| * ; lmstermmali —4— davaları Tarihin bÜYÜ ik Onbaşı Füljans Jomay «5. fopiayan : erim samimi “mak neye Y gün kalbime bir cevap, $u cevabı bekliyorum. Sizi seviyorum,” Bir taraftan bu sürler, bir ça - raftan delikenlinm kendini bol bol methetmesi Anriyetin son te, reddütlerini izale etti, Aynı 10 Sonlâsun günü onba- s Kayyo ailesine dört gün izinle Parise gideceğini - haber verd; ve düönüste nisanlrma kıymetli hedi yeler gtireceğini vandetti, O gere Jomay w a kaynanasmın evinde yemek yedi ve Htasyonda bütün &lle efradı tarafından tes. yi edildi. Anriyet iki gün sonra ni sımlan 11 Sonkânun tarihli mektüp adı; Bon Mare çküma salonu baslıkli bir kâğıda yazılmış “lan bu mektap su satırları ihtiva ni. bir vgili Matmazel, “Dün sizden Ayrılırken pazar Sönü mektup Yazacağım, tin, halbuki pazara Kad yemedim, görüyorsunuz ya, mite. madiyen sizi düşünüyorum, “izden ayrılzlı sneşk bir gün oldu, fakat telâkete bakmız ki bu bir gün ba, na yıllardan daha uzu görünü » yer, “Annemle beraber ba sabah sa at'on birde Bon Marse mağazala . rma pittik, bu mağaza bana çok uygun geliyor, zira hiç rahatsiz ol, malan size getireceğim güzel seye İerin hepsini burada aramak ve Telmak, bakmık ve beğenmek mümkündür” Fakat ben sizin için bu söirel seyleri swnemle beraber | alncek değilim, pazartesi günü ha- i mekekimden evvel sabahleyin et . hen-erken buraya gelecek hoşuma Silen ve sürün da hoşunuza gide cök'olan her seyi alacağım ve bü #ön aldiklerm zevklerimirin ta. #üpmiyle «4 oldoğenu isbat ede . İmal garma bu sabah saat dördü çeyrek .zeçe, evime .de bir sat sonra yetiştim. Sen Kenten den Parise gelinceye kadar rahat bir uyku çektim; sizi temin ede » riga ki, ba uyle sayesinde Kendimi toplamış ve tamamiyle dinlenmiş bulunuyorum, Yine bu sayede Pa - rise geldikten sonra kısa bir din. lenmedan sonra gezmeğe çıkmak imkânın buldum, tatli be gezin, akşamı kadar devam edecektir. “Simdilik size daha uzun bir mektup yazmama imkin yok Zira Annem mağazanın okuma odası - ma bitisik dajrade islemeleri tet etmekle maşgul, Onün bu yok Tuğundan istifade cderrk sana ba mektubu yazmağı O baslamişim, Annem benden ayrılırken kendisi © wöburnda, okuma odasında bekle, Binaenaleyh ara etmek iste. medim, fikirlerimi size kadar bil direcek olun bu satırları yazmağa Keyuldem. “Her halis beni özlediniz, Fa, katmlisterih olunuz, bu ayrilik gok sürmiyseek, Pazürtes; günü çabuk gelir, fakat o güne kadar evle benden sik sik bahset, ailene hakkımda iyi şeyler söyle, Bu mi, Mimini zarfın sire taşmdığı hisler “Size uzaktan üp dererek, ruhunun bü sizl baradan kucaklıyarak sözleri - "Sizi seven en sadık dostunuz, “Yarımın çirkinliğine balmay'. yazıyı cözmeğe çalışınız, Firaftan dikkat edilmesin “iye gok arel» yazdım,” Ba aşa yalanlarla dolu o. aln bu mektup niçin kestirilemez, Her Sen Lar hapisanesinde olan an. nesini Bon Marşe galerilerinde de 8 nasıl bir gurura kapı yordu acaha? DÖNUS 4 Senkânun pazartes? Kayvo ailesinin bisi ipa © sarlık elbiselerini giyerek aksam Muz buçuk trenile gelecek olan 'evcili şolenyu karmlamağn çikt, günü Süzer edivenler