) ya nedi mak İsi o nabir al yıya dönerek: iyı de kârlı bir iş olduğunu ge- lg ii niçin bu an yi t pahasını vererek ai de sö NN: Veli Ma yüzi ça yorul - n Sonra Naşit| nç karısı Ferideye yaklaştı. Kulağı fısıldadı, Sonra Veli da- artık karar Yi ğ © — Dayıcığım al ii okan hâlâ düşünüyor m en dolayı bu tarlayı sa- tediklerini, bu işin Veli istiyoruz? il aa | döküyordu ki izündeki sert çizgiler dan mağa razı oldu. Birkaç rr ve mu e- KURUN - İl Gündelik siyasi gazete i | istanbul Ankara caddesi, ek ai yurdu mn NUMARA ei ağ am işl İl Telgraf göze Kanal — — kene | Posta KİNA gönderilen yazılar, gazete. ye girmek için ise, zarfının köşesine im zete) kelimesi yazılmalıdır. | okurlar, e Karşılık isti, 10 kuruşluk pul pal | amelesi ndı. H die li birkaç misli olarak vi “Perağı man Zal ei e, ondan sonra yapıldı. Artık şimdi hem NM mektupların içine Veli dayı, hem de Naşit emnundu. konulan. me kaybolmasından, ilân F N memnuniyeti de an yazılardan dolayı, direktör - iği gibi karısının bir kaprisini yeri" vak, er ayr eli ne getirdiği için değildi. O bu alış Gazetemizde çıkan yazılarla resimlerin verişte kı i Veli dayıdan daha selt kendisi içi! kârlı olduğuna kani buluyordu. Çün” kü Veli nın tarlasında çok zengin zartesi SALI bir define bulunduğunu gözi bir Takvim 1 Temmuz i Temiz gençten öğrenmişti. Define bilicisi ok 30 R. Evvel NE uğunu ileri süren bi kısa biri Gün doğuşu 432 482 zaman evvel bir ti f neticesi ta Gün batısı 19.45 a ğa gömü - İğ Sabah namaz: 3.28 s Eve zi bir vari ved Öğle namazı 20? 1217 Me yare ve ri İİ İN indi namazı 16.18 16,18 Veli m tarlasın mühim bİr/İ Akşam namaz 1945 19,45 define bulunduğu muhakkaktı. Am “(| Yatsı namaz 2148 9147 a kendisinin parası yoktu. Bu defi: |ğ Imsak 212 213 X çıkarmak içinse behem. tar - ime lll mi Ni e ya sahip olmak gerekti. EN » o kadar lem anlatı - u gen yordu ki Naşit inan rağa para ei eek e sirkaş tecrü * n vin ya liralık bir servet elde etmiş olacaktı N Şindi mesele defineyi çıkarma; kalıyordu. ya bu iş içn Tiydi. ei lanı kazılacak- Ba pe seniz ger yi lâ e çari bütün plân altüst olabilirdi. Onun için e e çı karmağı daha Kadı leme konser rilece! isteyen ü dee rn Kadıköy Halkevinden ŞARK DEMİRYOLLARI İLAN Şehir sayın halkına zirdeki tarife- lerin meri tie vazedildiğini ha- ber veriyi 1— Seyri hafife mahsus ve 30—10 —1935 tarihine kadar kavun ve kar - puz nakliyatı için muteber 105 No, Ir 2— Edirne, Alpullu, « Bahasaki, Kırklareli, yonlarından İstanbula günden, mtealar .uatlıun «omanı < irAkee zan. A. ismet Ulukut Insanlar, nini Gin emirlerini Mi mecbur olmuşlardır t, bu sorduğum pek lüzu mu | an biz Ka esaslar n birini sorayım :Sizin ise, sivil memurumuz, diğerleri gibi hak ve adaletten ziyade ümirerinin esirlikte, en beş e ve taltifine leşi va unu! benim nizde bir servet var. Hacı er çeki dp kolayca istifade me iie ğa masalını bir tarafa ağ bul Peki öyle olsun, Benim teklif d parayı nasıl ele ge: eği Seli ni.) ğim işlere gelince, belki aradığınız çin anlatmak Tr maddi şan ve şereften ziyade, mane' — Yaaa! Bu kadar zam: Gi nber'i, yüksek bir haz temin ( eder, İşte soluk almadan arayıp GMY en Neden r si; şari olan takma adaleti br etm benim hiçbir mecburi riyeti; oktur. Hacı Yaşar Ağaya ği. diyorsunuz; çünkü bul emire im vari nüz ve Binnazla koni size an tel santralin hab ai me için e bir lefonunuzu inizi a dier e telefona bağla; bunun Tarlanın ellerine geçtiği ai ge | bozulmağa müsait neviden e ge hemen işe koyuldular. Defi -| içinm Seyri Seriye acan (B) ij odağa kümaşlar; vu ne kit ıyorlardı, Genç kadın istisnai sütakkağ tarife. güç mü ii ii ke ) e ışık aye Bİ ime MÜDÜRİYET ar KAR Biz de ini emi yle ar Dedi. Sivil memur sustu; çık bir larındı i eri bili > a ii ll : ini emel var Fakat tam bu sırada a n bir) vuruş ile yenilmişti. ey ” ündüzd k oldi icli gölge peyda olmuş, kendilerine doğ-| etkisini Ctesirini) uzun sürdürmek is- — dis. eğe sanem ei yaklaşıyordu. Bu gelen eli dayı di: Tal Vi eğ pi idi, Gece katanliğılle fener ile bura- hastaneden çıkmış ve size A e işlemeğe | ga an uzaktı sığ bir kız getirdiniz; “İşte ara- alışı olan Naşit birkaç dakika| © — s gi S içind kanter içinde kalmıştı. Fakat görmüğ, çek merak çi ri EE ğe dığın Binnaz budur.,, n. çaresiz sonuna kadar gidilecekti, Kazılan çıldıktan sonra Naşit define bilici - sine işaret etti: — Hele bir kere tecrübe et, baka - Tam, . Define bilicisi elindeki rak* kaslı EPİ kazılan yerin ee oğru sarkıttı. Rakkas derhal sa esrarengiz bir kuvvet ile a Sa ra eren ter için: va beşaret! ren yüzi 8 İNEN ç şü üphe kalmadı. Ara - diye görmeğe gelmişti. Kazılan görünce telâş ile Naşidin elini tatta: — Aman, kendine dikkat mia vk evvel Y a ben çak tes tere yüzü yaramaz — par- çalarını yi çoluk çocuğun oy * ei daim kesmemeleri için bu” mmüştüm, Ar ai e > almış ilet bıçakları da bağırdı. Bunu — Ara ile. Seine bilicisi biribirlerinin yüz - bakarak donup r, Made nin nasıl iz maden luğu simdi an” laşılmıştı. ir za” dağlı ai Define buradadır! Yazan: Safiye Ero! yarecilik mektebine yazılmış. Za- ten bir bu eksikti. Otomobilden e, Nesrin otomo- anıyor. o Mükerremin, Linkolen otomobiline binip kıra şile Orada Mükerrem ni şanlısına ik dersi mk Yan yana oturuyorlar. Genç öğreniyor: — Direksiyon ali artık a - yorsun. Gelelim fr. I da debriyaj şeri sürat mek içindir. Fakat bun » * Bizim araba Linkolen markadır; ————— | dört vitesi vardır ki biri tornis - A Bir de serbest vaziyet, top- ekün beş hareketi var demektir. ame lem gelelim sağ ayağa: Yol ver - mek istediğin vakit bas gaza. Fa - sağ ayakla icabında fren de yapacaksın. Şimdi söylediklerim - den ne anladın, tekrarla bakayım. Nesrin oOdört beş tecrübeden nra makineyi kullanmağa baş - lada. İlk defasında ona sürat ağ gö ün dikk; mıştı, Fazla basmaktı - re Ona öyle geliyordu ki şo- UL. enin — tarafındaki ağaçlar ha - ya gibi © vız vız kayıp geçiyor. Göz ucuyla saate bakıyordu: Se- kiz kilometre. Bu korkusun! kereme söylediği vakit, Mükerrem bol bol güldü, her aceminin başı- na gelir, dedi, her acemi uçuyo - rum zanneder. Alışırsın, yavrucu- i Zum. Eğe n, onun ne e Diez e ama n bir yol Tüzu im? di? Fak dpi firma | bir di işleri! Üy! le sa- mi şüphe ettiğimi, müdürümüze, daire - lerinde, söylememiş mi idim? Her ne Nitekim alıştı. Köyden uzakla - şıp kırlara çıkınca Nesrin, volanı alıyor, doludizgin kapıp koyuve - uu kıza, yahu! Sevdası beynine vurdu. İçi içine sığmıyor. Günün birinde gık deyip denizler- de boğulacak, Yahut kafasını bir yır, Mü şüncesi vardı: Nesrini avutmak, esrine Necdeti unut ; ve divaç yapmak istiyordu. Baha ile ber: Biler abileri ka- rıştırdılar, kösele (o nümunelerine baktılar, Tezgâhm üzeri, Te ıt çal şısı gibi, âletler, ölçüler, derilerle Baha, Nec - örtülmüştü. Nihayet byk ölü ğini İNEK. 5 insanlar ziyade menfaatlerinin € ini dinlemeye mecbur ar zin siz de böy * le! Dol acı acı gülümseyerek Söz Terini kesti ti. Sivil memur kaşlarmı yi mıştı; ilmi büyük bi Fn a naşması var gibiydi, Bu ş bir a İçinde | bütün şiddetile be Die — Dektor, biz, sizi hakikate daha emin bir suretle doku! nur, diye em 5 geçm varkı niz ması z geşindiğimi e bu sözleri söylemezdiniz, akdi gülerek Hüsnünün sözünü di: — İIktısadı smai bankasındaki yüz bin Tica ık ihtilâs işinde (tahkikatı yanlış bir yola için size bin lira teklif edilmişti. — Bunu da bildiğiniz halde?.. — Ben bilmiyorum; ileride olacak işlerimiz için sizi seçen Hacı Yaşar ii e im. duğunu ısrarla iddia etti- giniz vi e öldürülmüş bir ada- mın kızıma, hiç bir sebep göstermeden bir ser namına mi meydana çıkarmaya çalışıyoru! —On lira gibi bir para sil yanlış pi gtüremed; fakat, azizim, kıyaslarınız, bi m de lüzumun- da hakiki gösterme; mamile ii yol tutarsınız. Bet kai ışmıyacağımı ahlâkr Tenler, pek iyi takdir Siler, m de bunlardan Biri olmalıydınız. st var) detin ayağının bir kâğıtta ölçüsü- nü aldı, defterine birşeyler yazdı, İşte o vakit Necdet Bahanın dur- akarışık saç an çanağı gibi gözlerini sezdi. “Nen var, Allahaşkına, ne oldun?,, dedi. Baha, cevap ver » mekten âciz, başını. eğdi, yere çö- Idi, de, rahleleri önünde, bir yere bi madan ağır ağır çalışıyorlardı. ahacığım, ne oldu, ne var Cevap yok. Nihayet Baha, ken » ini pek zorlıyarak, tıkanır gibi, güçlükle “yok bir şey kardeşim,, dedi.-O zaman Necdet, Bahada mii hangi bir aile derdi, yahut pa» a sıkıntısı olduğuna hükmederek li deşmek istemedi. Şaşkın bir tavırla; — Üzülme geçer, olağan şey - ler... (Arkası var)