Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
FTT A ÇA w" . |. | » ' İ 1 ee l Tarıhın Duvuk davalar — 13 — - Onbaşı - Püljans Jomay -T a Toplayan : Merhanmetli, ve ayur zamanda suçlularım ruhiyatını çok iyi ünlüe« mış bulunan emniyet müdürü ka. palr bir araba getirtti, Polis mü . dürünün bu suretle hareket etmek Te çok İsabetli bir iş yapmış aldu. gunu vakanın bundan sonraki taf silâtr isbat edecektir. O alkşam şuçlu Parise yetişti- Gnbaşınm hanoj trenle geleceğin . den haberi olan sorgu hâkimi Ku, türiye şimal istasyonunda, sabırsız adımlarla kaldırmları arşınlıyor- du, Tren gelir gelmez suçluyu alıp morga götürdü. Sorgu — hâkimi morgda suçkunun karşısında dul Madam Runüun ölüsünü — saklıyan “örtüyü kaldırmak ve kurbanını ka - 'tile göstermek isltiyordu, Bu boeyhude bir zahmet oldu; zira suçlu, anlaşılan bir hayli dü. sündükten sonrta müdafaa sistem:, mildeğiştirmeğe karar — vermişti, şimdi artık Pranzin; sistemini kul Yanmıyor,' Pardonun kullandığı te “Pardo da kötü hareketlerile a- “diarinsanlığa bir leke halinde' bx rakmın olnn “büyül cânilörden b ı'isıdıı' Onun da çok'merakldı.: olan #davasmı yine bu:sütunlarda sırası g%hnce okuyacaksınız;'Pardo, Mu« AM Hazetün isminde bir h&d-nı ÖL idürmüş olmakla -itham edılnı!b. 'Mahkemede kendini ,müdütaa e - .del'llen kadını oldürdüm ü . ı(îetle inkâr etnns 'Ratilin kadımndan ça[dığı paradan 'kendisine çıkardığı payı'kabul et “HiİğĞini itiraf etmişti, Mühkeme bü - timgayretine rağmen Pardonun | vağzından başka bir tek Jüf-alama | diğı gibi suçlunun hakikf“hüviye. Hini öğrenememişti, Jomay, bu davanım — tafsilâtıni gazeteleride okumuş ve bu.müda, | ha sistemini beğeıım"ıı olacaktı, Fnlmt her nedense hâkimlerim:bu bafidafan sistemini kabnl*etmedik- Terini, Pardonun mahküm edilüiği: Ni Ve bu hâdiselerden tam iki'haf. ta evvel 1888 yılr 26 jilkkânmaütr. da idam edikliğini nazarı 'dikknte almamışt. Bunları düşünmüş ol - saydı belki bu müdafaa tarzınımn. pek de bayıra alâmet saydlamıya- Cağını anlamış olacaktı, _Sebebi Ne olursa olsun Jomay mörg salonlarından birisşinde soör. “gu hâktimine büsbütün başka bit i. fade verdi. Biz burada bu ifadeyi de resmi vesikalarda olduğu gibi aynen Nnakledeceğiz. Zira hakika « te bir romün çeşnisi vermeği doğ. ru bulanlardan değiliz. Hiçbir ha- ŞAİ eseri bir , mahkeme zaptınım “hayatı aynen ifade eden kuralu - Buna ve katılığıma erişemez, — Beni dinleyiniz, bay hâkim, 'Size doğeuyu söylemek isterim, Dün ve bu sabah her seyi olduğu (gibi söylemek islemedim, zira be, inim alayımdan subayların ve er- 'başlarım karşısındaydını. “O kadını ben öldürmedim, Fa- ikat kadın öldürülürken oraday - dım, Bir budalahk ettim. Başka İhirisînin uğrunda kendimi feda et. “Aymm ön üçüncü pazar günü, iSaatiyediye doğru, annetmin otur Pduğu Mutan Düverne sokağında 3 $ 'mıınanlı evin sahibi olan bir şa rqp"—tiloenrınm dükkânma gitşim. “Gebimde' para olarak — yalnız kırk ,Santim kalmıştı. Şarapçınırn yanın |i "dan çıktektan sonra ne yapacağımı İbilmeden Mon Puarno istasyonu 'civarında gaıuılım Sant bir huçu İz Ba geldiği nilndöki'lgezi — yerin'de dolaştım, |güreşen * pehlivanları — seyrettim. ;Pahlıvanlar'ı bakarken vanımda |duran -tanmmadığımı bir şdam he - 'nımle konusmağfa basladı: dostlu . 'Bumuz ilerledi, bu adama be$ pa . rasız. olduğumu söyleme'ite hiçbir mahzur görmedim, Bu adam bu 'sözlerimi î_vî karsıladı. bana para bulmak frsin vardım. edebilecek vaa “Giyette olduğunu sövledi, yapıla - veak iyi bir İşi olduğunu ve bu işte “kendisine yardım edersem netice 'da zararİr çıkmryacağımı ilâvoe etti. 'R»"fhcım" de banim kadar para , İsiz olduğunn anlattıktan — sonra bü iş sonunda zencin olmanın mü *hakfak o duğunu temin etti. “Bu fsin ne cesit bir iş olduğu« î'__—"-mı sordum, bana vetdiği cevapta Muzaffer Esen o yorum. Sizin qdık *Solferna sokağına kadar Sen sadete-hakiki”* Davası yapılacak işin çok basit olduğunu, eğer bu geceyi kendisile beraber geçirmeğe razı olursam dok paralı bir yere uğrıyacağımızı Ve oradan istediğimiz kadar para alahilece - Çimizi anlattı. Endişelerimi gider mek için de bana şu şekilde temi. nat verdi: “İşin bütün yükünü ve bütün mesuliyetini üzernime alı. bana yapacağınız yardım çok az bir şey — olacaktır: Zira bu paralara sahit olan kimse yalnız başına yaşıyan Ihtıyar bir kadımdır.” “Saat dörde doğru, aynı akışam kendisile Ser-Jernren Depre kili: sesinin içinde altı ile altı bucuk arasında buluşmak üzere randevu verdiktens onra bu adamdan ay . rıkdım, Randevuya tam vaktmde Sit « ti ve bir siranın üzerine otura - rak bekledim. Hiç kimse gelmedi, saatin yediye yaklaştığını görüne ce yerimden kalktım, Fakat kilise kapısının önünde o tanımadığım adamla karşılaştım. — Beraberce Bonapart sokağından rıhtıma in, 'kenaama kadar yürüdük, Yü. Türken bu adam mütemadiyen ba: na aynı Şeyleri tekrarlıyordu: “Artık yaklasşıyaruz, kadınşsen « 'Fermen bulyarında oturuyor, “Bulvara .girdik ve Bak sokağı 'Nin köğe başında durduk, “Burası iİmt?” diye soarıduğum vakit karşım, 'düâki adamdan “evet” cevahımı al- dıim, %onn sarkasından yürümemi 'rica ederek öne geçti Ve yürümeğe başladı. *“Tanmmadığım bir dükkânın kas pısı önüne geldik, Adam dükkâna girdi, ben de arkasındar, dükkân *kepenklnrinden sol — taraftakiler n kapanmış.denecek ha - 'dar aşağıda idiler, Kapnın bulun. "dağu sağtarafın kepenkleri henüz “inmemişti. “Bu kepenkler içerden bir ma: NiVelâyı çevirmekle iner cıkar cins tendir, Zira içeriye girdiğimiz vü« | kit kadın bu manivelâyı çevirmek. (ke meşguldü Biz içeriye girer gir. mez, tanımadığım adam tek bir ağır bir demir parçası çıkararak 'kadının Ycafasına yerleştirdi. Ka- dıncağız hafifçe haykırdı. ve san- ki kapadan çıkmak istiyormus gibi bana doğru ilerledi. Ben kadımnı hafifçe ittim, Bn sırada arkadaşım bir daha vurarak kadını yere dü. şürdü, Kadın yöüzükoyun, boylu boyuna döşeme Üüzerine serildi, “Adam elindeki demir parçasi. Te hi durmadan kadınin kafasma, birkaç darbe daha yerlestirdi. Ka: dım artık hareketten kesilliği ve- kit, ben dükkânın arkasma çekil, mis kekliyordum. Bu sırada katil bana kepenkleri kapamamnı emret, ti; Den de sağ taraftaki kepenk: leri tamamiyle-kapaymacaya kadar manivelâyı çevirdim, di dükkânm arkasına kadar sii rüklemisti. Sonra. yazlemrenin göz lerini karıştırdı. 'B!înamı var) kelime bile söylemeden cebinden | “Bu sırada arkadaşım da cesr. | Avrupanın İngilizler, Almanların harp kud. retini kırmak İiçin, sık sık Alman. vadaki, Fransadaki harn sanayii mıntakalarına, doklara, büyük fah, rikalara hava akınları yapıyorlar. Son günlerde, Fransanın büyük hir silâh fabrikası olan “Krozo” ya hü. cum elliler. Almanlar ise, en büyük gayretle. rini tayyare bormbalarından masun bulunan bir yerde toplamışlardır. Burası, eski Çekoslovakya arazisi olan Dohem . Moravya'dır. Burala, ra İngiliz bombardıman tayyarel'e, rinin' gelebilmesi, mesafenin uzun olmasından, epeyce güçtür. İşte, bu havalide, Avrupanın en büyük si. Tâh we cephane fahrtikası olan meş. hür (Skoda) fabrikası vardır. : Kmalii Skoda fabrikası, Prag civarın . dadır. Çekoslovakyanın işgalinden evvel, fabrika binaları, Pilsen ile etrafında, diğer yerlerde 555 hek. tarlık bir araziyi işgal ediyordu.. Bunun 56 hektarlık kısmr, binalarla örtülüydü, Bu binalarda, 9 Simens Marten kuüronü ile bir elektrik ku. ronu vardı. Fabrika tesisatı arasında 42 kilo. metrelik hususi bir yol vardı. Bu. ralarda, 90 tonluk erimiş çelik küt. lelerini nakletmeğe mahsus husust vağgonlardan başka — & lokomotille 130 vagon işliyordu. — - " -—T A T İ TT e ÇT YN CO CAOT KX yem v GAT Taşarm e F Drn v v ; ş —A— HA BER — Arşan'Postası en büyük harp sanayli fabrikası Bu muazzam fabrika, 1938 sene, sindenberi Almanların elindedir va ö zamandanberi daha çok büyü . müştür. Bu senenin başında, fab. rikada, 60 bin işçi çalışıyordu. Al manların büyük çapta tepa ihliyaç ları, amele miktarının, çok — daha ziyade arttırılmış olduğunu tahmin ettiriyor, Geçen büyük harpte, Skoda fab, rikasında, 41 bin işçi ile 3600 me, muür çalışıyordu. 1914 — senesinde, bile bu fabrikada, Avusturyalıların Aullandıkları-305 milimetrelik bom. balar yapılmıştı. Bu meşhur CÇek fabrikası, şimdi, Almanların 37 ile 75 milimetre ara, sı çaptaki toplarının yüzde GÜ ını temin ediyor. Her ay, — büradan, harp gemileri ve sahil müdafaası içimadköd ve 150 Jik 200 uzun nam. hlı top çıkayor, oK Skoda fabrikası, 1938 senesine kadar, senede, 2550 lokomolif yapa. biliyordu. Almanların, — Rusyada pek geniş bir arazi işgal etmeleri, nakil vasitalarına ihliyacını arttır. dığı için, Skoda fabrikasında loko, motif ve vagön yapılmasına fazla yer verilmiğ!lr_ Pilsen, evvelce, birasiyle meşhur bir yerdi. Bugün, buradan, cephe, lerde silâh, cephane yağıyor. Otuz altı seneden fazla oluyor: Ce , zayir konferansı nihayetlenmişti Dip. lomatlar, bilâhıre bir hayli bahls mev züu olan bu meşhur muahedeye imza., larınt atar atmaz, bunu bir Avrupa gazetecisi “Samimi yağma,, diye tavsif etmişti; çünkü halk ve 'gaze, tecjiler, konferans masşasına hücum etmiş, kalem, silgi kâğıdı, — lâstik, mürekkep hokkası gibi bulduklarını hatıra diye alrp götürmüştü. Açık gözün biri de, duvardaki takvimi ŞO < EC©) lionleranı ve yaıma sahneleri almış ve diplomatlara ona jmzaları. nt attırmıştı. Eski Fransız başvekillerinden, ge, çen sene Ölen Tardyö, o zaman ga , Zeteci bulunduğu için, bu yağma sah nesini: “Avrupa, bu kurtuluş saa . tinde, Iİnkılâpsız olarak tehlikeden açık gözlükle geçti., diye tasvir et. mişti. O zamanki yağma sulh şerefiney, di, Bakalım, önümüzdeki sulh, ne gi. bi yağma sahneleri gösterecek, Almanyada, çadırları oradan oraya naklederek yaşıyan çingelerin men, şelerini — tesbit etmek Üzere, 1936 senesinde bir heyet teşkil olun. muştu, Bu heyet, buğünlerde, kârari, nr vermiş bulunuyor. Bu meselenin vücuda getirdiği dosyalar bir hayli | dir. Tuhafr şu ki, çingene diye ge, çinen bir çok kimselerin jsimlerinin 'sahte olduğu ve sahte evrakla Al - man tabilyetina geçtikleri anlaşıl miştir, Heyetin vardığı asıl mühim netice, Almanyadakj asıl çingenelerin, esa, sında, pek az olduğu, fakat bir çok —0 . çingeneler 'betlisiz kimselerin bunlara iltihak e. derek çingene meyvcudiyetini arttır. dl.kl&l"ldlr. Almanyadaki çingeneler, yüz ka , dar aileden jbaret oldukları halde, kendilerini çingene diye yazdıranla. rın sayısı yirmi bindir, Alman çin , genelerinin bu kadar artmış bulun , ması, sonradan onlara iltihak eden. lerin, asıl çingenelerle — evlenmeleri netİçesinde vukua gelmiştir. Almanya, çlng&eleri. sıkı bir inzı batla disiplin altına —almaya karar vermiştir. — « |it Prens Berarın lüks otomebili Haydarabad Nizamımnın oğlu prens | Berar *Lenârayı soniziyaretinde, ken, dimtji ile karısı için bir otomobil sipa . riş etmişti. Bu otomobil, — dünyada mevcut otomobillerin en sülslüsüdür, Sıraları, parlak meşitle — örtülüdür. Kapı tokmakları — kristaldir. Arka koltükların sağında ve solanda, müs, kiratı soğuk tutacak tertibat vardır. Bunların yanlarında da gümüş meze tabakları ve kıymetli cıgara kutuları yerleştirilmiştir , Ötomobilde, son; sistem vantilltör tertibatı İle radyo vardır. Bu otomo, bilin kıymeti belli değildir. zaman Envalid müzes'. | “Ne uğradım, Sonra sergide ve (« || Yumruklarını sıkarak yürüdü: - — Alacağın olsun, Reşit! Ben de seni tuzağa düşürüp — geberteceğim, Bağdat halkı senin ölümünü duyarsa kimbilir ne H&dır sevinecektir. Hacer kocasının aslanlar küyü , sunda parçalanın öldüğüne inanmış . t O şimdi vezirden intikam almak 1 çin fırsat, kolliyordu. Hacer, Reşitten nasıl intikam ala. caktı? Halifenin gözdesi bunun — için bir Kkaç çare düşünmüştü: Reşldi zehir , lemek, Bu biraz. zamana bağlıydı. Tesadüflerin yardım etmesij de şart. tı. Bunu ancak bir ziyafet sırasında yapabilecekti, İkinci ölüm daha kesin, daha kor | kunçtu: Saraydan çıkarken koridor - larda yolunu beklemek ve bir baren, ağasının yardımile Reşidi arkasından | hançerlemek, Haçtr şöyle bir kendini yokladı. O, Azerbaycanda Atabekler sarı)'m.' da buün benzer jşler becermiş, cesüur bir kadındı. $ — No olürsa olsun, diyordu | Re. şidi geberteceğim, Onun ölümile bü, tün memleket, zulüm ve Istibdattan Konuşan maymunlar Kongoda birgok seneler tetkikatta bulunmuş olan belçikalr bir hayva . nat mütehassısı, orada, — konuşan maymunlar bulunduğunu söylemekte dir. Bu mütehaasısın iddiasma göre, maymunlarla uzun temas neticesin de, onların dillerini, öğrendiğini ;id , dja etmektedir. Bu âlim, verdiği bir konferansta, maymun dili hakkında uzun uzadıya izahat vermişti. j Bu hâdiseyi kaydeden bir muhar . vrir, bir gün üniversitelerde maymun dili öğrenmek mecburiyeti de olacak rardır? diye soruyor, TARİHİ .-69 4 YAZAN: kurtulacak, Yakalanırsam, cezamiır çe, kerim ama, yüz binlerce müslümanın da kalbini kazanmış olurum, O günlerde vezirin sık sık saryaya gelmesi ve haljfenin — teveccühünü kaybetmemek İçin kendisine saat - lerce dalkavıklauk yapması Hacerin | ümitlerini büsbütün kuvvetlendirmiş, tk | Reşit öldürülürse, Bağdatta hüküm süren istipdad da sona erecek miy . di? Hacer bunu düşünecek halde de . gildi,O: —Reşit geberirse, hem ben inti - kamtmı almış ölüurum, Hem dei halk, Bağdat gehrine bir kâbus gibi çöken bu adamın zülmünden kurtülür. Diyordu, Ötesin? düşünemiyaordu. ROMAN ISKENDER F. SERTELLİ Reşit mevklinde kaldıktan sonra, kendi nleyhinde şurada — burada söz söyliyen ve dedikodu yapan zenginle re de el algımndan hadlerini bildirmek yollarını buluyor, hepsinin birer bi , rer canını yakıyordu, Hacer bunları haber aldıkça, için için gülerek: — Eçelin yaklaştı, — diyordüu, (lk fırsatta ben de senin canımı yakaca, ğım, Ben de senden bütün bir mem. lekef, khalkının intikamını alacağım, Hacer böylece fırsaf, — bekliyor ve geceleri göıre uyku girnijyordu. Sarayda onu seven bir haremağasın dan da yardım göreceğini umuyordu. Bu haremağası, Vezir Reşidin eski düşmanıydı. AkR e Mi çT F Y KA a D BAYAN OSÖLE ım'şnuııı Nakleden: L.L. Ösöle çiftinin on senelik mazisi deyamlı aile saadeliyle stislenmiş. u. Aralarında, refah ve huzurla. rına halel getirecek en ehemmiyet. siz, en ufak bir'sözleşme dahi ol. mamıştı, Bu aile saadetinde Jönü, viyev Ösölenin kıymetli Tfaziletle, rinin büyük bir payı olsa ” gerek, Çünkü o, fırsat buldukça kocasının >yazıhanesini yahut ceplerini, ehem miyeti haiz bir vesika keşfeder ü, midiyle, araşlırmayı kat'iyen — iti. yad edinmemişti. Fakat ters bir gün bayan Osöle, bir mektup zarf almak niyetiyle Piyerin —odasını girdi, büronun gözünü çekti. Önü. ne gelen bir not defteri dikkat ve şüphesini uyandırdı. Ona hbakma . dan gidemiyecekli. Bu lecessüsün, de haklı çıktı, Bakın defterin i. “çinde ne feci, ne müthiş şeyler okudu; Sonyaya bir kürklü palto (Foli Parizyen) 1000 Fr. Bir şapka 200 Fr, Müteferrik masraflar 400 Fr, Ve bu hesap böyle aynı mono. fon ve korkuünç şekilde devam edi. yordu. —— Eminim ki, bu hâdise üzerine he. pimiz şöyle düşündünüz: Jönövi. yev, kocasımın akşam Üüslü eve gel. 'mesini bekledi, gayet acıklı hıckı. rtıklı bir sahneden sonra ondan bo. şanmağa mecbur olduğunu hildirdi. Hayır beyler, vanlış düşünüyor, sunuz! Jönöviyev kocasından av. rılmak niyetifride değildi. Bundan Başka zaten, güzel ve genc Sonya İle rekabete girişebilecek bir yaşta olmadığını da nekâlâ biliyordu. Ak LA Bu üçlü vazivele bir hatime cçek, mek için zavallı Jönöyîyev günler. Şe bir hal çaresi aradı, nihavet huldu. Ve bir.gün kararını verc. vek arlistin evine gitli: — Sizi böyle ,İincognito” ziya ret elttiğim için aflfınızı — dilerira, -Fakat sizden bir ricam var: Benim hüviyetimi öğrenmiye zahmet elme. yin. Ondan sonra, söyliyeceklerime de hırslanmamanızı riça edeceğim, Matmazel Sonya tabiatiyle, polis romanlarını hatırlatan bütün bu esrarengiz hâdiseler karşısında hav vet etmekte haklıydı, Her şeye rağmen buü yabancı ka dını teskine çalışarak ziyaretinin tebebini sordu. Jönöviyev cevap verdi: — Beni dinleyin, malmazel. Na sıl ve nereden öğrendiğimi söylemi yeceğim, ki, Piyer Osöle sizin için temmuz ayında 2545 Fr. ağuslosta 3780 F- ve eylülde de 3100 Fr, para sarfet. mişi, Bu münasebetle size belki biraz acayip, fakalt aynı zamanda sizrin de ltakdir edeceğiniz üzere Kayet te makül bir şey teklif et. mede geldim, Sonyanın merakı büsbütün arl'ı, Bu kadının hakikt maksadı neydi? Jönöviyev sert ve ciddi bir eda ile devam etli: — Teklif etmek istediğim şu: Size her ay munltazam suürette Üüç bin frank vereceğim. Fakat buna mu., kabi! siz de B. OÖsöle'nin — metresi olmaklar vaz geçecelinîıe sSöz we receksiniz. Biraz düşünürseniz hu - İ Hacer, Kobonun yaşadığını ve ger, çekten onu Bağdat civarında bekle, diğini bilmiş olsaydı. bu işi yapmak. ta gecikmiyecekti. Belki de daha ce. surane adımlarla bu yoldan yürüye cekti, Büyle olmakla beraber, Hacerin ;, çinde bir şliphe vardı: Kobon günün birinde karşısma çıkrverecekmiş gili ara sıra manasız bir sevine duyuyor ve kendi kendine gülüyordu: — Reşit tuzağına düşenlerden hiç kimse kurtulmadı. Bunun içindier ki, Reşidin kurduğu tuu.klıır.lııkkmıh söylenen sözlöre halıfe — jnanmıyor, Kobonun 0 meşum küyuüdan kürtülüp gelmesi Imkânsızdır. İyi ama, içim de gittikçe derinleşen bu şüpheye se. beb ne? Onun pek yakmda dönüp ge, leceğine jnanmak is(iyorum, Acaba, ebediyete giden her yolcu iç'a jinsan | Lâkin şuna kat'i eminlın | paranın, sizin için bu B. Osöle | rafından yapılan masrafın aylı' vasalisinden ibaret olduğunu gör ceksiniz. — İstediğiniz yalnız bu kadr mı? Şu halde müsaade ederseniz * zi öpeyim!., Bu suretle. matmazel Sonya ka şekilde bedbaht Piyeri terketmeğ müukabil, Jönöviyev tarafından b lenmeyi kabul etmekte hiçbir ma zur görmemişli, LAİ Üç ay sakin ve hâdisesiz geçi' Jönöviyev o çirkin vaziyete nih: yet veren bu parlak fikirlerinde dolayı kendi kendini lebrik ederr memnun bir ifade ile ellerini uğu: luruyordu. Bir gün, koc vazif sinde bulunduğu bir saatte kapı ç lindı. Açtı, Bir mübaşir gelmiş nezakelle: — Lütfen bayan Jöföviyev : söle? — Evet, benim. : — Size bir ihbarname getitdim Jönöviyev şaşkın bir hareketli memurun uzattığı bir kâğıda imz sını altı, Sonra heyecanla gönder Jlen kâğıdı açıp öoküdü,- Peşemt “günü ayın 18 inde Asliye Hukı mahkemesine gelip kocası Ândre Piyer Osöle tarafından âaleyhine çılan davada hazır bulunmağa d vet ediliyordu, Jönöviyev şaşırdı kaldı. Kî—ııdl geldiği zaman, bu garip hâdisey bir izah şekli vermeğe çalıştı., K cası ne diye durup duürürken ke disini boşamak istiyordu? Kadın diz merakından “ıldıracaktı, ahi Öğleyin Piyer eve gelince, dizle rine kapanarak bu davanın sebe lerini izah etmesini kendisinden ca elmeğe haşladı. Fakat Piyer ir safa gelmedi. Ve bu şekilde gözya. ve hıçkırıklarla ayın önsekizi d geldi, Karı koca sükünetle hâkim' . huzuruna çıktılar; Duruşma baş miışlı, Bir aralık Jönöviyev asahiyet yerinden kalklı ve reise hitabhen: .— Fakat reis bey, rica ederim kavrısı sırf güzel ve genç olmadı, için bir kocanın onu boşamak İş! mesi akıl ve manlıfğa sığar mn, / | Tahaşkıma! Benim bildiğim. bir hi şanma talebinin kabul —olunma İçin başka daha ciddi — sebenplirı. göslerilmesi şartlır. Meselâ: Geçin: sizlik, ailenin hakarete maruz ka ması gibi şeyler... Avukatım da n tekim böyvle söyledi, Bunun üzerine B, Piyer OÖsöleni avukatı söz alarak cevap verdi: —— Elimizde höyle ciddi sebepli ve kat'i veşiknlar mevcutlür, rel bey,. bunlara istinaden, mumailev hin “Foli Parizyen,, de onya ismit de bir san'alkârın yemek ve tuvr let masrafını derühte ettiğini görü Yyoruz. Not deflterinde şu hesaplar bulduk: “Sonyaya bir. dans robu 2000 fr bir şapka 500 İr. berberi için 12 İr. vV.s, v a”, Bu vazivet karşısında mumalley hin b gayri meşrü teveccühünü aile vuvası İçin ağir bir hareket ter kil edin etmediğini kendisindz: sormak İslerim.. : böyle mi düşünür? Eğer bu düşüne&, İ lerimiz hakikat olsaydı, öbür dünya, ya gidenlerden ilk önçe babamın dön. mesi lâzımdır. Zira babam ço kte | miz yüreklj ve iyjliği sever bir a , (Nevamı var) Hlerin haberleri olduğunu, ftakat İA hık Jonovıyevîn rica ve ıöıyışınrı rağmen mahkeme heyeti acı kara rını verdi, Böylece kadıncağız sexv gili Piyerinden uzaklaşlırılıyordu. Tasavvur edeceğiniz gihi sevimi matmazel Sonva bu meseleden (hirc te ziyanlı çıkmadı, Cünkü — Osöle çiftine iki halef hulmak Sonva içir düç bir iş değildi. Bu suretle malı rtüm kaldığı varidat bunlar kend! sine femin etmeğe haziır bulundük. Tarımı ilk günden hildirmişlerdi. Ösöe'lerin haleflerini öğrenmive mi mefrak ediyorsunuz? Ben si, söyliyeyim: DBunlar, Ösöle eiftinin salâhivellar ve güzide avukallar Felio Bruyar'la, Jat Kamhimi di, Ruzveltin seyahati Rüzvelt, geçenlerde, harp faalj yetlerini teftiş etmek için şimalt A merikada bir seyahaş yapmıştı. Ruz. velt, bu seyahatinde, atlantikten Pa, sifik sahillerine kadar 14 devleti da, laştı. Avdetinde, Amerikanın — bazıi - gazetecileri, Ruzvelte, bu seyahatin . den we neticesoinden, gene, gazeteci. lri kabrdar etmediğini — söyleyince, Ruzvelt, seyahatinden bütün gazete | ilşe etmenin mahzurundan dolayı seyaha, tini yazmadıklarinı söyledi, — ,