Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'bir takım mühim sebepler dolayı. eten su baskınlarını berlaraf ef. HABER — ATşıım Pos'ait Ankaradan notlar Ankara kalesi senfonisi 22 İlkteşrin akşanır Ankara Rad | yosu, heyecanlı günlerinden birini | yaşadı, Reisitümhurumuz Milli Şef | İnönü'nün bizzat Şeref — verdikleri senfonik konser saatinde genç bir Türk bestekârınım eseri de çalındı Ve yüksek takdir kazandı, Bu bahtiyar gent, Necil Kâzım Akses'tir. Matbua: Umum Müdür' lüğü Radyo Yayım Müdürlüğü Tonmaysterlerinden ve — Devlet Konservatuvarı öğretmenlerinden olan Necil Kâzım, bütün bu vazife. lerinden serbesi bulunduğu saat. lerde tarih v, ilhamla başbaşa ka İnrak kurtuluş mücadelesinin sesi' ni tesbite savaşıyor Ve bu gayret. lerinde her; gün biraz daha mu « yaffak oluyordu, “Ankara Kalesi” adını taşıyan bu eser, bir senfonik tarihtir, 22 İlkteşrin gecesi şef Dr, Pretoryos idaresindeki senfonik örkestra ta Muazzam bir resim Birkaç sene evvel, Birleşik dev- letler Amcrikası, bütün memleke, Hn, havadan fotograf çekmek su. retliyle, tam bir haritasını vücude gelirmeğe teşebbüs elmişli, Bunuu için de, bir sürü fotoğrafçı, mem- lekelin üzerinde, tayyarelerle do. laşlı, Resim, ancak, 2,5 milyon kli- Şe ile ve enstanlane resimle 1940 senesinde tamamlandı, Bu iş, hü. kümete, 30 milyon —dolara — mal oldu, ı'âmâarbıye bu havadan Te. sim çekmek suretiyle tanzim olu. vYeli olan yerlerin gösterilmemesini istediği için, bu muazzam haritada, huüdülfarla sahillerde tahkimat ve« ya diğer askeri tesisat bulunan yert ler-boş birakıldı. Bü yerler, birer beyaz lekehalindedir “> bu kısım. lara dit resimler de Erküniharbiye- nin mahrem evrak kasalarında sak. lanmıştar, 3 Bu harita işinile, birkeç yüz bin , Totoğrafçı ve haritacı kulla, 50 tayyare kumpanyası çalış« mıştır. Havalar güzel olduğu gün, ler, tayyareler gidin. kendilerine tahsis olumnan yerlerin resimlerini çekiyor ve bu klişeler hükümetin husüsi bir teşkilâtına gönderili - yordü. D Birleşik Devletler Amerikasının 7 milyon sekiz yüz küsur kilomet. re murabharı, yani Türkiyenin on misli büyüklükteki arazisi üzerin- de bulünan her şehir, kasaba, köy, tepe, orman, çiltlik vesairenin, ikie şer resmi çekildi. İkişer resim al, maklaki gaye, her resmin birer tarafında, yanındaki arazi Tresmi. nin de birer parçasmın bülünma- sına lüzum görülmesiydi, Bu su. Tetle resimlerin kontrolü kolaylas- mış oluyordu, Resimler, istenilen mikyasta bur İunabilmek İçid, 4,200 metre yük. sekten çekilmişti, Tayyare kumpan yaları, ücretlerini klişe hesahiyle Aalmışlardı; fakat birçok klişeler bo 'zük ve yanlış zahur eltiği için tek, râar ı-ı:-klırmıve amecbuür olmuşıardı Hükümet, bu resim harilasını, siyle vücude getindi. Bü sebepler. den bizi, memleketin ekilmekte ve ekilebilecek' halde bulunan mikta, rını anlamaktı. Orman idaresi de, Şimali Amerikanın orman cihetin. den olan servetini kontrol edebile- cekti. Şimdi, mühendisler de, bu hari. tadan istifade “ederek, — kolaylıkla, bazı yerleri, zaman zaman tahrip meğe, sulama kanalları açmağa ves sudan elektrik temin için bendler yapmağa muvaffak oluyorlar, Bu harita, coğrafyacılarla erkâ- hıharbiyenin de işine — yarıyor. Bunlar da, bu resimler süyesinde hem eski harilaların yanlışlarını tashih ediyorlar, hem de istedikleri verleri, resim halinde görmek su. retiyle, yapacakları şeyleri kolayv- l*şhrmış oluyorlar, — Tüğü, Pomta müvezzilerile beraber Paosta memurlarına elbise Posta ve Telgraf Tmum Müdür- rafmdan tam bir muvaffakıyetle çalmdıktan soura Matbuat Umum Müdürü Selim Sarperin Necil Kâ, zım Akses'i Rejsicümhurumuza tak Ddim ettiğini gördüm, Reisicümhu. rumuz, genç bestekârın elini iki avucu arasıma alarak ve bir müd, Üet öylece tutarak, her zamanki kavrayışlı, cesaret verici ve şef katli edasile, bu kompozisyondan heyecan duyduğunu, kendisinde hatıralar- uyandığını Ssöyledi ve bestekârı tebrik ettli. Okuyucularımızdan — birçoğunun kendi radyolatından — dinlediğini umduğumuz bu esetin — tahlili ve Hade ettiği mâna şudur: “Ankara — Kalesi” bir Mtilâl ve inkılâp müziği olarak — yazılmıştır. Mevzu olarak Türkiyenin kalkımı ele alınmış ve bunun verdiği ilha- mın müzikle ifadesine çalışılmış - tır, Esere “Ankara, Kalesi” adı ve. rilmesi'nin sebebi, Ankara Kalesini bütün bu kalkınmanm bir canda marı, bültün bu hareketlerin nabzı telâkki etmekliğimizdir. Esere sem bolik mahiyette “Ankara Kalesi” ardı verilmistir. Zira bütün başarıla rımız önüa akseder ve tekrar ondan bize akseder, Bu eser, o akislerin seslendirilmesidir. Eser, senfonik bir şekil verilmesi de, mücadele, yuğurulma, yakma, ve bnşamıa keyfıyetını en iyi anlatacak bir müzi'k formu olmasındandır. Bu sembolik müzik eseri, dinle. yicilerin de ayırd edebildiği gibi muhtelif kısımlara — ayrılmaktadır. İlk $ısmın anlatmak istediği, acı ve karanlık devirlerin sıkıntısıdır, Sonra yavaş yavaş —tıpkı damar. larda kanın hayâat iğin dönmesi gibi— müzik de kıpırdanmağa, burkulmağa ve atmağa başlıyor. | İlk kallkmımma beşaretini trompet nan haritada, askerlikçe ehemmi- | sin; >İlerile düyuyoruz, Bu safha büyüye büyüye bizi, hakiki müra - dele başlangıcma kadar götürür yor. Mücadelenin başalngicı bir ihti: âlt anlatıyor, mütikteki bu ihtilâl devresi, bir zafer imanını belirten müzik grupuna geçiyor... Sonraki devrelerde, mücndelenin — hakiki *Şefkli munkte sembolize edilmiştir: Yer yer atılmalar, hız almak için duraklamalar, hırbırınî kovalıyan safhalar hlıl”nde ilgimizi bağlıyor, Eserin sonuna doğru, umuülan ve imanılan bir zaferin hakiki te. cellisi bir zafer marşı tiradı içinde | ilerliyor. Yine bu safhada, üzerin de dövüşülen Ve boğuşulan bir arar zinin, dövüş bittikten sonra saç. tığı toprak kokusunun ifadesi olan yerli seslarimizi dumanlı bir musi. ki dekoru içinde dinliyoruz, Ve rihayat eser, bu başarının ihtişa- mınt sembolize edecek canlı bir şekilde bitiyor... Necil Kâzım Akses, bu muvaffa” kıyeti üç sene içinde tamamlamız. tır, Tıipkı, memuriyetinden arta kalan zamanları beste yapmakla üctiren ve nihayet bir gün “Subert mükâfatı”nı kazanan meşhur İs. veçli kompozitör Aterberc gibi... Necil Akses, Aterberg'den daha büyük bir nimetle mükâfatlandı' Kendisini, bütün güzel sanatları mızm yüksek koruyucusu Rejisicüm har İnönü tebrik etti. . HİKMET MÜNİR Bir arakk Vilyam Hanri Çember. laynı gördüm, önu hentüiz Bordo” da görmemiştim, Bana karisile be: raber burada bir müddet daha ka, lacağını söyledi; şayet icap eder * Se, Lizbon yoliyle Amerikaya kaç: mak dajma mümkündür, Onu epey ce zamandanberi görmemiştim, Son defa onun Nöyyideki apartıma — nında yemek yerken Amerika a> taşemiliteri de sofradaydı, Norveç seferinin en hararetli günlerinde, Narvik — muharebesi kaznnılmış, fakat Tranhaymda vaziyet çok teh likeli, Ataşemikter, Narvikte tu - tunabileceğimiz kanaatinde, fakat Mmemleket içerlerine doğru "erle 4 meğe kalkışmanın — budalaca bir macera olduğunu söylüyor: “Nor- veçte tutunmak, —cehennemde bir buz parçasını erimeden muhafaza etmekten daha güçtür, yapılacak i$ Almanlar Danimarkayı istilâ e- der etmez müttefiklerin de Belçi . kayı ve Fransayı istilâ etmeleriy” di, Dünyanın en kuüvvetli ordusuna malik olan Fransızlar bu işi ko - İayca yapabilirlerdi”. Ne fikirler yarabbi! Ne kadar aldanan müte, hassıslar! Fransada Amerika sefi- ü Seyyar esnaf pazarlarda toplanacak Beladiye, seyyar esnafınm satiş « tarının halkın gida maddeleri ih tiyacının tedarikinde daha fayda: lr olabilmeleri için bazı esaslar hazırlanmaktadır, Seyyar esnaf aldıkları malla ma- halle aralarına dağıldığı için bun. ların kontrelü kabil olmamakta dır. Bu süretle bü esnaf hbayatın daha fazla pahalr'aşmasına sebep olmaktadırlar, Bunlar hemen dai- ma gıda maddeleri satışı yaptık- larından rolleri de çok ehemmiyet. li almaktadır, Belediye seyyar esnafı muay yen pazar yerlerinden toplıyarak buralarda hem'aralarında rekabet temin ederek fiyatları düşürmek, bem-de daimi bir koöntrolü ı..ıkun dahiline sokmak istemektedir. , , Evvelce pazarların çoğaltılması ve takviyesi birkaç defa tetrübe edilmiş, fakat istenilen netice alı namamıstı, fakat budün hayat gartları değistiği ve herkes alacağı s#eyi biraz daha ucuz alabilmek için pazarlara kadar gitmek zahmetin- den çekinmiyeceği için pazarların halkın gıda maddelerini daha ü. cuz tedarikini temine yarıyacağı kanaati vardır, iki sarhoş yüzünden Bir kadın ve bir erkek öoftomobil altında kaldı Salim adında bir şoför idare - eindeki taksi ile dün altmer daj * reden gecerken Samiye adında bir kadınla Sabri adında bir erkeği tiğnemiştir. Samiyenin kolu ve bacağı, Sah. rinin de bacakları kırılmış, her i ki&ği de hastaneve kaldırı'mış'ardır. Müddeiumumi — muavinlerinden Ziya Yazgan tahkikata el koymuş, goförlüin kabahati olmadığı, araha- da bulunan iki sarhoş müsşterinin direksiyona âni müdahaleleri tie “ | ticesinde kazanın vukua — geldiği anlasılmıştır. Şoförle sarhoş müş. teriler vakalanmıq'wrd.ır Türklerde artistler mnasıl Yetiştirilivordu Türk artistleri “Allahlık ot” gi- bi yerden bitmiyorlardı, Bunları yetiştiren mükemmel|l konservatu . varlar vardı. Bu sanat mektepleri mabedlere merbuttu, Sanatkâr o- labilecek kabiliyeti görülen kız ve erkek çocuklar, daha küçük yaşla, tındayken bu mabedlere alınırlar, uzun bir talısil devresi geçirdik” fen sonra, sahneye çıkarlardı. Mabed — könservatuvarlarından vetişen bu artistler, bütün ömür. lerini, dini piyesleri temsil için, mabede vakfetmeğe de mebur de Billerdi, Mabed ihtiyacı kadarını kendisine ayırır. diğerlerini, ha - yatlarımnı kazanmak üzere, serbest brrakırdı. Abel Remusat bu hususu çince” den tercüme ettiği güzel göstermiştir1), Bu truplar o zaman Çinde pek büyük bir rağ. bete sahip oldukları için, Çin ruz: nameleri bunlardan bol bol bahse. derler, Bu mabed —konservatuvarları yalnız aktrisleri ve aktörleri yetiş tirmezlerdi. Musiki için de ayrıl * mış sımıfları vardı, Buradan ülke" nin büyük musikisinasalrı çıkar- dı, ğ Bazan Türk hakanları seksen kişilik bir örkestrayı, sanatkâr bir muganniyeyi, dansözü Çin impa- ratorana hediye olarak gönderit - lerdi, Ed, Chawanne'nin kitabına bakmak kâfidir2), Türklerin Lir şyük kadm artistleri Ginde pek makbuldü, Bunlara Çinliler. diğer artistlerden —ayırd etmek için Hiten Suen ismini verirlerdi, Burada Bay Selim Nüzhet, Bay İsşmall Habibi şaşırtmazsam bir noktaya daha temas etmek iste - rim: Çin ruznameleri imparator” larma hediye gönderilen bu av tistlerin yanlarında, onları güzel elstirmek icin hususi doktarların bulunduklarını da yazmağı unut” mazlar, Bu “hususi doktorları” na Sıl tefsir etmek lüzimgeldiğini kendilerine brrakryorum, Demek Vatman, ki Polivudun bugünkü artistleri eserinde pek | biletçiler terfih ediliyor Yevmiyeler ve mükâfatlar arttırılıyor. Hergün parasız bir kan yemek ve yarım ekmek verilecek İstanbul Tramvaylarmda . şid. detle hissedilmekte olan — vatman Ve biletçi iİhtiyacınım — temini itin bazı yen; tedbirler alımmaktadır. Bundan sonra almacak vatman ve biletçilerden 18 yaşmı ikmal edenler de kabul olunacaktır, Gi. rer girmez vatmanlara 165, bilet- çilere 145 kuruş ücret verileceği gibi ayrıca yüzde 25 pahalrlık zam” Tar ve her iş gününde ilâveten 20 kuruş İntizam primi ve fazla me. saj yapanlara yüzde 30 zamla be. Taher fazla ücret verilecektir, Her biletçi ve vatman barem esasına | göre her sene terfi edecektir, Bu Yazarnı: Alehsander Vert ri Buliti memleketine Fransa hak kmda doğru malümat vermemek : le itham-edenler çok- haklı, a da ataşemiliterinden fazla bir şey bilmiyar. Splendid otelinin holünde divan . | lar, kananpeler, koltuklar kendin” den geçmiş, vahut mışıl mışıl uyu yan jihsarlarla doluydu. Büyük | muhaceret sırasında Fransız öteli sahipleri su noktada ittifak et - mişlerdi! Muhacirlerin koridorlar. da ve salonlarda parasız uyuma” sına İzin vereceklerdi. E'lerimizle yoklrya yoklurya ka ranlık sok.mn Çıktık, — Orada uyu mak hakikaten bu Mmeselenin i iyi hal vola İdi, Ötelin önünde, sokak | reketsiz. Bu gece Fransada soön | gecemdir, Bir aralık pek uzak o! | sesini' işittik, Fakat tehlike isare. ücretlerden ayrı olarak her vat: man ve biletciye senede bir palto Ve elbise meccanen verilecek bir kap yemek ve yarım ekmeği para- sız almak hakkından istifade ede. tektir, Vatman ve biletçilerin te. (davi ve ilâçları yine parasız yapı: lacaktır, Vatman ve biletçiler ağır isçi haklarmdan istifade edecek - tir, Bu esaslar dahilinde - İstanbul tramvaylarında vatman ve biletçi. liğin yine pek cazip olmamakla beraber tahsilini' yapamamış genç. letrin rağbet edeceği bir iş haline geldiği görülmektedir. Çevlren: Muzaffer Esen tamamiyle ve düronden sütununun etrafımndalıı meydanın mühim bir kısmı duran — ötomabillerle dolu; bu otomobillerin çoğunda uyuyan insanlar var, Gece tatlı ve yıldız. , caddeyi kenarlryan ağaclar ha> mıyan bir yerde uçan bir uçağın ti verilmedi, Büttün bu otomobiller arasınma düşecek bir tek bombanm çok felâketli bir panik uvandıraca” Bi mubakkaktı, Otomobiller müs - tesna olmak üzere sokaklar bom - boş, evlerde hiçbir ışık vyok. Bordo uvuyor, Üyuyor mu dedim? Mem - ile, dünün Türk artistleri arasında hiçbir fTark yoktu, Sahneye çıkma - dan evvel saatlarca “makyaj"”ını yapan üstadların bu — artistlerin yanlarında bulunmaları bir itiyat. dı, Mabed - konservatuvarlarından başka artist yetiştiren ocaklar da vardı, “Epr” artistlerini, “sirk” artistlerini bu ocaklar yetiştirir * lerdi. Sirkçilik Türklerde çok ileriye gitmişti. Yılanlara bile fare tut . masmı öğretirler, gayet iyi terbi” ye edilmiş arsalnları, kaplanları, maymunları, ayıları, katırları Çin 'saraylarına hediye ederlerdıâ) Artistlerin Türkler — arasında büyük bir kıymeti vardı. Yüfsek bir artist hakanın ayağına gitmez fakat hakan onun ayağıma gelirdi, Böyle bir artisti ziyret hakan için bir şerefti. Çinlilerin bu işe ne ka dar hayret ettiklerini Abel Römu- sat'nın kitabını okumakla anlarız. Türklerde artistliğin, barm zevk Ve eğlencenin ne kadar yüksek bir derecede olduğunu anlamak, için meşhur general Wen Yen Ti- nin milâddan evvel 194 senelerin: de yazdığı kitabma bakmak kâfi- dir, Âlim Visdelu, bundan birçok parçalar almıştır4), Milâddan son ra beşinci, altrmer, yedinci asırlar. da Türkistandan geçen Çin hacı: ları HinenFa Hien Tsang tibi se yahların hatıraları da bunları can ı olarak gösterir, Bizim, simdi, eahil bir zihniyet ile tezyif ederek gösterdiğimiz “hbar” artistlerinin bile büyük kıy- metleri vardı, Bunlar tıpkı Japon. larm “Keysaları” gihi yetistirilir, eğlenmek isteyen bir Tuhu tam mânasile doldurmasını bilirlerdi. Bütün ömürlerini sanatkâr olma * Ba vakfetmişlerdi, Halkm tiyatroya ve artistlere gösterdiği rağbetin de vüksek de- ı-eoesın! Çin seyahalrının kitapla, / rında okuruz. Bu seyahlar derler Lbi: “Dolmıyan bir. tiyatro, bir bar yoktu, İŞ ve gücünü bitiren hal * krn akşam eğlencesini Hiyatrolar, barlar teşkil ediyorlardı.” artistler de, mabed koönservatu - varlarınm icazetini almadan ar tistlik yapamazlardı. İşte tarih, işte eserler, işte tet' kikler... Yarım bir tetebbu ile mil- K tarihi alâkadar eden hususlara el tutmak, yalnız milli tarihi bal, talamak değil, aynı zamanda ar tık tamamiyle bir ilim olan tarihi de paralamak olur, Türklerde bügünkü Şekh ile ti yatro, eski zamanlardanberi var - dı, Bunların üstad müellifler pi. yeslerini yazarlardı, Opera ve o- Peretlerini sanatkâr musikişinas . kar bestelerlerdi. Bu piyesleri tem” sil edecek artistleri de ya mabed koönservatuvarları, yahut da ocak- İar yetistirirdi. Artist d, ülkenin en krymetli bir sahsiyeti idi. Bil . meden inkâr etmek günahını isle, miyelim, R. (. 1) Histoire de la ville de ., Khotan, 2) Doc-uments sur les Tu Kiu.., 3) Op cit, 4) Bibliothegue orientale: Tartarie, La . finr tutuyor, Ötomabilde oturmus Teket can çekzıırken insanlar uyu yabilir mi? Zira, bu sirada birta * kım mühim hâdiseler geçmekte | dir, Alman orduları hâlâ ilerliyor. Belki şimdi Bordodan pek de uzak ta değildir. Pol Röno rivayete gö” re, bu saatte Nant yolunda seya- hattedir, Ve bu sırada, burada, ih tiyar, çok ihtiyar bir adam zayıf ellerinde memleketin mukaddera * uyumağa çalışırken Patisi, Fran - sada geçen uzun yıllarımı düşünü” yorum, Yarm sabah da Piyer am - oaçeskisi gibi, pantoflaları ayağın da, eski ceketi sırtmda evinden €ı karak Hozer süthanesine — gidip yarım İlitre süt alacak mı? Ponnöf teki Pol Tokantasının sahihi hâlâ kötümserleri Sen nehrine atmak lüzumundan bahsediyor mu” Du - varları garip resimlerle süslü lo - kantası hâlâ açcık mı? Lokanta a. çıksa, müsterileri ba aksam kim - ler acaba? Yeni gelenler, Farisin vyeni efendileri mi? Nihavet araha da uyumuşum, rüyamda Parisi gör düm, Karmahkarısık bir rüiya, Fran &z aşkerler: bir Alman kalesi ha line gelen Mod!ene hüenm etme - &e hazırlanarak Konkord meyda - Daha garibi ocaktan yetişen Un ve buğday nak 26 ILKTE’ŞRIN A 1943 — 'HADİŞE ELER HFA Bir şo'örün yazdıkları EÇENLERDE “harp zengi" leri” başlıklı bir yazı y& mıştim, Bu aâarada çok para kaf nan hovarda bir şöför hakkıü hir dostumun anlattıklarını naki” miştim, Belediyenin sekiz lira © Ki kil ücreti tayin ettiği iki ton © mürün yirmi beş İjraya ta.şm_d_ nr gözümle gördüm, Günde ei * dört seler yapsa yüzdira, avda ? bin altı yüz Hra eder Hovarda! asaletten ileri gelir ve bu zamali da hovarda bir soför icin bu pâ' fazla bir kazanç sayılmamahdıf! Birkaç gün sonra “soför DU sun” imzasile bir mektup ald'? “Allahtan dilerim ki siz de şof” ler gibi olasınız!” diyor, Bu duü sından dolayı goför Dursun dün” durdukça dursun! Benim anlatf gım hikâye yalanmış! Zalim dır ki mazlüm görünmekte ustâ dir; mazlüm vardır ki zalim saf| hır, Şoförler hakkındaki notu för olmıyanların vermeleri lâı, gelir, Bununla beraber ben sahst' şoförlerin yüzde doksan beşı | terbiyeli, dürüst, lüzumunda l Ve sağır olmasını bile baceret? kadar'olgun, medeni ruhlu insal lar olduğuna şahidim, Her mesş lekte olduğu gibi şoförler arasil da da kötü veya kusurlu olanl pek tabil bulunabilir, Mektupta deniliyor ki: “Siz & liba bütün ihtiyaclarınızı harp 'evvel evinize istif ettiniz. Biz ml 'alesef fakir esnaf ihtiyacımızı &' nü gününe alryoruz. Bizim de zin gibi paramız olaydı da evve den istif yapsaydık şimdi siz 26 ginlerden fazla para istemek m€ buriyetinde kalmazdık!” Fakir esnaf kelimeleri birbirit! © kadar zıd ki... Esnaf ve tilcci sgimdi harbin bıtmesînden korkü | b yor; su geçen bayramda çarşı) yolum uğramadı ama uğrayan Bi | dostum her tarafı kasketli esnaff w kalantor tüccarin — doldurduğun! d bizim gibi memur ve muharrirli © rin karaya vurmuş balık halift vı geldiğimizi anlattı, Fakat salf masın ki kıskanryoruz, asla! *’ İt gârdır bu, bugün poyraz yarın u das, öbürgün kara yel.., Âfiyetliit yeşsinler, içsinler, yaşasınlar! B0Sl bet bizi de bir gün Allah baba Bi tırlar! Şoför Dursun müşterilerden ff k la para aldığını itiraf ettikttini sonra bunu haklr göstermek içli t bazı yiyecek maddelerinin » ten evvelki ve şimdiki fiyatlari?! raukayese ediyor; lâstiğin tanet ni (600) Hraya alryormts. Acati & harpten evvel (40) liraya aldifit lâstik eskiyinceye kadar eski tâ Üb rifeyi tatbik etti mi? Şoför Dursun şoförler adırt , yazryor: Vekâletnamesi var mi , Olmadığına şüphe yok, fakat Ti çin şu dişci hikâyesini kendine G b kiyor? Yoksa o goför kendisi mil di? Bunu da zannetmem çüntü i kadar hovarda ve asil bir gofü "mııhterem" ke%ösîle basirya" Iİ fakat en kaba bir küfürle bite'| böyle bir mektup yazmaz, Üsteli' hüvıyetını de &ıflıynr zira arAaf © muş! Eskiden arabacılar küfürbt t bkta meşhurdular İstanbul şoföf leri kibar ve merd delikanlılard Dursunun soför olduğuna da jna t mak istemiyorum, ' KADIRCAN KAFL ı E!:'Jığrdgıqu.o N serbest Yalnız menşe vilâyetten. bir vesika almak lâzım Müstahsil halkm hükümete b lu olduğu yüzde yirmi beşi veret vilâyetlerde buğday satışları ta | mamen ve hicbir kayde, tâbi o | yarak serbest bırakılmıştır. ı İstanbülda satışa —arzetmemd Sartiyle kendi ihtiyaçları olan uT 4 bu gibi yerlerden herkesin serhef' çe satım alabilmesi ve getıfmbı n Si mümkündür. Ancak, un i buğdaymım satın almdxğı vilâyet * len, o vilâyetin hükümete yüzü yirmi beşleri ödemiş olduğuna dü İ" vesika almmasma lüzum ; Devlet Demiryolları istasyon da şimdiye kadar bu şekilde he di ihtiyacr için un veya buğü getirmek istiyenlerin un ve H dayı trenler. kabul — edilmemekt? olduğundan, Münakalât Veki bu Gdefa alâkadarlara tebliğ ettik! bir emirle yüzde yirmi beşin =' mete ödendiğine dair vesika g terenlerin ün ve bugda,y naklı L | ı İ