a po — e Z Dünyanin Babuk (Persepolis)de BÜYÜK MELEK GÖKTEN İNİYOR ie Orta Asyayı gökten idare e den büyük meleklerin yin (tür el) bir gün Oksus (*) nehri ke- marına indi. Burada (Babuk) un evine gitti, dedi ki: — — mili şu İranlıların va lıkları, taşkınlıkları, gine haddini aştı; in orta idare eden bütün —İ » toplandı; bunları terbiye i- , vermeli, yoksa y yetlerini muvafık n başka bir buk iiiytik inileği n kenü'ne verdiği bu emri hürmetle dinledi. akat içinde bu vazifeyi hakkıyle elen ğinden emin değildi: bi üzerine, iniz. başım. e it ettiğim b kta vardır. Ben şimdiye kadar bir de- fa olsun Persepolis'e gitmedim. Bu şehrin nasıl yer olduğunu bil. . Orada hiç bir kimseyi ta- nımam. Böyle Şühüiğii olduğum bir yerde bu mühim teftiş vazife. sini örebil miyim S ik Persepaliai görmemiş olm iğ burada kimseyi tanr m namaklığın daha Viyidir. Bu şehrin eksin, demektir. Sana lâzım o- Iz n şey haklı ile haksızı, iyi ile ki tüyü biribirinden ayırt Sicak bir tü © (©) Ümmüederya nehrinin eski enbax iie yandanda çıkar ve im gölüne akar. Fl ALMANYADA TEVKİF E DİLEN | BİR TÜRKÜ N Volter'den — Çeviren: A.U. rana ri etmek için hazırlık yapılıyordu. kabiliyettir. Ben de bunu sana ve" riyorum. Persepolis ahalisinin sa- a itimad ederek iyi kabul etme lerini Eye ediyorum. Haydi, kayım yim seni. Persepolis. git, pi bak. Duyduklarını iyi tut. Her şeyi dikkatli bir müşahe- deden geçir. Hiç bir şeyden kor- kun olmasın. Her yerde seni bü- yük bir ie karşılayacak. Fi, ORDULAR, VE HASTANELER Babuk bir deveye bindi ve ya” nıma e ettiği kadar ye j7 1 ,” 1 1 td. em “Yazan: Kadircan Kaflı Zee mağ Nr Bölem:. 44 Karakartal açıklarda bir haftada dört gemi vurdu. Bunun için enediğe gemi gelemez oldu.. İki saat sonra konağın önünde bir araba”durdu. Önce kâhya Tokalı m mi i yer - leştirerek dimdik durdu. e kol- ai i kısa ve dara nü sy kadar eğerek arabanm pisimi Ta ri n baştan 8 ayağa kadar be - re giyinmiş, olan, ii gen z ağ vi la ç Bir kaç gi İl al hadi de ln Beleiler geldi. rada İran orduları âh uştu. Hint orduları ile harp uk burada İran ordusunda-| m asker ii ai yalnız ola- bir köşe! ekilmiş görünce Çsasla üm 1 istedi. iranlı askere: — Hintliler ile İranlılar arasın-| da böyle harp çıkaran sebep ne- dir? Niçin muharebe edeceksi- niz?,, dedi. Asker bu suale hiç beklemedi: ği bir cevap verdi: — Allaha yemin ederim ki ben bu sebebi bilmiyorum. Esasen bu- nu bilmek de bana ait bir iş de gil, Benim sanatim hayatımı > zanmak iç ruşmak, öldürmek, icabında Mi Parayı veren kim olürsa onun hesabına muha- gebeye girerim. Hattâ yarın Hint: uzun k: Kİ iç e bir rad mi nimini iğ buru el bir bebeği andıran eN bir yüz. İnce bir h Kâhya ona Genç kız beyde re Börek; . tarımın ucu ile kâhyanın eline tutun ağ — Yukarda mı? Diye sor — Evet Genç tl kalbi çarpıyordu. Ba - bası onu böyle'çarçabuk yanıma al - ırmakla acaba ne yapmak istiyordu. O zamana ka ep Armenyo ma - bir “gö - rür, giderdi. Genç kız bu adama kar- belki de bu yüzden büyük bir se Bi igin hattâ biraz çekiniyor - 3 Son RA Eadar. manastırı baş rahibesine — Ben bu ye a hiç ÖN İs- temiyorum. Kendimi Allaha vere - ceğim. Kabul edin. ee gibi ola - yım.. Demişti. Fakat başrahibe ona: — Her yden önce babanın iznir m ği Sabree. Elbet bu di- olur. “Cab erimiş ü manastıra, rahibe olm, on una ka okuyup terbiye kn için ise ile nler daha serbest orme Kornelya büyük a mierdi - gerin mk Büyük salona girdi, yol gösteriyordu. in nyonun odasına girdiğ ği zaman | Venedikli Gi genç kıza doğru rüyerek karşıladı iin benim güzel manol- büyünişsin. Artık ko" olmuşsun! Ne yam... Ne de iğ 1ZI'O) iğmuzları ndan o tutaral Hafifçe sarsıyor, onun yüzüne ve göz- lerine bakıyor, ilâve ediyordu: Ne kayım babana!.. Baba nediğe zaferle geldi ve sana da iyi ha- berler getirdi. Yakında, hem a 2 yakında prenses oluyor: a” Büzel değil hir le ana pek yakışıyor Kornelya babasının ilk ii pek hoşlanmıştı. Sanki bu sözler on! yüreğindeki bir boşluğu liman * dı M Fakat son sözlere de şaştı. Geri çekildi. Armenzenün yüzüne Kaküiç £ anlamıyarum.. babacı ali kü Hintliler askerlerine günde ya- rım drahmi bakır para fazla veri- yormuş ki biz bu mel'un İranlıla: rın hizmetinde german İİavet Ünye kültür direktörü bay Ke- idare direktörlüğüne müracaatlarını rica ederiz. Babuk askerden bu cevabi al- dıktan sonra kendisine biraz bah” şiş verdi. Sonra — ordunun e rargâhına girdi. dı mandars ile Hintliler arasındaki harbin se bebini ondan sordu. Bu defa kumandan Babuk'a şu işi verdi: en bunu ne bileyim? Bu aa ras gk Röle; 6 Yazan: Mehmet Naci Beni göstererek: “Onuda beraber alın.. Casus alçak,, diye MERK. “Bu tevkifhanede mükemmel bany: ireleri de vardı Elbiselerini kurak rzu ederlerse te düğümü, hükümetten zarar ve ziyan talebine kat'iyyen hakkım olmadığını bildiren bir kâğıt imza Mk Di ilana elbisesi de veriyo; lar dı. yet hariçte gene bir tarafta:. tehdit Berlin pr ii K ) edilirsem zaman to iu merciine gelesiye kadar bur: ı#aya gelebileceğimi, ve burada mu- kaldım. Bir gece derin ve ee dir rü fazgya alınacağını da söylediler. ya e gardiyan yandır- en kalkınız, saat on buçuk, 3m çi Giderken n bulunmadığımı, hariçte teh - 0 edilerek burada muhafaza al -alımdığımı ve iyi muamı ki lüks lâ mesele beni alâkadar etmez. Ben burada Persepolisten iki yüz uzaktayım. Yalnız harp ilân edil- miş olduğunu işittim. Derhal aile- mi evimde bıraktım. Şimdi ya şe- ref ve şan kazanacağım. Yahut öleceğim. Bundan başka benim i- çin yapacak bir şey yoktur. Usu- lümüz kanunumuz bundan ibaret-| tir, (Arkası var) olsa,, diye tenbih etmiş (olduğundan ye v ef alim Beta getir- dim. mnüj i gül konsol kii iŞ ie - rotaksl ver MR de istedi. 2 ya- ri irdiklerimi gi ön dim. Meselenin böylece ni sevinirken buraları” nı — kaç ii ba ziyaret edeceği- mi vi r görüp geçire- ele: ceğimi hatırıma Tile Germiyürüymi, ipi de ln ri ie ye günü ak- 5. 1 karımla ber: işe tenbur nunda operadan çıktık. geçiyordu. Biraz hi l için ya- ş yavaş gidiyorduk. Saat ona - ru Gervinvs sokağın €enim ara sıra gittiğim Werner namımdı loma! benzer büyük ve kırmızı burunlu pek neŞ'eli bir herifin, esi, Burası da dolu idi. Yalnız ka - içmek için bur: kil ar vimde büyük "biz li karşıla! sındaki yi dım. Birahanenin içindeki De bir Berlin konsolosumuz Bay Fi masanın etrafında iki kadm ve Hit- Aktan: “Hangi saatte olursa olsu lerin sarı elbiseli askerleri oturuyor” gelir lie, yanl an edilir edi du; ben içeriye girince Hitler selâmı bana telef, gece bile“| gen lk Şii a Aİ dd idi dimdik girmemek. eri emmlimimim Diye'inirildakdi, — Aanlamıyacak ne var? Gelin o- luyorsun ele elin!.. ii olmak güzel şey değil ni? Artık büyümüş- sün işte Tam zamahı.. 'akat, babacığım, Oben... henüz böyle bir şey. — Yalan Kaleme ben bilirim... Bu yaşta, hülyasında bir prensi yaşatmı - yan e genç kız var? Hiç!.. Öyle de- gil m Armenyo biraz ilerideki küçük m saya doğru yürüdü. Orada elk u fak bir Tkmkğı aldı. Duvara asılmış olan bir defe vurdu. Uşak e içe- ri girid: — ki unuz sayın senyor!. yayı odasına saya diri hale tuvaletleri, her i ha- Gi, zırlansın!. Bir haftaya di al ve sadece “akşam Mi Ene rik manasındaki — Güten Abend — lâmını vermiştim. emir mi a” rip gari, km lar, Bu ne- vi la masa başında oturanlar arası, bir kavga çıktı. İçtiğim iki bardak ranın parasını vererek i lis kolu esi Ameleyi yakaladılar; yuvarlak m; başındakiler beni de göstere: ll) — Onu da beraber alın, yabanci ga“ zete okuyor, nl eriği iğ pre Gelin olacak. r haftaya kadar mr? Hanlar» im Yi ızının sözünü kesti: ir haftay; dar... İşin sekin ani mi gerek.. Ak - anlatırım... Venediğin bütün se poza seni kıskanacaklar... Ba» n ve dediklerimi yap!. Bun Bulak sert söylemiş ve hemen vi çıkmıştı. atlı bir konak... Emrinde çif- 5 zilli Her en Wi ak ve yaptır güze bunlar.. Genç kr ei Mz Çok Kiçmielen gözle düşünmeğe baş- lama; ti ki haribe olmamışım... Dı - ba bi Şal bası ona her şeyi açtı. Genç kız işte o zaman oağlamağa başladı. Kefalonya ve Mora taraflı ğunu sezmiş, oltada yem olarak rfelam anlamıştı. «Ağladı, yalvardı. Fakat Mei bir şey fayda vermedi. ! ir hafta sonra Venedikter kal » kan bir kadırga, cenuba ni yel « Bu Yalırgada Malan prenaiiie vardı. pa na- m yâ» o da bu düğünde bu ere » adediklen bir filo ile Kefalnyaya gidece! ti, dilik onun da genç kızla bera- ber blimietine Tüzum lele Çün- ra Veli korkusu kalma mıştı. inin başka oVenedikte dü pin ii ilim Onları a p , Leona: ise biraz havaf Mi Neoli elli Ferdinand ile anlaşmak üzere bulunduğunu anla - m görmüştü. ik (Arkası var) olacak, yahudi, komünist! Diye bağırmağa ladılar. ürültüye meydan vermemek için polisin teklifi üzerine beraberce git - meği münasip buldum. ola ge * lince Mn anlar anlamaz der - hal evime birakacaklarını ümit edi- yordum. Ümidim ba) çıktı. pezii on buçuk- ta Gtollmann sokağındı lis karakoluna geldik, — Ty eylâl 1933 — gecesi burada gayet münasebetsi bir nöbet is memuru vardı. Hat- tâ ailemi e etmek hakkım ol- duğu halde -— “derdini Marko paşaya anlat!” gibi lâtifelerde bulun» 3 Eğ arip mütalea adam ecnebi memleketlerinde yirmi milyon Almanın serbest serbest lıştıklarını ve kazandıklarını dü * Şünmüyordu. İster istemez, akşamın saat on bu- çuğundai kadar düryetine gönderildim, Tesadü! ne mahut Abdülhamidin hafiyesi nö- betçi imiş. Cârkası var) i idi Ma di iii