19 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 8

19 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> yl, ey Türkdili... # “ Yurd Rahmi LE ae atla- "koşum! mış hayvan- isi ahıra çekek “Şimdi babası- nm odasında a duruyordu. Rahmi güzel endamlı, dinç, kuv- ir yirmi yaşında bir delikanlı "Pek k ciddi bir meseledn bahset- öylenecek söz” n Haleb ci- varında oldukça ie bir çiftlik ğin sahibiydi. Rahmi onun tek ço- cuğuydu. Diğer iki-o Umumi harpte Bağdad cephesinde şehid düşmüşlerdi. Bay Hüseyin Türk oğlu Türk - baba olmakla beraber oğlu Rah- miyi çok severdi. Rahmi o gün yir- mi yaşımt bitirmişti. Onun için ba- basıhin vördiği vadini yerine ge - Hüseyin ağzmı a - yordu. Ralımi de saygısızlık et - memek için söze başlıyamıyordu. Yalnız bir ayağının üstünden ö - Dara, iki toprağin ve iki in Bakanı, v. k., gibi) *ları pek mik ve ve lir söner ki, Osmanlı sara yında' rum )u yer tutama ei ça gazı il yemeni sultanlar. in Diri indie ler ku: da doğ rudani doğruya alip Mei Türk kültürünün, Türk dilinin göğsüne daya mışlardır. Hep si saray a (idaresi) yüzünden! i, Osmanlı ülk. di yadsal getme) budunlar paz i kurt paslı bir görüşü Atatürk, onun için, Türkün ta va yaratıcı güresini tmak için geçmiş çağların eni e temellerinden yıktı. Yıkıl: yere serilen, bütün dalları ile, budakla- rı ie, bir sistemdir. Bu temelli yıkılış ol masaydı, bütün uyanış, bütün kurtul birkaç yıl içinde kendiliğinden silinirdi, eski s "stemin; filizlenen dalları arasında se e dönmek, kehdi simizi ölüme, şimdi büzük eki yılları ve güreşleri arasından rihimizin en ulu, en düşündürücü bir & artı ük dağ engeli ortadan kalk- Ve Gi engel aşmak, engeli ni bir li basamak yapmak Tüz en has, en hususi) alınya- zısı kdr) dır. Yarm; engeli szamzk y apabilen ulusundur. Biz işi böy azar i bir engeli kendimi ze, yeni bir yükseliş için, basamak muğöruz. .ö benim de yüre ö Hiraderi taşan yakarığ bı Bütün köklerine, börüü Sn külün dörrlarınla il ve her yere e Nermi bür ayağının üstüne basarak öy - ui” m ybetmek sevgisi YAZAN: ARIF CEMİL lece bekliyordu. Nihayet Bay Hü- Viz oğluna sordu: “Tarlaların hepsi'ekildi bit- ti, deği mi?.,, “ Evet baba, hepsi bitti.,, — “Artık rahat rahat kışı bek- dene 2 “öğ Bekliyebiliriz, baba,,, e iğ Lg nun ahminin sabırsızlıkla beklediği vaid bahsini açmadan Gelin dedi ki: en seneki mahsulümüz çok bereketli oldu. Zahire ambar- larımız dolu, hayvanlarımızda da şikâyet enn bir hal yok.,, erinden (derine içini çekti. iş bahsini kendisinin aç- ması lâzrm geleceğini anladı ve onun için babasına dedi ki: “Baba, bugün yirmi yaşımı biri Yi ekildi, yapıla- cak bir Leş Küre Mein bugün yirmi yaşını bitirdin.,, Bu sö sözle yavaş ağzın dan çıkıyordu. İhtiyarın başı yere doğru eğildi. Rahmi, babası: , Bay Türk kızlarından birisiyle nişan - lanmasını istiyordu. Rahmi, ba - basmın bu emrini yerine getirme- ğe hazırdı. Fakat onu yapmadan evvel, çocukluğundan beri ruya - smı gördüğü şiddetli bir arzuyu tatmin için can atıyordu. Bay Hüseyin oğlunun bu şid - detli arzusunun ne olduğunu bili- yordu. Fakat, gariptir, Rahminin evgisin - den dolayı bir taraftan memnun Symi eraber, diğer taraftan yurd sevgisini düşündükçe iye düşüyordu. Oğlunun Türk yurdunu gör - ükten sonra bir daha geri dön - memesinden (korkuyordu. Onu istemiyordu. Şayet geri dönmiy olursa, Did < çiftlik ne olacak- tı? Bay Hüseyin tam bi Türk yağli özlemiyor Çünkü Türklük kanında kayni - yordu. kat iki asra yakın bir zamandan beri ecdadının ve ken- disinin işlediği zem ay - rılamıyordu. o  oğlunun da öyle Bünüleğisi ü- mid ediyordu. dan olan Bay Hüseyin yavaş yavaş elini oğluna doğru uzattı. Baba el a tutuştular. — Demek ki, artık yola çık - mak A vik hmi gözlerini (o babasının gözlerine dikti, Elini babasının elinden çekti ve hiç ç:kinmeden ve kekelemeden dedi ki: “ — Evet, baba, bunu çok isti - doj M yi Gün batısı 17.06 17,09 bah namazı 6 6 İğle namazı 2 1225 y lsindi Damazı 1451 14.53 Bu fırtınayı teşkil eden genç - ve kan ea 1200 EO ler geceleyin ellerinde tuttukları vk namaz! 18.43 18.45 537 507 meşaleleri: savurarak (o büyük bir Yl geçen günleri 16 u hızla ilerliyorlardı. Bazıları vah - Yılın kalan günle z 346 şi hayvanlar gibi sıçrıyorlar, — | ları aslanlar i elm. İ RADYO | | Fakat garibi suk, genç oğ Sözü dan ziyade sema kızları kadınlar a rma karşı müthiş bir hiddet i- 223 Khz. VARŞOVA, 1845 m. i üfü İD öz İl çinde küfürler savuruyorlardı. 19.45 Sözler, 20 Piyano refakatiyle ara Safak sökerken alay kadınlar 20,30 Plâk, sözler, (21 Bolistler orkestra konseri, sözler, 22 Şar sözler, diyarının ilk lerinin bulunduğu 23 Bekin. m 15 Dans, 24 Sözler, o Dans | mıntakaya erişti. Burada kadın - | plâkları, 1 328 Khz. Eiki 364 m. 13 -15Plâk., 18. testrast, 19 ei 19.15 Orkestranın en Konferahs, 20.20 Plâk, (21 Radyo caz. Ko 5 dyo cazınm devamı, Hüberler. 28.25 Kahvehane musikisi. — (na- kil. bi > e 357 m. adir Skeç. 20 iel 20,40 Aktü - di, | ate, ni 21,10 Sözler, 21.20 Lachenin Landsberg,, Sin Skeç (Musikili). 23 Haber- ler. 23,30 Dan: 545 Khz. 18.30 Gitar musikisi, 19.10 silme 19,45 Salon kuarteti, 20,15 Hikâyeler, 20,45 Şarkı- piyes. 22,30 Haberler, 22,50 atan m (Salon musikisi.) 22,40 Opera 24.05 Haberler. lar diyarının diğer lir daa- Jaya katıldılar. Dans, vaveylâ, ile- riye doğru atılış sari bir illet gibi her tarafı sardı. o Genç olan kim varsa hepsi o girdaba kapılıyor - du. Bir az sonra içlerinde Bianor ariç olmak üzere, hiç bir kimse ne olduğunu fark edemiyecek bir hale geldi. Fakat onlara dur de . kapılan parçasi reyana kendini Ti les > hayretlerin- kaldılar. Ev « ŞEHİR TIYATROSU TEMSiLLER Bu gece saat 20 de ŞehiT leri m İnsanlık omedisi 4 Perde Yazan: H. Balzak Çevireni” 1. Galib ANN içi a tâ analık rikkatiyle oğullarına tat - Ir gözler söylemeğe başladılar, Fa- kat neticenin, ilerlemenin önüne geçemediler. Bilâkis coşkunluk müthiş denecek kadar arttı. Dan - sedenlerin, sıçrıyanların, bağrı « şanların, çığlık çıkaranların, iğri- ülen vücutların akıllarını kaybettikleri anlaşılıyordu. Sanki ün o genç oğlanlar ve kızlar mehi böcek ve yahud bir yılan . Eski Fransız Tiyatrosunda / Bu gebe saat 20 de ; İstanbul Belediyesi Delidolu -- ŞehirTiyatrosu ora TMM LI VN bir d Bir Kavuk Devrildi Ekrem Reşit Besteliyen: Cemal Reşit 22-1- Mi ii ge tarafından ısırılarak bu hale geti- rilbialeri erdi. Oğlanlarla kızlar gürültü çıka. vabil ne varsa bulub ellerine idle, en küçük yaştaki çocukla- ra varıncaya kadar herkes onları taklit etti. Çıka ırdı ki zarlarını patlatacak derecede idi. Haydi yaramaz, ele avuca sığmaz genç oğlanları bir tarafa bıraka- İm, ya uslu ve terbiyeli oldukları iddia yöre: genç kızlar nerede kalmı: Bil dahi dans, ve vahşiya - ne hareketleri mevzu bahsolmak yorum. Türkiyeye gitmek, Türk yurdunu, o çocukluğumdan beri bana bahsettiğiniz öz yurdumuzu görmek en büyük emelimdir. Ec- dadımızın yaşadığı topraklarda yaşamak, her tarafta yalnız dilimizin konuşulduğunu işitmek için kendimde e dei bir ihtiyaç uyu orum... — Fakat geri gelecek misin? Vazife başına dönecek misin?,, iy an geri söz verdim, bu sözle bağlıyım. Fa- kat öz yurduma kavuştuktan son- ra şimdiye kadar hayalimde yaşı- O da beni beraber Bay Hüseyin oğluna hak Semiz çekinmedi. rette hareketten hiç çekinmiyor - lardı. Mukaddes anneler (o herne kadar ilk önce bu hale fena halde hiddetlenmişlerse de zincirlerini kırmağa muvaffak olan mi a- ne hareketleri mevzuu bahsolmak muvaffak olamıyacaklarını anla - yınca, oo hiddetleri merhamete döndü. Alay biraz sonra kadınlar Le dunu geride bıraktı. Bunun anneler ni s0- ğukkanlılıklarını muhafaza ede ettiği bu yerlerde yangınlar çıktı- ğı, şurada bir evin, burada bir de- ponun yanmakta olduğu görülü - yordu. Mukaddes anneler içinde mühim bir kısmı, etrafa siyaret e- den bu deliliğe mukavemet etme- ğe muvaffak olamadı. Kadınlar diyarına uğrıyan o bahar fırtına - oradan gelib geçtikten sonra ken mukaddes annelerden bazıla- rı kudurmuş gibi şuraya (o buraya saldırm. il alaym ar - kasından koşmağa başladılar. —————x 6 ERE ii Dilimize çeviren O sabah, Ne tarafından met rük mabetler mıntakasına erke” ler ML sancağı dikildi. Bu sancağın üzerinde “Erkek!,, kelir mesi yazılıydı. Fakat taşkınıkların ardı ark“ sı kesilmedi, bütün şiddetiyle 4€ m etti, Artık adada tutulacak hiç bir vaziyet kalmadı. Kendisi * ni göstermeden Mabetler mıntâ © kasına kadar gelmiş olan Tavüf! ralık gençler kendisini görmü$ & saydılar, ihtimal ki, o da m lar tarafından parçalanan Pent€" | us'un 'âkıbetine uğrıyacaktı. Biraz sonra Tavus yalnız ken” a bildiği gizli bir put tut8 ” ük bir limana indi. O da mahsus sürette iyi yapılan bir yelkenli kayrk kendisini bekliyor” du. Bu büyük kayıkta aylarca ye ll tecek kadar erzak, su ve saire bur lunuyordu. Mis Laurence'in evlât” lığı olan Diodata o Jevazımı kağ” ğa yerleştirmekle meşğul e Diodata kayıktan sahi : le ve sahilden kayığa bir çok defi” lar gidib geldiler, bu aralık arâ* larında ancak bir iki kelime ta8” ti ettiler, Akşam olunca oradaki” volkanik kum üzerinde ateş ya 2 Hani Diodata gün orada buluştular. ie leri o noktayı hiç bir kimse kek fedemedi. Şüphesiz, bir firar 18" ammüm ediliyordu. Fakat Ta' ve firar saatinin henüz yaklaşmad!" 1 ğını zannediyordu. Kadınlar körfezinin sahillef* müteakib haftalar zarfında bii a sahne oldu. Malüm ya, o ma .i mehtab gecelerini günün aydınlı” masından hasil olan kulaklara aksediyordu. Kli ve yakı ir se: vi tecek olursa hemen izlenerek ralarda dolaştı. Hayatının ci asıl anlarında olduğu gibi sil ü i i isti) ha kuvvetli olarak d ( gi var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: