13 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

13 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ale a PERSEPOLİS EY > Gİ 2 4 si ken, kumandanları: Bir birleşin! Diye bağırmıştı. Rokzân, o sabah, Dârânın kam öldürtmüştü. Fakat İskender, Rokzana da kalmadı. Toprağın kolları aha kuvvetliydi. Genç imperatoru kendine çekti d Son ziyafet .. Son : kadeh. ve ölüm! m in gi Ermenistan- Mi dön olan ala ; “AN rs general An- 8, solunda Saris oturuyordu. i Babilin en güzel (o rakkaseleri 2 genc imparatorun ve mu - f vi maraşalın önünde oynıyor - | yi see e, İskener MY ra ii biz, fenalaştı. icudun! ikçe artan bir ateş 8 he ; yeri tüter sarayı - Bötürmüşlerd İsk » * # ender yedi gün hasta yattı... rain en meşhur hekimleri, e ve sihirbazlar imparato - di, m Mey um bir humma içinde gün - 1 söştikce « Sip ğe gine di kısa bi an j si öiücentni r kendisine, irade ve cesa » in sözi harikalar karşı - Bilgi, A hayr bütün dünya ia rından (büyüklük) astalığının önüne geçemiyor- amel düşmanları bi- Zi j Biri İskender,, diyorlardı .. düyçratorun günlerdenberi yü- İ aye Söremiyen (o askerleri (13 iran 323) sabahı O sarayın ö- ünde, toplanmışlar! iy pararumuzu görmek is- Dr bağırmışlardı... Yük İskender, ali iğinde , Vücudunu pencereye kadar kiyerek aram aslanlarım. Öl- lim Ya, gil imsed B €vinci se ağlıyordu... ilg, İrade lak ağız ii n dr ve bir tek ses yüksel , aaa, venler bi e çekti... Yaş isini Saris'in kolları ara - vg akt: 0 Ben ölüyorum, Sari Muta içtiği şarabm ıyordu.. Yi, Pencereden askere gülümse- yle son gülüşü oldu.. derin vücudu bir ateş par- ii yayda. Bir aralık Sosa. lezzetini REY YAZAN: ISHAK FERDİ EİN. — Hepinizi severim. , Hepiniz liyakatli v sınız.. Millete enini sevdiren hanginiz ise, yerime 0 ge- çecektir... en fazla inde enderin o siyasette gayesi, Makedonya Krallığını Büyük As- ya e birleştirerek Makedonyalılar: (o ve Yunanlıları Asya milletleri ile irmik i. İskender milli farklar gözetmi - yen yeni bir insanlık yaratmak is- ordu.. Bunun için ristokrasisini, İran Kaüdintiik edonya zadegânlığını yık - maktan çekinmemişti... İskender Şark âdetlerini çabuk | ;, benimsediği diği m Şer e sun rasimipi kabul ederek başına tac giydiği içindir ki, Makedonyalı - lara yaranamadı.. — Birleşin... Birleşin..... Diye bağırarak, hümmanın ya- kıcı ateşleri kl saatlerce kıv- ndr.. Kendisini kaybettiği hal - de vatânii işin ebildi.. İskender dünyaya gözlerini ka- padığı zaman otuz üç yaşındaydı. i i gelen büyük arasında ilk önce (Büyük) ünvanını alan, İskender olmuştu... eleğin, daima artan mi, ve kendi yaratıcı şahsiyetine sarsılmaz bir imanı vardr. İskenderi, Babilin genç ve güzel kizları matem şarkrlariyle alir. d n bir az- ri seksen bin ii bir ordu ağ- binlerce kadın göz yaşı dökü. Mi günlere ve de em yi i tut - Şair baş leri siyahi icim la ir dei bir Dâri e m kızı nderin arkasından ağla - tek kadın vardı: Gi iileneiie öldüğün - den ae değildi... O sabah, Dârâ'nın kızını öldürtmüştü.. Fa- kat, İskender Rokzan'a da kalma: dı. Toprağın il, daha kuvvet. ... Genç imparatoru Ay iğ .. Ve Rokzan, kocasının Di göz yaşlariyle alkan İimpios'un hançeri ona da yeti ti, o İskenderin arkasından iki wi rısı da toprağa gömüldüler.. SON ay ih açtı.. Ve başı ucunda * Mn andanlarına ve dostları if bir göğüs geçirerek bak, Mn Fethet tiğim ülkeleri size e- Yüz yere. Bu geniş ve bü - May yy oplorlağu başsız bırak- | azn gari ve ayan duru 7 rin şöelik süliremreti : Fakir ve kimsesiz çocuk- d in iyi çay pişirmeki usulleri Soğuk havalarda çay çok içilir.. Fakat herkes iyi çay pişirmesini bilemez ... Çay pişirmek ne kadar rünürse görünsün, ça lâzım gelen e bir çay pişirmek mümkün o- lamaz. Bir kere çayın tavını muhafaza etmek için onu münasib - bir kab birimi saklamak icab eder. Çünkü I kokusunu mi tuk kaybetmez; ayni (ozamand başka bir kokuyu da çarçabuk ka par. Çay kabının AŞA iki kapağı olmalıdır. ağının altında ikinci bir kapak da İsli bulunma - idir. o Japonlar ve Çinliler çay - larını lâke kutularda muhafaza e- derler. Bir de en münasib çay ka” bı camdan kavanozlar sayılır. Çayı demlendirmek için lâzım olan cay ibriği daima ve munha - siran çay ibriğinin topraktan mul ibrikler olduğu anlaşılmıştır.. Çönkü topraktan mamul ibrikler koku- u aa muhafaza ettiği anlaşılmı, Bir çay az hiç bir zaman ter- bunlu sularla temizlenmemelidir . İbriği sıcak su ile bir iki kere çal- kamak kâfidir. Şayed çayın suyunu ayrı bir kapta kaynatırsanız * ki en müna- sibi budur * o zaman o kabin için- de sudan başka hiçbir şey lâzım İli gibi bir kere kaynamış su- kaynatarak çay imal de doğru değildir.. Hi ü çayın lezzeti derhal bozu- e taze su, su Bini kay- iii Za başladığı zaman çaydan- İiğın içine münasib miktarda çay konur ve kaynar su çayın üzerine yavaş yavaş dökülür.. o Çayın ne kadar zaman demlendirilmesi lâ- zım geleceği meselesine gelince; bu, çayı içecek olanın koyu veya koyarak bunu çaydanlığa atarlar ve sıcak suyu onun üzerine dökerler ayın hiç bir zaman madeni bir kapla temasa gelmemesi lâ - ım olduğundan bu iye pişen çayın lezzeti iyi olam Bir Rus a pişi- rilebilir. Bu. Ün, evvelâ gâyet ko- bir çay hulâsası (o hazırlamak, ğruya demlendirildi- ği gibi itilirse daha lezzetli olü. lara yardımlar Hilâliahmerin İstanbul şubesi kaza ve nahiyelerde yaptırdığı a- raştırmalar neticesinde 2000 den fazla fakir ve kimsesiz çocuk bu - unmuş ve ilk mekteplerde her “ İngiliz kruvazörleri gazdan geçerek Tuna kıyr larına giden iki İngiliz kruvazörü 7 Kânunusanide limanımıza ge lerek iki gün kalacaktır. gün sıcak öğle gizi yel sine başlanmıştır. Kadıköy de 142, Adalarda 23, Üsküdarda 222, Eyüpte 136, Ba kırköyünde 99, Kavakiarda 89, Beyoğlunda 318, Beşiktaşta 209, Sarıyarda 65, Beykozda 112, Kar talda 45 çocuğa yemek verilmek” tedir. SM $ — KURUN 13 İkincikânen 1935 sean KURUN” 'un Edebi Tefrikası: 6 Yazan: Selâmi Izzet Kayacan Daniş e iş eek — Mer sakinim, dedi. akat k alalı bürabik gel- İçimi nihayet dökebildim. Ne Pm kuzum? Ne var Daniş bey Ekrem: — Ni söyleyiniz, onun eski andan arkadaşını ça- zi yala tahkir ediyorlar. Nermin Danişe fısıldadı: — Anlaşıldı, gene öfkelenmiş- sin.. Ama bugün hiç günü değil, Sonra Ekreme sokuldu: derim babama bir şey söylemeyin.. Siz Salimle gidiniz. — Evet gideyim. Beni (götür- Çünkü elimden bir. ka- za yek, Doktor genç kıza : — Merak etmeyin dedi, bahçe- de şöyle biraz hava alsın. Dışarıda Ekrem söyleniyordu: — Bana yılan dedi, değil mi? gi Nerminle Daniş kaldı- lar. Neri ele ya ki babam her — Rica e kaklahak ettim, Medi kız- dım. Mazur görü: — Bir şey di Çilek sepetine yaklaştı: — İzin verirseniz boşaltıp elim- le ayıklıyacağım. Çilekleri birer birer ayıklayıp büyük kristal bir çanağa koyuyor- n Ekremin birçok şeyini hoş lkye mecburum. Aşağı yukarı elinde gelmeni — Sizinle oynar — Oo! Katiyen. Gedek hiç sevmez. — Malüm.. Onda insaniyetten eser yok ki, e “ke attı. min güldü — Haydi, ik ondan bahset- miyelim. Alınız. Kocaman Yi çilek seçip uzat- Daniş yedi ve sordu: — Sahiden eği dostluğu- na inanıyor musunuz Ner- tı ayr, i Sti Hg Taşlık inanırım. — Memnun oldum. bir sessizlik oldu. Ner- Uzunca min celiklerle meşguldü. Danış si- nirli sinirli, mütereddid adımlarla atölyede dolaştyordu. Arada sıra- da durup itim güzel yüzüne bakıyordu. Arada bir birşey söylemek r gibi ağzını açıyordu. Sonra kızarıyor, ge- ne dolaşmağa başlıyordu. Nermin, çilekleri ayıklayıp yer- pe ikeşi sonra, munis bir sesle ordu: — Benim arkadaşımsınız de- mi : ği iş heyecan e genç kı- zın bileklerinden tuttu — Elbette. — Öyle ise yüzüme bakınız. Ellerimi bırakmayınız. Sizin yanı- olunca insan rahat ediyor. Kalbinden Kiel aç Siz b h nızda söyledim. Siz dinlediniz.. Size ne çocukça, ne delice şeyler söyledim — Gene söyleyin, — Amma artık çocuk değilim. — Evet, koca bir kız oldunuz.. Bana Sür nek istediğiniz şey ciddi mi? —Ci ddi i. Daniş kekeledi — Birini mi seviyorsunuz? — Evet Daniş, galiba birini seviyorum. —Y — Şaştınız mı? Kızın ellerini bıraktı: mı?. Hayır. amma garip.. ip. Halbuki gayet tabii Biraz sustuktan sonra usulca sordu: — Kimi? — Kimi mi?. mai bea — 2 burada — ekli İN Ekrem değil, Nermin güldü — Hayır. — Burada ben ve Salim var. — Mademki siz değilsiniz... Daniş gülümsemeğe gayret et- Li — Mademki ben değilim.. i Nermin kızardı: Si Daniş sarardı Nermin sordu: Neniz ri e bacağıma ağrı girdi.. Bu ağrı harp hatırasıdır. — Çok mu ağrıyor? — Hayır, hayır.. Kendini zorladı, gülümsedi: — Demek Sali; — Evet. İlk ve gi eyy il r beni bir bill gibi Gl farkettim. —Kardeş değil, kızım gibi Ve altililüdi bir baba gibi gül — Sonra gene konuşuruz, ge- liyorlar. ç ( Arkası var ) Polis haberle a ml a Sn a Onbeş günlük çocuk! Beyoğlunda Anadolu sokağın ve çöcuk gönderilmiştir. P kl ildi melesinden (Ömer ir Derviş Bulgar bandıralı Burgaz vapuru na mavnadan yük verirken aya - gı kayarak düşmüş, sol elinin par- makları ezilmiştir. Sarhoş halde — Sirkecide Şe - düşmüş, kaldırılarak merkeze götürülmüştür. rERAEeEAERa Bu gece sazamsınızzız Meke seraya Samatyada: o Profilos, Fe mi Vini ekmek. iğ İsmai ml e Suad, Aksarayda: Etem Pertev, E - minönünde: Salih Necati, Di - vanyolunda: Esad; Zeyrekte: Hasan Hulüsi, Kumkapıda: Bel. kıs, Beşiktaşta: Nail Halid, Fın- dıklıda: Hilâl, Galatasarayda: Ahmed Cevad, Yüksekka! rimda: Vnikopulo, Şişlider A- ım Şükrü, Kasımpaşada: Mer- > Hasköyde: Halk Eczaha » neleri..

Bu sayıdan diğer sayfalar: