-UyA3 ourlayıre$ 49YZÇ) UOŞ *IylgoyLpa 9S94E nur opodryeyyeAnLı 9JAÂ119J199 UtULTaJaTE$ URI - AT yesynA v3 1OLOSU *11)8T1u1193S03 eyi yna 3A 391pnj 11g yn4ng ej9p yIı nun3npyo Tıp 114 eyyeğdıy 94 opuZ1eH eyseg uepzejung *nprrej “IEYJ2UES Tfp9apnŞ UTUTS9İYANI, HJe$ TIS2 19 9u111493 epnopa zojmsyeuı 149p3 Epulseyes İİ İğ yük şairler yetiştiren bir edebiyat, zengin bir edebiyattır. Maamafih Anâdolu edebiyatı yalnız nazım sahasında yüksek mahsüller ver mekle kalmadı; muhtelif fikir şi ait yaya ait vücude gelen mahsuller kemiyet ve keyfiyeti iytibarile sair İslâm edebiyatlarile uukayese edilmiyecek kadar zengindir. Ye- ni zamanın Yakın Şark ve Şarki Avrupa ta- Türk dehası, şiir sahasında Fuzuli-gibi bir Şahsiyet yetiştirmiştir ki, bunlar yalnız Türk milletinin değil, bütün beşeiryetin metahiri — ii EpLIğytu Uüs Hutus0 EpeJnAy ; *10$1un9 1140) nun3nplo zısgutul 9A Sunm3 ulajumnu yu9uU 1913 ng PJEPUTAYEU -opo yun nJopeuy 3usıpadopyısuy WeJSJ ur — a2 —' eğ Sünniliği İaldırarak dini türk an'anelerinin tesiriyle “Şii isnai aşeriye,, yi devlet dini ola- da ruhani bir reis, devletin maddi istinatgâ- hı olan bütün türk Kızılbaş kabilelerini sine- sinde toplıyan tarikatin başında bir “Mürşit,, ti. Devlet teşkilâtında İranlılar devrinden ka lan müesseselerle türk aşiret an” a eleri ha - yerere HUNTNULŞNIZ uoregni uput19f98; you #1: urudsıpey 194 Tue4 — nynsn onbısuor) epeuryo uroyınu uepuLejses? nyun3ng ulu -110Jo4sos “uopauya 194211 turyeged4i unıng urpElus? ş1loJofıj SA IYUEL, 'prnrez yaa 41439) ep 1urye4tgopo yrey “ruLreyyek1gop9 91 a4 131p1n593 EpustUs9 elise unzn unoymu 1g "prusiy zig UYnu YOS UTUTYE) 794 -1uapauı of 9peji Yires eyep "uye; 994rU - num Tue) yekigopy IpZEULeJIZEK epyeej -ez1s 93j9.mS 1y1es 34 y1SY9 YO5 UruLlaJfey TU - n919) uLlojires Izeg U9$94 Epnjopeuy zıu -Te4 Tyirej ululyeâTgop9 yin) U9191S93 yesiyur 114 Tan eprejeyes 1J12309 Fıfoyunuu rey unzn 9A ue4ıjseg Op DIlAA9 43d3 1pe tyirej LIĞ Tues0 UTURYLĞOJSNUN z113uj zg opunusı dıy; 199 şn4ng u3 9A Uos u9 nu pa —ı3s— olan Nesimi, safiyane lirizmin en samimi, en Azeri şairlerinin eserleri , Anadolu türkleri arasında debi mahfel lerinde, okunuyordu. XV inci asırda ve Ak- koyunlular zamanında “Cihanşah,, Sultan Yakup, Ruşeni, Habibi gibi türk şairleri ye- tişti. Bunlardan bilhassa Habibi büyük dahi Fuzulinin parlak bir mübeşşiri sayılabilir. Herhalde anlaşılıyor ki XV inci asırda klâsik İran, Irak, Şarki Ana dolunnu medeni türk merkezleirnde türk sü- lâleleirnin himayesi altında kuvvetli bir inki- şaf göstermiş, ve bir taraftan Horaşan ve Maveraünnehir - merkezlerindeki Çagatay edebiyatiyle, diğer taraftan Anadolu türkle- rinin edebiyatiyle sıkı münasebetlerde bü - Tunmuştur. Klâsik Azeri edebiyatı en ye inkişa-. yasi vahdetini yeniden kuran bir türk sülâle- sinin hakimiyeti devridir. İran asıl fars ek- sarimasinla mazı” muhtalif eahalarmdakk . *19öy9J odlıueyeH — *I Bye? -eâıpei 230U111))3 zn1eg9j oj£ epey yumum U3 NUNNULEYO) 1gopo TJEJUoS uepuse nun ILIX urusöyoj 1gsp9 yn4ng ön zrun3ımosyeg epıreyn4 ujd! yeumejuıpde nznumnzAoıN se e “« JpZISYTEJ UEpTEyYO OP JANE USU9J49S EpUisere LoJrozTU9p yanı, Ueure1 -Yey eısnun, 'op4tz99 eprejiise DU JTAX -TAX 'zo41pa tATığı 119J71)OLU TU£E LTeJire$ Ley UrurrapşınL 9Teş - Ep EJosoLU OLlOJNN -an3) uouoy4os epurueısıyın 1, ULİ “Tokıse4 EI Ey opurajegns yn, unıng Tepe 9ur1jör ed w UN S<b- Anadolu tü EE arasınua, münevver, yüksek zümreye mahsus olan bu klâsik ede - biyattan başka, hem münevver zümreye hem de halk zümresine hitap eden ve kısmen klâ- sik edebiyat tesiri altında kalmakla beraber lebi: an diğer bir cins edebiyat daha vücüde geldi. Arap ve İran edebiyatlarında emsaline tesâ- ir tarzı, son zamanlara kadar hiç tetkik edil- memiş, iptida medresenin sonra da Avrupa mukallitliğinin. doğurduğu şekil itibariyle lı fak ik ci bir zihniyetin tesiri altında ihmal ve hattâ Sümeni sözel, zi