—5 — KURUN 2 TEMMUZ İ935 çer MR Pi yarn Serleu çoktanberi . dostu ressam Pe: iradi evinde bir © porto içmek için rmişti. hi kat bir türlü ardi ayrılar: ii renkli Nihayet zen ün öğleden sonra öleli i bir ağırlık duymuştu. Üzerinde çalıştığı heykeli olduğu yerde bı- vakarak sokağa fırlamıştı. © Perle'in evi ee Serlenin ; — oturduğu apartımandan bir kaç ç sokak ötede idi. Yaya olarak li nihay nın öşesine saparak dikkatle baktı, © Kendi kendine: — Mümkün değil!*Bu nasıl o- Tar? Dedi. tuz, kırk metre kadar ileride © mu takip ediyordu. Her ikisi - böyle biraz gittikten sonra AE? “ reuşlardı. Sanki yirmi ii e» âşık gibi öpüşerek mışlardı. karşısında (o iptida perte bir şaşkınlık geldi. Bir gözlerine inanmak iste- ii “Fakat dehşetli hakikati pek gıp lzk bir surette gözleri ile gör- o müştü. Böyle bir vi keykel- ii Serlen her ikisinin üzerleri» ne yürüyebilir, Gin karısını, hem “ âşıkımı üncelarİniden tutarak .dukları yerde boğup mi Fakat o öyle yapma. On- ra görünmemek için bir. söle tessiz'iği ile geri döndü, evine kaç £ “Çünkü ü ne yapacağını düşün- © meğe ihtiyacı vardı. Evine geldiği zaman Serleu hız» İr hızlı soluyordu. Alnmdan iri iter maya düşüyordu. Kapıdan iç rip te bir koltuk üzeri” ne Gerim; — Bunları öldüreceğim, ol de- On dakika sonra karısı e şal heykeltraşı iyi Ke po ir bir halde gör ü. Ma- »m Neili kapıdan ai — Hâlâ çalışıyorsun, öyle mi? dedi. Onun bu bed heykeltraş ce- “vap izim ei başını çe- virerek | a iktifa ti. Heykilktaş e Dikiş işi i- ie uğraşıyor, fakat öbür taraftan o kendi kendine söyleniyordu: © — Ben bunları mutlaka öldü- miş I Kadıköyü'nün üüRomanı! e 2 | Bununla beraber karısına hiç renk vermiyordu. Akşam yemeği- ni birlikte yediler. Yemekten kal- kacağı sırada Serleu'ün aklına yeni bir fikir geldi ve bir kahka- ha kop Karısı sordu: — Aklına bir > mi geldi. Ne gü lüyorsun? Ne düşünüyorsun? Heykeltraş e elen yeni fikir karısı ile aşili “öldürmek: kti. m yerine da- — Bir şey değil. Dört gün son- ra bizim heykeltraş grupunun zi- yafetini unutma,, dedi. Sofradan kalktıktan sonra Ser- leu telefona gitti, Perle ile konuş- tu. nutmamış, O gün bi- ze e ei beraber gi- eceğiz. Dedi. Aradan üç gün geçti. Dördün- cü günü Serlen karısını bir porto içmek için Perlenin evine götür- dü. Fakat giderken karısı: “Ora- da çok oturmıyalım. Biliyorsun, bugün ziyafete gitmek için giyi- neceğim. e pantantifimi takacağım,, d Serleu hi bak verdi. İzdi- Serlen' a buluşmak üzere ayrıl- Perle verdiği sözü tutmuştu. Dakikası, mn Serleu'in- a- partımanına gelmişti. Dostunu da e bul- a karısının geciktiğini göre - rek: — Ah, bu kadınlar! Dedi. arısının arkasından biraz lâ- rak geldi. Fakat halinde büyük bir değişiklik vardı. Kocasına dönerek: » — Benim pantantifimi başka bir yere koydun mu? Diye sor- İL > > | E— i —— am — amm sem EE EE Yazan: Kadircan Kaflı Bölem:.:23 Gebersin kahpe... Hâlâ düşman elinde inleyen ve köyünün hasretini çeken nice Anadolu kızları var.. — Bilmiyen için güçtür amma o ka- dar değil. Buna karsılık bir ateş ka- z a zaman koca di cağı nı yapar, yenemediğini bi s ekl söz söyleyecek hali yok - Lor: — Karanlık epeyce ilerledi. Yola — aha... Diye cevap verdi. Sonra Halkinca- ya doğru li liği yerde yarı yaya Kesi sasın e İleri yolunda gidi - onanmanın ya”| | mazsa bize yol peri İM di- ye biraz korkuyordum, e büsbütün öbetçi ba: kınalar Kn çıkmış okların hab in "simdiki torpillerin ilk elleri idi. Büyük İskender semen Tir t Su şehrini kuşatmak istemi riye kıyılarına iki iz ei G » kta, denizin ortasında, bir kay: nin lan bu kalenin du- varlarına bile Beka Şt. Isken de kıyıdan adaya binlerce insanları çalıştırarak li - dan bir tane kocaman gemiyi ateş kayıklar le yakmıştı. Bizansda, İngiliz ve Ispanyolla arasındaki deniz savaşlarında, Çeşm ve Navari nlarında Ruslar * Lei Avrupa efem tarafında ia bu silâİ eri ve denemeleri hemen he: gibiydi. Kara Veli de ai Alban Ar KT Orhan Bahanın ziline tuttu. Muhabbetle bir iki ta; adı. — Sen, , sen Eee kunduracı- sın? Güzel konuşuyorsun, Baha. Fi - kirli doğru belki yanlış; bu m ü götürür. yi vr zın güzel. Halbı bile yek, değil mi? — Hayır, fakat dum. gz oku: endi kendime epey çalıştım. Sonra girik sun, ne gibi arkadaşlarla Sizlerle konuşa koni ye değiş- o tirdim: Siz olamadı, Tk ak bir kun- Orhana yordu. Lekeli bir. prosteldr Yazan: Safiye Erol Tıraşı Ka Alayla devamı etti: — Benim göri tarzım iş iş- Gümüş İZCE Şİ Benim için terciime ediyor! eman çalıyoi yorsun. Ew ve dönerken Büy yor, menyonun Halkineaya kadar adamla e le tat iskele sail Neredey *| ren göndererek Bi ye eceğini Ne i ordu Bunun için gemisi diği gemisili pa LAL lar, birlikte orada bırakmış, İstelyanm ya N üemine musun Halkineada 1.) Ne sürdüler ve bütün iskeleyi baştan nma koşmuştu. Leyentler Kara Kar Şık. Bu belki de Kara Kartalın için. başa a ER, e kül haline Koy: | talr bağlıya: ar, Pm de yanıyor. dular. mewini düzelterek diğer eksiklerini Armando söze ka Isanın doğuşundan 190 Yıl ö tamamlıyacaklardı, Karadeli de el — İsterim ki de yanmış olma -) Radoslular da düşmanlarına ll men ertesi gü — N yi Halki sın.. Çünkü böyle tr sokulması e e üye kullanmışlardı, A dönecek, o raki Si imkânsız olur, Bizi ona kancayı tak- içi doğu: poli önce Ro ta yeni Rl İdi ik ii bir dan önce görebilirler, çiy an Pompenin â- id demir alacaktı. — Buna hak verdim. Ben de rte * miroli e de, e limanında Veli Reis ertesi gün akşama kadat rim ki öyle olmasın!.. Fakat hiç ol -| yatan Roma donanmasından otuz beş| kalmadı. ve sonra atına bindi ve a la gitti. du. yatmıştık. ü aşıktı, tr, Sert ai ile vere — Hayır. Niçin soruyorsun? Bu ifade üzerine tahkikat iler- ki gemisinin bireneinsehağlan ei KEŞ çalışıyordu. — Çünkü kutusu içinde yok. İledi. Polis bu tahkikatında res- karlar kind — Mümkün değil. Haydi, gidip | sam'ile pr karısı Nelli | dip yerinde, Okumsaldaki kızak - bakalım. yaşi ki by ti ke: pri sl lara çekilmişti. Direklerin uçlarına Gittiler. Baktılar. Karısı doğru i. Ressai mii m urganlar yana u çekiler söylüyordu. Pantai ptif kutusu i- Mem TA Bir çok ei lara ii Tevenifer çinde değildi. vardı. Bu nokta polisin şüphesini çtklarım z kollarını» BöYMNLŞİREĞE Çoğunun gövdeleri de çıplaktı ve şar- Ses pa eu ben halde canı sıkıl- | ressam üzerine götürüyordu. Hey- | kı söyliyerek kangal kangal iç yağla- miş rkasında du- | keltraş polisin bu şüphesini anla” | yım Katakartalm kara karnına sürü- ran Nelli ile Perle “birbirlerinin yınca kızdı, “Bu adam ça vie yüzlerine bile (bakamıyorlardı. ön Ona in kadar itimat ası bittikten sonra ipleri Bre Perla; erim.,, DEE akat Doli e air ve bu sefer diğer tarafa doğru olise e vermeli. Diye mi şüpheleri de atmak olamaz- e ii i ağ emg tavsiyede bulund dı. tarafı olduğu gibi meydana çıkacaktı. He; me onu il dik etti: Nihayet ressamın evinde araş | O m da orayı yağlıyacaklardı. Os t, biraz gecikeceğiz. Po- e yapmak lâzım geldi. Res- | gün akşama ka akartalın yağ: lis akümlia A ak se am Perle bu maksat ile polise lanma işi bitecekti. Komiser heykeltraşım ziyafete gitmek e olduğunu düşünerek onu evine kadar geri götürmek keli Fakat derhal tahkikata başladı. Karısı Nelli i- e ve n defa olarak pantantifi- mi yi rini erinde gördüm. M. Perle bizimle birlikte, öğle ye- meğini yemişti. Gittim, pantantif kutusunu lim hepimiz beraber fışkırır gibi hir nağme serpintisi : e nin o güzel gözlerin için lâyemi türkülerden mürekkep bir şiir dı seferber ettim. Sevgilim, ne İs - tersin?,, — Böylece yatıyorum ve bit- tabi buna uygun rüyalar görüyorum. Sonra gel burada kalıptan ıstampa çıkar, taban astarına harama aç. Sa. > yi lıba çi nd ıstılahlarını su gi- bi arbeki en Orhan zevkinden fr. kırdıyordu. Baha ii (iksilozma yaptım) derdi. Orhan, nedir? Deyi ince Açan ari) SAR alırdı. Orhan: — Bacakta mı çıkardın? Anladım- sa At olay Baha, gr ni bakarak (Elinin kö- ME dı. dei rbeder iş iştirak liler. EE Bonra birtakım rivayetler çıktr. Gü- bağli) hayretler içinde kal- dı. Fakat bir va- zonun içerisinde buldu. Neticede ressam beş yıl hapse mahküm ol- ui. | #4 hürdarda oturan zengin Semedasın karısı Mafalda, muzibin biri Necdet- Bınıyor! Mazii hemi e ğine çep bu münasebet anlaşılan uzun sürme- miş, Necdet, gene elik dolaşmağa, meyhanelerde iaklemeği başlamış: Nihayet içki de kâr etmemiş. Çocuk dünyadan çekilmiş. Şimdi ömrü, evi ile idarehane arasında geçiyormuş. Rıhtım boyundaki apartımanında ba- zan sabaha kadar lâmb: Necdet kendini “ bir kitap hazı zetecilik ve edebiyat parlamağa başi nuş, diyot çük makaleleri, tereimel eri, ei kân, Necdet te, iye ve . m kadar se de, eh... ne ol Taa ae e elideli Kokoz olan yalnız .—n dümeni de bitmek üzere i. Onun çiyan henüz ihtiyaç dei or. Ertesi gün sabah erken- den akına güleceği İçin hörköste bü- yük bir sevinç (Arkası var) a vi CUMARTESİ tarihi iyi belleyiniz. Üyesi danua pi kurumu si" zi kermese dâvet ediyor. e ve mumluk çıplak bit ampul altında, yüz dirhemlik bir Şi: 2 KA oklüya içmekle geçinir yorlar. kat ne hikmettir? rd hayatlarından memnun. Neşe ve cat ye içinde epin ei izlerinde Sırık kahve aldTaRlarn icat ettiği bir hayat müj nebi m Orhan, iii bakışlarını Bahs* ya çeviri biir e pan istirm bir hakikati 8 yaşa” madim, faka şahidi oil Seyri bir kanını kurutur, Bulriyal in, Necdetin bazı sözleri” ni, jestlerini anlattı. Saat on bire doğru, iki arkadaş ayrıldılar, Baha-