Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
- ' bilenin “azadir,, Fasın beşerı coğrafyası Fasıp nülusu, 1936 tahririne göre 6242,000 kişidir. Bunun 5875 bini yerli, 154 Dini Fransız, 58 bı- ni Muhtelif Avrupallar, 161 bimi Ge yYahbudidir, Faslilar, süyle bir tasnit dahilinde gösterilebilir: 1 — Fas ahalisinin bir ekalli - yetb Riyata, Angad Ve saire gibi ferlerin hafa kenişlerili saf A- rap ırkmdan sayarlar, 2 — Sahil ovalarında yerlesmis olan ve Arapçadan büaşka bir |- san konuşmuyan, Sanya, Siyardlma, vesaire gibi yerlerdeki Aranplas imış Berberiler. 38 — Heni Arapca, hem de Ber- berice köonusan Zaer, Clbala ve sul, çok arttıktan başka, mMeniles kette, yumuşak buğday, üzüm, tü- iöün de istihsal edilmeğe Basladı. Fasta, hayvan cinsi çok ıslahi & dildi, Memlekette 15,000,000 kö: Yün Ve keçi, 2:000,000 sığır, 870 bim merkep ve ester, 270 bin bey- gir, 163 bin deve, 90 bin domuz, çok miktarda kümes hayvanları vardır. Bundan dölayı, yümürtü ihracatı da vâpılıyor. Zeytin yağı, uğaç mantarı vesnire de ihrac ede- biliyor, Fasım — balıkçilığı, Manzgadlerz, antrasit istibsalâtı da — artmıştır. Bilhassa fosfat müde&filerinin iş! letilmesi cok iİnhisaf etmiştir. 1821 ç E&nire Şibi yerlerdaki yarı Araplüaş- | senesinde 3.000 ton fosfat istihsal mış Berberiler. etlen Fas, 1935 senesinde ihrara- 4 — Saf Berberiler, Bunlar, t'r | tmir 180 bih totla yükseltmistir. Çök Kkabileler halindedirler Ve Ât- | Fasta, petrol bulünüacâağıma da ih- las dağlarınım Beraber ve Slo gibi | timal veriliyor. yerletinde sakindirler, Bu halis SŞEHİRLER * Berbarilek, kend; Hisanlarından Fas sehirleri, kaleleri, dar yol- başka dil kontüsmazlar , Werk ahali, ekin bteecekler! sa- hbip bulanduklafı verlerda, çiftlik- le uğraşırlar ve tarlalarımın mah: sulü ile geçinirler, Fasta, tam göcehe havatı vaşı- yünlara, yalnız sarki Fasta ve Sali #a hudutlarında tesadüf edilir. Yarı göçebelik ise, kabilelerin ço- Bunun geçirdiği hayat tarzıdır. Bu hal, dağlılar da ve garp yayla- İarmda görülür, Bu yarı görçehe- ler, yazın, sürülerini vüksek yer- lere götürürler kısı da vadilerde ki köylerde gecirirler, Tam göçebelerle yarı göcebeler, Arpa ekmeği, süt, sebze ile veçi- nirler, Bunlar, yerine göre, ça- dırlarda, sazdan çırrdaklar altında tasş evlerde otururlar. Fasta, münferid ev yok gibidir. Faslılar, diğer kabilelerin hüctm- larından kendilerini korumak için eski zamanlardanberi, toplu vaşa- mayı itiyad edinmislerdir. Fastılar, ovalarda mahsüllerini anbarlarda muhafara ödetler, Dağ Klar is2, etrüfı kuleli binalarda sâklatrlar. — “Slo” Jarda, her ka- dadikleri, mlls. lu mahalleleri, ceşitli kıyafette insanlarla dolu çarsı ve pazarları, eski Arap üslübunda insa edil - miş sarayları, çeşmeleri, kuleleri, Ha çok cazip bir manztra arzeder- ler. Halk, himaye idaresinden son- ra, şeliirlerde yasamağa rağbet gösterdiler, Tamamiyle yeniden mevdana gelmis bir sabir olan Ka- zablankanm 1909 senesindeki nü: fusu, 8.000 iken, bugün — 258:000 ne yükselmistir. Çöl hududunda bulunan Mara- kes, 190 bin.. Fas şehri, 144 bin,, hükümet merkez; olan Rabatı 83 bin.. Rabatı uzatan Sale, 32 bin.. Meknerz T4 bin nüfuslu sehirlerdir. Fa&m nüfusları az olmakla bera- ber, birçok mühim limanları var- dır. * & £ Fas, üçte bir ithalâtınmı, mani- fatura, petrol, maden kömürü, se- ker, cay, kahve şarap ve likör ve stire olarak, Fransadan ihracatı- nt ise, fosfat, hububat, yumurta, halık, canlı hayvan, badem olmak üÜzere, varı varıva Fransaya satar, M, Râsim ÖZGEN tâhkehi bir köyü vardır. Walk, er- vakı e en Kiymetli esyasmi; bi- ada bulandurur. Faslılar, hür yaşamya alışmış | İnsanlar oldukları için, ecnebiler- den, bilhassa hiristivatilardati nef Fet ederler, Hatlâ Fas sultânları- Hin nüfusları Dile, eski devirlerde bile, büyük sehir Ve kasahalarla, onların etrafırdaki ovalardan ile- ri gecemerdi. Buzdan dolayi Shl- tânların Nüfuz sahibi bulandukla. rı memleketin beste birine, Bilâd- el-Mahzen yani devlet memleketi.. diğer beğte dört lasmına da Pilâd. es-Siha yani ittat etiniyeni memle- ket deniyordu, Kabileler, / âmir tanrmıyorlardı, Yalnız “Slö” ka- bilelerinde, bir takım derebeylik- ler vardı. Fas kabileleri, daima, “gazve,, Terle vakit geçirirler, birbirlerinin sürlülerini &e geçirmiye güyret e- derlerdi. — Hayatları. daimi bir harn içinde tetiyordu. Fastaki 150 bin yakuedinin şe- hirlerde hususi mahalleleri vardır. Bünlar ticaretle ve bilhassa sar- raflık ve faizcihkle —istigal eder, Faslıların, sık sık yakmdi mahalle- lerine hücum ettiği, yağma ettiği görülmüştür. FRANSIZ İDARESİNDE Fransızlarm himaye idaresi, mareşal Liyotty'in Fasa tayinin- den itibaren esaslanmıstır. Mare- şal, memleketteki rüfuzunun yük- selten Fransızlara epeyce bağlan- meş, yağmalardan, kabile Bücum- larından yrlmış olan sahil ve ova *halkı da bu idareye emmıştır. Zaten himaye idaresi, yerlilerin dini teşkilâtlarma, seriatlarma, örf ve âdetlerine, kabile hayatla- rima müdahâale etmediği için, Ab- dülkerim isyanından sonra, Fas- ta, dahili bir gaile çıkmadıktan başka, geçen harpte Fransa, Fas tan yiyecek ve asker almak hsu- sunda istifade etmistir. — $e 3* Yunanlıların sükranı Milli Şefimize bir vazo ve eşya tabak hediye edildi Türkive tarafından müskül an- Jarında Yunanistuna yaprlan gıda müddeleri vyardımina kar$ı bir şitk ran nişanesi olarak — Atinaltların Millt, Şefimize kıymetli bir vazo ve iki tabak gönderdikleri Anka- tadan bildirilmiştir. Bu hediyeler Atina şehrinin meshuür bir cini fabrikası tarafın * dan yapılmış nefis bir sanat Ase- ridir. Gıda maddeleri fiyalları düşüyor Muühtelif yiyetek madöeleriyle diğer eşyaların tüccar elinde bu - hanan stokları satılmak üzere pi- o yâsalara arzedilmiştir. Bu sebeple bü gibi maddeletin fiyâtlarında hissolunur derecede düsüklük gö- gu kadar içinde de, Böne gibi bir takmmları icm, yüksek bit gaye ob dü, Flanden Fransızlara Majino kattmm gerisine cekilmeği tavsi - ye ediyor? Böne; ilk kanun Fran sız * Alman deklarasyonunu ha- zatlıyan — Ribentrop ile kardesçe görüsüyordu; gazetelere Alman 1- leyhtarı tefsirlerden sakmmaları tavsiye edilmişti, Bote'nin Riben- tropa — vadettikleri Almanyanir Şarkta asağı yukarı tam serbesli sidir; Bönenin mütemed adamı olan Fernan dö Brinon ve Taris- teki yaşlıca nazi ajaâanı Abetz ta- rafından idâre edilen “Fransız - yet merkezi oldu; mister Persi Filip, Bönenin şımarık çocuğu gibi yüz buldu; fakat Taymisin yarı mt habiri Mister Torna Kadet Ye bu satırların muharrirj her gün ken- diletin; Fransadat kovulmak teh- didi? altmda görüyorlardı, Bu hava, Visinin zihnini evvel- den hissediyordu. Ribentropun zi- Vareti sırasında esen hava dâ hu, idi. Bu davirde FPransa Bolşevik ve yahudi; aleyhtarlıfında birleş- titilmis möthtatiyle Almanyaya tAbi olmavı âdeta pesin olarak ka- bul etmiş sibirdi. Fakat müösyü Daladya siddetk bir Bareketiyle Ha havayı dağttı. “Tünük, Kürsi- kar Nis,. dive vavsaralüt koparat Fasta, 1918 senesinde ancak, 18 kilemetre muntüzam yol vardı. Şimdi, memlekette, 8000 kilomet- relik ötomobil isliyen vol vardır, 1300 kilömetrelik demiryolu da, büyük sehirleri ve Fasla Tancayi ve Cezayiri hirbirlerine bağlıyor. Kazablanka. Rabat - Sale, Por- Liyötey (eski Kanitra) Kmanlerı ticaret iskeleleri vücüde getiml - mistir. MAHSULLERİ Fasta, evvelce, valİnız Sert buğ- dayv. arna, sebze, yevtin gihi Sey- ler, mühün denemivecek derecede yetişirdi. Son senelerde, bu mıh- & ı,.ıı-' Mff—-'_* di Sar di ADK Mi ıb-—————ıâauğlc.__, Parti yurupunda Hariciye Vekili göniş İzahat verdi Ankara, 17 (ÂŞA) — C. HOP, mec liâ gurüupu ümümi heyeti bügüb (17 11,1942) Saât 1B de ceis vekilj Trah Zön mebusu Hasan Saka'nın ğinde toplandı: Celğenin açılmasını ve geçen top. lantı Zabiş hülâsâasının — okunmağmı müşecâkib hariciye vekilji Numan Me. nemencioğlu kürsüye gelerek biüyük millet meclisinin sön — tatilindenberi geçen dört ay zarfındekj harict hâ. diselerle siyasi ve askertl — vakıs!ara Sit uzumt izahlârda bulunâarük Mmemla. ketin dış siyasetini uüzakşân, yakın. Can ilgilendiren meselelere temüs öt. H, Umumi heyetçe derin bir alâkâ Ve memnuühiyetle dinlenen bu izahâ", müfteakip hâaritiye vökilj Sürekli âl, kışlâr arasında kürsüyü şerketti. Bundan s#önrü pârti! nizamnamösi Müucibince her içtima senesi başında teşekkülü icap eden grüp haysiyet divanı seçimine başlanarak — röylörin | tasnjifi netjcesine İntizaren ruznâme. nin üçüncü maddesin, teşki! edeh di. yarbakir mebüusu Gİ Kâzım Sevük. tekin'in Nafia vekâletine şevcih et miş olduğu takririn müzakeresine geçildi. Büu takrire cevap veren Gİ, Ali Fu. &t Cabesoy takrirde mevzuubahis &. lân müuhtelif meseleler hakkmnmda vö. kâletin noktai nâzarını ve hazirlan - miş olan inşaaş projelerini etrafiyle izah ettiktan sonra wöz alan hatip. lerin bu m&vzua Yömüs eden mülâha, zâa ve mütaleâları dinlfenerek celseye nihayet verildi, Basın birliği ölümde yardım mükavelesi Ankara: 17, (AA.,) sın birliği reisliğinden: Anadölu Ajaânsı ailesinden Bay Ahmret Akar'ı- küybetmiş — bulünüs yoruz, Arkadaşımız, birliğimizin Ö* reisli. — Türk ba: lüm vukuütda Yardiım muükavelesis nin ikinci devresine işlirâk- etmiş:- H, Yardım parası olarak birikmiş bülunan meblâğ, merhumüun ailesi- ne ödenmiğştir. Bu Suretle birliğimi- zin ölüm vükuunda yardım muka: elesinin Üçüncü — devresi açılmış bülünuyor. Mukaveleye işlirâk ©! miş bulunan zevallan en geç 10, Bis rincikânun, 942. gününe kadar — İş bankası Ankara #ühesindeki “23851,, numaralı hususi hesaba katılmak Üü zere bankaya doğrudan doğrüuya hi rer lira göndermeleri lüzımdır, bankası mesleğimize bir cemile ol- mak üzere bu paranın masrüfsıy (- İarak nakil ve kabulünü şubelerise bildirmiş bulunmaktadır, aloriferler yakılacak Bazı apartıman sahiplerinin, hükümetin müsasde — vermediğini bildirerek kalöriferlerini yakmak istemedikleri görülmüstür. Pela - diyeden Ssalâhiyettar bir zat, kalö- riferlerin yalılmaması hususnda hiçbir karar verilmediğini. bilâkis kalöriferlerin yakılması lâzmgel - diğini bildirmiştir. ’A.Mır Veri İtalyanlara karşı harekete geçti. Daladyenin böyle dost bir Fran- siz gibi hareket ediği sebepsiz de- gildi. Münih ve Mister Çemberlaynin vadettiği sulhtan iki ay Sonra İ-' talyanların oynadığı kömedli Da- ladyeyi çileden çıkarmıştı. Da- ladlye Korsika ve Tünüsa Zitti; Orada Musolininin aleyhine vetdi Veristirdi. Pariste Röoöte öfke- sinden titriyerak Düladyehtin Ytu- tuklarımı — Gazetelere — verilecek nretinlerini orkürmiya 1939 yılınm bu Şİk aylatında bn.- ladyenin şöhreti büyüdü, Bu tatih te halk cepheas; tamtmniyle inhilâl etmis, 90 sonkânun 1938 de kamti- nistlerin hazırladıkları — ümümi zreve müsande elilmemesi yüzün- len kömünistler de bu cepheden cekilmislerdi: Daladye bi tecellü- Gü rıp bı aş: Z mMmacerası 13 yaşındaki kız, tevkifedilen sevgilisinin arkasından hagırıyurdu :“ Ben onsuz yasayamam, beni de beraber götürün ,, ÜDDEİUMUMİLİK evtelâ İ- zin biktimit izale edilmiş - tüp olmadığının — anlaşılması için kendisini adliye doktoruna gön « dermişti. Ne kız, ne de kendisini kaçıran delikanlı aksini iddia et * miyorlardı, ama, bu cihetin res- Nten &esbit edilmesi Tâzimgeliyor - du, Polis özde, âşıklar arkada, 'ko- ridordaki halkm mütecressiş Nazar ları önünden Beçip adliye dakto- rünün kapısma geldiler. SŞimdi, emnim ki, gözünüzün Ğ* üne 20 - 30 yaşlarında bir delikan h 17 - 20 yağlarımda bir genç kiz hayali getirmiş — bulunuyorsunuz. Sire derhal yanıldığınımı söyleme- Me müsaade ediniz, zira — vakanm kâahramanı olanı kiz, tam 18, erkek de tam 17 yaşmdaydılar, Kız adli. ye döktorluğuna sökulüp müayene Si için kapı kapandığı zaman ben yavasca delikaninim vanina so * kulmuş bulunuyordüm, — Hayrola kücük! demete va- kit kalmadı — derin bit nefes ile göğsünü sişirerek ve büna tepe- den aşağı bakarak gürürlü gürürlü söylendi: — Kadım yüründen birader, ka dın yüzlüinden.., Ben esasen Vakayı müddeiemu- milikte öğrenmistim. TAkin hilme mezlikten geldim: — Yaüaa, demek kadınlar senin de canını yaktılar ha? — Kimin? Benim mi başmr yaktılar, Pöh, İşkembecidle yan - mMist var, buyurmüz mısm? S ba ŞI yanân içerde., Sen ona bak bir defa, Hem bonim için bu yeni de sayılmaz, Dur bakayım, yalan söy temiyeyim, üçüncüsü,.. Ama, di - ğerleri bu kadar dallanıp budak- lanmamiış, polise, ndiiveye intikal etmemisti, Dalın dağtasa otlar 1- fak, tefek ımm.ı—ü. — Demek ki, bu büytük bir ma- CeTA, — Elbette ya ne sandındı. A- hasımın Sözdesi bir körpeyi abp kaçırmak, sehir şehir dolaşın btla- yı safası sürmek az şey mi? Ama bir dereceye kadar da, ka- bahat bende değil, Eh ben de We- UVlahati sevmiyor, değildim, Sevi - | yordum, seviyordum ama ne isim, ne ziıchm me kazancım var, “Her le biraz bekle, bir iş tutayım, seni ahırım” diye konuşmus, anlaşmış, beliliyorduk, Derken, azizim, kız bir gün, alı İ al, moru mor bana geldi: — Aman İbrahim, dedi, vaziyet kötü, — Ne gibi? — Babam beni zorla bmsıne Ve- retek, Bilirsin, ki ben seni seviyo- rüm, İlhkânı yok sensiz yaşıya - ma'n, — Bece? — Esi, mesi kıçacığıı Ben bir lira da buldum, ha « hhde kardlan bir dereceye kadar tamir eden bir hareket saymışlardı. Münih görüş- meleri üzetine kürulan hayaller yavaş yavaş dağılıyordu; 15 mart- ta Fransız halkımım büyük bir ek- seriyeti sulh münasebetinin mu- vaffak olamadığını ağiktan açığa anladı. Fakat Böne Berlite ve Romaya gizli mümessiller gönder- mekte devam ediyordu. Mösyö dö Brinon Berline gitti ve Betlin Fransız sefirine haber vermeden, orada Ribentrop ile görüştü, Fran Siz sefiri mösyö Külondr bu gö- rüsşmeyi haber aklığı vakit az kal- SIn İstifa ediyordu. Sık sik Roöma- va &ilden mösyö Bodven bu sefer A Farladım, Yarın kaçatağız, — Madem, ki istiyorsun, başım üzerinde yerim var, Buyur, İşte, azizim, ertesi gün kız geh di, aldım, kendisini, Karagümtük- te ihtiyar bir teyzem vardır, oraya götürdüm. Birkaç gün burada o < tufduk, senfa anlıyatağın, kazı ko ca olduk, Ama &el gelelim, koca - karı mtturuverdı — Artik gidin büradan, beni de yakacaksmız, Bu yaştan sön- ra karakol karakol dolaşamam, de meğe bağladı. Kiızin birkaç Kkuruşu var, dedik ya, atladık bir. vaptra, ver elini Bandırma, Bütâda bir müddet ya Sadık dahâa birkâaç şehir de dölaş- tik, nihâyet kârdesim yaz tüken- | di, bizim 'de tatlr günlerimizin sö- nu geldi. — Melâhat ne yapacağız? — İstanbula dönelim, artfık. — Ama bizi yakalarlar. — Yakalasınlar nasil olsa her şay bitti, babam iİster istemez beni sanâ Verecek, Ah kardeşim-ne yaparsan yap, hayatta karı lâfma uyma, Görlü - yorsun, ya buraya geldiğimizin * kinci saatinde yakayı ele verdik. Kızın babası sanki volkan, nere- deee, kızımı bâna verecek, elinden gelse beni parça parça edip ciğet- lerim;i köpeklere atacak, Bırrak, ki 0 Verse bile kanun müsait değ'd, kız 18 vasinda , — Fena, — Fena ya, bikir izalesi, reşiü olmıyan kızı kaçırmak, diye tam Hü okkalı müdde taşıyorum, ben Biz konusa dururken adliye dok torluğunun kapısı açıkdı. va vaka- nin kahramanı sevgilinin yanak « Yarı Kırarmış olarak - dişarı çıkttı. Arkasından da daktilo toz gelerek muayene kâüğrdimı. polise teslim etti. Melâhat vükra, 13 yaşındaydı, ama hayli güzel bir kızdı, Olduük- ça da gelişmis, boy bös Sahtbiydi. Sarı saçları dalga dalga dökülmüş, penbe beyaz teni — mahcubiyetin, skıntınm Kızıllrğı ile alev alev ya- niyorduü, Döğrnen delikanlınm ya- nına koştu: — Üş fena İbrahim, dedi, seni tevkif edeceklermiş, — Kim söytedi? ; — İçerde süylediler, Senin için kurtüluş yokmus, müuhakkak tev - kif ederlermiş, N — Ya sen? — Beni de babama verecekler. — Eh öyle ise tamam, Ben na*“ sıl olsa her şeyi göze aldım, tek | sana bir şey olmasın. Polis ıkl!mı Ğe M!Hü — Haydi bakalrm, dedi, mahke- meye.. Buradan da doğruca sülh ceza mahkemes ötürüldüler. Fakat de, rivayetlere inanılırsa Bone"- nin gizli mesajları ile beraber, Ro- maya gitti. Bone, Dalâdyenin söz: lerin; ciddi olarak kabül etmeme- tı Musoöliniye meydan okuyan nutuklarını söylediği sesinde Fran sanın bütün infiali vardı, Fransız köylerinden aldığı binlerce mek- tabun bir krsmı şu sözleri ihtiva ediyordu, Harp istemiyoruz fakat size itimadımız var; eğer bize yü- biz de yürürüz., Daladye, Hitlerin tecavüzlerinden ve Müusolininin tahriklerinden msanan, “buğün harp olacak,, dedikoduları arasımı- kaybeden, kararsızlıktan bıkan, her altı ayda kısmi seferberlikle işinden gütünden ayrılân orta halli Fıınsıyı temsil ediyordu. (Devıını var) ElER ası 'ııAn PAL 1800 sensinde Fransa ihtilâ i- nin vahşet dolu günleri bitmiş g6 rünüyordu, Bazı günlerde yüzler- ce kişinin başlarının kesildiği kanlı devrin kapanmasmı her sr nif halİk istemisti; o kadâr ki sulh uğrana ihtilâlin — maksatlarımdan | vyazgeçmeğe Fazı ölanlar, krallığı arıyanlar aslâ az değildi. Fransadaki yeni idareye direkt var hükümeti deniliyordu; ihtilâl üzerine Fransaya harp ilân eden- ler harbe devâm edivordu, Bu iti- bârla bütde sarsılmıstı: İngiliz abr Tukası Memlekette mühim bir iaşe darlığı yarâtmıstı; İtalyada bulu * nan Fransız ordusunu Fransız mahsullerile de İtalyanı mahenller rile de beslemeğe imkân yoktu. Bu yokluğu kapatmâk itin mü- racaat edilecek en yakmı memle - ket Cezayirdi. Bu memleketin hâ- kimleri olan Türklet İngiltereyi ü BUĞDAY u'nsı Tende hükümran — oldukları cihetle mMemlekete nâkletmek güç olmeyacaktı; büunu hattâ Ceza" yirliler temin ederlerdi. Derhal lâzımgeleri teşebbüslere gelerek yerleşmiş bir Yahudi ti - carethânesi Vardı; iki ortaktılar Ve biritin âdı M diğerinin adiı Busnaştı. Cezayirin ecnebi mem- leketlerle olan titâretinin mühim kısminı bunlar yapıyortardı. Fran- saya 24 milyon İr tutartlıda tahmin olunan buğdayı 'da bu ti ve boşâltmarŞerleri başka başka sızlara teslim edilen buğdayın ha- kiki miktarmı tesbit etmek müm - kün değildi. Bundan başka Mar - silyalr bazı müteahhit — tüccarlar Bakri ve Busnaş sirketinden ala- caklı olduklarmı iddia ederek bu eüricetini alacağı olan pâüralâara Hüciz koy- durmüuşlardı. İki taraf arasında çıkan İhtilâflar üzün müzakerele- re, münakaşalara Sebep oöldü. T-i canetha.ne buğdayı toplamak üÜze- re Cezayir hazinesinden para ah mıştı; alacağını tahsil edemeyince Cezayir beyine başvürdü: derd yandı ve yazdım istedi. Yanindile” ı-ın pımıde birlikte Cezayir hazi mesinin parast da batacâğı için e- ııaııııiwıle üzerinde — durüldu. '1801 Ssenesinde bir anlaşma yar paldı; fakat bu ancak hesabin müm Kün olduğu kadar çabuk tasfiye edileceği hakkmımdaydı; yoksa mik- tar tesbit olunmus, tediye zamanı ve gamlarıstayin edilmis değildi. Avrupada Napolyoön harpleri sü sürüklendi durdu. 1819 da Cezar yirdeki Fransız malları ve Oran konsolosunun parası zaptolündu: 7000000 frank üzerinde müuütâbık |kahndı; Yahudilerin alacaklıları 2.500.000 frank istiyorlardı, rmı- sız mahkemelerinin mşhâr Yü - Jf,,e .L,AO ——ıL bulunmaması ican ederdi, Bu par- ti da "İıbı o mııtın olacak! ' lıan BIIRCAK 4 e! w SA T Rari, viket Tp bile haraca kesecek kadar deniz — 'ııâıkh Cezayirde vaktiyle Marsilyadan — Garethane verdi. Fakat yüklenme — olduğu, mühtelif gemilerle gittiği, bir ikisi kaybolduğu cihetle Fran> — Fransâ hükümetinden rün eiderkan br hrFf-e devart öi lâzımgelseydi, bugün | ortada harbedet hiçbir kuvvetit ( 1'! hı teş Fe B Tnt Ülzi İlg !n. bıı | Ti ky Al Tne tı!ı K e li Tn Pa İk