29 Ağustos 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p L” u -© 4 B -ı' A hll—.'.., Kf LA * ;_-ı_.ı—a-ı'—’d_.' ŞA aF e. . . . uyur gibi bir tavır takmıdılar, lar bile... günü söyledi. en almryor?. lar neden ayakta dürüyorlar, peydalı öldü., tezi kullandı: sanla “başdeklilere sor ne bileyim!,, 212, 225, 4551 Ben de, müduhala ettim, aldırmadılar ve yerlerinden kımıldamadı- Biletçiye söyledim, kaldıramıyacağını ve esason bu arabanır.. | yolcu arahası olmayıp, vatman, biletci ve amele taşımağa mahsus oldu- 38 — geruklu kadımlara yer vermemek doğrüu muüdur? Dünyanm hiç biz yerinde, biletginin, vatmanın oturup, sayakta sevahat etgikleri görülmemiştir. Ve bhiçdir memurun halka knrşıJ bu derece hürmetsizce ve lânbalj harekette bulunmaya selâhiyeti yoktur Biletçi e münakaşa ederken, gtramvayda bir kontrol memuru Vaziyeti anlamak istodi, Mahrmuf, amlattı, her nedense memurlar? kaldırmağa teşebbüs etmedi, sustu, ve malün: “Bu araba tramvayoedara mahsustur!,, Niçin müşteri alryorsunuz, deyince, ser; ve marası (il) dir. Uyuyan Mmemurların numaralmı da işte yazıyorum: işte numaralarını yYyazıyorum ! Salr a'zşamır, Şişliden bir dostun davetinden dönüyordum. Saat ibPi idi galiba, Beyoğluna inmek için, otoMmAbil avlamak için — Çünkü bu sa atla, battâ gündüzleri bile, otamobill bulmak ejdden bir meaese, bir dü-. man İtalesi fetbeder gilç bir gey — Etrafıma bakınırken, aşağıdan geler yuakardın tmmen arabalarım içinde müşteri olup olmadığını tetkik ederken Bomtönti durnğmda bir trtamvay durdu. Seyinmedim desem, yalan süylemiş ölürüm., “Kismetim varmış!, diyarek aşinsım, Meğe', son araba imiş bu! Kakhbhabkça idi araba, birsikj dost da rastladım, Bunıardnn birisi de, gehir tiyafrosunun değerli sanatkârlarından Mahmut Moralr idi. Ft- rala bakşım, oturacak yerlerde, beş altı vatman, biletçi uyuyorlardı Uşumayanlar da vardı aralarında... Bunların bazıdlarımın kucağında küçük çocuklar da vardı, Kadımların ayakta kalışt ve tramvay memurlarınım, alâka gösterme 4 yişi, Mahatı Moralıyı, hakiı bir isyana sevketti. memurlara işittirecek şekilde vo yüzsek sesle, kalk ayakta durürken memurların oturmalarımın ” döğrü olmadığını söyledi, Fakat, kim dinler, bu sefer, uyumayanlar du. Ayakta beş âltı kadın dürüyordü, ARKTT T EY AMT TU '_'.'._—'l_:.' a H Buradu bir kaç noktayı belirtmek isterim: 1 — Bu arahba madomkij tramvay neımulı.rıııı mahsustur niçin yol- 2 — ı'ulcu almayu mesağ varsa, memurlar oturuyorlar da, yolca- yolcuları. fakat bu zak münasebetsiz bir V- dedi, Bu kontrol memuru bayın mnu- Walk kortrola, biletçiye, vatmamna TyLsıl saygı gösteriyorsa, onların ıiı halka bürmet gösltermeleri slâzımdır. Tramvay memurlarını Yeniçesri zihniyetile harekeş eder insanlar değli, efendi, centelmen insanlar olaruk * görmek istiyoruz. Ve bunu istemek hakkımızdır. Ya Reşulallah yeldik, dergeh; hacetine, Müdiran' bakmaz, bu halkımın hiç temenniyatma! İki Rostof Savyet Busyada Novaorod oldur Ga.gibi iki'de Rostof vardır. “Rose lof Velikii”yani — “Büyük . Rostol” ismindeki ,merkezi Rusyada, “Ya- roslav” şehrinin cenubundadır. Çok atkidenberi mevcut olduğu hatlâ rpllâHan altı yedi asır evvelki Yunan tarihlerinde ismi zikrölüne duğu söyleniyor. İkinci Rostof ise, şimdi Alman" ların ışgali allında bulunan “Ros. tofna Dona” yani “Don nehri Üzce rindeki Röslof” dur, Bu şehir, bü- tün cenmbii Rusya kasabaları gibi, 18 inci asrın son Yyârısında, Don nöhri Üzerinde inşa edildi. Burada, 1761 de, memlekoti Türk ve Tatar hücumlarından korumak için, "Sen Dimitri — kalesi" işminde bir kale inşa edildi. Şelhirin ilk ahalisi, bu — kalenin içinde yerleşti. Zamanla, — buraya Rumlar, Ermeniler ve Yahüudiler geldi. Nüfusu arllıkçâ; kasaba DHüs yüdü ve Çürlik sonlarında nüfusu 80,000 e kadar cıktı. Bu nüfus, Sör- yet idaresi — altında, beş — senelik plânlarım datbikine kadar yüz elit bin'kişiye, ondan sönra da 600,000 kişiye yüksetdi. - bazı " Dünyada emsâli olmayan bir film kolleksiyonu Dünyanın en zengin film kütüpe hanesi, Nevyorktadır. Bu kütüphe- ne, “Jeneral Fil Librari” müecs$e- sgesi tarafından vücuda getirilmize tir. Broadvay'ın mahzenierinde bu- lunan bu filmler, eski filmlerin 6B milyon metrelik negatif asilelridir. Bunlar, tasnif edilmişler, numaralı kâlulara yerleştirilmişler ve kütüre hanelerde Kltaplar gibi dizilmiş- lerdir. . Bu filmler Aarasında, kücük elhe adda bülüunan bir kısim (ilmler vardır ki, bunların başka asılları olmadığı iİçin, şimdiden “tarihi bir kıivymiet almıslardır. Bu filmlerin en eskileri, 1892 senesi Şikagğo sergisinde oynanan dansları 1899 senesinde, İte panya * Amerika harhbi esnasşında, Amerikâ nekerlerinin 5 ihnci caddee den geçişlerini ve 1906 da San Fransisko — zelzelesini gös!erenleie dir. « Bu sinema kütüphanesi, mlistaki" öperatörler tarafından — çkilmiş o- lan filmleri satın <İmakla devyam ediyor. Her sene, 25,000 ilâ 30,000 metrelik film satıt alınmaktadiır. — .3- İerinden çıkaa müânanm anlaşıldr | ğından emindi Ve Sessiz — sedasız | ölkelenmiş gibi duran efendisine l bakıyordu, #adam dö Blondel d “yeğenini tetlük erliyordu, — Fakat hükim ağzını açmıyordu, Şaşırmi - gaa benziyordu , Sessizliği kıran halası oldu: — Hadi, dedi, karar veriniz, derhat hareketa geçmelisimiz, Marki Antrekasto ağzını açına " makta, israr etliğinden balâası sö « zünde devanı etti: — Anlamıyor musunuz? Karı . nızı öldürdüğünüzden şüphe etli « yorlar, Bütün deliller aleyhinize “ dir, Zaten kötü dili kadınlar bir dedikodu halinde salonlarda bunu söylemiye başlamışlardı. Şundli bu ustura hikâyesini de dillerme de- iayacaklar. Eğer suçsuzsanız he * men harekete getiniz ve tahlikatı bitiriniz, Vazifeniz çocuklarınızın günesinin İntikammmi almaklır, Marki hâlâ susuyordu, Madam dö Blondel soğuktuac'dığını muha- faza ederek sözünde devam etti: — Eğer suçlu iseniz kaızlarımızın adımı, şerefini korumak — lâzandır, Berhal kaçınız, Bu sırada kapı açıldi ve Martki” nin akrabasından mahkeme azaslte Gan Şatönöf içeriye girdi. Madam Blondelin son sözlerini o da işit » miş ve hentiz kimsenin bilnediği- ni sandığı haberi onlarım da öğ « Fenmiş olduğunu anlımışti . — Halanızın bakkı var, diye süze başladı, çok muşlıül hir mes- kidesiniz, Yakında sizi hapsedle - cekler, eğer sutlu iseniz derhal terkediniz. Haydi, söyleyiniz, Hâkim Antreküsto ağlıyarak diz çöktü: — Gidiyorum, para veriniz. O günden sonra kanabtula bil - tün diller çözüllü, Herkes Marki ile karısı arasındaki geçimden bah- hetti . İYİ GEÇİNEN BİR AİLE Bu ölüm şatodâ yaşryan insânı. ları çok heyecanlandırmıştı. Tah . kikat sırasındla hizme'çiler: — Madam Antreknsto kimseyi ezarlamazdı, diye ifade vermiş « lerdi, Esk'de yaşıyan herkes ma- damm ne iyi bir kadım olduüğuna şahadet eder, suçluların kabaha - tini affeder, fakirlere bol bol a« dalm, verirdi, O insan deği!, bir melekti. İnsandan ziyade meleğe benzi “ yen bu kadın kadar güzel değtldi. | Tevazıa yüzünden görünmiyen si- |Z bir çehre gibi yasıyordu. Çok E asil bir ailedendi. Babasnım hâ ” 'nedanı FPransa Etralnm akralı « 'i Bından olurduüu, Genç yaşında - ölen annes)i da eski kıralım nedimele . ,nndendi, Asıl ismi Anjfelik ölan 'îim'kiz | Antrskasto Kocasından bir yaş dü- | ha büyüktü. Evlendikleri vakit her | kes Markiye üdeta gıpta etmişti, * | Maamafih Şüurasını da söylemek lü. zaridır dğ, Marki zamantalı en yar | kışiltir orkeği idi, çok iyi giyinir. ' di, tatlı ve güzol söz söylerdi. birna îluaı-um mesrep olduğu, datnsü ve kumara fazla düşkün — bulunduğu birçok kadınları baştan — çıkardığı taklandaki rivayetlere rağmen cid Nefesi kesilen usak sustu, Süz- | Betti ve genç kadını bol ho! imet . ABER — Akşam Postası arihin büyük davaları" akiımiıin karısı Toplayan: Muzalfer ESEN di, doğru, temiz bir insan olarak tanınmıştı, Kadın kocasının evine mesut o* rak için girdi. Derha! kocasının Servetini idare etmiye başladı, ev iştberini yoluna koydu, üzerinde cok büyük tesirj oldu, Mesut yaşa” dilar, üç çocukları dünyaya geldi, Verkes bu karı kooanın çok me- ut olduğuna kani idi , Bu meselenin davası mahkeme., yo intikal ettikten sonra şahitler- den biri Eks şehrinin en asil aile- leraerf'len olun Kont Jan-Baptist dö Hastellan mahkemede şu suretle şehadet etmişti: — Maiftinin iki hüviyeti vardır, Kusursuz bir hâkim olan dış hüvi yeti, hafifmeşrep bir adam olan iç hüviyeti. Fakat çok zeki bir adam o'duğu muhakkaktır. Çünkü birçok metresleri olduğu halde burları biç kimseye hissettirmemiştir. Biz bile khakkında aldanmıştık, Eğer aldanmamış alsaydık bugün adliye tarihinde bir leke olan bu adamı mahkeme reksliğine getirmek için veylerimizi vermezdik. Haber'in bulmacası ı u ize & e 7 g8 946 « h & | ) n p a 4 a i 5 * SA 4 a;s * « ” ÖREKTREEE - * ;J"ı Soöldan sağa: ? — Hem İspanya parası hem sofra levazımı, göçebelerin kuülühe- si, 9 — Meşhur ve eski bir Yunan şairi, iskambilde en yvüksek cins, 3 — Zevk, bir yemiş, £ — Bir & mir, vaktiyle dünya güzeli olâan Türk kızı, 5 — İpekböceğinin evi, 6 — Spor mücadelesi, bir kesme vasıtası., 7 — Defa, meşhur bir Ale mah müsikişinası, rusça “evet”, 8 — Bir millet, ekmek 9 — Katil ve cani makulesi' adamlar, tehlikei bir rüzgâr, 10 — Araba “en az", sönbâhar. Yukarıdan aşağıya: 1 Bir kâğıt öyünu, pokerde bir kürnazlık (aymnı zamanda eczahus nelerde bulunur), 2 — Gayret, in- san Öyle olsaydı cihan cennet ü« lardu, 3 — Pişmemiş, elinde olmi- yarak, $ — Bir yemiş, bir denix | ölçüsü, 5 — Bir silâh, bir eğlence veri, 6 — İskambilde kuvvetli bir kâfıt, uzun hikâye, 7 — Alaylı vo gülünç yazı yazma larzı, bir edas tm kısaltılmış ve kalınlaştırılmışı, 8$ — Âk üstünde karayı — seçmek, cilve, 9 — Darıdan yapılan bir içki, nezrelme, l0 — Çok değil, bir ay. Dünkü bulmacamızın halli: i — Çapul, Küle, 2 — Zıd, 8 — R, Kasaha, E, 4 — İkişer, Kav, 5 — Bön, Al, da, & —« Alkı Sakame!, 7 — Ş Kader, M, 8 — Ilik, Dar, K, 9 — Asilik, Su, 10 — Avala Hoş. 4 ,J Orümaa HALK SÖYLÜYOR Markiyi çok seven Eks nhalisi bir gün içinde aleyhine dönüver * di, Şimdi her tarafta Markinin a. leyhinde söyleniyor, Markinin ilk İki evlilik senesin. de dürüst davrandığı aile hayatm- da mesut olduğu muhakkaktır, Va. kat evliliklerinin üzerinden iki sSene geçince Marki karısmdan u * zük yaşamıya başlamıştı. Geceleti çıkmıyordu. Eğlence yerlerine ka- rıstnı götürmüyordu. Zavallı ka « dın birçok zamanlar evde kapalı kalıyordu, Fakat kadıncağız dalma görünüşü kurtarmak istiyor, koca- sından hiç şikâyet etmiyor, çocuk” larma bakmak için kendi arzusu ile evde kaldığmı, cemiyet hayâtın » dan hoşlanmadığını söylüyor. Ko . cası karısımım parası ile geçinmi « ye başlamıştı. Kadından para ko » parmak için sık sık kavga ederdi. Birkaç gün evvel Markiyi bol bol metheden Eksliler şimdi onun müs rifin biri olduğunu söylüyorlardı. Marki çocukluğunu bahbasindan u- zak geçirmişti, bu yüzden alle ter- biyesinden de mahrunı kalmışstı, Nihayet dedikodular Markinin Ban Metresi olan Madam dü Sen Simon üzerinde toplanıyordu, Madam Silvi dö Sen Simon mah keme azasından Pazeri dö Tora * nun kızı idi, Markij cinayet gevla Bini bu adamm öşinde geçirmişti. Fazerinin kızı genç yaşında dul kalmıştı, Genç dul genç hâkimin güzelliğine, boyuna bosuna, çocuk Bözlerine, zekâsına — vurulmuş bir gezintide askını genç hâükime iti. raftan çekinmemişti. Her güzel kadma âşık oluveren Marki genç dulu teselli etmeayi de vazifeleri arasında saymıştı. Marki ile Madam Sen Simon a » rasındaki münasebet günden güne na kadar gitti, Kadın — kocasının bua âşıkımdan - biraz şikâyetçi idi. Fakat yine kocasım mazur görü - yordu, — Ne yapsın, bu kadından ay” ulamıyor, yoksa kafasında Tena bir fikir yoktur. Markiz kocasının genç Madam dö Sen Simonla yaşadığını hiliyors du, Fakat buna rağmenl sesini ç- karmıyor, hattâ Madam dö Sen Sir monla bir dost gibl konuşuyordu. Bu hususta dönen dedikodula « ra bakdacak olursa Markiz iyiliği. ni çok ileriye götürmlüş, kocasmı yormamasını. Madam dö Sen Si « mondan rica etmişti, (Devamı var) Çörçilin küçük kızı onbaşı İngiliz Başvekijli Çürçil'in en kltcük kızı, hizmet etmekte — bulunduğu “yardımcı kadın teşkilâtımda,, onbaşı rütbesine yükşelmiştir. Gazeteler, Çörçil'in bu — teşkilAtı teftişi sırasında, asker kaputlu ve kasketij kizmın, askerce bir duruzta, babasına “tekmil haberi,, — verdiğini. onun da eli kasketinde, bütün cilidiye tile, dinlediğini gösteren resimler neş rediyorlar, Ne dersiniz? Çok enteresan şay değil mi? 'l ** ve İşçi arıyanlar ilerledi ve genç Markizin kulağı - | Yany # OÖrtamektep mezünu bundan iki | saene Öğretmenlik yâğmış ve daktilo bilen bir genç kız hüsusl mücaseseler. de ve Tesmi dajrelerde çalışmak Üzere iş aramaktadır. (S.A,) remzine mü- racatları . 3 Satılık yemek sobası Lokantalar için çok elverişli ve kullanışlı, hem taşkömür hem odun la kulanılır, 1,80 boy ve 1,10 enini 8 gözlü, sıcak su ve fırın tertibat: bulunan bir yemek Sobası satılık tır. İsteyenlerin Vakıt matbaasında Orhan Temele mürqeıuın. Aldırımız: Aşağıda remizleri — yazılı olan ©. kuyucularımızın namlarına gelec mektupları idarehanemjzden (pazar.. ları hariç) bergün s&abahtan — öğleye kadar ve saat 17 den sonra aldırma. ları, (Ateş 6) (A.G.) (Ben) (Bulunmaz) (Dokumacı) (E25E5) HL — 4fü: (İ.8, serbest) (İNG) (Lâle 11) (M E.49) (Mahir) (N45M.T) (Kim) (Tükkm âensin), Yeni Neşriyat — el Milliyetin felsefesi ve Türk - lerde ulusal inanç Fikir tarihimize hizmmet maksa. diyle milliyetin felsefesi ve Türk- lerde ulusal inanç isimli bir kitan çıkmıştır.. Mukaddemesi — İzzettin Mete taralından yazılan bu eserin mevzüüunu,T ürk ulüsal kültürünün diğer kültürlere olan üstünlüğü teş- kil etmektedir. İçinde bir çok sa- lâhiyetlâr muharrir ve profesönl:- rin de yazısı bulunan bu eser, Ü. nivyersite kitabeviyle Arif Polat kitabevi ve Ahmet Halüt kitaböve lerinde satılmaktadır. (BUNDAN Rir fotoğram makinesi sa. yesinde Borabay'ın en kalabalık varöşlürm larla Hindliler arasımda çarpışmalar oluyormuş, Bu arada, tesadüfen ora- da bulunan yahut seyre giden, Avru- pallar da pataklanıyormuş, Bir gün, üç İngiliz gazetecisine, hizmetlerinde bulunan müslüman u- şakları, müslümanlar tarafmdan bir nümayiş yapılmakta öldüğünü habher vermişler. Üç gazeteci de, fotoğraft. makinelerini sırtlayarak, vatroşa koş- müuşlar, Resimler alacaklar, gazetele rine taze hâvadisler — gönderaeceklear, diya meçğanun imişler, Yerliler, onları görünce, yumaruk- larını sıkarak, ortalarmna almışlar, . Hiç şüphe yok, iyi bir dayak yiyecek. ler, Gazetecilerden birisi, nasılsa bir kenarda kalmış. Kendisini de, arka- daşlarını da kurtarmak çaresi düsü. nürken aklına bir şay gelmiş, Hemen büyükee olan fotoğraf —makinetini sehpası Üzerine yerleştirmiş ve: — Dikkat! Fotoğrafmizı çekiyo- rum, Diye bağırmış, Hindiller, bu ihtar üzerine, ıki İn- Biliz gazetecisini birakmışlar, totağs rafları Iyi çıksm diye, Üstlerini büs. larmı düzelterek vaziyet #lmışlar, Gazeteci, arkadaşları sivişmeala kadar iİşj uzatmış, nihayet tabânleri kaldırarak kendisi de İtâşmiş Anlaşrlan, Hindljler da fotoğrar möraklısı! Sabri, bu şahsan tanımmadıiği, z- amdan başka hkiçbir şey bilmediği adam!a bütün zihninin dolduğunu hissediyordu, Yakacıkta geçön gecenin Saba- hı Sabri, getç Lızden kalıvaltı c6- nasımda gerç möhendisin mestit rökibi hükkında malörmat almâk istemizti, Onat “—- Eöeveysi sağ mıdır? Hatiği uiledandir? keidisi Ne İŞ yapai? Ümit edörim ki iaeylanz getirdiği şeylerin münasebetsizlikler alikâsı yoktur...” gibi suadiler sormuş, fâ- kat Üğülü, artlx hiçdir saale cevitp vermiiyeseğini bildirmişti; — Sevğili vasim, bu adamdan bir ay soara bahsedeceğimizi ka- parlaşlmımıştık. O vüdite kulur bu imzara hürmet edezok — benim de muvhaşaemi bulmama İğtlen yar dnd“fio Brrba sonra, onları İstanbula gö titren tiranda Sabri, dalin cildi ve daha sert bi rtavirla bu mesele Ü. zerine Ö6 Ve Brar etmişti. Du sırada genç kız öünkli we" tzaplarımı hatarlatan mazlüm ve Nirzlek bir tebesslinile: — ilimdem W koxdıtuma, ile di, Yine mi bana öyle ralim bir bürmetsizlikle balıacak ve zavallı e'lerimi kırarcasına sikarcakainız? — ÂAma, yaptınız. Ümit, Sabri bu cevabı nadim bir sesle verdikten sontu artık daha iletiye gitmekten vazgeçmisti, Genç Kizın niakmini eklarimn! ülmız, onları ok- çayıp öpmüstü, Zavalit Sabrinin hu saniyelerde onmn önünde dixr 86 - 'üp har seyi süylememak için ne- ler çektiğini alinli ile Berdisi bilir. Nafmo htâlâ Mükertem; methea - — Bitâre Mükerrem, ne sadık, te vefakâr hele ne temiz Ölltin - cuktu, Onun b mükeeme! halleri ne bakar derin aşkma, Ümidin derin bir sevda ile mınlkabele ede- eeğini pek tabif sanrrdımı. Sabri cevap verdi: — Zanneder misiniz ki, tabil, velfakâr ve sadık olmak gübi va « siflar âşık olmak için kâfidir? - ger böyle olsaydı, sizi temin ede- rim ki dünyada talisiz Aşıkların sayısı pek çok olurdu. — Bu sözlerinizle bu zavallı ço- cuğun da sekmı Şöyla Zelişiğüzel bir şey mi addediyorsunuz? öX a iaklei SEĞLE . Bd UNCAK DEĞİLDİR. « Â9 « — Hayır, demek istiyorum ki, Mükerrem yaşanmamış, düğümler” memiş bir aşlım daha jik sa'hasın daki yaradan ızliırap çak'yor. Onun yaşmda iken bu acılara tahammül pek kolaydır. Az bir müddet için- do hör $ey ünütülür gider. Yara- lar kapanır, izleri bife kalmaz, Nülme bir müddet Sabriye bak” u: — Canım, dedi, siz da bugün tuhaf bir ha! var, Ne oldunuz? Ben hislerinize uymak istiyorum, &z boyuna hislerinizi değiştiriyor- sunuz, Bu sabah sakın ters tara * fınızdan kalkmış olmuyasmız!., Sabri, güldü: — Affmızı rica ederim belki küzlerinizde haklısmız.. evet muz. taribim, Ümidin bu evlenme mna- Gelesi beni gok yorüyor... Sonra yakiın bir zamanda onu sizin tak- S t v e İ p Nakleden Mumor ESBN Girinize, sevginize lâyık mesut bir Bgence îemeğl de ümit ediyarımn, İnsanlar, garip mahlüklardır. a$le ben de hayalımda kurduğum bu besapsız, hendesesiz b'naların yr kılmasından kendimnile beraber hbaş- Ha'arını da Mmesul tutmak ihtiyaş- nt duymakta bir teselli buluyorura, —- Heyhat!, Ben de bir saman için sizin gibi birçoti ümitlere kar pılmiş, her şex. gülpenbesi İçinde Kgörmüştüm, O zamanlar simdi ken dimle bile hayret ettiğim bir ka, nuatler “Ümit, Mükerretini seve. cektir!” diyordum, İyi ki işi daha ileri vardırarak — “seviyor” deme- mişim! Ümit Mükerremi sevmediği hak kında Najmenin artık hiçbir güp - hesi kafinamıştı, Fransava, şaştlacak kadar açık bir alâka ile sordu: , -——h-—: Ş DN " — li a AD D y w»-ı-k*'e- — Peki, fakat onun başka biri- ni sevdiğini zanneder Misisiz”.. İhtiyar kadın gözler'ni Ümidin duüvardaki bala elbiseli resmite Çevirdi: — Size bütün söyliyebileceğim s$ey, $imdiye kadar böyle bir tar Savvuru haltıfa getirecok — hiçbhir bâdiseyi kaydetmed'ğimdir. Fa - kat size evvelce de sövlemiştim va bu &ır kurukumasının hakiki ben - böine nuluz etmeğe muvulfak ola" Maryoruni. Sabri, bir lâhza asahi bir saş « lonlık gecirdi. Dudaklarma bir isim hücum ediyordu. Kalktı odada malk satsız birkaç andım attı. etejerin ü. zerindeki minimini bir haykeli eli- ne aldı, bıraktı... Sonra karar ver.« miş gibi Bayan Naimeyo ezimle dönerek, sordu : — Âz kalsın unutuyoardum, dost- Tarımdan birini alâkadar eden bir zat bakkırda malümat almak isti- yorum, Sekip Direk isminde birini tanıyor musunuz ? Bayan Naime mütehayyir, tek « rerladı: — Şekip Direk mi? Sabri, ıabmnlınmuh başlıya * aKĞÜ e ei de lll rak: — Evet, dedi. muün akrabasarın dan bir kızı istemiş ne biçim Ne kr ratta bir arlamdır? Bunu öğrenmek istiyorlardı, YehiFrim? Ben bu zatı tanimiyö rum., simdiye kadar adınt bile » sitmedim, — Mümkün değil, blm hâfıza. nizi yoklayınız, daha dün hilmem nasıl bir münasebetle Ümit da anı tanıdığınızı söylemişti. Naime gülünisiyerek Ve mesale" ye büyük bir ehemmiyet vVermiye- rekt i — Ümit mi? dedi, feslihhanat- leh! Bunu da nereden gıkardı j enba?., Bön bu Bay Şekip Direki görmek şöyle durwun, ıdııı bile işitmedim. Sabri, sapsarı olmuştu;. uylm- — Beni Mühvediyorsnumz? Bu ses, heyecandan hoğulanlara ait kısik bir andıetyorda, Naime, gözlerinde geniş bir stalle ona baktı: di: (Devamı var) -. İŞUNDANİ (dan biri olan Şuvpatti'de , müslüman. * bi aa K, K asana nn A ee A A aü ge —a a 07

Bu sayıdan diğer sayfalar: