ressam on aydanbe - ri Brightan'da, bir tımarhanenin, ü - a hastalar Ki çi yatıyor. En aşağı yirmi bi ında tahmin e- dilen genç bir nizii onun sıcak bu- iie e) leşe eridi ve bu öyle bir İni etti ui ni çildird — Rica ederim Trover insanın tüy- lerini ürperten iki seriyi sapai alayları bırak. Kris “Yazan: Kadircan Kaflı iz Artadan coşkun türküler söyliyerek yelken kadırgaları çok geçmeden Preveze boğazından çıkmışla! açan Tü Yalnız babasının yanına kadar s€e- lâmetle vardığını bilmek isterim, Bu- nun için ne yapmak lâzımdır? Nere ye, ne ile gidecektir? Kim götürecek” tir? an iyice tasarlamalıdır. E- fendi, gidin, bunları söyleyin,. Ka- bil oldu; a kadar Dier k dedik - lerimin cevabını getirin. radan ancak ii st a ge ii ki Kara Kartal, Preveze açıkları gitti. Uzakta, Armenyonun ön göründü: Korlenyayı bir sandala koydu - lar ve AN rik çekildiler. sonra Armenyonun gemisi an zeldi. Genç kızı aldı. Kızıl haç- ı kocaman e açarak en * İİ Kara Bil ç kızı Yan; lundan geri dei denberi iŞ e konuşmamış ve hattâ görüşme - mişti. Son saatl Kornelya her halde bu T' Türk delikanlısile bir defa olsun karşılaşmak istemiş, yalvar - mış, ağlamıştı. Fakat fayda verme - mişti, üs e lM kollarına ka” tuğu urbete düşmüş gi - biydi ve ilik Ürik ağlayordu. Görenler onun sevincinden ağladı- ğını sanıyorlardı. —0— KAÇTIR. 1479 senesi baharı idi. Kara Masin, Makperson'dan, tiyandan filân iin kadar alay iltonu ra - ilir a am- 5 B en ğer mın külünü ha * ie hafif silkti, ark vizki dol - iminedeki a- — karıştırdı. “e çizgiler ya” vaş yavaş değişmiş, alt dudağı biraz daha sarkmıştı. — Biliyoru ni ressamı hepi - rsun. Fakat hi Giyisi de gülmekten ka ? Za hangi vak'a varır di ide bir tarafı bulun - — Mevra Li eli: — Vak'a Ne demin sö lediğimden gE aşağı ye bin yaşında tahmin De ka - enç bir dın, ressama modellik liken ressam NA Ş AP Nİ Yazan. A. ismet Ulukut Hüsnü oda içinde peyda olan bu gölgenin farkına varmadı Onu da çağırırız. Sonra ha stane- nin bütün sırlarını anlatmak isti yorum; bunun için de söz vermiş- tik, Övey baban ile övey anneni, Hüsnünün kız kardeşini de sağı rız. Güzel ve faydalı uzun bir gece geçmiş olur. Ertesi di cu ma olduğu için polis müdürünün erken kalkıp işine gitmek bu- riyeti olmadığından o kendilerin! rahatsız etmeyiz. — Ne kadar ince düşünüyor- sun? — Böyle düşünmese dim. karşı o — kadar ai ve lütüfkâr sz değil mi? © — Hayır, ye eyi işlerimizin ik bei hale. gelmesin: vaffak olamıyacağımı söyliyecek im, -— Hakkın var. Hacı Yaşar A ğa de konuşmak i için gene o oda korkuyorsan.. — Hayır, hayır! Ben de gele- ceğim; amma... Biraz tereddütten sonra i babamla görüştür, ol z mı? — Öyle olunca Makbulevi de lalım. — Neden — Di şey icin bir ai yoma ihtiyaç var da ondan — Peki, alalım. 5 CO gece, Hacı Yaşar oOAğadan temek e ii sekili şii cal bu kadını sevdi Kadın, onun busele- Fakat istersen tafsilât verebilirim. Kornelyayı büsbütün unutmuş görü - nüyordu: Son hafi nda çivilenmi Me Ke yelken açma! bir n bu kadar yemli w Hasan şu düşün- cesini Mi açmıştı: — Devlet, Venediklilerle barış yap" iz. Bu se * lâzım gelecek. Fakat ne ya- palım, elbet bunu da başarırız. Burak Reis, bu dünşmeyi iyi bul - dü. Diğerleri de hoş gördüler. n öyle canları Ee ei avlanması yasak olmıyan gemi bulmak için dünyanmi ötel dar gitmeyi bi teki ucuna ei Mr le — Yarın yelken açıyoruz ve Sicil - yaya Me Diyei har ni vakit kalmı Kara Hasan yeniden söze ze bağladı: Butun): kında kat'i malümatım var mı? kat'i! lead daha r. Resmi tahkikatı yapmağı ki Mei tahkikat Hamiltonun hasta- eye girmi mesile yarıda kalmamış ol - saydı, onun hakkı ai “kırıp dö- kere hırsızlık”, “eşya ribi”, “ce - set imhasr,, gibi kim ii e türlü suçtan do kanuni takibat yapmak | mecburiyetinde kalacaktım. e 1 " — Iş gittikçe karışıyor! Hem o kadar karışiyor ki, anla - lere tamamen inanabil - mek için bütün m toplamalı” sın. — Haydi anlat sabrım tükeniyor. Sı yarın) perşembe akşamı için muvafakat cevabı alınmıştı. Bundan çok se- yi « gelme için otome: bili yil ri — Kime? si y— Ağaya 1? — Şüphesiz! Doktorun ülümseme- si gene dudaklarında gölgelen- di: — Peki, amma yerini bilmiyo- ruz. Dedi. — Nasıl, bilmiyor musun? — Bilseydim, böyle mi konu- şurdum; evine giderdim. i kabul etmek istemi- yor — İşte bunun için adresini bil- dirmedi. — Ne tuhaf adam ! — Şimdi dikkat et, hemşireyi yutacağım; sonra elektriği sön- ae Gözünü hemşireden ayırma, onun yan tarafına bak! — Sen benim yanımda dur, ol- maz rar Cİ Tapılacak” bir'iş var ki o da Ki Reisimiz Kara Sah öcünü almak tır. Bu öcü almadıkça içim rahat et - miyecek. Başta Armenyo olduğu hal- de, rdo ile iyi ve İstelyanm cezalarını vermeli Çopur Mustafa söze karıştı: Şimdiye kadar bir gemimiz var- dı. Şimdi iki oldu. Bunların sayısını gittikçe arttırmaya ant etmiş ği ni izlerde sıkıya orkumuz yol iü e inirin zl uzatıyordu. K n onun demek istedik - lerini kisalttr. — Armenyonun adımı başta söyle - a ÖLÜM IZTIRABI VEREN BİR GECE şamba günü polis müdürü Çar bir tezkere aldı; “Perşembe günü akşam muhte- Yaşar lan şölene çok değerli annemiz ile birlikte teşrifinizi istirham ey- İeriz.,, Dr. Mehmet Nazir. Binnaz Şefik| Cemil kâğıdı okuyunca gülüm sedi: — Yaaa!.. Bu zatile teşerrüf etmenin zamanı geldi demek! öğ halde ora de pen . Kim bilir kadar ei Bed, Biraz sonra sivil memur güle- reki MEYE girdi. — Yarın akşam ziyafetteyiz* saklar Hacı Yaşar ağa hazret- lerini görmek şerefine nail olaca- ğız galiba! Bakalım, cıva gibi ele avuca sığmayan bu ağa hazretle. ri de kimmiş. Bu kadar önemli işler gördükten sonra, polisin kar. şısına çıkmak için kendisinden emin olması lâzım değil mi? Bin zi öcü de bu sıra ile A mı sanmayın, İşin en kolayı; en gücünden de başlıyabilrz sö) belki de da düşmandan üçü şimdi orada bul yor — Evet. Doğru! doğru! Argi liye ni — Gidel Son li e da yapıldı. zer ra e Burak kuman dec: yni zamanda filonun al si gapackl m yaki n Venedik gi e de Kapla z ni reizliğine, Törettleriz ein gelen bir cu şu haberi 2 hmet, Leo muş. Gedik Ahmet Pa; ve. Zanta adaları üzerine gönder Tam zamanıydı. “Eger utu AnmMetten uncu vE varırlar da şu madrabaz prensi | kalarlarsa ne iyi olacaktı!.. Ertesi sabah küler söyliyerek yelken * kadırgaları çok geçmeden (o Pr? boğazından çıkmışlardı. Hava durgundu. Burak Reis kürekleri mkarkeği nadı,, biçiminde, ağır ağır işl ilerledi: Uzun sürecek olan lie | forsaları birdenbire pek ç mak için Türk denizcileri vi iy yaparlardı. Preveze kalesinin önünden gef ken top atarak selâmladılar. (Arkası v0 naza bıraktığı bu servetin olan bu adamdan epeyce şe öğrenebilirim. Hüsnünün bu sözü alaylı ! söndürecek kapısını da içerden Takip edeceği işin izlerini içinde peyda olan bir £' farkına varamadı. Yalnız b* doktor Nezirin sesi onu bu dl lıktan uyandırdı: mera akşam geleceksi gil ve , yüzünü kapay&! an” dı me ol bakti. (arkası "

Bu sayıdan diğer sayfalar: