(BÜYÜK DENIZ ROMANI | | Endülüste Kemal Reis Oİ TefrikaNo: 125 | | Yazan: İshak FERDİ Kara sıtma sineğini fliansun ensesine yapıştırmışiardı! Meşhur sineği Alfonsun €nsesine yapıştırdılar ! Ertesi sabah, köylere giden ge- micilerden biri, hiper bulduğu bir sarı kanatlı sinek getirmişti. Mahmut Reis sineği e gösterdi. Hepsi birden: — İşte bu, — sıtmayı yapan meş'um ha; Diyerek geriye çekildiler. Sineği bir ince tel kafesin içine lardı. ahmut Reis geminin güverte- sine bütün arkadaşların: topla - dıktan ve tekrar danışarak hep- sinin reyini aldıktan sonra: Diyerek Alfonsu yukarıya ça- Ğıtt ir İspanyol azbiti sevinerek güverteye çıktığı zaman, bütün donanma reisleri amiral gemisine toplanmışlardı. Mahmut Reis küçük kafesi Al fonsa uzattı: — Haydi di bakalım... Yapacağını Eğ u sa, memleketine gönderi iz! ons kollarını sıvadı., Sarı W neği avucunun içine a “-— Haydi; ben hazırım..., “Reisler, Kemal Reisin yattığı yere döndüler. Alfons bacakla rmdaki zincirleri Kükkiiyerele, Kemal Reisin yatağınm yanma doğru yürüyordu. Bütün meyi, değerli baş - larının kurtulmas in ellerini yukarıya kaldırarak dua ediyor- ardı. Mahmut Reis: — Mümkün olsaydı, Kemal Resi :sin kanına kan verirdim. Diyerek Alfonsu (omuzundan amme di bakalım, yakında ge ne ml zabiti olcakım. Özgen. liğe kavuşacaksın Alfons, Kemal Reisin başrucun" da vie MA geminin merdiven - lerinden acı bir ses işitildi: — Durunuz.., Sineği ısı sırtmayı > Miz, Reisi iyice zehirleyip öldürmek istiyor! Bu ses, Arşipelli esir kürekçi: rak kolundan sımsıkı yakal ur bakalım.. Bu — ge bei meler yumurtlayacak! oi z Sapsarı sağ ve dizleri korkudan titemeğe başlamı Alfons içinden: > Gevezeliğimin cezasını çeke - “eğim, 2 herifin ağzında bakla Diye imei Kürekçi hainane bir bakışla 1s- Panyol zabitini süzerek: >> Kemal Reisin ölümünü iste » gi yönlerden biri de ben im — de Si herif sizden öç almak N n, Kemal Reisi iyice zehirleyip dürmek istiyor. Gözünüzü açı “ Ne. - nız! Reisinizi | nız! Reisinizi ebediyyen kaybe - iniz! Mahmut Reis, baktı; — Bu adam temiz (yürekli bir gemiciye benziyor. Bu sırrı bize açma i rahat etmediği yü * zünden ve a, belli, Alfons; Alfonsun yüzüne — Yalan... Yalan.. O yalancının biridir, Beni tehlikeye düşürmek için ortalığı karıştırmak istiyor. Diye bağırdı. Gemici: — İsterseniz bir kere deneyi» niz, dedi, bu sinek insanı öldürür ğini yere bıraktı.. Meş'um hayvan küçücük kanatlarını (o oynatarak uçmak istedi.. Fakat, uçamadı. ipe yere ati Giilini rüyorsunuz ya, o bile ne sinekten Ve sineği avucunun rak Mahmut Reisin kapandı: memesi kolaydır.. Alfon- sun ensesine sineği koyalım.. Isır- .. Yirmi dört saat sonra ölmez- se, ie kendi elimle kendi kafa * mı keseceğim. isler e birden: kğ Bu herif bize acak. içine ala” ayaklarına fenalık y e e — Haydi, durma.. hu sineği Ar fonsun ensesine yaj Dediler.. Üzerine iii ve Alfonsun elim yakaladı lar, Kü irekçi, avucunda tuttuğu si- neği Alfonsun ensesine yapıştır * makta tereddüt etmedi. Ve Alfons: ee Benden neistiyor- “Din bağırarak yere yuvarlan - gru Reis, büyük reislerinin başında dönen bu oyundan çok öl üteessir: Suç kürekçide mi, yoksa Alfons- ta mı? bunu anlamak kolay bir iş a kadar bekliyelim.. Diyerek dağılmışlardı. Alfonsu bacaklarından ve kol - larından iyice bağlıyarak kıç am- bara attılar: Arşipelli kürekçi de an ae başka bir ambara atılmı Ertesi güne sali biribirleriy- le konuşmamaları için, gemicile- re şiddetli emirler verildi. Mahmut Reis, bu vaziyet kar- şısında ertesi güne kadar. bekle- mekten başka bir şey yapamazdı. Alfons bu sinekle ze hirlenip hastalanacak mıydı? (Arkas; var) em ll Kızılayın teşekkürü Iz, Kızılay Kurumu İstanbul Mümes- silliğinden: Kurumumuza bin lira bağışlamak suretiyle çok değerli bir bağlılık gös- teren, Sirkecide Mühürzade Vk 27 sayıdn Mühendis Bay Hayri'ye eli arzışükran olunur. 19 uncu Liste £ 1 — Tefevvuk — Üsgelmek, üst-iğ olmal Faik, Mütefevvik — Üst, üstü Tefevvuk — Üsgelme, üstolm üstünlük BE pla e nız silâhça de- gi, ka a da kiinrir ki, harbi aş be 2 — Bu işte mek Mehmede üsgeldi, 3 — Düşmanın üstün kuvvetle- rini dağıttık. İstediğimiz Türk g Z nin yali zekâ değil, ıra v1 güdür. 2 — Tekaddilm etmek — e Midekaddim — e ik Kıdem — Önei li KER: 1— in her işte benden ön - gelmek Setleri. 2 — Mütekaddim ni bil - dirdiğim gibi. — Önceki sunumda e ibi... — İhtisas — U: sm — Uzman GENE LER; — Asrımız, her şeyde uzuğ as- mr — Ekonomi Bakanlığına yeni bir Sal e gelmiştir, 4 — Muhtelif — Türlü, İRNE, Günün türlü pe ge , İtalyı Habeş Ga Gülin son kara» rıdır, 5 — Müleferrik — Ayrık. /EK: ÖRN Eskiden hir Zil, malümati müm ve ei telife daha çok hoşa giderdi — Es- kiden bir âlimle li değil, ayrık ve türlü bilgiler daha çok hoşa gi- derdi. 2Oinci Liste 1 — Havali — Dolay 2 — Banliyö — Xöre Örnekler: 1 — İstanbul dolayı- nın ormanları gittikçe azalmakta vi ir, — Demiryolları yönetgesi (ida rsi yöre trenleri tarifesini ucuz- o — yo —1 — Çevre 2 — Çeven ÖRNEKLER: 1 — Evimiz, geç vakte kadar, zig tehlikesinin fee ik görünüyordu. — Ankara hükümet çevresin- in belimi 2 göre, 4 — Zelzele — Depr: in Bu kış Se sık sik deprem felâketleri gördü, ö— Mili Zorağ, hatam ÖRNEK, MAZI sm ve ile. eliâhlekmesi, es almamız için bir zorağ la geldi, 2 — Insan o böyle bir harekette bulunmak için nasıl bir kıstam İ- çinde kalmalı? NOT: Gazetemize gönderilecek yazı - larda bu kelimelerin Osmanlıcala- rı kullanılmamasını rica ederiz, KURUN'un Romanı : 10 Burası müselles seir bir o- da idi, Küçük masalar üzerinde Kema iler bulunuyordu. Dok andıran bir tor, âlatin in önünde durdu. Makine üze- rinde kü bir mürsile vardı Kim bilir, belki telsiz telgraf ve telefon hizmetini ayni zamanda gören bir i bu. Nezir, elini mürsileye koydu. bir şeyler fısıldadı. Bir iki saniye sonra makinede bir tıkırtı işitildi. Doktor, n makineye bir kâ - ğıt koydu. Tıkırtı muntazam bir surette devam ediyordu. Nihayel durdu. Nezir, kâğıdı çıkardı. rindeki yazıları okudu; “Binnaz veremdir; fakat se - nin usulünle tedavi edilecek de - receği aşmamıştır. Onun uzviye - tine hâkim olmağa o çalış; daha ilk gününden manevi kuvvetini yükseltmeye başla. , Makineye bir küğrt daha koy - . Yine mürsileye bir şeyler söy- ledi. Tıkırtı başladı. Kâğıt üzerin- de bu sözler görüldü: “Binnaz dokuz aydanberi (...) papee yatıyor. Yarın sabah oradan gi polis müdü - rüne EE ettireceğim. Cemil, o - nu öğleden iki saat eyvel buraya getirecektir.,, Üçüncü ii a ğıt koydu. Aldı- ğı cevap bu i “Hayır, şimdilik bir şey reg me; tedavisine çalı diğim tal ik etmenin za- manı gelince, haber vereceğim.,, Bir “Hüg,, makinesine benziyen bu âletin yazdığı bu üç kâğıtta da Hacı Yaşar Ağa (o imzası vardı. Doktor, kâğıtları aldı; kütüphane sında duvara asılmış duran ağran- disman eki örtüsünü indirdi. ünü öğleden iki saat evvel baki kapısında polis müdürünün otomobili durdu. Ka- pıcı hemen koşarak otomobilin ka - pısını açtı, uyurunuz, e zatıâlini- ze iL e Müdür, ene yüzüne bak- 1 olduğunu kabul etsin; fakat onlar üç kişi hiiler, Kendisini haber al - mış olabilirdi? polis müdürü ile yanın daki kız: içeriye aldıktan vpn Farmakoloğlar kongresi Tü; hile Pir atik Farmakoloğlar bir- diğinden Birliğin senelik kongresi VA 935 0 da şağıda. yap rTuzmamı at görüşü e Gyekiiiüneli gelmele- — e heyeti raporunun okun- Birimiz hepimiz, kulübesindeki telefonla (o doktor. yi ia merdivene geldikleri ir şen bir çehre ile Yel İmer — Oh, e « Nihayet teşrif et- tiniz. tanı Ve ünlerce bek - letirler Peki söali hastaneye gele- ceklerini dektorun evvelce » den bildiğini anlamıştı. Fakat ya- nmndaki kızın kim olduğunu da bi- ir muydu? Nezirin yüzüne bak- ; halbuki doktor kızla hiç de a- âkalı görünmüyordu. Müdüriyet ei girdikleri aman doktorun vaziyetini biran gözden kaçırmıyarak hastayı tak- Hepimiz birimiz için dim etti: 5 — KURUN haber verdi.İki misafir bahçeyi ri ği ! 6 HAZİRAN 1935 ema Yazan: A. Ismet Ulukut “Doktor, kızın meydana çıkmasile elin- den servetin gideceğini mi düşünüyor? — Size, bilhassa di ede - ceğim bir endi- si kimsesiz bir kızdır; rk ca etmek için beraber geldim: — Ya, öyle mi? Fakat niçin a- yakta duruyorlar? Rica edrim o - turunuz. Binnaz polis müdürünün işare- uu. ri- Kız başını eğerek titrek bir ses- le cevap iz — Binnaz. Polis müdürü ilâve etti — Hastanız kimsesizdir, dedim, Babası bedbaht lekdaşınız doktor Süleyman Şefik öldürül - müş, bir yıl sonra da annesi ve - fat yeri vah; müteessif oldum. Niçin e, — Sebebi “tarap — Ne hzl Bu de! Ba dedesi aradığı kız, la sanile karşısında duruyor doktor, sanki bir ya lüyormuş gibi, iki zayıf söz ile te- essüfünü bildiriyor. Yoksa mü - dürlükteki sözleri (o samimi değil miydi? Kızın meydana çıkmış ol masile büyük bir servetin elinden me mı düşünüyordu? etmilin mii ateşli gözlerile ona baktı. Hafifçe başını Gini "dedi ki: — Tavsiye ettiğiniz, bahusus bir meslekdaş kızı olduğunu ha - ber verdiğiniz Binnaz, bugün, bi- zim en aziz bir misafirimizdir. Bn- rasını bir hastane değil, kendi e « vi gibi telâkki etmesini rica ede- rim. Hepimizi emirlerine de bulacaktır. Polis müdürü gülümsedi. On senedenberi kimsesiz kalmış, de - diği gibi, beş sene içinde nihayet- düşündüğünü gören siz ıztıraplar çekmiş, ölümün işi « ber hi « Zine basmış, her ümitten, ne diyeceğini şaşırdı. Onca Nezir çok nazik, çok terbiyeli bir adam- dı. Ne kadar yüksek bir kabul gös: terdi, Halbuki öteki hastanede bir akılan unşur değil miydi? Şimdi, mer - hum bir meslekdaşının hatırasına Vi etmesini bilen kir dokto- un yan'na aziz bir misafir olarak ey u, Utancından — Teşekkür ederim. Dedi. İLK MOMELAN Dokotr saim — Şimdi isin veriniz de biraz yenisini konuşalım, Demin hasta olduğunuzu söylüyorlardı. — Evet YArkası var) İngiliz elçisi Ankarada Türk — İngiliz y. ni e anlaşması imzal, ei tan sonra şehrimize gelen İngiliz elçisi Sir Persi Loren ve refikası | dün akşam Londraya gitmişlerdir. lde hafta kadar kalacklardır. Elçi- lik tecim ataşesi kolonel Vuds da Ir, mezuniyet almıştır. n başını eğ -