8 Ekim 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

8 Ekim 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihin DüyYÜk davaları — J1 — Çıkmaz Esrarı 4. Polis, Hadam Stenhaylin kayboe” lan mücevherleri ile uzun uzadıya meşgul oldu. Bu mücevherlerin bir listesi bütün kuyumculara, müza, yede ile satış salonlarma gönde - rildi, fakat bütün bu araştırmalar - boşa çıktı, Stonhaylin mazisi de uzun uza * dıya araştırıldı, ressamdüân inti . kam almak istiyen bir kimsenin bulunamıyacağı sabit oklu, Polis, ihtiyar madam Japi ile de meşgul oldu, Bilhassa zavallı ihtiyar ka « dmeağızın ölümü için bir sebep bulmak son derece müskül görü * nüyordu, Haziranım onurncu günü- polis Madam Stsnhayli, aşçı kadın Mari net Volfu ve uşak Remi Kuyyerdi bar daha sorguya çekti. Bu son is. Untalta bilhassa usağın vaka ge- cesini nerede Ve nasıl geçirdiği nektasında israr edildi, fakat Re” mi bu mesele etrafında ilk verdiği ifadesindeki sözleri, âdeta ne bir kelime ilâveşederek, ne de bir ke. _İı'me eksilterek tekrarladı: — Her gece saat on bir ile on i. ki arasında villâdan ayrılır, yirmi yirm? bes dakika wzaklta bulunan evime kadar giderim, Yol üzerinde beyaz tavşan meyhanesİne uğrrya- rak bir iki bardak şaran İetiğim de olur, 30 Mayıs gecesi saat on biri yirm; dakika geterken evdey” dim, Bunu böyle dalkikasiyle bil . diğimin sebebi basittir. Çıkmak ii. zere hazırlanırken Mösyönün ya - tak odasmdaki zil çalındı; baymın gecenin bu santinde uşak çağır * mak âdeti olmamakla berabear der. hal yatak odasına — çıktım, Mözyö, ceketini çıkarmış, pantolonu aya. ğinda, saati elinda şâöminenin Yü. nında duruyordu, beni güörünce: “Remi, dedi, saatfm darmuş, bil. yük s:llond&kı Saâte bakıver,” der hal emrini yerine getirdim, San « tin On biri yirmi geptiğini söyle - dim, Oradan çıkmak Üzere iken bi zim bay bir el işaretile beni dur durdu Ve sordu: “Gidiyor musun Remi?” “Evet” dedim, Bizim hay fîı!zm dalgm yüzüme baktı ve “giderken kapıyı kapamağı nnııe. ma!l” Ml, Uşağın ifadesini burada kesen müfettis sordu: — Müösyö Stsnhayl her akşam tikarken size kapıyı kapamağı tav siye eder miydi? Uşak sakin sakin cevap veıdi — Ben giderken baym odasıma ohmazdım ki.., Akşam dokuz, do . kuxz bucuktan sonra Mösyö Sten - hayi-hie görmezdim, Bu iki sene” fik hizmetim arasında ilk defa : sert sesiyle kısaca em. a | —- Peki geceyi nerede geçirdi. BöİR'Dir daha anlatmız, Uzşik :wı-ıı sükünetle devam et. —ı—Soyledlğmı evden — çıktım. | Büyaztavsanm önünden geçerken Yosmar uzatım şöyle bir kapıdan Bakayım dedim, bakar bakmaz bi- | zın Jake beni cağn'dı. “Gel Remi iki bardak çekelim, Poloda hurada biriparti de Bölot oynarız” ickiye pekldüskün bir adam değilim ama Bötota bavılırım, Hemen iceriye #girdim.., Üç parti Bölot oynadık. Üçümnüle de venildim, Fena sinir . m Öfke ile kalkarak mey. banettarr fırladıım, Polis aralık tahkikatta bütün bu nokteları tevsik etmiş, Remi Kuy- varımYaka gecesi öon Bir bucuktan â&mk kalmcaya kadar Be * san Meyhanesinde şaran İ. çerEltoyun oynadıfmı gerek ihti . wka;ıeı—. baha Mersiye, ge- W ân ve Reminin iki n aF kaftağInmı ifadelarile teabıt“::' YEĞAA Ozan için nt noktalar öt « -mııcuı- sev sormağfa Tüzmm IMM usağı ı?"nlmlde ılr!rl'a RöfE hikâvesinta bundan asağı STra &ı mm'a anlattı: — Eva "hdı'zîm zaman başımı Aönüvarda, Dorhal yataSma gir * Mm, Sabahleyin - eç Kalışım da W kn!':nmadıön'“ - olmklir, Sarabı biraz fazla kqm-f,'- Zem ntmemlar ba haf sık sık haşı. ma gelir... Garetelarin tenkid dala ynurla . undan — şŞüphelenemler müddeimr termilik ve pols her çareya baş el ai e LA V PZ gea Topliyan: Muzaffer Esen vurmuş fakat hiçbir şey elde ede- memişt, Polisin yaptığı işler ara, sında Yeşil Yuva villâsmın aşçı kadmın ve uşağın evlerinin sıkı sıkıya aranması da vardı, Fakat bu araştırmalar hiçbir netice ver. lisi üçüncü defa olarak Reminin villânm alt katındakı — odasında İat araştırma daha yaptı, müddej- | alt kıtın.ld odaya girdiler, Uşağın eşyası yeniden karmakarışık edil. dı, bu sırada Reminin valizini arı. yan bir polis birdenbi're arkadaş” larını çağırdı: — Buraya bakar mısınız? Başta müddejumumi olmak üze- re herkes valizin başına gitti.. Valizin meşinini örten astar üze . rinde bir parçası sökülmüş bir di. k_ı'ı vardı, ve bu sökükten bir me” şın Üzerinda parlıyan bronz bir “R" markası görünüyordu. t Dikişi baştanbaşa söktüler, po - lis elini uzattı, ve mesin ile astar arasındakij aralıktan sarı bir cüz . dan çıkardı. Müddeiumumi derhal Remiye sordu: —- Bu porföy senin mi? Remi gözleri cüzdanda cevap verdi: , i — Evet, fakat on beş günden . beri kaybetmiştim, Müddeiumumi bu kısa cevaba ka ni olmadı. Cüzdanı nerde ve naşıl kaybettiğine icersinde neler bu * lunduğana dair izahat istedi; Re- m; müddejumumini'n sunllerine ce rinde eski emniyet yoktu, biraz Şaşırmış gibiydi... Kelimeler ağzın dan eski İnançla çıkmıyordu, — Nasıl kaybettiğimi bilmiyo. rum, esasen paramı bu cüzdana koymamı, yalnız içersinde — terhis tezkerem, bir iki mektup vardı, Onun için özketimin ç cebinde bu cüzdanm durup durmadığının pek farkında değildim, Yalnız on beş gün kadar evvel ütülemek için ce? ketimin ceplerini boşaltiırken cüz. danımım yerinde olmadığını far » kettim, Evdeki ve buradaki eşyamı aradım, Bulamayınca bir yerde dü sürdüğümü sandım,.. Müddejumumi — cüzdanı, açtı, içinde uşağın söylekliği gibi terhis hılıenıl,huıkımokmp ve bun £ ların yanında ufak bir dizi nci bulunuyordu, iri taneli on ik;j inci” den ibaret ufak bir dizi,.. O zaman fiyatile on, on iki bin frank kıy » metinde bir dizi inci... Müddeimmumi sordu: — Bu inciler de sizin midir* .— Fayır, kimin olduğunu da — Bu incilerin sizs ait bir can. tada bulunmasımı ne suretle izah edeceksiniz? — Bunu izah etmeğe bence im, kân yoktur, Cüzdanım çalınmış ve içine bu İnc'ler konduktan sonra bavuluma yerleğtirilmiştir. İnciler Madam dö Stenhayle güs lıerlk_lî'b vakit güzel kadın bu in cilerin kendisine ait bir gerdan - hktınm çılnrıhnış_ I * olduğunu derhal # e ai aü KDi r fi d a dülam, — e memişti, buna rağmen Vojirar po” | umumi, polisler, Remi ile beraber vap verdi. Fakat bu sefer sözle . | - (Devamı var) Böyle olmakla beruber, sarayın ha. — o derece | rem dairesindeki kadmlar tıkı göz hapsine almmışlardı ki, ha, bersiz bir yere çıkmak veya bir ya« bancı jile görüşmek imkânsız gibiydi. Hacer, kocası Kubonu — özlememiş değildi. Haktâ bir sabah Cafer ağaya: — Kobon ne yapıyor,, onu görüyor musun ? Diye sormaktan da kendini alama. mıştı, Cafer, Halifenin gözdesini cevapsız brrakmadı: — İyidir, dedi . yakışıklı bir erkek olduğu için, şimdiden birkaç maşu, kası var, Aradan aylar çeçerse, sev. gililerinin sayısını « sanırım ki , ken |* di de unutacak. Cafer bunu kasten ıöylemlıt,l. Bel. ki Hacer bu suretle Kobondan nefreş — rindeyiz, eder diyordu. Oysa ki, Hacer bu ce, | vabr alınca kıskançlık damarı gale , | 'yana geldi : —Amılıutın.dcdı.uıdı' bilirsin ki, ben onunla evliydim, Ne'|; İ de olra Köobon benim kocamdır. O be. | © Unulmamıştır. Belk! balife günür Hişinde bendon bıkar ve beni ona çı. rağf öder. Bü İhtimali kenclajne ıll:rlo_ de baenden Ümidin!i kesmesniz. e “dan Bağdatlı Abdullabla bir köşede et asray muhafızliğine alırlar miydi ? SAAT VP P HABER — Akşam Postası Altred dö ıMüSe- nin södüdü ÖFransanm meşhur şairi Alfred dö Müse'nin şöyle bir şijri var: Aziz dostlarım, öldüğüm vaki! Mezarlığa bir söğüt dikiniz. Ben, onun acıklı yüzünü severim, Onun solgunluğu, bana tatlı ve azizdir, Onun gölgesi hafif oluüur Uyuyacağım toprakta , Şairi sevenler, onun bu isteğini ye- rine getirmişler, mezarınmı başına bir söğüt dikmişlerdi; faka; bu söğüt a. gacı, son zamanlarda kurumaya baş- itayınca, Şairi sevenleri düşündürmeye, hattâ kederlendirmeye başladı, Evef.. Şâirin mezarı başına, yeni bir söğüt dikecekler; fakat eskj söğüt ağacı ar, jantinden gelmeydi. Arjantinden yeni bir fidan getirilmesinin güçlüğünü dl. şünüyorlar ve kederleniyurlardı, Arjantinin sabık nazırlarından ve meşhur muharrirlerinden olan ve şim, di Pariste ikamet eden Oyhanart, Fransızların bu kederini işitince, bu işle alâkadar bir mecmua nıüduıune. şu Mmektubu yazıyor: “Dost ve aziz müdür! “Ben, biraz eskice olan bir gazete. den, Alfred dö Müsenin mezarını, dost ve hazin gölgesiyle saran söğü, dün, zayıflamasından dolayı değil de, dallarının fazla büyümesinden çöktll. ğünü anladım. “Okuduğum gazete, kıral öldü, ya, şasın k"f'ı" diyerek, şairin başucuna, ihtiyar s#öğüdün yerine bir genci di« kilmesini tavsiye ediyor. “Böyle bir şey yapılsaydı, bilmeden büyük bir yanlışlık yapılacakti; çün, kü, “Ebedi,nin başında müÜnzevi bir bekçi bulunan bu süğüdün şerefli bir sergüzeşti vardır. Bunu, mecmuanızın okuyucularına hatırlatmakla bahtiya. rim. “Memleketimizin bir şairi, memleke | timin bir halk şairi olan “Hilaryo As« Yahudiler ve Fransız kilisesi İsviçrenin Fribürg şehrirde — çıkat “Hürriyet,, gazetesi, Liyon başpisko. posu kardinal Jerliye'nin ö eylül pa, zar günü, kilise kürsüslinde okuduğu protestoyu aynen yazıyor, Bu dikka, te şayan protestoyu aşağıya nakledi. yoruz: “Yahudilere karşı dera edilen teb'id tedbirleri, bütün — işgal arazisinde, o kadar acıklı manzaralar meydana ge- tiriyor ki, bu hal, bizi, vicdani protes, tomuzu yükseltmek mecburiyet; gibi elim ve zaruri bir vazife Kkarşısında bulunduruyor. Yaş, zayıflık, hastalık farkı gözününe alınmadan — ailelerin zalimcesine dağılıldığına — şahit olu, yoruz. Binlerce insana reva görülen ve görüleceği de aşikâr — bulunan bu muamele karşisında, —insan ıztırab duyuyor. “Biz, Fransız hükümetinin hallet . meye merbur olduğu bir muadele Ol- duğunu ve unutmuyoruz ve hüküme, tin göğüs germeye — mecbur olduğu müşkülâtı ölçüyoruz, Böyle iken, bu karanlık saatte ve bize verilen ıztı | rap karşısında, İsanım kendisine | - mian edenlerde yarattığı mümtaz şi- ar iklızasından olan mesken ve aile masuniyeti hakkını, — mukaddes gile bağlılığı vasfını, insanlık — hukukunu yüksek sesle teyit etmek istiyen kili, | soyi, kim muaheze edebilir? — Böyle prensipleri terketmemek, — hiristiyan medeniyetinin şerefi, Frı.u,anm şerefi - yerine getirmeyi duşundü ve Ha ' “ “ ı—.— & « jicabındandır, 3 (4 TARİHİ . 46 - YAZAN: Cafer bu işin tehlikeli — olduğunu söylemekla beraber, Hacere söz ver. di: — İlk fırsatta Kobonu gürüp, arzu- larını kendisjne söyliyeceğim,, nerak etme! * 4& - Sarayın müuhafız kovüş'lürmdan bi. O gece Kobön nöbetçi değildi.. ka vuğta yenj arkadaş olduğu muhafızlar konuşuyordu: — Sen kaç yıldır bu satayda bulu. Huyorsun ? — Üç yıldan fazla oldu, — Bekâr mısın? — FKlbette bekârım. Evli nh*ım hüe Va - b A_ı'. ea kazübi”, Müsenin romantik vasiyetini “Pam, pa” nın heyecanlı uykwni üzerinde ;ı.hln.nı.ıı Delta dö Pavana'dan getir. diği yeşil bir süğüt dalı şairin —me. zarmın başrna dikildi. İşte. bugünkü söğüt odur ki, yetmiş #enedenberi, “Rolâ” şairini bekledi ve himayesini, onun yanındaki “Rosini” nin mezarı. na uzattı . “Bir gün, ahmağın biri, Viktor Hü, göya, fikrince, “en büyük Fransız şa, iri kimdir?” diye sormak budalalığını gösterdi. O da, kendini kasdederek: “Alfred dö Müse, ikinci gelir.,, dedi. “Ben, Nrik olmak — itibarile — bi- rinci olmast lâzımgelen bu “ikinci şajr” in son uykusuna ninni ıöylemık hakına, yine, bir ikinc; Arjantin sö, ğüdünün haiz olduğu kanaatindeyim. Daha yeni devrilmiş olan sık dallı söğüdden bir dal almalı, onu şa. jrin fânı cesadinin çürüdüğü toprağa daldırmalıdır. Buradan, yeni filizler fışkıracaktır, Bu da, vatanımla Fran, sayı birleştiren ruhan! bağın devamlı bir remzi olacaktır, “Eğer buna imkân yokaa, ben, aziz üstad, memleketimden, bir. Arjantin. söğüddalı göndermeyi taahhüt ediyo, yorum. Bu sayede, güzel ağaç, vadi. nin bekçisi olduğu gibi, Per , Lâşez mezarlığında da, mukaddaes mezari saklayan Fransız toprağı köşesine, yorgunluk eseri göslermeden, bekçi, lik eder.., H, B. Oyhanart Mecmua müdürü, neşrettiği bu mektubun altında, şu satırları yazı, yör: ) “Fransamızın bu tam ve mümtaz dostuna, bütün — muharrirlerimizin minnetini arzediyoruz. Per . Lâşezde devrilen ağaç artık yeşeremez, ama yenileştirilebilir. Bu da, Arjantinden gelirse, şaire ve onun Tmemleektin karşı beslenilen hürmet, iki katlı olur, “Yeni nizama, tazyik ve kihle tesis edilemez, Sulh ile beraber bu yeni ni ,zam, ancak, vatanrmızın asırlık pres. tijini, tecelli ettirecek olaâan mareşalin büyük sesinin davet ettiği — ükir ve kalb birliği sayesinde husule gelecek adalete hürmet yoluyla tahakkuk e « debilir. Fransız kardinalinin bu hitabesinde ki *hemmiyet bunun, papaliğın tel kinji ile yapılmasındadır. Bir Isviçrelinin fikri ı Çiffeli isminde bir — İsviçreli, harp başlamadan evvel, bir İngiliz gazelosine, İngilterede at merakını artlıracak bir tasavvurundan bah- setmiş. İsvicroli, İngilterenin bülün yolla. Orı, patikaları üzerinde ahırlı otel ler kuracak, bularda atlar bulundu”" racak, bu suretle, bir yerden diğer bir yere atla gilmek imkânını tes min edecek, Bu sayede, eğerciler de, seyisler de, — otelciler doî para kazanmıya muvaffak o!ıcuklar Çiffeli, araya harp girdiği için, plânından sarfınazar etmiş; fakel son zamanlarda, İngiliz ıuelıgcis[y- le Londrada tekrar buluşmuş ve planını tatbike çalışıyormuş, İsviçreliye göre, hatp “zarüreli, İngilizleri vilâyeilerde yaşamaya ve hayvandan istifade etmiye Sevkedi, yormuş. Ünzeteler, bu plânın. harp senelerinde bir çok fTaydaları olar tağını, bu süretle de at muhabbeti. nin tekrar uyanacağını yazıyörlar, ROMAN ISKENDER F. SERTELLI — Niçin? Yasak mıdır ? — Evet. Halife hazretlerinin emri vardır., muhafızlar dalma bekâr er- keklerden seçilir. Çünkü, ber muhafız gecesini gündüzünü burada vazife ba, şında geçirmeğe mecburdur. — Garip şey! * — No o.. sen evli misin yoksa? — Evet., evljyim, ve halite benim ev di olduğumu biliyor. " EKtraftan gülüştüler, Kabon hiddetlendi: — Neden gülüyorsunuz” Ben yalan söylemiyorum, Halife, benim karımı da tanıyor. — Hayd; sus,, budala! ZBuraya evli / erkek almazlar. Sen rüya görüyorsun Köbon fazla bir şey göşlemedi, Zaten daha ileri giderek: “Halife. TT ŞN ŞT A T — 8 İLKTEŞRİN — 1942 Buğünkü ve yarınki dünya harbinin hakiki manzaraları ALMAN TAYYARELERİ NE YAPACAKLAR? Amerikalı Amiral Vates Stier. ling, Almanların kış mevsiminde” ki hareketlerini, söyle tahmin edi- yor: “Almanların — “Atlantik ardı bambardıman tayyareleri'nin, kış iptidasında, yani soğuğun ve ka - rtın şark cephesinde hava hareket. lerini felce uğrattığı zamandı, A merikanın şark sahilini ziyaret et mesi ihtimal haricinde — değildir. Bu mesele imkânsız bir sşey değil. dir, “Son gelen haberlerden anlaşıl. dığıra göre, Almanya bugün, bü. yük mesafeler asabilen “Hen Kel 177? isminde yeni bir bombardı man tayyaresi meydana getirmiş ve bunun miktarmı artırmakla meşgul bulunmuştur, Bu tip tay * yareler, 500 kilo bomba ile Atlan- Üği aşmıya ve hiçbir yerde dur . mnuya ihtiyaç görmeden üssüne dön miye muktedirdir, “Tayyarenin ağırlığı 98 fon, a. şabildiği' mesafe 7,000 deniz men zili ve sürati de 480 kilometredir. Kanatlarını idare eden frenler sa yesinde, pike hücumları da yapın” biliyor, Bu tayyare, 2.000 — millik bir mesafe dahilinde 8 ton bomba taşıyabiliyor, “Şark cephesinde kış başladığı zuman, hava harplerinde bir de * Bişiklik göreceğimiz — şüphesizdir. Almanların şarkta serhest kalacak tayyareleriyle, İngiliz adalarma tekrar hücuma geçmelerini ve Al, manyanıin hava hücumlarma karşı | müdafaasını — kuvvetlendirmesini ni beklemek icap eder, “İngilteredeki kanaate göre, Almanlar, şark cephesinden ala » cakları birçok tayyare filalarını, mareşal Roömelin harekâtını kuv vetlendirmek için Afrikaya Zeti - recek “hava kuvvetlerinin büyük bısmı ile de İngiliz udlalarındaki sanayi merkezlerini bombalıyacak. tır, “Müttefik hava kuvvetleri, sim. diki halde, muhtelif taarruz hare. ketlerinde mevcudunun yüzde 5 imi kaybetmektedir. Bu KIŞTA kayvıp yüzde 10 u hulursa ağır olur, “Eğer Almanya, bu kış, İngilte reye harşı, büyük mikyasta tayya” re baskınlarma girişirse, Ameri - kanın da İngiltereye fazla miktar. da avcı tayyaresi göndereceği şüp hesizdir, “Hasmın, böyle bir teşebhiste bulunacağı, Almanların ikinej cop. larından anlaşılıyor. Amanya, büy le bir tehlikenin ancak hava hâ * ivi bilir, İşte bundan dolayıdır, ki, son gelen haberlerin de haber verdiği gibi, Almanya gayretleri- ni urtırmıştır.” JAPONLARLA İNGİLİZLER Türkiye halkı, Pasilikte yani Salamon adalarile yeni — Gine'le, Jdaponlarla Amerikalıların nüsil boğuşmakta olduk'arından haher | siz gibidir; çünkü gazetelerimizde her nedensea, bu harplere pek az yer verilmektedir, Ha!buki, Japon Jar, Avastralya yolünü açmak, Amerikalılar ise bu yo u Fapamak nin görzdesi benim karımdır,, diyecek olsa, ona: — Sen delisin! diyecekler. di. Kobon hiddetindaz dişletin; gıcırda tarak uyumağa çalıştı.. Uyuyamadı. Saray hayaftı onu sıkmağa başlamıs . tr, Nasıl olup da kadım sözüne uyarak Bağdada geldiğine şimdi — kendi de saşıyordu, Karakurumda, arkadaşlar rr ona “kazak Kobon,, — cerlerdi. O, hiçbir zaman kadın sözile nareket et- mezdi , : Kobon bir aralık Bağdattan kaçma, yı düşündü. Fakat, güzel * Hacere a derece bağlıydı... onu 0 kadar seviyo* du ki, Bu tocrübeyi bir türlü — yapamıyor, onu bir kerecik olsun gürmeden sa . raydan uzaklaşamıyordu. Bir gün, Kobona, muhafız arkadaş. larımndan biri: — Seni vezir arafıyor. var? Diye sordu, Kobon dudağını büktü: — Kimhilir? Benim vazlrle aliş ve. rişim yoktur, Bir haremağası o gün Koboanu ni hafızlar kovuşundan alıp götürdü. İr. Acaba ne be, loş bir yerde bir gölge gördü, (Devami var) v —_——————-—:ı——_—ıı———.m_ | nmin Şimalinde yakında muhare he meselesiyvle fazla meşguf olma kimiyeti ile bertaraf olacağını pek | Alman tayyareleri, iıışm ne yapacaklar «Japonlarla ingilizler- Gl. Düval nediyor? için durmadan boğazlaşıyorlar, İşte, en inanılacak haberleri, buraya naklediyoruz: , “Ünited Pres” ı.ımıı Mak Âr . türün karargâhından bildiriyor: “Japonlar arazi r dır, Bundan dolayı Moresbi lima belerin cereyan etmiye başlama — sına intizar olunmaktadır. Gene . ral Mak Artürün tayyareleri, ge te gündüz, Japon kuvvatlerine ve iâaşe bhatlarına bomba savurmak * tadır. Yeni Ginede, cenuba sokul- makta olan Japon kuvvetlerinin iaşe olundukları şimal sahilindeki üç Japon üssüne siddetli hava hü | cumları yapıldı, “Tayyareler, bilhassa İjman te . sislerinde, depolarla hangarlardu büyük tahribat yaptıktan sonra geri döndüler, Muharehe yerlerin de, müttefik kara kuvvetleri, düş manın hüreket noktalarını devam İr surette, müessir ateş altıma alan aver tayyarelerinden y—ı.rdım gör . mektedir, “Göneral Mak Aı-ıüriln son teb liği muharebenin Moresbiye kuş uçusu İle elli kileometre mesalede Lulunan Yoribeva havalisinde ce. reyan ettiğini bildirmektedir. İki tarafın kesif müfrezeleri arasın d& muharebeler cereyan ediyör ve Japonlar ilerlemekte devam edi * yorlar, “Simdi müttefiklerin muayyen bir hat üzerinde kati bir müdafan ya geçmeleri bekleniyor.” Avustralyanın Melburn Heral:l ajansı da muharebeyi şüyle tasvir edi'yor: *Japonların. büyük kuvvetleri Ovan Stanley dağlarının en ârıza- h kismint geçtiler, Lüşman Avus. Ualyaldarınkinden daha ağır olan toplarının — faikiyetinden istifade ediyor, Düşmanin kuvvetini mü . bimsememeye lüzüum yoktur. Mu hüarzebeler dağlar arasında bulu * nan bin metrelik sarp bir vadide tereyan ediyor, Bu son günlerde yağan şiddetli yağmurlar, vadide akan selleri kabarttı. Bu tabil â- rızalara rağmen, Japon ileri ka , rakolları mevzilerini yine ıle!lıt tiler,” GENERAL DÜVAL NE DNİYOR? Meşhur Fransız askeri muhar * riri, Stalingrad müuharebeler; hak. kında şu fikirde bulunuyor: “Stalingradın zaptı nihayetle . niyor, Hottâ, nihayetlenmiş gibi telükki etmek âzımdır, Alman oör- dusunun Volgaya varmasmdan ve toplarımı, sehir ve nehre hâkim te pelere yerleştirmesinden — sonra, Sovyet kuvvetlerinin, yaşamıya da, harâket etmiye de imkân bu * İmnmıyan — harabeler - sahasında mokavemet etmesinin az ehemmi. yeoti vardır, “Eheammiyetli olan cihet, bizzat Stalingrad meyvzün) elde bulundur mak meselesidir ki, Almanlar, Lbu süyede, Volgaya kadar olan ce - nubi Ru syavı ellerinde bulundu - vuyorlar, Bu Kafkas Rusyasile merkezi Rusya arasındaki karâ ve nehir münehale hatlarının arası Lesilmiştir. Evet bütün mukave * met kırilmal için Kafkasyanın şi. malinde, daha yapılması icap eden | geyler vardır, fakat işçal edilmesi, bati bir şekilde tanzim olunması Gzimgelen mmtaka çevrilmiş ve ayrılmıştır. Almanya, şarka olan son hamlesini yaparak bu havali. ye gelmiştir. 4 inej Nanolyon, Sent-Elende 1812 daki Moskova seferinden bah sederken, cok çabuk gitmek iste . mesini Müuanhaza etmişti. O, bu su. retle, Rusya ile harbini, b'r defa da bitirmiye kalkışmaması icap et tiğini anlatmış oluyor, Yani aske” ri bir zaferden ziyade Rusyayı is. gal etmiya ehemmiyet verecekti. İste, Almanlar, bu hesaba göre görüyorlar, Onlar, harbin ikinci senesinde, bütün Avrupa Rusyası. tun Sahibi bulunuyorlar, Sövyet Rusya, bundan sonra, zirai, made ni Ve Sınai kaynalıla.rmm en bü. yük kısımlarımdan mahrumdur, “Sovyetler, bundan sonrg, evvel ki harp vasıtalarına malix bulun * mıyacaklar ve daha az uzun bit cepheye çarpacaklardır. Bundan sonra, fealiyetin, belki de havası dahn müsait yerlere, meselâi şimü. li Afrikaya ve ortaşarka intikal ettiğini göreceğiz, Belki de, Matş denizinde ve Atlantikte hava ve deniz harplerine şahit olacağız, İz te, istikbalin sırrı buradadır.” M, Râsim ÖZGEN

Bu sayıdan diğer sayfalar: