w “yazıyor: -- — e ““Aslanlar ağaca tırmanırken. Afrika Çöllerinde, Aslanlar çölde bu Idukları hayvanları avlarlar. e ei Akbabayı bile yakaladığını görmüş muharriri bir aslanı Aslanların Ende Bir amerikalı seyyah ve ti Smile Kalahari 65. Niş ri diğer bir ağacın ea VE Iduğu için madığı zamanlar sa yapıyor idi ise de “kadınlar ta- bulamamıştı — her mi aeiealarla bee yaşamış Afrikanın cenubu .gar-| resim pek we mete ki “bizi artık yad; lardı. Fa- kat yabancıların vücudunu hisseder et- mez hemen dı. Yerliler git) ve gren alamıyacakları bir yere ko- ıyo: “Bu suretle aslanları ağaca ei Gi anliğdi vaki oldu.” On- © ya geldiğimi ME aslanla Le Asr > İ zel, ayni zamanda manidar idi “İlk tasavvurum bu aslanların birkaç resmini almaktan ibaretti, dahâ Kine çıkarak tekrar yanımıza geldiler. - Bunun için avcıların Afrikayı bir as- “lana bile tesadüf etmeden aa 'bol bol resim alıyorduk. en m dakika vr oldu: su aslanların bi saklanır ve tehlikenin gittiğine a mi e. i . yavaş yaklaşmağa eğ şe sinama daha güçi tür. “Bu vahşi hayvan- Ea resmini almak için huzuruna —— a iye leri mez t- dar gizem imi aldırış etmiyor- lardı. Tekrar metreye gel- ve dan de görünür ve e Aslanlar yalnız yanımızda kalmakla ik- a etmediler, bize adeta dostça mua- sanki bilhassa resimlerini mele ettiler, alalım diye vaziyetler aldılar. Öyle şey- 1 şi kadar gölgesinin makinenin “cam, görüldüğü saniyeyi de ie kamk m zımdır.. İz Biz manzara resmi almakla meşgul- ken yerlerden bir kabilenin reisi gele- ta olan fena aslanları vurmamızı rica et- | a lü göst my Esasc, r hazır vaziyette ve e Yeğin ilstinde tül ordu. günü bu aslanlar raber e ve birçok filmler vü akşam o günkü işimizden memnun © Ertesi gün, ve daha sonra, günlerce, ik ik. Her d. hayvanların inine gittik. Şimdi şöh- ret me olan bu aslan yurdu --hiç elediği geniş bir maz | sahanın orta- isi , artık mini aldığımızı ertesi gün entresan bir şey bulamıyacağımızı miyim dönü- is fakat her ertesi gidişte yeni ir şey görüyorduk. ni tün bugünler irüyor: dan si aslanların tabit hayatlarınm yaptılar ki hiç | sırık ir terbiyeli hayvanının yapmasına imkân yoktur. Bunlar en güzel, en maharetli hareket- leri tamamile tabif olarak yapıyorlardı. Aslan tabiaten çekingen bir hayvan- dır. Afrika yerlileri içinde bütün öm- emin olmadıkça çıkmaz. izden kork dı, “çünkü fena bir maksadımız muhtelif vesilelerle göstermiştik; biz de onlardan korkmıyorduk, çünkü asla- olmadığını onlara Bir aslanla iki dişisi. na ilişilmediği, ve eyi muamele edildiği takdirde insana dokunmıyacağını anla- mıştık. Bittabi hiç bir zaman ihtiyatı elden e ve gidi n k için hepimizin içi ip bu muazzam hayvanları GE iye “ Buna yerliler don- | her safhasının resimlerini aldık. ge diyesi se zaman m em gittiğimiz bürm ; ? can dibinde bir diş aslan yeri Or. re EN ii e iye Di- dı ki b Bi iki yili itediğimiz i işin. mi e dokunmadan geçi otomu opel bindik iğ hip irk karaca da| Dürbünle Aslanlar o ku vvetli bir e aslanla. diğer bir Epi MR du. Bu son dişi bize hiç bi man dost olmadı. Ahbaj ii larımızın vi Erkekler Core el, ve sine birer isim taktık: ve Cim; kadınlar Lizi, Beti, Haz | Klose diğer iki kadının çocuklusu Klas x birinin ey ve slanlarn he: hususiyetleri vardı. rc iri, vakur, Şi yanı hürmet ve sevimli idi. Bütün gru- İ pun reisi vaziyetinde idi. Cim açık sa- san vardır. Ne demek istediğimi anlatacağım Şu vaka gösterecektir: Bir sıcak öğle vakti bir su başında ahbaplarımızın resmini almakla meşgul- dük. Aslanlar birden dineldiler; arka- uçuyor ise de kimse böyle bir harekete| cesaret edemedi. Onların itimadını kazanmak kabildi. Ve biz Bunun için onlara yiyecek veriyorduk. ğa muvaffak olmuştuk. Dongo onların oturduğu yere et gö- türüyor ve bırakıyorduk. Onlar bu etle- "dört metre | ve kokladı. “halinde resmini alıyordum. Aslanlar kadar bir mesafede umu merak etmiş olacak ki çalıya ka- dar geldi ve başını uzatarak bana baktı Onun burnu ile benim bur- num arasındaki mesafe altmış santim- den fazla değildi. Orada kaldığımız müddetçe bir in- giliz ve bir amerikan avcı heyeti, ve Af- rikalı yerliler misafirimiz oldu. Bunla- rı da ahbaplarımızın ziyaretine götür“ Bunlar aslanların misafirperverliği- ne ve eyi kalpliliğine 'hayret ettiler ve yözlerile görmeseler inanmıyacaklarını söylediler. “ ZAYİ VESİKA. -a askerlik şubesinden almış ol- duğum vesikamı kazaen zayi ettim. Ye- nisini alacağımdan eskisinin hükmü yok tur, Sincanköyü 'karyesinden Koca oğul- larından Osman oğlu Ahmet tevellüt 305 2—10543 NAZARI DİKKATE, mızdaki kum tepesine dikkatle baktılar, ve süratle çalıların arasa ZLE sak- Apartıman İsteniy, or. 4 lamışlardı, öyle ki k X e ae ç zul su matluptur; şehirde merkezi mev- Az sonra tep: iki linin inmekte dir işitmez bizi yarı yolda karşılıyor. olduklarını gördük. Aslanlar insandan ka olarak korkuyorlar. Bizimle o ızun zaman beraber bulunmuşlar: rı renkte ve daha küçüktü; Corc bulun- olurlar. Muharrir 0 kiloluk bir yaban eşeğini çevirdiğini görmüştü bir aslanın bir yençe darbesile | lardr. Aslanlara başka hareket yapmak isti- kide olması tercih nezaman serbest olduğunun evel emir» de Ankara 306 numaralı posta kutusu- olunur; Kirasının. ve | yecek olursak eti başka yere sisme SEAL YAZ. 'akale muharriri nin abi olduğu altı asi Tepedeki sahrayı tarassut ime Mi de görülmektedir. na bildirilmesi rica olunur. 2—10519 ... la bu resim- seyahat esnasında geşirdiğim idler, ©