15 MAYIS 1935 mem — 5 — KURUN 3 BÜYÜK DENİZ ROMANI | Gülhane : hastanesinin o ameliyathanesinde Endülü ste Kemal Reis fans, gemide Hema fiisle Karçılaşınca (itremede başladı Alfons, Kemal Reisle liyen adamı yakaladılar mı? iye hu. Alfons burada (Selim) adile do- loşıyordu. — Hayır, dedi, yakalayamadı- lar, O seri vatan haini imiş. İspan- yolları t —— Şeyh Yusuf ne yapıyor? — İşbiliyede kimseler kalmadı Herkes dü: düşmandan korkar ık köy- lere çekildi. ilceleri bir tek nefer kalmadı. — Hayret edilecek (şey. Daha bir hafta önce o taraftan gelen bir deveci bize Şeyh Yusufun yeni ha- zırlıklar yaptığını, el altından si- lâh ve cej phane ( tedarik ettiğini söyledi. Selim şaşaladı... Fakat, şaşkın- Uiğmı belli etmedi: — Olabilir! Zaten Şeyh Yusuf Yapacağı işi kimseye söyler bir onun kafa- değildir. İnsan, tasarladığı şeyleri öğrenmek ” Ttytan olmalı? Ve omuzunu le Benim bu ere aklım er- mez, Dedi. Yürüyüp gidecekti. Abdülgani ayrılmak isteme- Buradaki Türk gemilerini gez- mek ister misin? alüm ya, bu büyük kadırgaları ermek fırsatı Zaman ele geçmez Selim bu teklifi erin & yabancılara, gemileri gezmek İçin müsaade ediyorlar mı — Ben amiral gemisini sezmek İçin mü de Miltkre götüreyim. Zaten di Sün gemiye çok ziyaretci gelecek. — Amiral (gemisinde ekle — Kemal Reis.. hi im birçok mn Türk deni ii emal Rea iz adam. apanyolar tehdit ediyormuş.. Sa- e yakıp yıkacakmış.. Doğru Kimbilir? İnsan, onun kafa- sında tasarladığı dei öğrenmek için, şeytan olma! bdülgani e gediğine koy- Muştu, Selim dudağını büker u adamın a İs- bahsediyorlarmış.. ru yürüyorlardı. fimeninin şüphesi gittikçe ilani, Selimin bir İspanyol hatı çakd olduğunu ından N ei O, sadece, ken i Pur BL Sel Sultan Abdullah ir Pi ba gerektir! Diyor ve bu şüphe üzerinde duruyordu. Amiral gemisine ( girmişlerdi. gün hakikaten etraftan gelen Müslüman köylülerden birçokları gemiyi gezmeğe gelmişlerdi.. Gü- vertede göze çarpan bir kalabalık vardı. Türk gemicilerinden Arap dili bilenler, geminin tonları, kü- rekleri, mermileri hakkmda ziya- etçilere izahat veriyorlardı. bdülgani, Kemal Reisi tai rma mış gibi davranacaktı. Selim çok çekingen ve ürkek gö- hiçbirile dosi rünerek, gemicilerle e sık li mal Reis, Abdülganinin » gel- diğini uzaktan görmüştü.. Gemi nin “as nn ayakta duru- irin Selimi geminin kıç tarafına kadar sürüklemişti. Tam bu sırada Abdülganinin ö- nüne çıkarı Kemal Reis, ziyaretçi- lere: —Şu yandaki muhasara topla- rmı gördünüz mü Diyerek, önünde durduğu büyük ei ii Salim, Kamal Reisle karsılastı- Gy Gür eğe eşle Abdülge- niye yavaşça : Bu adam kim? Donanmanm kumandanı. Kemal Reis... Selimin tüyleri ürperdi.. Reisin yüzüne bakamadı. Ve içinden mırıldandı: Kemal Ri topları hakkında malümat verir» ken, Selimin yüzüne sık sık bi mak fırsatını o buluyordu. O gün hava sıcak olmamasına rağmen, Selimin alnmdan ter damlaları dö- külüyordu. Selim gemiye geldiğine yüz de- fa pişman gemi Arkadaşma — Artık gidelim. Deçice; Abdülgani: a inmiyecek miyiz? a — bir küreği kaç kürekçi- nin çektiğini, forsalar arasındaki pe ini çalıştıklarını görme- den dönüp gitmek neye yarar? Sonra birden başmı Kemal Rei- tkattaki kürekçilerini- zi de a misiniz Türk amiralı gülerek yol açtı: yurun.. ! (Devamı var) e e Yol paralarının toplan- masına başlanıyor Yol paralarını toplamak üzere müsabaka ile seçilen 35 memurun emri Ankaradan gelmiş, memurlar me başlamışlardır. Bu me- murlar mahalle mümessilleri ta- rafından t uk Mil — arını evleri dolaşarak yacaklardır. R. lm ağ im- vi zlı ve anonim şirketlerde çalı- | ın memur ve müstahdemlerin yol sise gene daireleri vasıtasile almac Bir Kol Nasıl Kesilir Operatör Bay Mi emal Plombaj ameliyatmı bitirmişti. Hemşirelere: yorum, dedi. , Ameliyathaneden bütün asis « tanlar öbür odaya geçerken, kapr- nın önünde oturan otuz da biri ayağa kalktı. doğru yürüd istediği anlaşılıyordu. Fakat Operatöre elini eline aldı. eirafında birikmiş bulunan asis - tanlara fransızca izahat ve! başladı. Dikkatle adamın eline| b değer * tediğimi anlamış gibi: et, dedi kolunu kesece » ğiz.. — Biliyor mu? — Kendisi istedi. Daha önce başka bir hastanede ameliyat ya” pılmiş, parmaklarını (o kesmişler. Fakat iyi ameliyat olmadığı için' tehlike başgöstermiştir. İperatör bir kaç sai tu. Sonra kelimeleri birer —— bir tavırla sözüne niye sus « birer, devam EE — Doktorlar içtimai o hayatla atı da le beraber, ferdi hay: ler. Ve çok defa ferdi hayatı içti- mai hayattan üstün tutarlar. Bu a“ ü, Bir şeyler söylemek | rmeğe, | | Yumuk bir et parçasnm! (© üzerinde iki parmaktan başka bir. ç şey yok.. Mim Kemal izahat verir iel ! li operatöre yaklaştım. Sormak is- “ — Öbür odayı hazırlaym geli . “İİ Ni ti tü. al : dam, kolu kesildikten sonra cemi- | timai hayat ondan istifade göre miyecek, o, içtimai hayatta mev- kiini kaybedecek diye kolunu mu hafaza etmesi için çalışmayız. Bu vaziyet karşısında ferdin hayatını mın hayatını kurtarmak lâzım, Bi bun için de YA Çe reg eli ZİR Hal masasına nını sakla 7 |raber, emredilen her hareketi yapı- yordu. Gömleğinin kolunu kendisi yukarı doğru kaldırdı. Asistanlar, etrafında yer almışlardı. read masasının ayak ucunda Gülhan: hastanesinin kıymetli bühekim miralay Süreyya Hidayet duru * yor, yapılan hareketleri e takip ediyordu. İhsanın, ilk önce kolu meyde- na çıkarıldı. Genç adam, asistan - larm elinde usturayı görünce büs- btün sararmışltı. & Fâkat gene bir şey hissi rami Bağakiiril ısırdığını görmi Operatör 5 il Kemal: — Bir şey yok, dedi kolunu raş edecekler!. İhsan, buna da cevap vermedi, Kolunu uzattı ve yüzünü öbür ta rafa çevirdi. Asistan bir berber ustası gibi kolun bütün kıllarını birkaç saniye içinde traş etmiş ti, da bulunan bir elimi ye sordum: — Niçin tıraş ediyorlar aca * ba? Ea Mim Kemal ve asistanı Bay Recci kol ameliyatında — Kılları temizlemek lâzım.Kol li imi; — Ust ile:mi kesecekler? — Hay Şimdi İnn kolu tentürdiyo!- la yikânıyı Ark abi yazinin birkaç yerinden Min ii kolun birkak ye- ten bıçağın haraketlerini mu hakkak surette kolaylaştıran i iğne- yi yaptı. Kolun üst tarafı — kan geçmemesi için olâcak — bir lâs- tikle sıkıldı. Hemşire, ağ bembeyaz bir bez z -parçasile örtülü bıçağı diğe: bir maşa ile elinde tutuyordu, beş santim aşağısında kolu va yerde bir çizgi çi - zerken Asistan bay Rize İhsanın züne bir kaç parça beyaz iile den koydu. Sonra küğük bir şi şeden bezlere damlalar akıtmağa başladı. Operatör emrtti: — S alım kaça kadar sayabilceksin ?. Bıçak, kolunun üs! stünde, artık ebediyyen kaybedeceği parçayı, kesilirk ii kurtarma yollarını ararız. Bu ve eni en ir erığişmmincişiinini “Bu adamın hayatını kurtarmak lâzım, bunun için de o, kolunu verecettir! ,, ayırmak için kana ve ete gömül « ürken Ihsan saymağa başladı: . —Bir, “Operatö e hiçallaniş fe yeni bir bakı asistanı bay Rec: © nin eline — Şu taraftan.. Ha.. — Pens, pens.. Mim Kemal, genç operatöre, sonra âsistana | mesini emrediyordu. Fakat bütün bunlar, saniyelerin içine sığan ha- reketlerdi. Diğer taraftan İshan, sayıyordu: — Yirmi beş, yirmi altı, yir « Kolun İkasikhakte olan kısmın * hayli deki damla, İhsanm yüzüne hâlâ damlıyor ve o, hâlâ sayıyordu. — Kırk yedi, kırk sekiz, kır...k 0... kuu..Z.. Elliyi söyliyemedi.. Ses bo ğuklaşarak söndü. Şimdi nefesler almağa başlamıştı. Bıçak ve penslerin çıkardığı sesle bu" inilti ile garip bir tezat teşkil edi- ordu. — Testere.. Çabuk testere.. Ben artık bakamıyordum. zim foto Âli, kapının senide vü ruyordu. Fotoğraf makinesini bir yere attığı belli idi. Hiç-bir vakit ham . elinde görm yordum, Şimdi, ii elile imi bir masanın kenarını sıkıyor, yü” ordu. Fakat ses testerenin sesile ka » ışıyordu. Bu, pek az sürdü. Ağır bir çismin çıkardığı son ses.. Kol, şimdi masanın üstünde . idi. Bir ai tehdit eden, sapsağlam bir vücudü, ölüme sürükliyecek ka - dar kuvvet gösteren et parçası, “kıymetli vücuttan bir daha yak - laşmıyacak surette ayrılmıştı, ar- İ > Bu, çürük bir — elmayı, sağ am bir sandık elmanın içinden a- in atmaktan farksızdı muhak - kak.. Çünkü o et, hiç bir işe ya- ramıyan bir et parçası değil, vü- cudün en yakın düşmanı idi, Fa- kat bir düşmandan kurtulmak ne gis. Zavallı insan ve zavallı İh- * Fakat fenni terakkisi karşısında insan daima bir zavallı değildir. Nitekim, Kö tamamile m - 2 sağlam hayatına kavu “Kokun kesilişinden sonra nın fazla ıztırap çektiği nel yordu. — Obredan maskesi takınız.. Bay Kemalin isteği bir kaç sa- ği sonra yerine getirilmişti. Him i, İhsanın ağzına bir maske silmiş - Ameliyatın bu kısmma ese sanın hırıltı ile karışık İnlerii ile şişip iniyordu. Ameliyatın bun - Dap” (Sonu &.ci sayfada) derin j a va