8 Kasım 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l a: WT T SAT A” ——r_. ada m Tusgarp hükümet O Sus ik; büyük" ve muntazam C birçök odalara ayrılan HAFTA SDT —00W — lKolkıuısmı ağır VezZİir : Erzincanlı izzet Paşa — 1 — Baz ve söz — Felekten gün çalmak — Osmanlı içtima! hayatında eğlence. | nin mevkij — Nükte adamları — Sait, ve Abdi efendiler — Abdülâziz devrinde — Hafız Ömer Faik efendi — Tıflr Hasan ve Kambur Nazif — Damacı Sal; eftendi — Muhsin ve Borazan Tevfik — Ayı Raşit — Dilen, ciler gibl yaştvan bir vezir — Ayakkabısımndan başparmağı görülen bir va, li! — Fajk Reşat bey: Yazan: Mümnir Süleyman Çapanoğlu E SKİ devirlerde, Saza Ve Süze çok kıymet verilirdi. Saz, dan maksat, tanbürun ve “ney,, in ağlıyan ve inliyen nağmeleri ara. sıda hicran ve elemi söyliyen bes- telerle, sark musikisinin akıcı ve cevherli parçalarını dile getiren musikiydi, Söz ise, iyi konuşan sözletinin arasma manalı hikâyeler, güzel fıktalar, kuvvetli espiriler, ince cinaslar karıştıran “hoş sohbet,, kimselerin nükte Ve Zaralet güs- termelearine denirdi, Arküidaş toplantılarında, kır zi. yafletlerinde eğlermek, eski bir tâbirin ifade ettiği manaşa güre “Yelekten bir gün çalmak,, çin muhakkak bu iki şeyimn bulunması lüzrmdı, Osmanlı içtimat hayatında ehem miyetli sayfalar işgal eden bu gi. bi âlemler eğlenneler pek roktur. Memleket, kötü, berbad, sıkımtılı günler yaşarkoen, padişalıtan baş İryarak, en küçük memtra, her sı. pıf halka kadar herkes, eğlenir,. zevkini - sürerdi, Yakm bir mazide yetişen nükte hâlikları arasında, İkinecij Mahmu, dun nedimlerinden Said ve Akdi! Efendilerin fıkraları, esgir'leri, zarafet ve mazmuün meraklıları a- rasında —hoş bunlar da kslmadı, ya, birer birer kalıbı dinlendiriyor lar,— hâlâ söylenir, dürür, Ahbdülâziz devrinin meshur nülke te adamlarıtdan Hafız Ümer Faik Efendinin hikâyeleri, fıkrâ'arı, ci naslı sözleri, ihtiyarlarımızın ha fızasında el'an saltanat sörmek, tedir. Eski nüktedanlar arasında Tıf. İK Hasan Efendi ile Kanbur Nazif, damacı Sajd Efendiyi de wuupma- mak'lâzıimdır, Bilhassa — Muhsinle Borazan Tevfi'fi,, ve bünlarla bes Tab&f Enderumnlu Ayı Raşidi, — Bu son üçü espiri, nükte tarihi, mMmizin sönmez birer yıldızı, sön. Mez birer kahkahasıdır. Ne yazık Ki bugün büyle insan, lar, bu çapta san'atkârlar yetisşmi- ; . yor, Müuhsinin, Borazatumn, Ayı Ra- sidiı yerleri hülâ hoş! * & £ Vaktiyle Sadrazamlar, nazırlar, valiler e bu çapta adamlar ara. sında da nükteye, mazmuna, esp'. riye ehemmiyet ve kiymet. verilir. di. Osmanlı ricali, ülemasi, verir Teri arasımda bircok söz ehli, “maz menperdaz,, esnirtüel, zarif ©a- 'damiar vardı, Meshur —Hari İzz.t pâasa banlarm en başmda gelir, Hacı İzzet paşa 1237 yılında Giridde Resmo kasabasında — do;ğ> u, Babası Hact Osman Hüşim na- şâdir Verirlikle Girid vali ve &er askerliğinde bulunmuştur, - Aslen Erzincanlıdır. ! İzzet paşa askerlikteti yetişme, dir, Ferik olduktan sonra verir- likle Van, Hakkâti — valiliğine ta, Yvin edilmiştir. Bundan sonra OCid. de, Trablusgrumnp, Sivas, va Edirne vüliliklerinde bulunmuştur. Bıu zamanlar, Müuhacirin Komisyon resliğinde de vazife — görmüstür, 1802 dae Edirnede öldiü. Hacı İzzet pasa, son asrm vezir leri içinde, halk arasmıda muhte lf menalüple şöhret karyatımış, Etrzimcanlı olduğu icin, “Erzincan ir İzzet paşa,, diye öu almıstır. Paşa, iyi yazı yazardı, Şair, Ta yil bir adamdı, Devrina güre öti jinal fikrileri vardı, Zeki, fatit ve tedbirli bir vezirdi. Zevk ve eğlen- ei SBeverdi. Fakat karısı öldük. ten sonra, sakınm bir hayat yasşamı ya, basladı ömriünü tecerrüt ve in- Firad icinde gerirdi, " Çök zengindi, fakat sak hasiş. ti, Trab'uszarpta, paşanın yün'n , “Ada çalısşan eski mmaharrirlerimiz. (ltl'l_ rahmetli Faik Resadl bey, &- nun bu halinden bahsederken - “âdeta dilenciler gibi, belki daha - Yena teavyüş ederdi, Bu karlar em lük ve akarı olduğu halde Üüç dört odalı kira evlermde — sürünürdü, Tabiatı soü derece süfliydi, Trab, konağında biri vahiye, biri idare meelisine mah Ve bir. dajire -v!ı"—eıı konağın yıkık bir kösisin de harnp ve kullanılmıyan — bir abdesthaneyi eda haline çevirerek Oorada yatar kalkardı." diyor Maamafih, İzzet paşa bütün ha. sisliğine, pintiliğine rağmen, 93 Türk »- Ras savaşında, harp iane« S1 olarak on biti altın vermiştir. Buğgüsküu piyasa ile önemli bir ye, kün tutan bir para,, x4 * AİK Reşad beyin anlattığına göre, İzzet paşa, ilk ba- kışta boyalı ölduğu anlaşılan, do, nok, kirli sakallı, enlice kaşlı, sö- Hük, karagözlü, esmer, buruşuk yüzlü, hafif Lir adamımış, İlk görüştüğü günü, Faik şad bey, Şöyle anlatıyor: “Kendisiyle ilk mülâkatım Trab lusa valj tayin olunduktan sonra evinde oldu, Odasına girdiğim za mart bir kanapede oturuyorldu Arkasında soluk bir setre, panta lonmaun paçaları sıyrik, — çaransız ayaklarmda (serhadlik) dedikleri lâpçin vardı. Karşımda bu vazi- yette ve çehre züğürdü bit ailam görünce, evvelâ paşanın emvektar larredan, yahut. hemşehriltrinden biri zanetmiştim, Meğer kendisi (. miş! Biraz sonra adayva hal ve kt yafetce paşadan farklı clmıyan biri, elinde bir çift kundura lâpçir olduğu halde içeri girdi. Pasa bu- nu görünce: — Gel bekalmm ağa! Aldım mı? Getir görelim, Dedi, Kundauaraları eline aldı: — evirip çevirdikten sonfa geri vererek de, di ki: — Pekâlâ! Sonra giyeriz, Kaça aldın ? — Kırk beş kurusa! — Kırk beş kuruşa mı? Ne di- yorsun? Bundan evvelkini yirm? beş kurusşa mı, yirmi yedi kuruşa mr aldıydık, neydi? — Evet öyleydi, Sivasa gider, ken almıstık, Tamam sekiz yit olü- yor, Şimdi 6.camlar bardak oldu paşam! Elimde olmadan gözlerim pa. şanın ayaklarına çevrildi. Bir de ne göreyim; giydiği Tâpcinler bir felâket. Cilâsı sıyrılıp. - belnboyaz elmuş; yama yama üzerinc! Biri'n- den sert> parmağı, birinden haş parmağı görünüyaör, Sanra öğren. dik ki paşa bir ayakkabını yedi se kiz sene giyer, parçalanıp — yama toutmryacak bir hale gelmediiçe ayağından çıkarmazmış!,, İzzet pasa çok pisti, lemı?lıge hiç dikkat etmez, lekeli elbissler, yakası yağlı ceketlerle gererdi. Pisliğine telmihen, devlet ricali ona Şu adı takmışlardı: Kokusu ağır vezir! Re- Yarın, paşanın ban fıkralarmı yazacağım, 90 lirayı düşüren kim? Geçen ay içinde 90 Hira para bulunmus'tur, Kaybedenin; pura - nm cinsini, hangi tarihte, nerede, ne #uretle düşürdüğünü isbat edip parasmı almak Üzere Emhiyet İ. kinci Sübeye mürtcaatları bi'di . rilmektedir. HMA n'un.î-_'ı * | Parti kongreleri Beyoğlu kaza komn- gresi dün yapıldı Cümhuriyet Halk Partisinir Be yoğlu kaza kongresi dün öğleden sonra toplanmıştır, Parti vilüyet heyeti reisi Suad Sabri Ürgüplü d hazır bulunmuştur, Okunan senelik faaliyet tapo. runda partinin Beyoğlu kaza ida. re heyetinin bir yıl icinde tuh. telif sahalarda gösterdiği faeliye. te ve bu arada Bevoğlu, Şişli Hal. kevlerinin gördüğü —hizmetlere Yyer ayrılmıştı. İdare heyeti raporü ve buünt müteakip okunan hesap Traporu kongrece kabul edildikten sonra, geçen topalntıda yapılan halk di. leklerine alâkalı makamlarca müs bet veya menfi olarak verilen ce vaplar umumi hevete arzedilmiş. tir, Bundan sonra, fzaların şifa hi dilekleri sırasiyle dinlenmiş . tir. Daimi Encümen Azasından mu. allim Halid Yaşaroğlu da, gene hayat pahalığına temesg ederek söze başlamış ve bugün Kızılayın ı muhtaç vatandaşlara Ssmak; ye. mek dağıtma yolundak; hizmeline daha geniş ölçüde Evkaf fdaresi tarafmdan yardım editmetj çok yerinde bir iş olacağına işaret et. miştir, - Halid Yaşaroğlu, ikinci bir di lek olarak da işi pek genişlemiş, ve nüfusu hayli coğalmış olan Şiş. li nahiyesinin kaza haline ifrağı teklifinde bwlumustur, Kongerede Milli Şefimizin 1 son teşrin 1942 nutku, heyecanla bea. his mevzuu edilmiş, Büyük Başbu. ğun direktilleri ayrı ayrı ruülilüra sinlirilerek bunların kayıtsiz ve sörtsız olarnak, karımız ve hayatı mız pahasına da olsa müutlaka yerine getirileceği, bu yolda Par. tililerin ellerinden gelen bütün imkânlarla çalışacakları karar al. | tma alınmıstır. Yapılan intihap neticesinde Be yoğlu kazası idare heyeti âzalık. larına Meki Hikmet Gelenbek, | Hâsün Refet Hakarar, Mehmet Â. li, Biha Alptürk, Celâ! Said Pe, ker, Nail Saydam ittifakla se.ıı. mişlerdir. Gıda maddeleri fiyatları düşüyor Gıda maddeleri piyasasındaki Bevşeklik devam etmiş, dün yalnız kuüru bakla üzerinden satışlar 0!. muştur, Diğer gıda maddeleri fi, yatlarındaki düşüşler devam et. raektedir, Altın Ffiyatı Dün 'bir Resşadiye altınmı Tfiyatı 38,90 lira, külce altının bir gram fiyatı ise 526 kurustu, * &b Tramvay önüne düşen kadın Fatihte, Malta çarşısında — öturan Sıdıka dün ctaddenin bir tarafında" karşı tarala geçerkan, vatman Eş, refin jidaresindeki Edirnekapı tram. vayının önüne düşmlüştür. Mühtelif yerlerinden ağır — yaralanan kadız hastaneye kaldırılmıştir. sitde kısa bir zaman iktidar mev« küni tecrübe ettikten sonra müta. rekeyi imzalıyan Peten büküme « tinde Dahiliye Nazırı olarak tek- rar sahneye çıkmıştı. Geteli 1933 de, gerekse daha sonra Fransada Yeni sosyalistlerin kredisi yüksek olmamıstır; fakat dajma bilhassa sollar arasında siyasi düşünerlere yeni bir veçhe vermek hakımın- | dan ehemmiyetlidir. 6 şubat 1934 kargaşdlığı her kesçe malümdür, ben bile mütead- dit vesilelerle bt isyanda bir iki defa bahsetmistim, 1933 de, Hitlerin iktidar mev., kilne gelişinin ilk senesi, Framgsa henüz sarsılmasıs ve sarsılmaşsı frakâtır olmryan bir demakras| gibi Süzüküyordu: o vakit iktidar mev kiinda olan Daladye kab'nesi son kânundan ilktesrine kadat devam etti. —Fsvansız dahili muvazene « «inın sabit olduğunu tösteren nis- bBeten tzun bir zaman— Tfakat ay- nı 1938 yılımda Soösvalist nartisi nin ikiye ayrılışından başka veni nizam istikametinde, mana'ı buş- ka bir hâdise de hnsule gelmiştir, Bu hâdise l"r::m.:mm an'aneyvi ha- ibrahim ağa Borinar Ancak romanlarda görünen bDir yiğit Yazan : RIZA ÇAVDARLI İCRİ 1170 tarihinde , yani takriben bundan 180 sene evvel, bütün dünya romancılarına iyi bir süje teşkil edecek olan bir Türk kahramanı meydana çık- &. Bunun ismi (İbrahim Ağa Bo- rinar) dır. Osmanlı tarihinin inkıraz de- virlerini gösteren bu zamanda eski fatihlerin keskin kılıçları ile kurdukları muazzam vatan, var. hğından her gün bir parça daha terketmek mecburiyetinde ka&ıyor- du, Bu yüzden (Belgral) daJayaı âkibete uğramış gibiydi. İhtilâller, isyanlar, eşkiya baskınları durun dinlenmek bilmiyor, —merkezden uzak buralarda yerlesşen Türkleri birer birer hicrete mecbur ediyor- du. Belgraddaki Türkler de (Vidin) e hicret edeceklerdi. Her zaman Türk kaniyle boyanan (Tuna) nehrinin üzerinden akacak, gide- cek gemi bu muhacir kufilesini selâmete isal edeceku_ Fakat gemiyi batırmak, içinde«- ki Türkler! boğmak ve kılıçtan ge. girmek için Sırplar çoktan Tuna kenarma pusu kurmuşlar, hattâ top bile tâbiye etmişlerdi. A, Türk kafilesinin başında — (Ku- şancalı Halil paşa) bulunuyaordu, Kendisine Sırpların pusu kurduk. ları haber verildiği zaman, cesur paşa icabeden tedbirleri almak derdine düştü Karşısma yiğit ta- varlı, iri boylu, üzerinden heybet akan bir bahadır çıktı, Ba yiğit (İbrahim Ağa Borinar) dı, — Paşam, dedi, Ne Sırptan, ne de opun çetesinden, topundan kor kacak bir tek Türk yoktur. İzin Verirseniz ben bu gemiyi onların gözleri önünden sapasağlam ge. çirtirim, Paşa hayretle viğitin bakarak sordu: — Nasıl yaparsın İbrahim? - - — Benim elimde top, kolayca kullandığım tüfek gibidir, Gülle. sini istediğim yere düşürürüm, Gemiye izin veriniz de bir top ko- yayım!, İbrahim Ağanın bu isteğini pa- şa derhal kabul etti. Gemiye top konuldu. Ve içi Türk muhacirle- riyle dolu olan cemi Allahma sı, gınarak yola çıktı, Sırpların pusu kurdukları yere gelmişlerdi. Eşkiyalar kayıklarla hücüum cür'etinde — bulunurlarken bir taraftan da toplarımı ateş et- tirmişlerdi, Düşman topunun nerede bulun. duğunu sezen İbrahim Ağa bir a- teste Sırp topunu hallaç pamuğu gibi dağıttı, Ondan sonra yaylımı ateşleri ile de gelen kayıklearı ge- risin geriye göndertti. Bu saye, de bir Türkün burnu kanamadan gemi bu tehlikeli mıntakayı geçe rek salimen (Vidin) e gelebildi. Türk ordularımın ileri gelen za- bitlerinden birisi olan ihrahim Ağa, bunu yapmakla vazifesini bi- tirdiğine inanmıyoardu, Onun da- ha yapacağı çok işleri, bilginin güstertecek yüzüne küvvet ve kudretini çok savaşları vardı. (Mora) ve (Rahva) müharebe, Yazar: Aleksander Verit rici siyasetini, uzun yıllardanberi takip ettiği siyaseti birakmış . ol- masıdır. Müösyö Daladye harici- Ye nazırı olan Mösyö Bonkur, Musolini tarafından (hiç sşüphesiz Millerle istişareden sonra teklif edilen dörtler misakını prensip iti- | bariyle kabul etmislerdir), Muso- Dini'nin ve arkadaşlarının nüfuzu altında kalmış olan Mister Ttam- Zey Mak Dona'd da dörtler misa, kımin hararetli bir taraftarıydı ve samimi olarak bunda hiçbir keli- me görmüyordu, Fakat bu teklifin ven; nizama doğrü siden bir ma- nasr olduğunu anlaması lâzım ge- telen Frarnsanın buna razı ölmüs olması şasılacak b'r seydir, Bu ra, gw: Muzaffer Esen zi oluş Fransanın sarki Avrupada- ki müttefiklerinin Fransaya olan itimadını sarstı. Ve hattâ bir Se ne sonra Fransanın an'anevi siya- Setine devam edeceği hususund» Potonyalıları inandırmak için M Barta'nun sarfettiği bütün — gay- retler neticesiz kaldı, Dörtler mi, sakı parlâmentoda gördüğü mu- halefet yüzünden terkedildi, fa kat Daladye ve TPol Ronkar'ın bu teklif karşısında aldığı ilk va. Ziyet, Hitlerin A'man başvekilliği- Nne gelişinin Avrupada yveni bir devre açmış olduğunu — göstşren bir alâmet oldu, Bundan bir müd, det sonra da Daladye Fransa ve Almanya arasımnda doğrudan doğ Yi KAT B K— Hük l ei e | 2, lerinde arslanlar gibi çarpıştı, Her savaşta yeni bir nam, yeni bit şan daha alıyordu, Bir kere kendile- rinden uzak bir asker grubuna bir haber göndermek icabetti. Yol çok tehlikeliydi Sırp çeteleri kim- seyi geçirtmiyorlar, kuş bile uçurt muyorlardı, (İbrahim Ağa) hey- betli kükriyen sesi ile bağırdı: — Ben giderim! Arkadaşları kederli — gözleriyle kendisine bakmışlarıı, lçlerinden biri sordu: — Nasıl gidebilirsin ağa? Yolı da o kadar çok çete var ki,. İbrahim ağa omuzlarını kaldır. dı, Bü haliyle benimsemediğini, ehemmi'yet vermediğini göstermek istiyordu, — Yanma kaç kişi alacaksın? Sualine de hayret ederek cevap Verdi: — Tehlikeli yerlerden geçmek için tek olmak lâzımdır. Adama ne İüzum var!., Belindeki yatağanıma, omuzun. daki tüfeğine güvenerek atma bindi, Yola çıktı. — Tam (Koca Balkana) varmıştı. Önüne çıkan bazı köylüler: — Ağa orada eşkiya var! Dedikleri zaman: — O nerede? - Diye sordu ve atının başını es- kiyaların tarif edilen semtine doğ Tu çevirdi, Biraz sonra, emir beliliyen Sırp eşkiyaları ile karşı karşıya idiler, Eskiyalar, hic de teslim olmak ni- yetinde bulunmuyan büu azılı tek Türkü görür görmez, hemen üze«- rine âteş etmeğe başladılar, İbrahjmin ateşler saçan gözün, de küçük bir korku eseri bile yok. ta, Dolu olan iki tabancası ve bir lüfeği ile üç eşkiyayı yere srdik- ten sonra, i$ş artık palasma, bile- ğinin kuvvetine kalıyordu. Hücun eden on sekiz -karşısında, bu a_ğn';dan_ dolma tabancaları, tüleği doldurmağa imkân yoktu, Her Türk gibi: — Meded senden! Diyetrek palayı çekti, Ne atılan tüfeklere, ne de kulakları dibinde vızıldiyan kursunalra — ehemmiyet bile vermiyerek atım eşkiyaların ortaşıma sürdü, Kuvvetli bazolarını taşıyan iri kolları durmadan pala savuruyor, her savruşta bir eşkiya kellesi vü- cudundan ayrılarak topraklara yu, varlanıyordu, .Ne kadar zamâandanberi kavga ediyordu? Ne kadar baş uçurt - muştu? y Bunu kendisi Ee bilmiyordu, Sa de bir an oldu ki eşkiyaların ye- rinde yeller estiğini gördü —Hiç kimse yoktu, - Koca mevdan — yiğit İbrahim ağaya kalmıştı, — Alaylı alaylı güldü: — İşte böyle olur! Dedi, Ve kahramanca üöldürdü- ğü insanlara balımıyarak yoluna düzeldi. Burnu kanamadan izte- nilen yere vardı, Türk tarihinin sahifelerini al, tinla stisliyen bu yiğitleri de unut mamak ve ara sıra anmak Jâzım. dır, ruya anlaşma imkânlarınan 'nan- makta devam etmiştir, Almanya , nım Milletler Cemiyetinden çeki- lişinden sonra 933 sonunda “sulh dostu” Hitler, mösyö dâ Brinon'la — mülâkatı Maten gazetesinde Du- Tadye'nin manalı bir * tasvibiyle neşredilmişti, Binaenaleyh 6 şubat 1934 günü Aksiyon Franses'in bilhassa bu tarihten sonra inkişaf eden Fasist Ve yarı Faşist teşekküller 1arafın. dan “Fransa tarikinde yeni bir devrin Şefkati” gibi selâmlanan bir gündür, Bu trvamı tahrik eden sebepler, burada hatırlatmafa ih tiyaç hissedilmiyecek kadar, her- kesin malümüudüar, 1938 ilktesrinin de Daladye kabinesinin — düşmesi -—bu düşme kismen de Blum'un YTiyaset ettiği Sosyalistler arupu- nun kabahatidir— Fransız kabi. nelerinde bir kararsızlık devri aç- mıştı; Stavitki Tezaleti ortaya çıktığı vakit! Fransız parlâmanto sünün nüluzunu cok aşağı bir dere ceve düsürmüstü, Bir nazırın ve yarım düzine dinplomatın bu rerza, lete karışmış olması, Fransada parlâmento nleykine görzetelerde 8 SONTEĞRİN — 1942 HAÂDİSE Milletler arası iş bürosu... ARPTEN sonra neler yü. pılacağı hakkındaki fikir. ler, projeler, münakaşalar Jevam edip gidiyor. Sembolik manada ki “Milletler Cemiyeti,, nin fayda, sızlığı tekrar ediliyor, Bu söz doğ. rudur; zira geçen Büyük Harpten sonra Cenevrede kurulan ve muh teğem bir saraya yerleşen Millet. ler Cemiyetinin hiçbir 19 göreme. diğini, hattâ birçok şleri çıkmaza sürüklemektö”rol oynadığmnı her, kes biliyor, Simdi de bir devlet adamı “MiL letler Arası İş Bürosu,, kurulma. sını istiyor; buna büyük üÜmitlet bağlıyor. Halbukj bu da yeni bir fikir değildir. “Milletler Cemiye. ti,, ne bağlı olmakla beraber yirmi beş Sene evvel de böyle bir bü. ro kurulmuştu. Senelerce Taali. yette bulundu, Gayesi dünya işçi, lerinin yevmiye, sıhhat ve kültür bakımmdın iyi vaziyete kavustu. rulmalarından, milletler arasında ki iş münasebetlerinin tanzimin âe ibaretti, Geten harpten sonra kurulan Sövyet Rusya, bir amele hükfimeti olmak itibariyle “Milletler Arası Iş Bürosu., ile en çok ilgili cimak lâzimdi. Fakat Rusya Milletler Cemiyetini henüz tanmamıstı Ve bü işi de bek geç yaptı, 1929? de Rusya Haricivye Nazırı ŞÇiçerin Ce, nova konferansmda demisti ki: “Millet'er Cemiyetini tanımıyan Rus hükümetinin onun Milletler Arası İş Bürosunu da tanımaması pek tabildir." Bu büroya girmiyen Rusya o. nun topladığı konferanalara da iş., tirâk etmemeliydi; resmen etme. di; fakat müşahid sıfatiyle —mu, rahhas bulundurdu; bu ceşit mu, rahhasların, müzakereye iştirâk etmempeleri üsüldedir; halbuki Sov yet murahhasları böyle yapm'yor. lardı; söze karışıyorlar; münaka, şa ediyorlardı. Çiçerin İktısat Ko. misyonunda demişti ki: “Raporun altmer faslı. Avrupa ekonomisinin yeniden yaratılma , Si jçin işçilerin birleşmesindeki chemmiyetin umumca vtastdiki (ile baaslar; fakat biz orada işciler için en lüzumlu olan noktavı görmü, yoruz: Meseiâ kooperatifler işçi. lerin ahlini islah için en büyük tir çare oldukları halde bunlara dair bir teklif yoktur,,, Uzun münakaşolar, masabası çalışmaları tetkik seyahatleri hiç bir Nnetice vermedi: bal hol ista. tistik, fikir, rapor, neşriyat alış veriŞi yapıldı, Avrupada — issizler hep coğaldı; hastalık, şifa buumı, yan bir'hal aldı; zira ilâç değil, teselli veriliyordu. KADIRCAN KAFLI K C İSELER Ü p Ordumuz (Baş tarafı 1 inci sayfada) fikir hürriyet ve cevvalliği — ver, mek, herhal için en'doğru olan hareket tarzmı bulma kabiliyetini geliştirmektir. Prensipler, kaide- ler, kitaplar fikir terbiyesi için. dir, Muharebe meydanına getiril. mezler, Kurmay subaylar hilgile- rini dimağlarında taşıyacaklar, fa. kat her yerde ve her zaman lüzım olan kararı kendiliklerinden vere | ceklerdir, Harp Akademisinin ka, idesi fikir terbiyesi vermek kadar | kuvvetli karakter yetiştirmektir, En güzel fikri icra etmek — icin irade ve enerji lâzımdır. İrade ve enerjinin kaynağı da karakterdir. Gerek harpte, gerek sulhta esas olan yapmaktır. HKarakter — yap- makta gözükür, Askerlikte karak. terin kuvyetlendirilmesi. — zekânın çÇekişmesinden daha önemlidir,. Arkadaşlar, vazilenin — "Tfetli, feragatli, yorulmaz hizmetkârları olmak için iyi düşünen ve yapan udam olmak için yeti$tirildiniz. Türk Kurmay subayının — idaeali “Mareşal” dir, Bugünün ve gele, vcek kurmay nesillerinin istikamıet noktası odur. Kunnüy — camiasına imtisap eylediğiniz şu anda bütün efal ve harekâtınızda mareşalı hedef va örnek tulmanızı size tave siye ederim Ebediyet yolunda uzaklaşan ve yükselen Ebedi Sefimiz — Atatür- kün Lalplerimizde ve vicdanımız. da sağ olan aziz batırasını, 74 ev- '&dımm kendi. mesleğine intisap eylediği şu anda tazimle Anarım, Tonçu kurmayı olan İlk okul. dan Erkâmharbiye mektebine ka- dar her okuülda ve her sınıfta ve her zıl birinci olan hayatta — ve tarihte birinci olan Milli Sefimiz Yüce Başbuğumuz İsmet İnönü, nün iyi kurmayları o!manm dile. “w— "m'll' o he & — si a « — B M — A —e — süm Te # — — — — «0 m M —h ı P. LA 5 e ü w

Bu sayıdan diğer sayfalar: