Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
i’ i ” e e K L Ai SA Ha ıHABER—-—AmımPoıhu BF — ae Tarihin DÜYÜk Gâvaldr dŞ Y gel Biyanka Kapello- nun ölümü gümiüz bir makaleyi, alâkayı celbeder mahiyettle baldağamaız için nakhlettik y q aa VENEDİK BALKONLARI İsâyük Prsnstr romancişı Stan. tal Venedikten böhsederkean “bu. ryasr mesut Ülr şevrdir; burada | yaşıynalarık — zetkten — büaşka işi yakmm,” der, Venedik bu aşlhı ve öğlence şebhri şöhretini çok eski z manlardanberi mühafaza — eder. Riyanka Kapellomm — çocukluğüm dan yeni çıktığı, sarayında, babası ve Üvey mannesji arasmda sıkıntılı günler geçirdiği tarihte, yani 145658 yilmüa, Venedik yine bir zevk ve eğlence sehriydi. Biyanka nn annes; Pelloğrma Morosini kr zanin büyüdüğünü göremeden öl - müş ve babası Venediğin en zen. gin ve en ;leri gelen ailelerinden birinin kızı olan Lükrezya Grima. ni ile evlenmişti. 1563 Venediğin buhranlı yıllarımdan biri sayılır... Akdenizde Türk hâkimiyetini ve ticaret meseleleri Venediğe sıkın. ürli günler geçirtmektedir. Fakat buna rağmen Venedik zevk ve sa fadan geçmiş değildir; yalnız şe” hirde herkesi saran neşeden Biyan- ka hisses'ni alamamaktadır, Bi . yankayı babası ve analığı çok sıkı bir istibdad icersinde büyütüyor. Tar; kızcağız Rialto rıhtımlarında, SenMHark meydanmda gezinmek, yahut bir gondüle binerek kanal « lar arasımnda dalaşmak hevesine kapıldığı halde bu arzularına hir türlü muvaffak olamamakta ve ha yalınmm en tatlr senelerini evde geçirmeğe mecbur kalmaktadır. Esasen İtalyada yakın vakte ka ” dar . zengin ve ileri gelen ailelere mMensuüp kadın ve kızların sokak - larda dolasmaları iyi bir gözle gö rünmezdi. Fakat İtalyan evlerinin g#enit bahce'eri, etrafını saran bâl Konları, kadınların hâva ve ı$ik İh tiyaçlarımı karşılar, Güller, taflan lar, ıtırlar, yaseminlerla süslü bah çeler gılgın zevk sahnelerile çın çın ötmekte, Kadınlar dedikodu içersinde birbirini — çekiştirmekte, her kadınm, her kızın haâyatinin en gİzil snfihaları gözetlenmekte . dir, Kapzilb sarayı bir cephesini bir kanala; bir cephesi de küçük mey” duna vardır. Venedikte pek çok o lan bu mevydancıklara Kampi, ya. Hut Kampirelli derler, Bu saraya yakm ve saraydan daha alçak ©- lan evlerden birisinin balkenunda sık siç güzel bir delikanlı görün . trektedir, Delikanlı hergün sa « bah balkondadır, Bazan öğle üzer” lerini balkonda geirir, ve akşama doğru öteki delikanlılar gibi Ri - yaltodan güneşin batışmı seyrede celki yerde balköndan bir adım bile «uyrilmaz, Gözler! Biyankaruın bal. konundadır. Aksşanı üzerleri Bi « yarka dâ balkona çıkar, delikanlı ve gonç hx birberine bakarlar, dudaklarda hafif bir guluım.eıııe belirir, güzler mânalr bakış!arla bir takım öleri söüyler; eller mâünalı Ssaretler yapar, Fakat hemen bun. . Jarr birine âşık farzetmiyelim; bu his belki de can sikıntısmdan kur« tulmak içim bir mescale, yalancı bir duygudar. Fiyer Bonavantari, Biyankaya | dair. büfüm mamllelinin vbaldiği her şeyyiröğmendi,şaray hizmetçilerin den birisi-vasıfasile daha tafsilât. ir izahatı da elde etti. Şimdi genç kezm ne yaptığını, ne yapmadığı m Ve ne yapmak istediğini bilmek. tedir. Uşak, delikanlıya genç kr van odasımı, gmeien üzerinde uyu” dağa yatığı ve yatak üzer'ndeki elbini:2e varmcaya kadar her seyi anlatmıstır. Pıver Venediğin eylü- Kintin bık gecelerinde soyumnarak yatağında ask hulyülarile Wwesle - Hen genç kızım saraydaki hayalmı görmeden bu tafelüt saycsamda tahip cdebilmekteğir, Riyankta, güzet komşusuna dair tafailit ahmmlığaa çok — gecilemedi. Defikanlının admm Ronavanfari oldluğunu, Medteflerir. yakın akra. başmdan Flaramsale zengia bin . ger Salvietilerin, Venedik acenla « Kinda bir mevii sahriş olduğunu öğcemik. Dekkanlı zengin deçiliir, octa halli bir aikeeain — coruğudur. Va;Salviatilerin Ventdik avenlesi” nitüsre ecöm amcasınm yanma parar'Slerini öğrtensin tdive tön * Terilmletir. İft ü Alerde valnır balhıştılar Ve gülüşlü'er, gidli işarotlerle his, Tozlyan! Muzaffer Esen ı lerin; anlatmağa çalışlıdlar, Fakat |bu alâlaı çabak büyüdü, bir gün Bıiyanka ellerinde Bonavantlari « den zekmiş bir mektupla göründü ve ertesi gün de ba mekinba ce « yap verdi, Genç kıza bir sürü Aşk mektubu yardıktan ve cevabini. aldıktan |sonra günün birinde Piyer, Kü « pello sarayına girmek fırsatını elde etti; Kapelle sarayının zaten kapıları ardma kadar açıktır, İşi olsun olmasın herkes içeriye Zi - rer, sadaka istiyen dilenefler, be- dava karnını doyurmağa çalışan dalkavuklar bu sarayın başlıca ziyaretçileridir; bu kalabalık ara. sında Piyer de göze çarpmadan v çeriye girdi, Delikanlı ihtiyatlı ha« reket etmiş, kıyafetini değiştirmiş Biyanka Venediğin başlıca süsle « rindan birisi Mmercan gerdanlıklar göstermek iİstiyen bir satıcı kılığı. na girmişti. Bugün Biyanka deli” kanlrya daha güzel göründü. Genç kız hülükaten beyaz teni, kumral saçları, gökün ışıklarma göre elüâ yahut yeşil görünen gözlerile çoak güzeldi, Bu ilk karşılasşmada ikj sevgili" nin yalnız elleri birleşti; — ikinci görüşmede dudakları birbirine do- kundu. Üçüncü bir görüşmede İse gecenin karanlıkları arasmda ol- du, Piyeri sarayda götürdükleri . dada Biyanka korkudan ölü gibi bir halde, gözleri kapıya ve perde lere dikili, saraydan çıkan her sesi öinliyerek bekliyordu, İki sevgili sarayda rahat rahat görüşemiye . ceklerini anladılar> Biyanka bir çok kurnazlıklar ve bir hayli fe - dakârlıklar bâhasına meydantı n - çılan küçük bir kapmın anahtarmı elde etti, Piyerin öyle bu kapı a- rasmda eliş adımlık bir yol vardir; Piyer, aralarında kararlaştırılan isaretli bekler ve bu işâreti görür görmez hemen kapıyı açardı, Ar - tik ilii sevgilinin saadetlerine hiç bir düyectik yoktu, Haftada hirkaç defa Biyanka sarayda herkes uyu duktan sonra siyah bir şala bürü nerek sevgilisinin evine gider ve oradan ancak şafakla dönerdi. ASK TEHLİKRELİ BİR OYUNDUK Fakat bir sönteşrin tecesi «a - raya geç dönen bir uşak, Biyankua nm giöreceği kücük kapıdan girdik ten sonra kapıyı arkadan süirgü - leyivermekle iyi bir iş yaptığını sandı., Biyanka sevgilisinden dö - nüp de kapıyı acmak isteyince ka- pı dayandı. Genç kizın ve onün hareketlerini biraz uzaktan gözet liyen sevcilisinin heyecanı çok | büyüktü, Ağır anahtar kılidin içer sindedir, rahat rahat dünüyor, fa kat kapı bir türlü açılmıyor, Biyan ka seshanmejğe de, kaprya vurma., ğa da cesaret edemiyor, ne yapmıa h? Genç hkız kararı verdi. Artık telli dönmüsştür, Kosa kosa Âsıkı . nin yanma döndü, kolları arasıma altıldı ve hıckırdı: — Mahvolduk, (Devamı var) — Ben mogolların ve biihassa (Ak. kuş)un ve (Cebe)jniİn fikizlerini ya . kından bilirim. Onlar Kafkas dafğları. n aşıp Tiflise gitmek ist;yorlar. Siz böş yere telâş ediyorsunuz. Şalımız a- kıllı bir adamsa, Ç(Akkuş) iİle pek ça. buk anlaşabilir ve yürdünü — onlarra ellıdeı_ı kurtarır, Dedi, Böylece aradan bi — kaç gün geçti. Her kafadan bir sea çıkıyordu, Şirvanldarın bir kısmı: —- Şaha gidip fikrini soralrm,, öna yol gösterelim, Diyor, blr kiamı da: — Bizhu aaa bir şey söylemeğe yü, zümüz ve bakkıraız yoktur. Biz on1 Şemalıta yüzüstü brrakmp kaçtık, Şim di bu yüz karamrızla kondisjne yol mu göstaraceğiz ? O yapsesfmı — bizden iyi bilir. Diyerek goselli buluyordu. Köylerde sığımnanlardan hit — kim. se tekrar Semaba dönmek ve yahut şahın yanını gilmek meylini göster. Tmirorlu, Törkes hAlâA — kirkuyor ve Mı, — lehlikosj gün geçtikçe büyü - yöz, gerçekten korkulacak bir bal alı. yordu. Hiaceç ba kargoşalıtlar Jmsralard Ver sahibine, | yakamı bırak! Fransızca gazetelerde, bu suihasta dair yazılrms gördü l uAC—l Bekyaş küujlarmdan derviş Rıza, Uvir ramazan günü bazı dostlarnı? iftara davet etmiş İftariyeliği falân baziriamış, çorbayı pl- gürmiş, Jakat Laşka yemek hâak getire.. kendi kendine: -- Fiziz, tatermz jftâr ölür mu7? Te y:'.—k. Çünkiü kesede dünyalık yok, Akıma komşununan keçisi gelmiş, Şeytan da kafasına girmiş: “olur duü, olmazdı,, kararsızlığı içinde booalayıp durürkea, dostlara karşı mahtujı bir vaziyelte düşmedense, keğiyi-almaya karar vermiş, Ve komşusunun keçisini otladığı yerden almış, bıçağını zağlamış, hayva. nı kesmiiş. Yarısını satmış, tatlı vesaire almış, yarısımı da kmrtmıı ' Diys düşünmüş, düşünmüş ame, bunları tedarik eymmenin imkânı 30 FYLUL — 394 ' _Japon Başvekili General Tojo'yi süikast | Venedikte Kapeüo sarayının balhonunda baılıyan macerası tarihin ve adaletin esrarint çözemedıiî bir ölümle netıcelendı Eski bir Japon hariciye Okuma: “Bugün, tam bir terıddl de bulunan hiristiyanlık, ona seklini verecek olanı Japonlar fından tadil edilecektir.” Damemiş miydi? saammmamiler , -— ç APON Başvekili General Tojo ile önün selöflezinden olan Hirotaya kar$şı, hazitan — ayında, | bir süjkast vukubulduğunu öğren- miştik; fakat hâdisenin — tinhiyeti hakkında bir şey öğrenemediğimiz için, meseleyi teşrih edemedik, imisafirlerini ağırlamış, Keçinin sahibi Deryadil, rind, göoçmüşler. Allak! bektaşiye sormuş: Hyorum . — Keçiyi getirin! bakmış, solfra Tafırıya dönmüş: nimı yakamı btrak! Güzellik yaşı İsveçli bir müdekkik, güzellikle rivle şöhrel kazanmış olan kadın . lara dair bir istölistik vücuda ge Ürmiştir, Bu istatisliğe göre, kadın güzelliği, herkesin hükmeltliği gibi, genglikte değil, olgun ve hattâ İler. lemiş yaşlarda, cn cazibeli halini almakladır, Kırkına basmış, artık güzelliklerini kaybederek ihliyarla maya büşlamış öolün kadınlar için, bu netice, hiç fena bir müjde de, Bikdir. ' İsveçli müdekkik, tarihi kadınla, riın. en çok hangi yaşla — cazibeli bülunduklarını ve elraflarında do, laşanların gözlerini kamaştırdığını tesbit etmiştlir, Tarihin kaydeltiğine göre, “dil ber Elen”, “Tua'lı Paris,, tarafın dan kaçımıidığı zaman, 48 yaşından eşağı değildi. Yunana altın devrini Perikles'in karısı “Dilber va”, 42 yaşında iken, güzelliğinia un cazibeli günlerini yaşıyordu. 1620 de döğan ve 1705 de ölen. Parisin zekâsı ve güzelliğiyle şöh , ret kazanmış olan Ninon dö Lânk- lo, meşhur salonunda en çok pres- tiş topladığı zaman, elli yaşını Beçmiş bulunuyordu, Madam dö Mentenon, İ4 Üne” Luiyi teshir ettiği zaman d0 ya- şında bulüunüyordü. Bu kuüdretini, 14 üncü Lui ölünceye kadar da muhafaza elti. yaratâan arasmda| rjoa, Önun maksadı yakarı Kafkas RİHİ YAZAN: Kü DA Köbonu kandırdı: — Sen kelleni buralarda çok ucu- za Batacaksın gibi görünüyor. Ben de senin yüzünden burada heder olup gideceğim. Eğer aklın varsa; gel de Bağdada gidelim, Orada hiçbir teh. like yok., Bunu sana ilk yola çıktığı. miz güy de söüylemiştim Bundan sonra İran ve Türkistan — ellerinde hüzür ve rahat yüzü göremiyecek - Siniz. Nereye gitseniz, — mogollarla karşılaşacaksınız, z — İyli ama, mogolların İraka yü, rümiyeceğini kim temin ediyor? — Bağdat onlara çoök uzak ve sa. pa gelir, Mogollar şimdi yolları üs. tündeki Memleketleri istilâ ediyor . lar, ÇAkkuş)anı fikrinj ben de bill. Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet ? Aspas | bir adammş, Baba erenlerji mahke- meye verinemiş, kadıya şikâyet etmemiş, işi dünya mahkemelerine değil ahretteki büyük mahkemeye birakmış! Gel zaâaman git zaman, buba erenler de, komşusu da Kkalrbı dinlendirmişler, öteki dünyaya Keçınin sahibi Ülu Tanrıya davasını anlatmış, hakkını istemiğ. — Bu adam senden davacı, Keğisini âlmışsın, — Hayir Allahrm! Böyle bir süç işlemedim. Ll — Öyle amâa, ben alıp kesştiğini, yarısını sattığını, Staberi aldığını, yarısmı da pişirip ahbablarmla beraber yııdi:;nl Bi. bu para ile — Hakim, baktığı davada şahit, ölür mu? Tanrr, bu cevabr hakit bulmüş, demiş ki: — Hakimmımn, fakat keçinin sahibi burada,, o, keçiyi aldiğımı söy. lüyor. Abbabların da yediğine şahadet ediyor, Buna ne diyeceksin? — Bir adam, hem davacı, hem şahit ölür mu Allahım! Tanri, Bektaşinin bu itjrazını dâ döğru bulmüuş, Bu söfer emretmiş" Koçiyi getirmişler, Tanrr Beklaşiye göstermiş: — Şimdi keçi şahitlik edecek, Baba örenler, bir filozof gibi kafasını saliryan, sivri sakalir kaçiye Bakalım buna nediyeceksin! — Na züahmet, Allahrm! Mademki keçi burada, vör sâkibine, be- Kadı ola davacı, muhzır dahi şahit, LÂBDRİ Fransız başvekili meşhur Maza rin'i güzelliğine bendetliği zaman, Kiralice An d'Ğtriş, 43 yaşında"'ı, 13 üneclü Lui'nin karısı, o yaşta, henüz tahta cıkatinıvacak kadar kü- çük olan öğlü 14 üncü Luiye vasi bulunuyordu. İsvecli müdekkik, bir çok-tarihi kadinlerin, en perlak — güzellik de, virlerini sıralayarak bir liste vü- cuda getirmiş ve bu listeye göre de, kadın güzelliğinin en — eazibeli hu süsiyetini, 40 ile SÜ yaş arasınla bülmüstür, Ötello ile Viyanalı kapıcı Viyanada, Şekispir'in “Ötello” su oynanıyormuş, Tiyatrec müdürünc şöyle bir tezkere gelmiş: “Bülün mahalle bilir ki, ben, çok hiddetli ve kıskanç bir —adaniim, İşiltiğime göre, müesseseniz, mev, zuu hâayatımdan alınmış bir piyesi temsil ediyormuş, Piyesi yazan mu- harrir, kimbilir. mevzüuu, komşu, larımdan topladığı malümalla vü- cuüdagelirmiştir. Şimdi anlamak is, liyorum: Bizden bahseden piyesle, kapıcıs; bulunduğumuz evde haysi- yetimizi kıracak bir şey var mi, yok mu? Bunu gözümle görmek, kıutlâğımla işitlmek için benimle Mhn dam Şmit namına iki koltuk Lileti göndermenizi rica ederim... Kimbilir, saf kapıcı ile birisi a- lay etmiştir, Yalnız tiyatro müdü., rünün biletleri gönderip gönderme- fanrtal FROMAN diğini bilmiyoruz, ISKENDER F. SERTELLI (yani Kafkâsyanın şimal — taraflar- nı) baştan başa ele geçirmek niya tindedir., Bunu kaç kere söylemiş!". Bu fikirde olan bir akını: komuta . nin Bağdat elinde ne işji var? O sı- caktan korkan, ve ateşten — gömle x yerine kardan yapılmış tocuğu ter. cih eden bir adarıdır. Haydi, — bana Böz ver. Bağdat yolunu tutalım, Bu mıhııımiotıhrtuluıvıııılotyo | du, ludur, UZUNB!B!MULUI'I'AN SONRA j Çok zahmetlj ve uzun bir yoleu - luktan sönra Bağdat ejvarmda bir A, rap köyüne gelmişlerdi, Kobon gibi cesnr ve — atılgan bir mMmogol alamcısımıı buraya kadar — aü Bon günlerde, bu suikast hâüdise- Si hakkmda aldığımız tafsilât, bizi, tikir yürütebilecek hale getirmis - Gr. İlk evvel şurasını söyliyelim ki, bü meraklı malümatın, bize, bukar dar geç gelmesi, — Japonyanın dünya yüzünde, münferid yaşadığı Nit Ve bilbassa sansürün ne kadar şiddetli olduğunu bize öğretmek « tedir, Biz, bu suikast hâdisesi önünde düşünürken, tafsilât alamadığı - mıza bakarak, böyle bir suikast vukubulmadığını, hattâ, Tokyonun bunü tekzip etmiş olduğunu da mümhün görüyorduk. Sonra, bir propaganda uçurtması da olabilir” di; fakat haberler, alâkayı uyan" dıracak bir şekilde, Vaşington ka « nalmdan geçti ve resmi lngıllz a* jansı da bunu teyii etli- » x * Haberi veren, Amerikada bulu “ nan, Çin'Kore halk birliğinin mü » messilidir. Bu zate göre, suikast fâili, “Örlen” ismindeki Kore ted- hiş cemiyetine mensup bir adam * mış ve bu gizli cemiyet, simdiki halde, Tokyoda, Vokohamada, 0- zakada, ortalığı tedhiş etmiye ça * lışıyormuş, Tedhişçi daha o anda, Japosn jandarmaları tarafından te- Eğer, bu Çin'Kore halk birliğı reisinin söyledikleri dağru ise, bu ihtilâlcilerin Japonyada barmabil. meleri, her dalde, evvelce komü> ııiıü!ğe meylatmiş ve emperyalizm aleyhtarı bulunmuş olan bazı te « şekküllerden hbnmaye görebildikleri ni hatıra getirebilir, Mikado İmparatorluğunda, işçi” lerin hayat şartları, daima pek ağırdı. Bu memleketin sannyilnin, derebaylik — mutlakıyetinden, en yüksek kapitalim rejimine, bir- denbire, geçmesi işçilere refalı ter Min etmemiştir. Bilâkis, Japon sa- nayij, dünyanın dört köşesindeki -| © müthiş rekabetini, işçi yevmiyer lerinin azlığına istinat ettirmiştir. Ondan sonra, başlıyan Çin har- bi, şimdi de cephelerin çoğalması yüzünden, işçilerin. hali, bir kat daha fenalasmıştır., Hattâ, Anglor Sahkson muhitleri, bu yüzden, Ja - ponyada dahili meseleler doğaca - ganı ve harbin üzerinde tesir gös « lereceğini tahmin ediyorlar. Bunlar, istikhal tahmincilerinin isi olduğu icin, üzerinde durmıva lüzüm görmüyoruz. Bizim bild'g: miz $ey ise, Japon askerlerİnin kahra « manlıklarının da İsbat etliği gibi, bu gizki ietimaf buhranım, ordünun Ve milletin fedakârlık hissi üzerin” de müsesir olamıyacaktır, Japon - larda, böyazların, artık — tereddi etmiş bir-medeniyet insanları ol * duğu ve onlâarın beşeriyeti yür. seltmiye davet edilmiş kimssler ol- dukları kanaati yerleşmistir ve bu / kavgasız bi âlem içinde yaşarız,.. lar, ıükliyen küvvet, aşktan şey değildi. Kobon nereye gittiğini, bir yolek luğun sonu nereye varacağını bilmi,. yordu, Bildiği ve inandığı — bir şey vardı: Hacer ve onun sevgisi. Kurnaz Arap dijlberj ocu yolda şuu Tarı söylüyordu: “— Benim erkek kardeşim, hali fenin Çok itimaş ettiği memurların - dan biridir. Sen beni mogolların ve Atabeklerin elinden — kurtardın Bu hizmetini kardeşim halifeye arzeder. se, ondan bilyük ;ltkat görürsün, Ba na geljince, Bağdada varır — varmunz î?lftllğlm.lzed Bider, — ölünceye kadat mesut, ve bahtiyar ölürüz. kanstz ve başka hir Koboön bunlara İnanıyor ve sevglli. &inin sözlerini can kulağile dinliyor - Uzan ve yorücü Li — yolculukta d sonra Bağdada yaklaştılar, O geceyi bir bedesi kabilesi ara , sındâ geçirdiler, Bü kabile otradı halifeye bağlılığı. le meşhurdu, — Hacer hüviyetinden bahsedince kablle şeyhindea de NU faş ve Ikram jrörmlştü, ÜDevnmi Var) Şu sujkast hâdigesinden de 1 siliyor ki: “yeni nizam”ın bu sihi telâkkileri, sarr mk arı bile tamamiyle hazmedilemem, akstilâmeller bile uyandırmak tidadmı göstermiş bulunmakt Bu hâdisenin ehemmiyeti, ferid bir vaka halinde olmam dadır, İyi malümat alan maha temin edildiğine göre, emrl' jo ile hariciye nazırı Togo, so nunda da, martta da, iki def: ha, sulkast tertibatına maruz mışlar, fakat polisin uyanıklı; Kare milliyetperverlerinidlen tertibatçılar yaknyı elı vermi dir. Japonya, 1904 de, Roreye | ri himayesin; tanıttıği ve 1O1 da, orasımı Japonyaya ilhak & zaman, Korerkırallığımnın bir © su bile yoktu, şairleri ma ketlerini “sakin sabahlar Mt keti” diye terennüm ediyorlar Kore halkı, o zamanlar, bu; kü Gandi gibi, kansız mükaven ihanıyordu. Şimdi de, pasif mı vemetlerinde Israr ediyorlar, Japonya, Koreyi temsile ça ise de, muvaffak olamadı; çü yirmi beş senetlenberi, burüya ret eden Japon mühacırları, bini geçmedi, Temin öolunduğ göre, Kore köylülerinden 100 kişi, ÇanKay-Sekin cete tetki! na.dahil olmuüştur, # ü i İlhakın ertesi günü, Ha bir Kore milli hükümeti kürüln tu, Bu hükümet, buğgüne kadr. dada Mevcuüdiyelini idame etti, harbin başlangıcında ise bü N hum hükümeti temsil eden kaât Çin * Köre halk birliğinin büulun ğu Vaşingtona nakletti, Çir«Kone halk birliği ise, J ların Mancuriyi istilâları Üüze tesekküll etmişti, Bünun ilk kö tesi de, Çang Kay«Sekin bay olan gııng-ngde vümd bulm tu. İste, Japon başvekiline k vukubulan srikastin sebebi bü Ve suikast fâjH de, bu cemiyet rin fedailsrinden olsa getektir; kat bu, Japoön dahili siyaseti bal'k ruhiyatı önünde bir-ş$ey de etmez. Dediğimiz gibi, bü te; Japon fedalkârlığı gevşeme Birleşik Amerik: nn nüfusu - 1327000 kişi artır Vaşington, 29 (AŞA,) — Sayım rosu birleşik Amerika devletleri fusunun sön sayımına — naz 1.327.000 kişi ürtüğini büdirmek dir. Bu artışım, harbin gerektirdiğ tihsal artışinın dofurduğu — refa kanaatin atesi ile ölüp öldürüyör - | yabancı memleketlerde yaşıyan « rikalmların harp dolayısile vatana müş olmalarından ileri geldiği z dilmektedir. Nüfusta kaydedilen artış Ş$ön l0 sene — ortalamasın misildir. 1941 deki doğüm sayısı 2,728 bulmüuştür ki bu son 10 yıl ortalar nn iki mis'idir. Aynji &ene içini lenler 1,442,000 1 bulmuştur. Yaş vasatisi de biraz yükselir l1öd0 da 29 iken 1041 de 298 o1 tur, Yol kazalarınd 7693 kişi öldü Lendrâ, 29 (AA,y — Dün ne len jstâtistiklere göre, harsin —| gü senesi zarfında İngilterede y * zalarında ölenlerin sayısı 7,693 mMustur. Bü rakam harbin ikinci yıdınr ni sebeblerle — ölenlerin — sayıt 2.400 kişi noksandır. Bununla b son sSulh senesine nazaran — bü: rakam da oldukça yüksektir. Harbin üçüncü yılmda geceleri sebeblerle ölenler 4500 ü bulmu Sön üğustos ayımda bu Fibi ke da; ölenler 502'kişidir, Bu — raks gök senelerdenberi bir ayda yol larında ölenlerin en az miktarır termektedir. vi