—i5-— Genç ör zehirleyen doktor 4. Toplayan : SKOTLAND YARD İŞE KARISIYOR Mahalli polis bu isten müsbet metice alamayınca Skotland Yarda başvuruyor. Skotland Yard bu ise eski müfettislerinden Hay. Nesi metmir etti, Haynes, Skotland Yardım ötetü müfettislerine pak benzemez, İn - gilterenin pek meshur olan Skot - land Yardda iki türlü müfettiş Vardır, bir kismi vaka yerine ko « Şar, irleri ölçerler, delilleri araş - tırrrlar, ifadelere miiracaat eder- ler, bir saş kılından, bir süpürge telinden, bir cigara izmaritinden mâna çıkarırlar, Ve nihayet suç * Tayu keşfederisi nci Kısım mik fettisler isç uzun uzun yorulmar- Tar, evlerinde, yahut dairelerinde- ki masa başında otururlar, vaka” Ya nir Yazılanları okurlar, bol bol düösünürler, ve nihayet elleriyle koymus gibi suclanun kim olduğu: — ve nerede oturduğunu söyler. ler, Tizynes ba iki sınıf müfettisler. den hiçbirisine ens değildir. konu" Fur, mahtelif meselelerden bahse- Zer, ara sıra, vakaya temas eder bir iki cümle söyler, karşısındaki ,adamın sözlerinden istifade eder, m swretle hüdiseyi tahhij ve takip ler. Tzynes bu eler de synr üsnle basvurdu, zengin bir ihtiyar hü - iyetine blirünerek vakalara bir i kov 1 Vüâterle semtine “gitti, 8di barlara Jlorama basladı, ien düşkün kadınlarla düşüp kale. 'B3 ozun uzadıya konustu, Mu ko- şmusmalarım sonunda kailınların insanlar İlmirsettiği arasinda hir im bilhassa li çekti; çap- Kin doktor, Haynesin çapkım doktora dair öğrendiği seyler hakikaten me » raklıydı; birçok kadınlar çapkm (doktordan bahsediyor, fakat hiç İhirisi bu adamın ismini bilmiyor- iin. Hüviyetine dair en ufak bil- igösi olan dahi yokta. Kadmların dilinde çapkın doktor Adeta bir masaj kahramanmı andıran bir Se- #1 ahyordu, Haynss, çapkın doktoru görme Bi merak ediyordu, bu o merakmı izale için on beş gün mütemadi - Yen bökledi, bar har dolaştı, niha- yet bir persembe güinli aksamı Ateş Kelebek barmda taşıdığı ka- dmlardan birisi Maynesin hefifçe kolanm büktü, — iste capkın doktor, Çaplan doktor sarısm bir ozla kounsuyordu. Huaynes, tecrübeli bir zabıta memuru gözile doktoru Dikkatle tetkik etti, bardan çek - tıkian sonra arkasma takıldı, dok- for yürüyerek Mmatyenehanesine kadar gitti, Haynes muayenehane- Binin Üzerindeki levhada Doktor wewa Nel Grim” ismini okudu, “Rahat rahat bürosuna Mönerek bu isim etrafında arastırcalır yap tı; Doktorun mazisine dair şimdi - rastırmalar sonunda Haynes doktorla konusmağı fayda. hr gördü, ve ei kabinesine dınları karsr içinde garip bir iş - kence etmek arzusunun uyandığı - mt ileri sürüyor, gördüğü her ço - suğu, her kadını dövmek istediği- Bi, ve bu arzusunu çok güç zaptet ğini, bakti tenhada rasgel çocukları tokatlamaktan garip bir revk duyduğunu © anlatıyordu. Semtte erkek hastaları basından savmakla şöhret kazanms olan Dr, Nel bu garip hastalıkla alâka- “lar oldu, hastasma reçeteler ver» di, talâp edeceği reiimi anlattı ve #ik sık munvene edilmesine fizüm gördü, Rakinden itibaren Haynes doktor Nelin muayenehanesinin “devamlı bir müsterisi olmustur, Mi