-4 — elli saat lerile tayyaresi sakatlandıktan sonra Akhdenize nasıl in: | diklerini ve nasıl elli saat dalgalarla boğuştuklarını anlatıyor DEVRİYE GEZERKEN Bz, sık sık, Tobrukla Port . Sa, İd arasında devriye Sezerdik, Sı. hil'n her girinti çıkmtısımı "ören. miş, peşimizden Ne tehlikelerin koştuklarını anlamış - İnsanlardı..: fakat artık pişmiş, her güçlüğe kanıksamış da bulunuyorduk, Ne, ticenin Nneye vVaracağımı düsünmi. Ye lüzüm görmeden işimizi görü- yorduk, O gecte de, yine böyle mihanik; bBir hareketle Tohbruktan havaları. miş, Port . Silde doğru vollanmış tık, Birdenbire, Tobrukun İki ve, ya üç kilometre ilerisinde, herha! de 10 bin tonilötolak olmasını |. cabettiren büyüklükte bir — vapur gördük, Vapur da bizi görmüs o, İacak ki, son sür'etiyle kaçmağa calısryordu, i İSABET Tayyaremizin pilotu, denirin üs tüne kadar indi ve gemiye hütcum için, en muvalık bir vaziyet temi., nine çalıştı. Bu sırada, bir Hemn- kel 111 olan tayyaremiz gemirin mitralyöz ateşine tutuldu, Tayya, Yemize, birçok mermiler isabet et. ti. Hava kararmıya haşlarığı j, çin, gemi, elimizden kaçtı, kur. tuldu, 4 Bir saat sonra, pilot, radyatör. Terden birinin suyunda fazla ha. raret gördü. Bu, taeyyaremizin sn. katlandığıma alâmet idi. Hemen Periye dönmiye karar verdi. Ban de, tayyareyi bafifletmek için,. hombaları atttım, Bir taraftan da, hareket ettiğimiz merkezi, telsitle vazivYakimizden haberdar ettim, DALGĞALAR ARASINNA Aradan çok geçmeden, dümen, işlememeğ» başladı, Artık, tayva. İstanbul ok Kkır koşuları Beş yıldanberi Sul okul. ları arasında tertip olan ktr koşularına buü yıl da f Ve. killiğince hazırlanan bince 138. xı. 19412 tarihinde 2000 metrelik bir mesale üzerinde yapı lacak kır koöşusile başlanacak ve bu koşuyu 27, xıu, 1942 tarihinde Ata. türk koşusu, 17, 1, 1943 de ve (İ4. 11. 1943 de 3000 metre üzerinde ya pılacak koşuülar takip eedcektir. Beş yıl gibi kısa bir mazisi olan okullar arası kır koşuları müsaba- Esları okullu — sporcular arasında büyük bir alâka yyandırmakta — ve ber koşulara iştirâk eden müsabık sayısı her yıl arttığı gibi koşular - dan alınan dereceler de evyelki yıl lara nazaran daha iyidir. Bilhassa 29. 11, 1942 tarihinde Eskişehirde yapılan İnönü kır koşusuna memle ket okullarını temsilen işfirâk eden İst. Okulları muhtelit kır koşusu ta- kırammın Tferdi tasnifle birinciliği takım tasznifinde İ7 puanla ikincili ği Kazanması bu çalışmaların veri- mini Belirten değerli bir hâdisedir. Okullarımıza bu y — yapacakları müsabakalarda muvaffakiyetler dile, biz. *yu Heyetitden: 12, xır, 1942 de yapılacak maçlar: Şeref Stadi: i — Vefa L. Şişli T. Saat 14.15, 2 — D. Şafaka L. — Işık saat 15. 3 — Ğ. Saray — Hayriye Saat *İ6.25. Hakem: S. Açıkönep, B. Tiyöz. Okulları Futbol Lik Hd | 12.15 Ajans haberleri. 13.30 Müzik 18.00 Program —ve memleket saat ayarı 18.03 Saz. 18.15 Müzik 19.00 Müzik, (Pl,) 19.30 Memleket saat ayarı ve Ajans haberleri 1945 Ser best 10 dakika, 19.55 Sarkı ve sema iler. 20.15 Radyo gazelesi. 2045 Müzik (PI.) 21.00 Konuşma 21.15 Müzik söhbelleri. 2145 Radyo sen fosl örkestrem. 