ai Kıskançlık Mi gi ağ ktile diğer hay- © vanlara ü ük bir zarar ver- © memeğ vermişti. Yalnız karar vermekle kalmamış, tatbik yoluna da girmişti. Bundan dola: yı kendisinin ideresi altında olan yerlerde kurt ivarında bağlık ve ri — bir mesire vardı. Aslan b ir in faziletlerini, a- gü severliği em çıkardı. Sözünün nda: biricik dileği Si leriniz arasına girmektir; “Hergün fırsat buldı ayakları- nıza yüzümü sürmektir! e. du. Aslan sayesinde her gün elde ettiği nimetlerle vücudu da a- damakıllı gelişmişti. | hayatta rahat ve sa- adet ile zorluk ve felâket daim. yokuş gibidir. Biri bitme- a öteki a Zavallı deve İ- e böyle oldu. Devenin aslan in fevkalâ de teveccüh tibar kazandığını gören ayı m disini kıskandı. Fazla olarak de- venin Ma olması em tahrik ediyordu. Bir gün na getirerek deveyi bine ide mek, onu aslana 'çalatmak, sonra parçalarından bir çöl da kendi midesi için ayırmak istiyor- du. Bu türlü düşünceler e ayı bir gün deveye yaklaştı — Ey deve kardeş, Ni o ak istiy onu ıp k bunu hisseden aslan der- © hal bu pre bağırdı: İ zavalir deveden ne ister- iş İli ettiğim yerler- de hiç bir hayvanın kılına hata , ee an deve; nma çağırarak bir in ihifat “a Bu iltifattan aşıma bir kazadır geldi. çi ie im. Fakat in gibi âlicenap bir in. ile Parma ştım. Eğer müsa- “ade edereeniz hizmetinizde bulun- md canıma minnet bakim de- i, i Aslan devenin nezaketini ve “terbiyesini bu sözler üzerine da- © ha ziyade takdir etti. Kendi iyetinde ne arsa E devey eyi hepsinin başına reis tayin etti. Bu suretle deve de büyük bir rahata ve saadete kavuşmuş ol- “ iğ Lr senin hayatı cesaret alan deve sergüzeştini an- “ attı: ceksin, Bu yüzden bir felâkete sebep olacaksın. Fakat işde ın mevzuubahistir. Se- na karşı ifrat derecede muhabbe- tim olduğundan vi ii le beraber “ia sır: yorum, Sen: büyük bir tehlikeden Gen rmak ir Tun İl Deve a şu gri alan verdi: deşim; — Aziz kar. sanı ki | beni tecrübeye senin için ihtiyaç — Mademk ğe ediyorsun, | mademki Memi bir şe | kaçırmıyacağına 1 namusun üzerine söz veriyorsun; (o halı latayım: ettiğimiz bu aslan büyük fazilet sahibi- dir. Hiç birimizin kalbimizi kır- mamak için elinden gelen her şe yi yapar. (Arkası var) “ £ BÜYÜK DENİZ TA 7 2 3 Yilan Kadircan n Kajlı ni Bölem:25 Hele beri tarafındakini yakalım da... Ondan sonra Karakartal bu ateşten zor kurtulur at ayri zamanda bir kat da- ha şerefli olur.» Loredano, Nikonun bu sözünü be - cerdi: — Bravo! Pe ai Bir Venedikli gibi ko - Niko, sözü e değiştirdi: burada işim kalma" dı. Sizi avınızIn m bulunduğu yuvaya ŞE de,, Kısmet deb bir yerine iki tane. mutlu!.. Sanırım ki Kara Veli ai zavallı bir hiristiyan gemisini av- Ir; lamiştii sefer onu bat - rak sapsağI ele geçirmiştir. Bu av- lamayı onun burnundan getirmeli; daha e yayi vii de ii inecek Eğilim, neti ilerilere rim Biliyorsunuz — iie Anlatmıştın.. Hak'ın da var ya, Eh... Biz bi ei > e mi Alberto! yok senyorl. — Yi mii yal» > e ni ndan daha korkusuzum. Hayi da bu kadar ve bir iş Ete hiç hatırlamıyo! — Buradan geri dönünce Pt ve rilecek olan mükâfatı da sana bıra * ndolu — SİZ sağ senyor!.. Ben... Niko onların sözlerini kesti: e. AN edecek zaman yok sen- Bir dimiz rim sonra w doğacak ve her Ev Dz avlarlar. doğru amiral Armenyonun bekledi - ği e götürür, Anlaşıldı. Şimdi gidebilirsin!.. Yolun açık olsun! rmando da kılavuzu verim — Yolun açık olsun olun... Nikonun kayığı geriye döndü. Burnu bütün kei bir anda kıv - rıldr. Loredano ile sakat yapayalnız kalmışlardı. te gözünüzün > | Genç Loredano arkadaşımı sor - us — Gidelim mi? — Siz bilir nl Hemen işe başlar- sak iyi olür sai —0 9 iye Kür e asıldılar. Kıyıdaki ka * a aş ve fundalıklarla ça - rların denize yaydıkları koyu gölge- ei m sinden a bir hızla ilerledi - - radan yarım saat geçinceye ka - mi epeyce uzakta olan iki Türk ge misi gittikçe yaklaşmış ve büyümüş - pi de yıldızlar belli belirsiz £- s 8 > — Ivei bir aran gibi k yal Çünkü Pre e boğazından e içeride olan Şi itle kadar. Veneilikliler rin s0” ıma etirmi u Zaten onun burada öldün eden biğkeekle çi. ki eTR iyi Buna rağmen'hör iki Türk ie nde de birer vardiya, başta le başa doğru gidip li - altlarında vı bezlerinin hafif is- e iki a gecelerinde derin bir uykuya da- Daki leventlerdi- kıyıdanberi gözden kay - betmedikleri ve kendilerine amaç bil- dikleri ateş, biraz önce sönmüştü. Onun yerinde şimdi oldukça kalın NE ii örtülen bir kaç avüç kor var o da hair Bu ili üç dört ei iünirldndi allen bir sandala doğ' ru geldiler. İkisi sandala bindi. Açık drlai r. Kıyıdan a pe beş on adım ka” dar uzak olan gemiye yanaştılar. ie. emek k çıktılar. Bi risi diğer geçti ve o zamana dar nö liyen diğer iki ge » mici küçük sandalla kıyıya gittiler. Sandaldan çıkınca. a İleride uzan | mış olan karaltıların arasına girdiler | ve görünmez oldular. Loredano arkadaşının kulağına «| Zildi: — Şimi emi ete çi ie yeme erin kapamslarır. Kitet ini üst uyku sersemliği | Etem sa et. za ği e kt - e bütün hızı Men Kara Kari ile arkadaşının kıç altlarına kanca « Tryaca; pe o dalgındı. Loredano bunut zi Yard ve kolunu sarsarak so) — a iyor musun? Beni dinle, Yok” sa bir şey mi. var?.. — Anlıyorum.. Fakat bir sev daha anladım. a Kartalın beri tarafındaki | eke al ik MAĞ kadırg; yi 3 ti a e Lİ göl iyi ola - caktı. redano e ağ hak verdi: — Niko iyi bilm anıdır. Herkes yeğ b un enli şunları dl f ve etti Hakkın var. Kara Kar rafta gal olaydı daha iyi ola © caktı, ateş kayığını dos doğru onun üstüne sürerdik. Eh. Ne yapalım.. Ge“ demki yanyana de - » an tal bu ateşten zor kurtulur... Loredano doğru düşünüyordu. 'uru ve a gibi bir tahtadan ya” pılan, hele ü (Arkası var) Kadıköyü'nün ml Romanı | till Bölem: 67 Çay masası başında Burhan, yar yorulmuşum, dedi. Da ilk larak, Bedri zünü yeri istiyorum, seni gri > « kanamıyo: Burhan dk agit 2 . erine baktı. ca bir müddet A ünlü Ya e bıkarsan! De- yaş dı. dini ağır dizleri üzerine bıraktı, Kol- düğümlü ln Burkanın boruda i| riyenin kolla; Yazan: Safiye Erol l kalmıştı. siye bir ye tufanı İ- çini zaman de, ayni lümseyerek, kendinden geçmiş e halde itiraf si tü — Hem bizim bir çocuğumuz ola - gi urhan! ber tepeden inme geldi. Bona kendini toparlayamadı. Bed- rını boynundan çözerek a tı. — Ya?.. Çocuk! Ne çabuk! dedi. Pek budalaca bir söz söylediğinin farkma rak güya düzeltmek a di. Fakat boş bulundu, ağzından çırdi — Buna lüzum yoktu, güzelim, Ben “seni daha tedbirli zannetmiştim. Bedriye, adımlarını tek tek sü - rükliyerek, üst kata çıkıyordu. Düşü- cılız saman çöpi lamağa hazırlanıyor. Gönüllerdeki bu nam - tenahi zâf onu ilk defa ettirdi, Burhandan bir güler yüz, ya” rım buçuk okşayış görmekle derhal ş olduğu - phem İni korkunç büyüklüğünü hiç bir zaman elidir. ça bu zorlu di - m pahasına onu muhafaza edebi- 'akat MekEEME ZA acılarla çü” erer olan gönlü, a a tatlı sözü kar: da, inzibatımı kaybetmiş, ortaya ayeağire ne za b do cuğumuz olacak, biz daima iri - mize bedii yız,, sözlerini söyledi; yen ker rülsindii içine zıya dedi ki: “Gel esli. otur adar, Kütüphane odasında Şerif Beyin ye boya bir portresi vardı. Bedriye da durdu. Zamanı me ni unuturcasma bu resme tı. İlk kocası, mürşidi, manevi hayatı - nın temeli olan bu la tasvirin- den sanki gizli bir kuvvet akarak o * nun perişan ruhunu toparladı, tah - a ği W ona demişti ki Insanda gizli to im mah bir cevher veb, r. Hay haki mânası, işte o la Meni Mn lerinde bulup işlemi çıkmak. Kalamış koyu- na bakan balkonun kapısını açtı, Bal- konun oymalı dan yapılmış parmaklığına yaslanarak karşıyı sey- onun eteğine dizisine eri ferahladı. İçinden bir gülme e Yavaı yük- selen, köpüren t n bol pi gülüş inkarı örttü, deliye göm: dü. Burhanı tanıdığı gündenberi, iç - ten gelen ilk hafiflik ve ie Mi ie sn yor, gün gibi aşikâr, çi kek seri nis Bir çek iner Bedriye, uzun uzun düşündüğü b balkonda soğuktan titriyordu. ed ruhun mın birden bestleştiğini anlamak (ona derin bir zevk v yerinden ayrılamâ# dı. sk si “dizin ve yumuşak yatıyordu, üzerinde ne bir bir sandal. Halbuki yazın burası ye kenliler, sandallar, kanoların kayma tığı, yüzgeçlerin bir başta avuz gis ümitsiz 8 Bedriye gülüyordu. Sekiz aydır 4 — kendi kendine (o sormak aklım8 elinin 'mişti, Sahi ne olur Burhan beni sevmeZ” se? Minnie manen neyim eksilir? Vi han beni sevseydi çok bahtiyar mb Fakat bugün a” tık iş işti ti. Artık saadeti miyorum, al yorum. Burh Ne yapalı vermesin! r yelkenli n& ğ e kollarını açtı, yi i |