günde bir muayenehsmeye uğruyor, halini anlatıyor, dokto - Tun tavsiyelerini dinliyordu. Bu $ikı ve devamir temaslar doktor'a müşterisi arasmda dostluğa ben - yer bir milnasehet tesis etmistir. Mmvayene — MÜddctİCTİ | UZAMA, mamanın seansın RENAN MAS EMAN EMEK ÜZERE EA Muzaffer Esen Hattâ aradan on beş gün bile geç- j meden doktor müşterisini aksam yemeklerine, barlara davet etme ğe başlamıştır, Nihayet bu konuşmalarda bi- risinde Haynes büytik bir ihtiyatla tözü Londrada son aylarda yapr | cinayetlere intikni ettiriyor, | I konuşma su suretle devam ediyor: | — Bu cinayetleri (o okndukça içimde garip bir endise nyamıyor? — Niçin? — Ba cinayetleri benim gibi yavalı bir hastanın yaptığını his sediyorum da ondan!.. Bu cümle karşısmda dektorun vaziyeti birdenbire değişiyor, Güz- lerinde garip bir »sile Yanıyor, Ga- | Tip bir heyecanla sahte hastasına | — Sizde de adam öldürmek Arzusu uyanıyor mu? l Maynes bu suale ihtiyatla, gör | lerini doktorun üzerinden ayır - madan, kelimelerini tarta tarta cevap veriyor: | — Hayır, karsımdakilerini yal - | mez dövmek arzusunu hissediyo- | rem, Fakat günün birinde bu has | talık adam öldürmek arzosu sek « | Binde ilerlerse diy» çok korkuyo- Tam, (Devamı var) SEHIR TİYATROSU İli i Mini M0 3 RAV Kısmı | ili Kollege İ İf Krompton Paris Terzilik Akademilerinden Diplomalı İstiklâl caddesi Numara 113 Yeni Neşriyat Ümmi Muallimsiz daktilografi Atuf Yar'ın bu eseri yarı maki nasında on parmakla ve metodla yazmağı az zamonda bel fotojra" ve Krokllerle öğretmektedir. Ki'nba ilâve edilmi; olan bir klayve karlonu derslere kısmen makinasız #n çalişmayı temin e mektedir. Memleketimizde bir yenilik teş kiheecek olan bu eseri bülün iş &- damlarıma ve daktilolora tavsiye e- derir. kadar bızlı koşuyordu ki, süvari güçlükle nefes elabiliyordu. Aşağıda yer, Keli belirsiz uza yıp #idiyordu. Ay ışığı gayet hati* olduğu halde her şey çok açık gö rünüyordu. Vâdiler, perdahlanmış gibi, dümdüzdü, fakat uçuşun sür” atlnden her şey birbirine karışı yor ve iyice görmesine mani olu yordu. Filozof. yolda duran bir odunu yakaladı ve bünunie kocnkarıya var kuvvetiyle vurmağa (başlar. Koçrkarı, vahsi bir see feryad U; sesi önce hiddetli ve tehdilâr &, sonra daha zayıf, doha lâ daha ptirürsüz oldu, ve nihayet la mamiyle hafif, itilir isililmes ak setmeğe ve gümüş cınmraklar gibi cınlıyarak kalbine akmınğa haşla #ilozot gayri ihtiyari: “Tu hakikaten kocakarı mi?, Dive düşündü. Cadı ölgün bir sesle* — Oh, artık fahammeül edemiye etdim! ledi ve vere vığıldı. , Filozof ayağa fırlar; ve cadının sözlerinin içine baktı: Şafak sökü yor ve venkta, Kivev'in kiliseleri ABER—/ Postası Sosval sivaset H“ çağlarda hayat basitti, Bi- taraftan kuvveli bir ses: “Git, tiğiniz yol fena ve igin aomi tehlikeli ve korkungtur, Aklımızı başımıza alınız... diye bağırdığı, bu tarzda sözler söylenildiği saman herkes &Z çok kendine gelir, ortalık sakinleşir, iyi Köyü normal bir hayat yaşanırdı. Halbuki, hayat pek karışıktır. Salâh hâvası yarat, mak, salâbı yapmak ve kökleştirmek için nasihat kAfi gelmiyor. Müeyyidesiz sözün kıymeti yoktur. Yolları yapmak, setler Kurmak, /8 ondan seste fikir ve hiş kuvvetlla telkinlerde bulunmak lAzredır, Bizde büyük mevkilere gelenler, lktıdar mevkiine yükselenler, cümhuriyet devrine kadar bu tarzda iş görmek Jüzumunu ünlâma, mışlar ve sosyal hayatı yüksek ve faydalı makastlar (çerçevesinde düzeltmek yoluna gişmemişlerdir. Hela mubite hiç ehemmiyet Ver, memişierdir. Halbuki, yalnız 608yal işlerde değil, her sahada muhitin rsi pek önemlidir. Bir fertie ne kadar büyük şahsi meziyetler olur, sa olsun, o, anl kuvvetini içinde yaşadığı mubiççen alır, Türkiye cülmhuriyetinin kuruluşundan sonra fik defa olarak, bu yol tutulmugtur. Fırka programımda sosyal siyasete fazla ehem, miyeş verlimiştir. Memleketimizde yüksek sosyal gayeler çevresimle iş görmek ihtiyacı dalma gözönünde tatulmuştur, Halkevterinin ku, ruluğu ds bu osüaa dayanmaktadır. Veğprogramı ona göre hazırlan, muştar, Olmhuriyetin kuruluşuna kadar, Avrupadan sosyal siyaseş ks, salile kovulan bir çok iluballikler, bafifikler, münasebetelzlikler ve sullimalıer, medeniyet adı altında serbtnt serbest, Anadolunun en 0er& köşelerine kadar giriyor, mil! fazileşlerimizi sarsıyor ve haya, tmzı zealrliyordu. Bunm karşi vazifesini bilen ve anlayan bir bekçi yoktu, Hattâ, muhtelif vazife sahibi makamlar ve müesseseler de bir, değerek elirliğile bir daysnmak enerjisi göstüremediler, Mile, hâkimiyetinin kuruluşundan sonradır ki, sosyal siyasete önem verilmiştir. Hükümet, işlerimin çokluğu arasnda içtimat salik meselelerinin ebemmiyetini unutmamız ve yalnzmünferit bie iki çed. birle iktun etmemiştir, Maamafih bu hususta hakiki surettş muyaf, fakiyet elde etmek için işl daha geniş bir ölçüde tulmsk ve memleks tin bütün kuvvetleria! sımsıkı bir (kül), halinde berekete getirmek iAzrındır, Hilhaasa ahlâk osphası zerinde durma't gerektir. Eskiden. memlekette biyük çapta işlere girişmeğe karşı büyük bir korku vardı, Böyle işlerin yada kalacağına hükmedilirdi. Haj, bul kabahat işlerde değil, o işleri üsulile yapmağı bilmemektedir. Böyle bir şeyi, bugün hatırımıza getiremeyiz. Hükümet gayeyi gözlnünd: tatuyor, ona doğru kuvvetli sörmizrin ilerliyoruz, İşle, rl besaplı görüyor. Böyle bir vaziyette, muvaffakiyet muhakkaktır, Memleketin bugünkü hali ve istikbali o bakımından bugünlerde b: kat daha önem verilecek sosyal icraâp.en büyük bir isşinatgih teşisil edebilir. Yolumuz, mezhebimiz ba irtinnteâha kavuşmak, ba imnagühr kuvvejendirmekir, Cenubi Afrika Cenubi Afrika Birliği Başvekili Mareşal Smuts, Çörçii tarafından Londraya davet edildi, Orada, A vam Kamarasınm billiassa kendi gerefine açılan bir celsesinde, he- yecanlı bir nutuk irad etti, Bunra Süzetelere beyanatta bulundu. Bü- tün söylediklerinde, Anglo-Sakson larm yeni bir harp safasma gir - diğini müjdelemek iddia Ve rar vardı. Mareşal Smuts, Londradan, A- merikaya gitti, Orada d5, aynı fi- kir ve kanaatierini tekrar çiti, Mihvere meydan okumaktan baş- ka bir mânası olmıyan ba sözlerin bir blöf olmasına ihtimal verilebi- Tirdi eğer bu Sözlerin arkasından buzün coreya» etmekte olen hâdi- Seler vukua gelmeseydi. Mareşal Smuts'un daha Ameri - kada bulunduğu günlerde, 8 inci AngieSakson ordusunun Mısırda taarruza geçmesi, arkasnıdan An- 8lo-Sakson kuvvetlerinin imali Afrikaya çıkması, sözlerinin birer fiili aksi mahiyetinde tecelli etti. Nihayet yine Maresal Smnts'an son bir tmdan anlıyoruz ki 0, Çörcille Mısırda görüştüğü zaman, bir taarruz plânr hazırlan mış Ve bu defa, İngiliz Rasvekili ile görüşmesi, bu plânm tatbik e- l Yolunmiz, hebimiz üzre gidem bir ki pere elen gerliziegi Bizi yör canlı, canın hepsini akyüzlü görür. amk mii . Maresal Smuts bugünkü hüdise- terin ecreyanında, bukadar mies- «ir olabilecek bir sahsiyet midir? 1 — Şartnamesi mueibinee 20-000 idle fabrika veya ei işt-belipi pa, #ârlıkik satım almacakçar, 3 — Pazarlık 27.11.9427 tarihine raaşlıyan cums.gönü sn6t-1080 da Kabalaşta levazım şübesindeki avm komisyonunda yapılacaktır. 3 — Şartnameler 231 kuruş mukabilinde sözi geçen şubeden ve An, kara İzmir başmüdürlüklerinden almabilir. 4 — İştekilerin pazarlık için tayin edilen gün ve snatta yüzde 18 | rika birliğinin tarihine hasrettiği- rika birliği sihi kilçlelik bir do. minyon başvekilinin Anglo-Sakvon mukadderatmda nin sırrı nehrini cihet de, Mare al Smutsun hayatı ile cennbi Af- güvenme parüiürile vam sâr geçen komisyona gelbieleri Hân o Olunur, imiz bü yasmin senlarmdaın anla- (0088x #labilecektir, ... Maresal Smuts, haber verdi. Tâ Husust yasdızlâr diseler, onun sözlerini teyit etti, Miktarı Clasi Tatbik edilmekte olan plin mey - kilo danda: 250 Altgolt, 1 — Her nç bühasına olursa ok 159 Bileiehgolâ sun, Afrikayı bastanbasa elde ba- 300 Yaldız verniği Tandurmak, Ala yaldırlar 2 — Bu suretle mihverin evvelâ 100 Alsnltgolt (sarı toz yAmız? Süveys Kanalma, sonra Ortasarka 20 Bieligold (sarı toz yaldız) karşı beliren tehdidini bertaraf s0 Beyaz toz yaldın (alüminyum) etmek Ve bu arada, İn&ilirlerin e 1 -- Yukarda elns ve miktarı yazılı husus! ve &lâ yaldızlar şartname, | peyes zedelenmis olan Akdenir kA meleri yaldız verniğile Kümunesi mucibince pazarlıkla satin alınacuktır. kimiyetini inde eylemek, 2 — Pazarine SİBAZ4Z pnlr günü saat 10.00 de Kabataşta levaztn şu, 8 — Afrikadan, mihver devlet tazindeki merkez alım komjayonunda yapılacaktır, lerinin cenup sahillerini tehdid e- 5 — Yaldız şartnameleri ve yaldız verniği nünunesi — bergün öğleden | derek, sark cephesinden Kuvvet sonra sözü geçen şubede görülebilir. ayırtmak, höylees Rusyaya yardım 4 — İsteklilerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatta teklif ede, | eylemek. cekleri fiyat üzerinden yüzde 15 tomjinat parseile birlikte mezkür komja, 4 — Şimali Afrikada büyük bir yonu müracaatları flân olunur, (1198) ordu toplayarak, mihver devletin Filozof Horan: mun aranan Kİ marea amman iriniti. Gelen ve giden hiüşlerile “Peki öyleyse!,, dlye düşündü ve eman mann Vİ rma sanını ve İiköyt memnun e bakıyor hemen hemen yüksek sesle dün oka. yan. Ml inküiniünii ve artık huşından geçen garip hi ağa Başladı. Nihayet şimşek bi. dizeyi kot'iren düsünmüyordu, siyle kocakarımın altından fırladı, ME Halbuki herlarafa yayılan şaya| ve bü sefer kendisi onun sırtını azan: usçadan çeviren: Tara göre, çiftliği Kiyerden elli ti. atladı, Kocakarı, ik adımlarla o N. V. GOGOL 6 SERVET LÜNEL jometre wevkta bulunan gayet sen nin altın kubbeleri parlıyordu. Ö- nünde dağınık saçlı, her biri bi oku andıran uzum kirpi Yi, güzeller güzeli r kız yalıyordu. Baygın bir haldeydi; çıplak o beyaz kollarını yana almış, ve yaşlarla sin yüzbaşı ve derebeyinin kızı, 9 krema ve şapka büyüklüğünde intar | gün her tarafı vara Kere Te'nde böreği yemek kabildir. Papaz mek-| #infiden dönmüş, güç hâl ile bahs tebinin bulunduğu büyük, yana yat-| sının evine kad gelebilmiş maş, yalın kat ahşap ey borboştu, | simdi ölüm hâlinde bularmyormız ve filozof, bülün bucağı sraş-| ölüm döşeğinde kendisine son“ Urmaşına ve halâ bülün delikleri) fes dnasının ve öldükten sonra dolu gözlerini semaya dikerek İnli | ve damdaki Kapanları karıştırma | gece okonacak duaların Kiyev Pi yordu. sına rağmen hiçbir yerden bir par-| pax Mektebi İnlehelerinden Ho Hora, bir yaprak gibi titredi; | çacık olsun domuz yağı yahut ta | Prof tarafından okunmasını car lebelerin her zaman saklamak İN. yadında bulundukları bir sucuk parçası dahi meydana çıkaramadı, Maümefih filozof çabucak derdine care buld slk çelnrak birkac merhamet ve kendisini madığı acayip bir heye keklik hisel' benliğine 0. arkasına bakmadan var kuvw tiyle koşmaya basladı. Yol endiseMle carpiyordu ne hikim olan. bu acayin, si bir dürlü tahil edemiyo: Artık köy köy dolaşmaktan vaz geçmiş ve Kiyeve dönmeğs karar vermişti, Yoldu yürürken sğilema- diyen bu anlaşıtmaz hidiseyi düşü. ettiğini bildirmişti, Filozof bunları kenilisini hilhas s0 odasına davet eden reklörder öğrendi. Rektör ona derhal sava hate havırlanmasını. senle yüz. pazar yerinde dolaştı, en ge'j başının kendisini #imalc Grere hi rilerda iöfek osaçmasıve tekerlek | suzi sur »dam ve nraha gönder satan sarı kapelâli, genç bir dun | 4 göz işareli yapılı. ve aynı gün, büğ. rnundan galuşka ile tavik vi yafelite konmüştu,. vişne bak sesi nin ortasında, balçıkla #evah kü. izah © edemediği ga i bir hissin tesiri altında si redi, Karanlık kablelenku hi, ken, disini kötü bir seyin beklediğini *h rüyordu. çük evde donatılar masada bulunan Sehebint anlamıya Sehirde heman hiçbir inlehe kat sözle anlatmak( rak, #itmiyeceğini dosdoğru söyle mamışbı; bepsi köylere, yahat ders ni gün aksam üzel di. vermeğe, yahut da hiçbir İş van- İri Filorofn meyhühede görmüşlerdi;) — Rektörs madan do) ğa gileişlerdi, gün-İ 0, her valdıki gibi çubüğunu MUBİ — Pens bsk roma efendi! kü Ukrayna ki Ts harcamadan: (0, Barı hallerde madlunlarna ka esk marik HavranırY. Gitmek lerinde metelik bis #aloeke. peynir. rerek peykeye uzanmış o yatıyordu, ve cıfıt meyhaneelye varım Onlln * birliğinin kadar olan iarihı mareşal Smatsın siyasi hayatı ile karıs mıştır. Maresal Srmats, gâh hâdiselerin arkasından yürü i müş, gâh hâdiseleri yürütmüştür. Öyle ki insan bu tarihi okurken, bir sergüzeşt romanı okuduğuna #ahip olur. 21 SONTEŞRİN — 1942 Bugünün. dikkate şayan adamı MAREŞAL SMUTS Cenubi Afrika Birliği tesekkülünden bugüne rinin cenup sahillerine asker çr karmak, İspanya ve Portekizi de, daba baska gayeleri de şümulüne dahil edebilecek mahiyette olan bu plân Anslo-Saksonlarm Avrupada har- be girmesi, nihai z8feri temin et- mek icin teşebbüsü ele alması de- mektir, NETİCE NE OLABİLİR? Bu suale bozün değil, belki be uzun bir müddet cevap vermenin imkâne olamıyacaktır. Hidiseler, birbirini takip edecek, plân da, er Zeç mukadder meticesine ere - cektir, Simdiden söylenecek her Sey, körükörüne bir tahminden ve- ya sonun, ölekinin lehinde propa- Zandadan ileri geçemez, Hhdise - lerin intisafmı beklemek zaruri dir ve en doğru seydir, MARRSAT SMUTS'UN ÇOCUKLUĞU Sants JanKristyan'a 191v nesinin bir mayıs sabahı, cenubi Afrikanın Kap eyaletinde Boven;» latx ciftiğinde doğdu, Babası, Abraham Smuts isminde arazi #a- bibi, vakti hali yerinde bir köylü idi, , Jan Kristyan, ailenin ikinci Kidıydı, önel Holundalılara ak olan kilisede vaftiz edildi ve Jan Kris. yan ismini aldı ise de, 6deveyni, otu, kısaca, “Jannr” diye çağır - dıkları için, çiftlikte bu isimle ta- midir, Jenni zayıl Ve cz doğmuştu. Bu hal, bütün çocukluk milddetin- ve devam etti. Annesi, deha jik ünlerden itibaren, çocuğunun ya şamıyacağına kanaat getirmişti. Sekiz yasma geldiği zaman bile, aynı sıska, kansız çocukta, Köylü değil miydi? e çalışmıya pe tarlalara to hüm atmıya nn ediyor, kümes hayvanlarına bakıyor ara sıra Jü Hotanto ihtiyar çoban Adamsis birlikte sürünün peşine takılıyor, çobanın memleketine dair söyle diklerini dinliyordu. Janni, sıskalığını muhafaza et tiği için dünyadan zevk alacak gü: Vip oynyacak halde değildi, Çe - #ingen, süküü, hatâ titizdi, Üs - tinde yırtık, yamalı elbiseler var dı, Kendi halinde kaldığı zaman- isr, tarlalara dalar, tek başıma do- taşırdı, . MEKTEPTE, ÇABUCAK BAŞKALAŞTI Abraham Smuts. oğlunun w.. - Sina bastığını gördüğü zaman, onu söyle böyle okutmak lüzumunu ha turladı, Köyde mektep yoktu, Onu, ziftikten epeyce uzakta bulunan Riebek-Vert kasıbasmdaki mekte be leyil yazdırdı. Tanni, ik üç ayda, hocasının La sıntfınm en Öeğersiri sayıldı; fakat ikinci üç ayda, Jan Sus, birdenbire açtlmıstı, İmei "anda, orta dereceye çıktı, Mele sene “onunla öyle bir kabiliyet vöstereti ki, bi ciler, seıka çocuğun İmtihandan sonra, çocuğun aklı fikri okumaktaydlı. Sonraki sene "etle, kitaplara övle diştü ki, gön düz dershanesinde, gece ix okumakla, onbumakla vakit ge sirivor, arkadaslarile konuşmayı, Fi namayı hatırma bile getirmiyor Abraham Smuts, oğlunu farla 0- xutmak niyetinde değildi. Onun, »if0likte is görerek evlâda ihtiyacı vardı Fanm Kitabı düşkünlüğün » 7en memnun olmadı, Düşünceye daldı, Karısı le oğlunun variyeti- miraksre etti, İkisi de. oğla * iftlikte ise yarammvarağına Bondan dolayı, ianninin mekteb devam etmesine Ve papas mesleğine girmesine karar veril » UN M. RASİM ÖZGEN (Mavamı ea