giymişti, Bu eldi , emme emmek een ikinin ismin iinizüszmmeilsi katmanına ğinüzmitnnknliinnnnkndiz 3— Davası Muzaffer Esen ,ienli ellerle Parise giderken yani na aldığı validen başka birçok Ja paketler tasıyordu, anriyet'in Növsen Marten sokağın ! daki evine gelirgelmez kibar or- bası ceplerini bosalttı ve esyasını gözlü; Onbası sözünü tutu riyete vand eltiği hediyeleri o& isti: Bir küçük çanta, ipekli bir kutu sabuh, kaplama ik, yaka taklidi hediye etti. Sofraya oturdular, yemek çok i neseli gecti, zira Parisli onbaşı va İ izlerinden bir de sampanya Şisesi | saksrmmista, izahate göre bu bir arkadaşmın kendisine hedi ye ettiği bir sişeydi. Gece yarısnın Köyyo baha, kış” | laya dönmek vakti geldiğin; hâtır lat. Delikanlı buna itiraz etti: — Alam sen de! Daha saat dörde karlar vaktim var, Sokak, larda sürtmekten ise, irin verecek ( olursanız, bursüs kalmayı tercih ederim, Bahusus bu sizin hakkımız da da hayirij olur. Delikanlı birkaç dakikahk bir gaybübetten sonra ikinci bir şam panya sisasi döndü, Şafağa ka" dar içip eğlendiler. Jomay bol bol gevezelik etti. Pariste çok eğlemmiş olduğunu bir kaç defa tekrarladı, Anriyete kü çük bir kutu içerisinde korlonile bir altm saat gösterdi — Bana verilmiş bir hediye, dedi, Zenbereği bozulmuş, onu tâ mir ettirdikten sonra, annen izin verirse, bunu sana hefliye edeces gim, ri. Erisi gü, yani ayn on beşin- de, öğleye doğru, Jomay tekrar, kinbabasının evine geldi, Tafif £e serhoşta, Bu halinden (rlayı örür diledi: — Sabahtanberi “Hos geldin,, Kızın babası evde yoktu, fakat bona rağmen Jomay öğle yemeği ne kaldı, Ve müstakbel kayinanne sinin eline bir beş fraklik vererek yakm bir bakkaldan bir Şişe şam panya almasını ricn eti Sant üç olmuştu, İki nisanlı hü” lâ sofra başında idiler, birdenbire kapıya vuruldu, hep birden ayağa kalktılar, Gelen 87 mej alaydan bir çavuştu: -— domay. Onbaşı #4a5 vaziyeti alarak ce vap verdi: — Mevcud, — Benimle beraber geliniz, Komedinin son perdesi kapan” mıştı, Maber veren zarf: Kışlada kabul salonunda ve | içlerinde bir Albay da bulunan bir gok subaylar ve üç sivil adam Jo may'ı bekliyordu, Bu üç sivij zât Gümhuriyet milddeiemumisi Döre- ziye , sorgu hâlemi Jerar ve Pari se dönmemeklidin'emir almıs olan polis Prensti, Halife şaşalansışdı, Sihirbaz bahsetmek istediği müs. dakbel balife açaba kimdi * — Söyle bakalım, dedi , Bu adam Bağdatta midir? — Evet, Bağdatta. © Hem de «ize pek yakım bir semtte oğuruyer, Reşit tekrar bağırdı: — Bu serserj şunun bunun basim yakmak için çelmiş buraya. Onun ağıma 0g çın yalım. onu sasturatım, selinimetim? Ihtiyar #ibirtaz omuzlarını Mike , rek cevap verdi; — Yapmağa mukşedir alamıyacı gin seyleri söylemekten © me çıka Beni, biçbiriniz, en ulak biş ocza) bile çarptıramazsınız. Men Bağdadın Yerine ve çöküne hâkim bir İnsanım, Halifenin de sabrı tükenmişçi, Nüsir böyle küstahlıllara taham mü edeçek kadar geniş yürekli bir Bükümdar olmamakla beraber, 6 gün nasılan bu ndama konuşmak icin fır, sat vermişti, Sihirbazın küstahlıktarı devam edince, halite ellerin! iki kere gırptı.. içeriye iri boylu ve