| BUYUK DENIZ ROMANI| | Endülüste Kemal Reis | TefrikaNo: 143 İ | Yazan: İshak FERDİ Prenses Şalina yerde yatan cesdin örtüsünü alı ve korkarak Li ekili! — Salina, Emir Saidın yüzünü açınca.. Er kapıda duran ara- baya koştular. renses Salina yere ayağını ba sar basmaz, İspanyol askerlerine? — Rahip Mellâyı görmeğe gel dim. diri rden biri yanına soku! — Rahip hazretleri burada yok- tur. m Da sizin geleceğinizi bize söyledi. Emir Saidi gör- mek yorsa, değil mi? nses çekinerek okuldu: — Evet Diye bar Nöbetçiler yol yetördileri Biri öne düştü.. İçeriye girdiler.. İki asker de arkadan onları takip e diyordu. min katından aşağıya sarkan dar bir merdivenden iniyorlardı. Salinanım yüreği çarp du. bilir ne e kadar sevinecekti! ses bir eliyle duvarlara tu- Yi öteki eliyle de göğsünü tutuyordu. Salina loş bir dehlizin önünde durdu: — Emir çoktanberi bu bodrum- da mıdir: — Hayır.. Buraya dün gece in;| dirdiler. Nöbetçiler prensesle konuşmak tan çekiniyorlardı. Askerlerden biri birkaç adım ötede görünen bir demir kapıyı aç- tı: — Onu uzaktan mı göreceksi - niz? m mam ndi: ya kadar gelen bir insar onu mi? Nöbetçiler biribirlerine bakıştı- ar. Salina bu bakışmadan bir şey anlamamıştı. Demir kapının eşi. ğinden içeriye girdi. Burada canlı bir mahlükun ya Duvarla | du. Yerde, beyaz örtüye Tai) bir ceset yatıyordu. Prenses birdenbire şaşaladı: — Burası hir mezara benziyor Ben Emir Safdi görmeğe geldim. ırıldandı. Möbetçilerden biri yavaşça, m deki cesedin üstünde duran beya örtüyü açlı: — İşte Emir Sait... kada duran askerlerden mi de elindeki meşaleyi uzataral — Biraz eğiliniz, dedi, üzme dikatle bakarsanız, Emir Sait ol - eksiniz! Yüreği koparçasına çarpiyör - du. Yerde yatan cesedi tanımıştı... — Ölmüş... Diye söylenerek geriye çekildi, Prensesin dizleri titremeğe başla- mıştı. Nöbetçilerden biri: in gece boğdular; de- di, bir gün önce gelseydiniz, belki sağ bulacaktmız! Kendisine yol gösteren yeni e konuşamıyacak kadar kendinden geçmiş ve e Güzel prenses, Don Petronun kendisini sz anlaği nca, merdiverilerin taş duvarlarma tu- tunarak yukarıya çıktı.. Arabası- na binerek uzaklaştı. Kara Rahip), demek ki, bu iş- de Petroyu da Salinayı da yenmiş- Prensesin tehditleri boşa mı gitmişti? Petro, Salinayı atlatacak kadar budala bir adam değildi. Günün birinde eski rezaletleri meydana çrkaracak olursa, başkumandanım mevkii sarsılacaktr. Petro bunu bilmiyor değildi.. Salina arabasında giderken: — Başkumandan beni neden al. yo Diye düşünüyordu. Acaba, Petro, Prenses ii . Id e NE danm elinde Emir Saidi kurtara- cak bir kuvvet mi yoktu? Salina iki gün içinde Garnata- da ve İspanyol ip sv dö- nen fırıldakları duymamıştı. Don Petro, Prenses Salik arkasından SE Gi e uzun Lu michtup yasarak, Emir Saidin AŞ artesi > 24 Haziran | 95 Haziran R. Evvel | YAR. Eyyal o doğuşu 4.59 430 Gün batısı 19.44 19,41 Sabah nam; 3,18 328 Öğle namazı 12,16 1216 indi Dam 16.17 1647 Akşam namaz 19.44 19,44 Yatsı ni 3149 2149 k 209 209 Yılın geçen günleri) 174 175 (Yalın kalan günleri 182 1a1 ip | RABT OY duyumlar, PEŞTE — 1945: Senfonik kon - #er. 21: Konferans, 21.30: Çingene miziği, : Duyumlar, 22.50; Beethoven'den kon- ser, a Heva raporu, 23.45: Macar 5 teretime edilenlerin. Mi. Piyano - şarkı. MOSKOVA — 18.80: Opera mliziği. 20: > Konser, 22: Almanca yayım 23.05: İn- izce yayım. 24.05; Macarca. ROMA — 2015: Plâk - Sözler - Plâk. 21.50: “4 adlı Mario pereti, Sonra: Duyumlar, VARŞOVA — 20.30: Süel (yayım. 21: Sözler, 21.10: Balet müziği, e en * Leh müziği, 28: Spor duyumları. 23.10: ir radyo orkestrası, BRESLAU — 21: Duyumlar, 21.10: “Her vatandaşını kadar sev, ya; 10; Duyumlar. 73-20 Radyo Ea ,| ölmiyecek kadar bir dai e |rm hepsi, geçmiş ae nünde nusUwun Romanı : 27 z cevap vermedi; Cemil di kitabı gözden geçiriyor - a geçen küçük sessizlik dakikaları birtakım yeni düşünüşlere doktor onu biraz daha burada alı- koysun; ergeç gene çıkacak değil mi? Hastalardan işittiğine göre, taburcu edilenlere ya - söütenliyee; fakat o ne iş yapabi- lir ia sonra; içinde doğacak binbir basit bir yaşayışa, kalmağa (katl a bir suç ise, buna sebep bu bere | değil miydi Neden babasının ki- a bulunuyor? e ie andıran bir pi- yano w hayli Neden ba- basının her zaman çaldığı bir parça m Bütün bun ne ie or?“Sen zen- gin bir babanın le .,, dedik - ten sonra, (hastaneden çıkınca her kimsesiz gibi, şöyle böyle bir yaşayışa biri “ bi aI YL İİ açtı yı Haydi, Pa dediği gibi, yaşıyacağına inandık - | »rm Çocukluğunun güzel sl ha- | içi an yız. ine e, eski yi aramağa a ne halda olduğumu,» ne e de Senin 5 — KURUN 24 HAZİRAN 1935 same Yazan: A. ismet Ulukut Yaşayacağına inandıktan sonro basit a yaşayışa, yalnızlığa katlanacak mı? hastalığmızı ve vr innaz d — İnanınız, Süel her sözü doğrudur. Benim halimi görmü- or musunuz? — Şüphesiz inanırım. IKİ TÜRLÜ TEDAVİ Nezir pek yorgunmuş gibi, bir aya mia geniş bir me - aldıktan li u e ki: — .. de e e - hiv ve Yönel (idare) ün uğ- rucu bir şey - ire) nin işlerini ucu ucuna beni nekai dar ar yoruyor. amma, tedavi yene diğer kiliti gi yardım etmi yorlar mı? Nezir, artık gizlemek istemedi- is emi bir gülümseme ile cevap — e doktorlar? Ha, sâhi! eğimin sırrı,, ikra şimdi aramızda - sınız, mas; dde bir şey yama - a e mi? Dünün sizden, canma Hiynei rica etmis lil ki, Petro, verdiği sözde ist.Levazım Amirliği Satın AlmaKomisyonu ilânları ribirine 2 zincir gibi ei bu durmuş, Rahip Mellâya derhal ha- ber göndermişti. akat, müslüman kanına susa- mış olan (Kara Rahip) artık kra- la bile meydan okumağa başlamış. tr, — Endülüsü yedi kat e in İl e Sağ? paşa İdareleri iie levazım â - mirliğine bağ için 3500 ton Lavamarin » kömürü 1 Tem - muz 935 pazertesi günü saat 15,30 da kapal zarfla alınacaktır. Tah- min bedeli beher tonu 14 lira 50 Rl a e kuruş aydı? Mes'ut olduğunu nürken ne kadar kolay aldanmış- tı. Doğru, artık ölmiyecek, yacaktı; lâkin hayatın işkencele - rine daya için, onun bir esi- yaşı - or“ topraklarında MR a soluk aldırmıyacağım. demişti Kraliçe İzabelin pe sonra, Ferdinand ek mahks:- menin salâhiyetini biraz daha ge- ak İ, içeden cesaret alan (Kara m ia Zem isteğiyle E- mir Saidi elbette serbest bıraka- mazdı. Hattâ ak ir boğ- YAN m mta şöyle bir haber de göndermi ede satma! vermeleri. (12) (3224) m şartnamesi il tek. | mi lif mektup ve Sönlkelieie 3787 li- a 50 kuruş ilk teminatlarile bel- Kk gün ve saat 14,30 a kadar Top- komisyonuna eme Kurumu An - | e | Çocuk E neler Birliği bagün saat on dörtte | turucu ha him toplantısını yapacak ve ye - | ğun engi ni yönetim kolunu e — Don Petroya, söyleyiniz. Yük — . Mahkeme isterse, onu “bile sorguya çekebilir! Salinanın bunlardan haberi akşam saraya dönünce, ken- çen başka bir kimsenin bil. mediği Mi ekl söylemeğe karar vermiş- (Arkası var) BÜYÜK, FAKAT KELEPİR Şişli Bomonti tr. tramvay istasyo - nu, Şişli palas arkasında ve banyo Özdil 38 inci liste 1 — Mesmuat — Duyuk ÖRNEK: alda çep du. yuklarına gi Hasılatı gayri safiye — Hamü - rüt ÖRNEK: Bu kazancı özürüt mü, yoksa hamürüt üzerinden mi he - sapladınız? ıç ÖRNEK: Nasıl bir eri sizi Pe hareket Mei etti? Huldsa a : Saka dünkü Söylevinin iyi bir özetini isterim. ri olarak yaşıyacaktı. Saadet bu uydu? Cemil, “Tevehhüm,, ge Yönü gözüne ilişen bir yeri ya dalmıştı. Kızm düşündüğün, dü- i züne, yeisin gi tiğini göremiyordu. Binnaz hafif, hafif dalgalandıkça re laşmıya başlıyan bu tülün uyuş - içinde umutsuzlu - inlerine giderken kapmın Yalnız bu oplanan açıldığını bile duymadı. doktorun sihirli sesini ve ; Nezir'in elinde bir m vardı, Cemile dedi ki: —.Lütfen tahlil raporunuza ba- kar mısınız? Oradaki şeker ne ka- darmış? — Ben biliyorum, yüzde iki. İş- te rapor da burada, bakınız. Diyerek cebinden gn kâ- KL uzattı, doktor akma BE — Tamam, dedi, iki gündenbe- kadar bul- bir başlangıç tutalım; yarın bir daha bakaca - iz, o zaman büyük bir eksiklik görmeliyiz Cemil ie ilaşi cesisatını havi e şerefli ve — e ir günd — müferrih kâgir ve mükemmel bir Gazetemize gönderilecek Dokta: - iki ln ane son 4 bin liraya satılacaktır. | yasi bır kelimele ii Osman- &| sini dudakla ri üzerind eti - Fırsattan istifade için açele ediniz | pr kalnilmamasnı! legs yordu: iii dali 22 di va 3i — Böyle olmazsa, bir haftada » zekl aş Mili Hattâ b mseme- | met v görmedim ki! Buna şa- Şiyoğüm bile Böyle bir hastane - nin yorgunluklarıma pr kişinin ş dayanmak çok güçtür, Siz kendi- z gördünüz mü? Bunu iki imdid. Binnaz biraz ekin gibiye gelen bu sözü yarıda bıraktı. U- tandı; başmı eğdi. Cemil dedi ki: ıktor, bu sizin suçunuzdur, buraya bir iki doktor daha alma - Tısınız. — Hayır, usulümüz buna mâ - nidir; şimdilik kimseyi bu işe or - emem. Bahusus şikâyetim bundan değildir. (Beni en yoran gizemi (idare) işleridir. yi ya, bir yardımcı alabilir- siniz. ! — Ben de bunu değil; fakat burası yalnız alar merhamet ve mi et yuvasıdır. Burada çalışmak istiyenler, ma diyatı her şey sana: nm, manevi duy; laşmanın verdiği ihtirasları kalp- lerinden çıkarmalıdırlar. Hayır, diyatın zevkinden u- ru istiyen ler her duygudan abimi zaval » Irlardır. Benim aradığım, her şeye liyakatine göre kıymet vermektir. Madde geçicidir, o vereceği zevk de öyle! Maneviyat ebedidir. Ma- hâtırası her vakit lan adam, burada şefkat, merha - e muhabbet gibi tanrısal ilâhi) duygulardan başka bir şey issetmemelidi (Arkası var) e MR ee a e