SEZ E Re MEL sk Z Be e, NN e Yazan: Niyazi Ahmed Okan Üsküdarın mahalleleri | da; (Ka vak bahçe köşkü), (Valde köşkü), (Harem köşkü), (Çinili köşk) varmış.. Bu — #yinex tetkike değer mevzul Kavak sarayındaki ü Kivek “er rayı vi ni, birinci Ahmed yaptırmış! Kavak li mesçidini dör - düncü Mehmed kurununda hazi - nedar Lala Beşir ağa yaptırmış - tır, Mescid (1077 - 1666) da ya - pılmıştır. Gene Kavak iskelesinde harab mescidi Darüssaade ağası İbrahim ağa yaptırmıştı. Bu İbrahim ağa, yirmi beş yıl süren Girid harkinin doğmasına sebebiyet veren Süm 5 bül ağanın selefi idi. On ve yüz e. sonlarm - | Ker: İtal da yaşamış olan Fenni efendi: Vuslatm gördü kıyas eyleme ey dili elyak Havfım oldur seni ferdalara yarm SALACAK Beyti ile, Salacaktan bahseder» ken, buranın on yedinci yüz yıl - daki halini anlatmış oluyor. Salacak adınm nasıl verildiği- ei haline geldiğini iddia di Bönlerikli başka riva vardır. Bunlardan biri 13 Fatih, İstanbulu zaptettiği kurun da bulunanlara: i nereden salalım... de- İğ Şu karşılığı vermişler: — Şu yokuştan salın!.. e e da (Salacak) adı kal - vE atik, burada Akşemseddin na- mına bir cami ile bir çeşme yaptır ele geçirilince, ilk camiin burada yapılar, hutbenin burada okunuşu, S cığın ehemmiyetini Üsküdar sarayını Sü - Teyman, Misiniz Si iğ Salacığa doğru uzanan ii adaki Abdi Paşa iskelesi Ayşe Kızkulesi karşrısmdaki Ye- Tası öldürmedi.. Fakat bu hasta » hık öldü ürecek... Sesi gittikçe sönüyor... R nce, derinden gelen bir öksü - rük bi haline gelen vücudu - nu sarstı.. Ateş gibi yanan alnı so- eye ir gibi yi — Ea Diye Baykirdidi. , Gözlerini açtı... Üstüne eğildim. cak bir saniye göz göze baka - bildik.. Sonra zar gibi inceleşen göz kapakları ağır ağır düştü.. Düştü ve bir daha kalkmadı. Bir çılgm — haykira haykıra odadan fırladım, — Anne, anne Korkudan kısılan sesim, dışa - uda dolaşan rüzgâr sağnaklarına karıştı. # w Gacırdıyarak açılan kapılardan *aş sofalara fırlayanların şaşkın - Tefrika No. — 21 — Kız kulesile Harem iskelesinden (bir görünüş dikardeşler burnunda da Piyale- paşa yalısı vardı. lar, üçüncü ( Selim kuru” nunda çok ( işlenmişti. Üçüncü Selim, Selimiye kışlasını bii Iyadan bir mühendi ge buralarda büyük alel rmış, boş alanları da paşalar ve iz ihsan etmişti. Bupa- şalar, buralarda büyük konak ve yalılar yaptırarak sahilleri süsle- diler . HAREM Buraya H d bi, şimdiki Selimiye kışlası talima- nesinin bulunduğu yerdeki kasra, (Haremi Hümayun) O takımını bu iskelelerden gelmeleridir. (Ha- remi Hümayun) takımı, İstanbul- dan buraya çıkar, doğru saraya gi- derler, dönerlerken de ayni iske - leden dörerlerdi. mın Haremin sahilindeki rıhtım Kr- rım muharebesi esnasında yapıl » mıştı. Rıhtımı İngilizler, Seli- miye kışlasında bulunan askerle - rin cephane götürmek maksadile ae ipe Şirketi yriye vapurları işlemeğe başla- kl iskele tamir edildi. Burada, yakm zamanlara kadar bir çok Banlar rl ei bu hanlar, ipel maş lar leydi ma hi Harem paye dört köşe i, 1242 yapılmıştır. Bu Efendi yaptırıp bitirdikten sonra lan 2 adar beğenmiş, ki, tanıdık - arına sormuş: armin bu kadar güzel cami gördün ü?. Tabii, defterdar Tahir ira - dinin bu sözünü, tanıdıkları der- ha! tasdik etmişler: Hâşa... Bu camiişerif, en râ- na camilerdendir. Tahir Efendi, yüzüne karşı bu şekilde methedilen camii, sahiden göklere çıkarmağa başlamış, İs» tanbulda, herkes de Tahir Efendi- nin camiini methetmeğe başlamış. methedenler, Tahir m iyi, görünmek i için bun » dı. Bir günikin- ci Mahmuda da şunları söylemiş - ler: — Defterdar Tahir Efendi, bir cami yaptırdı, ki âsarı şahaneleri yanında bulunmağa lâyıktır. İkinci Mahmud, bunu duymaz çileden çıkmış: rdar Tahir Efendi kim oluyormuş ta yaptırdığı cami, nim a eserler karşısın - da yeralsm... Tiz... . Zavallı defterdar, doğru celladın karşısına götürülerek kafası uçu - ruldu... kil KIZKULESİ Kız kulesi hakkındaki tarihi erik me 15 “ndir. Kı şı hakkındaki bir a ln Kule, sevgilisi Heroya kavuş - mak için Boğazı geçmeğe teşeb - büs eden, fakat muvaffak olamı- kat olarak inanılan bu riva - yetin doğruluğunda süphe eden - ler diyorlar k'; esatirin Leandr'ı, Heroya kavuşmak için Çanakka - İe boğazını geçmeğe teşebbüs et - — içinde annemin kollarına düş- i e İkinci bölüm Ben ne yaptım.. Ne çıldırdım, ne kendime kıy - rma. nun bu gününü “ hastalığ başladığı Akhisar Hlatenderi görüyordum. sağ'ığında nasıl bütün sevgimi verdimse has- talığında da bütün emeğimi, bütün gücümü verdim.. Bu ş'fa ver - mez hastalıkla onun gibi ben de pençeleştim.. Fakat biliyordum ki onun ciğerlerini kemiren mikro - bu yenmek için benim değil, ilmin bile gücü yetmiyecektir. o Sana - toryomdaki ilk (o bakımdan sonra onu büsbütün kurtarmak değil ... Fakat ömrünü « uzatmak imkânı vardı. Doktlor.arın da ded. ği gibi hastalığını tepreştirme yecek yaylâya tayin edilseydi, iyice ve temiz hava ciğerlerini yormaya « ca ii m ktr... Böyle ko'larmı, li Jarmı, gözlerini savaşta çi gene malüllere ye yurdluk ve - rirken onların sağlıksız insanlar dolduğu düşünülse bu acı felâket. lere çarpılıp taptaze yuvalar yı kılmaz, dünyaya gelmekten başka günahı olmıyan yavrular da yetim kalmazlardı. Ameliyat masalarma yatarak her hangi bir deriten kurtulanla - rm bile çok kan kaybettikleri dü- isükeii aylarca, hattâ yıllarca üstlerine titrer, kansızlık den bi maları icin it'na ile bakılırlar.. Bu kadarcık bir alâka kurşuna, bom » Hergün 3501 — Ütni: Niyaz . 3502 —Ültteci: Galib. 3510 — Üzrek: Bereketli, 3511 — Varış: Fehm, feraset. —3512 — Varışlı: Akıllı. 3513 — Varlı: Gani. 3514 — Vesek: Emanet. 3515 — Veske: Mükâfat. 3518 — Yabaş: Sakin. 3519 — Yaburgan: Ketum. 3520 — Yacan: İhtiras. 3521 — Yağdırgan: Cenub rüz- gârr. 3522 — Yağıcı: Muharib. 3523 — Yağımlı: Nazik. 3524 — Yağtu: Münevver. 3525 — Yahşi : Hayırlı. 3526 — Yahşi: Lâtif 3527 — Yakan: > suzah, 3528 — Yakışan: L 3529 — Yakışır: nl müna- sebetli. Cc 3530 — Yakıt: Nur. 3531 — Yakkan: Kanun. 3536 — EN © ğine 3537 — Yal Nebi, pey- 3538 — Sl Şale. a 3539 — Yalazan: Berk. ' 3540 — Yalbır: Mücellâ. 3541 — Yalçın: Cilâlı. 3542 — Yaldırak: Mücellâ. 3543 — Yaldırgan: Rahşan. 3544 — Yaldız: Cilâ, 3548 — Yallı: Şuledar. K U R UN N isim babası Toplıyan : Kemaleddin Şükrü Orbây ti ve orada boğuldu. Binaenaleyh, Kız kulesinin, Leandr'ın hâtıra - sı için yapıldığı uydurmadır. Di - rek yerleştikten sonra karısı Da - malis burada öldü, Hares, karısı - nı gömmek için bir mezar yaptır - dı. Kuleyi de mezar için kurdur » ren (Arkası var) baya, şarapnele göğüs mesini iç'n de gösterilse, o yarım insan - ların derme çatma a yu valar da yarım kalmazdı. o işin çoktan kaybol: muştu.. Daha Manisada iken her İstan - ceğimizi düşünerek ( ayrılırdık.. Ben bu acıya yıl'ardanberi yudum yudum içerek aşılandım, alıştım .. Doktorlar da bana herzaman bu son günün ıstırabını ihsas e- Bütün bu taş gibi sert hakikatlerin ere olarak cnun iyi olacağına önce kendim inanı « bula gidişte bir daha gözüşsmiye » | man di yor, sonra onu e çalı- şıyordum.. D'dişme valnız bayatı- mızm her. günkü maddi zorlukları ile değil, asıl bu içli ve #izli gö - nöl bubranları ile olsvordu. ar kalbime (böyle damla A AR YAŞ — KURUN 2 Telneikânun 1835 m — yüz ad. 3549 — Yalpı: Âriz. 3550 — Yalsız: Bilâ ücret, ğı — Yal Sala man.) i — Yalta: İncizab. erin — Yaltı: Mail satıh. 3571 — Yangın: Asi gel 3572 — Yangır: Bâran, hazin söz. k 3573 — Yere Aksisada, 3581 — Yapa: Ve 3592 — Yapkıç: Seddade. p 3583 — Vapku: Perde. ||—| | 3584 — Yapsık: O Meftuniyet, memnuniyet. ç 3585 — Yapsıklı: Neş'eli. | 3596 — Yarar: Fayda'ı. : 3587 — Yaraşır! Lâyık; sebet etli, “© #is> sie 3588 ÖlLiyi Ehil (Ehil) 3586 — Yaravlı: Münasib. 1 N — Yarcı Şerik. 3 LE Yele Muavin, refik, 3592 — Yargı: Adalet, hü - 3 dm. 3593 — Yargucı: Karar veren. a 3594 — Yarız: Seri. 3595 — Yarka: Revnak. 3595 — Yarlıgaç: İnayet. 3597 — Yarlıgan: Rahim. 3598 — ies Ihsan, mer“ ham İ , : 3599 — Yalak im 3610 — Yar FITRA — ZEKÂT Tayyare Cemiyetinden başka- sı grani keme ve zekâtınızı ister- rmeyiniz. Bunları Tay- şe Cemiyeti tonlıvacaktır. j dar, şerik. damla aktıkça ( vücudum tipki tehlikeli (Toksin) lere karşı se * rom almış gibi uykusuzlaştı.. Et $ ve kemikten ibaret kaldı.. Bütün bu çetin günlerde aşili di kaldığım, isyan duyduğum daki - kalar olmadı değil... Fakat o za ” şuurum beni kurtardı. çürük sinir buhranlarını yendi « iken çok umutsuz Manisada zamanlarımda (Metal )in sesi dadıma yetişti. (Onun bir alı iyi layan İl di kendime söylendim: — Yaşayacaksm, onun kızın için çalışacaksın.” (Devamı var)