baltalı bir cellâğ girdi. Halife erllâda emir ver, d Musrat Vİ Top atsa... MİNÖNÜNDEKİ mabut skat malüm, meydana göre değil, mi nireye kelebek konmuş gibi; koskoca meydanda sinek gibi Kaiiyer, Kaç Lamandır, yerinde göremeyince, kaldır zannederek a, vinmişlimi, Bir iki gündür, yerine takıldığını görünce na yalan söyli, yeyim, seriamedim, Üzüldüm, Matbaada, bu saatin meydana yakışmadığını, tekrar konduğu ürdlaığlmü, hattâ ac: duydağumu söylericen, bir arkadaş: sastsiz meydan olur mu canım? dedi, Vaktimizi nasl bile, ceğis gehrin, muhtelif yerler takjık mürekkitsanesindeki başka, Hele, re teraffnikki cephesine konular bunlara maz, birbirine ayi este #mat bulunmaz, Sonra başka bir nokta daha var:” indeki saatler de 4 üniversitenin kapımndaki başka, Galatadeki, Eminönü birbirite uymuyor, Beyazıt. Bayoğlu belediye binasının, Şişha, saat biç işlemez, Vapur saatleri Meydan saatlerinin ayarları, günün ayni saatinde insan ne yapacağın?, #katini, hangi saate göre ayaz edeceğini çaşırıyor, Kuledeki düdüğü her zaman duymak kabili olmu, yor, icsan dalgın bulunuyor. Genç meslektaşım Kadri Kayabal atıldı: — Burun kolayı var canım, Relediye, öğle, ikindi ve akşam vakit. Jerir.de top atar... Hep birden, temenni ettik: — Bizim belediye de top Atas! işltmiyen kalmaz, Zannedormem Laşralarda böyledir ay ———— Bir gazetede şöyle bir başlık ni tarafım DEVE OLMUŞTUR! gözüme ilişti: “Paralar na oldu?. okudüm, vilâyetlerden birinde, bir tahsiidar zimmetine para geçirmiş, yüklüce bir parayı alıp gitmiş, Yakalamışlar ema, paraları, ne evinde, pe de üztünde bulamamışlar. Sekreser güzel başlık atmış! Faks! bana ka bale uygun, İnsamı düşündürüypr. ıean düşünmeğe, tefsirler yapmağa hacet yok. Para, Isr, sinslerini değiştirmiş. deve olmuştur, Biraz daha aranırsa bulunur! Ne ararsan bulunur, derde devnânn başka! Geçenlerde İngiltere Kıralı, Ame rikan donanmasındap İn; sanmasına ilhak edilmek üzere İn, gilir sularına #elen gemileri teftiş ediyordu. Kiral gemileri gezdikten sonra, usulden olduğu üzere, He, milerin zsbitleri kendisine takdim edildi, Kıral, sfralanmış olan sabitlerin nden geçerken. her zebitin İs mt söyleniyordu, Zabitlerden*dör: düne duranın önüne geldiğite. man, takdim eden a — Müller Fayria Deyince, Kıral, zebitin yal bakarak #ebessüm elli; çünkü *v. diği sinema simalarından biri olan. san'afkârı tanımıştı. Düglâs Fayr banks, askeri hizmete girmek İçin Holivultan ayrılmış, Üç ay staj gör. dükten sonra mülârm olmüşlu, İngilizler, bu Amerikalı artisti görmekle seviniyorlar ve İleride Tama Stevart'ı da, meşhur “beş Ku, Tuşa ne a)ırsan a1” miiyonerleri , nin kızı Barbaranın üçüncü kocası Gari Grand'dı, hatâ çilderlardar meselâ, Beti Gabl'i de İngiliz sokak; larında görebileceklerini Ümit edi yorlar, ———— Lübnan kızları ve delikanlıları Bir Suriye gazelesi, tetkiklerin den bahsederken, şöyle “eyvor? “Lübmanda bir evlenme havas esiyor. “Çabucak nişanlanıyor sür” atle rikâhlarını kıydırıyorlar, Ev velee hayatlarını sile bağr ile bü Irmak istiyenler. bugünkü kadar 2. cele eimiyorlardı. Her şey zaman, la birlikle yürüyor, Zaman İse çok, hem de pek çok acele geçiyor. vk eme ihtirası dn denebileerk divnç hevesini nasıl izeh * meli? Lübnan gençliği, artık mühace . ret etmiyor. “Toprağına muhlandı kaldı, Bir seyden zevk alamıyor Ve seredenberi karşı kârşiya odur”? Yuzlarla delikanlılar, o birbirlerine dikkalle bakmak, anlaşmak birb'* lerinin şahsi meziyetlerini tekö'r TARİHİ «67. YAZAN: Cellâğ elini uzatır, alhirbazı tam yakalıyacağı sirada odanın — İçinde garip ve karkunç bir ses duyuldu. Yam vsliğına benziyen bir se8fi b, | Ve birlembire sihirbaz gözden kay, | bolmuştn, fnkaç, sesi işitiliyordu: “— Maya, cellit meden bekliyor? Boynumu neden vurmuyor?,. İ Du #s hatıftan gelen bir sese ben ziyordu. Meşiti — Me herif söbirtazimrnn en vyithi, sidir, dedi . Ora bu kadar konuşmak | fırsaçını vermemeliydiniz. velinime , tm! Bu berif şimdi bizimle eğlene , | cok. bizim aezimizi gördükçe güle , | vak... Halife yumruklarını sıkarak hay . | krrryordu: — Ben hiçbir zaman dcte değilim. | Dediğimi mafinka yapacağım. Bütün ' ünl ği mn bk o amk ana nn Küle ekmek için, küçücük bir rahme katlanmıyorlardı, o Yanyana Y yorlardı, amma gözleri Oüzaklerdn dolaşıyordu. Harplen evvel, kır, sel prensinin meçhel bir yerden şselmesini- bekliyordu. Delikanlı 4x #boş bülyalarm vevki ile avın. yordu, Delikanlı, Tüöbnan kızından © mene İleride olduğunu iddin ediy» du, Kiz da, Möbnen delikanlısı sistihfaf ediyordu, Kardeşler bile *z kardeşleriyle sokağa vikmiyer, Inrdi, 20 sene müddetle, şa inanıl mıyacak, berbad hü cereyan el. ©: Yüzlerce güzel, bilgili kır, dün, yanın dör! köşesinden gelen der, mansız, haslalıklı ve fakat paralı ihtiyorlarla evlendiler. Bugün, değişen bir şey vari Ca, bucak evleniyorler.. burası doğra; fakat ne de olsu, İnlihap meselesi daha yolunda, i ROMAN İSKENDER F. SERTELLİ sihirbazları bir araya toplayıp onun talaramı bozduracağım ve onu göz | Je görünür bir hale sokuncaya kadar | galeşmesiğım, Ona haliia ile eğlenme, in iradesine karşı gelmenin, me de , mek olduğumu anlatacağım. Sarayda herkes birbirine girmisti Sihirbazım artık ses duyulmayordu, | » Belliydi ki, kaçmıştı, Cellâtlar, muhafızlar ve haremağa, | Jarı bahçeye va sakallara yayıldılar. | sihirbazı aradılar, izini bulamadılar, Haremağminrmdan biri: — Ben onun evini biliyorum Be . adan kaçsa bile, gideceği yer evin, den başka bir yer olamaz, Dedi. Muhatırlardan birkaçı sihir, ipe evine gittiler, faka, orada da bulamadılar. Halife sa-ayda oturamuıyor, bahge , | | Tobruk'un bombar- dımanını Yazan: ANDRE KLARNEN Eksşarj Telgraf gazetesinin barp muhabiri Masa başmda bes sabay var: Marbin ilânı sırsalrında Fransa - da, İngiliz hücem ocaklarına “- lışmıs, harpte Almanya üzetine ilk bombaları atmış beş subay: Bir albay, bir yarbay, iki yüzbası, bir entellicens servis subayr, Bomba, sandıkları üzerinde otu. ran, yalat ayakta duran başka su baylar, erbaşlar ve erler bekliyor, Bu bir bombardıman hazırlık konus masıdır, Bu defa iki gazetecinin, yani benim ve Deyli Telgraf mu » habiri Ronald Leğin bir Halifaks uçağında bu hücumda bulunmamı 73 müsaade edilmiştir, Bütün subaylar, erbaşlar ve er rafiklerin basın. da duruyor, bu insanlar arasında ij ve arkadaşlık — Bu akşam yine Tobroğu bom balıyacağır. Bu sefer limandaki Petrol gemisi artık kurtulmamalı, mutlaka batmalıdır. Banu kafanı . za koyunuz. Tobruk bombardıma- nı saat iki baçuktan Viçü ceyrek geçinceye kadar 45 dekika devam ölecektir, Bu emirden *onra söz söylemek sırası istihbarat subayımdadır: Bu subay bombardıman edilecek yer. lere dair izahat verdi, heva İstas yonu subayı, hava raporunu oku . du, mühimmat sobayı bombaları anlattı ve Rehsde bana komutan. lik eden nlbay kısa bir elimle ile toplantıyı bitirdi: — Her defasında olduğu gibi bu sefer de size güveniyorum ar * kadaşlar, İşte bu kadar, Fakat geç gelen bir er var, Komutan bir baba sef- katile buna sordu: “Ne oldu Cek, niçin geç aldm?” Asker mahcup, eğilerek izahat verdi, Fakat Komutan erin sözünü kesti: “Peki evlâdım peki, yalnız başka sefer daha dikkatli davran, olmaz mı?” Güzel ve dösten bir anlasma... Barada insanlara ıztirip Veren sekilde bir disiplin hâkim değil Beni bu £cse zerinde seyahat e - deceğim Halifaks tipindeki uçağm süvarisine takdim ettiler, Sonra «elbise anbarma gittik. Bu harpte, ki yedeklik hizmetimi Orleanda topçu nlayında gördüğüm için 1914 denber; ucağa binmiş de ilim, Onun için buğün uçakta gi- ilen elbiseleri bilmiyorum, Anbar memurları bana elbiselerle bera ber urun uzadıya da izahat verdi. Evvelâ Meyvest adı - verilen can « kurtarân ceketini giydim, bu lâs - tik eşket heniiz sisirilmemis olde- ğu halde beni bir pehlivan kadar sisman gösterdi, Ceketi giydiren memur bir yandan anlatıyor: “Sa, ya düşer düşmez sa borudan üfle, nieğe başlarsınız, Ceket siser” “te sekkülr edstim,,. Sonra paraşütümü takıyorlar, bir “teşekkür ederim” daha, Dah sonra iki kulaklığı bulunan kas « ye inerek önüne geleni haşlıyordu. Halifenin sinirlerin; bozan hâdise yuydut Bağdatta kendini hallteliğe gören birinin bolunmasr, Halife Nâsır bu adamın kim oldu. gunu anlamak ve bulmak için, ger gekten bütün sihirbarları saraya ç& ırmağa karar vermişti, Reşide gelince, halifenin bururunu kaçıran ve elaltından Bağdada bu gi, bi saylalar yayan her kim ise önü bulup mevdana çıkarmakta halife iie hemfikindi, Bağdatta araştırmalar yapılırken, bir yandan da göre çörünmiyen si . birbarın izl aranıyordu. Bölüm yerlileri — Bir sihirbaz halifeye meydan 0. Kumuş, Diyorlar ve bu işe hayret Mya ediyor, İ dardı. Bağdaşta sihirbazların bu gibi ma, rifetleri yeni görülmüş bir hâdise de, gildi. Bağdatlılar böyle sihirbar ma, ritetlerine her taman şahit olurlar dı. Fakat, bunlardan hiçbiri 5 güne kadar ne saraya gitmiş, ne de halife, yi tehdit etmişti, (Devamı var) gördüm keti de başıma geçirdiler. Sonrs İ sira asli bağlı ağız maskesi, İ nin takılmasına geldi; “Bu boru. oturduğunuz yerin iki tarafm da bulunan oksijen borüsüna ta » karsınız.” Nihayet komutan son sözleriti İ süylüyor; ba sözler tavsiye şeklin İ de söylenen kati bir emirdir: “Pr. raşütün ve oksijen maskesinin tay yarsle talahr bulunması mecburi dir.” Bu kıyafetle bir kaç adım at - tm; kendimi çok ağır buluyorum. Sanki yüz elli kilolok bir yük ta sıyormusum gibi, Ayaklarım hafif karmealanıyor, bacaklarım. daki kayışlar otlerimi fena halde sıkıyor, “Bu işkenceye naslt hammi5j edilir” diye düşünüye rum fakat gazetecilik damarlarım kabarıyor, Yazılacak güzel yazıyı düşünüyorum, Okuyucularımın yü. ründe belirecek memnunluk te» bessümü bu sikmtmın müküfat © lacaktır, öyle değil mj okuyucular? Boyunduktan, daha doğra bir tabirle üzerimdeki yükleri attık - tan sonra karargâha gittim, bütün pilotlar orada, Birkaet okuyor, be sıları da dama oynuyor. Bir piya. nist Söpenden ve Debüsiden par. çalar çalıyor, bu istidadi, masikis şinas, bir matbust subayıdır, Bar. da albayla viski içmeğe başlıyor: Rensten, Melsiyor, Polünyakdatı bahsediyoruz. Vakit ilerliyor, sa** dokuzu çeyrek geçe yemek başla « dı, Ne yiğit çocuklar, gene, güzel, #poreü tipler, her biri imparator * lağun bir tarafndan gelmis, Bir takımı daha yaşlı görünmek için Palabıyık bırakmışlar, Bazılarının bıyıkları Hitlere, hazılarınınki de Staline benziyor, Çıkacakları s0 ferden başkn her seyden bahseği. yorlar, spordan, sanatlar, musj Kiden; bu harbin kahramanları, alelâde insanlara çok benziyor, GiDİŞ Gece abanoz gibi simsiyah, bir ctp fenerinin ısığı altnda beni giydirdiler, motörler ısınmıyor, Yer den bir metre yüksek olan uçağa binm> için epeyce sikmtı çektim üktumsuz yere telâşiandım, bir emiyor, bu tayyare b# akşamki sefere Iştirik edemiyeceX çabucak beni yanrbaşımızda du * ran başka bir nçoğa naklettiler. İki uçağı ayıran yüz metrelik m?» safeyi aşmak ne kadar üzüntülü oldu. Tayyarede yürhası makine - nin başma geçmiş bil Yerden kolaylıkla ayrıldık, mikrofon vas tasile yüzbaşı ile tanıştığımız va © kit uçak 500 metre yükseldiğin deydi. Biraz sonra uçak komutanının yanındaki koltuğa yerleştim, konu tan Jening Müray Yeni Zelanda" yaman bir adam, buraya gelme « den evvel Manıburga, Kolonyaya, Düsekdorfa 20 hücum yapmıs, Mi rofon basında kısa vo kati emir * ler veriyor, maiyetindeki subaylı” ra ve eritre sadece adlarile hita” «dyor, Dunda da hakkı var, bir sağı kullananlar, bir eden » yılır, Bulutların üzerindeyiz, üç sa tenberi çölün harp meydanlar, rın, denizin üzerinde ( uçuyorut. Her is yolunda, motörler iyi çalı şıyor, kızmıyor TOBRUK ÜZERİNDE Sevimli yüzbası beş dakika son ra Tobruk üzerinde olacağımızı hi ber verdi, Bes dafüka sonra uçak sâvar bataryaların obüsleri yan'« başımızda patlamağa başladı, İnsan her seye alışıyor, iste çeyrek saattenberi Romelin bu hs yat limanı üzerinde geniş daireler çizerek uçuyoruz, Görüş şartlar! iyi değil, sis vç bulut birbirine ka" r, Projektörlerin ışıkları ka ranlığı delemiyor, fakat rçaksa « var bataryaların obi tüilâ! halinde, dışında olan bu yüksekliğe cok ya, yıf bir ışık gönderebiliyor, Yüzbir st vir bir yer arıyor. yükseliyor, çalıyor, obüslerden kazıyor, is - tikmmet değiştiriyor, pla bir fut. bol oyuncusu gibi, rakibini saşırt mak için bin türlü gösterişe ba$ Yürüyor, Yüzbaşının görü pek bir Yeni Zelandaf; olduğun evvelet yazdığıma göre bunları tabii gör. mek Jözmm. (Karşıki sayfaya zevimir)