Sanayileşme plânında jeoloji enstitüsü. gelmiş, çarpar. kiminde göre yapılır; O EK Olin 3 Fenerin şampiyonluk yoluna gene Ankara ve eenebiler Galata saray çıktı. HALKEVİNDE KONSER. 29.4.934 pazar sant 20,30 da Riyaseticimhur filarmonik or! fından, a eden li. Halil ROGRAM piri senfoni ) Adagio molte ve Allegru Andante Yakrmiveti Milli Tefrika: 52 Cihan Şampiyonları. Yazan; Pot MORAN "nin Romam: 2 Tashi Web koca burnu ile ıslak yaprakların kokusunu içine çe- kiyoi — Ne gesi; zar bir sayırdayız. e iz 7 ha ye 2. Veb elini koluma koyuyor — Size Atlas Ok yang” 'unü gecip Paris” < gelmekten çok daha sınız, değil mi? Halbuki emin ederim; burada bulunduğum- danberi du; a acayip isse va kadar hiç düşme ih e vap vermiyor. İşten bahsetmenin zamanı değil. | miştim, Bilmem neden sizi dururken bahse- bi — Asıl Bağa EE İnka arkenlığıma. sırtnı vğrmnla; burut MP İERLEMASİ diyorum; adama böyle iler hiç ek herhalde : Sonra, değil, ifadesi kabil olmadığından ola» z duğunu e birer Yam saydık, çimenlerin ortasına gramer kaidesine göre dikilmiş gibi sı- çi ak... Bakım, biraz önce, vücudum! n bir ime Vaşington'da» i Veb'i hi r zaman bu kadar yorgun görmemiştim. Eti ağaçlara dökülen tatlı akşam ışığı gözlerini azıhanemde, öteki parçası ii ŞU İl enin üzerinde i kalmamı; e kırpıştırıyor. Bir van gelip batan kızıl güneşin ışıkla- ve Şahsiyetimin ikileştiğini duyuyorum, Paris'in iklimi ! gevelerine seye Bir iskemleye oturup gözlerini ka. | rında altm tozu SAŞIYOTMUŞ, gibi döne döne fırlıyan, -sulamı (pek kötü ye iken nezaketen) kendine mahsus bir ik- : padı, dinlenmeğe başladı. Ben de onun kadar ihtiyar, on, Jim... Elektrik ışıklariyle pırıldıyan vyork'ta kendimi i kadar takatsiz miyim a: daha rahat kisileri Bur: aman baba ile çarpışıyor,, , diyorlar. Bu gayrı rar? Kendimi, Ve, Broçki'yi, Ram'ı, Van Hükmi iie e $u guruba benziyen Hüdson nehri üzerind. gü- neş batı; inmidir ki böyle eme bur. düşündüğüm içinmi kuluyor?... Dün,... bana daha LA omu; EZ dünmüş gibi geliyor... vuruyor. nızda mı Fransa” ilk defa Kolombiya'ya ge- nn yağınızı e” uçları ik düğmeli fotinler vardı. Onlara a Memi erdik!.. Evet, hattâ Broçki'nin dediği gibi ye timsah- e im — za bazen su içirdiğiniz bile hatırımda! ne eyi, madamı da buraya getireyim. Siz lie vi bi bol kuş RL cıvıltılarını dinliyebildiği. niz için ne talili adamlarsınız! semizde, hissediyoruz, Bahçıvan piposunu yaktıktan sonra iliyor. ada ir bir gölge arasm- kendimi görüyorum; öyle sisler, öyle fikir hayaletleri çel da — Şu büyük sarayın bulunduğu tepeciğin adı ne? var ki yalnız başlarma dolaşıyorlar. > — Valeriyen dağı. ışıksızım... Paris'e diğimdenberi bir zevkli saatim olma- Orada oturanlara gıpta ediyorum. Ze mi m bir defa... Birkaç gün koi > Baspı pay bul dü — Orada dinl yi k beslemek ne kadar ister i, Orada yüz kadar ie dim... genç kız een hakiki gençler, MN sarışın, öyle ir idiler — Ömrünüz e e ki insanın yüreğine feralılık veriyorlardı. Kırk sekiz Ameri- — Hiç olmazsa birka 4 bil dı diyordı iki... Öyle bir srla yeri Akşı a Gelin Pari Karşımda, imi sara- ile işim si ıyorum? er ussi #lütleri, Sine ya ya sia Koklen; im şarkıları? “Gittiği gördün air Orta yoksa uzakarda kalan menfam mı böyle ül abii ba yadettiriyor? De VE MESAİ Germ ynı ilaçla bize yalan söylüyor ve şifa veri; mesi duydum ki tarif edemem. Kızıl saçlı a bir genç kıza yaklaşarak Paris'i sevip sevmediğini bana: - i ti: “Ne cas Şikago, dedi. e Gözlerinde Amerika'nın bütün yıldızları parlıyordu... unu neden o kadar hızlı sıktığımı kendi kendine eş ger ve (Sonu var)