ema, isin ni nan Zehiri br Gini, onu yila rms Kemal reis hasta.. ler, Kemal Reisin başına toplan- Yaşlardr. Kemal Reisin neden hastalan- dığmı bilen yoktu. Bir akşam sa - bildeki kasabaya gezmeğe çıktı - Öl zaman, zaman, ensesini küçük bir sinek Mirmıştı, emal Reis, o gece vücudün - de bir ağrı duyarak yatağa uzan - Mış, ertesi günü ateşler içinde yan- , Mağa başlamıştı. Türk amiralini yatağa düşüren âcaba bu küçük sinek mi idi? Donanma reisleri — ık llmal — şüpheye düşmüşler - , Yerliler: d emleketimizde birkaç yıl- dabi bir kere tek tük görünen bu ze- pe sineklerden sakınmak gerek- k di yılda bir kere meydana Sisan bu meş'um sinek kasabada İni üyrilin aa çateyimiseikeriminsin io; da Kemal Reisin en- 528inİ mi seçmişti? Türk gemicileri o gündenberi ei inmeğe cesaret edemiyor - Gemilerin yiyeceğini yerliler Setiriyordu. s yatağa (düştüğü izlerini açamı- , Yordu. Sabahleyin sikli dakika endine NE gibi ölüyor, gözleri- Ni ar, aralıyarak — Sinan. Si Diye mi map anıyor, sonra tekrar Sözlerini mi dalryordu. ne Reis o gün kasabaya işti Yerliler arasında bu hastalığa Sâre arıyordu. İhtiyar bir köylü, eise şöyle bir vak'a an- İatmıştı; be — Ben de bu hastalık yüzünden © kurban verdim, oğul! On yedi şında bir kızım vardı.. Bir gece Tvimizin bahçesinde kızımın sesi (Ah, ba - da emi bir şey ısırdı!) Bir - ye bu meş'um sineği hatırla- yaş aıştık. Kızım o gece yatağa oi tıktan sonra mosmor Muş... Sabaha kadar ateşler i - e yanmıştı, humma - sayıklamalar, çırpınmalar i - Sind eriyip mahvoldu. vii ye biz de kırk gün Dali lecek miyiz, baba? deki 7 Bun sip um hastalığın müd - itmeyince, reisiniz gözünü cağı Kır gün sonra gözünü aça- > bilsem, kanımı ve ca - Verirdim. ti Yarın sözleri Ai Re » > düşürmü; va eis, gi gün “e a diz İYileşip kalkabilecek miy b. m BüşüR Mahmut Reis amiral gemisine geldi.. LE topladı: rum, Burada beklemekten ne öğr ” de edeceğiz? Reislerdenbiri e iye Re- isin fikrine iştira! — Bizi burada serkan bir mesele kalmamıştır. Garnata sulta nı kendi rızasile taç, ve tahtından vazgeçiyor ve şehrin o kapılarını yakında düşman ordusuna açaca- ğını Hee ri ai salya gelmiştik. Aş umrmızın bir değeri dei le ederi alıp iel Haşan Reis, Türk amiralinin en çok süvendiği denizcilerden biri idi. O, Kemal Reis ayılmadan dön- menin doğru olmadığını söyle - i, Hasan Reisin arkasında çok de- ğerli gemiciler v: Reis doğru söylüyor. Enginlerde fırtınalarla karşıla - şacağrmızda şüphe yoktur. Hasta- mızı yolda mı üldüreceğiz? ümedlgünü Tave-seler Mahmut Reis, Hasan Reise kar- $r gelmek istemedi.. Sustu. O gün Kemal Reisin esmer çeh- resi büsbütün kararmıştır. Burun delikleri her günkünden çok açı - lıp kapanıyordu. Reisin hızlı hız- İı solumasından şüphelenen gemi- ciler merak ve telâş içinde ne ya- pacaklarını şaşırmışlardı. Mahmut Reis, arkadaşına: — Sabahları (Sinan) r sayıkla- masaydı, ve Sinan Garnatada esir olmasaydı, ben hiçbirinizi dinle - mez, geminin demirini alır, yola çıkardım. Dedi. Kemal Reis o sabah yine uy - kusunda Sinanı sayıklamıştı. Yarın Endülüs sultanı © “ağ Ferdinand anl Sini is) i elbette Türklere lie ik ceklerdi. Türk gemicileri bunu bekliyor. ardı, Sarkee büyük bir umut ve kay- gı içinde Sinanı düşünüyordu. Türklerin eline düşen (Alfons) yaşadıkça, Sinanm Garnatadan geri döneceğinde şüphe ie Fakat, Garnatada başlıyan lıktan sonra izi kaybolan kani. acaba yaşıyor muydu? (Arkası var) — Bu gece nöbetçi eczaneler| iyerek, Mahmut Reisin yan - n N atyada: Rıdvan, Aksarayda Z. Nuri, er ei Arif, Şehre- inde: amdi, Fenerde; Emil - yadi, mnlikemnie, Asaf, Beşik - EY EE <7 Üöüzlali! Eğlence ve dinlen- me yerlerinde Belediye yiyecek içecek fiyatlarını indiriyor Eğlence yerlerinde ve sayfiye lerdeki gazino ve bahçelerde yiye- cek ve içeceklerin pahalılığ ndan daima şikâyet edilmekteydi. Bele- diye iktisat müdürlüğü bu şikâyet- lerin önünü almak ve (o ucuzlayas hayata göre eğlence ve mesire yer. lerindeki gazino ve bahçelerin ta- rifelerini indirmek için birmüddet. tenberi yaptığı tetkikatı sora er dirmiş, tasdik için gelen Histeler üzerindeki fiatları indirmeye baş- yişır, Belediye kanununun on beşinci le etmek belediyenin vazifesidir. Belediye, son zamanlarda ha yatın ucuzlaması üzerine bu salâ hiyeti var başlanmıştır. im münasebetiyle tasdik lışanların sayısı, yerin önemi ayrı ayrı tetkik edildikten sonra fazla görülen rakamlar indirilmiştir. Se- kiz tanesi beş kuruşa satılan çiroz- dan yapılan alelâde bir salataya, b la fiat çok pal rakam 15 kuruşa indirilmiştir. lr gibi yeşil salata, yumurta salâtası, sıcak ve soğuk yg. er meminnl fiat vaziyetine göre indirilmiştir. Sim diye kadar tarifelerini tasdik etti- antaların, gazinolarm, kahvelerin| de fiat listeleri yenibaştan gözden Kenar semt! tasdike getirilen lokanta listelerin- deki yemeklerin fiatları da bugün- kü ucuzluğa göre indirilmiştir. Belediye iktisat müdürlüğü bundan sonra gelen list e de sı- kı bir tetkikden geçirecekt Yeniden tasdik edilen ister h Tacaktır. gin bu senenin tarihini taşıyan lis- telere bakarak para vermeleri şu- be müdürlerine bildirilmiştir. Bun dan başka zabıtai belediye memur- ları da sık, sık teftişler yaparak aki meydanda bulunup bu nmadıklarını kontrol edecekler- m Fransız denizcileri Cüm- huriyet abidesine çelenk Fransız mektep gemisi (o zabitleri ve erleri dün sabah on birde Tak sim abidesine çelenk koyınuşlar- Limanımızda bulunan Jan Dari| HACI YAŞAR. KURUN'un Romanı : 7 — Zahirde öyle değil amma, ipin ucu gene oraya bağlı. Bura - a kadınlar, kızlar, erkek çocuk- lar istidatlarma göre birtakım iş- kadınlar, benzer işler yapıyorlar. Görüyorsunuz ki, bunda şaşılacak bir şey yok. Çalı- şanlar, gündeliklerini alıyorlar, bir sermaye verilerek başlı başla- rına m aye. — Bu yı kim veriyor? — Para dilin verildiği yok. Bir pusula ile veresiye satış ya; mağazaya gönderiliyorlar. mu bu da ü e bir müesse iyi bun Hacı Yaşar Ağa hastanesi ile ne münasebetleri var? uda söyliyreriim Bu ü- üncü müessese, elinde pusulası olanlara aylık taksitlerle ödemek üzere lâzım gelen şeyleri veriyor; pusula üzerinde İşevinin mühürü ve ustabaşının imzası , Şimdi de bunun altında binli asıl çehreyi görelim: Öteden beriden işittiğim sözlerin gerçek olup ol - madığını anlamak için bir çocu - ğu İşevine götürdüm, 'ameleliğe bul edilme “rica ettim. “Şim- — Pek dilik © yerimiz yoktur, dediler. Fakat ayni günde Hacı Yaşar A- ğa hastanesinden taburcu edilip hastane hizmetçisiyle O gelen bir gocuk, hiç bir itiraz görmeden ka- bul edildi. Üç gün sıra ile hasta - neden çıkanların arkasını bırak - madım. Hepsi oraya yerleşti. — İşevini kim idare ediyor? Doktor mu? — Görünüşte öyle değil, Her dairenin bi ustası, müdür yerin- de de bir ustabaşı var. sermayeyi İlel İşevi değil, mağa - zanın da sermayesi va unlar bir adama mı, bir sosyeteye Ni kete) mi ait? Henüz bunu ö Me attığınıza göre; akir Vi ei tedavi edildik. eh sonra bir iş öğreniyor ve kü - ir sermaye ile sefaletten ye azar azar ödendiriliyor. 'Bu da pek ahlâki bir düşünüş. Lâkin bu hayırlı işi yapan, erim yapanlar kendilerini (o bu kad saklamağa neden lüzum görüyor- lar? Bunda gizli bir maksat yok- p z sa in fazla bir tevazu olur, dır. İm; iş en meslek dolayısiyle giz- Misafir zabit ve erler öğleden| |; sali arama ağa m mecburum. A sonra şehrin türlü lerini gezmiş © bul lerdir. inanıyo - Heybeliada Deniz lisesi talebe- sinden bir kısmı da Fransır gemisini gezmişlerdir. Halk bu gün gemiyi gezebilecektir. Birimiz hepimiz, Hepimiz birimiz için taşta: Süleyman Recep, Kumkapıda Belkıs, Ze, te: F H , Di- vanyolunda: it inönünde: Hüsnü nn a Doğruyol da: Merkez, Ti : Mankoviç, Is - tiklâl” lalAkL çifte Ee Os- manbeyde: Şark Merkez, paşa da: Merkez, Hasköyde: Halk, nu da elde ire rüm. — Şüphesiz! Bunu sizin zekâ- nızdan bekliyorum. Hastane hak- kında bir şey öğrenebildiniz mi? —B güç! Oraya yalnız kadınlarla çliaş almıyor; ben ise bunlardan © biri olamazdım. Yalnız İşevinden çıkmış olanlar - la konuştum. Bence “Hacı Yaşar 5 -— KURUN A A EN çocuklar | 3 HAZİRAN 1935 Yazan: A. ismet Ulukut Bu hayırlı işi yapan, yahut yapanlar isaklanmağa neden lüzum görüyorlar Ağa,, adı, hastanenin firmasın - yalnız iki varlıktır. Biri, Nezir, öteki Süleyman Şefik. emek ki, Süleyman Şefiği ıyorlar amma, bizim ta- bilime debde bile değil. Has - talar teşekkür (o etmek istedikçe Doktor onlara: “Bana karşı hiç bir borcunuz yoktur; teşekkür etmek isterse - niz merhum Süleyman Şefiğin a- dını hayır ile anmiz,, diyormuş. — Öyle ise burada iş karışı » yor, azizim. Doktor bir yandan bize, “Hastane Hacı Yaşar Ağa - nın malıdır, onun parasiyle ya ki gibi görünüyo or? cele etmiyelim; daha he- DÜZ eeleise kali birtakım iz - Doktor Nezir, Süleyman Şefiği katiyyen tanımaz. Bu zat v7 zen- 12 bi doktormuş, bir aki sö! e) Ned bulunamamış. Bun zamanki polis ( tahkikatına ii sü öğrendim. Veremli bir karısı varmış ki, bir yıl sonra o da ölmüş. Sekiz, dokuz yaşında Binnaz adlı bir kızları kalmış. Bu- nu da doktorun arkadaşlarından Cevat, yanına almış. Bu adam da bundan dokuz ay önce Bulgaris - tana nakletmiş, Binnazı beraber götürmüş olması ihtimali var, ek iyi, ya Hacı Yaşar A - ğa kim oluyor? — Bu adamı tanıyan yok, te - min söylediğim gibi, see bir firmadan ei birşey değil, pları? — m bir imza ile yazıl - mış şeyler. Taharri memuru bunu söy - lerken manalı manalı gülümsiyor- du. Polis müdürü bunu anladı. — Düşündüğünüz bir şey ol - mal, — Evet, müdürüm, siz düşün- düklerimi — garip bulacak « siniz; fakat olsun, Bana her şey- den ziyade eizliiğe bürünmüş gö- rünen doktordur. Bu adam, bir defa herkesten ayrı, yalnız hasta- ne içinde (yaşıyan bir mahlük. Kendisini oraya nezretmiş gibi. (Nezir) adını almasının sebebi de bu da olmalı. Şimdi bu adam, o mektupları yazamaz ve Hacı Yaşar Ağa diye imza atamaz mı? Bu o kadar güç mü sanki? — İmzayı atmak değil, inanmak güç! Dediğinizi buna dar parayı nereden bulmuş? okt. ii or U i Harpte, İngilizlerin esiri olarak Hindista- gitmiş ve oradan gelmiş. Kim- bilir... (Arkast var)