92 5M Memleket sa p Oyarı, Alans haberleri ve horsa: Tar. 9245 92.50 Yarınki program ve kapanış. ist li onız, bir motörle vçamıyacağına ka Pfoğram muci | zj ettiğimiz bir enda, bir mo, renin uçuşünu Müuvazenede — tut. mak güçleşmişti. Tayyarenin yal. nâaat getirdiklen &onra denize n MiYe karar verdik, Denize inişimiz anzasır oldu, Hattâ kauçuk tahlisiye samılalmı, " da yerinden çıkarabildik; fakat tayyaremize hücum eden da'salar hava tulumbasını tabrip ettiği i. çin, sandalı bir el tulumtası ile şişirimiye mecbur kaldık Geigele. | lim, onu da, radyomuzu d, bir [ dalga ka'dırıp götürdü, | Felâketin büyüğü, taxyaremi zin butmağa bağşlemasıydı. Artıt, | her şeyden ümiürmiz; kesecek b'r haldeydik, Yarım dakika daha geç Beydi, sandalımızı denize indire. Ka | Ciğerlerimizin kuvvetine müra. caat ettik ve sıra ile üfliyerek san dalı, derece derece sişirebildiği - miz için, suya koyduk ve kanrıta | asıldık. İki saat, hatıra gelmez | güçlük çektikten sonra, — sandalı şişirmiye muvaffak olduk, Sandit. liın içine, baştan aşağı ıslanmış bir Enlde, soğuktan titriyerek atla, dık ve orada beklemiye hbaşladık, Bütün bu iİşleri, karanlıkta yan. | miştik, i Gece, sabahaskurşı snat üçte, bir motör gürültüsü işittik, hartara- bildiğimiz birkaç işaret fişeğini at. tık, Herhalde, işaretlerimizi gör. memiş olmalrydı ki, teyyare yanı. mıza gelmedi. - Sabahın J1 nde, iki Heinkel 111 göründü, Bizi, uzun zaman, 10, 15 kilömetre azakta aradılar ve bir Şey göremetlikleri için uzaklastı lar, BOŞ BİR ÜMİT DANA Deniz kuduruyordu. Sandalımız ise, dalgalara iyi göğüs geriyordu. İcine dolan suları, durmedan elle- rimizle, boşaltıyorduk, ; Bizi, bulacaldarımdan üÜmitleri, ni kesmişseler.. vaziyetimiz — ber. baddı. Akşam güneşi, son ziyalariyle ufku kızarerTken, bir Messerelimit bijzim tarafımıza doğru geliyordu. Sön ihtiyatımız olan işaret fişek, Terini ucurduk, fakat —ümldimir, yina boşu gitti ve bizi ezen yeni Haşladı. Açtık; fakat susuzluktan buna. lıyordıki Suyun içinde bulundu. ğumuz alde, &ğzamıza bir hatre, â,"? koyamamaf, ne elim bir bal, KÜRTULDUI iTA Sabab oldu, işaret edebileceği - miz, biçbir tayyare, Liçbir. gemi görünmedi, mnıa“ üntüdimi Akdenizin dalgaları #usralardan arasındag__ Bir Alman tayyarecisi, bir İngiliz gemisinin mitralyöz tör İomurtusu işittik, sonra tayyöte gördük, Tayyareler, dehizi aruştirarak geliyorlardı, Nihayet, bizi göre, bildiler ve yerimizi kaybelmemek için, denize yeşil yuvalaklar ata. rak tüistümüzde dolaşmağa başladı. lar, Bu hai, bir Dornye 24 ün ge. lip yanımıza inmesine katlar de, iki 'vam etti. ' Kurtulmuştul, Deniz, çok dalgalıydı, Tayyare: ye alınmakta güçlük çektik, amma bu güçlük, elli saattenberi çekti. Bimiz iztırabin yanında hiç hük, mündeydi. “Tamam", dedi, “bakın biz —Ba hususta nasıl terakki gösterdik. Tah sil şimdi cerrahi ile yapılıyor. Si. zin zamanınızda kimse tahsilin ba- sit bir ameliyattan ibaret olduğunu düşünememiş. Yaptığınız işin bey- nin içini şekillendirmek, gışağı Ü. zerine derin çizgiler resmetmek gi. biu zun ve zahmetli bir ameliyat olduğundan bihaberdiniz. Her — öğ. renilen şey dimağ üzerinde bir de« ğişiklik hasıl ediyordu. Buhu bili- Yordunuz, fakat esasından haberdar değildiniz. Netice ilibariyle cerra- hi tahsil feşfedildi . kafalasını aça- rak yerine hazır bir beyin yerleş- firmekten ibaret basi; bir usul. Ev- velâ, zahnederim — ölülerin beyink—.I rini kullanmak mecburiyetinde kal- dılar, bu ürkünç bir şey - burada | Asbestoslu bir yaprak gibi titredi . “fakat çok geçmeden ayni neticeyi veren sunilerini kullandılar. Bun- dan sonra mesele kalmadı; bir kaç dakikalık ufak bir ameliyat neti- İlhambar! Artık elverir, dur ).. T7 kunmuş, demiş ki: — Hodiri ımeydan, Halep oradaysa atrşın burada,.. Nasrl yârın ya, rışa var misın? Tavşan gülmüş, bıyıklarmı oyntarak cevap vermiş: — Hizırım! Kirpi yuvasma gelmiş, Meseleyi kendisine sön derece benziyen dişisine an!latmış. Dişi kirpi: — Merak #tme kocacığım, Yarım onun kulaklarraır indiririz. Diyerek, iğilmiş, kulağıma bir şeyler fıslamış, Sarılmış, koklaş. mışlar, gece şalir bir uyku çekmişler, Ertesi gün, ortalık daha yeni ağırırken, erkek kirpi tarlanın yo lunu tutmuş, tavşanıt bulmuş, — Haydi demiş, hazır ol, Sen bu evlekten, ben bu evlekten gide, ceğiz, Tarlanın başına ilk gelen birinci, Haydi arş! Tavşan fırlamış, fırlamasile tarlanın başma varması bir olmuş, Bir de bakmış, kirpi örada, gözlerinin içinde gurur ışıkları yanarak duruyor, Tavşan şaşalamış, itiraz etmiş: — Butnu saymam. Yeniden koşacağız, Kirpi razı olmuş, tavşan gene koşmüş. Solulki sgoluğa tarlantın ba, şima gelmiş, Bakmış, kirpi gene orada! Kaç defa: — Saymam! Dem:iş, kirpi itiraz etmemiş, bahsi tazelemiş, fakat kirpiyi ken, dinden evvei tarla başında bulmuş, İşte, vurguncu denilen gafiller de, yakm zamana kâdar bu du. rumdaydı. Otomobi'lle değil, tayyarelerle koşuyorlar, S0oygun yerinde, yağma çazarında, ilk evvel yer alıyorlardı, Küçük esnaflar da onlara, ayak uydurmuşlar, arkalarinda ve yedeğinde gidiyorlar, kodamanlarla da, küçük çaptakiler de keselerini dolduruyorlardı. Şimdi, bu biçim siz katar, ertik yerinde sayıyor, çünkü karşısıntg hükümet ÇçIktı, kendini göslerdi ve bağırdı: — Artık dur! Atılma düş Sühan i ehli halj anlamadan! Daire Almanların, şimal buz denizinde sön olarak tahrip ettikleri gemi ka, filesine kumanda eden İngiliz ami, rali Vhetham, bu deniz harbinin hu susiyetlerini, Londra gazelelerin . den birinin Moskova muhabirine an iöotmış, o da gâzetesine bildirmiş.. tir. Amiralin söylediğine göre, Al. manlar, bu hüctmlarında ilk defa olarak, daijreler cizerek — hareket eden bir. torpil kullanmışlardır. #HABER — Akâsih Pöstükk TAVŞANLA kirpi dağda karşılaşmışlar, şuradan buradan ko, muşürlarken, tavgşan kirpiye hakaret etmiş: —- BSen ayağına çabuk değilsin, ağırsın, batisin, Demiş. Kirpi küsmüş, canı sıkılmış, bu işkam izzeti nefsine do. Bundan çizen Bu torriller, genisş daireler çizmi. ye başlıyor, sonma dalrelet tiülçülü. ; . torpil yormuş, Bundan dolayı, bir gemi. nin, bundan kurtulmasına imkân yokmuş; çünkü torpil isabet et. mezse durmuyor, geminin etralın. da, gittikçe küçülen daireler çiz. mekte devam ediyormuş ve niha. yet hedefe isabet eyliyormuş. İngiliz Amirali gemi kafilesin. deki fazla tahribatın, bu torpil yü- zünden olduğunu söylemiş ve; — Böyle bir torpil hedefe isa. bet ettiği vakit, öyle bir infilâk vukua geliyordu ki, şimal kutbu. nu inletiyordu, Halka iş î;nlll için Danimarkada, işsizlere iş temin elmek için bir komisyon — teşekkül etmiş,. Büu komisyon, — memlekete Taydalı olacak teşebbüslerle, — işsiz- lere iş temini hususunda bir takım projeler hazırlıyor. Bunlardan biri, muazzam bir milli park vücude ge- tirmektir. Bu milli park, Danimarkanın n îıüyük ormanlarından biri olan Gi- bvakd — olmanında yapılacaktır. Bu ucu bucağı görünmüyecek — derece -—T A | İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğünden: 1 — Muhtelif cins ampul mektupla teklif istemek suretile satin alınacaktır 2 — Muyakkat teminatı 1952 liradı. 3 — Tekliflerin, levazımcdan parasız olarak tedarik edilecek şartnamesin, dek! tarifala uygun olarak 17,12.042 perşembe günü saat 17 ye ka. dar Meiro Han levazım servisine imza mukabilinde verilmiş olması lâ Zzrmdır, (2039) YAZAN: STEPHEN LEACOCK 5 de büyük olacak olan parka, payi- taht ehalisi, yine bu arada yapıla- cak olan tenezzüh trenlerile, yirmi dakikada gideceklerdir. Sonra, bu parkta, 33,000 kişi ala- bilecek şekilde, öoteller, kulübeler, kamp yerleri de vücude gelirilecek- tir. Sarfedilecek paranın mıkları, 16 milyon Kuron tahmin edilmekte- dir. Bu paranın yarısı ile tesisal vücude getirilecek, yarısı da İşçile- re Ücret olarak verileceklir. “ Türk tarihinde fettan “İSANUN — 1943 — —w kadınlar Taclı hatun Yazan : RIZA ÇAVDARLI --- imez İRİNCİ Selimin, İran; turu. | liyle bir şah, bir Sultan kadını ol- mar ettiği ve kendisi gibi | bir Türk olan (Şah İsmail Haka, Vİ) yi hezimetten hezimete uğrut. tığı zaman, perişan Ve taramar olan Sah İsmail karılarını, mahbu velerini, maşukalarmı Birinci Se. limin eline bırakarak kaçmak Mmec buriyetinde kalmıştı, Yine Şah İsmail gibi bir Türk olan karısı (Behruze) hatun Seli, min ordusuna esi! düşmüş, bu gü., zel kadımı ilk defa gören oördu(fet- va eminlerinden (Tas; zade Ca; fer Çelebi) : — Sah İsmailin ganimetinden. dir, Helâlindan bitimiz haremimiz olsun! Demiş, bir fetva İle kadıncağızı boşattıktan sonra ikinci bir fetva ile nikâhına alivectisti, Sulhtan sonra Şah İsmail, elçi /| Böndererek karısını istettiği hal. de: — Taci zadeye nikühlıdır!. Cevabınt almış elçinin: — Nikâklr bir karıya nasil ni- kâh kıyılır? ' Sualite de bizzat (Taci zade) verdiği Şu fetva ile herilin ağzını kapatmıştı: “— Düşmandan esir alman ka. din Şer'an nikâhtan - sakıt olur. I“IİI (Şah İsmail) in esir düşen yal. nız karısı değildi. Çok dilber bir türkmen kızı olân Malibubesi, ma, şukası (Taclı Hatun) da Osmanlı ordusu elina esir düşmüştü, (Taclı Hatun) cidden fettan, işveli, cilveli, cok güzel bir ka. dmdrı, Tarihin Şşehadetine göre, kar bayaz bir vücudu vardı, Bu nun Üzerite bir pembelik — sürül. müstü., Bu beyazlıfa, pembeliğe rağmen çok siyalı üzüm güzlere, siyah ipeği andıran saçlara sahip. di, Hele güldüğü vakit çukurlasan yanağının tam yünindak; bir ben vüzelliğine o kadar Çariı bir gü . zellik veriyordu Ki (Hissşet Ve Behset) mütellifi (İdris) bunt ta. rif etmekle bitira'nez. Ya narin endamı!, ktictk avakları, zarif ,glle ri, bin bir âsıkı kendisine Fendi edecek seylerdi. İste bu güzel mahbule, Sah İs, mailin bir dak/ka yanından ayır madığı dilber maşuka, âsıkı Sahin firarmı duyduktan sonra, etrafı. na topladığı muhafızlarla (Mari, ke) ye kadar gelebilmiş fatat o rada (Mesih pasa zade) nin ku. manda ettiği bir Türk — kıtasiyle karsılasınca, sülerek kollarını kal, dirmiş, cilveli bir eda ile' — Ben de teslim olmnda seli yordum! — Demisti, (Mesih pasa 7ade) ömrüntle ilk defa bu kadar dilbar hir — kartın Çörüyordu. Hayretle gözler;n! a varak sordu: — Siz kimsinis * — Şah İsmailin hatunlarında. nim! — İsminiz? —— Taclı Haton!,, — YAal, Kadın bu sözleri süylarlren | (Mesi'h pasa zade) de sılırı tüke. tiyordu, (Taclı Hatun) un yalan Asbestoslu Adam cesinde şiir ml istersiniz, yabancı dil mi, farih mi, no arzu ederseniz | kafanızda bilin, İşte, meselâ “diye. rek saçlarını ayırıp kefasının kena- rında bir yarık göstererek ilâve et- ti, *“buradan trigonometiden ame. Hiyat oldum. Bunda doğrusu olduk- ça acı düydüm, fakât İngilizse, şiir ve tarih gibi sudan şeyler katiyen hiç bir acı duymadan — yapılıverir, Sizin zahmelli ve barbarca kulak- tan dolma tahsil — üsüllerinizi işit. tkçe soğuk terler döküyorum. Son' zamanlarda bir çok seyler için l—:n-f faya ihliyaç olmadığını keşfellik. Felsefe, Metafizik gibilerin, bir z0. manlar hazım cihazımız olan yerlere ÇEVİREN : SACİT POLATER doldürüyoruz. Ve bunlar —harikulâ. de bir şekilde yer tuluyor.., Biraz durdu. Ve sonra tekrar de- vam etti. “Evet, devam edin, tahsilden son. ra vakit ve gayretinizi neye — sar- federdiniz?” “Tabil,, dedim, “bu bittikten son. ra İş hayatı başlar, doğrusunu isa terseniz, insanın en çok vaklini ve hissiyatımı — hasretliği — mütekabil| cins, aşık olmak ve hayat arkada- şı olarak bir kadın seçmekti.,, Asbestoslu hakiki bir alâka — ile “Ah,, dedi, “sizin kadınlarla hir münasebeliniz olduğuny — duyuyor- dum fakat hiç bir zaman bunun ne; | ti. Yüzü ne müdevver ne de sivriy | | Mesinde bile kaydr voktur. söylemesine imkân yoktu. Her ha. gibi bir şey olduğunu iyice anla. madım. Bir kadın seçliğinizi söy- lüyordunuz, değil mi?,, “Evet”. “Oda — dediğinize olurmuş, değil mi?”. “Evet, pek tabil.,, Asbestoslu “Siz de onun için ça- İişır mıydınız?,, diye hayretle sor. dü. “Bvet,, *O hiç çalışmazmıydı?” “Hayır,, dedim, “tabil hayır,,. “Ve sizin malik olduğunuz şeyin yarısı ona mı aitti?” “OÖnunsizin evinizde oturmaya ve sizin eşyalarınızı kullanmaya hakkı var mıydı?” “Tabit vardı”, Dedim. Asbestoslu “Olur şey değill” de di, “Sizin devrin azaplarını diye kadar hiç hissetmemiştim”, Hafifçe titreyerek, yüzünde de minki ayni korkak ifade ile olur du, (Devanit var) göre karınız şim./ duğunu belli edivyordu, hulağında A(Lâalbeyrik) Cenen küpeler vardı ki bunları alıp da bir katlımna ve- rebilmek için ancak Şah hazinele. NNe sahip olmak gerekli, Fettan kâadın (Mesih pağa za. de) ile karşılaşır karsılaşmaz, da. ha o dakikada kaçmayı düşündü, Bunun için do bütün fottanlığını bir araya toplamak, tam üstad bir Kokol gibi hareket etmek icabedi. | yordu! Paşa zadenin iri bıyıklarını a. vucu içine aldı: — Ne güzel bıyıklarınız var! Dünyada en ziyade sevdiğim bı. yıklardan birisi, Dedi. Pasa zade makaraları büsbütün gevşetti: — Sultanım, buyurun bizim ça. dırımıza gidelim, Sözünü söyler söylemez, (Tac .. h Hatun) candan şu cevabi. ver. di: İ — Ne iyi olur. İstirahate o ka dar ihtiyacım var ki., yatağınızda biraz uyurum!,, Sizin gibi bir yi. Bit de yanımda olduktan sonra hiç bir şeyden çekinmem! (Mesih paşa zade) büsbütün e. riyor, bitiyordu, Harbin bu en kıymetli hazinesi ni elinden tutarak çadırına getir. di. (Taclı Hatcn) yalan söylüyor. du, Yorgun değildi, Çadırdan ice Piye girer girmez, tatlı bir bülbü. lün ötüsünü andıran tannan se. siyle. -— Ah biraz şarap olsaydı! Dedi, (Mesih paşa zade) nin gür se. Bi ile verdiği emirler işidiliyordu: — Deslilerle sarap getirilsin! aransın, bulunsen! Yok etmesin! Pmir derakap infaz edildi, Sa. rap sofrası kuruldu. Bu sofrada (Taclı Hatun): — Bir ud yok mu? Diye sordu, Koca orduda ud bu. hınmaz olur muydu? Paşa zade a. nu da getirtti. Güzel kadın udu. nu eline alılı, Kendi gibi yakıcı olan sesiyle şarkılar töylemeğe haşladı. Zavallr paşa zade, harbi de, orduya da unuttu. Kadımın: — Hayalimdeki erkek dalma senin gibiydi?., Sözü kalbine işledikçe isledi. Mecnun bir âsığa döndü, (Sonu yarın) Meçchöl bir kral “Lâponların Aslâk Junsa” jismin. de bir Kiralı bulunduğuğnu hiç düy dunuz mu? Muhakkak duymadinız: | çünkü buRüne kadar, hiçbir gazete, ondan bahsetmemişlir. Almanyada her sene neşredilen “Göolta” — salna. Önun ne ordusuü, ne sarayı vardır. Elbise, leri, dikkati celbetmez, hattâ teben. s. hiebir vakit aleybinde hareke! etmemiş ve önü tahtından indirm!. ye Teşehbüs etmemiştir. Öyle iken, o, Lüponların — kıralı, dir ve bülün serveti de 2700 Ren geyiğidir. Şimdi, bu geyiklerin iki binini çalmışlar. 2000 Ren geyiğinin kıymeti ne. dir? Diye arınsamayınız. Yüz bin. lerce lira ediyor. Lâponların kıralı Aslak — Jünsa, Reyik sürülerinin muhafazasına ço banlar fahsis etmiş. Bu muühhnfaza teşkilâtina rağmen, 2000 İgeyik or. tadan sır olmuş. Bu hırsızlığı, — hie şüphesiz, bugünkü harp şartları do Burmuştur.. Çalanlar, onları kese cekler, beherniden &lde edecekleri beş altışar yüz kiloluk elleri, yüksek fiyatlarla saltacaklar, milyonlar ka, zanacaklar. Aslak Jünso, Finlandi. yanın şimalindeki Enonketis. eyale, tinde sakindir. Hırsızlık da orada vukuta gelmiştir. Sikâyeti — Özerine eyalet zabıtası tahkikata girİşmiş. Bu hırsızlığın Norvecliler tarafın . dan yapıldığı neticesine varmışlır. Çobanlarla hırsızlar arasnda muha, rebe de vukua gelmiş, fakat hırsız, lar goyikleri kaçırimağa muvaffak olmıışlnrdır. Lâponlar kıralının Finlândiyada olduğu gibi, Rusyanın İsveçin Naor. vecin şimal taraflarında da fteheası | var. Kıra!, meseleden bunları haber. dar etmiş. Şimdi, onlar da, geyikle. rl aramıya başlamışlar. Bugünkü harbin. zararı, zavallı —..